Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w82 1/6 s. 3-6
  • Cinsel Ahlak Gerçekten Mümkün mü?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Cinsel Ahlak Gerçekten Mümkün mü?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “ROMA’NIN KORKUNÇ AHLAKI”
  • ‘EĞER TANRI YAPARSA, BEN NEDEN YAPMAYAYIM?’
  • “FUHUŞ PAZARI”
  • AHLAKSAL MUCİZE
  • DAHA İYİ “SURET”
  • GÜNLÜK MÜCÜDELE
  • Gençler Mukaddes Kitabın Ahlakı En İyi Yol mudur?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Evlilik Öncesi Cinsel İlişki
    Uyanış!—2013
  • Seks Hakkındaki Görüşünüz Nedir?
    Hakiki Sulh ve Güvenlik—Hangi Kaynaktan?
  • Seks Hakkındaki Görüşünüz Ne Derece Önemli?
    Gerçek Barış Ve Güvenlik
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
w82 1/6 s. 3-6

Cinsel Ahlak Gerçekten Mümkün mü?

SEKSE doymuş bir dünyada yaşıyoruz ve bu durum hem gençleri hem de yaşlıları etkiliyor. Genç bir adamın hissettiklerini siz de hissedebilirsiniz; şöyle dedi: “Çevremizdeki her şey seksin etrafnda dönüyor; nefes almak veya uyumak kadar olağandır; rasgele bir mecmuayı veya televizyonu açtığınız zaman karşınızdadır. Bir mağazada, arabanızın direksiyonunda, işinizde, okulda her yerde karşınızdadır! İnsanların davranışları, konuşma ve giyiniş tarzları, devamlı şekilde dikkati bedene ve sekse çekiyor. Seks sohbetlerin başlıca konusudur.” Son istatistikler, dünya çapında misli görülmemiş sayıda erinlik çağında olan gençlerin, –hatta erin olmayanların bile– evlilik öncesi cinsel ilişkiler kurduklarını gösteriyor.

BÜYÜK BRİTANYA: 1980’de yapılan anket “19 yaşını geçmiş kızlardan yalnız altıda birinin bakire olduğunu, dörtte birinin ise, 16 yaşından önce cinsel ilişki kurdu”ğunu açıklıyor.

KANADA: 1979’da yayımlanan hükümet raporu erinlik çağındaki evli olmayan anneler “salgını”na değiniyor.

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ: 1981’de yapılan bir araştırma, 19 yaşına gelirken beşte dört erkeğin ve üçte iki genç kadının ilişki kurmuş olduğunu gösteriyor.

JAPONYA: Bazı şehirlerde 1970 ile 1971 yılları arasında “buluğ” çağından henüz çıkmış evli olmayan annelerin altmış kat artışının kaydedildiği bildiriliyor.

FRANSA: 1980’de yapılan anket, “Fransa’nın kız öğrencilerinin yarısından fazlasının muntazaman cinsel ilişkilere katıldıklarını iddia ediyor.”

“Yakın zamanda Brazil Herald gazetesinde yayımlanan bir makalenin başlığı şöyledir: “Buluğ Çağındaki Kızların Hamileliği Büyük Bir Dünya Sorunu.” Makale, İngiltere, Gal, Doğu Almanya ve Rusya’dan bu gibi artışlarla ilgili deliller veriyor. Rapor edilen tüm zührevi hastalıkların % 85’i gençlerde görülüyor. Böyle hastalıklar dünya çapında salgın haline geldi.

Bununla beraber bütün gençler “iffet, işe yaramaz” sözünü kabul etmediler. Birçok genç, cinsel ilişki kurmadan, evleninceye kadar beklemeğe karar verdi. Fakat Mukaddes Kitabın emrettiği gibi “zinadan çekin”meleri ve iffetlerini korumaları onlar için kolay değildir. (I. Sel. 4:3) Haklı olarak şöyle sorabilirler: ‘Rasgele gerçekleştirilen bu korkunç cinsel ilişki dalgasıyla başa çıkmak üzere bir kimseye yardım edebilecek bir kuvvet var mı?’

Evet var! Bu kuvvetin şaşırtıcı varlığı 2.000 yıl önce, ahlakın tarihteki en bozuk olduğu devirde görüldü.

“ROMA’NIN KORKUNÇ AHLAKI”

Hıristiyanlığın henüz başlangıç zamanlarında, Roma İmparatorluğunun devlet adamı Seneka, Roma’daki olayların görgü tanığı idi. Şu durumu kabul etti: “Kötülük yapmak arzusu her gün büyüyor. Kötülük herkesin yüreğinde öylesine kuvvetlendi ki, masumluk artık kayboldu.” Bu devirde yaşamış olan Juvenal da “Roma’nın korkunç ahlak”ından söz eder.

Bir Mukaddes Kitap yazarının, kendi günlerinde insanları tarif ettiği gibi, onlar “her ahlaki (YD) hissi kaybede”nler olmuştu. (Efes. 4:19) Rasgele yapılan cinsel ilişkiler normal görülüyordu. Eski tarihçi Lampridius da o devirde evli olmayan bir kişinin devamlı cinsel ilişkiler kurabilmesi için herhangi bir kadına sahip olması gerektiğini söyledi. “Çünkü bir kadın olmaksızın bir erkeğin yaşayabilmesi imkânsızdı.” Fakat böyle ahlaksız bir atmosferin oluşmasına hangi etkenler katkıda bulunmuştu?

‘EĞER TANRI YAPARSA, BEN NEDEN YAPMAYAYIM?’

Büyük bir kısmı Yunanlılara ait olan tanrıların davranışlarını Romalılar örnek olarak aldılar. Fakat ne kadar ahlâksız karakterleri vardı! Venüs ve Flora utanç duymayan fahişeler idiler; Baküs bir ayyaştı, Merkür bir hayduttu ve Apollo ise, birçok kadınları ayartan bir tanrıydı. Tanrıların başlıcası ve en hikmetlisi olan Jüpiter’in bile, 59 kadınla ya zina etmiş olduğu, ya da yakın akrabalarıyla cinsel ilişkiler kurduğu söylenir.

Bu örnekler insanları nasıl etkiledi? O devirlerde bir oyun vardı. Güzel bir genç kızla fuhuş işleyip işlememekte tereddüt eden genç bir erkeğe bir resim verilirdi. Bu resim, Jüpiter’in bir kadını nasıl ayarttığını tasvir eden bir resimdi. O zaman genç, “eğer bir tanrı bunu yapıyorsa, ben insan olarak neden yapmıyayım?” diyerek harekete geçerdi. Bu oyun, o zaman yaşayan gerçek hayatı yansıttı, zira Seneka, bir adamın “tanrıların kendisinden daha iyi olmadıklarını gördüğü zaman”, cinsel ahlaksızlıktan hiç utanmadığını yazdı. Şüphesiz, bu tanrıların arkasında görünmez idareciler olan Nuh’un günlerinde isyan eden ve yeryüzüne inip insan kızlarıyla ahlaksız ilişkiler kurmuş olan ‘Tanrı oğulları’ vardı. Her ne kadar bu sapık ‘Tanrı oğulları’ ruh diyarına döndülerse de, insanlık toplumunu ahlaksızlık ruhu ile etkilemeğe devam ettiler.—Tekv. 6:1-4; Yah. 6, 7.

“FUHUŞ PAZARI”

İkinci yüzyıl yazarlarından Atenagoras, bazı kişilerin “bir fuhuş pazarı” kurduklarını ve her tür iğrenç arzuları tatmin etmek üzere gençler için rezil yerler tesis ettiklerini” söyler. Bu “pazar”a, halka kanunsuz seks “satan” bir tiyatro da dahildi. Oyunların konuları, tanrıların ahlaksız yaşayışları üzerinde idi. Oyuncular sık sık çıplaklığı andıran “dar giysiler”le sahneye çıkıyorlardı. Bundan başka, çok defa evlerin ve mabetlerin duvarlarına halkın gözleri önüne serilen “tarif edilmez iffetsiz” resimler çizilmişti. Zaman zaman cinsel ilişkileri bile yansıtan resimler çiziliyordu. Sık sık ahlaksız çıplak tanrıların heykelleri gençlerin gözleri önüne seriliyordu. Ayrıca en kötü lisan ve tariflerle dolu olan yayınlar, gençler arasında serbestçe elden ele dolaşıyordu. Tanrıların ve tanrıçaların çılgınlıklarını okumakla veya başkalarının kendilerine okumasıyla genç yaşta zihinler kirleniyordu.

Ayrıca çoğunluk tarafından kullanılan ve pek meşhur olan halk banyoları, “itibarlı bir isim altında, fuhuş evleri”nden pek farklı sayılmıyordu. Homoseksüellik yuvaları haline gelen jimnastik salonları çok genç ve yaşlı erkeklerin çıplak olarak idman yaptıkları yerlerdi. Bayramlar ise, genellikle sadece aleni cinsel cümbüşleri andırıyordu. Durum, tam resul Pavlus’un Romalı Hıristiyanlara yazdığı mektubunda tarif ettiği gibi idi. ‘Yaratıcı’dan ziyade yaratığa tapıp kulluk edenlere’ değinerek, o zamanki, ahlak kurallarına uyanlar hakkında resul şöyle yazdı: “Allah onları rezalet ihtiraslarına teslim etti, çünkü onların kadınları tabiÎ kullanışı tabiate muhalif olana çevirdiler; ve aynı suretle erkekler de kadının tabiî kullanışını bırakarak şehvetlerinde birbirine kızıştılar, erkekler erkeklerle rüvaylık” ettiler. (Rom. 1:24-27) Pavlus’un tarifi doğru ve şok geçirtici idi; zira Yunan-Roma dünyasının ahlak bozukluğu tarihte en iğrenç işlere yol açtı ve reşit olmayan genç çocukları cinsel yönden yozlaştırdı. Bu kötü işler şiirlerde ve oyunlarda şerelendiriliyordu ve toplum da ona bulaşıyordu.

Şayet o zaman yaşamış ve baktığınız her yerde ahlaken kötü davranışlar görmüş olsaydınız, temiz kalabilmeniz ne kadar güç olacaktı! Evet, genç bir erkeğin veya genç bir kadının iffetli kalması gerçekten kuvvetli bir ahlaka ve ahlaksal prensiplere bağlılığı talep edecekti. Bütün bunların ortasında bazıları, sanki bir mucize oluyormuş gibi böyle bir iffet gösterdiler.

AHLAKSAL MUCİZE

Resul Pavlus, eski Korintos şehrini dolduran ahlaksızları –zanileri, fuhuş işleyenleri, homoseksüelleri v.b.– olarak sıraladıktan sonra cemaatin içinde bulunanlara şöyle yazdı: “Ve bazılarınız böyle idiniz, fakat yıkandınız.” (I. Kor. 6:9-11) Hakiki Hıristiyanlık öğretilerini benimseyenlere Tanrı, ahlaksal kuvveti vererek, yaşayışlarını değiştirmelerini ve cinsel ahlaksızlıktan uzak kalmalarını mümkün kıldı. William Sanger, eski ahlakı ayrıntılı olarak ele alan The History of Prostitution (Fahişelik Tarihi) kitabında şu sonuca vardı: “Hıristiyanlık öğretisinin belki en göze çarpan ayrıcalığı iffete vediği önem idi.” Şunları ilâve etti: “Başlangıçtan beri Hıristiyan topluluğu yerinde olarak ahlaklarının temizliğiyle övündü.” Acaba bu şöhretini hangi şeye borçlu idi? Tanrı’dan gelen yardımla onlar, seks delisi tanrılara kıyasla, daha iyi bir şeyi, yani Tanrı’nın “suret”ini örnek alabildiler.

DAHA İYİ “SURET”

Resul Pavlus “kendisini yaratanın suretine göre tam bilgi vasıtasıyla yenilenen şahsiyeti (YD) giyin” diye öğüt verdi. (Kol. 3:10) İlham edilmiş Mukaddes Yazılardaki bilgi vasıtasıyla ve Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’in öğretileri ve örneğiyle Hıristiyanlar, hakiki Tanrı Yehova’nın niteliklerinin “tam bilgisi”ni alabildiler. O’nun “sureti” Roma tanrılarınkine tam bir tezat idi.

Hakiki Hıristiyanlar, Yaratıcılarını kendilerini seven ve özen gösteren Semavi bir Baba olarak gördüler. (I. Pet. 5:6, 7) O’nun daima adalet ve doğruluk ve merhametle davrandığını öğrendiler. O pak ve mukaddestir. (Tesn. 32:4; I. Pet. 1:15, 16) Nitelikleri onları harekete geçirdi ve onlar ilham edilmiş “sevgili çocuklar gibi, Allaha uyanlar olun” öğüdünü takip etmeğe uğraştılar. (Efes. 5:1) Mesih’in tanıttığı Tanrı’yı daima hazır bir dost olarak gördüler. Onu sevebildiler. Gerçek sevgi ruhu onların yüreğini doldurdu ve onları Hıristiyanlıkla ilgili işlere sevk etti.

Tanrı, ilk Hıristiyanlara Mukaddes ruhu vasıtasıyla yardım etti ve onlar normal olanın ötesinde güçlendirildiler. Dinsel toplantılarda onlara iffetli kalmanın gereği hatırlatıldı. Hıristiyan kardeşlik çerçevesi içinde, kardeşlerine yakın kalmakla sadakatlerini korudular. (II. Kor. 4:7, YD; İbr. 10:24-26) İkinci yüzyılda Hıristiyan olduğunu söyleyen Jüstin Martyr: “Biz ki, geçmişte fuhuştan zevk alırdık şimdi paklık içinde mücadele ediyoruz” diye beyan etti. Bununla beraber, böyle ahlaksal bir temizlik için mücadale etmek kolay değildir.

GÜNLÜK MÜCÜDELE

İlk Hıristiyanların yozlaşmış bir dünyada yaşadıklarını unutmamalıyız. Hıristiyanlığı kabul etmiş olan bazıları “Kayserin evinden” idiler. (Fil. 4:22) O zaman Neron Kayser idi ve onun şok geçirtici ahlaksız taşkınlıkları da iyi bilinir. Ahlaken en alçak düzeyde eğlenceler düzenlerdi. Hatta “resmi nikâh usulüne uygun olan işlemlerle”(a) bir genç erkekle “evlendi” Bununla beraber onun “evinden” olan Hıristiyanlar (ihtimal hükümet memurları veya hizmetçiler) böyle bir çevrede yaşadıkları halde iffetli kaldılar.

Roma’daki Hıristiyanlar, yaşıtlarının baskısına ve alaylarına konu oldular. Örneğin, Seneka “kimin aşk işleri yoksa o kişi hor görülür” “iffet sadece çirkinliğin bir kanıtıdır” diye yazdığı zaman, toplumun genel görüşünü yansıtır. Başkaları: ‘Ne şehevi ve ne şuh bir kadın idi! Ne serbest ve ne şehvete düşkün bir genç idi! Şimdi ikisi de Hıristiyan oldular. Ne yazık!’ diyerek şikâyet ettiler.

Oysa bu ilk şakirtler hiç de acınacak durumda değillerdi. Başlarını onurla dik tutabiliyorlardı. Temiz bir vicdanları vardı. Hiçbir utanma duygusuna sahip olmaksızın, ‘ışığın çocukları’ olarak pak mesajlarını her yere yaydılar. (Efes. 5:8) O zamanki çamur denizinde parıldayan ahlaksal “kayalar”dan biri olarak tanınmış olmayı bir imtiyaz saymaz mıydın? Onların gerçekten tatmin edici bir hayat tarzları vardı. ‘Tanrı’yı bilmeyen Milletler gibi şehvet ihtirasında’ yürüyüp zarar gören insanların hayatına tam bir tezat idi.—I. Sel. 4:5.

Örneğin, ilk yüzyılda, hayat birçokları için anlamsız olmuştu. Sarhoş edici zevk kâsesinin tortusunu içtiler, her eğlence türünü denediler. Sevimlilik ve zerafet kalmamıştı, gerçek tatmin de yok olmuştu. Juvenal’ın yazılarına göre, yaşlanınca sevgilisi tarafından reddedilen bir homoseksüel şöyle dedi: “Tüm şu uzun yıllardan ve hayal kırıklığına uğramış ümitlerimden sonra şimdi ben ne yapayım? Hayatın tazeliği çok yakında kuruyacak, sefil hayatımızın süresi bitiyor: İçki içerken, çiçeklerle süslenmiş ve hoş kokular sürünmüş kızların bize getirilmesini isterken, yaşlılık sezdirmeden bize yaklaşıyor.” Oysa sadık Hıristiyanların başına hiçbir hayal kırıklığı veya perişanlık gelmedi.

Her ne kadar İsa’nın gerçek takipçileri kendilerini ahlaken temiz tutmak için her gün uğraşmalılarsa da, onların iç huzurları buna değer. Cinsel ahlak mümkündür.

Bugün de ahlaksal kuvveti görüyor muyuz? Evet! Dünya çapında sayısız genç, cinsel ahlakın mümkün olduğunu söyleyecek. Bu gençler, Yehova’nın Şahitlerinin cemaatlerinde bulunan gençlerdir. Bugünkü toplum eğlencede, bozucu ahlak etkilerinde ve sosyete hayatında eski Roma’nın yaşayışından farksız durumdayken, bu gençler, grup olarak göze çarpan bir iffete sahiptirler.

Hıristiyan cemaatinde bulunan bazı gençlerin, bu hususta güçlükleri vardır. Hatta Hıristiyan ailelerde yetiştirilen bazı gençler ara sıra Mukaddes Kitabın ahlakına karşı takdirlerini kaybediyorlar. Bugün Hıristiyan gençler muazzam engelleri görmelerine rağmen, birinci yüzyıldaki hakiki Hıristiyanlar arasında göze çarpan ahlaksal temizliği nasıl muhafaza edebilirler? Ana-babalar gençlere nasıl yardım edebilirler? Müteakip iki makale pratik yardım sağlamak için hazırlandı.

[Dipnotlar]

a Roma tarihçisi Tacitus’un Annals (IX, 37) kitabı.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş