Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w86 1/9 s. 4-7
  • Mukaddes Kitap Gerçekten Tanrı’nın Sözüdür

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Mukaddes Kitap Gerçekten Tanrı’nın Sözüdür
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • MUKADDES KİTAP VE MUKADDES KİTAP ELEŞTİRMECİLİĞİ
  • MUKADDES KİTAP VE BİLİM
  • KUDRETLİ BİR KİTAP
  • Mukaddes Kitap Sadece İnsanların Sözü müdür?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
  • Mukaddes Kitabın Yanlış Olduğunu İspatladılar mı?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1990 (Dinsel Seri 109-112)
  • Bilim, Mukaddes Kitabın Yanlış Olduğunu Göstermiş Midir?
    Mukaddes Kitap İnsanın Mı Yoksa Tanrı’nın Sözü Mü?
  • “Eski Ahit”e Ne Derece İnanılabilir?
    Mukaddes Kitap İnsanın Mı Yoksa Tanrı’nın Sözü Mü?
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
w86 1/9 s. 4-7

Mukaddes Kitap Gerçekten Tanrı’nın Sözüdür

BİLİM ve Mukaddes Kitap eleştirmeciliği Mukaddes Kitabın Tanrı’nın Sözü olmadığının kanıtlarını gerçekten sundu mu? Bir kişi kolayca şöyle düşünebilir: Din adamlarının yayınlarında bile Mukaddes Kitap eleştirmecliği, teoloji seminerlerinde öğretilecek kadar saygınlık kazanmıştır. Fakat deliller ne göstermektedir?

MUKADDES KİTAP VE MUKADDES KİTAP ELEŞTİRMECİLİĞİ

Mukaddes Kitap eleştirmeciliğine gelince gerçek şu ki, ileri sürdüğü fikirler için şimdiye kadar hiçbir sağlam delil gösterilmedi. Pentatök veya İşaya kitabı için varsayılan kaynak bilgi hiçbir zaman bulunamamıştır. Fakat eleştiricilerinin yazılmış olduğunu ileri sürdükleri tarihten sadece birkaç yıl sonra, zaten onun değerli sayıldığını belirten bazı eski kısımları bulunmuştu.

Bir teoloji profesörü şöyle dedi: “Mukaddes Yazıların herhangi bir kısmının Mukaddes Kitap eleştirmecilerinin söylemiş oldukları hileli şekilde ortaya çıktığı kanıtlanamaz. Eleştiricilerin böyle bir şeyi ileri sürmesi kolaydır, ama bunu ispat etmesi kolay değildir.” (Wick Broomall, Biblical Criticism) Bir arkeolog da şunları yazdı: “Eski ortadoğuda belgesel veya edebi sahtekârlıklar için hemen hemen hiçbir kanıtın bulunmadığı yeterince vurgulanamaz.” (W.F. Albright, From the Stone Age to Chirstianity) Mukaddes Kitap eleştirmeciliği, gerçi taraftar bulmaya devam ediyor, fakat bunun nedeni, onun gereken kanıtları sunmuş olması değil, günümüzün dünyevi düşünce tarzıyla çok iyi uyuşmasıdır.

MUKADDES KİTAP VE BİLİM

Şu halde bilim, bazı yollarla Mukaddes Kitabın doğru olmadığını ispat etmiş oldu mu? Bazen böyle olduğu sanıldı. Örneğin, 18. yüzyılda yer küremizin yapısı hakkında daha derin anlayış kazanılınca, gezegenimizin çok eski olduğu anlaşıldı. O zamanlarda birçok din adamı, yer küremizin Mukaddes Kitaba göre sadece 6.000 yıllık olduğunda ısrar ettiler. Böylece bir Mukaddes Kitap öğretisinin açıkça yanlış olduğunu ispatlanmış gibi göründü. Oysa Mukaddes Kitap, hiçbir yerinde yer küremizin kaç yıllık olduğunu söylemez. Sorun bu din adamlarının yanlış anlamalarından dolayı ortaya çıkmıştı.

Mukaddes Kitabın ilk sözleri şunlardır: “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı.” (Tekvin 1:1) Bir başlangıcın olduğu sözü, günümüzün bilimsel gözlemleriyle uyum içindedir. Mukaddes Kitaba göre, yer küremizin “ıssız ve boş” iken oturulmaya elverişli olmadığı ve oturulmadığı bir devresi vardı. (Tekvin 1:2) Yer küremizin eski tarihini öğrenmeye çalışan jeologlar, bir zamanlar gerçekten bu durumun olduğunu kabullendiler. Bundan sonra, Mukaddes Kitap, deniz ve karaların nasıl oluştuğunu tarif eder. Bitkiler alemi, sonra deniz yaratıkları, kuşlar ve zamanla karadaki hayvanlar ortaya çıkar. Sonunda da insan meydana gelir. Genelde bu tarif, bilginlerin yer küresinin jeolojik eski tabakalarında bulduklarına, hatta türlerinin meydana gelmesindeki genel sırasına bile çok benzer.—Tekvin 1:28.

Bu, Mukaddes Kitabın bilimsel kitaplarda kaydedilen her şey ile tamamen uyum içinde olduğu demek değildir. Fakat uyum içinde olan o kadar çok özelliği vardır ki, şunu merakla sormamız gerekir: “Mukaddes Kitabın bu eski yazarları, nasıl bu kadar çok şey bildiler?’ Çok eski günlerdeki bilimsel bilginin ilkelliği kabul edilmişken, bu bilgiler ancak bunları bilen biri tarafından verilmiş olabilir. Bu, Mukaddes Kitabın gerçekten Tanrı’nın Sözü olduğunu destekleyen güçlü bir husustur. Bilim adamlarının kuramlarıyla Mukaddes Kitap arasında uyuşmazlık olduğu zaman, Mukaddes Kitabın yanlış olduğunu, bilim adamlarının daima doğru söylediklerini peşinen kabul etmeli miyiz? Zaman zaman bilimin yanlış yola sapabileceğini gösteren birçok örnek var.

Mukaddes Kitapla büyük bir uyuşmazlık gösteren şüphesiz evrim kuramıdır. Bu kuram hakkında dikkate değer bir özellik, Darwin’in The Origin of Species (Türlerin Kökeni) kitabının yayımlanmasından sonra bilginler arasında nasıl çabucak rağbet gördüğüdür. Evrim kuramı kitabın varsayımlarını denemeye tabi tutmak veya fosillerde deliller bulmak için vakit ayırmadan bu iddia kabul edilmişti. Acaba neden? Evrimi savunan Hoimar V. Ditfurth, açıkça şu itirafta bulunur: “Tanımı gereğince bilim, insan ve doğanın mucizelere başvurmaksızın ne derece açıklanabileceğini göstermeye çalışmaktır.” (The Origins of Life H.V. Ditfruth tarafından) Şu halde bilginlerin evrim kuramını büyük hevesle benimseyip onu ispatlamak için yanlış olabileceğini görmek üzere az vakit ve çaba harcamalarına hayret mi etmeli? Bunun tek seçeneği olan yaratılış, bir mucize olur ve bunu asla düşünemezler.

Bununla beraber, mucizelere karşı önyargılı olmayan herhangi birine göre, yaratılış, bilginlerin açıklayamadıkları hayatın kaynağı ile prensibi, bilinç, akıl ve insanın ahlaksal yapısı gibi şeyleri anlamak için gerçekten çok mantıklı bir yoldur.

KUDRETLİ BİR KİTAP

Mukaddes Kitap, dünyanın hikmeti ile kendi öğretileri arasında uyuşmazlık olacağına dair uyarır. (I. Korintoslular 1:22, 23; 3:19) İnsanın araştırmalarına ve felsefelerine dayanan bilgi pek kesin olmadığından, bu uyuşmazlık bizi hayrete düşürmemelidir. Ve bazı kabul edilen kuramlar, Mukaddes Kitaba ters düşse de, tedirgin olmamalıyız. Mukaddes Kitap, gerçekten Tanrı’nın Sözü olduğu yolundaki iddiasını ispat etmek için dikkatimizi başka yönlere çekiyor.

Örneğin, Mukaddes Kitap, bir peygamberlik kitabıdır. (II. Petrus 1:19-21) Mukaddes Kitap eleştiricileri, bu peygamberliklerin, olayın gerçekleşmesinden sonra yazılmış olduğunu ileri sürerler, fakat bu, birçok durumda açıkça imkânsızdır. Doğumundan yüzyıllar önce İsa için verilen peygamberlikler harfiyen gerçekleşti. (Örneğin, İşaya 53:1-12; Daniel 9:24-27’ye bakın) İsa’nın Yeruşalim’in harabiyetine dair verdiği peygamberlik, ayrıntılarına kadar yerine geldi. Onun ve resul Pavlus’un son günlere dair verdikleri peygamberlikler, tıpkı bu sabah yayımlanan gazeteler gibi okunmaktadır. (Matta 24; Markos 13; Luka 21; II. Timoteos 3:1-5) İnsanların gelecekle ilgili önceden bildirdikleri çok defa yanlış çıktığından, Mukaddes Kitabın peygamberliklerinin gerçekleşmesi, onların daha büyük bir Kaynaktan geldiğine dair kuvvetli bir delildir.

Diğer güçlü bir delil de onun bizzat şu sözlerinde bulunmaktadır: “Allahın kelâmı canlıdır ve müessirdir.” (İbraniler 4:12) Bu kudret, tüm insanlık tarihi boyunca, Mukaddes Kitabı okuma veya başka insanlarla onu paylaşma hakkı için acı çeken ve ölen birçok insan vasıtasıyla gösterilmektedir. Başka hiçbir yayın, alçakgönüllü ve mantıksal bir yaklaşımla okunduğu takdirde, insanlar üzerinde iyilik için, böyle bir etki yapmış değildir. Kavgacı kişileri barışçı yapar ve bireyin kişiliğini tamamen değiştirebilir. (Mika 4:3, 4; Efesoslular 4:24) Bir örnek olarak Mukaddes Kitabın, Luiz’in hayatında ne gibi değişiklikler yaptığına bakın.

Brezilya’da bir cezaevinde yatmakta olan Luiz son derece tehlikeli biri olarak tanınıyordu. Sonra, Yehova’nın bir Şahidi, Luiz’in hücre arkadaşlarından birine vaaz ederken, Luiz ile konuşmak fırsatını buldu. Mukaddes Kitabın sözleri Luiz’i o kadar etkiledi ki, kişiliği tamamen değişti. (Koloseliler 3:9, 10) Bundan önce hiç kimse ona cevap vermeye cesaret edemezken, o şimdi herkese karşı iyilikle davranmaya ve hatta cezaevi yetkililerin karşı da gereken saygıyı göstermeye başladı. Mukaddes Kitabın sözleri, Luiz’i etkilemeye başladıktan beş yıl sonra o, öğrenmiş olduğu şeyleri diğer tutuklularla paylaşmak istedi ve cezaevinin dışında bile vaaz etmesine izin verildi.

Şimdi de Wayne’in örneğine lütfen bir göz atın. Wayne adındaki Amerikalı, çok kere kendini ahlaksızlığa ve uyuşturuculara kaptırmış olarak sadece kendi zevklerine yönelik bir yaşam tarzı sürdü. Evlendikten sonra, kötü davranışlarıyla karısını da ahlaksızlığa sürükledi. Aile hayatları korkunçtu. Onlar tam boşanmak üzereyken Yehova’nın bir Şahidi, Wayne’a Mukaddes Kitabın aile çevresindeki sorumluluk ve aile sevgisi hakkında ne söylediğini açıklama fırsatını buldu. (Efesoslular 4:22-24; 5:22-28) Bazı sorunlarının kökenini bulmasına yardım edildi. (I. Korintoslular 15:33’e bakın.) Ve zamanla düşünüş tarzını değiştirebildi. Bu da, karısına karşı tutumunun değişmesine yardım etti. Evet, bu aile şimdi Mukaddes Kitap sayesinde elde edilen huzurun bir örneğidir.

Son olarak Elena’nın durumuna bakalım O depresyon içinde olan genç bir Arjantinli idi. Yardım için bir ruh doktoruna gittiği zaman rastgele bir cinsel ilişkide bulunmasını önerdi. O, ahlaksızlık, ispritizma ve ağır tütün kullanma yollarına daldı. İki kez kürtaj oldu. Fakat Yehova’nın Şahitleri Elena ile ilgilendiler ve onun Mukaddes Kitabı hayatında uygulamasına yardım edebildiler. Mukaddes Kitaptaki öğütler, yavaş yavaş kötü alışkanlıklarına son vermesine ve Yaratıcı Tanrı Yehova’yı ve Oğlu İsa Mesih’i tanımasına yardım edebildi. Elena, Yehova ve İsa hakkında konuşurken şimdi şöyle diyor: “Onlardan aldığım iyi şeylerin hiçbirine layık değilim ve bunun için onların bize karşı gösterdikleri sevgi ve merhamet hakkında çok konuşmak istiyorum.”

Değindiğimiz bu birkaç örneğe göre, Mukaddes Kitap hayatımızı çok yararlı bir güç ile etkileyebilir. Luiz, Wayne ve Elena, Yehova’nın Şahitleri vasıtasıyla Mukaddes Kitap ile temasa geçtiler; onun söylediklerini nasıl uygulayacaklarını öğrendikleri zaman, onlara yardım edilmiş oldu. Bugün, bütün dünyada, aralarında birçoklarının geçmişte benzer tecrübeleri olan ve Mukaddes Kitabın hayatlarında köklü değişmeler yapmasına izin veren üç milyondan fazla kişi var. Acaba bunun sonucu ne oldu?

Mesih’in bu üç milyon takipçisi, insanlığın geleceğini tehdit eden başlıca problemlerin, şimdiden çözüm yolunu bulmuş olan bir toplum oluşturur. Onlar, milliyetçilik veya kabile farklılıklarıyla bölünmüş değildirler. Mukaddes Kitabın yardımıyla ırksal ve ekonomik önyargılardan uzaklaşma için sıkı çalışmaktadırlar. Bir arada, barış içinde yaşamayı öğrendiler; bu husus aslında Mukaddes Kitabın peygamberliklerinden birinin çok dikkate değer ön gerçekleşmesidir.—İşaya 11:6-9.

Böyle bir insan grubunun var olması, Mukaddes Kitabın gerçekten Tanrı’nın Sözü olduğunu kanıtlayan güçlü bir delildir. Mesih’in bu takipçilerini tanımaya ve bu delili bizzat doğrulamaya sizi davet ediyoruz. Yehova’nın Şahitleri bunu yapmanıza yardım etmekten çok sevinç duyacaklar.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş