Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 4/85 s. 21-23
  • Ölümsüz Müsünüz?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Ölümsüz Müsünüz?
  • Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İLK HIRİSTİYANLIK VE ÖLMEZLİK
  • KİLİSE LİDERLERİNİN TÜMÜ ACABA HEMFİKİR MİDİR?
  • YEHOVA’NIN ŞAHİTLERİ NEYE İNANIRLAR?
  • Dirilmeye Olan İnancınız Ne Kadar Güçlü?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Can Hakkındaki Görüşün Hayatını Etkiler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1990 (Dinsel Seri 109-112)
  • Ölümden Sonra Yaşam Hakkında İnsanlar Neye İnanıyor?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Canla İlgili Daha İyi Bir Ümit
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
Daha Fazla
Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
g 4/85 s. 21-23

Ölümsüz Müsünüz?

BUNA cevap olarak milyonlarca insan—Katolik, Protestan, Hindu ve başkaları şöyle diyecek: “Tabii ki bedenim ölür, ama canım (“ruhum”) ölümsüzdür.” Onların görüşünde beden sadece bir “kabuk” olduğuna göre, herhalde kendi özlerini ölümsüz olarak görmektedirler.

Böyle bir inanç acaba nerede başladı? Hıristiyan olduğunu iddia edenlerde mi? Müslümanlarda mı? Daha eski olan Budistlerde mi? Veya başka bir yerde mi?

Aslında, eski Babil’de başladı. Daha sonra MÖ altıncı yüzyılda yaşayan Sokrates ve Platon gibi Yunan filozofları insanın ölümsüz olduğu düşüncesini geliştirdiler. Platon, Sokrates’in sözlerini şöyle aktarır: “Can [ölümde] . . . . görülmez dünyaya geçer — Tanrısal ve ölümsüz olanlara gider . . . . ve sonsuza dek . . . . tanrılarla birlikte . . . . oturur.”

İLK HIRİSTİYANLIK VE ÖLMEZLİK

Canın ölmezliği öğretisi Hıristiyanlar arasında acaba ne zaman girdi? Ancient Christianity (Eski Hıristiyanlık) kitabında İsaac Taylor, ikinci yüzyıla doğru Hıristiyanlık “Yunan felsefesi okullarında iyice eğitilmiş [öğretmenlerin] eline düştü . . . . onlar ise, içgüdüsel bir tiksinmeyle İncile sırt çevirdiler” dedi. Üçüncü yüzyıla doğru, ünlü bir kilise lideri olan Tertullian şunu öğretmekteydi: “Bazı şeyler doğal olarak biliniyor: örneğin birçokları canın ölmezliğine inanıyor . . . . Bu nedenle, ben de her canın ölümsüz olduğunu ileri süren Platon’un görüşünü kullanacağım.” MS  Beşinci yüzyılda kilise öğretmeni olan Agustinus şöyle diyordu: “İnsan canının gerçekten ölümsüz olduğu doğrulanmıştır.”

O zamandan beri canın ölmezliği öğretisi tüm Hıristiyan âleminde temel bir öğreti olmaya başladı. Dr. Laidlaw’ın Bible Doctrine of Man (Mukaddes Kitabın İnsan Öğretisi) adlı kitabında söylediği gibi: “Yavaş yavaş yayılan . . . . Yunan etkisi üstün geldi ve çok zaman geçmeden Hıristiyan kilisesinde bile canın ölmezliği düşüncesi Mukaddes Yazıların gelecek hayatla ilgili öğretisinin yerini aldı. (İtalik harfler tarafımızdan) Bu da canların arafta geçici olarak veya cehennemde ebediyen işkence çekeceği öğretisine yol açtı. Fakir insanlar bile ölülerin canlarının araftan kurtulması için dua etmek üzere papazlara çok para verdiler. Bütün bunlar Yunan felsefesinin benimsenmesinden kaynaklandı.

KİLİSE LİDERLERİNİN TÜMÜ ACABA HEMFİKİR MİDİR?

Birçok Mukaddes Kitap bilgini ve din adamı, “canın ölmezliği” öğretisini şüphe ile karşılıyorlar. Wesleyan Metodist mezhebinin papazı Agar Beet şöyle yazdı: “Hıristiyanlık canın ölmezliği öğretisinin, Mukaddes Kitapta hiç temeli yoktur ve hatta tam tersi söylenir, aslında bu Yunan felsefesine dayanmaktadır; ölmezlik öğretisi, bu inancı Mukaddes Kitabın öğretisi sanan büyük sayıdaki okumuş ve akıllı Hıristiyan öğretmen ve yazarların sıkıca bağlandıkları bir fikre dair ilginç bir örnektir.” Benzer şekilde Danimarka Zealand adasının eski piskoposu Dr. Martensen şöyle yazdı: “Günlerimizde, insanın ölümsüzlüğüne dair bağımsız hiçbir delilin verilmeyeceği evrensel çapta kabul edilmektedir.”

Bununla beraber bu öğreti hâlâ pekçok kilise iman ikrarında bulunmaktadır. Örneğin, Güney Afrika’daki Protestan kilisesinin Book of Catechism adlı iman ikarında şu ifade yer alır: “Can böylece yaşamaya devam etmektedir ve ölümsüzdür.” İlginç olarak Güney Afrika’nın Pretoria şehrinin Hoofstad adlı gazetesi “Canlar Hayatta Kalmıyor” başlıklı bir makalesinde, aynı kilisenin bir lideri olan Profesör Adrio Köning’in şu sözlerini açıklardı: “Hıristiyanlar, insanın iki kısımdan, yani beden ve candan oluştuğu yolundaki Yunan filozofu Platon’dan kaynaklanan bu düşünceyi terk etmektedirler . . . . Mukaddes Kitaba göre, insanın varlığı ölümle sona erer. Yaşamaya devam eden can gibi bir ‘şey’ yoktur.”

Din adamları bu konuda acaba neden anlaşamıyorlar? Bunun nedeni, öğrettiklerinin, Mukaddes Kitaba dayandığı izlenimini uyandırabildikleri halde, çoğunun Mukaddes Kitaba Tanrı’nın sözü olarak bakmamasıdır. Mukaddes Kitabın yerine, kendi felsefelerini ve eski Yunan felsefelerini öğretiyorlar.

YEHOVA’NIN ŞAHİTLERİ NEYE İNANIRLAR?

Yehova’nın Şahitleri, Hıristiyan âleminin canın ölmezliği inancını paylaşmıyorlar. İnsan canının ölümlü olduğuna ve ölülerin hislerinin hiç olmadığına inanıyorlar. Acaba neden bu şekilde inanıyorlar? Çünkü onlar, Mukaddes Kitabı, Tanrı’nın insanlığa verdiği hakikat sözü olarak kabul ediyorlar. İbranice Mukaddes Yazıların yazarlarının hiçbirinin “nefeş” (İbranice: “Can”) veya “ruahh” (İbranice “ruh”) kelimesinin ölümsüz anlamına gelecek şekilde kullanmadıklarını bilmek ilginçtir. Bunun yerine insan canının öldüğünü öğremişlerdir. Örneğin: “Suç işleyen can, ölecek olan odur.” (Hezekiel 18:4, 20; Mezmur 78:50’ye de bak.) Ölülerin hiçbir şeyin farkında olmadıkları söyleniyor: “Çünkü yaşıyanlar biliyorlar ki, öleceklerdir; fakat ölüler bir şey bilmezler, ve artık onlar için ücret yoktur . . . . İşlemek için elinin bulduğu her ne ise, onu kuvvetinle işle; çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş ve düşünce, bilgi ve hikmet yoktur.”—Vaiz 9:5, 10.

Yunanca Mukaddes Yazılar (İncil) da can ve ölüm hakkında aynı görüşe yer verir. İsa Mesih, Tanrı’nın “hem bedeni, hem canı helâk etmeğe kudreti ol”duğunu söyledi. Böylece can helak edilebildiğine göre, ölümsüz olamaz. (Matta 10:28) İsa hakkında resul Petrus da şöyle dedi: “O peygamberi dinlemiyen her can helâk edilecektir.” (Resullerin İşleri 3:23) İsa Mesih, ölümü bir ‘uykuya’ benzeterek, ölülerin bilinçsiz olduğunu da göstermişti. (Yuhanna 11:11-14) Bir cenaze merasimine katılan herhangi biri ölenin bedeninin bu bilinçsizliğini açıkça görebilir.

Tekvin 2:7’deki yaratılış kaydına göre Âdem, yerin toprağından yapıldı ve “adam yaşayan can oldu.” Bu nedenle Mukaddes Kitap, bir kişiye değinmek için, sık sık “can” sözcüğünü kullanır: Örneğin genç Davud için şöyle der: “Yonatan onu canı [kendisi] gibi sevdi.” (I. Samuel 18:1) The New International Dictionary of New Testament Theology adlı sözlük bu kelime hakkında şunları söyler: “Can sözcüğü tüm kişiliği, kişinin ta kendisini öylesine kapsar ki, ‘can’ ‘kendim’ veya “sen kendin’ gibi sözcüklere eşit olabilir.” (I. Samuel 18:1) “Tekvin 2:7’de [can] ‘kişi’ veyahut ‘varlık’ anlamına gelir.”

Mukaddes Kitapta, gelecek hayat için verilen izzetli ümit, bir dirilme vasıtasıyla gerçekleşecektir. 16. yüzyılın ünlü Mukaddes Kitap mütercimi William Tyndale bir zamanlar şöyle demişti: “Canlar gökteyse, o zaman dirilmeye ne gerek var bana söyleyin? Mukaddes Kitap, seçilmiş olan bazıları diriltildikleri zaman onların gökte Tanrı ve Mesih ile beraber olmak üzere ölmezliği giyeceklerini söyler. Öyle ise, bellidir ki, bu seçilmiş olanlar, ölümsüz doğmadılar; ölüme kadar sadık kalırlarsa, ölmezliği bir ödül olarak” giyeceklerdir.”—I. Korintoslular 15:51-54; Romalılar 2:6, 7’ye de bakın.

Ölülerin büyük çoğunluğu, Tanrı’nın gelmekte olan Yeni Nizamında diriltilerek yeryüzüne döneceklerdir. Yeryüzündeyken İsa Mesih, bunu birkaç insanı diritmekle gösterdi. Ayrıca şunu da vaat etti: “Buna hayret etmeyin çünkü saat geliyor, o saatte hatıra kabirlerinde olanların hepsi [onun] sesini işitecekler . . . . ve çıkacaklardır.”—Yuhanna 5:28, 29.

Yehova’nın Şahitleri buna kuvvetle inanıyorlar. Bu nedenle şahsen ölümle karşı karşıya geldiklerinde veya sevdikleri birinin ölümle kaybettiklerinde, gerçek ümit için bu temeller vardır. Yeni Nizam’da Tanrı, sınırsız kuvveti ve hikmeti sayesinde ölüleri dirilttiği zaman, bu sözler anlatılmaz bir sevinç veren muazzam bir olay olacak. Böylece Tanrı, ‘her şeyi yeni yaptığı zaman, gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek’ sözünü yerine getirmiş olacaktır.—Vahiy 21:4, 5.

[Sayfa 21’deki resimler]

Platon, Sokrates’in sözlerini şöyle aktarır: “Can [ölümde] . . . . görülmez dünyaya geçer—Tanrısal ve ölümsüz olanlara gider . . . . ve sonsuza dek . . . . tanrılarla birlikte . . . . oturur.”

Platon

Sokrates

[Sayfa 22’deki resim]

‘Ölülerin bir dirilmesi olacak’—Resullerin İşleri 24:15.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş