Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w82 1/1 s. 19-24
  • Dünyevi Bir İşte Çalışan Tanrı’nın Hizmetçileri

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dünyevi Bir İşte Çalışan Tanrı’nın Hizmetçileri
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • DÜNYEVİ İŞ KONUSUNDA
  • ŞİMDİ HİZMETE DEĞER VERME ZAMANIDIR
  • Tanrısal Hizmeti İzzetlendirmek
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • İsa’nın Hakiki Takipçilerinin Hepsi Tanrı’nın Hizmetçisi Olmalı mıdırlar?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Bugün Tanrı’nın Hizmetçileri Kimlerdir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • Tanrı’nın Hizmetçileri Kimlerdir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
w82 1/1 s. 19-24

Dünyevi Bir İşte Çalışan Tanrı’nın Hizmetçileri

1. Tyndale’nin tercümesinde, Romalılar 13:1-6’da, devlet memurları, Hıristiyanların Tanrısının nesi olarak adlandırılıyorlar?

WİLLİAM Tyndale, M. S. 1526’da Tanrı’nın Sözünü orijinal Yunanca’dan o zamanki İngilizce’ye tercüme ederken, bu dünyanın “yüksek” veya “üstün otoriteler” hakkında Tanrı’nın hizmetçisi (İng. minister) diye yazmıştı. Metin, Yeni Dünya Tercümesine göre şöyledir: “Çünkü iyiliğin için sana Tanrı’nın hizmetçisidir. Fakat kötü olanı yaparsan, kork; çünkü kılıcı amaçsız taşımıyor; çünkü Tanrı’nın hizmetçisidir, kötü olanı işleyene karşı gazap ifade etmek üzere bir intikamcıdır. Bunun için yalnız o gazaptan ötürü değil, fakat vicdanınızdan ötürü de tabiiyette olmak üzere sizler için zorlayıcı sebep vardır. Çünkü bundan dolayı da vergiler ödersiniz, çünkü onlar devamlı bir şekilde bizzat bu amaca hizmet eden Tanrı’nın amme hizmetçileridirler.” —Rom. 13:1-6.

2. (a) Acaba dünyevi hükümet memurları, Tyndale’ın 1526’da yaptığı tercümeye dayanılarak mı “minister” diye adlandırılırlar? (b) Acaba onların bu terimi kullanmaları, bu dünyanın bir kısmı olmayan Pavlus ve Hıristiyan kardeşlerinin kendilerini böyle adlandırmaya hakları olmadığını mı gösterdi?

2 Çeşitli hükümetlerde belirli Devlet memurlarının, Pavlus’un yukarıdaki sözlerine dayanılarak, “prime minister” (Türkçe: Başbakan)ya da şu veya bu “minister” (Türkçe: bakan) olarak adlandırıldıklarına inanmak için bir neden yoktur. Fakat olsa bile, gene de “Tanrı’nın hizmetçileri” diye adlandırılan bu politikacıların dünyevi hizmetleri ile bu dünyanın bir kısmı olmayan resul Pavlus ve Hıristiyan kardeşlerinin dinsel ‘hizmetleri’ arasında büyük bir fark vardır. Onların çalışma alanları birbirinden tamamen değişiktir. Fakat “Minister” teriminin dünyevi politikacılar tarafından hükümet işleriyle ilgili olarak kullanılması, söz konusu dillerde Pavlus ve Hıristiyan kardeşlerinin dinsel bakımdan “minister” (Tanrı’nın hizmetçileri) olarak adlandırılmalarını engellemez.

3. Tihikos ve Timoteos gibi bugün evden eve va’zeden Yehova’nın Şahitleri de, ‘Mesih’in iyi haberinde Tanrı’nın hizmetçileri’ midirler?

3 Resul Pavlus, Efesoslular 6:21’de Tihikos’u “sevgili kardeş ve Rabde sadık hizmetçi” olarak adlandırdığı zaman, onu, Hıristiyan âleminin ruhanileriyle aynı sınıfa sokmamıştı. (Ayrıca Koloseliler 1:7; 4:7’ye bak) Pavlus, Timoteos’u da “Mesih’in incilinde Allahın hizmetçisi” olarak adlandırmıştı. (I. Sel. 3:2) Yehova’nın bugün krallığın iyi haberini evden eve va’zeden vakfolmuş ve vaftiz edilmiş Şahitleri de şüphesiz ‘Mesih’in iyi haberinde Tanrı’nın hizmetçileridirler.’—Mat. 24:14; Mar. 13:10.

4. Mukaddes Yazılar, Hıristiyan cemaatinin tümünün ve cemaatin tek tek fertlerinin de Tanrısal bir hizmet yapıp yapmadıkları konusunda ne diyor?

4 Ya vaftiz edilmiş Hıristiyanlardan oluşan cemaatin tümü için ne söyleyebiliriz? Tanrı’nın izzetlendirilmiş Oğlu İsa Mesih, Küçük Asya’daki Tiyatira cemaatine: “Senin işlerini ve sevgini ve imanını ve hizmetini. . . .bilirim” demişti. (Vah. 2:18, 19) Pavlus, Yunanistan’ın Korintos şehrindeki cemaate: “Hizmetlerin çeşitleri var, ve ayni Rabdir” diye yazmıştı. (I. Kor. 12:5) Bu gerçeğe uygun olarak, izzetlendirilmiş İsa Mesih, yeryüzündeki cemaatine, M. S. 33 yılının Pentikost’undan itibaren resuller, peygamberler, incil vaizleri, çobanlar ve öğretmen şeklinde insan olan hediyeler vermiştir. Bunu ne amaçla yapmıştır? “Mukaddeslerin kemal bulması için, hizmetin icrası için, [harfiyen: Tanrısal hizmet işi için], Mesihin bedeninin bina olunması (YD) için.” (Efes. 4:7-12) Son olarak, resul Pavlus, Yeruşalim’deki İbrani Hıristiyan cemaatinin tüm üyelerine: “Allah adaletsiz değildir ki, sizin işinizi, ve mukaddeslere hizmet etmiş olarak ve hizmete devam (YD) ederek kendi ismi için gösterdiğiniz sevginizi unutsun” diye yazmıştı. (İbr. 6:10) Onların hepsi bu şekilde Yehova Tanrı’nın tasvip ettiği bir Tanrısal hizmeti yapıyorlardı.

DÜNYEVİ İŞ KONUSUNDA

5. (a) Hıristiyan âleminin din hizmetçilerinin yaşam tarzının karşıtı olarak, Mukaddes Yazılardaki kurala göre, Tanrı’nın bir hizmetçisi olan kimse vaktinin bir kısmını dünyevi işe ayırabilir mi? (b) “Minister” terimi Mukaddes Kitap tercümelerinde ne zaman görülmeğe başladı?

5 Yehova’nın Şahitlerinin cemaatinin vakfolmuş ve vaftiz edilmiş bir üyesi olmak sıfatıyla Mukaddes Yazılarca Tanrı’nın bir hizmetçisi olmak, lüks ve rahat bir yaşam sürdürmek anlamına gelmez. Hıristiyan âleminin inanç sisteminde din hizmetçilerinin yaşam durumları, birçoklarını böyle düşünmeğe sevk edebilir. Oysa, ilhamla yazılan Mukaddes Kitaba göre, durum böyle olmamalıdır. Ancak bu kelimenin Mukaddes Yazılardaki anlamına göre, Tanrı’nın hizmetçileri olanlar, vakitlerinin bir kısmını dünyevi işe ayıran işçiler olabilirler. Hatta İsa Mesih bile 30 yaşına kadar Nasıra’da dülgerlik yapmıştı. Daha sonra ise, İsa, yapması için Tanrı’nın ruhuyla meshedildiği Tanrısal hizmete tüm vaktini vermişti. İsa’nın Latince konuştuğunu ve Latince “minister” terimini kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Fakat İbrani ve Yunanca Mukaddes Yazılar, Roma İmparatorluğunun ana dili olan Latince’ye tercüme edildiği zaman, o tercümede minister kelimesi geçiyordu.

6. (a) Söz konusu kelimenin Latince veya Yunanca karşılığının kökenine göre, “minister” teriminin ne tür bir anlamı vardır? (b) O halde Pavlus bu hizmetini nasıl izzetlendirdi?

6 Minister kelimesi, “daha az” anlamına gelen Latince minus sıfatından türetildiğinden, minister olmak aslında “daha az bir şey gibi olmak veya davranmak” demektir. (Latince quod minus est). Bu kelimenin Yunanca karşılığı olan diakonos kelimesinin de buna benzer mütevazı bir kökeni vardır. Onun, “içinden” anlamına gelen dia ve “toz” anlamına gelen konis kelimelerinden geldiği anlaşılır. Bu kelime, bir Yunanlı’ya, bir kimsenin kendisini yararlı kılmak veya bir görev yapmak üzere toz içinden gittiği fikrini verir. Ne var ki, bu Yunanca kelimenin mütevazı kökenine rağmen, resul Pavlus “hizmetimi izzetlendiririm” (YD) dediği zaman onu kullanmıştı. (Rom. 11:13) Pavlus, Tanrısal hizmetine sona kadar bağlı kalmakla bunu kanıtlamıştı.

7. (a) Tanrı’nın hizmetçileri, Krallık mesajını ücretsiz verdiklerinden dolayı onun değerini düşürürler mi? (b) Krallık hizmetçileri, yapmaları gerekli olan dünyevi her işi ne olarak görürler?

7 Pavlus, bu Tanrısal hizmette kendini övmek amacıyla çalışmıyordu. İyi haberi va’zettiği kimselerden para veya ücret de almıyordu. Fakat bu yüzden Tanrısal hizmetinin değerini de düşürmüyordu. ‘İyi haberi’ alanlar, bunun için bir ücret vermedikleri halde, kendilerine yararlı bir şey yapmak üzere yine de ‘masrafı hesaplaşmalıydılar.’ Pavlus, bu dünyanın yüksek ücretli işleriyle bile karşılaştırılmayacak kadar eşsiz olan bu izzetli ‘iyi haberi’ va’zetme hizmetinin kendisine emanet edildiğinden dolayı, çok şereflendirildiğini düşünüyordu. Bugün Yehova’nın Şahitleri, resul Pavlus’u kendilerine örnek alırlar. Nasıl? Tanrı’nın Krallık mesajını va’zetme hizmetine, kendilerine maddi veya dünyevi kazanç elde etmeyi amaçlamaksızın katılmakla. Onlar, Krallık mesajını ticari amaçla, yani rahat bir yaşam sürdürmek üzere araç olarak kullanmanın yanlış olduğunu biliyorlar. Yapmak zorunda kaldıkları dünyevi her işi, tali bir iş olarak ikinci planda tutarlar. Krallık hizmetini, uğrunda fedakârlıklar yapacak kadar değerli sayarlar!

8. Pavlus, sonunda Roma’ya geldikten sonra orada ‘hizmetini izzetlendirmeye’ nasıl devam etmişti?

8 Resul Pavlus, sonunda Roma’ya gelip oradaki cemaatle temas kurduğu zaman, onlara yıllar önce yazmış olduğu mektupta demiş olduğu şekilde davranmağa, yani ‘hizmetini izzetlendirmeye’ devam etmişti. Zincire vurulmuş bir tutuklu olmasına rağmen bunu nasıl yapmıştı? Sadık arkadaşı doktor Luka bunu bize şöyle anlatıyor: “Romaya girdiğimiz vakit, kendisine bekçilik etmekte olan askerle beraber ayrıca oturmak üzere Pavlusa müsaade olundu. Ve vaki oldu ki, üç gün sonra Yahudilerin ileri gelenlerini bir araya çağırdı, ve toplandıkları zaman, kendilerine dedi. . . .Ve kiralamış olduğu kendi evinde tam iki yıl kaldı, ve yanına gelenlerin hepsini kabul ediyordu; ve Tanrı’nın krallığını (YD) va’zederek Rab İsa Mesih hakkındaki şeyleri en büyük konuşma cesaretiyle (YD) ve kimse mani olmıyarak öğretiyordu.”—Res. İşl. 28:16-31; Efes. 6:20.

9. Pavlus’un neden tutuklandığı Roma’da ne ölçüde alenen biliniyordu? O şehirdeki Hıristiyanlar bu yüzden ne hissediyorlardı?

9 Haksız olarak tutuklanan Pavlus’un bu faaliyeti ne sonuç vermişti? Kendisi bunu bize anlatıyor: “Ve ey kardeşler, bilmenizi isterim ki, bana olan şeyler daha ziyade incilin terakkisi için olmuştur, şöyle ki benim bağlarım bütün İmparator muhafız akserleri ve bütün diğerlerine Mesihte zahir oldular; ve Rabde olan kardeşlerin çoğu bağlarıma güvenerek korkusuzca Allah sözünü söylemek için daha ziyade cesaret gösteriyorlar.” “Bütün mukaddesler, ve bilhassa Kayserin evinden olanlar size selâm ederler.”—Fil. 1:12-14; 4:22.

ŞİMDİ HİZMETE DEĞER VERME ZAMANIDIR

10. Yehova’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş sadık kavminin mütebakisi, sahte dinin dünya imparatorluğundan çıkması için yapılan çağrıya ne zaman karşılık vermiştir?

10 Yehova’nın Şahitleri, sahte dinin dünya imparatorluğu olan Büyük Babil’den çıkmaları için yapılan Tanrısal çağrıya karşılık verdiler. M. S. 1914-1918 yılları arasında süren I. Dünya Savaşı boyunca, Büyük Babil, Yehova Tanrı’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş kavmi üzerine sınırlamalar koymak üzere savaşan siyasal güçlerle işbirliği yaptı. Olaylar, Tanrı’nın kavminin teşkilatının yönetici kadrosunun bazı ileri gelenlerinin tutuklanmasına kadar vardı. Fakat savaş sonrası 1919 yılında onlar kurtulup serbest bırakıldılar. O zaman, önceden bildirilen ‘krallığın bu iyi haberini’ dünya çapında va’zetme işini yapmak üzere kendilerini yeniden teşkilatlandırma gereğini duymuşlardır.—Mat. 24:14.

11. (a) Mütebakinin üyeler, 1919’da yaptıkları kongrede Büyük Babil’i nasıl ortaya serdiler? (b) Özlenen hangi vakti selamladılar? Buna uygun olarak hangi mecmua yayımlanmağa başladı?

11 ‘Krallığın bu iyi haberini’ dünya çapında o zamana kadar görülmemiş boyutlarda va’zetmek için mütebaki yeniden teşkilatlandırıldı. Bu faaliyeti göz önünde tutarak, 1919 yılının Eylül ayında A. B. D. Cedar Point, Ohio’da genel bir kongre yapıld. O kongrede, Büyük Babil’in, o zaman öneri halinde olan ve Protestan Kilisesinin ‘Tanrı’nın Krallığının yerdeki siyasal ifadesi’ diye adlandırdığı Milletler Cemiyetinin destekleyicisi olduğu alenen ortaya serildi. Kongreye katılanlar, Tanrı’nın Mesih’in yönetimi altındaki semavi krallığının başlatacağı ‘altın çağı’ selamladılar. Kongrede ilan edilmiş olduğu gibi, 1919 yılının Ekim ayında “Watch Tower” mecmuasından başka yeni bir mecmua yayımlanmağa başladı ve bu yayın “The Golden (Altın Çağ) Age” diye adlandırıldı. Daha sonra, tüm insan ailesinin teselliye giderek duyulan ihtiyacından dolayı, mecmuanın adı “Consolation” (Teselli) olarak değiştirildi. II. Dünya Savaşından sonra ise mecmuanın adı tekrar değiştirilip “Awake!” (Uyanın!) oldu.

12. (a) Mütebaki, hizmetle ilgili görünümünü giderek düzeltip kendisine hangi yeni kimliği aldı? (b) Bu durum, onun Krallık hizmetini nasıl etkiledi?

12 Bütün bunlar, Tanrı’nın kurulan krallığını va’zedenlere yeni bir hizmet görünümü kazandırdı. 1931’de, Büyük Babil’in kendilerine takıştırdığı tüm takbih dolu isimleri üzerlerinden silkip attılar. Zira o zaman kendileri, Mukaddes Kitap Peygamberliğine dayanan bir ismi, Yehova’nın Şahitleri ismini benimsediler. (İş. 43:10-12) Bu isim onlara, Büyük Babil’in ve onun siyasal koruyucularının önünde yeni bir kimlik kazandırdı. Büyük Babil ile temaslarından lekelenip kirlenen dinsel giysilerini böylece üzerlerinden çıkarıp attılar; bu ise, Tanrıları Yehova’yı memnun etti. O’nun gözünde yeni bir görünüm aldılar. Mecazi bakımdan, meshedilmiş mütebaki, yaptığı kâhinlik hizmetine uyan sanki yeni bir “âlâ esvap” giydi. (Zek. 3:4, 5) Bu durum, Tanrı’ya yaptıkları hizmetin değerini artırdı ve O’na onur ve izzet verdi.

13. (a) 1935 yılından beri, mütebakinin Tanrı’nın lütfunu yeniden kazandığına dair başka hangi kanıt da verildi? (b) ‘Büyük kalabalıktan’ olanlar, hangi hizmeti yapmak üzere mütebakiye katıldılar?

13 Meshedilmiş mütebakinin, I. Dünya Savaşından sonra Tanrısal lütfu yeniden kazandığına dair görünür bir kanıt var mıydı? Evet, zira tek yaşayan hakiki Tanrı’yı samimiyetle arayan bir “büyük kalabalık”, ‘krallık kâhinliğinin’ nispeten küçük olan mütebakisiyle birleşmeğe başladı. (I. Pet. 2:9) 1935 yılının ilkbaharından beri bu durum kesinlikle görülmektedir. O yıl, 31 Mayıs günü, Washington D. C. ‘de genel bir kongre yapıldı. O kongrede, Watch Tower Society’nin başkanı “Büyük Kalabalık” konulu kilit konuşmayı verdi. Bu konuşma Vahiy 7:9-15 ayetlerine dayanıyordu. Ertesi gün 840 kişi Yehova Tanrı’ya vakfını suda vaftiz edilmek suretiyle sembolize ettiler. Vaftiz adaylarının çoğu, Mesih’in krallık yönetimi altında, bir yeryüzü cennetinde yaşayacak olan ‘büyük kalabalığa’ dahil olma ümidine sahipti. Onlar, Yehova Tanrı’nın hizmetçileri sıfatıyla, evden-eve faaliyetinde, meshedilmiş mütebakiye katılmaları anlamına geldiğini iyice biliyorlardı. Onlar da ‘hizmetlerini izzetlendirmeğe başladılar.

14. ‘Büyük kalabalıktan’ olanların çoğu, tüm vakitlerini, krallığı va’zetme işine veremiyorlarsa da vakfedip bunu vaftiz edilerek sembolize ettiklerinden dolayı, hangi mükellefiyet altındadırlar?

14 Şimdiye kadar, koyun niteliğine sahip yüz binlerce insan, meshedilmiş mütebakinin tarafında toplanıp Krallık hizmetinde mütebakiye katılmıştır. Bu insanların hepsi dolgun-vakitli birer müjdeci veya Yehova’nın Şahitlerinin Yönetim Kurulu tarafından tayin edilen seyahat eden bir hizmetçi ya da tüm dünyada bulunan Beytel evlerinde hizmet edenlerin yaptığı gibi, Tanrısal hizmete vakitlerinin tümünü vermezler. Onların çoğu, maddi ihtiyaçlarını karşılamağa mecbur olduklarından vakitlerinin çoğunu veya büyük bir kısmını dünyevi bir işe vermek zorunda kalırlar. Ancak kendilerini Tanrı’ya vakfedip bunu su vaftiziyle sembolize etmeleri, krallık menfaatlerine hizmet etmek üzere onların Tanrı’nın hizmetçileri olmalarını gerektirir.

15. Büyük kalabalıktan olanlar ne bakımdan Pavlus’un Korintos’taki durumuna benzer bir durumdadırlar?

15 Onlar resul Pavlus’unkine benzer bir durumdadırlar. Pavlus, Korintos’ta imanlı bir Yahudi olan Akuila ile beraber bir buçuk yıl çadırcılık yapmıştı. (Res. İşl. 18:1-11) Bugün, belki bazı kişiler, Pavlus’u o zamanın ‘muntazaman çalışan bir din hizmetçisi’ sınıfına koyabilir.

16. Pavlus, Yeruşalim’e giderken Miletos’ta durup yaptığı dünyevi iş hakkında neler söylemişti?

16 Ayrıca, Pavlus’un, Yeruşalim’e giderken Küçük Asya’nın limanı olan Miletos’ta durup neler söylediğini de hatırlıyoruz. Oradan haber gönderip Efesos cemaatinin ihtiyarlarını veya nazırlarını çağırmıştı. Birçok sözlerin yanı sıra şunları da eklemişti: “Bundan dolayı uyanık olun, üç yıl müddet, gece gündüz, gözyaşları ile herkese nasihat etmekten vazgeçmediğimi hatırlayın. . . . . Hiç kimsenin gümüşüne, ya altınına, yahut esvabına göz komadım. Siz kendiniz bilirsiniz ki, kendi ihtiyaçlarıma, ve benimle olanlara bu eller hizmet etti. Her şeyde size gösterdim ki, böylece emek çekerek zayıflara yardım etmek, ve bizzat Rab İsa’nın: Vermek almaktan daha mutludur, dediği sözleri anmak gerektir.”—Res. İşl. 20:31-35.

17. (a)Acaba Pavlus bir süre dünyevi bir işte çalışmakla, hizmetinin seviyesini mi düşürmüştü? Bunu hangi amaçla yapmıştı? (b) Onun zamanındaki vakfolmuş diğer Hıristiyanların da, hangi mabette çalışanlara benzer şekilde dünyevi bir işte de çalışan Tanrı’nın birer hizmetçisi olup olmadıkları konusunda ne denilebilir?

17 Pavlus, para getiren dünyevi bir işte geçici olarak çalışmakla, yaptığı Krallık hizmetinin seviyesini düşürmemişti. O, dinleyicilerine ve öğrenmek isteyenlere ücretsiz olarak va’zedip öğretmiştir. Bu sayede, yaptığı eğitim işini ‘maddi menfaat karşılığı yapılma’ damgasını yemekten gerçekten koruyabilmişti. (I. Kor. 9:13-18) Bu bakımdan resul Pavlus, “hizmetimi izzetlendiririm” sözlerine gerçekten uygun davranmıştı. (Rom. 11:13) Böylece Pavlus ekmeğini kendi kazanıp dünyevi işte de çalışan Tanrı’nın bir hizmetçisi olmakla, Krallık hizmetine karşı bencil olmayan temiz bir saiki olduğunu kanıtlamıştı. Onun vakfolmuş Hıristiyan arkadaşlarının çoğu, dünyevi bir işte çalışan Tanrı’nın birer hizmetçisiydiler. Hatta bazıları, Hıristiyan olmayan efendilerinin köleleriydiler. (Res. İşl. 18:1-4; Rom. 16:3-5) Yapılması gerekli olan dünyevi bir iş, Krallık hizmetini aşağılamış olmaz, çünkü Kanun ahdi altında yaşayan İsrail’deki Levililerin, Yeruşalimdeki mabette o şehirde kutlanan yıllık bayramlar dışında her yarım yılda birer hafta hizmet etmiş olduklarını zihnimizden çıkarmamalıyız. Onlar, geri kalan zamanlarında diyarın her yerinde bulunan Levililere özgü şehirlerde yaşayıp aileleri geçindirmek üzere çalışıyorlardı. O halde onlar aynı zamnda dünyevi bir işte de çalışan Tanrı’nın birer Hizmetçisiydiler.

18. (a) Yehova’nın Şahitleri arasında dünyevi bir işte de çalışan Tanrı’nın hizmetçilerinin Büyük Babil’in din hizmetçilerine tanınan ayrıcalıklardan faydalanmağa hakları var mı? (b) Dünyevi işte de çalışan Tanrı’nın hizmetçileri dünyevi bir iş yaparlarken nasıl ‘hizmetlerini izzetlendirirler’?

18 Yehova’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş şahitlerinden birçoğunun, zamanlarının çoğunu dünyevi bir işte çalışarak geçirmek zorunda olmaları, onların, hükümetlerin Büyük Babil’in din hizmetçilerine tanıdığı ayrıcalıklara hakkı olan Tanrı’nın gerçek hizmetçileri olmadıkları anlamına gelmez veya bunu kanıtlamaz. Yehova’nın Şahitleri Tanrı’nın birer hizmetçisi olarak dünyevi bir işte de çalıştıkları halde, Tanrı’nın krallık menfaatlerini her şeyden üstün tutarlar. Onlar, Tanrı’nın krallığını her fırsatta ve evden eve vaz’zettiklerinden dolayı gerçekten Krallık hizmetçileridirler. Onlar dünyanın hükümetlerindeki siyasal görevlilerden daha aşağı seviyede değillerdir. Dünyevi işverenlerine de övgüye değer nitelikte bir iş yapmakla, dünyevi işte de çalışan bu Tanrı’nın hizmetçileri dolaylı yoldan ‘hizmetlerini izzetlendirirler’. Bu davranışlarıyla kutsal hizmet arz ettikleri Tanrı’ya şeref getirirler.

19. (a) Eğer şartlar uygun olursa, dünyevi bir işte de çalışan Tanrı’nın hizmetçileri yetenekleri ölçüsünde ne yapacaklardır? (b) Krallık menfaatlerine direkt olarak verilen vakit miktarına bakmaksızın, Yehova’nın vakfolmuş ve vaftiz edilmiş her şahidi ne yapacaktır?

19 Şunu da belirtmek gerekir ki, eğer şartlar dünyevi bir işte de çalışan Tanrı’nın hizmetçilerinin Krallık hizmetine tüm vakitlerini verebilecekleri şekilde değişecek olursa, onlar takdirle Tanrı’nın Sözünün hizmetini yeteneklerinin tam ölçüsüne göre yapacaklardır. Mesih’in yönetimindeki Tanrı’nın şimdi kurulmuş olan krallığının menfaatlerine, ister tüm vaktimizi, istersek de vaktimizin direkt olarak sadece bir kısmını verelim, her durumda devamlı ‘hizmetimizi izzetlendirelim.’

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş