Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • ie s. 3-4
  • Ölümden Sonra Yaşam Var mı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Ölümden Sonra Yaşam Var mı?
  • Ölünce Bize Ne Oluyor?
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Bir Soru, Birçok Cevap
  • Ortak Bir Tema
  • Ölümden Sonra Yaşam Hakkında İnsanlar Neye İnanıyor?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Ölümden Sonra Yaşam Var mı?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
  • Can Ölümsüz mü?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Ölümsüz Müsünüz?
    Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
Daha Fazla
Ölünce Bize Ne Oluyor?
ie s. 3-4

Ölümden Sonra Yaşam Var mı?

“Bir ağaç için ümit vardır, kesilse yine sürer . . . . İnsan ölürse dirilir mi?”—MUSA, ESKİ BİR PEYGAMBER.

1-3. Sevdiklerini ölüm sonucu yitiren birçok kişi nasıl teselli bulmaya çalışıyor?

NEW YORK’TA cenaze hazırlıklarının yapıldığı bir yerde, dost ve akrabalar açık tabutun önünden sessizce geçiyorlar. Gözleri 17 yaşındaki delikanlının cenazesine takılmış. Okul arkadaşları bu genci neredeyse tanıyamıyor. Kemoterapi yüzünden saçları dökülmüş; geçirdiği kanser hastalığı nedeniyle bir deri bir kemik kalmış. Nasıl olabilir diye düşünüyorlar; bu gerçekten onların arkadaşı mı? Daha birkaç ay öncesine dek, kafası düşünce ve sorularla dolu, öylesine enerjik ve hayat dolu biriydi ki! Yüreği yaralı anne, oğlunun bir şekilde hâlâ yaşadığı düşüncesiyle umut ve teselli bulmaya çalışıyor. Gözyaşları içinde, “Tommy şimdi daha mutlu. Tanrı Tommy’nin gökte yanında olmasını istedi” diyerek, bir zamanlar öğrendiklerini tekrarlıyor.

2 Oradan 11.000 kilometre kadar uzakta, Hindistan’ın Camnagar kentinde, 58 yaşındaki bir işadamının üç oğlu babalarının ölüsünü cenaze odunları üzerine yatırıyorlar. Parlak sabah güneşi altında en büyük oğul, odun yığınını meşale ile tutuşturup, babasının cansız bedeni üzerine hoş kokulu baharatlar ve tütsülerden oluşan bir karışım serperek ölü yakma törenini başlatıyor. Brahman rahibinin Sanskritçe mantra’lardan tekrarladığı kutsal sözler, çatırdayan ateşin sesini bastırıyor: “Hiç ölmeyecek can hep çalışıp dursun, ki mutlak gerçekle bütünleşmeye koşsun.”

3 Bu üç kardeş, cenaze ateşini izlerken “Ben ölüm sonrası yaşama inanıyor muyum?” diye kendi kendilerine soruyorlar. Dünyanın farklı yerlerinde eğitim görmüş bu kişilerin cevapları birbirinden farklı oluyor. En küçük oğul sevgili babasının ruhunun başka bir bedende, daha yüksek bir konumda yeniden hayata geleceğinden emindir. Ortanca kardeş ölülerin bir anlamda uykuda, tümüyle bilinçsiz bir durumda olduğuna inanıyor. Ağabeyleri ise, ölünce insana neler olduğunu hiç kimsenin kesin olarak bilemeyeceğini düşündüğünden yalnızca ölüm gerçeğini kabullenmeye çalışıyor.

Bir Soru, Birçok Cevap

4. Hangi soru insanlığa çağlar boyunca sıkıntı vermiştir?

4 ‘Ölümden sonra yaşam var mı?’ sorusu binlerce yıldır insanlığın zihnini kurcalamıştır. Katolik bilgin Hans Küng, “bu soruyla karşılaşmak ilahiyatçıları bile tedirgin ediyor” diyor. Çağlar boyu her toplumda, insanlar bu konu üzerine bir hayli kafa yormuştur ve ortaya atılan cevaplar saymakla bitmez.

5-8. Çeşitli dinler ölümden sonra yaşam konusunda ne öğretiyor?

5 Hıristiyan âleminden birçok insan cennete ve cehenneme inanıyor. Diğer yandan Hindular ruhgöçüne inanıyor. İslam dinine ait bir merkezde asistanlık yapan Amir Muawiyah, İslami görüş üzerine şu yorumda bulunuyor: “Biz, ölümden sonra mahkemeye çıkar gibi Allah’ın huzuruna gelinecek bir hüküm günü olacağına inanırız.” İslam inanışına göre, o zaman Allah her bir kişinin hayat tarzını değerlendirerek, onu cennete ya da cehennem ateşine gönderecektir.

6 Sri Lanka’da hem Budacılar hem de Katolikler, bir evde ölü varsa kapıları ve pencereleri ardına kadar açık bırakırlar. Bir yağ lambası yakılır ve tabut, ölünün ayakları giriş kapısına bakacak şekilde yerleştirilir. Bu yapılanların, ölünün ruhunun ya da canının evden çıkışını kolaylaştıracağına inanırlar.

7 Batı Avustralya Üniversitesinden Ronald M. Berndt, Avustralya yerlilerinin “insan varlığının ruhen yok edilemez” olduğuna inandıklarını söylüyor. Bazı Afrika kabileleri de, sıradan insanların ölünce hayalet olduklarına, önde gelen kişilerinse öldüklerinde, toplumun görünmez önderleri olarak onurlandırılıp yakarılması gereken ata ruhları olduklarına inanıyorlar.

8 Bazı ülkelerde ölü canlarına ya da ruhlarına ilişkin inanışlar, yerel geleneklerle Hıristiyan âleminin öğretilerinin bir birleşimidir. Sözgelimi, bir kişi öldüğünde, kimse aynaya bakıp ölünün ruhunu görmesin diye aynaları örtmek Batı Afrika’da yaşayan birçok Katolik ve Protestan arasında âdettir. Sevilen kişi öldükten 40 gün sonra ailesi ve dostları canın göğe çıkışını kutlarlar.

Ortak Bir Tema

9, 10. Dinlerin büyük bir bölümü hangi temel inanışta birleşir?

9 Ölünce bize ne olduğu sorusuna verilen yanıtlar, o yanıtları veren insanların âdetleri ve inanışları kadar farklılık gösterir. Yine de dinlerin büyük bir bölümü şu temel görüş üzerinde birleşirler: Kişinin içinde, ölümsüz olan ve ölümden sonra da yaşamaya devam eden bir şey vardır; bir can, bir ruh, bir hayalet.

10 Canın ölümsüzlüğü inanışı Hıristiyan âleminin binlerce din ve mezhebinde neredeyse evrensel çapta görülmektedir. Bu görüş, Yahudiliğin de resmi doktrinidir. Hinduizm’de bu inanış, ruhgöçü öğretisi için tam bir temel niteliğindedir. Müslümanlar, canın bedenle birlikte varlık bulduğuna fakat beden öldükten sonra da yaşamaya devam ettiğine inanırlar. Afrika animizminde, Şinto dininde ve hatta Budacılık gibi başka inançlarda da bu aynı temanın çeşitlemeleri öğretilir.

11. Bazı bilginler canın ölümsüzlüğü düşüncesine nasıl bakıyorlar?

11 Bazıları da, bilinçli yaşamın ölümle son bulduğu şeklinde karşıt bir görüşü savunur. Onlara göre duygusal ve zihinsel yaşamın, kişi dışında, bedenden ayrı gölgemsi bir canda devam ettiği düşüncesi mantıkdışıdır. 20. yüzyılda yaşamış İspanyol yazar ve bilim adamı Miguel de Unamuno şöyle yazdı: “Canın ölümsüzlüğüne inanmak aslında canın ölümsüz olmasını istemektir; fakat, bu istek öylesine güçlü olur ki, mantığı ezip geçer.” Kişinin ölümsüzlüğü inancını reddeden bu insanlar arasında tanınmış eski filozoflardan Aristoteles ve Epikuros, hekim Hippokrates, İskoç filozof David Hume, Arap bilgin İbn Rüşd ve bağımsız Hindistan’ın ilk başbakanı Nehru Cavaharlal da bulunmaktadır.

12, 13. Canın ölümsüzlüğü öğretisi hakkında hangi önemli sorular doğuyor?

12 O halde sorulması gereken şudur: Bizim gerçekten ölümsüz bir canımız var mı? Eğer can aslında ölümsüz değilse, böyle asılsız bir öğreti nasıl oldu da günümüz dinlerinin büyük bölümünün ayrılmaz bir parçası haline geldi? Bu düşünce nerede başladı? Ve canın varlığı gerçekte ölümle son buluyorsa, ölüler için nasıl bir ümit olabilir?

13 Böyle sorulara gerçeğe uygun ve doyurucu yanıtlar bulabilir miyiz? Evet! Bu ve bunun gibi sorular ilerki sayfalarda yanıtlanacak. Önce, canın ölümsüzlüğü öğretisinin nasıl doğduğunu inceleyelim.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş