Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w97 15/9 s. 3-7
  • Yoksul Fakat Zengin—Nasıl Mümkün Olabilir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yoksul Fakat Zengin—Nasıl Mümkün Olabilir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Geçmişteki Sadık Kimseler
  • Dürüstlüğü Korumak
  • Ümitsizlikle Mücadele Etmek
  • Duanın Gücü
  • Mukaddes Kitabı İncelemenin Değeri
  • Çocukları Sonsuz Yaşam İçin Eğitmek
  • Verme Ruhu
  • Gayret Etmek
  • Yehova Kavmini Destekliyor
  • Daha İyi Günler Önümüzde
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
  • Yoksulluk Yakında Bitecek
    Uyanış!—1999
  • Para Hakkındaki Görüşün Hayatını Etkileyebilir
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Yakında Hiç Kimse Yoksul Olmayacak!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
w97 15/9 s. 3-7

Yoksul Fakat Zengin—Nasıl Mümkün Olabilir?

Yüzyıllar önce, hikmetli bir adam yoksul olmamak için dua etti. Bunu neden istedi? Çünkü yoksulluğun, Tanrı ile ilişkisini tehlikeye sokacak tutum ve davranışlara yol açmasından korktu. Bu, onun şu sözlerinden açıkça görülüyor: “Payıma düşen ekmekle beni besle . . . . ta ki, fakir olup da çalmıyayım, ve Allahımın ismini boş yere ağzıma almıyayım.”—SÜLEYMANIN MESELLERİ 30:8, 9.

BU SÖZLER, yoksul birinin Tanrı’ya sadakatle hizmet etmesinin mümkün olmadığı anlamına mı gelir? Kesinlikle değil! Tarih boyunca Yehova Tanrı’ya hizmet eden sayısız insan yoksulluğun getirdiği zorluklara rağmen O’nun önünde bütünlüğünü korudu. Yehova da Kendisine güvenenleri seviyor ve onların ihtiyaçlarını karşılıyor.

Geçmişteki Sadık Kimseler

Resul Pavlus da geçim sıkıntısı çekti. (II. Korintoslular 6:3, 4) Ayrıca, İsa’dan önceki zamanlarda yaşayan sadık kişilerden oluşan ‘büyük bir şahitler bulutundan’ söz etti; onlardan bazıları “koyun postları ile, keçi derilerile dolaştılar; yoksulluk çektiler . . . . çöllerde ve dağlarda ve mağaralarda ve toprağın inlerinde avare gezdiler.”—İbraniler 11:37, 38; 12:1.

Bu sadık kimselerden biri peygamber İlya’ydı. Üç buçuk yıl süren kıtlık sırasında, Yehova ona düzenli olarak yiyecek sağladı. Tanrı önce, peygambere ekmek ve et getirmeleri için kargaları kullandı. (I. Kırallar 17:2-6) Sonra, Yehova, İlya için dul bir kadın aracılığıyla mucizevi şekilde un ve yağ stoku sağladı. (I. Kırallar 17:8-16) Bu çok basit bir yiyecekti, fakat peygamberin, kadının ve oğlunun hayatta kalmasını sağladı.

Yehova benzer şekilde ekonomik yönden zor günlerde sadık peygamber Yeremya’yı da destekledi. İnsanlar “korku içinde tartı ile ekmek” yemek zorunda kaldıklarında Yeremya, Babil’in Yeruşalim kuşatması altında hayatta kaldı. (Hezekiel 4:16) Sonunda şehirdeki kıtlık o kadar şiddetlendi ki, bazı kadınlar kendi çocuklarının etini yedi. (Yeremyanın Mersiyeleri 2:20) Yeremya korkusuzca vaaz ettiği için hapisteydi ve buna rağmen Yehova ona, “şehirden ekmeğin ardı bütün bütüne kesilinciye kadar . . . . her gün bir somun” verilmesini sağladı.—Yeremya 37:21.

Yeremya’nın da İlya gibi az yiyeceği vardı. Kutsal Yazılar bize Yeruşalim’de ekmek tükendikten sonra Yeremya’nın ne yediği ya da ne kadar sık yediği hakkında bilgi vermiyor. Ancak bildiğimiz bir şey var, o da, Yehova’nın kendisine destek olduğu ve bu korkunç kıtlık döneminde hayatta kaldığıdır.

Bugün de dünyanın her yerinde yoksulluk vardır. Birleşmiş Milletlere göre yoksulluğun en yoğun biçimde yaşandığı yer Afrika’dır. 1996’da çıkan bir BM basın bülteninde, “tüm Afrikalıların en azından yarısının yoksul” olduğu bildirildi. Güç ekonomik koşulların hızla artmasına rağmen, her zamankinden daha çok sayıda Afrikalı, yaşamlarında Mukaddes Kitap ilkelerini uyguluyor ve Tanrı’nın kendilerine destek olacağından emin olarak sadık şekilde O’na hizmet ediyor. Şimdi sorunlar içindeki dünyamızın bir bölgesinden bazı örnekleri inceleyelim.

Dürüstlüğü Korumak

Nijerya’da yaşayan Michaela altı çocuğa bakmak zorunda olan bir çiftçi. Şunları söylüyor: “Ailenize bakacak paranız yoksa dürüst olmak zor. Yine de, dürüstlüğümü bozma konusunda bir ayartmayla karşılaşınca kendime Efesoslular 4:28’deki ‘hırsızlık eden artık hırsızlık etmesin, fakat daha ziyade kendi ellerile iyi olanı işliyerek çalışsın’ sözlerini hatırlatıyorum. Böyle bir durumda kendi kendime ‘Bu para için emek verdim mi?’ diye soruyorum.”

Michael şunları ekliyor: “Örneğin, bir gün yolda yürürken bir motosikletin arkasından düşen bir çanta gördüm. Motosikletliyi durduramadığımdan çantayı yerden aldım; içinin para dolu olduğunu gördüm! Çantadaki kimlikten sahibini buldum ve çantayı geri verdim.”

Ümitsizlikle Mücadele Etmek

Kuzey Afrika’da bir adam şöyle söyledi: “Yoksulluk derin bir çukurda sıkışıp kalmak gibidir; ışığı görebilirsiniz, insanlar etrafınızda rahatça dolaşır fakat yardım için bağırmak veya çıkmak için bir merdiven istemek mümkün değildir.” Yoksulluğun çoğunlukla ümitsizlik ve düş kırıklığı oluşturması doğaldır! Hatta Tanrı’nın hizmetçileri başkalarının zenginliğini göre göre, bütünlüğünü koruyarak yaşamaya değip değmediğini bile düşünmeye başlayabilir. (Mezmur 73:2-13 ile karşılaştırın.) Bu tür duygular nasıl giderilebilir?

Batı Afrikalı Peter 19 yıllık bir devlet hizmetinden sonra emekli oldu. Şimdi başlıca geçim kaynağı az miktardaki emekli maaşıdır. Peter şunları söylüyor: “Cesaretimin kırıldığı dönemlerde kendime Mukaddes Kitapta ve Teşkilatın yayınlarında okuduklarımı hatırlatıyorum. Bu eski sistem geçip gitmek üzere ve daha iyi bir sistem bekliyoruz.

Ayrıca, I. Petrus 5:9’daki şu sözleri de düşünüyorum: ‘Dünyada olan kardeşlerinize de ayni elemlerin çektirildiğini bilerek [Şeytan’a] karşı imanda sabit durun.’ Yani, zorluk çeken tek kişi yalnızca ben değilim. Bu hatırlatmalar, cesaretimi kıran ve içimi karartan düşünceleri zihnimden atmama yardımcı oluyor.”

Peter, “Üstelik, İsa yeryüzündeyken birçok mucize yapmasına rağmen hiç kimseyi zengin etmedi. Beni zenginleştirmesini neden bekleyeyim?” diye ekliyor.

Duanın Gücü

Olumsuz düşüncelerle mücadele etmenin bir başka yolu duayla Yehova’ya yaklaşmaktır. Mary, 1960’ta Yehova’nın Şahidi olduğunda ailesi onu yüzüstü bıraktı. Evlenmedi, şimdi 50’li yaşlarda, zayıf ve maddi imkânları çok kısıtlı. Buna rağmen Tanrısal hizmette gayretli.

Mary şöyle anlatıyor: “Cesaretimin kırıldığını hissettiğim zaman Yehova’ya dua ediyorum. Bana O’ndan fazla kimsenin yardım edemeyeceğini biliyorum. Yehova’ya güvendiğin zaman O’nun sana yardım edeceğini öğrendim. Kral Davud’un Mezmur 37:25’teki şu sözlerini her zaman hatırlıyorum: ‘Genç idim, ve şimdi ihtiyar oldum; ve salihin (adil olanın) bırakıldığını görmedim, ne de zürriyetini ekmek dilenmekte.’

Ayrıca ruhi düşünüşlü yaşlı kardeşlerin dergilerde anlatılan tecrübeleri de benim için teşvik kaynağı oluyor. Yehova Tanrı onlara yardım etti, öyleyse bana da yardım etmeye devam edeceğini biliyorum. Fufu [manyok yemeği] satarak ufak çapta bir iş yapıyorum ve Yehova işimi bereketliyor; böylece günlük ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. Bazen neredeyse hiç param kalmadığında ve ne yapacağımı şaşırdığımda Yehova, ‘kardeşim, lütfen bunu al’ diyerek bana hediye veren birini gönderiyor. Yehova beni hiçbir zaman yüzüstü bırakmadı.”

Mukaddes Kitabı İncelemenin Değeri

Yehova’nın Şahitleri Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitabı incelemeye değer verir ve aralarında yoksul olanlar da bu konuda istisna değildir. Altmış yaşındaki John, öncü (Gökteki Krallığı dolgun vakitle vaaz eden biri) ve cemaatinde hizmet-yardımcısı olarak hizmet ediyor. On üç ailenin paylaştığı iki katlı derme çatma bir binada yaşıyor. Onun odası birinci kat holünün kontrplakla ayrılmış bir bölümü. İçinde iki eski sandalye ve Mukaddes Kitabı incelemeye yardımcı yayınların üst üste koyulduğu bir masa var. Hasırdan bir örtü üstünde uyuyor.

John ekmek satarak günde bir dolar kazanıyordu, fakat buğday ithali yasaklanınca geçim kaynağını kaybetti. Şöyle söylüyor: “Bazen, yaşam çok zorlaşıyor, fakat öncülüğe devam ediyorum. Beni ayakta tutan Yehova’dır. Bulabildiğim her işi yapıyorum ve cemaatteki kardeşler çok yardımsever olmasına rağmen, bana destek olması ya da yiyecek sağlaması için hiç kimseye bel bağlamıyorum. Kardeşler iş aramama yardımcı oluyorlar ve bazen de hediye olarak para veriyorlar.

Mukaddes Kitap ve Teşkilatın yayınlarını okumak üzere zaman ayırıyorum. Sabah erken saatlerde, ev sessizken inceleme yapıyorum ve gece geç saatlerde elektriğimiz olduğunda okuyorum. Kişisel tetkikimi sürdürmem gerektiğini biliyorum.”

Çocukları Sonsuz Yaşam İçin Eğitmek

Daniel altı çocuklu dul bir adam. 1985’te 25 yıldır çalıştığı işini kaybetti fakat bir dükkân işletmeye başladı. “Ailem için ekonomik yönden yaşam zor. Şimdi günde sadece bir öğün yiyebiliyoruz. Üç gün boyunca hiçbir şey yemediğimiz günler de oldu. Hayatta kalabilmek için yalnızca su içebiliyorduk” diye anlatıyor.

Daniel cemaatte bir ihtiyar olarak hizmet ediyor. Şunları söylüyor: “İbadetleri asla kaçırmıyorum ve teokratik görevlerle meşgul olmaya devam ediyorum. İbadet Salonuyla ilgili yapılacak bir iş olduğunda kesinlikle orada oluyorum. İşler zorlaştığında, Petrus’un İsa’ya söylediği Yuhanna 6:68’de kayıtlı şu sözleri kendime hatırlatıyorum: ‘Ya Rab, biz kime gideceğiz?’ Eğer Yehova’ya hizmet etmekten vazgeçersem nereye giderim? Pavlus’un Romalılar 8:35-39’daki sözleri de kararlılığımı artırıyor, çünkü hiçbir şeyin bizi Tanrı’nın ve Mesih’in sevgisinden ayırmayacağını gösteriyor. Çocuklarımın zihnine yerleştirdiğim tutum da budur. Onlara Yehova’yı asla bırakmamamız gerektiğini sürekli olarak söylüyorum.” Mukaddes Kitabı ailece düzenli olarak incelemelerinin yanında Daniel’in gösterdiği gayret de çocukları üzerinde olumlu bir etki bıraktı.

Verme Ruhu

Son derece yoksul olan bu insanların, Gökteki Krallığın çıkarlarını desteklemek amacıyla para bağışında bulunamayacakları düşünülebilir. Fakat durum böyle değildir. (Luka 21:1-4 ile karşılaştırın.) Gana’da ancak kendi ihtiyaçlarını karşılayacak ürünü çıkarmaya uğraşan bazı Şahitler, topraklarının bir kısmını Gökteki Krallığın çıkarlarını desteklemek için ayırdılar. Bu kısımdan alınan ürün satıldığında parası bu amaçla kullanılıyor; Yehova’nın Şahitlerinin yerel İbadet Salonuna yapılan bağışlar da bu kapsamda yer alıyor.

Orta Afrika’da yaşayan Joan öncülük yapıyor. Felçli kocasına ve kendisine bağımlı dört kişiye daha bakmak amacıyla ekmek satıyor. Katıldığı cemaatte İbadet Salonu için sandalyeye gereksinim duyulduğunda Joan’ın ailesi evlerindeki tüm parayı bağışlamaya karar verdi. Ellerinde hiçbir şey kalmadı. Ancak ertesi gün, artık almaktan umudu kestikleri eski bir alacaklarının kendilerine ödenmesiyle ellerine hiç beklenmedik bir para geçti.

Joan mutlu ve para için aşırı kaygı çekmiyor. “Durumumu dua ederek Yehova’ya açıklıyorum ve sonra tarla hizmetine çıkıyorum. Bu ortamda daha iyi günler için fazla bir umut olmadığını biliyoruz. Ancak, Yehova’nın ihtiyaçlarımızı karşılayacağının farkındayız.”

Gayret Etmek

Yehova’nın Şahitleri birbirlerine olan sevgileriyle tanınıyor. (Yuhanna 13:35) Parası olanlar ihtiyaçta olan iman kardeşlerine yardım eder. Bu, çoğunlukla hediye şeklinde ve bazen de iş bulma yardımıyla olur.

Kongo’da yaşayan Mark’ın cüzam hastalığı var. Parmaklarında deformasyon meydana geldi. Bu nedenle koltuk değnekleriyle yürüyor. Mark Yehova’ya hizmet etmeye karar verdiğinde yaşamında büyük değişiklikler yapmaya başladı. Daha önceden yaptığı gibi yiyecek dilenmek yerine kendi yiyeceğini yetiştirmeye başladı. Ayrıca kerpiç tuğlalar yapıp sattı.

Fiziksel yetersizliğine rağmen Mark, gayretle çalışmaya devam etti. Sonunda bir toprak parçası satın aldı ve küçük bir ev yaptı. Bugün, Mark bir cemaat ihtiyarı olarak hizmet ediyor ve yaşadığı kentte itibar görüyor. Şimdi ihtiyacı olan başkalarına yardım ediyor.

Tabii ki, pek çok yerde iş bulmak hemen hemen imkânsız. Teşkilatın orta Afrika’daki bürolarından birinde çalışan İsa’nın takipçisi bir ihtiyar şunları yazdı: “Pek çok kardeş işsiz. Bazıları kendi işini kurmaya çalışıyor, fakat bu kolay değil. Birçoğu, madem ne yaparlarsa yapsınlar sıkıntı çekecekler, o halde hiç değilse öncü olarak hizmet edip maddi yönden fedakârlık yapmaya karar verdi. Birçoğu böyle yapmakla, ücreti çok az olan ya da hiç ödenmeyen bir işte çalışarak elde edecekleri kazançtan daha çok bereketlendiklerini gördü.”

Yehova Kavmini Destekliyor

İsa Mesih kendisi için şunu söyledi: “Tilkilerin inleri, gök kuşlarının yuvaları vardır; fakat İnsanoğlunun başını yaslıyacak yeri yoktur.” (Luka 9:58) Benzer şekilde resul Pavlus, “bu saate kadar açlık ve susuzluk çekiyoruz, ve çıplak kalıyoruz, ve dövülüyoruz, ve mekânımız yoktur” diye yazdı.—I. Korintoslular 4:11.

Hem İsa hem de Pavlus kısıtlı imkânlarla yaşamayı seçti, böylece tümüyle hizmetleriyle meşgul olabildiler. Günümüzde İsa’nın takipçilerinin birçoğu yoksul, çünkü başka seçenekleri yok. Yine de onlar Mukaddes Kitap ilkelerini yaşamlarında uyguluyor ve Tanrı’ya gayretle hizmet etmeye çalışıyor. İsa’nın verdiği şu güvencenin doğruluğunu yaşadıklarından, Yehova tarafından içtenlikle sevildiklerini biliyorlar: “Böylece, önce krallığı ve O’nun adaletini aramaya devam edin ve bütün bu diğer şeyler [maddi şeyler] de size verilecektir.” (Matta 6:25-33) Üstelik, Tanrı’ya hizmet eden bu yoksul kişiler şu kanıta sahip: “RABBİN bereketi, zengin eden odur.”—Süleymanın Meselleri 10:22.

[Dipnot]

a Bu makalede bazı isimler değiştirilmiştir.

[Sayfa 6’daki çerçeve]

‘Sözün İşleyicileri’ Kimlerdir?

AMERİKA’DA 1994’te yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, halkın yüzde 96’sı “Tanrı’ya ya da evrensel bir güce inanıyor.” Ayrıca U.S.News & World Report, “Amerika Birleşik Devletlerinde kişi başına düşen kilise sayısının dünyadaki diğer bütün ülkelerden daha fazla” olduğunu belirtti. Böyle dindar bir görünüme rağmen, emektar bir anketçi olan George Gallup, Jr. şöyle diyor: “Açık gerçek şudur ki, Amerikalıların çoğu neye neden inandığını bilmiyor.”

İstatistikler ayrıca, birçok insanın dinsel inançları ile davranışları arasında büyük bir uçurum olduğunu da gösteriyor. Sözgelimi, yazar Jeffery Sheler şöyle diyor: “Sosyologlar şunu fark ediyor ki, ülkede suç oranı en yüksek olan bölgelerden bazıları, aynı zamanda dinsel inanç ve uygulamaların da en güçlü olduğu yerlerdir.”

Bu şaşırtıcı olmamalı. Neden? Çünkü daha birinci yüzyılda resul Pavlus, ‘Allah’ı bildiklerini ikrar eden, fakat işleriyle onu inkâr edenlerden’ sakınmaları için iman kardeşlerini uyarmıştı. (Titus 1:16) Ayrıca, Pavlus genç Timoteos’a, “takva (Tanrısal bağlılık) suretini gösterip onun kuvvetini inkâr eden” insanların ‘son günlerin’ işareti olacağını söyledi.—II. Timoteos 3:1, 5.

Bununla birlikte, İsa’nın hakiki takipçileri onun, “gidin ve bütün milletlerden insanları öğrenci yapın” emrini yerine getirmek üzere ellerinden geleni yapıyorlar. (Matta 28:19) Böylece onlar “sözün yalnız işiticileri değil, fakat işleyicileri” de oluyorlar.—Yakub 1:22.

[Sayfa 7’deki resim]

Dünya çapında, insanlar Mukaddes Kitap incelemesine değer veriyor

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş