Bölüm 10
Eşsiz Bir Gezegendeki Kanıtlar
1, 2. Yer hakkında gözlemciler neler söylüyorlar?
UZAYDA nadide, güzel bir mücevher gibi duran gezegenimiz Yer, gerçek bir harikadır. Astronotlar, uzaydan bakıldığı zaman, mavi gökleriyle beyaz bulutlarının “Yer’i, görebildikleri en çekici nesne” yaptığını söylediler.1
2 Fakat Yer hakkında söylenecek tek şey güzelliği değildir. Lewis Thomas, Discover dergisinde şunu yazdı: “Kendisini anlama yolundaki bütün çabalarımızı sonuçsuz bırakan, kozmoloji alanındaki tüm bilimsel bulmacaların en büyüğü Yer’dir.” Thomas şunu ekledi: “Ne kadar garip ve görkemli hatta nefes kesici olduğunu, Güneş’in etrafındaki en sevimli cisim olan bu gezegenin kendi mavi kabarcığı olan atmosferine nasıl gömüldüğünü, kendi oksijenini nasıl üretip soluduğunu, kendi azotunu havadan toprağına nasıl geçirdiğini, kendi hava koşullarını nasıl oluşturduğunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.”2
3. The Earth adlı kitap gezegenimiz hakkında ne diyor, neden?
3 Başka ilginç bir gerçek de şudur: Bilim adamları, Güneş sistemimizdeki tüm gezegenler içinde yalnızca Yer’de yaşama rastlamışlardır. Mikroskobik organizmalarda, böceklerde, bitkilerde, balıklarda, kuşlarda, kara hayvanlarında ve insanlarda, kısacası Yer’in tüm canlı türlerinde görülen zengin çeşitlilik gerçekten olağanüstüdür. Buna ek olarak Yer, üzerindeki bu yaşam türlerinin hepsini besleyecek kadar zengin bir depodur. Gerçekten, The Earth adlı kitapta da belirtildiği gibi, “Yer, evrenin harikasıdır, eşsiz bir küredir.”3
4. Yer’in ne kadar eşsiz olduğunu göstermek için hangi örnekleme kullanılabilir; bundan hangi sonucu çıkarmalıyız?
4 Yer’in ne kadar eşşiz olduğunu bir örnekle anlamak için hiçbir yaşam belirtisinin olmadığı ıssız bir çölde olduğunuzu varsayın. Birdenbire çok güzel bir eve rastlıyorsunuz. Evde iklimleme ve ısıtma sistemi, su ve elektrik tesisatı var. Buzdolabı ve mutfak dolapları ağzına kadar yiyecek dolu. Evin bodrumunda yakıt ve başka yedek malzemeler bulunuyor. Şimdi, böylesine ıssız bir çölün ortasında bütün bunların nereden geldiğini birine sorduğunuzu düşünün. Eğer bu kişi size, “bunlar rastlantı eseri ortaya çıktı” diye yanıtlasaydı ne düşünürdünüz? Buna inanır mıydınız? Yoksa bu evin bir tasarımcısı ve yapıcısı olduğunu hiçbir araştırmaya gerek duymadan kabul eder miydiniz?
5. Gezegenimiz ile ilgili olarak Mukaddes Kitapta hangi uygun örnek veriliyor?
5 Bilim adamlarının incelediği diğer gezegenlerin hiçbirinde canlı yoktur. Fakat Yer, tümü ışık, hava, ısı, su ve yiyecek sağlayan çok karmaşık ve hassas dengeleri olan sistemlerce beslenen canlılarla doludur. Muhteşem bir eve benzeyen Yer, üzerindeki canlıların rahatı için özel olarak yapılmış olduğunu gösteren kanıtlar sunmaktadır. Nitekim, Mukaddes Kitabın yazarlarından birinin mantıksal olarak belirttiği gibi, “her ev bir adam tarafından yapılır; fakat her şeyi yapan Allahtır.” Evet, sonsuz büyüklükte ve çok daha şaşırtıcı bir “ev” olan gezegenimiz Yer son derece zeki bir tasarımcı ve yapıcı gerektirir ki, bu da Tanrı’dır.—İbraniler 3:4.
6. Yer’in zekice bir tasarıma işaret eden kanıtlar sunduğunu bazı kişiler nasıl kabul ediyor?
6 Bilim adamları Yer’i ve üzerindeki yaşamı inceledikçe, onun ne mükemmel şekilde tasarlandığını daha iyi anlıyorlar. Scientific American dergisi hayranlığını şöyle dile getiriyor: “Evrene bakıp, birarada, bizim yararımıza işleyen fizik ve astronomi alanındaki birçok rastlantıyı keşfettikçe, insana sanki evren bir şekilde bizim bir gün buraya geleceğimizi biliyormuş gibi geliyor.”4 Ayrıca Science News dergisi de şunu kabul etti: “Böylesine özel ve kesin koşulların rastlantı sonucu meydana gelmiş olmadığı anlaşılıyor.”5
Güneş’ten Tam Doğru Uzaklıkta
7. Yer, tam doğru miktarda ısı ve ışık enerjisini Güneş’ten nasıl alır?
7 Yer üzerindeki canlılar için yaşamsal olan birçok kesin koşuldan biri Güneş’ten alınan ışık ve ısı miktarıdır. Yer, Güneş’in enerjisinin sadece küçük bir bölümünü alır. Bununla birlikte, alınan enerji miktarı, Yer’deki yaşamı sürdürmek için tam doğru düzeydedir. Bunun nedeni Yer’in Güneş’ten tam doğru uzaklıkta bulunmasıdır ki, bu uzaklık ortalama olarak 149.600.000 kilometredir. Eğer Yer Güneş’e biraz daha yakın veya uzak olsaydı, sıcaklık çok daha yüksek ya da düşük olacaktı.
8. Yer’in Güneş etrafındaki yörünge hızı neden o kadar yaşamsaldır?
8 Yer, Güneş etrafındaki yörüngesinde yılda bir kez dönerken, saniyede 29.8 kilometre hızla yol alır. Bu hız, Güneş’in çekim etkisini dengelemek ve Yer’i Güneş’ten tam doğru uzaklıkta tutmak için en uygun hızdır. Eğer bu hız azaltılsaydı, Yer Güneş’e doğru çekilirdi. Böylece Yer zamanla, Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür gibi kavruk, çorak bir yere dönüşebilirdi. Merkür’ün gündüz sıcaklığı 300 santigrat dereceden fazladır. Bununla beraber, eğer Yer’in yörünge hızı artırılsaydı, o zaman Güneş’ten uzaklaşır ve yörüngesi Güneş’ten en uzak noktalara erişen Plüton gezegeni gibi ıssız bir buzul haline gelebilirdi. Plüton’da sıcaklık sıfırın altında 185 santigrat derece dolayındadır.
9. Yer’in kendi ekseni etrafında belirli bir sıklıkla dönmesi neden bu kadar önemlidir?
9 Buna ek olarak, Yer kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 24 saatte tamamlar. Böylece, düzenli aralıklarla aydınlık ve karanlık zaman dilimleri meydana gelir. Fakat Yer kendi ekseni erafında, örneğin sadece yılda bir kez dönseydi, ne olurdu? Bu, bütün bir yıl boyunca Yer’in hep aynı kısmının Güneş’i göreceği anlamına gelirdi. Bu durumda Yer’in bu kısmı büyük olasılıkla fırın gibi sıcak bir çöl haline gelecekti; Güneş görmeyen diğer kısmı ise sıfırın altındaki sıcaklıklarla çorak bir yer olacaktı. Bu uç koşullar altında ya birkaç tür canlı yaşayabilecek ya da hiçbir canlı yaşayamayacaktı.
10. Yer’in eğimi iklimleri ve ürünleri nasıl etkilemektedir?
10 Yer kendi ekseni etrafında dönerken Güneş’e göre 23.5 derecelik bir eğimi vardır. Eğer Yer bu eğimde olmasaydı, mevsimler olmazdı. İklim her zaman aynı olurdu. Gerçi bu şartlar altında yaşam imkânsız hale gelmezdi, fakat daha az ilginç olur ve birçok yerde şimdi varolan değişik hasat dönemleri tamamıyla değişirdi. Eğer dünyanın eğimi daha fazla olsaydı, aşırı sıcak yazlar ve aşırı soğuk kışlar olurdu. Fakat 23.5 derecelik eğim, mevsimlerin neden olduğu hoş değişiklikleri ve çeşitliliği mümkün kılmaktadır. Dünyanın birçok yöresinde, bitki ve ağaçların uyandığı, güzel çiçeklerin açtığı tazelendirici baharlar, her tür ev dışı faaliyeti mümkün kılan sıcak yazlar, yaprakların göz alıcı renk değişiklikleri geçirdiği serin güzler ve karlarla kaplı dağ, orman ve tarla manzaralarını gözler önüne seren kışlar yaşanır.
Şaşırtıcı Atmosferimiz
11. Yer’in atmosferini böylesine eşsiz kılan nedir?
11 Yer’i saran atmosfer de aynı şekilde eşşiz ve gerçekten şaşırtıcıdır. Güneş sistemindeki başka hiçbir gezegende bu atmosfer yoktur. Ay da bile. Bu nedenle astronotlar orada sağ kalabilmek için uzay elbiseleri giymişlerdi. Fakat Yer’de yaşamak için uzay elbisesine gerek yoktur; çünkü atmosferimiz, yaşamak için gerekli gazları en uygun oranlarda içermektedir. Bu gazların bazıları tek başlarına öldürücüdür. Fakat bu gazların havadaki oranları zararsız olduğundan havayı güvenle soluyabiliriz.
12. (a) En uygun miktarda oksijene sahip olduğumuz nasıl bellidir? (b) Azotun hangi yaşamsal işlevleri vardır?
12 Bu gazlardan biri, soluduğumuz havanın yüzde 21’ini oluşturan oksijendir. Bu gaz olmasaydı, insanlar ve hayvanlar birkaç dakika içinde ölürlerdi. Fakat çok fazla oksijen de bizim varlığımız açısından tehlike oluştururdu. Neden? Fazla solunduğunda, saf oksijen zehirleyici hale gelir. Ayrıca, oksijen ne kadar çoksa, çevremizdeki şeyler o kadar kolay yanabilir. Eğer havada çok fazla oksijen olsaydı, yanıcı maddeler çok çabuk tutuşabilir hale gelirdi. Yangınlar kolaylıkla çıkabilir ve kontrol altına alması güç olurdu. Bu durumda oksijenin, özellikle atmosferin yüzde 78’ini oluşturan azot başta olmak üzere diğer gazlarla seyreltilmiş olması çok akıllıcadır. Fakat azotun işlevi sadece bir seyreltici olması değildir. Gök gürültülü fırtınalar sırasında, tüm Yer’de hergün milyonlarca şimşek çakar. Bu yıldırım olayları, bir miktar azotun oksijenle birleşmesini sağlar. Oluşan bileşik maddeler, yağmur aracılığıyla yeryüzüne taşınır ve bitkiler bunlardan gübre olarak yararlanırlar.
13. Karbondioksitin uygun miktarda olmasının yaşam çevrimindeki rolü nedir?
13 Karbondioksit, atmosferin yüzde birinden daha azını oluşturur. Bu kadar düşük bir miktarın ne yararı olabilir? Bu gaz olmasaydı, bitkiler ölürdü. Bitkilerin, verdikleri oksijen karşılığında almaları gereken miktar bu kadardır. İnsanlar ve hayvanlar, oksijen alır karbondioksit verirler. Atmosferde karbondioksit miktarının yükselmesi, insan ve hayvan yaşamı açısından zararlı olurdu. Azalan miktarlar ise bitki yaşamı için yeterli olmazdı. Gerçekten de bitki, hayvan ve insan için ne kadar harika, kesin ve kendiliğinden devam eden bir çevrim düzenlenmiştir.
14, 15. Atmosfer nasıl koruyucu bir kılıf işlevi görür?
14 Atmosfer yaşamın devamlılığını sağlamaktan daha fazlasını yapar. Koruyucu bir kılıf işlevi de görür. Yerden yaklaşık 25 kilometre yukarıda bulunan ince ozon gazı tabakası, güneşten gelen zararlı radyasyonu süzer. Bu ozon tabakası olmasaydı, zararlı radyasyon yeryüzündeki yaşamı yok edebilirdi. Ayrıca atmosfer, göktaşı bombardımanına karşı da bir kalkan görevi görür. Göktaşlarının çoğu, Yer’in yüzeyine hiç ulaşmaz, çünkü atmosfere girdiklerinde yanarlar; biz ise onları kayan yıldızlar olarak görürüz. Böyle olmasaydı Yer’in her yanına milyonlarca göktaşı düşer ve geniş çapta can ve mal kaybı olurdu.
15 Koruyucu bir kabuk olmasının yanı sıra, atmosfer uzayın soğukluğunda Yer’in ısı kaybetmesini de önler. Yer’in çekim kuvveti atmosferin dağılıp gitmesini engeller. Çekim, bunu gerçekleştirebilecek kuvvettedir; fakat bizim hareket serbestimizi engelleyecek kadar kuvvetli değildir.
16. Gökyüzünün güzelliğiyle ilgili neler denebilir?
16 Atmosfer yalnızca yaşam için çok gerekli bir şey değildir, aynı zamanda değişen gökyüzünde güzel görünümler de oluşturur. Genişliği ve görkemi akıllara gerçekten durgunluk verir. Yer, gökyüzünün sonsuz heybet ve renkteki manzaralarıyla sarılıdır. Doğudaki altın parlaklığı gündoğumunu haber verirken, göğün batı yakası pembe, turuncu, kızıl ve morun muhteşem tonlarıyla bir güne daha veda eder. Beyaz, dalgalı ve pamuğa benzeyen bulutlar güzel bir bahar ya da yaz gününe işaret eder; güzün kuzu postunu andıran bulut örtüsü ise kışın yaklaştığını bildirir. Geceleyin parlayan yıldızlarla dolu bir gökyüzü muhteşemdir; ayışığının ise kendine özgü bir güzelliği vardır.
17. Bir yazar gökyüzü hakkında hangi yorumda bulundu; bu konuda onur kime verilmelidir?
17 Yer’in atmosferi her açıdan çok şaşırtıcı bir nimettir! The New England Journal of Medicine adlı dergide bir yazar şu yorumu yaptı: “Her şey hesaba katıldığında, gökyüzü mucizevi bir başarıdır. İşini görmektedir ve tasarlanma amacını yerine getirme konusunda doğadaki diğer şeyler kadar yanılmazdır. Ara sıra bir bulutu buradan şuraya nakletmenin ötesinde, içimizden birinin onu daha iyi bir duruma getirebileceği bile bence şüphelidir.”6 Bu yorum, böylesine görkemli şeylerle karşılaştırıldığında bunları “bilgide tam olanın şaşılacak işleri” olarak kabul eden binlerce yıl önce yaşamış bir adamı akla getiriyor. Bu adam tabii ki, “gökleri yaratmış ve onları yaymış” olan Kişi’ye değiniyordu.—Eyub 37:16; İşaya 42:5.
Su—Olağanüstü Bir Madde
18. Suyu olağanüstü kılan özelliklerden bazıları nelerdir?
18 Yer’de, yaşam için gerekli özelliklere sahip engin su kaynakları vardır. Su, Yer’de başka herhangi bir maddeden daha bol miktarda bulunur. Suyun birçok yararlı özelliklerinden biri, Yer’in sıcaklık sınırları içerisinde gaz (su buharı), sıvı (su) ve katı (buz) hallerinde olabilmesidir. Ayrıca, insanların, hayvanların ve bitkilerin gerek duyduğu binlerce tür hammadde, kan veya özsu gibi akışkanlarla taşınmalıdır. Su bunun için çok uygun bir maddedir; çünkü su, herhangi bir sıvıya oranla daha fazla maddeyi çözebilir. Su olmadan beslenme süreci devam edemezdi; çünkü canlı organizmalar, kendilerini besleyen maddeleri ayrıştırmak için suya bağımlıdırlar.
19. Donan suyun hangi olağandışı özelliği vardır, bu neden böylesine önemlidir?
19 Su aynı zamanda donma şekli bakımından da olağanüstüdür. Göllerdeki ve denizlerdeki su soğudukça daha da ağırlaşır ve dibe çöker. Bu durum, daha hafif ve daha sıcak suyun yüzeye çıkmasına neden olur. Fakat su donma noktasına yaklaştıkça, bu süreç tersine döner! Artık daha soğuk olan su daha hafif olur ve yükselmeye başlar. Donup buz haline geldiği zaman ise, yüzeyde asılı kalır. Buz, bir yalıtkan görevi yapar ve daha derindeki suların donmasını engelleyerek su altındaki yaşamı korur. Bu eşsiz özellik olmasaydı, her kış daha fazla buz dibe çökecek ve güneş ışınları bir sonraki yaz buzları eritemeyecekti. Böylece kısa bir süre sonra, ırmaklardaki ve göllerdeki sular, hatta okyanuslardaki suyun büyük kısmı buz haline gelecekti. Yer ise üzerinde yaşamanın mümkün olmadığı bir buzul gezegenine dönüşecekti.
20. Yağmur nasıl oluşur? Yağmur damlalarının büyüklüğü, akıllıca bir tasarımın varlığını nasıl gösterir?
20 Olağanüstü diğer bir şey de, ırmaklardan, göllerden ve denizlerden uzak olan bölgelerin bile yaşam için gerekli suyu alabilmeleridir. Her saniye, milyonlarca litrelik su güneş ısısıyla buharlaşmaktadır. Havadan hafif olan bu su buharı, yukarı doğru hareket eder ve havada asılı durarak gökteki bulutları oluşturur. Rüzgâr ve hava akımları bu bulutları hareket ettirir ve gerekli koşullar sağlandığında, oluşan nem yağmur olarak yere düşer. Fakat yağmur damlaları sadece belirli bir büyüklüğe ulaşır. Eğer yağmur damlaları bu boyutlarda değil de devasa büyüklüklerde olsaydı ne olurdu, bir düşünün! Bu tam bir felaket olurdu! Fakat yağmur damlaları genellikle tam doğru büyüklükte olur ve bir çimi veya en narin çiçeği bile hemen hiç incitmeden yumuşak şekilde yere düşer. Gerçekten suyun ne kadar ustaca ve düşünceli bir tasarımı vardır!—Mezmur 104:1, 10–14; Vaiz 1:7.
“Verimli Yer”
21, 22. ‘Verimli yerin’ içeriği nasıl bir hikmet yansıtmaktadır?
21 Mukaddes Kitabı kaleme alan yazarlardan biri Tanrı’yı şöyle tanımladı: “[O] dünyayı (verimli yeri) hikmetile pekiştirdi.” (Yeremya 10:12) Bu “verimli yer,” yani Yer gezegenindeki toprak çok etkileyicidir. Oluşumundaki hikmet açıkça ortadadır. Toprakta bitkilerin gelişimi için son derece gerekli özellikler bulunmaktadır. Bitkiler, topraktan aldıkları besleyici maddeleri ve suyu, ışığın yardımıyla, havadan aldıkları karbondioksitle birleştirir ve besin üretirler.—Hezekiel 34:26, 27 ile karşılaştırın.
22 Toprakta ayrıca insan ve hayvanlar için yaşamsal olan kimyasal elementler de vardır. Fakat daha önce bitkilerin bu elementleri, vücut tarafından özümsenebilecek duruma getirmesi gerekir. Bu işte küçük canlı organizmalar yardımcı olmaktadır. Sadece bir kaşık dolusu toprakta bu organizmalardan milyonlarca bulunabilir! Bunların, her biri ölü yaprakları, otları ve diğer artık maddeleri yararlı hale getiren ya da hava ve suyun girebilmesi için toprağı geçirgenleştiren sayısız türleri vardır. Belirli bazı bakteriler azotu, bitkilerin büyümesi için gerekli olan bileşiklere dönüştürürler. Toprağın üst katmanı, yuva yapan solucanların ve böceklerin alt kısımlardaki toprakları sürekli olarak yüzeye taşımalarıyla daha verimli hale gelir.
23. Toprakta nasıl bir yenilenme yetisi bulunuyor?
23 Yanlış kullanım ve başka etkenler nedeniyle toprağın bir kısmının zarar gördüğü doğrudur. Fakat bu zararın kalıcı olması gerekmez. Yer’in özünde şaşırtıcı bir yenilenme yetisi vardır. Yangınların veya yanardağ patlamalarının toprağı bozduğu yerlerde bu özellik görülebilir. Zamanla bu gibi yerler yine bitki örtüsüyle kaplanmaktadır. Çevre kirliliği kontrol altına alındığı zaman, çoraklaşmış topraklar bile düzelmektedir. Bunlardan çok daha önemli olan, Yer’in Yaratıcısının, toprağın yanlış kullanılımıyla ilgili sorunu çözmek üzere, ‘yeri harap edenleri harap etmeyi’ ve Yer’i insanlık için başlangıçta tasarladığı gibi sonsuz bir yuva olarak korumayı amaçlamış olmasıdır.—Vahiy 11:18; İşaya 45:18.
Sadece Bir Rastlantı Değil
24. Amaçsız rastlantılar hakkında hangi soruları sorabiliriz?
24 Buraya kadar anlatılanlar üzerinde düşünüldüğünde, göz önüne alınacak bazı noktalar şunlardır: Yer’i, ısı ve ışık enerjisi kaynağı Güneş’ten tam doğru uzaklığa yerleştiren şey amaçsız bir rastlantı mıydı? Yer’in Güneş çevresinde tam doğru hızda ve her 24 saatte bir kendi ekseni etrafında dönmesi, ayrıca eksen eğiminin tam doğru açıda olması sadece bir rastlantı mıydı? İçerdiği gazların karışımı tam doğru miktarlarda olan, Yer’i koruyan ve yaşamın devamlılığını sağlayan atmosferi acaba bir rastlantı mı oluşturdu? Yiyeceklerin yetişmesi için Yer’e suyu ve toprağı sağlayan bir rastlantı mıydı? Bu kadar çok lezzet ve çeşitte meyveyi, sebzeyi ve diğer besinleri sağlayan şey bir rastlantı mıydı? Gökyüzündeki, dağlardaki, akarsu ve göllerdeki, çiçeklerdeki, bitki ve ağaçlardaki ve daha başka nice zevk verici canlıdaki bu denli güzelliği bir rastlantıya mı borçluyuz?
25. Birçok kişi eşsiz gezegenimizle ilgili hangi sonuca vardı?
25 Birçok insan, tüm bu şeylerin amaçsız bir rastlantı eseri meydana gelmesinin pek mümkün olamayacağı sonucunu çıkarıyor. Onlar her yerde, özenli, zekice ve amaçlı bir tasarımın belirgin damgasını görüyorlar. Bu gerçeği kabul ederek, bu şeylerden yarar görenlerin tümü, ‘Tanrı’dan korkmanın’ ve ‘O’nu yüceltmenin’ yapılacak en doğru şey olduğunu düşünmektedirler; çünkü O, ‘gökü ve yeri ve denizi ve suların pınarlarını yaratandır.’—Vahiy 14:7.
[Sayfa 129’daki pasaj]
“Yer, evrenin harikasıdır, eşşiz bir küredir”
[Sayfa 135’teki pasaj]
Oksijen olmasaydı, insanlar ve hayvanlar birkaç dakika içinde ölürlerdi
[Sayfa 137’deki pasaj]
“Gökyüzü mucizevi bir başarıdır”
[Sayfa 137’deki pasaj]
Su olmasaydı, hayvanlar ve bitkiler gereksinim duydukları besinleri alamazlardı
[Sayfa 141’deki pasaj]
Yer, amaçlı tasarıma işaret eden belirgin bir damga taşıyor
[Sayfa 128’deki tam sayfa resim]
[Sayfa 131’deki resim]
Yer’in yörünge hızı, Güneş’ten en uygun uzaklıkta olmasını sağlar
[Sayfa 136’daki resim]
Geceleri gökyüzünün kendine özgü bir güzelliği vardır
[Sayfa 138’deki resim]
Su soğudukça dibe çöker, fakat donmadan hemen önce yükselir. Bu, Yer’in donmuş bir gezegen olmasını önler
[Sayfa 139’daki resim]
Güneş’ten gelen ışık ile havadan gelen karbondioksit, topraktaki su ve kimyasal maddelerle mucizevi şekilde birleşerek besinleri üretirler
[Sayfa 140’daki resimler]
Yer’in kendini onarma yetisi şaşırtıcıdır. Kısa sürede bitkisel büyüme yeniden başlar
[Sayfa 141’deki resim]
Bize zevk veren bunca şeyin oluşmasına neden olan şey, amaçsız bir rastlantı mıydı?
[Sayfa 130’daki şema/resim]
Her evin bir tasarımcısı ve yapıcısı olması gerektiğine göre, çok daha karmaşık ve iyi donatılmış gezegenimiz hakkında ne denebilir?
[Şema]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)
Tuğla
Tepecamı
Padavralar
Çatı Oluğu
Yağmur Oluğu
Dış Sıva
Tiriz
Ahşap Kaplama
A, A-10
13, 1
12, 12
E, E, E, E
[Sayfa 132, 133’teki şema/resimler]
Yer’in eğimi, insana zevk veren mevsim değişikliklerine neden olur
Yaz
Güz
Kış
Bahar
[Şema]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)
23.5°’lik eğim
[Sayfa 134’teki şema/resim]
Bazı gazlar tek başlarına öldürücüdür; fakat atmosferde başka gazlarla oluşturdukları bileşim yaşam için gereklidir
Yer atmosferinin yapısı
%78 Azot
%21 Oksijen
%1 Tüm diğer gazlar
[Şema]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)
Atmosfer, Yer’i zararlı radyasyona ve göktaşlarına karşı bir kalkan gibi korur