Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g99 Mayıs s. 28-29
  • Dünyaya Bakış

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dünyaya Bakış
  • Uyanış!—1999
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Evlilik Sağlıklıdır
  • Şiddete Başvuran Kahramanlar
  • Yalnız Kalpler İçin Elektronik Yardım
  • “Genç Kadınların Bir Numaralı Katili”
  • Kirliliğe Yol Açmayan Araba
  • Kirli Alpler
  • Ailece Yemek
  • Sağır Eden Kulaklıklar
  • Tütün Spora Sponsorluk Yapıyor
  • İlk Çiftçiler
  • Milyonlarca Hayat Kül Olup Gidiyor
    Uyanış!—1995
  • Tütün Piyasasındaki Ahlâk
    Uyanış!—1991
  • Dünyaya Bakış
    Uyanış!—1996
  • İnsanlar Neden Sigara İçer? Neden İçmemelidirler?
    Uyanış!—1988 (Bilimsel Seri 25-28)
Daha Fazla
Uyanış!—1999
g99 Mayıs s. 28-29

Dünyaya Bakış

Evlilik Sağlıklıdır

Bir araştırmacı, The New York Times’ta, evliliğin hem erkekler, hem de kadınlar için “yaşamı uzattığını, fiziksel ve duygusal sağlığı oldukça arttırdığını ve geliri yükselttiğini” belirtti. Chicago Üniversitesi’nde profesör olan Linda J. Waite’in araştırması, 1972’de yayımlanan ve evli kadınların psikolojik baskıya maruz kaldığını belirten bir raporun aksini ortaya koymaktadır. Dr. Waite, “evliliğin insanların davranışlarını,” daha az alkol kullanmak gibi, “olumlu yönde değiştirdiğini” fark etti. Evliliğin depresyonu da azalttığı görülüyor. Aslında, “araştırmanın başlangıcında bekâr erkekler grup olarak depresifti ve bekâr kaldıkları sürece daha depresif duruma geldiler.” Bununla birlikte, Minnesota Üniversitesi’nde profesör olan Dr. William J. Doherty, bu verilerin bir genelleme olduğunu, evliliğin herkese yaradığı ya da yanlış kişiyle evlenenlerin mutlu ve sağlıklı olacağı anlamına gelmediğine dikkat çekiyor.

Şiddete Başvuran Kahramanlar

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün medyadaki şiddetin etkisi konulu araştırmasına göre, çocukların en çok örnek aldığı ünlülerden bazıları vurdulu kırdılı filmlerin kahramanlarıdır. Brezilya’da çıkan Journal da Tarde’ye göre, 23 ülkede, kendileriyle anket yapılan 12 yaşındaki beş bin kişinin yüzde 26’sı, örnek aldıkları kişiler olarak bu film kahramanlarını ilk sıraya koydu. “Pop yıldızları ve müzisyenler (yüzde 18,5), dinsel liderler (yüzde 8), veya politikacılar (yüzde 3)” bunun gerisinde kaldı. Araştırmanın koordinatörü profesör Jo Groebel çocukların, şiddete başvuran kahramanları, temel olarak zor koşullarda nasıl hayatta kalabileceklerine ilişkin örnekler olarak gördüklerini söylüyor. Groebel’in uyarısına göre, çocuklar şiddete ne kadar alışırlarsa, aşırı davranışlarda bulunmaya o kadar elverişli duruma geliyorlar. O şunları ekliyor: “Medya, şiddetin işe yaradığı ve olağan olduğu fikrini yaymaktadır.” Groebel ana-babaların, çocuklarının kurguyla gerçeği birbirinden ayırmalarına yardım eden yönlendirmeyi sağlamakta temel role sahip olduğunu vurguladı.

Yalnız Kalpler İçin Elektronik Yardım

Mainichi Daily News, Japonya’da yalnız bir kalbin diğeriyle buluşması için son zamanlarda çıkan yöntemin “aşk sinyalcisi” olduğunu belirtiyor. Bu sinyalcinin tercih edilen faaliyetlerle ilgili ayarları var: karaoke (müzik kaydı eşliğinde şarkı söyleme), arkadaşlar ve sohbet. Genç bir adamın sohbet etmek için genç bir bayan aradığını düşünün. Avuç büyüklüğündeki elektronik çöpçatanı “sohbet” ayarına getiriyor. Eğer aşk sinyalcisini “sohbet” konumuna ayarlamış genç bir bayana birkaç metre yaklaşırsa, aletler sesle ve yeşil bir ışıkla sinyal vermeye başlıyor. Şimdiden 400.000 kişi bu sinyalciden aldı. Ne tip bir insanla karşılaşacağı konusunda kaygılı olanlar da, aletin sesini kapatabilir ve sadece yanan ışığa güvenebilir. İmalatçı firmanın planlama müdürü Takeya Takafuji şöyle diyor: ‘Eğer bu orta yaşlı adam sizin tipiniz değilse veya onunla konuşmak istemiyorsanız, sadece yürüyüp gidin.’

“Genç Kadınların Bir Numaralı Katili”

Nando Times, ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde, çoğunlukla 65 yaşın üzerindeki erkeklerin vereme yakalandığını belirtti. Fakat rapor, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, veremin dünya çapında “genç kadınların 1 numaralı katili” haline geldiğini bildiriyor. WHO’nun Küresel Verem Programında görevli Dr. Paul Dolin şunları belirtti: “Eşler, anneler ve çalışan kadınlar en verimli dönemlerinde bu hastalığa yenik düşmektedirler.” Geçenlerde Göteborg’ta (İsveç) bir tıbbi seminerde bir araya gelen uzmanlar, dünya çapında 900 milyondan fazla kadının vereme yakalandığını bildirdi. Her yıl, çoğunluğu 15 ile 44 yaşları arasında olan bu kişilerden yaklaşık bir milyonu ölecek. Brezilya’da çıkan O Estado de S. Paulo gazetesine göre, bu ölüm oranının bir nedeni, birçoklarının hastalık iyileşmeden tedaviyi bırakması.

Kirliliğe Yol Açmayan Araba

Arabalar, dünyanın büyük şehirlerinde hava kirliliğinin temel kaynaklarındandır. Londra’da çıkan The Guardian Weekly, bir Fransız mühendisin bu sorunu halletmek için sessiz, koku yaymayan ve “sadece çevremizdeki havayla çalışan” bir kent arabası icat ettiğini bildirdi. Motor tasarımcısı Guy Nègre basınçlı havayla çalışan bir motor geliştirdi. Arabanın basınçlı hava tankını doldurmak için iki dolardan az değerde elektrik gerekiyor. Bundan sonra araba kent koşullarında, saatte en fazla 100 kilometre hızla on saat boyunca çalışabiliyor. Araba, fren yaparken dışarıdaki havayı içine çekiyor. Arabanın dışarı yaydığı hava, karbon hava-filtreleme sistemi sayesinde, içine aldığı havadan daha temiz olmaktadır. Meksikalı yetkililer, kirlilik yaratmayan diğer araçlar üzerinde birçok test yaptıktan sonra México’nun 87.000 taksisini bu tür arabalarla değiştirmeye karar verdi.

Kirli Alpler

Ukrayna’nın Çernobil kasabasındaki nükleer santral kazasından on iki yıl sonra, Avrupa’daki Alp Sıradağları hâlâ nükleer serpintiden yüksek oranda kirli durumdadır. Fransız Le Monde gazetesine göre, geçenlerde yapılan bir analiz, çok yüksek oranda radyoaktif Sezyum-137 izotopu olduğunu gösterdi. Radyoaktivite bazı yerlerde, Avrupa’nın belirlediği nükleer atık standardından 50 kat fazlaydı. En kirli örnekler, Fransa’nın güneydoğusundaki Mercantour Milli Parkı’ndan; İsviçre-İtalya sınırında Matterhorn’dan; İtalya’da Cortina’dan ve Avusturya’da Hohe Tauern Parkı’ndan geldi. Yetkililer, radyasyondan etkilenmiş olan ülkelerden, sudaki, mantar ve süt gibi hassas besin maddelerindeki radyasyon oranını izlemelerini istiyor.

Ailece Yemek

Kanada’da çıkan Toronto Star gazetesine göre, 527 gençle yapılan bir araştırma, ailesiyle haftada en az beş kez yemek yiyenlerin “uyuşturucu kullanma ve depresyona girme ihtimallerinin daha az olduğunu, okula daha iyi motive olup yaşıtlarıyla daha iyi ilişkiler kurduklarını” gösterdi. “‘Uyumsuz’ diye tanımlanan gençler aileleriyle haftada üç kez ya da daha az birlikte yemek yiyenlerdi.” Psikolog Bruce Brian, ailenin yemek saati olmasının “sağlıklı bir ailenin ayırt edici özelliği” olduğunu ileri sürmektedir. Birlikte yemek yemek; aile bağlarının, iletişim becerisinin ve ait olma duygusunun gelişmesini destekler ve görgü kurallarını öğrenmek, sohbet etmek, espri yapmak ve dua etmek üzere bir fırsat sağlar. Düzenli olarak birlikte yemek yenen bir ailede büyümüş bir kadın, eğer böyle yapmasalardı, “sanırım onlara şu anki kadar yakın olamazdım,” diyor.

Sağır Eden Kulaklıklar

Brisbane’de çıkan The Courier-Mail’e göre, Avustralya Ulusal Akustik Laboratuvarı tarafından yapılan bir araştırma kişisel stereo kulaklığın normal kullanılışının bile gizli kulak hasarına yol açabileceğini gösterdi. Araştırmacı Dr. Eric LePage gençlerin bu tür uyarıları ciddiye almaya istekli olmadıklarını söyledi. O şöyle dedi: “Yıllar boyunca kendilerini tekrar tekrar çok yüksek seslere ya da müziğe maruz bırakıp bundan hiç etkilenmediklerini düşünebiliyorlar.” Gazeteye göre, bir araştırma “insanların gerçekten sağır olana kadar [uyarılara] kulak asmadıklarını” gösterdi. Bu yeni araştırma, Almanların incelemelerini doğrulamaktadır. Bu incelemelere göre 16-24 yaşlar arası eğitim gören askerlerin dörtte birinin yüksek sesli müzik dinleyerek işitme duyularına hasar vermiş ve “16-18 yaşları arasındaki öğrencilerin hemen hemen yüzde 10’u normal bir konuşmayı anlamakta zorluk çekecek kadar işitme duyularını yitirmiş” durumdadır.

Tütün Spora Sponsorluk Yapıyor

Avustralya’da, Victoria Sağlık Destekleme Kuruluşu’nda görevli Rhonda Galbally’nin söylediğine göre, tütün endüstrisinin spor olaylarını ve diğer eğlenceleri, ürünlerinin reklamını yapmak üzere geniş çapta kullanması “sporla . . . . sigara içmek arasında olumlu bir bağlantı” yaratıyor. Sonuç olarak, spor olaylarında çoğu zaman kurnazca hazırlanan tütün reklamları insanları sigara içmeye teşvik edebilir. Panos haber ajansının bildirdiğine göre, Britanya’daki Kanser Araştırma Derneği, “televizyonda Formula-1 araba yarışlarını izlemekten hoşlanan genç erkeklerin sigaraya başlamaya hemen hemen normalden iki kat eğilimli olduklarını” fark etti. “Avrupa çapında, tütün şirketleri sadece araba yarışlarını desteklemek amacıyla her yıl birkaç yüz milyon dolar harcamaktadır.” Böylece arabalar da televizyonda sık sık görülen motorlu reklam araçları haline geldi.

İlk Çiftçiler

Fransız Le Monde gazetesine göre, bir grup Avrupalı bilim adamı en çok Ortadoğu’da Verimli Hilal’de görülen yabani buğday türünün DNA’sının bugün başka yerlerde yetiştirilen türlere benzediğini fark etti. Buğday ve diğer “temel ekinlerle” birlikte, ilk evcilleştirilmiş koyunların, keçilerin, domuzların ve sığırların da o bölgede yetiştirildiği anlaşılıyor. Bilim adamları, ehlileştirilmiş ekinlerin kullanımının oradan Avrupa ve Asya’ya yayıldığını söylüyor. Binlerce yıl öncesine ait buğdayın bulunduğu ilk tarım köylerinden bazılarının, Van Gölü’nün ve Ağrı Dağı’nın güneybatısında kalması ilginçtir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş