Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • sg bölüm 13 s. 63-69
  • Sesin Geliştirilmesi ve Mikrofonun Kullanımı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Sesin Geliştirilmesi ve Mikrofonun Kullanımı
  • Konuşma Yeteneğini Geliştirme Rehberi
  • Benzer Malzeme
  • Ses Kalitesi
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
  • Muazzam Bir Hediye—Sesiniz
    Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
  • Mikrofonun Kullanılışı
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
  • Sözcüklerin Net Söylenmesi
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
Daha Fazla
Konuşma Yeteneğini Geliştirme Rehberi
sg bölüm 13 s. 63-69

Bölüm 13

Sesin Geliştirilmesi ve Mikrofonun Kullanımı

1-3. Ses kalitesi konusundaki bazı zayıflıklar nelerdir? Birinin kişisel sorununu incelemesine yardımcı olan nedir?

1 “İnsan ağzını kim yaptı?” sorusunu Musa’ya Yaratıcı Yehova Tanrı sordu. (Çıkış 4:10, 11) Buna ek olarak şunu da sorabiliriz: İnsanın konuşmasını sağlayan fevkalade mekanizmayı kim yaptı? “Ağzı ağır, ve dili ağır” olduğu halde Musa, sesini zamanla geliştirmesine Tanrı’nın gerçekten yardım ettiğini gördü. Bu peygamberin, İsrail milletine etkili bir şekilde seslenmesi mümkün kılındı.

2 Bugün Tanrı’nın hizmetçileri arasında konuşmalarının zayıf olduğunun farkında olan birçok kişi var. Bazılarının zayıf, başkalarının keskin, diğerlerinin ise kulak tırmalayıcı bir sesi vardır. İnleyen, genizden gelen veya boğuk şekilde çıkan bir ses zevkle dinlenmez. Düz ve cansız bir ses tonu hiç kimseyi heyecanlandırmaz. Eğer senin sesinde bu zayıflıklardan bir tanesi varsa, yürekli ol. Sesinin düzelmesi veya gelişmesinin mümkün olmadığını düşünerek bir köşeye çekilmene gerek yok.

3 Tabii, bir kişi bu konuda ilerlemek isterse, düzeltmeye çalışması gereken zayıflığının farkında olmalıdır. Konuşma Yeteneğini Geliştirme programını yöneten nazır, sesinin herhangi bir zayıflığını incelemene yardım edebilir. Aynı zamanda sesini bir banda kaydedip, dinlemen de yararlıdır. Bunu şimdiye kadar yapmadıysan, bir sürprizle karşılaşabilirsin. Çünkü konuştuğun zaman, başındaki kemiklerin titreşimini hissedersin ve bu titreşimler, alçak seslere ağırlık verir; oysa bir teyp cihazı sesinin başkalarına nasıl geleceğini fark etmeni sağlar. Sesini geliştirmek için bir temel olması amacıyla, genellikle düşünmeden kullandığın ses mekanizması üzerinde biraz durman yararlıdır.

4-6. Ses nasıl meydana gelir?

4 Ses nasıl meydana gelir. Çıkarılan tüm seslerin temeli, körük olarak hareket eden akciğerlerden gelen havadır. Soluk borusundan geçen hava, boğazının ortasında bulunan gırtlağa girer. Gırtlağının içinde ses telleri denilen iki küçük kas vardır. “Ses kirişleri” diye de adlandırılan bu teller, sanki gırtlağın duvarlarında titreşen raflar gibidir. Onların temel görevi, istenmeyen nesnelerin akciğerlere girmesini engellemek olduğu kadar, hava çekmek ve çıkarmak için açılıp kapanmaktır. Akciğerlerden gelen soluk, bu telleri oynatır. Hava geçerken titreştiklerinde, ses çıkarırlar. Bunu şöyle örnekleyelim: Bir balona hava üfleyip ağzını sıktıktan sonra hafifçe gevşeterek havanın çıkmasını sağladığın zaman, balonun lastiği titreyerek ses çıkarır. Aynı şekilde konuşurken de, gırtlağındaki ses kirişleri veya telleri sıkıca birleşir. Onların arasında bulunan V biçimindeki aralık kapanır. Bu teller ne kadar çok gerilirse, o kadar hızla titreşir ve o denli yüksek tonlu sesler çıkarır. Öte yandan ne kadar gevşerlerse, çıkan ses de o kadar alçak tonlu olur.

5 Gırtlaktan çıkan hava, boğazın yutak denilen üst kısmına girer. Daha sonra ağız ve genize geçer. Buralarda asıl ses tonuna, uyum sesleri eklenir. Bu uyum sesleri ses tonunda bazı değişiklikler yapar; sesi gürleştirir ve kuvvetlendirir. Damak, dil, diş, diş etleri, çene ve dudaklar, titreşimden oluşan ses dalgalarını ortaklaşa olarak kırar ve sesin anlaşılır bir konuşma şeklinde ortaya çıkmasını sağlamak üzere onları ünlü ve ünsüzler haline getirir.

6 İnsan sesi gerçekten bir harikadır; çok yönlü olduğundan, hiçbir insan yapısı müzik aleti ona eşit değildir. Müşfik ve nazik sevgiden, hırçın ve şiddetli nefrete kadar değişen duyguları ifade edebilir. Nakâmilken bile insan sesi, üç oktava erişebilir; uygun şekilde geliştirilip eğitilmiş bir ses ise, sadece güzel bir müzik değil, aynı zamanda yüreğe dokunan ses uyumları meydana getirebilir. Şimdi göreceğimiz gibi, sesin geliştirilmesi için başlıca iki yol vardır.

7-10. Kişi ciğerlerindeki havayı nasıl kontrol etmeli? Neden?

7 Ciğerlerdeki havayı kontrol etmek. En iyi sonucu elde etmek için bir konuşmacı, soluğunu uygun şekilde kontrol etmekle birlikte ciğerlerinde devamlı olarak bir miktar hava bulundurmalıdır. Birçok kişi, konuşurken soluk alıp vermeyi bilmiyor. Sonuç olarak, akciğerlerin sadece en üst kısmını kullanıyorlar. Dolayısıyla hızlı konuştukları zaman, soluk soluğa kalıyorlar. Genel kanının aksine, akciğerlerin en büyük kısmı göğsün üst kısmında bulunmuyor; bu alan sadece omuz kemiklerimizden dolayı büyük görünür. Akciğerlerimizin en geniş kısmı diyaframın hemen üstündedir. Diyafram, pompa gibi hareket ederek ciğerlerin taze hava çekip kullanılmış havayı çıkarmasına yardım eden kuvvetli, kıvrımlı bir kastır. Alt kaburga kemiklerine bağlı olan diyafram, göğsü karın boşluğundan ayırır. Kubbe şeklindeki bu kas, soluk almak için kullanılan başlıca kastır. Diyafram yukarı çıkarsa, akciğerlerdeki hava dışarı atılır. Aşağı inerse, hava ciğerlere girer.

8 Sesini geliştirmek için çalışman gereken ilk nokta, ciğerlerindeki havayı kontrol etmeyi öğrenmektir. Konuşmak için soluk aldığın zaman, göğsünün üst kısmını genişletmekten bilinçli olarak kaçın. Ciğerlerinin alt kısmını genişlet. Havanın çıkışını kontrol etmek için karın kaslarıyla desteklenen diyaframı hafifçe sıkarak havayı yavaş yavaş çıkart. Böylece havanın aniden dışarı çıkması engellenecektir. Bu kontrolsüz yapılırsa, çok zaman geçmeden konuşmacı soluksuz kalır ve sesinin tonu hırıtılı ve boğuk çıkar.

9 Birçok kişi, ciğerlerindeki havayı, boğazındaki kasları gererek kontrol etmeye çalışır, ama bunun sonucu sadece verimsiz ve yorgun bir sestir. Bunu önlemek için boğazındaki kasları gevşek tutmaya alış.

10 Tıpkı bir koşucunun yarış için antrenman yaptığı gibi, bir konuşmacı da alıştırmalar yaparak diyaframını kontrol etmeye çalışmalıdır. Ayakta durup, derin bir soluk aldıktan sonra, mümkün olduğu kadar çok harfi, yavaş ve pürüzsüzce söyleyerek veya bir tek solukla mümkün olduğu kadar çok sayı sayarak soluğunu yavaş yavaş bırakabilir. Aynı zamanda yüksek sesle okuyarak da alıştırma yapılabilir.

11-15. Gergin kaslarla, keskin sesler, genizden konuşmak ve boğuk sesler arasında ne ilişki var?

11 Gergin kasları gevşetmek. Ses sorunlarının çoğunu yenmek için başka bir yöntem basit bir emre uymaktır: Rahatla! Rahatlamayı öğrenmedikçe, birinin sesini geliştirmesine yardım etmek için çok şey yapılamaz. Oysa konuşurken rahatlamayı öğrenmekle ne kadar ilerleme kaydedebileceğini görmek gerçekten şaşırtıcıdır. Vücut gibi, zihin de rahatlamalı, çünkü zihinsel gerginlik kasların gerilmesine yol açar. Pek çok durumda zihinsel gerginlik, Yehova’nın kavminden oluşan dinleyiciler hakkında doğru bir görüşe sahip olmakla giderilir. Sadece sıralarda oturdukları için dostların birdenbire düşmanların mı oluyor? Tabii ki hayır. Dünyada hiçbir dinsel topluluk bizim devamlı olarak karşılaştığımız kadar dost ve sevgi dolu bir dinleyici kitlesiyle karşılaşmaz.

12 Önce bilinçli olarak rahatlamalısın. Konuşmaya başlarken heyecandan dolayı derin olmayan ve sık soluklar aldığını görebilirsin. Bunu, bilinçli olarak yavaş ve ritmik bir şekilde soluk almakla düzeltebilirsin. Bu arada boğazındaki kasları gevşetmeye çalışmalısın.

13 Gördüğümüz gibi, ses telleri üzerinde gerilim artarsa, sesin perdesi de yükselir. Böylece telleri ne kadar sık gerersen, çıkardığın sesler de o kadar yüksek olur. Bunun sonucu olarak da sesin tiz çıkabilir. Çıkan sesler gergin olduğu zaman dinleyiciler de kendilerini gergin hisseder. Bunu yenmek için ne yapılabilir? Şunu unutma, ses tellerinden geçen hava onları titreştirir. Kaslar gerilir veya gevşetilirse, ses tonu değişir; tıpkı bir keman telinin gerilip gevşetildiğinde ses tonunun değiştiği gibi. Ses tellerini gevşetirsen, tonları da alçalır. Böylece yapılması gereken şey, boğazındaki kasları gevşetmektir. Gerginlik aynı zamanda yutma kaslarını da etkileyerek onların ses tellerini kontrol eden kasları engeller şekilde çalışmalarına yol açabilir. Bunun sonucu sert bir ses çıkar. Bilinçli olarak gevşersen, ilerleme kaydedebilirsin.

14 Bazen boğaz ve ağız kasları gerilirse, geniz kapanır ve hava oradan geçemez. Bunun sonucu olarak ses genizden gelir. Bunu önlemek için gevşemek gerekir. Bazı durumlarda ise, sorun genzin tıkanması olabilir.

15 Çene de gevşetilmelidir. Gerginse, ağız yeterince açılmaz ve ses dişlerin arasından çıkar. Bunun sonucu da, ses boğuklaşır ve konuşma anlaşılmaz. Çenenin gevşetilmesi, konuşma alışkanlığında tembel olma anlamına gelmez. Güzel bir telaffuz için çenenin gevşetilmesi, iyi ses çıkarma alışkanlığıyla dengelenmelidir.

16, 17. Bir kişi sesinin rezonansını nasıl geliştirebilir? Bu neden çok önemlidir?

16 Genelde kasların gerginliğini azaltmak, iyi bir rezonansa çok katkıda bulunur. Rahat bir boğazdan net tonlar bir kere çıktıktan sonra, sesin uzağa gidebilmesi için onları tınlayan üst tonlar kuvvetlendirmelidir. Rezonans, tüm vücudun bir tınlama tahtası olarak kullanılmasının sonucudur. Gerginlik ise buna engeldir. Gırtlak tarafından meydana getirilen ton sadece genizde değil, aynı zamanda göğüs kafesinde, dişlerde, damakta ve burun arkasındaki boşluklarda yankılanır. Bütün bunlar rezonansın kalitesine katkıda bulunabilir. Eğer kemanın gövdesinin üstüne bir nesne konulursa, sesi boğar. Titremesine olanak sağlamak için üstüne hiçbir şey konulmamalıdır. Vücudumuzun kasları tarafından sıkıca yerinde tutulan kemik yapısı için de durum aynıdır. Rezonans varsa, büyük çaba harcamadan ve sesini zorlamadan büyük bir dinleyici kitlesine kolaylıkla erişebileceksin. Rezonans yoksa, ses uzağa gitmez; o zaman ses perdesini değiştirmek veya farklı duyguları ifade etmek de zorlaşır.

17 Vücudunu bilinçli olarak rahatlatmakla birlikte fısıldamayla ilgili alıştırmalar yaparsan, rezonansı geliştirebilirsin. Dudaklar birbirine hafifçe dokunmalı, sıkıca basmamalıdır. Bu şekilde ton üreten titreşimler gergin kaslar tarafından engellenmeyecek veya burunda zorlanmayacaktır. Belirli sözcükleri tekrarlamak ve m, n, ve l seslerini tınlatmak yararlıdır. Sesin kalitesini geliştirmekte yararlı olan başka bir alıştırma da, çeneyi gevşeterek ve az kuvvet kullanarak ünlüleri açık gırtlaktan uzatmaktır.

18-22. Etkili bir şekilde mikrofon kullanmak konusunda hangi öğütleri zihnimizde tutmalıyız?

18 Mikrofonu uygun şekilde kullanmak. Büyük toplantı yerlerinde hem konuşmacının üzerindeki yükü hafifletmek hem de dinleyicileri rahat ettirmek için insan sesinin kuvvetini artırmak yerindedir. Dolayısıyla konuşmacının, sesinin kuvvetini artırmak için fazla çaba harcaması ve dinleyicilerin söylenenleri yakalamak için kulaklarını zorlaması da gerekmez. Birçok cemaatte, sadece kürsüde değil, aynı zamanda verilen tüm cevapların duyulabilmesini sağlamak için hazır bulunanlar tarafından da mikrofon kullanılır. Her yöresel İbadet Salonunda değilse de, büyük İbadet programlarında genellikle mikrofon kullanılır. Böylece onları doğru şekilde kullanmayı bilmeliyiz.

19 Ağzını mikrofona ne kadar yaklaştırmalısın? Genellikle 10-15 santim kadar. Mikrofon kullanımıyla ilgili en sık görülen sorun, konuşmacının mikrofondan çok uzak durmasıdır. Bunun için bu uzaklığa dikkat et. Mikrofonun ses alma alanına doğru konuş. Böyle yapılmazsa, hazır bulunanların, söylenenleri iyi ve açık bir şekilde duyabilmesi için ses düzenine bakan kişinin ayarlamalar yapması zorlaşacaktır. Tabii, mikrofona yakın olarak hapşırmak, öksürmek veya boğazı temizlemekten kaçınılmalıdır.

20 Bir mikrofon kullandığın zaman, sesini hoparlörlerden dinle. O zaman gerekirse, sesinin kuvvetini ayarlayabilir ve duruşunu değiştirebilirsin. Mikrofondan biraz uzaklaşarak ya da üç beş santim yaklaşarak, durumu düzeltebilirsin. Bazı konuşmacılar aşırı ses kuvvetiyle konuşmaktan sakınmalıdır, çünkü bu, sesi bozabilir, dinleyicileri tedirgin ve rahatsız edebilir. Aynı zamanda konuşma sırasında ara sıra etki yaratmak için sesini kısmak istersen, dinleyicilerin çağımızın amplifikasyon harikası sayesinde bir fısıltıyı bile duyabileceklerini unutma.

21 Mikrofon kullanırken dikkat isteyen başka sakıncalı durumlar da vardır. “P” sesinin bazen patlarcasına çıktığını hiç fark ettin mi? Bir kişi mikrofona çok yakından konuşursa, ses patlayabilir. Keskin “s” sesleri de sorunlar yaratabilir. Bunlar hafif sesle söylenmelidir, çünkü amplifikatör onları abartır ve uzun tıslamayı andıran sesler olarak çıkarlar. Sorunlarla nasıl başa çıkacağını bilirsen, bunu gidermek zor değildir.

22 Ses mekanizmamız, Yaratıcımızdan gelen harikulade bir hediyedir. Elektrik ve yaratıcı zihin de O’nun hediyelerindendir ve bunlar sayesinde mikrofonla konuşmak mümkün olmuştur. Bir amplifikatör bulunsun ya da bulunmasın, sesimizi kullanırken bunu, konuşma yeteneğini bize Veren’i şereflendirmek için yapalım.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş