Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/4 s. 6-9
  • Sulh Yeryüzüne Nasıl Gelebilir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Sulh Yeryüzüne Nasıl Gelebilir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • BİR İNSAN SULHA NASIL ERİŞEBİLİR?
  • BAŞKALARIYLA BARIŞMA
  • DÜNYA SULHU
  • ‘Tanrı’nın Barışı’ Yüreklerinizi Korusun
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • Tanrısal Barışa Nasıl Daha Geniş Şekilde Sahip Olabilirsin?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1987 (Dinsel Seri 73-84)
  • Gerçek Barış—Hangi Kaynaktan?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Barış Nasıl Elde Edilir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2018
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/4 s. 6-9

Sulh Yeryüzüne Nasıl Gelebilir?

DÜNYA sulhu, sadece silahsızlanma çabalarıyla veya sulh antlaşmalarıyla, hatta soğuk veya sıcak savaşları durdurmakla gelemez. Sulh taraftarları bile, şimdi gerçek sulhun aile hayatında ve toplumda bir temele oturtulmasının gerektiğini söylüyorlar. Milli Sulh Akademisi Kampanyasının üyelerinden biri olan James Laue şöyle diyor: “Sulhun amme seviyesinde nasıl yapılabileceğine dair yaptığımız müşahedeler, sulhun ne olduğunu tarif etmemizi mümkün kıldı. Her gün evde veya okulda meydana gelen çekişmeleri sulhçu bir şekilde çözmek için kullanılan devamlı gelişen yöntemler, milletler arasına da sulhu getirmek için yardımcı olabilir.”

Bunu yapmak çok zordur. To the Point İnternational adlı yayında, “Evet, Dünya Sulhu Herkesin İşidir” başlığı altında yazan George Mikes şöyle diyor:

“Bize, komşularımızı sevmenin gerekli olduğu öğretildi. Bunu yapmak son derece zor ve sıkıcı bir şeydir. Komşunuzun dışında hemen hemen herkesi sevebilirsiniz. Her şeyden önce, komşumuz iğrenç, tahammül edilmez ve her şeye burnunu sokan biridir; fakat birkaç kapı ötede oturan ise, sevimli, hoş ve naziktir. Şayet Chelsea’de oturuyorsanız, Turnham Green halkı ile kavgalı olmayacaksınız ve Crouch End [birbirinden uzak yerler] halkı ile mükemmel şekilde geçineceksiniz. Buna benzer şekilde, İngilizler, dünyanın öbür tarafında bulunan Avustralyalıları ve Yeni Zelandalıları severler; komşuları olan Almanları ve Fransızları ise, hiç bir zaman sevmediler.”

Öyleyse, önce bize en yakın olanlarla geçinmeden, dünya sulhu oluşamaz. Bunu başaracak bazı “yöntemler” gerçekten var mıdır? Aslında yoktur! İnsan çok akıllıdır ve özellikle yöntemler bulma konusunda beceriklidir de. bu yöntemleri, sulh edicilik dahil, her girişimde uyguladı. Genellikle, sulh edicilik dışında bilim, siyaset, ticaret, satıcılık ve reklamcılık gibi dallarda bazı başarılar elde etti. Fakat “yöntemler”i sulh konusunda geçerli olmadı. Neden? Çünkü aslında en küçük toplumda yani evde başlayan sulh, yürekten gelmelidir. Bu sulh, sadece hoşgörü veya kuvvet dengelenmesini değil, fakat ırk, din ve sosyal durumlar gözetmeksizin, diğer milletlere, topluma, aileye ve insana karşı gerçek sevgi ve anlayış göstermeyi içine alır.

Bu acaba başarılabilir mi? Şimdilik sadece bir azınlık tarafından başarılabilmektedir. Dünya durumu ne olursa olsun, bu azınlık şimdi sulhta bulunabiliyor ve çevresinde de sulhu ilerletebiliyor. Acaba nasıl?

BİR İNSAN SULHA NASIL ERİŞEBİLİR?

Bir insan, Tanrı ile sulh yapabilmek için, ilk olarak Tanrı’nın kendisine yaklaşabilmek için yaptığı tanzimleri bulmak üzere Mukaddes Kitabı tetkik etmeli, Kişi, derin olmayan bir tetkikle bunu yapamaz. Dikkatli bir araştırma yapmalı. “Her şeyi temyiz et”meli ve “iyi olanı sıkı tut”malıdır.—I. Sel. 5:21.

Bunu yapan kişi, her şeyden önce günahkâr ve yardıma muhtaç olduğunu fark eder. Tanrı’yı memnun eden işleri yapmanın kendi kuvvetinin dışında olduğunu, bir kimseyle sürekli ve gerçek anlamda sulhta olmak için gereken hikmete sahip olmadığını kabul eder. Tanrı ile barışmanın tek yolu, bu yolu kapatan engeli, yani günahımızı kaldırmaktır. Bunu yapmak zor değildir. Bu, büyük bir hikmet veya yetenek gerektirmiyor. Basit ve karışık olmayan bu yol, Tanrı’ya ve vaatlerine karşı göstereceğimiz imana bağlıdır. Bu yol, Mukaddes Kitapta Romalılara yazılan mektubun 5. babında net bir şekilde açıklanıyor. Şöyle okuyoruz:

“Çünkü biz henüz zayıf iken, muayyen zamanında Mesih fasıklar için öldü. Zira bir kimse salih için güç ölür, fakat iyi bir adam için belki biri ölmeğe bile cesaret eder. Fakat Allah bize olan kendi sevgisini bununla ispat ediyor ki, biz henüz günahkârlar iken Mesih bizim için öldü. İmdi onun kanı ile şimdi salih sayılmış olarak, onun vasıtası ile gazaptan daha ziyade kurtulacağız. Zira eğer düşman iken, Oğlunun ölümü vasıtası ile Allah ile barıştıksa, barışmış olarak onun hayatı ile daha ziyade kurtulacağız.”—Rom. 5:6-10.

Bu barışma, Tanrı ile sulh içinde olmakla sonuçlanır. Resul Pavlus yine şunları yazıyor: “İmdi biz imanla salih sayılmış olup Rabbimiz İsa Mesih vasıtası ile Allah indinde selâmetimiz [sulhumuz, YD] vardır.” (Rom. 5:1) Bu sadece geçmişte işlenen günahların görmezlikten gelinmesi veya geçici bir sulh, veyahut bir ateşkes değildir. Bu, Mesih vasıtasıyla Tanrı ile devamlı bir sulhun kurulması ve o kişinin bundan sonra bu sulhu koruyacak şekilde yürümesine yardım eder. Böylece Tanrı bu kişinin dostu olur.—Yuhanna 15:15 ile karşılaştır.

İsa, resullerine bu sulhu tarif ederek şöyle dedi: “Size sulh (YD) bırakıyorum; benim sulhumu (YD) size veriyorum; ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum.” (Yuh. 14:27) Dünya, felsefeler, sahte dinsel sistemler, birkaç arkadaş, zevkler, zenginlikler, şöhretler, mevkiler, terfiler ve azıcık huzur vasıtasıyla bir ölçüde sulh veriyor. Fakat Tanrı’nın, Mesih’in kefaret kurbanlığına samimiyetle inanan birine verdiği sulh çok farklıdır. Böyle biri, her şeyden önce temiz bir vicdan, gerçek bir iç huzuru, zihin rahatlığı, başkalarıyla iyi ilişkilerde bulunmasını sağlayan sulhçu bir eğilim, hayatında daha anlamlı bir maksat ve gelecek için sağlam bir ümit kazanır.

Bunları nasıl kazanır? Resul Petrus bize, bir kişinin “iyi haber”e iman ettiği, hayatını Yehova’ya vakfettiği ve vaftiz edildiği zaman, bu vaftizinin “Allaha doğru iyi vicdanın dileği” olduğunu söyler. (I. Pet. 3:21) Doğuştan gelen günahkâr durumdan ötürü, kişinin daha önce sanki büyük bir yük gibi taşıdığı kötü bir vicdanı vardı. Bunun hakkında İsa, şöyle dedi: “Ne mutlu yaslı olanlara [kötü ruhi durumlarına üzülenlere]; çünkü onlar teselli edilecekler.” (Mat. 5:4) O herkese şu daveti de yapıyor: “Ey bütün yorgunlar ve yükleri ağır olanlar, bana gelin, ve size ben rahat veririm.”—Mat. 11:28.

İsa’nın yeryüzündeyken başlattığı ve şakirtlerini eğittiği bugün içinde bulunduğumuz bu şeyler sisteminin son günlerinde bir zirveye erişeceğini söylediği krallığı va’zetme işine katılmamız da ne kadar tazelendiricidir! (Mat. 4:17; 9:35; 10:7; 24:3, 14) Tanrı’nın iradesini bu şekilde yapmak, ruhen bina ve tatmin edicidir, ayrıca O’nunla sulh içinde bulunmaya devam etmek için de yardımcıdır. Yehova’nın Şahitleri, “sulh (YD) incilinin hazırlığı ile ayaklarını giydirmiş olarak” Tanrı’nın hizmetinde devam ederken, her durumda O’nun kendileriyle ilgileneceğine ve kendilerini koruyacağına güvenirler.—Efes. 6:14-16.

Resul Pavlus, Hıristiyanların yüreklerinin “kötü vicdandan temizlenmiş” olduklarını söyler. Bu, Tanrı’nın “artık günahlarını ve fesatlarını anmayacağım” dediği içindir. (İbr. 10:17, 21) Vicdanen ferahlanmış olarak, bir Hıristiyan gerçek bir iç huzuruna ve zihin rahatlığına kavuşabilir. Dünya durumlarından dolayı daha az endişe duyar. Hastalıklar ve ölüm bile eskiden olduğu kadar onu etkilemez ve korkutmaz. Dirilme tedariği hakkındaki bilgisi korkularını hafifletir.—I. Sel. 4:13, 14.

BAŞKALARIYLA BARIŞMA

Vakfolmuş, vaftiz edilmiş bir kişi artık başkalarıyla barışmak için uygun durumdadır. Hemcinslerine karşı her şeyi sevgiyle yapar. Hiçbir zaman bencillikle hırsla, gururla, kıskançlıkla veya öç alma arzusuyla hareket etmez. İnsanlar, samimiyeti, misafirperverliği, gerçek sevgiyi fark ederler ve benzer nitelikleri göstererek karşılık verirler. İsa, bir kimsenin kendini sulhu teşvik eden biri durumuna getirecek prensibi şöyle açıkladı: “Verin, size de verilecektir; sizin kucağınıza güzelce basılmış, ve silkelenmiş taşkın, iyi ölçekle verilecektir; zira hangi ölçekle ölçerseniz, o ölçekle size ölçülecektir.”—Luka 6:38.

Şayet bir kişi gerçek sulhu teşvik edecekse, gösterilen sevgide ve vermek istenilen şeyde tarafgir, peşin hükümlü, sınırlı olmamalıdır. Dinine, milliyetine, rengine, sosyal durumuna bakmaksızın etrafımızda bulunan tüm insanlara gerçek sulh dolu komşular olmalıyız. Resul Pavlus, bunun Hıristiyanlığın bir şartı olduğuna işaret etti. Şöyle dedi: “Herkesle beraber sulhun (YD) . . . . ardınca gidin” ve “mümkünse, bütün insanlarla elinizden geldiği kadar, sulhta (YD) olun.” (İbr. 12:14; Rom. 12:18) İsa, fırsatların elverdiği oranda herkese “iyi haberi” bildirmek için vakit ayırarak ve çaba harcayarak, sıkıntıda bulunan başkalarına maddi olanaklarımızı kullanarak herkese karşı iyi, sevgi dolu, yardımsever bir komşu olmak gereğini kuvvetle belirtti. Yahudiler ile Samiriyeliler arasında genel bir düşmanlık olduğundan, İsa, iyi bir komşu diye Samiriyeli bir adamı tasvir ederek, bu noktanın üzerinde kuvvetle durdu.—Luka 10:29-37.

Ya böyle bir komşu sevgisine karşılık gösterilmezse? Bir Hıristiyan bunu kontrol edemez fakat yine de sulh içinde kalmağa devam edebilir. Eğer bir kimse sulhu bozmak veya savaşmak isterse, sulhu sürdürmek isteyen misillemeden uzak kalmak ve dengeyi korumak için Tanrı’dan yardım isteyebilir. Mukaddes Kitap şöyle öğüt verir: “Kimseye kötülüğe karşı kötülük etmeyin. . . . Ey sevgililer, kendiniz için öç almayın, fakat Allahın gazabına yer verin.” (Rom. 12:17-19) Şayet onu gerçek bir tehlike tehdit ederse, bir Hıristiyan, kendisine daimi bir zararın gelmeyeceğine dair Tanrı’ya güvenebilir. Bu güveni resul Pavlus şöyle dile getirdi: “Zira eminim ki, ne ölüm, ne hayat, ne melekler, ne reislikler, . . . . ne kudretler, . . . . ne başka bir mahlûk Rabbimiz Mesih İsada olan Allahın sevgisinden bizi ayırmağa kadir olacaktır.”—Rom. 8:38, 39.

DÜNYA SULHU

Biri, ‘fakat birkaç kişinin sulh dolu yaşamı DÜNYA sulhunu nasıl meydana getirecek?’ diye sorabilir. Aslında şahsi sulhumuz bunu bizatihi başaramayacaktır. Fakat Hıristiyanların Tanrısı “sulhu veren Tanrı”dır ve İsa Mesih ise “Sulh Prensi”dir. (Rom. 16:20, YD; I. Kor. 14:33; İş. 9:6) Sulhu kesinlikle istemeyenler, devamlı sulhu bozanlar ve iktidarda olmadıkça sulhta bulunmak istemeyenler, yeryüzünden kaldırılmalıdırlar. Tanrı, daha önce, Nuh’un günlerindeki küresel tufanda yaptığı gibi “yeri harap edenleri harap” edeceğini söylüyor. (Vah. 11:18; Tekv. 6:12, 13) Sulhun bir ücreti vardır. Mukaddes Kitabın “kötü adam salihin fidyesidir, hain adam da doğruların” dediği gibidir. (Sül. Mes. 21:18) O halde Tanrı tüm kötüleri helak edecektir.

Sulh Prensi olan Tanrı’nın kralı, milli çatışmalara son verecek. Tanrı, eski zamanda İsrail kavmini koruduğu gibi, tayin edilmiş Kralı vasıtasıyla bunu dünya çapında ve sürekli olarak yapacak. 46. Mezmur, Tanrı’nın, Yeruşalim’i etrafındaki düşman milletlerden nasıl koruduğunu anlatarak, sulhçu olanların uğruna yapacağı şeye dair bir örnek sağladı. Şöyle okuyoruz: “Orduların Yehova’sı (YD) bizimledir, Yakubun Allahı yüksek kulemizdir. Gelin, Yehova’nın (YD) işlerini görün, dünyada ne harabiyetler yaptı. Yerin ucuna kadar cenkleri durdurur; yayı kırar ve mızrağı parçalar; cenk arabalarını ateşte yakar.”—Mezm. 46:7-9.

Yeryüzünde sulh ve uyum sağlandıktan sonra, insanlar için yararlı işler engellenmeksizin yapılabilecek. Toplumun zenginliği, artık savaş için harcanmayacak; bu zenginlik tüm önemli ve yararlı projelere verilecek. Yerin bereketli mahsulü boşuna harcanmayacak. Kişiye gelince, o, hünerlerini ve yeteneklerini geliştirebilir ve rahatça onları başkalarının yararına kullanabilir. Ancak Tanrı ile yapılan bir sulh vasıtasıyla dünya sulhu oluşturulabilir ve devam ettirilebilir. Tanrı ile insan arasındaki böylesine bir uyum, 85. Mezmurdaki sözlerde şöyle tarif edilmiştir: “İnayet ve hakikat kavuştular; adalet ve sulh (YD) öpüştüler. Hakikat yerden bitecektir; ve adalet gökten bakacak. Gerçek, Yehova (YD) iyilik verecektir; diyarımız da mahsulünü verecek.”—Mezm. 85:10-12.

Eğer sulhsever biri isen şimdi Tanrı ile ve yakında Tanrı’nın yeni sisteminde hüküm sürecek tam bir sulhun küçük çaptaki bir örneği olarak şimdi bile kardeşlerinle ve aynı zamanda elinden geldiği kadar bütün insanlarla sulhta bulun. Böylece sulhun ilk şartı, Tanrı ile sulhta olmaktır, ayrıca Tanrı, vakti gelince tam ve devamlı sulhu sağlayacaktır. Bu sulh yakında O, “yeri harap edenleri harap” ettikten sonra gelecektir.—Vah. 11:18.

[Sayfa 6’daki resim]

Mukaddes Kitap, Tanrı ile sulh yapma yolunu gösterir.

[Sayfa 7’deki resim]

Komşularımızla “sulh iyi haberi” hakkında konuşabiliriz.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş