Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w82 1/1 s. 14-19
  • Tanrısal Hizmeti İzzetlendirmek

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrısal Hizmeti İzzetlendirmek
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • SİYASAL HÜKÜMETLERİN HİZMETÇİLERİ DEĞİL
  • KELİMELERİN EN SON OLARAK TERCİH EDİLEN TERCÜMELERİ
  • Dünyevi Bir İşte Çalışan Tanrı’nın Hizmetçileri
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Tanrı’nın Hizmetçileri Kimlerdir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Bugün Tanrı’nın Hizmetçileri Kimlerdir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • İsa’nın Hakiki Takipçilerinin Hepsi Tanrı’nın Hizmetçisi Olmalı mıdırlar?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
w82 1/1 s. 14-19

Tanrısal Hizmeti İzzetlendirmek

“Hizmetimi izzetlendiririm.”—Rom. 11:13, (YD)

1, 2. Zekarya 13:4-6’ya göre, sahte dinin hizmetçileri yakın bir gelecekte hizmetlerini izzetlendirecekleri yerde ne yapmağa çalışacaklar?

HERHANGİ bir sahte dine hizmet edenlerin utanacakları zaman yaklaşıyor. Onlar yaptıkları işi gizlemeye çalışacaklar. Mukaddes Kitabın peygamberliği böyle olacağını gösteriyor. Zekarya 13:4-6 onları “peygamber” veya rüyet görenler olarak adlandırıyor ve şöyle diyor:

2 “Ve o gün vaki olacak ki, peygamberler utanacaklar, peygamberlik ettiği zaman herkes kendi rüyetinden utanacak; ve aldatmak için kıl kaftan giymiyecek; ve diyecek: Ben peygamber değilim, ben toprak işçisi bir adamım; çünkü gençliğimde bir adam beni kendine köle edindi. Ve biri ona diyecek: Kollarının arasındaki bu yaralar ne? Ve diyecek: Beni çok sevenlerin (YD) evinde aldığım yaralar.”

3. Hıristiyan âleminin din adamları ne derece yaralanacaklar?

3 Din adamlarının bir zamanlar sevgilileri olanlar, sonunda onlara karşı çıkacaklar, onlara vuracaklar ve onları öldüresiye yaralayacak veya dinsel işlerine son verdirip dinsel elbiselerini üzerlerinden çıkaracaklar. Mukaddes Yazıların son kitabı olan Vahiy’de, dünyevi memurların bu dinsel işe karşı çıkışları kuvvetle tasvir edilmektedir. 17. bapta eski Babil kökenli olan tüm sahte dinin dünya imparatorluğu, Büyük Babil diye adlandırılan uluslararası bir fahişe olarak temsil edilmektedir.

4, 5. (a) Vahiy’in 17. babında sahte dinin dünya imparatorluğu nasıl sembolize ediliyor? (b) En sonunda sembolik 10 boynuzlu ve görkemli kırmızı renkli canavar, Tanrı’nın izniyle bizzat sürücüsüne ne yapacaktır?

4 Bu fahişe, mecazi anlamda yedi başı ve başları üzerinde on boynuzu olan kırmızı bir canavarın üzerine binmiş olarak gösteriliyor. Bu canavar, tıpkı Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler teşkilatının başından geçmiş olduğu gibi, ilk önce uçuruma iniyor, ortadan kayboluyor, sonra tekrar ortaya çıkıyor. Büyük Babil 1945’te tekrar ortaya çıkan bu uluslararası siyasal “canavarın” üzerine yeniden binmiştir. Büyük Babil, o zamandan beri geçen 36 yıldan fazla zaman boyunca, üzerine binmiş olduğu bu görkemli kırmızı renkli “canavarı” sürmektedir. Sembolik canavarın, birbirini izleyen yedi dünya kudretinin ömrü boyunca, politikaya hakim olan bu ahlaksız ‘kadına’ karşı çıkıp bütün dindarları şaşırtacağı zaman şimdi yakın olsa gerek. O zaman ne olacak? Vahiy 17:15-18 bunu bize şöyle tasvir ediyor:

5 “Fahişenin üzerinde oturduğunu gördüğün sular, kavmlar ve cemiyetler ve milletler ve dillerdir. Ve gördüğün on boynuz, ve canavar, onlar fahişeden nefret edecekler; onu perişan ve çıplak edecekler,ve onun etini yiyecekler, ve kendisini ateşe yakacaklardır. Çünkü Allahın sözleri yerine gelmiş oluncaya (YD) kadar, Allah kendi düşüncesini yapmağı ve bir düşüncede olmağı, ve kendilerinin kırallığını [sekizinci dünya kudreti olan] canavara vermeği onların yüreğine koydu. Ve gördüğün kadın, dünyanın kıralları üzerine kırallığı olan büyük şehirdir. [Sahte dinin dünya imparatorluğu olan çağdaş Büyük Babil’dir].”—Vahiy 16:21-24’e bak.

6. Büyük Babil’in harabiyeti, dini ne boyutta etkileyecektir? Buna sebep nedir?

6 Acaba Hıristiyan âlemini de kapsayan Büyük Babil’in yaklaşan harabiyetinde, dünyanın üzerinden din tamamıyla kalkacak mı? Yaşayan ve tek hakiki Tanrı var olduğu sürece, Hayır! Hıristiyan âlemi ile Büyük Babil’in diğer dinlerinin bir kısmı olmayan Tanrı’nın tapıcıları, dünya çapında dine yapılacak saldırıda hayatta kalacaklardır. Onlar, Yehova Tanrı ve O’nun hüküm süren “rablerin Rabbi ve kıralların Kıralı” olan İsa Mesih tarafından korunacaklardır. Daha sonra, onlar, o sırada bütün yeryüzüne egemen olan Tanrıtanımaz ve din düşmanı yöneticilerin yok edilişlerine de tanık olacaklardır. “Tanrı’nın ve Babanın indinde temiz ve lekesiz tapınma şekli (YD)”, onun ‘ayaklarına basamak’ olan yeryüzünden asla kaybolmayacaktır.—Vah. 17:12-14; Yak. 1:27; İş. 66:1.

SİYASAL HÜKÜMETLERİN HİZMETÇİLERİ DEĞİL

7. Armagedon savaşında, Yehova’nın saffında bulunmayan siyasal hükümetlerin görevli ‘ministerlerinin’ başına ne gelecektir?

7 “Her şeye kadir olan Tanrı’nın büyük gününün savaşı (YD)” olan Armagedon’da, Her Şeye Kadir Tanrı’ya karşı olan safta bulunan devletin görevli “hizmetçileri”, tüm dünyevi hükümetleriyle birlikte yok edileceklerdir. (Vah. 16:13-16; 19:11-21) Zaferi kazanan Her Şeye Kadir Olan Tanrı Yehova, siyasete hiç karışmamış olan ‘hizmetçilerini’, şimdiki dünyevi hükümetler sistemine son verecek bir savaşta, yani savaşların savaşında koruyup kurtaracaktır. Hıristiyan hizmetlerini sadakatle sürdürenler ne muazzam şekilde ödüllendirilmiş olacaklar! Komünist olan veya olmayan birçok ülkede onların “Tanrı’nın hizmetçisi” diye adlandırılmalarına karşı çıkılabilir. Bu ülkelerde esasen “hizmetçi” anlamına gelen “minister” terimi, sadece yüksek mevkide bulunan Devlet memurlarına hitaben kullanılabilir. Bununla beraber, İngilizce konuşulan Amerika Birleşik Devletlerinde, devlet başkanının kabine üyeleri, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı gibi bakanlar ve başsavcı olarak adlandırılırlar. Fakat onlar da hayatta kalamayacaklar.

8. Çağdaş Yunanistan’da devlet başkanının kabine üyeleri nasıl adlandırılırlar? Yalnız kimlere “diakonos” denir?

8 Mukaddes Kitabın Hıristiyan Yunanca Yazılarında “minister” veya “hizmetçi” terimi Yunanca diakonos kelimesinden tercüme edilmektedir. Bu kelime, harfi bakımdan “toz içinden” anlamına gelir ve bir kimsenin tozun içinden gönderildiğini veya çağrıldığını kastettiği anlaşılır. Bununla beraber, çağdaş Yunanistan’da başkan kelimesinin karşılığı proedros’dur ki, “önde oturan” anlamına gelir. Onun kabine üyeleri Yunanca “hizmetçi” diakonos terimiyle adlandırılmazlar. Onlara hypourgos unvanı verilir ki, bu, harfi olarak “alt düzeyde olan bir işçi” anlamına gelir. İbranice Mukaddes Yazıların Sinaitik ve Vatikan No. 1209 simgeli el yazmalarına göre, bu kelime Yunanca Septuaginta Tercümesinde de geçer. O tercümede Yeşu 1:1’de şunları okuyoruz: ‘Vaki oldu ki, RABBİN kulu Musa’nın ölümünden sonra, RAB Musa’nın hizmetçisi (hypourgos; İng. minister) Nun’un oğlu Yeşua’ya söyledi.’ (The Jewish Puplication Society of America ve Bagster’s) Charles Thomson tarafından yapılan tercümede Yeşu “Musa’nın vekili” olarak adlandırılır. Benzer şekilde, Yunanistan Cumhuriyetinde devlet başkanının (proedros) bakanları, vekilleri, yardımcıları veya alt düzeydeki işçiler (hypourgon) vardır. Fakat Devlet başkanı, diakonos görevini ülkenin dinsel teşkilatlarına bırakır.

9. “Minister” terimi siyasal anlamda kullanılmasına rağmen, Mukaddes Yazılar açısından da ‘Tanrı’nın bir hizmetçisi’ anlamına gelebilir mi? “Watch Tower” mecmuası 1882’de bu konuda ne demişti?

9 Bugün, bazı ülkelerin “minister” terimini sadece siyasal anlamda kullandıklarını ve uyguladıklarını kabul edelim. Ne var ki bu Mukaddes Kitabın yazıldığı orijinal diller açısından, İsa Mesih’i örnek alıp, kendini Yehova Tanrı’ya tamamıyla vakfedip O’nun iradesini yapmak isteyen bir kimsenin, Yehova Tanrı’nın ‘hizmetçisi’ yani diakonos diye adlandırılamayacağı anlamına gelmez. “Zion’s Watch Tower and Herald of Chirst’s Presence” mecmuası, yaklaşık yüz yıl önce, Haziran 1882 tarihli nüshasının 7. sayfasında, dinsel hizmetçiler (İng. ministers) hakkında şunları demişti:

Şakirtler va’zetmeğe, öğretmeğe ve vaftiz etmeğe gönderilmişlerdi. Mesih’in bedeni için ayrılan her üyenin belirli bir anlamda bir hizmetçi [İng. minister] olduğuna ve onların hepsinin “müjdeyi va’zetmek üzere meshedildiklerine” gerçi inanıyorsak da, Mukaddes Yazılarda kiliseyi, yani Mesih’in bedenini tasvir etmek üzere kullanılan insan bedeninin değişik organ ve görevleri olduğu gibi, onun da değişik işleri yapan farklı üyeleri vardır.

10. Hıristiyan âleminin kilise olarak adlandırılan kuruluşlarının Tanrı’nın hizmetçilerinin kimler olduğu iddiaları karşısında, 1 Ocak 1892 tarihli mecmua, bütün vaktini dinsel kitaplar satmağa (kolportörlük işine) veren kişiler hakkına ne demiştir?

10 Daha sonra “Watch Tower” mecmuası, 1 Ocak 1892 tarihli nüshasında, “Kuleden Görünümler” başlığı altında şunları demişti:

Dinsel kitaplar satan (kolportörler) bu kişilerin Rabbin gerçek temsilcileri olduğunu az kişi bilir; veya Rabbin onların alçak gönüllülüğüne ve fedakârlığına verdiği değeri az kişi fark eder. Onlar misyonerler midir? Dünya ve kilise olarak adlandırılan kuruluşlar, “hayır”, yabancı ülkelere giden misyonerler biziz diyor. Oysa Rab, “evet”, benim büyük bir görevi yerine getiren misyonerlerim bunlardır diyor . . . .

Onlar . . . . Tanrı’nın hizmetçileri midirler? Dünya ve kilise olarak adlandırılan kuruluşlar hayır, “ruhani” giysileri giyen ve kürsülerimizden va’zeden Tanrı’nın hizmetçileri sadece biziz diyor. Oysa Rab, evet, ev halkıma şimdi mevcut olan hakikati gösterip bana hizmet eden hizmetçilerim bunlardır; onların getirdikleri mesajı ben gönderdim; onları hor gören beni hor görür; onlarla göndediğim mühürle alnına mührü kabul eden, bu öğretimin benden geldiğini bilecektir; “koyunlarım benim sesimi tanırlar” diyor.

11. İngilizce “minister” ve “ministry” kelimeleri hangi dilden türetilmiştir? Bu kelimeler nasıl tanımlanır?

11 Bununla beraber acaba “Watch Tower” mecmuası, İsa Mesih’in ayrılmış veya vakfolup vaftiz edilmiş her şakirdinin “Tanrı’nın bir hizmetçisi” olduğunu söylemekle, yetkisi dışına mı çıkıyor veya haddini bilmezlik mi yapıyor? Asla! İtalyanca’da, İspanyolca’da, Portekizce’de ve Fransızca’da olduğu gibi İngilizce’de de “minister” “ministry” kelimeleri Mukaddes Kitabın Latince Vulgata Tercümesinde bulunan eski Latince minister ve ministerium kelimelerinden türetilmiştir. Minister kelimesi şöyle tanımlanır: “Bir görevli, hizmetkâr, hizmetçi, ayrıca rahibin memuru veya yardımcısı; aynı şekilde daha aşağı düzeyde olan bir memur.” Ministerium kelimesi de şöyle tanımlanır: “Bir hizmetçinin veya görevlinin işi veya görevi, iyi veya kötü anlamda bir görev, bir hizmet, iş, güç, uğraş, görev, vazife, memuriyet v.b.”—Lewis ve Short’un A New Latin Dictionary’sinin 1146. sayfası.

12. Gerek bu yayının, gerekse Yehova’nın Şahitlerinin diğer yayınlarının başlangıçta aktarmalar yaptığı tercüme, bugüne kadar ne derece kullanılmaktadır? Burada siyasal meseleler mi müzakere ediliyor?

12 Öyle ise, İngilizce “minister” ve “ministry” kelimelerinin çok geniş anlamları olmalıdır. Şu halde, “Watch Tower” mecmuasının ve bununla ilgili bulunan diğer yayınların, başlangıçta, temel Mukaddes Kitap tercümesi olarak M. S. 1611 tarihli Authorized Version veya King James Version tercümesini kullandıklarını hatırlamalıyız. Bu tanınmış tercüme, Ameria Birleşik Devletlerinde olduğu gibi İngiltere’de ve İngiliz Milletler Topluluğunda da bugüne kadar kullanılmaktadır. Böylece genel olarak kullanılan bu Mukaddes Kitap tercümesinden yapılan aktarmalarda, kilit sözcükleri olan “minister” ve “ministry” kelimeleri, Hıristiyan Yunanca Mukaddes Yazılarda (Yeni Ahitte) ifade ettikleri anlamda kullanılmakta, fakat çağdaş siyasal anlamda kullanılmamaktadır. Biz burada siyasal meseleleri müzakere etmiyoruz.

KELİMELERİN EN SON OLARAK TERCİH EDİLEN TERCÜMELERİ

13. Mukaddes Kitabın çoğu tercümanı, tartışma konusu olan diakonia kelimesini İngilizceye nasıl çevirmeyi tercih ettiler? Tanrı’nın vakfolmuş kavmi bu hizmetin getirdiği yükümlülüklerle ne yapacak?

13 Hıristiyan Yunanca Mukaddes Yazıların (Yeni Ahit’in) çağdaş İngilizce birçok tercümeleri bulunmaktadır. Çağdaş İngilizce yapılan bu çevirilerin çoğunda, çevirmenler acaba tartışma konusu olan bu Yunanca diakonia kelimesini ne şekilde tercüme etmeyi tercih etmektedirler? Mukaddes Yazıların bu kelimeye verdiği bütün değeri yansıtan “ministry” (Türçe: Tanrısal hizmet) olarak tercüme etmişlerdir. Yehova’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş Şahitleri, görevlendirildikleri Hıristiyan faaliyetini kastetmek için, haklı olarak Mukaddes Kitap açısından uygun olan “ministry” (Tanrısal hizmet) kelimesini kullanırlar. O halde, acaba şimdi Tanrısal hizmetleriyle ilgili olarak Tanrı’nın bu hizmetçileri hakkında ne denilebilir? Bu hizmeti ve yükümlülülerini yerine getirecekler mi, yoksa baskı ve muhalefet yüzünden bu hizmeti yapmaktan vaz mı geçecekler? Mukaddes Kitabın açıklanan peygamberliklerinden, Tanrı’dan uzaklaşmış siyasal otoritelerin, sahte dinin dünya imparatorluğu olan Büyük Babil’in din hizmetçilerine, piskoposlarına, şemmaslarına, papazlarına, patriklerine ne yapacaklarını biliyoruz. Yaklaşan olaylara karşı gözlerimizi körletmemeliyiz.

14. Vahiy’nin sembolik 17. babında, “büyük sıkıntı” esnasında Büyük Babil’e ne yapılacağını gösteriyor?

14 Vahiy’nin sembolik dilinden de anlaşıldığı gibi, dünyanın siyasal kudretleri Kilisenin Devletle olan birliğine son vereceklerdir. Onlar, uluslararası dinsel fahişe ile yakın ilişkilerini keseceklerdir. Onlar, onu sırtlarından atacaklar, kraliyet iddiasını simgeleyen erguvani ve kırmızı giysisini üzerinden çıkaracaklar, kendini gösterişli kılmak üzere süslendiği altınlarını, incilerini ve kıymetli taşlarını çalacaklardır. Bütün kavimleri sarhoş edip sersemletecek derecede onlara içirdiği tüm pis ve iğrenç şeylerle dolu olan ‘altın kâseyi’ onun elinden kapıp alacaklar, çok görkemli dinsel yapılarını, sıradan kamu binaları haline çevirecekler, ya da kötülükle kazanılmış servetini yağma ettikten sonra onları yakacaklardır. “Büyük sıkıntı” esnasında Büyük Babil için hesaplaşma günü geldiği zaman vay onun başına!—Vah. 17:1-18; 7:14.

15. Yehova’nın Şahitleri, o zaman ne yapmak zorundadırlar?

15 Dünyanın siyasal kudretlerinin ilerdeki davranışları Yehova’nın Şahitleri için ne anlama gelecek? Şu anlama: Onların Tanrı’nın krallığının menfaatleri uğruna yaptıkları hizmetleri reddedilecektir. Onlar, artık “Yehova’nın iyi niyet (YD) yılını” va’zetmeyeceklerdir. Fakat Büyük Babil’in yok edilmesinden sonra bile yılmadan, “Tanrı’mızın öç alma gününü” ilan etmeğe devam etmelidirler.—İş. 61:1, 2, YD; 59:17, 18.

16. Yehova‘nın Şahitleri, resul Pavlus’un birçok tercümelere göre, Romalılar 11:13’de söylediği sözleri kendilerine nasıl örnek alacaklardır?

16 Yehova’nın Şahitleri o zamana kadar “Tanrısal hizmet” ile ilgili ne yapacaklar? Onlar, Mukaddes Kitabın peygamberliklerinin gerçekleşmesiyle yaklaşan olayları sıkıca zihinlerinde tutacaklar ve resul Pavlus’un verdiği mükemmel örneğe göre davranmak üzere hikmetle karar vereceklerdir. Yehova Tanrı’nın uluslararası bir elçisi olarak, resul Pavlus Romalılar 11:13’de bu konuda ne yaptığını bildirmektedir. Onun sözlerini çağdaş çeşitli tercümeler şöyle çevirmektedirler: “Fakat size, Milletlere, söylüyorum. Çünkü ben Milletlerin resulüyüm, Tanrısal hizmetimi izzetlendiririm.” (The İnternational Hebrew/Greek English Bible; British Revised Version, The New World Translation; The New American Bible; Rotherham) “Tanrısal hizmetimi şereflendiririm.” (Murdock: The Emphatic Diaglott; Roma Katolik Douay Version; The New English Bible “Tanrısal hizmetime çok önem veririm.” (The New İnternational Version) “Tanrısal hizmetimi elimden geldiğince yaparım.” (Philips’ Modern English) “Tanrısal hizmetimi en iyi şekilde yaparım.” (An American Translation) “Tanrısal hizmetimden gurur duyarım.” (Weymount) “Tanrısal hizmetimi yüceltirim.” (Revised Standard Version) “Memuriyetimi iyi şekilde yaparım.” (The Bible in Living English) “Memuriyetimin üstünde kuvvetle dururum.” (Moffatt) “Memuriyetimi yüceltirim.” (Authorised Version) Luther’in Almanca Mukaddes Kitap tercümesinde bu ayeti şöyle okuyoruz: “Memuriyetime çok değer vereceğim.” [Amt, Almanca] William Tyndale ise bu ayeti şöyle çeviriyor: “Memuriyetimi yücelteceğim.”

17. Pavlus, bir Yahudi olarak, putperest Milletler uğruna bir iş yaptığından, bu işi sade bir hizmet düzeyine indirdiğini mi söylemişti?

17 Yukarıda aktarılan tercümelerden, Pavlus’un diakonia’sını sade bir “hizmet” düzeyine indirmediğini görebiliriz. Pavlus, Tanrısal hizmetiyle ilgili olarak Yunanca doxazo kelimesini kullanıyor. Bu kelimenin kökü olan doxa “izzet” anlamına gelmektedir. Pavlus’un diakonia’sının kesinlikle utanacak hiçbir tarafı yoktur. Today’s English Version, Romalılar 11:13’ü şöyle tercüme ediyor: “Şimdi size, Milletlere söylüyorum: Milletlerin resulü olduğum sürece işimden gurur duyacağım.” The Jerusalem Bible’da ise bu ayeti şöyle okuyoruz: “Size, putperestlere şunu söyleyeyim: putperestlere resul olarak gönderildim ve gönderildiğim için gurur duyuyorum.”a

18. İsa Mesih’in 12 resulünün doğal durumları açısından, İlahiyat fakültelerinden mezun olan ve şatafatlı unvanlar taşıyan ruhaniler, neden Yehova’nın Şahitlerini küçümsememelidirler?

18 Tabii, bir kimse yaptığı Hıristiyan ‘hizmetinden’ dolayı övünüp kabarmamalı. Tam tersine, Tanrı’nın, vakfolmuş ve vaftiz edilmiş tapıcılarına, şimdi hüküm sürmekte olan Kral İsa Mesih’in yönetimi altında bu hizmeti vermekle, böylesine lütuf gösterdiğinden dolayı daha da çok alçak gönüllü olmalıyız. İlahiyat fakültelerinden mezun olan Hıristiyan âleminin ruhanilerine Muhterem, Çok Muhterem, Pek Çok Muhterem, Hürmetli Efendim ve başka şatafatlı unvanlar verilir. Bu nedenle onlar, Yehova’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş şahitlerini küçümseyebilirler. Diğer yandan, İsa’nın resullerinden dördü balıkçı, biri ise vergi mültezimiydi; diğer kalan yedisinin de birinci yüzyılda herhangi bir Hahamlık okuluna gittiğine dair hiçbir belirti yoktur. Buna rağmen Mukaddes Yazıların son kitabında onlardan parlak bir şekilde söz ediliyor. Orada adlarının Yeni Yeruşalim’in 12 temel taşı üzerine yazılı olduğu söyleniyor.—Vah. 21:14.

19. Yehova’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş şahitleri herhangi bir hükümetin görevlileri veya hizmetçileri midirler? Onlar nasıl sürekli bir Tanrısal hizmet yapacaklar?

19 Hükümet hizmetçileri veya görevlileri olmaya gelince, Yehova’nın bu vakfolmuş ve vaftiz edilmiş şahitleri varolan en büyük hükümetin hizmetçileri veya görevlileridirler. Hayır, onlar bir imparatorluğun, krallığın veya demokrasi gibi insan yapısı bir hükümetin Kabine üyeleri değillerdir. Onlar, gök ve yerin Yaratıcısı olan Evrensel Egemenin hizmetçileridirler. Matta 24:14’ün gerçekleşmesi olarak, onlar şimdi hüküm sürmekte olan Kral İsa Mesih’in krallığının tayin edilmiş müjdecileridirler. Önümüzdeki “büyük sıkıntı” esnasında eski şeyler sisteminin feci şekilde son bulmasıyla, onların Tanrısal hizmeti bitmeyecektir.

20. Pavlus, Koloseliler 4:17 ve II. Timoteos 4:5’de verdiği uyarılarda, genel olarak insanların yaptığı olağan hizmete mi değinmişti?

20 Resul Pavlus, Hıristiyan iman kardeşi Arhippos’a “Rabden aldığın hizmeti tamamlamak için ona dikkat et” diye yazdığı zaman, dünyevi insanların genellikle yaptıkları olağan hizmeti düşünmemiş veya kastetmemişti. (Kol. 4:17) Pavlus, son defa hapsedildiği zaman, misyoner arkadaşı Timoteos’a, “İncil vaizi işini (Yunanca érgon) yap, hizmetini tamamla” diye yazmıştı. (II. Tim. 4:5) İlk Hıristiyan cemaatindeki sadık hizmetçilere ilhamla verilmiş olan bu talimatlar, bugün mahkûmiyet altında olan bu eski ‘şeyler sisteminin sonu vaktinde’, Tanrı’nın ebedi izzeti için, Yehova’nın tüm vakfolmuş ve vaftiz edilmiş şahitlerinin kendilerine uygulamaları gereken mükemmel öğütlerdir.—Dan. 12:4.

[Dipnotlar]

a Eusebius Jerome, Mukaddes Yazıları orijinal dillerden Latinceye çevirdiği Vulgata tercümesine başladığı ta M. S. 383 yılında, Matta 20:26’dan başlayarak Latince minister ismini, Luka 10:40’dan başlayarak Latince ministerium (“hizmet”) ismini ve Matta 4:11’den başlayarak ministerare (“hizmet etmek”) fiilini kullanmak suretiyle latince okuyup yazan Hıristiyanlar arasında bir memuriyette hizmet etmekle ilgili terimlerin yaygın şekilde kullanılmasını sağlamıştı.

Latince, Batı dünyasının uluslararası diplomatik dili haline gelmişti. Papalık konusunda “Batıda Büyük Mezhep Ayrılığı”nın olduğu M. S. 1378 yılında, John Wycliffe, Yeni Ahit (Hıristiyan Yunanca Mukaddes Yazılar) tercümesini yayımlamıştır. “Wycliffe kendini temel olarak İbranice ve Yunanca orijinal metinleri kullanmağa yeterli görmeyip, doğrudan doğruya Latince Vulgata tercümesinden çevirisini yapmıştır. Çevirisini tam harfi harfine ve sade bir dille yapmıştır; bu çeviri onun birçok diğer yazılarına oranla daha az bile olsa, akıcı değildir ve Latincenin etkisdedir.” (M’clintock and Strong’s Cyclopedia, Cilt X, sayfa 1043, “Wycliffe” başlığı altında 1. sütun) O halde Wycliffe ta 14. yüzyılda “minister” kelimesini kullanıyordu. William Tyndale da şüphesiz “orijinal dillerden yaptığı çevirisinde bu kelimeyi geniş çapta kullanmıştır.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş