Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • bt böl. 3 s. 20-27
  • “Kutsal Ruhla Dolu”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • “Kutsal Ruhla Dolu”
  • Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “Hepsi Aynı Yerde Toplanmıştı” (Elçiler 2:1-4)
  • “Her Biri Kendi Dilinde Konuşulduğunu İşitiyordu” (Elçiler 2:5-13)
  • ‘Petrus Ayağa Kalkıp Yüksek Sesle’ Konuştu (Elçiler 2:14-37)
  • “Vaftiz Edilin” (Elçiler 2:38-47)
  • Petrus Pentikost’ta Vaaz Ediyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Hakikat Birinci Yüzyıldaki Yahudiler Arasında Yayılıyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2005
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2003
  • “Milletlerin Her Çeşit Dillerinden” İnsanlar İyi Haberi Duyuyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2005
Daha Fazla
Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
bt böl. 3 s. 20-27

3. BÖLÜM

“Kutsal Ruhla Dolu”

Pentekost’ta kutsal ruhun dökülmesinin etkileri

Bu bölüm Elçiler 2:1-47’ye dayanmaktadır

1. Pentekost Bayramındaki ortamı anlatın.

YERUŞALİM sokakları heyecanlı bir telaş içindeydi.a Levioğulları, Hallel ilahilerini (Mezmur 113–118) muhtemelen dönüşümlü olarak söylerken, mabedin sunağından dumanlar yükseliyordu. Ziyaretçiler sokakları doldurmuştu. Onlar Elam, Mezopotamya, Kapadokya, Pontus, Mısır ve Roma gibi çok uzak yerlerden gelmişlerdi.b Geliş nedenleri neydi? “İlk ürün günü” olarak da adlandırılan Pentekost’tu (Say. 28:26). Bu yıllık bayram, arpa hasadının sona erip buğday hasadının başladığını gösteriyordu. Çok sevinçli bir gündü.

MS 33 yılının Pentekost’unda iyi haberi duyanların geldiği yerleri gösteren harita. 1. Bölgeler: Libya, Mısır, Habeşistan, Bitinya, Pontus, Kapadokya, Yahudiye, Mezopotamya, Babil Ülkesi, Elam, Media ve Part Ülkesi. 2. Şehirler: Roma, İskenderiye, Memfis, Antakya, Yeruşalim ve Babil. 3. Denizler: Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz, Hazar Denizi ve Basra Körfezi.

YERUŞALİM: YAHUDİLİĞİN MERKEZİ

Elçilerin İşleri kitabının ilk bölümlerinde kayıtlı olayların büyük bir kısmı Yeruşalim’de geçer. Akdeniz’in yaklaşık 55 kilometre doğusunda olan bu şehir, Yahudiye’nin orta kısmındaki sıradağların tepelerinde yer alır. MÖ 1070’te Kral Davut, Sion Dağının tepesindeki kaleyi fethetti ve oraya yerleşti. Bu kalenin çevresinde yapılanan şehir, eski İsrail ulusunun başkenti oldu.

Sion Dağının yakınlarında Moriya Dağı bulunur. Bu dağ, Yahudilerin geleneksel inanışına göre, İbrahim’in, oğlu İshak’ı kurban etme girişiminde bulunduğu yerdi. Bu olay, Elçilerin İşleri kitabında anlatılan olaylardan yaklaşık 1.900 yıl önce meydana geldi. Süleyman ilk mabedi Moriya Dağının tepesine inşa ettiğinde, dağ şehrin bir kısmı haline geldi. Mabet, Yahudilerin günlük yaşamının ve tapınmasının merkeziydi.

Dünyanın her yerindeki tüm dindar Yahudilerin kurban sunmak, ibadet etmek ve belirli zamanlardaki bayramları kutlamak üzere düzenli olarak toplandıkları yer, işte Yeruşalim’deki bu mabetti. Onlar bunu Tanrı’nın şu emrine itaat ederek yapıyorlardı: “Bütün erkeklerin yılda üç kez Tanrın Yehova’nın önüne, O’nun seçtiği yere gelecekler” (Tekr. 16:16). Yeruşalim’de ayrıca Yahudi yüksek mahkemesi ve ulusal yürütme kurulu olan Büyük Sanhedrin de bulunuyordu.

2. MS 33 yılının Pentekost’unda hangi şaşırtıcı olaylar oldu?

2 MS 33 yılının bu ılık ilkbahar sabahı, saat dokuz civarı, gelecek yüzyıllar boyunca da hayret uyandıracak bir şey oldu. Ansızın gökten “sert bir rüzgârı andıran bir ses geldi” (Elçi. 2:2). Bu yüksek ses, İsa’nın yaklaşık 120 öğrencisinin toplandığı evin her yanına yayıldı. Sonra şaşırtıcı bir şey oldu. Alevi andıran diller göründü ve her öğrencinin üzerine kondu.c Ardından öğrenciler “kutsal ruhla dolup” yabancı diller konuşmaya başladılar. Öğrenciler evden ayrıldıktan sonra Yeruşalim sokaklarında onlarla karşılaşan ziyaretçiler çok şaşırdılar; çünkü öğrenciler kendileriyle konuşabiliyordu. Gerçekten de, her biri “kendi dilinde konuşulduğunu işitiyordu” (Elçi. 2:1-6).

3. (a) MS 33 yılının Pentekost’u, hakiki tapınmanın tarihinde neden bir kilometre taşı olarak adlandırılabilir? (b) Petrus’un konuşması, ‘krallığın anahtarlarının’ kullanılmasıyla hangi açıdan bağlantılıydı?

3 Bu etkileyici kaydın anlattığı olay, hakiki tapınmanın tarihinde bir dönüm noktası niteliğindedir. Bu, ruhi İsrail’in, yani meshedilmiş Hıristiyan cemaatinin kuruluşudur (Gal. 6:16). Fakat daha fazlası da var. O gün Petrus kalabalığa hitap ettiğinde, “krallığın” üç ‘anahtarından’ birini kullandı. Bu anahtarlardan her biri, farklı bir insan grubuna özel imtiyazlar edinme fırsatı sağlayacaktı (Mat. 16:18, 19). İlk anahtar, Yahudilerin ve Yahudiliği benimsemiş olanların iyi haberi kabul etmesini ve Tanrı’nın kutsal ruhuyla meshedilmesini mümkün kıldı.d Böylece onlar, ruhi İsrail’in bir kısmı haline gelecekti ve bu şekilde Gökteki Krallıkta Mesih’le birlikte kral ve kâhin olarak hüküm sürme ümidine sahip olacaklardı (Vah. 5:9, 10). Zamanla, bu imtiyaz Samiriyelilere, daha sonra da diğer milletlerden olanlara verilecekti. Günümüzde gerçek Hıristiyanlar MS 33 yılının Pentekost’undaki bu önemli olaylardan ne öğrenebilirler?

“Hepsi Aynı Yerde Toplanmıştı” (Elçiler 2:1-4)

4. MS 33 yılında kurulan cemaat ile günümüzdeki gerçek Hıristiyan cemaati arasında hangi bağlantı var?

4 Hıristiyan cemaati yaklaşık 120 öğrenciyle kuruldu. Öğrencilerin “hepsi aynı yerde”, üst kattaki bir odada toplanmıştı ve kutsal ruhla meshedilmişti (Elçi. 2:1). O günün sonuna doğru, vaftiz edilmiş kişilerin sayısı binlere ulaştı. Bu sadece bir başlangıçtı, çünkü o zaman temelleri atılan teşkilat günümüzde de gelişmeye devam ediyor. Evet, bugün de Tanrı’dan korkan erkek ve kadınlardan oluşan gerçek Hıristiyan cemaati, ‘Krallığın iyi haberini’ bu ortam sona ermeden önce “dünyanın her yerinde bütün milletlere şahitlik amacıyla” duyuruyor (Mat. 24:14).

5. Birinci yüzyılda ve günümüzde cemaatin içinde olmanın getirdiği nimetler nelerdir?

5 Bu cemaat ayrıca üyelerine, yani meshedilmişlere ve daha sonra da “başka koyunlar”dan olanlara ruhi bir güç kaynağı olacaktı (Yuhn. 10:16). Pavlus, Roma’daki Hıristiyanlara yazarken, cemaatin üyelerinin birbirlerine verdiği desteği takdir ettiğini şöyle dile getirdi: “Sizi görmeyi çok istiyorum. Amacım size bazı ruhi hediyeler vererek kararlılığınızı pekiştirmektir. Böylece, sizin ve benim, birbirimizin imanıyla bir teşvik alışverişinde bulunmuş olacağız” (Rom. 1:11, 12).

ROMA: BİR İMPARATORLUĞUN BAŞKENTİ

Elçilerin İşleri kitabının kapsadığı dönemde Roma, o zaman bilinen dünyanın en büyük ve siyasal açıdan en önemli şehriydi. Altın çağını yaşarken Britanya’dan Kuzey Afrika’ya, Atlas Okyanusundan Basra Körfezine kadar uzanan toprakları egemenliğinde tutmuş olan Roma imparatorluğunun başkentiydi.

Roma, farklı kültürlerin, ırkların, dillerin ve batıl inançların birbiriyle kaynaştığı bir yerdi. Bakımlı yollardan oluşan ulaşım ağı, imparatorluğun dört bir yanından yolcuların ve ticari malların Roma’ya gelmesini sağlıyordu. İşlek ticaret yollarını kullanan, yiyecek ve lüks eşyalarla dolu gemiler, Roma’ya gidecek yüklerini yakınlardaki Ostia limanında boşaltıyorlardı.

MS birinci yüzyıla gelindiğinde Roma’da bir milyonun üzerinde insan yaşıyordu. Nüfusun belki de yarısı kölelerden oluşuyordu. Bunların arasında mahkûmlar, ana babaları tarafından satılan ya da terk edilen çocuklar ve Roma lejyonlarının seferler sırasında esir aldığı insanlar bulunuyordu. Köle olarak Roma’ya getirilenler arasında, MÖ 63’te Romalı general Pompeius’un Yeruşalim’i ele geçirmesinden sonra oradan getirilmiş Yahudiler de vardı.

Özgür halkın çoğunluğu çok yoksuldu. Onlar çok katlı, kalabalık evlerde yaşıyorlardı ve devletin yardımına muhtaçtılar. Fakat imparatorlar, başkentlerini o zamana kadar görülmemiş, en şahane kamu binalarıyla süslüyorlardı. Bu binaların arasında tiyatrolar ve büyük stadyumlar vardı. Oralarda tiyatro oyunları, gladyatör karşılaşmaları ve araba yarışları gibi gösteriler yapılıyordu; Roma halkının eğlenmesi için bunların hepsi ücretsizdi.

6, 7. Bugün Hıristiyan cemaati, tüm milletlerden insanlara iyi haberi duyurma görevini nasıl yerine getiriyor?

6 Günümüzde cemaatin hedefleri birinci yüzyıldakiyle aynıdır. İsa öğrencilerine, zorlukları olsa da heyecan verici bir görev verdi. Onlara şöyle dedi: “Bütün milletlerden insanları öğrencim olarak yetiştirin; onları Babanın, Oğlun ve kutsal ruhun adıyla vaftiz edin. Size emrettiğim her şeye uymalarını onlara öğretin” (Mat. 28:19, 20).

7 Bugün bu görevi Yehova’nın Şahitlerinin Hıristiyan cemaati yerine getiriyor. Tabii, farklı diller konuşan insanlara iyi haberi duyurmak zor olabilir. Ancak, Yehova’nın Şahitleri Kutsal Kitaba dayalı bilgileri 1.000’den fazla dilde yayımlamaktadır. Eğer düzenli olarak cemaat ibadetlerine katılıyor ve Krallıkla ilgili iyi haberi duyurma ve öğrenci yetiştirme işinde yer alıyorsanız bundan sevinç duyabilirsiniz. Çünkü günümüzde yeryüzünde Yehova’nın ismine tam anlamıyla tanıklık etme ayrıcalığına sahip olan nispeten çok az kişiden birisiniz.

8. Cemaatte olmaktan bugün nasıl yarar görüyoruz?

8 Yehova Tanrı, bu bunalımlı dönemde sevinçle tahammül etmenize yardım etmek üzere dünya çapında bir kardeşler topluluğu sağladı. Pavlus, İsa’nın İbrani takipçilerine şöyle yazmıştı: “Sevgi ve iyi işler için gayretlendirmek üzere birbirimize dikkat edelim. Dolayısıyla, bazılarının alışkanlık edindiği gibi, toplantılarımızı ihmal etmeyelim, tersine birbirimizi teşvik edelim ve günün yaklaştığını gördükçe bunu daha da çok yapalım” (İbr. 10:24, 25). İsa’nın takipçilerinin cemaati Yehova’dan bir armağandır. Böylece başkalarını teşvik edebilir, aynı zamanda siz de onların teşvikinden yararlanabilirsiniz. İman kardeşlerinize yakın kalın. İbadetleri asla ihmal etmeyin.

“Her Biri Kendi Dilinde Konuşulduğunu İşitiyordu” (Elçiler 2:5-13)

İsa’nın öğrencileri işlek bir caddede Yahudilere ve Yahudiliği benimsemiş kişilere iyi haberi duyuruyor.

“Hepimiz, onların Tanrı’nın muhteşem işleri hakkında kendi dilimizde konuştuklarını işitiyoruz” (Elçiler 2:11).

9, 10. Farklı dil konuşanlara iyi haberi duyurmak için bazıları neler yaptı?

9 Bir düşünün, MS 33 yılının Pentekost’unda Yahudiler ve Yahudiliği benimsemiş olanlar arasında ne büyük bir heyecan yaşanmış olmalı. Orada olanların çoğu herhalde ortak bir dil, belki Yunanca ya da İbranice konuşuyordu. Fakat şimdi, ‘her biri [öğrencilerin] kendi dilinde konuştuğunu işitiyordu’ (Elçi. 2:6). Dinleyenler iyi haberi anadillerinde duymaktan kesinlikle etkilenmiş olmalı. Tabii bugün İsa’nın takipçilerinin yabancı diller konuşmak gibi mucizevi bir yeteneği yok. Fakat birçoğu, tüm milletlerden insanlara Krallık mesajını duyurmaya hazır. Bunu nasıl yapıyorlar? Bazıları yakınlarında bulunan ve yabancı dil konuşan bir cemaatle birlikte hizmet edebilmek için yeni bir dil öğrendi, hatta yabancı bir ülkeye taşındı. Çoğu kez, gösterdikleri çabalardan kendilerini dinleyenlerin oldukça etkilendiğini fark ettiler.

10 Yedi Şahitle birlikte Gucerat dili kursuna giden Christine’i ele alalım. Gucerat dili konuşan bir iş arkadaşıyla karşılaştığında, bu kadını onun anadilinde selamladı. Kadın bundan etkilendi ve Christine’in Gucerat dili gibi zor bir dili öğrenmek için neden çaba sarfettiğini bilmek istedi. Böylece Christine iyi bir şahitlikte bulunabildi. Bu genç kadın, Christine’e şöyle dedi: “Sizin söyleyecek gerçekten önemli bir şeyiniz olmalı.”

11. Farklı diller konuşanlara iyi haberi duyurmak için nasıl hazırlıklı olabiliriz?

11 Elbette hepimiz yeni bir dil öğrenemeyiz. Yine de, başka diller konuşan insanlara Krallık mesajını duyurmaya hazırlıklı olabiliriz. Nasıl? Bunun bir yolu, JW Language® uygulamasını kullanarak yaşadığınız yerde konuşulan bir dilde, basit bir selamlaşma ifadesi öğrenmektir. Ayrıca, o dili konuşanların ilgisini çekebilecek birkaç cümle de öğrenebilirsiniz. Onları jw.org’a yönlendirin. Belki kendi dillerinde mevcut olan videoları ve yayınları da gösterebilirsiniz. Hizmetimizde bu tür araçları kullanırsak birinci yüzyıldaki kardeşlerimizin duygularını paylaşabiliriz. Onlar iyi haberi “kendi dilinde” işiterek şaşıran yabancıları görünce büyük sevinç duymuştu.

MEZOPOTAMYA VE MISIR’DAKİ YAHUDİLER

İsa Mesih’in zamanındaki Yahudilerin tarihini anlatan bir kitapta şöyle deniyor: “Asurlular ve Babilliler tarafından sürüldükten sonra, on kabilelik [İsrail] krallığı ve Yahuda krallığı halklarının soyları Mezopotamya, Media ve Babil’de yaşadılar” [The History of the Jewish People in the Age of Jesus Christ (175 B.C.–AD 135)]. Ezra 2:64’e göre, Babil’deki sürgünden sadece 42.360 kişi Yeruşalim’e döndü. Bu olay, MÖ 537’de gerçekleşti. Flavius Josephus (İosephos), MS birinci yüzyılda “Babil civarında oturan” Yahudilerin sayısının on binleri bulduğunu belirtiyor. Bu topluluklar MS üçüncü yüzyıl ile beşinci yüzyıl arasında, Babil Talmudu olarak bilinen eseri hazırladı.

MÖ altıncı yüzyıl gibi eski bir tarihte bile Mısır’da Yahudilerin bulunduğunu kanıtlayan belgeler var. Bu dönemde Yeremya, Memfisg de dahil, Mısır’daki çeşitli yerlerde yaşayan Yahudilere bir mesaj göndermişti (Yer. 44:1). Çok sayıda kişi muhtemelen Helenistik dönemde Mısır’a göç etti. Josephus, Yahudilerin İskenderiye’ye ilk yerleşenler arasında olduğunu söylüyor. Zamanla bu şehrin bir bölgesi tümüyle onlara ayrıldı. MS birinci yüzyılda Yahudi yazar Philon’un ileri sürdüğüne göre, “Libya’dan Habeşistan sınırına kadar” Mısır’ın her tarafında bir milyon Yahudi yaşıyordu.

‘Petrus Ayağa Kalkıp Yüksek Sesle’ Konuştu (Elçiler 2:14-37)

12. (a) MS 33 yılının Pentekost’unda gerçekleşen mucizevi olayı Yoel peygamber nasıl bildirmişti? (b) Yoel’in peygamberlik sözlerinin birinci yüzyılda gerçekleşmesi neden bekleniyordu?

12 Petrus, farklı uluslardan oluşan kalabalığa konuşmak üzere ayağa kalktı (Elçi. 2:14). Kendisini dinleyenlere bir açıklama yaptı. Tanrı tarafından verilen farklı dillerde mucizevi şekilde konuşma yeteneği, Yoel peygamberin bildirdiği “Ruhumu her tür insan üzerine dökeceğim” sözünün gerçekleşmesiydi (Yoel 2:28). İsa göğe çıkmadan önce öğrencilerine şöyle demişti: “Babamdan isteyeceğim ve . . . . [size] başka bir yardımcı verecek.” İsa bu yardımcıyı “ruh” olarak tanıtmıştı (Yuhn. 14:16, 17).

13, 14. Petrus, dinleyicilerinin yüreklerine nasıl ulaşmaya çalıştı? Onun yaklaşımını nasıl örnek alabiliriz?

13 Petrus’un kalabalığa söylediği şu kapanış sözleri çok açıktı: “Bütün İsrail evi şunu iyice bilsin ki, direğe gerdiğiniz İsa’yı, Tanrı hem Efendi hem de Mesih yapmıştır” (Elçi. 2:36). İsa işkence direğinde öldürüldüğünde, Petrus’u dinleyenlerin çoğu elbette bizzat orada değildi. Fakat bir ulus olarak bu eylemde ortak bir sorumluluk taşıyorlardı. Ancak Petrus’un, Yahudi soydaşlarına saygılı şekilde seslendiğine ve onların yüreklerine hitap ettiğine dikkat edin. Onun hedefi dinleyicilerini mahkûm etmek değil, onlarda tövbe etme isteği uyandırmaktı. Acaba Petrus’u dinleyen kalabalık onun sözlerinden rahatsız oldu mu? Hayır olmadı. Tersine, onların “yüreklerine hançer saplanmış gibi oldu.” “Ne yapacağız?” diye sordular. Petrus’un olumlu yaklaşımı, birçoğunun yürekten etkilenmesinde herhalde rol oynadı; böylece onlar tövbe etme isteği duydular (Elçi. 2:37).

14 Petrus’un yüreklere hitap etme tarzını örnek alabiliriz. Şahitlikte bulunurken, ev sahibinin Kutsal Yazılara uygun olmayan her görüşüne itiraz etmemiz gerekmez. Bunun yerine, hemfikir olabileceğimiz konulardan konuşabiliriz. Bizi dinleyen kişiyle konuşacak ortak bir konu bulursak, o zaman Tanrı’nın Sözünden nezaketle mantık yürütebiliriz. Kutsal Kitaptaki hakikatler bu şekilde sunulduğunda, doğruluğu seven kimselerin olumlu karşılık verme olasılığı çoğu kez artar.

PONTUS’TAKİ HIRİSTİYANLIK

MS 33 yılının Pentekost’unda Petrus’un konuşmasını işitenler arasında Anadolu’nun kuzeyindeki bir bölge olan Pontus’tan gelen Yahudiler de vardı (Elçi. 2:9). Onlardan bazılarının iyi haberi memleketlerine de götürdüğü anlaşılıyor. Çünkü Petrus ilk mektubunda farklı yerlere “dağılmış” iman kardeşlerine hitap etmişti ve saydığı yerler arasında Pontus da vardıh (1. Pet. 1:1). Petrus’un yazdıkları bu Hıristiyanların imanları nedeniyle ‘çeşitli sınavlar yüzünden kederlendiklerini’ ortaya koyuyor (1. Pet. 1:6). Muhtemelen bu sınavlara muhalefet ve zulüm de dahildi.

Roma eyaletleri olan Bitinya ve Pontus’un valisi Genç Plinius ile İmparator Traianus arasındaki yazışmalar, Pontus’taki Hıristiyanların başka sınavlarla da karşılaştıkları fikrini veriyor. MS yaklaşık 112’de Pontus’tan yazan Plinius, Hıristiyanlık denen “bulaşıcı hastalığın” cinsiyet, yaş ya da mevki demeden herkesi tehdit ettiğini bildirdi. Plinius, Hıristiyan olmakla suçlanan kişilere imanlarını inkâr etmeleri için fırsat verdi; kabul etmeyenleri de idam ettirdi. Mesih’e lanet eden veya tanrılara ya da Traianus’un heykeline ezbere dua okuyan biri serbest bırakılıyordu. Plinius bunların “gerçek Hıristiyanlara yaptırılamayacak” şeyler olduğunu kabul ediyordu.

h “Dağılmış” olarak tercüme edilen ifade, Diasporayla bağlantılı Yunanca bir sözcükten gelir. Bu terim özellikle Yahudilerle ilgili kullanıldığından, ilk Hıristiyanların birçoğunun Yahudi kökenli olduklarını gösterir.

“Vaftiz Edilin” (Elçiler 2:38-47)

15. (a) Petrus ne söyledi? Nasıl karşılık aldı? (b) Pentekost’ta iyi haberi duyan binlerce kişi nasıl aynı gün vaftiz edilebilecek yeterlikteydi?

15 MS 33 yılının o heyecan verici Pentekost gününde Petrus, olumlu karşılık veren Yahudilere ve Yahudiliği benimsemiş olanlara “Tövbe edin ve . . . . vaftiz edilin” dedi (Elçi. 2:38). Bunun sonucunda, muhtemelen Yeruşalim’deki ya da civarındaki havuzlarda yaklaşık 3.000 kişi vaftiz edildi.e Bu, düşünülmeden yapılmış bir eylem miydi? Acaba bu kayıt Kutsal Kitabı inceleyenleri ve İsa’nın takipçisi ana babaların çocuklarını hazır olmadan, bir an önce vaftiz edilmeye teşvik eden bir örnek midir? Hayır. MS 33 yılının Pentekost günü vaftiz edilen Yahudilerin ve Yahudiliği benimsemiş olanların Tanrı’nın Sözünü hararetle incelediğini ve Yehova’ya adanmış bir ulusun mensubu olduğunu unutmayın. Üstelik onlar gayretlerini zaten göstermişlerdi; bazıları bu yıllık bayramda hazır bulunmak için büyük mesafeler kat etmişti. İsa Mesih’in Tanrı’nın amacının gerçekleşmesindeki rolüyle ilgili yaşamsal hakikatleri kabul ettikten sonra, Tanrı’ya hizmet etmeyi sürdürmeye hazırdılar; ancak artık Mesih’in vaftiz edilmiş takipçileri olarak.

YAHUDİLİĞİ BENİMSEMİŞ OLANLAR KİMLERDİ?

MS 33 yılının Pentekost’unda “gerek Yahudi gerekse Yahudiliği benimsemiş olanlar” Petrus’un duyurduğu iyi haberi işitti (Elçi. 2:10).

Günlük yiyeceğin dağıtımı, ‘yapılması gereken bir işti’ ve bununla ilgilenmesi için tayin edilmiş, yeterlik sahibi erkeklerden biri de Nikolaos’tu. Ondan “Yahudiliği benimsemiş olan Antakyalı” diye söz edilir (Elçi. 6:3-5). Yahudiliği benimsemiş olanlar diğer milletlerdendi ve sonradan bu dini seçmişlerdi. Ancak, İsrail’in Tanrısını ve Kanununu kabul ettikleri, diğer tüm tanrıları reddettikleri, (erkekse) sünnet oldukları ve İsrail ulusuna katıldıkları için her açıdan Yahudi olarak kabul edilirlerdi.

MÖ 537’de Babil sürgünü sona erdikten sonra birçok Yahudi İsrail diyarından uzağa yerleşti, fakat Yahudiliği uygulamaya devam etti. Bu sayede eski Ortadoğu’nun her yerindeki ve çevresindeki insanlar Yahudilikle tanıştı. Horatius ve Seneca gibi yazarlar, Yahudileri ve inançlarını çekici bulan farklı ülkelerdeki çok sayıda insanın Yahudilere katıldığına ve Yahudiliği benimsediğine tanıklık ediyor.

16. Birinci yüzyıldaki Hıristiyanlar nasıl özverili bir ruh gösterdi?

16 Yehova’nın bereketi kuşkusuz o insanların üzerindeydi. Kayıtta şöyle deniyor: “İman edenlerin hepsi bir aradaydı ve her şeyleri ortaktı. Mal mülklerini satıp elde ettikleri geliri herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı”f (Elçi. 2:44, 45). Tüm gerçek Hıristiyanlar bu sevgi dolu, özverili ruhu örnek almayı mutlaka ister.

17. Bir kişinin vaftiz edilmek üzere yeterlik kazanması için hangi adımları atması gerekir?

17 Bir kişinin İsa’nın takipçisi olmak üzere kendini adaması ve vaftiz edilmesi için Kutsal Yazılara dayanan bazı adımları atması gerekir. Kişi, Tanrı’nın Sözündeki bilgiyi edinmelidir (Yuhn. 17:3). İman etmeli ve geçmiş yaşamından gerçekten pişmanlık duyduğunu göstererek tövbe etmelidir (Elçi. 3:19). Sonra dönmeli, yani değişmeli ve Tanrı’nın isteğiyle uyumlu iyi işler yapmaya başlamalıdır (Rom. 12:2; Efes. 4:23, 24). Bu adımların ardından kişi dua ederek kendini Tanrı’ya adar ve sonra vaftiz edilir (Mat. 16:24; 1. Pet. 3:21).

18. Mesih’in vaftiz edilmiş öğrencileri için hangi ayrıcalık var?

18 İsa Mesih’in vaftizli bir öğrencisi misiniz? Eğer öyleyseniz, size verilen bu ayrıcalık için minnettar olun. Birinci yüzyılda kutsal ruhla dolan öğrenciler gibi, siz de iyi habere tam anlamıyla tanıklık etmek ve Yehova’nın isteğini yerine getirmek üzere çok şey yapabilirsiniz.

a “Yeruşalim: Yahudiliğin Merkezi” başlıklı çerçeveye bakın.

b “Roma: Bir İmparatorluğun Başkenti”; “Mezopotamya ve Mısır’daki Yahudiler” ve “Pontus’taki Hıristiyanlık” başlıklı çerçevelere bakın.

c Bu “diller” gerçekten alevden değildi; ama ‘alevi andırıyordu.’ Bu ifadeden, her öğrencinin üzerinde beliren şeyin ateş görünüşünde ve parlaklığında olduğu anlaşılıyor.

d “Yahudiliği Benimsemiş Olanlar Kimlerdi?” başlıklı çerçeveye bakın.

e Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, Yehova’nın Şahitlerinin 7 Ağustos 1993’te Kiev’de (Ukrayna) düzenlediği uluslararası ibadette altı havuzda 7.402 kişi vaftiz edildi. Tüm vaftiz programının tamamlanması iki saat on beş dakika sürdü.

f Ziyaretçilerin daha fazla ruhi bilgi almak için Yeruşalim’de kalmalarından doğan ihtiyacı bu geçici düzenleme karşıladı. Bu gönüllü olarak yapılan bir paylaşımdı, komünizmdeki uygulamalarla karıştırılmamalıdır (Elçi. 5:1-4).

[Dipnot]

g Memfis’in diğer adı Nof’tur (Yer. 2:16, dipnot).

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş