Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 11/92 s. 4-7
  • Bir Amaç Arayışı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Bir Amaç Arayışı
  • Uyanış!—1992
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Amacı Arayış
  • Hayata Amaç Veren Nedir?
  • Hüsran ve Hayal Kırıklığı
  • Bunu Bize Kim Söyleyebilir?
    Yaşamın Amacı Nedir? Bunu Nasıl Öğrenebilirsiniz?
  • Hayatı Anlamlı Kılan Bir Amaçla Yaşamak
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2007
  • Hayatın Gerçek Amacı
    Uyanış!—1992
  • Yaşamın Bir Amacı Var mı?
    Yaşamın Amacı Nedir? Bunu Nasıl Öğrenebilirsiniz?
Daha Fazla
Uyanış!—1992
g 11/92 s. 4-7

Bir Amaç Arayışı

CHARLES DARWİN’den bu yana biyologlar, evrimin bir sonucu olarak, insanlara hayatın temelde amaçsız olduğu teorisini kabul ettirebilmek amacıyla muazzam baskılar yaptılar. Bununla birlikte birçok insan içgüdüsel olarak bu teoriye karşı çıkıyor. Genç bir evli çift, yeni doğmuş güzel bebeklerine bakarken, bu yeni hayatın amaçsız olduğuna inanmakta güçlük çeker. Onlar için bu hayat, bir mucize, yaşamlarını zenginleştiren bir harikadır.

Hatta bazı bilim adamları dahi, hayatın anlamsız bir kaza olduğunu kabul etmezler. Neden acaba? Encyclopedia Americana’nın “yaşayan varlıklarda görülen olağanüstü karmaşıklık ve organizasyon” olarak adlandırdığı nedenlerden ötürü. Americana şöyle devam eder: “Çiçekler, böcekler ve memelilerin yakından incelenmesi, her kısmın inanılmaz bir hassasiyetle düzenlenmiş olduğunu göstermektedir.”

Güney Afrikalı bilim adamı Dr. Louw Alberts, en basit canlılarda dahi görülen bu karmaşık ve güzel düzenlemeyi dikkate alarak, Cape Time gazetesine şunları söylemişti: “Bir Tanrı’nın varlığını kabul etmekle, [hayatın] sadece rastlantılar sonucu ortaya çıktığını kabul etmeye göre daha fazla entelektüel tatmin duymaktayım.” İngiliz astronomu Sir Bernard Lovell de canlı organizmaların kimyasal bileşimlerinden bahsederken şunları yazmıştı: “En küçük protein moleküllerinden birinin oluşumuna neden olacak bir rastlantı .... olasılığının değeri, tasavvur dahi edilemeyecek kadar küçüktür .... Bu olasılık pratik olarak sıfırdır.”

Benzer bir düşünceyle astronom Fred Hoyle da şunları yazdı: “Klasik biyolojinin tüm yapısı, hâlâ hayatın tesadüflerle ortaya çıktığını savunmaktadır. Bununla birlikte, biyokimyacılar hayatın muazzam karmaşıklığını ilerler şekilde keşfettikçe, onun kaza sonucu oluşma olasılığının ne kadar küçük olduğu ve bu olasılığın tamamen bir kenara bırakılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Hayat, tesadüfen oluşmuş olamaz.”

Bu ne anlama gelir? Eğer hayat kaza sonucu ortaya çıkmadıysa, bir tasarım sonucu ortaya çıkmış olmalı. Eğer bu doğruysa, onun bir Tasarımcısı da olmalı. Hem de ne muhteşem bir Tasarımcı! Mezmur yazarı yerinde olarak şunları yazdı: “Heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım.” (Mezmur 139:14) Fakat bütün bunlar hayatın bir amacı olup olmadığıyla ilgili olarak bizim için ne anlam taşır?

Her şeyden önce, insanlar da bir şeyler tasarımlar ve yaparlar. İnsanlar jet uçakları yapıyor. Petrol rafinerileri yapıyor. Elektrik santralleri yapıyor. Ve bunlardan daha fazla ya da daha az karmaşık olan sayısız başka şeyler de yapıyor. Fakat insanlar bu tür karmaşık şeyleri bir neden olmadan tasarımlamaz ve yapmazlar. Her şeyi yaparken, zihinlerinde bir amaç vardır.

İnsanların yapmış olduğu hiçbir şey, canlı varlıkların muazzam karmaşıklığına yaklaşamadığına göre, elbette hayatın Tasarımcısı, bir amacı olmadan hayatı yaratmış olmaz. ‘Şaşılacak surette yaratıldığımıza’ inanıp da, sonra başıboş, yönlendirmesiz ve amaçsız bırakıldığımızı düşünmek idraksizliğin zirvesi olurdu.

Amacı Arayış

Yaratıcı’nın insanları bir amacı yerine getirmek üzere yaratmış olduğu, biz insanların, hayatımızda içgüdüsel olarak bir amaç araması gerçeğiyle de kuvvetle desteklenmektedir. Bir psikolog olan Gilbert Brim, şunları söylerken insanın amaç için duyduğu içgüdüsel ihtiyaçtan söz etmekteydi: “Birçok insan işyerlerinde kişisel gelişme olanağına ve zekâyla çaba gerektiren işlere sahiptir. Fakat bunlara sahip olamayanlar, mücadeleyi ve başarıyı başka yerlerde arayacaktır: Kilo vermek, eğimli golf sahasında altı-demir vuruşunda ustalaşmak, kusursuz omlet yapabilmek, planöre asılarak uçmak, yeni yiyecek türlerini denemek gibi macera arayışlarına girecektir.” Psikiyatr Viktor Frankl, şu fikri dahi öne sürmüştür: “Hayatında bir amaç bulmaya çabalamak insandaki başlıca harekete geçirici kuvvettir.”

İnsanların hayatlarında kendilerine koydukları bazı hedefleri inceleyelim.

Hayata Amaç Veren Nedir?

Bir genç kıza hayatındaki amaç sorulduğunda, şunları söyledi: “Benim rüyam güzel bir apartman dairesine, güzel bir arabaya ve arabayı kullanacak yakışıklı bir delikanlıya sahip olmak. Ben kendi arzularını tatmin edecek bir tipim. Ben önce kendini düşünen bir insanım. Tüm toplumu mutlu edecek şeyleri değil, beni mutlu edecek şeyleri isterim.” Bunun bencilce göründüğünü düşünüyorsanız, haklısınız. Bu bencil bir düşüncedir. Ancak üzücüdür ki, bu, çok ender rastlanan bir tutum da değildir.

Bununla birlikte, sadece maddi şeyler ve zevkler peşinde koşmak, insanın hayatında bir anlama sahip olma ihtiyacını doyurabilir mi? Hayır. Zevk tek hedefimiz olduğunda, bize doyum vermez. Zevki hayatlarının asıl gayesi haline getirmiş olanlar, genellikle sonunda, sahip olduğu gücü ve zenginliği zevkin o zaman mevcut olan yönlerini araştırmakta kullanmış olan eski zamanların zengin bir kralının sözlerini yüreklerinde hissederler. Bu kralın vardığı sonucu dinleyin:

“Hem de kendim için gümüş ve altın, ve kıralların ve vilâyetlerin hazinesini topladım; ve erkek ve kadın hanendeler, ve âdem oğullarının zevk aldıkları şeyler, bir çok kadınlar edindim .... ve işte hepsi boş, ve yeli kavramağa çalışmaktı.”—Vaiz 2:8, 11.

Birçokları doyumu bir meslek ve kariyer sahibi olmakta veya zihinsel ya da fiziksel güçlerini değerli görülen amaçlara erişmek üzere kullanmakta bulurlar. Ancak bir süre sonra, kariyer, hayatta bir amaca sahip olma ihtiyacını tamamen doyuramaz hale gelir. Yatırımlar konusunda bir “süper star” olan Peter Lynch hayatında önemli bir şeyin eksikliğini fark edince yüksek kazançlı mesleğini terk etti. Bu eksiklik neydi? Ailesi ile olan ilişkisi. Lynch şunları itiraf etti: “Yaptığım işi seviyordum ama başka bazı kişiler gibi ben de bir sonuca vardım: Bu işi .... ne için yapıyoruz? Ölüm döşeğindeyken, işyerinde daha fazla zaman harcamayı arzulamış birini hatırlamıyorum.”

Bu nedenle hayatındaki hedefleri düşünerek şunları söyleyen bir genç kız, bir ölçüde denge gösterdi: “Rüyalarımdan biri meslek ve kariyer sahibi olmak. Ancak asıl rüyamın, mutlu bir aileye sahip olmak olduğunu düşünüyorum.” Evet, ailemiz hayatımıza anlam ve amaç verebilir. Evli bir genç kadın şunları söyledi: “Anne ya da baba olmanın, herkesin yapmak üzere doğduğu bir şey ve hayatın amaçlarından biri olduğunu erken yaşta öğrendim ve bunu hiç sorgulamadım.”

Başkaları hayatları için bir amacı başka uğraşılarda ararlar. Bazıları muhtemelen, hayatın anlamsız bir kaza olduğunu iddia eden bilimadamları da—bilgi peşinde koşmakta bir amaç ararlar. Evrimci Michael Ruse şunları yazdı: “Bilgiye karşı bir açlığımız var ve bu da bizi hayvanlardan üstün kılar .... En büyük ihtiyaç ve görevlerimiz arasında; şevk ve başarılarımızla birlikte geçmişin birikmiş hikmetiyle bilgisini çocuklarımıza aktarabilmek de vardır .... Bilgi ve başarı arayışı insan ruhunun en dikkate değer özelliklerindendir.”

Bazıları, bir dava uğruna çalışmanın, hayatlarına amaç sağladığını görürler. Az bulunan hayvan türlerinin korunması için çalışırlar veya çevrenin kirletilmesine ve tahrip edilmesine karşı savaşırlar. Başkalarını düşünenler, çocuk hakları veya evsiz ya da yoksullara yardım için çaba gösterirler ya da uyuşturucu bağımlılığının yaygınlaşmasına karşı mücadele verirler. Böyle kişiler, bazen çok faydalı işler başarırlar ve yaptıkları işler, bir amaç kazandırarak hayatlarını zenginleştirir.

Hüsran ve Hayal Kırıklığı

Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, amaçları değerli dahi olsa, insanlar, bu amaçlarına erişmek konusunda sık sık hüsrana uğrarlar. Çocuklarını yetiştirirken büyük sevgi ve gayret gösteren ana babalar, bazen kaza, ağır suçlar, hastalık ya da uyuşturucu bağımlılığı gibi nedenlerle çocuklarını kaybedebilir. Ya da çocukları büyüdüğünde, bazen dünyanın bencil ruhundan etkilenip ana babalarının sevgisine karşılık vermezler.

Kendilerini düşünmeden çevreyi geliştirmek amacıyla çalışanlar, sık sık ticari çıkarlar ya da başkalarının umursamazlığı nedeniyle hüsrana uğrarlar. Yoksulların koşullarının iyileştirilmesi amacıyla çalışanlar ise, yapılması gerekenlerin büyüklüğü ve çokluğu altında ezilirler. Meslek ve kariyerlerini doyum verici bulanlar da, emekliye ayrılmak zorunda kaldıklarında hüsrana uğrarlar. Bilgi peşinde koşmayı tamamen doyum verici bulan bir araştırmacı, hayatının sonuna yaklaştığı ve hâlâ o kadar çok cevaplanmamış soru bulunduğu için hüsrana uğrar. Tüm hayatını bir servet edinmek üzere harcamış olan kişi de, sonunda bu zenginliğini başkalarına bırakmak zorunda olduğunu görecektir.

Daha önce sözlerinden alıntı yapılmış olan eski kral, bu hüsran ve hayal kırıklıklarının bazılarını şöyle tanımlamıştı: “Güneş altında çektiğim bütün emeğimden nefret ettim, çünkü onu benden sonra gelecek adama bırakacağım. Ve kim bilir, o hikmetli mi olacak, akılsız mı? Ve güneş altında kendimi hikmetli gösterip çektiğim bütün emeğim üzerinde saltanat sürecek.”—Vaiz 2:18, 19.

O halde sonuç olarak, bu çok doğru olan sözlerin ilk bakışta ima ettiği gibi, hayat amaçsız mıdır? İnsanların peşinde koştuğu çeşitli hedefler, sadece kendilerine ihsan edilmiş 70, 80 ya da 90 yıllık hayatlarını geçirebilmeleri için bir yardımcı mıdır? Bunun ötesinde, bu hedefler temelde anlamsız mıdır? Hayır. Aslında bu hedefler, yaratılışımızla ilgili çok derin şeylere işaret etmekte ve hayatın gerçekten çok şahane bir amacı olduğuna delil teşkil etmektedir. Fakat bu amacı nasıl bulabiliriz?

[Sayfa 7’deki resimler]

Bazıları, bilgi peşinde koşmanın, hayatlarına anlam ve amaç sağladığını görürler

İnsanlar, zihinlerinde bir amaç olmadan, karmaşık şeyler yapmazlar

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş