Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w97 15/4 s. 8-13
  • Gerçek Barış—Hangi Kaynaktan?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Gerçek Barış—Hangi Kaynaktan?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İnsanlığın Boşa Giden Çabaları
  • Nedenin Kökenine İnmek
  • Barışa Giden Yol
  • ‘Tanrı’nın Barışı’ Yüreklerinizi Korusun
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • Sulh Yeryüzüne Nasıl Gelebilir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Yehova Tarafından Öğretilenler İçin Tanrısal Barış
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1987 (Dinsel Seri 73-84)
  • Kim İnsanlığı Barışa Götürecek?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1990 (Dinsel Seri 109-112)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
w97 15/4 s. 8-13

Gerçek Barış—Hangi Kaynaktan?

“[Yehova] yerin ucuna kadar cenkleri durdurur”—MEZMUR 46:9.

1. İşaya’nın peygamberliğinde barışla ilgili hangi şahane vaadi buluruz?

“DOĞRULUĞUN işi selâmet (barış) olacak; ve doğruluğun semeresi ebedî susma ve güvenme olacak. Ve kavmım selâmet yurdunda, ve emniyetli meskenlerde, ve rahat yerlerinde oturacak.” (İşaya 32:17, 18) Ne şahane bir vaat! Bu, Tanrı’nın gerçek barışı sağlayacağıyla ilgili bir vaattir.

2, 3. Gerçek barışı tanımlayın.

2 Öyleyse, gerçek barış nedir? Sırf savaşın olmaması mı? Yoksa sadece milletlerin bir sonraki savaşa hazırlandıkları bir dönem mi? Gerçek barış yalnızca bir düş mü? Bunlar, güvenilir yanıtlar gerektiren sorulardır. Her şeyden önce, gerçek barış düş olmanın çok daha ötesindedir. Tanrı’nın vaat ettiği barış bu dünyanın düşleyebileceği her olgunun ötesindedir. (İşaya 64:4) Bir iki ya da otuz kırk yıl sürecek bir barış değildir. Sonsuza dek sürer! Ayrıca, sadece ayrıcalıklı bir azınlık için de değildir—göğü, yeri, melekleri ve insanları kapsamına alır. Her milletten, etnik gruptan, dilden ve renkten insana erişir. Hiçbir sınır, engel, aksaklık tanımaz.—Mezmur 72:7, 8; İşaya 48:18.

3 Gerçek barış her gün barışta olmak demektir. Her sabah, savaş düşüncesi olmadan, kendinizin, çocuklarınızın hatta torunlarınızın geleceği hakkında kaygı çekmeniz gerekmeden gözlerinizi açmanız demektir. Tamamen huzura kavuşmak demektir. (Koloseliler 3:15) Hiçbir suçun, hiçbir şiddet olayının, parçalanmış hiçbir ailenin, evsiz hiçbir insanın, aç ya da soğuktan donan hiç kimsenin, umutsuzluğun ve düş kırıklığının olmaması demektir. Dahası, Tanrı’nın barışı hastalık, acı, keder ve ölüm olmayan bir dünya demektir. (Vahiy 21:4) Gerçek barışa sonsuza dek kavuşmakla ilgili şahane bir ümide sahibiz! Böyle bir barış ve mutluluğun özlemini hepimiz çekmiyor muyuz? Böyle bir barış için dua edip çalışmamız gerekmez mi?

İnsanlığın Boşa Giden Çabaları

4. Uluslar barışı getirmek üzere hangi çabaları gösterdiler ve sonuç ne oldu?

4 İnsanlar ve uluslar, yüzyıllar boyu barıştan söz ettiler, bunun için tartıştılar, yüzlerce barış antlaşması imzaladılar. Sonuç ne oldu? Son 80 yıl içinde hiçbir ulusun ya da grubun savaşmadığı bir anın bile geçmediği söylenebilir. Açıkçası, barış insanlığın aklından çıktı. O halde, şu soru doğuyor: İnsanların uluslararası barışı getirme çabalarının tümü neden başarısızlığa uğradı ve insan neden kalıcı gerçek barışı getiremiyor?

5. İnsanlığın barış getirme çabaları neden sürekli boşa gidiyor?

5 İnsanlığın gerçek barış için doğru kaynağa yönelmemiş olması, bu sorunun basit cevabıdır. İnsanlar İblis Şeytan’ın etkisi altında açgözlülük, hırs, güç ve şöhret tutkusu gibi zayıflık ve kusurlarına yenik düşen teşkilatlar kurdular. Yüksek öğrenim kurumlarına gittiler, daha fazla baskı ve yıkım aracı düşünmekten başka işe yaramayan beyin takımları ve vakıflar kurdular. İnsanlar acaba hangi kaynağa yöneltildiler? Nereden yardım beklediler?

6, 7. (a) Milletler Cemiyeti nasıl bir sicil yaptı? (b) Birleşmiş Milletlerin sicili nasıldır?

6 Geçmişte 1919 yılında uluslar, kalıcı barışı Milletler Cemiyetinin getireceğine güvendiler. 1935’te Mussolini’nin Etiyopya’yı işgal etmesi ve 1936’da İspanya’da iç savaşın çıkmasıyla bu ümitler yıkıldı. 1939 yılında II. Dünya Savaşının patlak vermesiyle Milletler Cemiyeti işlemez hale geldi. Getirilen sözde barış 20 yıl dahi sürmemişti.

7 Acaba Birleşmiş Milletler hakkında ne denebilir? Acaba o, dünya çapındaki kalıcı barışa ilişkin gerçek bir umut verdi mi? Bu pek söylenemez. 1945’te Birleşmiş Milletlerin kuruluşundan bu yana, 150’den fazla savaş ve silahlı çatışma yaşanmıştır! Savaş ve kökeni üzerinde incelemeler yapan Kanadalı Gwynne Dyer’ın Birleşmiş Milletleri, “azizler topluluğu değil, av hayvanlarının bekçisi rolüne giren kaçak avcılar birliği” ve “iş yerine söz üretilen bir kuruluş” olarak tanımlamasına hiç şaşmamalı.—Yeremya 6:14; 8:15 ile karşılaştırın.

8. Uluslar barıştan söz etmelerine karşın ne yapmaya devam etmektedirler? (İşaya 59:8)

8 Uluslar, barıştan söz etmelerine karşın yeni yeni silahlar icat edip üretmeye devam ediyorlar. Barış konferanslarının destekçileri çok defa silah üretiminde başı çeken ülkelerdir. Bu ülkelerdeki güçlü ticari çıkarlar, her yıl yetişkin ve çocuk yaklaşık 26.000 sivilin ölmesine ya da sakat kalmasına yol açan şeytani bir silah olan kara mayın da içinde olmak üzere, tüm öldürücü silahların üretiminin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Açgözlülük ve yozlaşma silah üretiminin itici güçleridir. Rüşvet ve yasal olmayan komisyonlar uluslararası silah ticaretinin önemli öğeleridir. Bazı siyasetçiler bu kaynaktan zengin oluyorlar.

9, 10. Uzmanların savaş ve insan çabaları konusundaki gözlemi nedir?

9 Nobel Barış Ödülü kazanan Polonyalı fizikçi Joseph Rotblat, 1995 yılının Aralık ayında, uluslara silahlanma yarışını sona erdirmeleri çağrısında bulundu. Rotblat, “[yeni bir silahlanma yarışını] engellemenin tek yolunun savaşı tümüyle ortadan kaldırmak” olduğunu söyledi. Bunun gerçekleşebileceğini düşünüyor musunuz? 1928’den sonra 62 ülke Kellogg-Briand Paktını imzalayarak, savaşı anlaşmazlıklara çözüm yolu olarak görmeyi reddettiğini bildirmişti. II. Dünya Savaşı, bu paktın, yazılı olduğu kağıt kadar bile değeri olmadığını açıkça ortaya koydu.

10 Savaşların insanlık tarihinin akışı içinde sürekli bir engel oluşturduğu inkâr edilemez. Gwynne Dyer’ın yazdığı gibi, “savaş insan uygarlığının temel kurumudur ve uygarlık kadar eskidir.” Evet, hemen her uygarlığın ve imparatorluğun saygı duyulan kahramanları, hazırda tutulan orduları, ünlü savaşları ve silah stokları olmuştur. Ne var ki, savaş hem neden olduğu yıkımlar hem de ölümler açısından, bizim yüzyılımızın diğer yüzyıllardan daha belirgin bir özelliği olmuştur.

11. Dünya liderleri barışı ararken hangi temel etkene aldırmadılar?

11 Dünya yöneticilerinin Yeremya 10:23’te bulunan temel hikmete aldırmadıkları açıktır: “Ya RAB, bilirim ki, insanın yolu kendi elinde değildir; adımlarını doğrultmak yürüyen insanın elinde değildir.” Tanrı dikkate alınmadan gerçek barış sağlanamaz. O halde, tüm bunlar, gelişmiş bir toplumda savaşın kaçınılmaz olduğu anlamına mı gelir? Barışın—gerçek barışın—gerçekleşmesi olanaksız bir düş olduğu anlamına mı gelir?

Nedenin Kökenine İnmek

12, 13. (a) Mukaddes Kitap savaşın görünmez ana nedenine ilişkin neyi açıklar? (b) Şeytan, insanlığın dikkatini dünya sorunlarının gerçek çözümünden başka tarafa nasıl çevirdi?

12 Bu sorulara yanıt verebilmek için, savaşa nelerin yol açtığını anlamalıyız. Mukaddes Kitap, isyankâr bir melek olan Şeytan’ın başlangıçtan “katil” ve “yalancı” olduğunu ve ‘bütün dünyanın kötü olanın elinde bulunduğunu’ açıkça söyler. (Yuhanna 8:44; I. Yuhanna 5:19) Şeytan, planını yürütmek üzere ne yaptı? İkinci Korintoslular 4:3, 4’te şunları okuruz: “Hattâ incilimiz örtülü ise, helâk olanlarda örtülüdür; Allahın sureti olan Mesihin izzet incilinin nuru doğmasın diye, bu dünyanın ilâhı imansızların fikirlerini kendilerinde körletmiştir.” Şeytan, insanlığın dikkatini dünya sorunlarının çözümü olan Tanrı’nın Gökteki Krallığından başka tarafa çevirebilmek üzere mümkün olan her şeyi yapmaktadır. O, insanları bölücü toplumsal, siyasal ve dinsel davalarla öylesine körletip oyalıyor ki, bunlar insana Tanrı’nın yönetiminden çok daha önemliymiş gibi görünüyor. Son zamanlarda dünya çapında görülen aşırı milliyetçilik dalgası buna bir örnektir.

13 İblis Şeytan milliyetçiliği ve kabileciliği, diğer bir deyişle, bir milletin, ırkın ya da kabilenin diğerlerinden üstün olduğu inancını yaymaktadır. Yüzyıllardır bastırılmakta olan köklü nefret daha fazla savaş ve çatışmayı ateşlemek üzere yeniden canlandırılmaktadır. UNESCO’nun genel müdürü olan Federico Mayor bu eğilime karşı uyarıda bulundu: “Hoşgörünün yaygın olduğu yerlerde dahi yabancı düşmanlığına kayma daha çok görülmekte ve geçmişte kaldığı sanılan bağnaz milliyetçi veya ırkçı sloganlar giderek daha sık duyulmaktadır.” Sonuç ne oluyor? Eski Yugoslavya’daki korkunç kıyım ve Ruanda’daki kabilelerarası katliam, manşet haline gelen bu tür gelişmelerden yalnızca ikisidir.

14. Vahiy 6:4 zamanımızdaki savaşı ve etkisini nasıl betimler?

14 Mukaddes Kitap bu sistemin sonu zamanında, savaşı simgeleyen bir al atın tüm dünyada doludizgin koşacağını önceden bildirdi. Vahiy 6:4’te şunları okuyoruz: “Başka bir at, bir al at çıktı; ve onun üzerine binmiş olana, dünyadan selâmeti (barışı) kaldırmağa, ve birbirini boğazlatmak için ruhsat verildi; ve kendisine büyük bir kılıç verildi.” 1914 yılından bu yana bu simgesel atlının ‘barışı kaldırdığını’ ve ulusların savaşmaya ve savaş çıkarmaya devam ettiklerini görmekteyiz.

15, 16. (a) Savaş ve katliamlarda dinin nasıl bir rolü vardır? (b) Yehova dinlerin yaptıklarına ne gözle bakar?

15 Bu savaşlarda ve katliamlarda dinin rolü gözden kaçırılmamalıdır. İnsanlık tarihinin kana bulanmasının nedeni büyük ölçüde sahte dinin yanlış yöndeki etkisine bağlanabilir. Katolik ilahiyatçı Hans Küng şöyle yazdı: “Dinlerin insanlık üzerinde müthiş olumsuz ve yıkıcı bir etkide bulunduğu, hâlâ da bulunmaya devam ettiği tartışılamaz. Onların sorumlu olduğu çarpışmalar, kanlı çatışmalar, yani aslında ‘dinsel savaşlar’ öylesine çok ki, . . . . ve bu, iki dünya savaşı için de geçerlidir.”

16 Yehova Tanrı sahte dinin katliam ve savaşlardaki rolüne ne gözle bakar? Tanrı’nın sahte dine yönelttiği suçlama Vahiy 18:5’te kayıtlıdır: “Onun günahları göke kadar erişti, ve Allah onun haksızlıklarını hatırladı.” Sahte dinin dünyanın siyasal yöneticileriyle suç ortaklığının sonucunda dökülen kanın suçu öylesine büyük, işlenen günahlar öylesine çoktur ki, Tanrı’nın bunu görmezlikten gelmesi mümkün değildir. O pek yakında bu engeli gerçek barışa giden yolun üzerinden tamamen kaldırıp yok edecektir.—Vahiy 18:21.

Barışa Giden Yol

17, 18. (a) Sonsuz barışın mümkün olduğu inancı neden sadece gerçekdışı bir düş değildir? (b) Yehova gerçek barışın geleceğini garantilemek üzere zaten ne yapmış durumda?

17 Eğer insanlar, Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar aracılığıyla kalıcı gerçek barışı getiremezlerse, gerçek barış hangi kaynaktan ve nasıl gelecek? Sonsuz barışın mümkün olduğu inancı sadece gerçekdışı bir düş mü? Hayır, barışın doğru kaynağına bakarsak bu bir düş değildir. O halde, bu doğru kaynak kimdir? Mezmur 46:9 bize Yehova’nın, ‘yerin ucuna kadar cenkleri durdurduğunu, yayı kırıp mızrağı parçaladığını, cenk arabalarını ateşte yaktığını’ söyleyerek buna yanıt verir. Yehova savaşları sona erdirip gerçek barışı kurma sürecini zaten başlattı. Nasıl mı? Mesih İsa’yı 1914’te gökte hakkı olan Krallık tahtına oturtarak ve insanlık tarihinin barış için yapılan en büyük eğitim seferberliğini destekleyerek. İşaya 54:13’teki peygamberlik sözleri, ‘bütün oğulların Yehova tarafından öğretilmiş olacağına ve oğullarının barışının çok olacağına’ güvenimizi perçinler.

18 Bu peygamberlik, bir neden-sonuç, diğer bir deyişle her sonucun bir nedeni olduğu ilkesini gösterir. Bu peygamberlikte, Yehova’nın verdiği öğretim—yani neden—savaşçı insanları Tanrı ile barış içinde olan barışsever insanlar haline dönüştürür. Sonuç, insanları barışsever hale getiren, yüreklerindeki değişikliktir. İnsanların yürek ve zihinlerini değiştiren bu öğretim şimdiden dünya çapında yayılmakta ve milyonlarca kişi ‘Barış Prensi’ İsa Mesih’in örneğini izlemektedir.—İşaya 9:6.

19. İsa gerçek barış hakkında ne öğretti?

19 İsa gerçek barış hakkında ne öğretti? O, sadece uluslar arasındaki bir barıştan değil, insanların birbirleriyle ilişkilerindeki barıştan ve iyi bir vicdandan kaynaklanan iç huzurundan da söz etti. Yuhanna 14:27’de, İsa’nın takipçilerine söylediği şu sözleri okuyoruz: “Size selâmet (barış) bırakıyorum; benim selâmetimi size veriyorum; ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın, ve korkmasın.” İsa’nın barışı dünyanınkinden ne yönden farklıydı?

20. İsa gerçek barışı hangi vasıtayla getirecek?

20 Öncelikle, İsa’nın barışı Gökteki Krallığının mesajıyla yakından bağlantılıydı. İsa, kendisinden ve 144.000 ortak yöneticiden oluşan gökteki adil hükümetin savaşın ve savaşı kışkırtanların sonunu getireceğini biliyordu. (Vahiy 14:1, 3) O, yanı başında ölmek üzere olan suçluya vaat ettiği barışçıl cennet koşullarını bu hükümetin getireceğini biliyordu. İsa, o suçluya gökteki Krallıkta bir yer vaat etmedi, fakat “doğrusu bugün sana derim: Sen benimle beraber Cennette olacaksın” dedi.—Luka 23:43.

21, 22. (a) Gerçek barış, insana şahane bir dayanma gücü veren hangi ümidi de kapsar? (b) Bu nimete tanık olmak üzere ne yapmalıyız?

21 İsa, Krallığının kendisine iman eden tüm yaslılara rahatlama getireceğini de biliyordu. Onun barışı şahane bir dayanma gücü veren dirilme ümidini de kapsar. Onun Yuhanna 5:28, 29’daki teşvik edici sözlerini hatırlayalım: “Buna şaşmayın; çünkü saat geliyor, o saatte kabirlerde olanların hepsi onun sesini işitecekler; iyilik işleyenler hayat kıyametine, ve kötülük işleyenler hüküm kıyametine çıkacaklardır.”

22 Bunun gerçekleşeceği zamanı iple çekiyor musunuz? Sevdiğiniz kimseleri yitirdiniz mi? Onları tekrar görebilmeyi özlemle bekliyor musunuz? Öyleyse, İsa’nın sunduğu barışı kabul edin. İsa’ya “bilirim ki, kıyamette, son günde, kıyam edecektir” diyen, Lazar’ın kızkardeşi Marta’nınki gibi bir imanınız olsun. Fakat İsa’nın Marta’ya verdiği ferahlatıcı cevaba dikkat edin: “Kıyamet ve hayat benim; bana iman eden ölmüş olsa da, yaşar; ve kim yaşar, ve bana iman ederse, ebediyen ölmez. Buna iman ediyor musun?”—Yuhanna 11:24-26.

23. Tanrı’nın Sözü hakkında tam bilgi edinmek gerçek barış kazanmak için neden önemlidir?

23 Siz de bu vaade inanabilir ve ondan yararlanabilirsiniz. Nasıl mı? Tanrı’nın Sözü hakkında tam bilgi edinerek. Resul Pavlus’un tam bilginin önemini nasıl vurguladığına dikkat edin: “Biz de sizin için dua ve niyaz etmekten geri durmuyoruz, ta ki Rabbe lâyık surette yürüyesiniz diye, bütün rıza için her iyi işte semere vererek ve Allahın bilgisinde büyüyerek . . . . onun iradesinin bilgisile ve bütün hikmet ve ruhanî anlayışla dolasınız.” (Koloseliler 1:9, 10, 12) Bu tam bilgi sizi Yehova Tanrı’nın gerçek barışın kaynağı olduğuna ikna edecek. “Hem selâmette yatacağım, hem de uyuyacağım; çünkü ancak sen, ya RAB, beni emniyette oturtursun” diyen mezmur yazarıyla aynı duyguları paylaşabilmeniz için şimdi ne yapmanız gerektiğini de size söyleyecek.—Mezmur 4:8.

Açıklayabilir misiniz?

◻ İnsanların barış çabaları neden sürekli boşa gitti?

◻ Savaşın kökeninde hangi neden yatar?

◻ Kalıcı barış neden gerçekdışı bir düş değildir?

◻ Gerçek barışın kaynağı nedir?

[Sayfa 8’deki resim]

Gerçek barış düş değildir. Tanrı’nın vaadidir

[Sayfa 10’daki resim]

Sembolik al atın binicisi 1914’ten bu yana dünyadan barışı kaldırdı

[Sayfa 11’deki resim]

Din ile BM barış getirebilir mi?

[Tanıtım notu]

BM fotografı

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş