Yeşu
1 Yehova’nın kulu Musa’nın ölümünden sonra Musa’nın hizmetkârı,+ Nun oğlu Yeşu’ya+ Yehova şöyle dedi: 2 “Kulum Musa öldü;+ şimdi sen ve bu halk kalkın, İsrailoğullarına verdiğim topraklara gitmek üzere Ürdün Irmağını geçin.+ 3 Ayak basacağınız her yer, Musa’ya söz verdiğim gibi sizin olacak.+ 4 Çölden Lübnan’a ve büyük Fırat Irmağına kadar Hititlerin*+ tüm ülkesi ve günbatısında Büyük Denize* kadar olan topraklar sizin olacak.+ 5 Yaşamın boyunca kimse karşında duramayacak.+ Musa’nın yanında olduğum gibi senin de yanında olacağım.+ Seni asla terk etmeyeceğim ve yüzüstü bırakmayacağım.+ 6 Cesur ve güçlü ol,+ çünkü atalarına yeminle vaat ettiğim+ toprakları bu milletin miras almasını sağlayacak olan sensin.+
7 Kulum Musa’nın sana emrettiği tüm kanunlara uymak için çok cesur ve güçlü ol.+ O kanunlardan sağa sola sapma ki,+ gittiğin her yerde akıllıca davranabilesin.+ 8 Bu kanun kitabında yazılanlar dilinden düşmesin.+ Orada yazılanlara tam olarak uymak için, onu gece gündüz, üzerinde düşünerek oku.+ O zaman akıllıca hareket eder ve işinde başarılı olursun.+ 9 Şimdi sana yine emrediyorum:+ Cesur ve güçlü ol. Korkma, dehşete kapılma!+ Çünkü her nereye gidersen Ben, Tanrın Yehova, senin yanında olacağım.”+
10 Bunun ardından Yeşu halkın arasındaki görevlilere şu emri verdi: 11 “Konaklama yerine, halkın arasına gidip onlara şunu emredin: Kendiniz için erzak hazırlayın; çünkü üç gün sonra Ürdün Irmağını geçip Tanrınız Yehova’nın size vereceği toprakları mülk edineceksiniz.”+
12 Sonra Yeşu, Rubenoğullarına, Gadoğullarına ve Manasse kabilesinin yarısına şöyle dedi: 13 “Yehova’nın kulu Musa’nın size dediklerini hatırlayın:+ ‘Tanrınız Yehova size verdiği bu topraklarda rahat etmenizi sağlayacak. 14 Kadınlarınız, çocuklarınız ve hayvanlarınız, Musa’nın size Ürdün Irmağının bu tarafında verdiği topraklarda kalsın;+ fakat siz kuvvetli yiğitler,+ kardeşlerinize yardım etmek üzere onların önünde savaş düzeni içinde+ ırmağı geçeceksiniz. 15 Böylece Yehova’nın size sağladığı rahatlığa onlar da erişince ve Tanrınız Yehova’nın onlara verdiği toprakları ele geçirince,+ Yehova’nın kulu Musa’nın size Ürdün Irmağının doğusunda verdiği topraklarda+ yaşamak için geri döneceksiniz ve orayı mülk edineceksiniz.’”+
16 Onlar da Yeşu’ya “Bize emrettiğin her şeyi yapacağız ve bizi gönderdiğin her yere gideceğiz”+ diye cevap verdiler. 17 “Her konuda Musa’nın sözünü dinlediğimiz gibi seni de dinleyeceğiz. Tanrın Yehova nasıl Musa’nın yanında olduysa,+ senin de yanında olsun.+ 18 Senin emrine başkaldıran+ veya verdiğin emirleri dinlemeyen herkes öldürülecek.+ Yeter ki sen cesur ve güçlü ol.”+
2 Sonra Nun oğlu Yeşu, Şittim’den+ keşif amacıyla gizlice iki adam gönderdi ve onlara “Gidin, o toprakları, Eriha’yı araştırın” dedi. Onlar da yola çıkıp Rahab+ isimli fahişenin evine geldiler ve orada kaldılar. 2 Bu sırada Eriha kralına şu haber ulaştı: “İsrailoğullarından adamlar bu gece memleket hakkında bilgi toplamaya geldiler.” 3 Ve Eriha kralı, Rahab’a haber gönderdi, “Sana gelip evinde kalan adamları dışarı çıkar, çünkü onlar bütün memleket hakkında bilgi toplamaya geldiler”+ dedi.
4 Bu arada kadın iki adamı gizlemişti. Gelenlere, “Evet, o adamlar bana geldi, ama nereden geldiklerini bilmiyordum” dedi. 5 “Hava kararınca şehrin kapıları+ kapanmadan çıktılar. Nereye gittiklerini de bilmiyorum. Ama acele edip peşlerinden giderseniz onları yakalarsınız.” 6 (Aslında kadın onları dama+ çıkarmış ve yan yana dizili keten saplarının altında gizlemişti.) 7 Kralın adamları onların peşine düşmek için çıkıp Ürdün Irmağının geçitlerine+ yöneldiler; onlar çıktıktan hemen sonra kapılar kapatıldı.
8 Damdaki adamlara gelince, onlar henüz yatmadan kadın yanlarına dama çıktı. 9 Adamlara, “Yehova’nın bu toprakları size vereceğini iyi biliyorum”+ dedi. “Sizden ötürü hepimizin yüreğine korku düştü;+ memlekette yaşayan herkes dehşet içinde.+ 10 Mısır’dan çıktığınızda, Yehova’nın önünüzde Kızıldeniz’in sularını nasıl kuruttuğunu,+ Ürdün Irmağının ötesindeki Amorilerin iki kralı Sihon’a+ ve Og’a+ neler yaptığınızı, onları nasıl yok ettiğinizi+ duyduk. 11 Bunu duyunca yüreğimiz yerinden oynadı+ ve sizin korkunuzdan bizde cesaret* kalmadı.+ Çünkü Tanrınız Yehova, yukarıda göklerde ve aşağıda yeryüzünde Tanrı’dır.+ 12 Şimdi lütfen bana Yehova’nın önünde yemin edin.+ Ben size nasıl iyilik ettiysem,* siz de benim aileme iyilik edin+ ve bana güvenilir bir işaret verin.+ 13 Babamı,+ annemi, erkek ve kız kardeşlerimi, onlara ait herkesi sağ bırakın, canlarımızı bağışlayın.”+
14 Bunun üzerine adamlar ona “Sizin canınız yerine bizim canımız!”+ dediler. “Eğer yapacaklarımızı açığa vurmazsanız, Yehova bu toprakları bize verince, vefamızı gösterip sözümüze sadık kalacağız.”+ 15 Bunun ardından kadın, pencereden bir ip sarkıtıp onları indirdi. Zaten oturduğu ev surun üzerindeydi, şehir surlarına bitişikti.+ 16 Onlara “Dağlık bölgeye gidin de sizi kovalayanlara yakalanmayın!” dedi. “Peşinizdekiler geri dönene kadar, orada üç gün saklanın. Sonra kendi yolunuza gidersiniz.”
17 Adamlar ona şu karşılığı verdi: “Bize ettirdiğin yemini bozmayız,+ bu suç bizden uzak olsun. 18 Dinle, biz bu memlekete gireceğiz. Bizi aşağı indirmek için kullandığın bu kırmızı ipi pencerene bağla. Babanı, anneni, kardeşlerini ve babanın ev halkını kendi evine topla.+ 19 Eğer herhangi biri senin evinin kapısından dışarı çıkarsa,+ kendi kanından sorumludur ve biz suçsuz oluruz. Fakat evde seninle birlikte kaldığı halde başına bir şey gelenin kanından biz sorumlu olacağız. 20 Eğer yapacaklarımızı açığa vurursan,+ o zaman bize ettirdiğin yemin bozulur, biz de suçsuz oluruz.” 21 Kadın “Söylediğiniz gibi olsun” dedi.
Böylece onları gönderdi ve adamlar yollarına gittiler. Sonra kadın kırmızı ipi penceresine bağladı. 22 Adamlar dağlık bölgeye gitti ve kendilerini kovalayanlar geri dönene kadar orada üç gün kaldılar. Peşlerinden gidenler onları her yerde aradılar fakat bulamadılar. 23 Daha sonra bu iki adam dağlık bölgeden aşağı indi, ırmağı geçti ve Nun oğlu Yeşu’ya gelip başlarından geçen her şeyi anlattılar. 24 Yeşu’ya şöyle dediler: “Anladık ki Yehova tüm bu memleketi bize vermiş.+ Bizden ötürü orada yaşayan herkesin yüreğine korku düşmüş.”+
3 Yeşu sabah erkenden kalktı; o ve tüm İsrailoğulları Şittim’den+ yola çıkıp Ürdün Irmağına kadar geldiler. Irmağı geçmeden önce orada gecelediler.
2 Üç gün sonra+ görevliler+ konaklama yerini bir uçtan öbür uca geçip 3 halka şöyle dediler: “Levioğullarından kâhinlerin, Tanrınız Yehova’nın ahit sandığını taşıdığını+ gördüğünüz zaman siz de yola çıkın ve sandığı takip edin. 4 Fakat sandıkla aranızda mesafe bırakın ve bu mesafe yaklaşık iki bin arşın* olsun.+ Ona daha fazla yaklaşmayın. Böylece hangi yoldan gideceğinizi bileceksiniz, çünkü daha önce o yoldan geçmediniz.”
5 Sonra Yeşu halka “Kendinizi arındırın”+ dedi. “Çünkü yarın Yehova sizin aranızda olağanüstü şeyler yapacak.”+
6 Yeşu kâhinlere de “Ahit Sandığını alın+ ve halkın önüne geçin” dedi. Onlar da Ahit Sandığını aldılar, halkın önünden yürüdüler.
7 Yehova Yeşu’ya şöyle dedi: “Bugünden itibaren seni tüm İsrail’in gözünde yücelteceğim.+ Böylece, tıpkı Musa’nın yanında olduğum gibi,+ senin de yanında olduğumu anlayacaklar.+ 8 Şimdi sen, Ahit Sandığını taşıyanlara, ‘Ürdün Irmağının kıyısına geldiğiniz zaman orada durun’+ diye emret.”+
9 Yeşu, İsrailoğullarına “Buraya yaklaşın, Tanrınız Yehova’nın sözlerini dinleyin” dedi. 10 “Böylece, yaşayan Tanrı’nın sizinle birlikte olduğunu,+ Kenanlıları, Hititleri, Hivileri, Perizzileri, Girgaşileri, Amorileri ve Yebusileri kesinlikle önünüzden kovacağımı+ anlayacaksınız. 11 Dinleyin! Tüm yeryüzünün Rabbinin ahit sandığı Ürdün Irmağına sizden önce girecek. 12 Şimdi aranızdan, İsrail’in her kabilesi için bir kişi olmak üzere on iki adam seçin.+ 13 Tüm yeryüzünün Rabbi olan Yehova’nın sandığını taşıyan kâhinlerin ayakları Ürdün Irmağının sularına değdiği anda, ırmağın suları duracak, yukarı taraftan gelen sular kesilecek. Sular, önünde bir bent varmış gibi duracak.”+
14 Halk, Ürdün Irmağını geçmek üzere çadırlarını topladı ve Ahit Sandığını taşıyan+ kâhinlerin ardından yola çıktı. 15 (Ürdün Irmağı hasat döneminde taşar, kıyılarını basardı.)+ Sandığı taşıyanlar Ürdün Irmağına geldikleri zaman, sandığı taşıyan kâhinlerin ayakları suya değdiği anda 16 yukarı yönden akan sular durdu. Çok uzaklara, Tsaretan+ kenarındaki Adam şehrine kadar bir yığın halinde yükseldi.+ Araba Gölüne, Tuz Gölüne+ doğru inen sular ise kesildi. Sular durdu ve halk Eriha önünden ırmağı geçti. 17 Bu arada tüm İsrailoğulları Ürdün Irmağının kuru yatağından geçerken,+ Yehova’nın ahit sandığını taşıyan kâhinler, tüm millet geçene kadar ırmak yatağında, kuru toprak üzerinde beklediler,+ yerlerinden kıpırdamadılar.
4 Tüm millet Ürdün Irmağını geçtikten sonra+ Yehova Yeşu’ya şöyle dedi: 2 “Her kabileden bir kişi olmak üzere halkın arasından on iki adam al+ 3 ve onlara, ‘Ürdün Irmağının tam ortasından, kâhinlerin durup bekledikleri yerden+ on iki taş+ alın ve bu gece konaklayacağınız yere+ götürüp koyun’ diye emir ver.”
4 Böylece Yeşu, İsrailoğullarının her kabilesinden bir kişi olmak üzere seçtiği on iki adamı+ çağırdı 5 ve onlara şöyle dedi: “Tanrınız Yehova’nın sandığının önünden Ürdün Irmağının ortasına gidin ve her biriniz omzunuza bir taş alın. İsrailoğullarının kabile sayısına göre aldığınız bu taşlar 6 sizin için bir işaret olacak.+ Bir gün oğullarınız gelip size ‘Bu taşlar ne için?’ diye sorarsa,+ 7 onlara şöyle deyin: ‘Bu taşlar İsrailoğulları için devirler boyu bir hatırlatıcı olacak,+ çünkü Ürdün Irmağının suları Yehova’nın ahit sandığının önünde durmuştu.+ Sandık ırmağın içinden geçtiğinde sular durmuştu.’”
8 İsrailoğulları tam Yeşu’nun dediği gibi yaptılar; ve Yehova’nın Yeşu’ya emrettiği gibi, gidip Ürdün Irmağının ortasından İsrailoğullarının kabile sayısına+ göre on iki taş aldılar. Taşları konakladıkları yere+ götürüp koydular.
9 Ayrıca Yeşu, Ürdün Irmağının ortasına, Ahit Sandığını taşıyan kâhinlerin durduğu yere+ de on iki taş koymuştu. O taşlar bugün hâlâ oradadır.
10 Sandığı taşıyan kâhinler, Yehova’nın Yeşu aracılığıyla halka emrettikleri yerine getirilene kadar Ürdün Irmağının ortasında+ beklediler. Her şey Musa’nın Yeşu’ya emrettiği gibi yapıldı.+ Bu arada halk da aceleyle+ ırmağı geçti. 11 Tüm halk ırmağı geçtikten sonra, onların gözü önünde, kâhinler de Yehova’nın sandığıyla+ birlikte geçti. 12 Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısı,+ tam Musa’nın onlara söylediği gibi+ savaş düzeninde,+ İsrailoğullarının gözleri önünde ırmağı geçtiler. 13 Silah kuşanmış yaklaşık kırk bin kişi, Yehova’nın önünde Eriha düzlüklerinde savaşmaya gitti.
14 Yehova o gün Yeşu’yu tüm İsrailoğullarının gözünde yüceltti;+ ve millet Musa’dan nasıl korktuysa,+ Yeşu’dan da yaşamı boyunca öyle korktu.
15 Sonra Yehova Yeşu’ya şöyle dedi: 16 “Hatırlatma Sandığını+ taşıyan kâhinlere Ürdün Irmağından çıkmalarını emret.” 17 Yeşu da kâhinlere “Ürdün Irmağından çıkın!” diye emir verdi. 18 Yehova’nın Ahit Sandığını taşıyan kâhinler+ Ürdün Irmağının ortasından çıkıp ayaklarını+ kuru toprağa bastıkları anda, ırmağın suları yeniden akmaya başladı ve önceden olduğu gibi kıyılarını bastı.+
19 Birinci ayın onunda halk Ürdün Irmağını geçti ve Eriha’nın doğu sınırındaki Gilgal’de+ konakladı.
20 Ürdün Irmağından çıkardıkları on iki taşı da Yeşu Gilgal’de dikti.+ 21 Sonra İsrailoğullarına şöyle dedi: “Gelecekte oğullarınız gelip size ‘Bu taşların anlamı ne?’ diye sorarlarsa,+ 22 onlara şunu anlatacaksınız: ‘Tanrınız Yehova İsrailoğullarını Ürdün Irmağının kuru yatağından geçirdi;+ 23 Tanrınız Yehova halk geçene kadar Kızıldeniz’i nasıl kuruttuysa,+ biz geçene kadar önümüzde Ürdün Irmağının sularını da öyle kuruttu. 24 Yeryüzündeki tüm halklar Yehova’nın elinin+ güçlü olduğunu anlasın,+ siz de daima Tanrınız Yehova’dan korkun+ diye bunu yaptı.’”
5 Yehova’nın, İsrailoğulları Ürdün Irmağını geçsin diye onların önünde suları kuruttuğunu işittikleri zaman, ırmağın batı yakasındaki bütün Amori+ krallarının ve deniz kıyısında yaşayan tüm Kenan+ krallarının yürekleri yerinden oynadı+ ve İsrailoğulları yüzünden cesaretleri kırıldı.+
2 Yehova Yeşu’ya “Kendine çakmaktaşından bıçaklar yap ve İsrailoğullarını ikinci kez sünnet et”+ dedi. 3 Yeşu da, çakmaktaşından bıçaklar yaptı ve İsrailoğullarını Gibeat-haaralot’ta+ sünnet etti. 4 Yeşu’nun onları sünnet etmesinin nedeni şuydu: Mısır’dan çıkan bütün halk, erkekler, savaşacak yaşta olanlar oradan çıktıktan sonra çöldeki yolculuk sırasında ölmüşlerdi.+ 5 Aslında Mısır’dan çıkanlar sünnetliydi, fakat daha sonra yolculuk sırasında çölde doğmuş olanlar sünnet edilmemişti. 6 Mısır’dan çıktıktan sonra, savaşacak yaşta olup Yehova’nın sözünü dinlemeyenlerin tümü yok olana kadar, İsrailoğulları çölde kırk yıl+ boyunca yürümüştü. Çünkü Yehova, bize vereceğine dair atalarımıza yemin ettiği+ süt ve bal akan diyarı+ onların asla görmeyeceğini söylemiş, Yehova bunun için ant etmişti.+ 7 Onların yerini çocukları aldı.+ Yeşu onları sünnet etti, çünkü yolda sünnet edilmemişlerdi.
8 Tüm milletin sünnet edilmesi bitince, kendilerini toparlayana+ kadar konakladıkları yerde kaldılar.
9 Daha sonra Yehova Yeşu’ya “Bugün Mısır’ın sizi ayıplama nedenini ortadan kaldırdım”+ dedi. Bu nedenle, o yer hâlâ Gilgal*+ olarak anılır.
10 İsrailoğulları Gilgal’de konakladılar ve ayın on dördünde akşam vakti Eriha düzlüklerinde Fıshı kutladılar.+ 11 Fıshın ertesi günü memleketin ürününden hazırladıkları mayasız ekmeği+ ve kavrulmuş tahılı yediler. 12 Memleketin ürünlerinden yedikleri gün man kesildi ve İsrailoğullarına bir daha man verilmedi.+ O yıl Kenan topraklarının ürünlerinden yemeye başladılar.+
13 Yeşu Eriha yakınlarındayken başını kaldırıp baktığında, karşısında kılıcını çekmiş+ bir adam+ gördü. Ona doğru yürüyüp “Sen bizden yana mısın, yoksa düşmandan yana mı?” dedi. 14 Buna karşılık adam “Hiçbiri değil!” dedi. “Ben Yehova’nın ordusunun komutanı olarak geldim.”+ Yeşu bunu duyunca onun önünde saygıyla yere kapandı+ ve “Efendimin bu kuluna emri nedir?” diye sordu. 15 Yehova’nın ordusunun komutanı, Yeşu’ya, “Bastığın yer kutsaldır, ayağındaki çarıkları çıkar” diye karşılık verdi. Yeşu da hemen öyle yaptı.+
6 İsrailoğulları yüzünden Eriha’nın kapıları sıkı sıkıya kapatılmıştı. Şehre kimse girip çıkamıyordu.+
2 Yehova Yeşu’ya, “Bak, Eriha’yı, kralını, güçlü ve yiğit askerlerini senin eline verdim”+ dedi. 3 “Siz, savaşacak yaşta olan tüm erkekler, şehrin etrafını günde bir kez dolanın. Altı gün böyle yapın. 4 Koç boynuzundan yedi boru taşıyan yedi kâhin, Sandığın önünden gitsin. Yedinci gün, şehrin etrafını yedi kez dolanın ve kâhinler boru çalsın.+ 5 Koç boynuzundan boruların çalındığını işittiğiniz zaman, bütün halk haykırarak savaş naraları atsın.+ Şehrin surları yerle bir olacak;+ o zaman herkes doğruca ileri atılsın.”
6 Bunun üzerine Nun oğlu Yeşu kâhinleri+ çağırıp, “Ahit Sandığını alın+ ve koç boynuzundan yedi boru taşıyan yedi kâhin Yehova’nın sandığının+ önünden gitsin” dedi. 7 Halka da şunları söyledi: “Gidin, şehrin etrafını dolanın. Silahlı adamlar+ Yehova’nın sandığının önünden gitsinler.” 8 Böylece, Yeşu’nun söylediği gibi koç boynuzundan boruları taşıyan yedi kâhin Yehova’nın önünde ilerlemeye başladı ve boruları çaldılar. Onların ardından Yehova’nın ahit sandığı geliyordu. 9 Silahlı adamlar, boru çalan kâhinlerin önünden gidiyordu. Artçı birlik+ de sürekli çalınan borular eşliğinde, Sandığın arkasından geliyordu.
10 Yeşu halka şu emri verdi:+ “Benim size bağırın diyeceğim güne kadar bağırmayın, ses çıkarmayın, ağzınızdan tek kelime çıkmasın. Ben size söyleyince bağıracaksınız.”+ 11 Yeşu’nun emrine göre, Yehova’nın sandığı şehrin etrafında bir defa dolaştırıldı. Daha sonra konaklama yerine gidip geceyi orada geçirdiler.
12 Yeşu ertesi sabah erkenden kalktı+ ve Yehova’nın sandığını taşıyan+ kâhinler harekete geçti. 13 Boruları sürekli çalan yedi kâhin Yehova’nın sandığının önünde, silahlı adamlar da onların önünde yürüyordu. Artçı birlik ise sürekli çalınan borular eşliğinde,+ Yehova’nın sandığının arkasından geliyordu. 14 İkinci gün de şehrin etrafını bir kez dolandıktan sonra konaklama yerine döndüler. Altı gün böyle yaptılar.+
15 Yedinci gün erkenden, tan ağarır ağarmaz kalktılar ve aynı şekilde şehrin etrafında yedi kez dolandılar. Şehrin etrafında sadece o gün yedi kez dolandılar.+ 16 Yedinci turda kâhinler boruları çaldığında Yeşu halka, “Bağırın!+ Yehova şehri size verdi”+ dedi. 17 “Bu şehir mutlaka yok edilecek;*+ içindeki her şeyle birlikte Yehova’ya aittir. Sadece fahişe Rahab+ ve evindekiler hayatta kalacak; çünkü o, gönderdiğimiz ulakları sakladı.+ 18 Bu arada siz yok edilecek şeylerden uzak durun.+ Yok edilecek şeylerden bazılarını arzulayıp+ almaktan+ ve İsrail’in konakladığı yere getirerek burada felakete yol açmaktan+ sakının. 19 Gümüşün, altının, bakır ve demir eşyanın tümü Yehova için kutsal olarak ayrılmıştır.+ Hepsi Yehova’nın hazinesine gidecektir.”+
20 Borular çalınınca halk bağırdı.+ Halk boru sesini duyar duymaz haykırarak savaş naraları atmaya başladı ve surlar yerle bir oldu.+ Sonra doğruca ileri atılarak şehre girdiler ve orayı ele geçirdiler. 21 Şehirdeki erkek kadın, genç yaşlı herkesi, sığırları, koyunları, eşekleri, yok edilecek her şeyi kılıçtan geçirdiler.+
22 Yeşu memleketi keşfe gitmiş olan iki adama şöyle dedi: “Fahişe olan o kadının evine gidin, yemin ettiğiniz gibi kadını ve ailesinden olan herkesi dışarı çıkarın.”+ 23 Bu genç adamlar da gidip Rahab’ı, babasını, annesini, kardeşlerini ve onlardan olan herkesi, bütün ailesini dışarı çıkardılar,+ onları İsrail’in konakladığı yerin dışına yerleştirdiler.
24 Şehri ve içindeki her şeyi ateşe verip yaktılar.+ Sadece gümüşü, altını, bakır ve demir eşyaları Yehova’nın evinin hazinesine koydular.+ 25 Yeşu, fahişe Rahab’ı, babasının ev halkını ve onlardan olan herkesi sağ bıraktı.+ Rahab hâlâ İsrail’de oturur.+ Çünkü o, Yeşu’nun Eriha’ya keşfe gönderdiği ulakları gizlemişti.+
26 Yeşu o zaman şöyle yemin etti: “Bu Eriha şehrini tekrar inşa etmeye kalkan adam Yehova’nın önünde lanetli olsun. Temelini atmanın bedeli ilk çocuğu, kapılarını yapmanın bedeli en küçük çocuğu olsun.”+
27 Yehova hep Yeşu’nun yanında oldu+ ve Yeşu’nun ünü tüm yeryüzüne yayıldı.+
7 Fakat, İsrailoğulları yok edilmesi gereken şeyler konusunda sadakatsizlik ettiler; çünkü Yahuda kabilesinden Zerah oğlu, Zabdi oğlu, Karmi oğlu Akan,*+ yok edilecek şeylerden+ bazılarını almıştı. Bunun üzerine Yehova İsrailoğullarına çok öfkelendi.+
2 Yeşu, Beytel’in+ doğusunda kalan Beyt-aven+ yakınlarındaki Ay+ şehrine Eriha’dan adam gönderip, “Gidin, memleketi keşfe çıkın” dedi. Adamlar da söylendiği gibi keşif amacıyla Ay şehrine gittiler.+ 3 Geri dönünce Yeşu’nun yanına gelip şöyle dediler: “Oraya tüm halkın gitmesine gerek yok. İki üç bin kişi gidip Ay şehrine saldırsın. Herkesin oraya gidip yorulmasına gerek yok, çünkü sayıca çok azlar.”
4 Böylece halk arasından yaklaşık üç bin kişi oraya gitti. Fakat Ay şehrinin adamlarından kaçmak zorunda kaldılar.+ 5 Ay şehrinin adamları onlardan otuz altı kişiyi öldürdü; ve peşlerine düşüp+ şehir kapısından Şebarim’e kadar yamaç boyunca onları bozguna uğrattılar. Bu yüzden halkın yüreği yerinden oynadı, çok korktular.+
6 Bunun üzerine Yeşu ve ihtiyarlar giysilerini yırttılar, Yehova’nın sandığı önünde yere kapanıp+ akşama kadar başlarına toprak saçtılar.+ 7 Yeşu şöyle dedi: “Ah Ulu Rabbimiz Yehova! Neden bu halkı Ürdün Irmağından geçirip buralara getirdin? Bizi yok etsinler diye Amorilerin eline teslim etmek için mi? Keşke elimizdekiyle yetinip Ürdün’ün öbür tarafında kalsaydık.+ 8 Ey Yehova, beni bağışla ama İsrailoğulları düşmanlarından kaçtıktan sonra ne diyebilirim? 9 Şimdi Kenanlılar, memleketin bütün ahalisi bunu işitecek ve çevremizi kuşatıp adımızı yeryüzünden silecekler.+ Peki Sen yüce ismin için ne yapacaksın?”+
10 Bunun üzerine Yehova Yeşu’ya “Ayağa kalk!” dedi. “Neden öyle yere kapanmışsın? 11 İsrailoğulları günah işlediler, uymalarını emrettiğim ahdi çiğnediler.+ Yok edilmesi gereken şeylerden+ alıp bu durumu gizlediler;+ onları çalıp+ kendi malları arasına koydular.+ 12 Bu yüzden İsrailoğulları düşmanlarına karşı koyamayacak.+ Düşmanlarından hep kaçacaklar, çünkü artık onlar da yok edilmeye mahkûm oldu. Eğer yok edilecek şeyi ortadan kaldırmazsanız, bir daha sizin yanınızda olmayacağım.+ 13 Şimdi, kalk! Halkı arındır+ ve onlara şunu söyle: Kendinizi yarın arındırın, çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova şunları dedi: ‘Ey, İsrail! Aranızda yok edilmiş olması gereken bir şey var.+ Onu aranızdan çıkarana kadar düşmanlarınıza karşı koyamayacaksınız. 14 Sabahleyin kabile kabile ortaya geleceksiniz ve Yehova’nın seçtiği+ kabile öne çıkacak; kabilenin tüm aileleri arasından Yehova’nın seçtiği aile öne çıkacak. O aileden Yehova’nın seçtiği ev halkı öne çıkacak ve o ev halkının erkekleri teker teker öne çıkacak. 15 Yok edilecek şey kendisinde olan kişi seçildiğinde, kendisine ait olanlarla birlikte yakılacak.+ Çünkü o Yehova’nın ahdini çiğnedi+ ve İsrail’de utanç verici bir rezalete yol açtı.’”+
16 Yeşu sabah erkenden kalktı ve İsrail’i kabile kabile ortaya getirdi; aralarından Yahuda kabilesi seçildi. 17 Sonra, Yahuda ailelerini teker teker öne çıkardı ve Zerahoğulları+ ailesi seçildi. Zerahoğulları ailesinden tüm erkekleri teker teker öne çıkardıktan sonra Zabdi seçildi. 18 En sonunda, onun ev halkından tüm erkekleri teker teker öne çıkardı ve Yahuda kabilesinden, Zerah oğlu, Zabdi oğlu, Karmi oğlu Akan seçildi.+ 19 O zaman Yeşu Akan’a şunu dedi: “Oğlum, İsrail’in Tanrısı Yehova’yı yücelt+ ve lütfen itiraf et.+ Lütfen söyle,+ ne yaptın? Benden gizleme.”+
20 Bunun üzerine Akan Yeşu’ya şöyle cevap verdi: “Doğru. Ben . . . ben, İsrail’in Tanrısı Yehova’ya karşı günah işledim.+ Yaptığım şu: 21 Ganimet arasında Şinar+ işi güzel bir kaftan, iki yüz şekel gümüş ve elli şekel ağırlığında bir altın külçe görünce+ dayanamayıp+ aldım.+ Hepsi şurada, çadırımın içinde toprağa gömülü, para da giysinin altında duruyor.”+
22 Yeşu hemen adam gönderdi; adamlar çadıra koşup baktılar, giysi çadırda gizlenmişti, para da altında duruyordu. 23 Onları çadırdan alıp Yeşu’ya ve tüm İsrailoğullarına getirdiler. Hepsini Yehova’nın önünde yere koydular. 24 Yeşu’yla birlikte tüm İsrail, Zerah oğlu Akan’ı+ ve onunla birlikte gümüşleri, kaftanı, altın külçeyi,+ oğullarını, kızlarını, boğasını, eşeğini, sürüsünü, çadırını ve ona ait olan her şeyi alıp Akor Ovasına+ götürdüler. 25 Sonra Yeşu şöyle dedi: “Neden başımıza bu felaketi getirdin?+ Yehova da bugün senin başına felaket getirecek.” O zaman tüm İsrail onu taşa tuttu,+ ardından hepsini ateşe verip yaktılar.+ Evet, hepsini taşladılar. 26 Onun üzerine attıkları taşlar büyük bir yığın haline geldi, o yığın bugün hâlâ orada durmaktadır.+ Böylece, Yehova’nın öfkesi dindi.+ Bu nedenle orası hâlâ Akor* Ovası+ diye anılmaktadır.
8 Yehova Yeşu’ya şöyle dedi: “Korkma, dehşete kapılma.+ Bütün savaşçıları yanına al, kalkıp Ay şehrine çık. Ay kralını, onun halkını, şehrini ve topraklarını sana verdiğimi göreceksin.+ 2 Eriha’ya ve kralına yaptıklarının aynısını,+ Ay şehrine ve kralına yapacaksın. Fakat malları ve hayvanları ganimet olarak alabilirsiniz.+ Şehrin arka tarafında pusu kurun.”+
3 Böylece Yeşu ve bütün savaşçılar+ Ay şehrine saldırmak için harekete geçti. Yeşu, geceleyin göndermek üzere cesur yiğitlerden+ otuz bin kişi seçti. 4 Onlara şu emri verdi: “Şehrin arka tarafında pusu kurun.+ Şehirden çok uzaklaşmayın ve hepiniz hazır durumda bekleyin. 5 Ben ve yanımdaki adamlar şehrin yakınına gideceğiz. Onlar tıpkı ilk seferde olduğu gibi+ dışarı çıkıp üzerimize geldiklerinde onlardan kaçacağız. 6 Şehirden uzaklaşana kadar peşimizden gelecekler ve ‘İlk seferde olduğu gibi yine bizden kaçıyorlar’ diye düşünecekler.+ Bu sırada biz kaçmaya devam edeceğiz. 7 Sonra siz pusudan çıkıp harekete geçeceksiniz ve şehri ele geçireceksiniz. Tanrınız Yehova orayı size verecek.+ 8 Şehri ele geçirir geçirmez ateşe vereceksiniz.+ Yehova’nın söylediklerini yapacaksınız. Size emrim budur.”+
9 Sonra Yeşu onları gönderdi; onlar da pusu kuracakları yere gidip, Beytel’le Ay arasında bir yerde, Ay şehrinin batısına doğru mevzilendiler. Yeşu o geceyi adamlarının arasında geçirdi.
10 Yeşu sabah erkenden kalktı+ ve adamlarını gözden geçirdi. Sonra İsrailoğullarının ihtiyarlarıyla birlikte onların önünden giderek Ay şehrine çıktı. 11 Bütün savaşçılar+ onunla birlikte ilerleyip şehrin karşısına vardılar. Ay’ın kuzeyinde ordugâh kurdular. Ay şehriyle aralarında bir vadi vardı. 12 Bu arada Yeşu yaklaşık beş bin adamı Beytel’le+ Ay arasına, şehrin batısına doğru pusuya yerleştirdi.+ 13 Böylece şehrin kuzeyine+ kurulan ordugâhın ucu şehrin batısına+ kadar uzanıyordu. Yeşu o gece vadinin ortasına kadar gitti.
14 Ay şehrinin kralı bunu görür görmez halkla birlikte hızla harekete geçti; belirlenen vakitte İsrailoğullarıyla savaşmak için şehrin dışına, ovaya doğru çıktılar. Kral, şehrin arka tarafında pusu kurulduğunu bilmiyordu.+ 15 Yeşu ve tüm İsrailoğulları bozguna uğramış gibi yapıp+ çöle doğru kaçmaya başladılar.+ 16 Bunun üzerine şehirdekiler onları kovalamak için çağrıldı. Onlar Yeşu’nun peşine düşüp şehirden uzaklaştılar.+ 17 Herkes İsrailoğullarının peşinden gittiğinden Ay ve Beytel’de kimse kalmadı. Şehri tümüyle savunmasız bırakıp İsrailoğullarının peşine düştüler.
18 O zaman Yehova Yeşu’ya “Elindeki kargıyı Ay şehrine doğru uzat,+ çünkü orayı senin eline vereceğim”+ dedi. Yeşu da elindeki kargıyı şehre doğru uzattı. 19 O elini uzattığı anda, pusuya yatmış olanlar hızla yerlerinden fırlayıp koşmaya başladılar, şehre girip orayı ele geçirdiler.+ Sonra hemen şehri ateşe verdiler.+
20 Ay askerleri dönüp geriye baktıklarında şehirden yükselen dumanların göklere eriştiğini gördüler. Bir yere kaçacak güçleri de kalmamıştı, çünkü çöle doğru kaçan İsrailoğulları dönüp üzerlerine gelmeye başlamıştı. 21 Pusudakilerin+ şehri ele geçirdiğini ve şehirden dumanlar yükseldiğini görünce geri dönen Yeşu ile tüm İsrailoğulları, Ay askerlerini öldürdüler. 22 Şehri ele geçirenler de onlarla birleşmek üzere oradan çıktılar ve her iki taraftan kuşatılan Ay ordusu İsrailoğullarının arasında kaldı. İsrailoğulları hepsini öldürdü, kaçan ya da kurtulan olmadı.+ 23 Ay şehrinin kralını+ sağ olarak ele geçirdiler ve Yeşu’ya getirdiler.
24 İsrailoğulları kendilerini kovalayan Ay halkını çölde, savaş meydanında kılıçtan geçirip öldürdüler. Ardından şehre dönüp orada kalmış olanları da kılıçtan geçirdiler. 25 O gün ölen tüm Ay halkının, erkek ve kadınların toplam sayısı on iki bindi. 26 Yeşu, Ay halkının tümü yok edilinceye+ kadar kargıyı tuttuğu elini geri çekmedi.+ 27 Yehova’nın Yeşu’ya verdiği emre uygun olarak o şehirden ganimet olarak sadece hayvanları ve malları aldılar.+
28 Yeşu, Ay şehrini yaktı ve devirler boyu kalacak bir taş yığını haline getirdi.+ Orası bugün hâlâ bir harabe halindedir. 29 Ayrıca Yeşu, Ay kralını+ bir ağaç üzerine asıp akşama kadar tuttu;+ güneş batmak üzereyken onun emriyle kralın cesedini ağaçtan indirip+ şehir kapısının girişine attılar. Onun üzerine koydukları taşlar bugün hâlâ bir yığın olarak durmaktadır.
30 O zaman Yeşu, İsrail’in Tanrısı Yehova için Ebal Dağında+ bir sunak+ yaptı. 31 Onu tıpkı Yehova’nın kulu Musa’nın İsrailoğullarına emrettiği gibi yaptı. Musa’nın kanun kitabında+ bundan, “Hiçbir demir aletin değmediği, yontulmamış taşlardan bir sunak”+ olarak söz edilir. Yehova’ya onun üzerinde yakılan sunular ve paylaşma kurbanları sundular.+
32 Sonra Yeşu orada, Musa’nın İsrailoğulları önünde yazdığı+ kanunun bir kopyasını taşlar üzerine yazdı.+ 33 İhtiyarlar,+ görevliler, hâkimler, yerli veya yabancı olsun+ bütün halk, tüm İsrailoğulları, Yehova’nın ahit sandığını taşıyan Levioğullarından+ kâhinlerin+ önünde, Sandığın iki tarafında durdu. Her şeyden önce, (Yehova’nın kulu Musa’nın emrettiği gibi)+ bereket+ dilemek için İsrail halkının bir yarısı Gerizim Dağı önünde,+ diğer yarısı Ebal Dağı önünde+ durdu. 34 Sonra Yeşu kanundaki bütün sözleri,+ nimetleri+ ve lanetleri,+ kanun kitabında yazılı olduğu gibi, yüksek sesle okudu.+ 35 Yeşu’nun, kadınlar,+ çocuklar+ ve halkın arasındaki yabancılar+ da dahil tüm İsrail cemaati önünde Musa’nın emirlerinden okumadığı hiçbir söz kalmadı.+
9 Ürdün Irmağının bu yakasındaki dağlık bölgede, Şefela’da, Büyük Deniz+ kıyısında, Lübnan’a+ kadar uzanan bölgedeki tüm krallar,+ Hitit,+ Amori, Kenan,+ Perizzi,+ Hivi ve Yebusi+ kralları bunu duydukları zaman 2 birlik olup Yeşu’yla ve İsrailoğullarıyla savaşmak için toplandılar.+
3 Bu arada Gibeon+ halkı da Yeşu’nun Eriha+ ve Ay+ şehirlerine neler yaptığını duymuştu. 4 Bu yüzden akıllıca+ davrandılar ve kendileri için azık hazırladılar, eşeklerine yıpranmış heybeler, eskimiş ve patlayıp onarılmış+ şarap tulumları yüklediler. 5 Ayaklarına yamalı çarıklar, üzerlerine yıpranmış giysiler giydiler. Yanlarına azık olarak kuru ve ufalanmış ekmekler aldılar. 6 Sonra Gilgal’deki+ ordugâha gidip Yeşu’ya ve İsrail adamlarına, “Biz çok uzak bir ülkeden geldik” dediler. “Şimdi bizimle bir antlaşma+ yapın.” 7 Bunun üzerine İsrail adamları Hivilere+ “Sizinle neden antlaşma yapalım?”+ dediler. “Belki de bu civarda oturuyorsunuz.” 8 Onlar da Yeşu’ya “Biz senin kullarınız”+ dediler.
Yeşu, “Peki siz kimlerdensiniz, nerelisiniz?” diye sordu. 9 Onlar da Yeşu’ya şöyle dedi: “Tanrın Yehova’nın adını+ duyan bu kulların çok uzak bir ülkeden+ geldi. O’nun şanını ve Mısır’da yaptığı her şeyi işittik.+ 10 Ürdün Irmağının ötesindeki Amorilerin iki kralına, Heşbon kralı Sihon’a+ ve Aştarot’taki+ Başan kralı Og’a+ neler yaptığını da duyduk. 11 Bu yüzden, ihtiyarlarımız ve memleketimizin halkı bize şöyle dedi:+ ‘Yolculuk için azık alın ve onları karşılamaya gidip “Biz sizin kullarınızız.+ Şimdi bizimle bir antlaşma yapın”+ deyin.’ 12 Buraya yanınıza gelmek üzere evden ayrılırken, azık olarak aldığımız bu ekmekler sıcaktı. Fakat bakın, şimdi hepsi kurudu ve ufalandı.+ 13 Şarap doldurduğumuz bu tulumlar yeniydi, ama bakın hepsi patladı.+ Ayrıca, yolculuğumuz çok uzun sürdüğünden kıyafetlerimiz ve çarıklarımız da yıprandı.”
14 Bunun üzerine İsrail adamları azığın bir kısmını incelemek için aldılar. Fakat bu konuda Yehova’ya danışmadılar.+ 15 Yeşu onlarla barış yaptı+ ve onları sağ bırakmak üzere bir antlaşma yaptı. Halkın beyleri+ de onlara yemin etti.+
16 Antlaşma yapıldıktan üç gün sonra, İsrailoğulları onların yakınlarda, kendi çevrelerinde oturduğunu öğrendiler. 17 Sonra İsrailoğulları bulundukları yerden ayrılıp, üçüncü günde onların şehirlerine, Gibeon,+ Kefira,+ Beerot+ ve Kiryat-yearim’e+ geldiler. 18 İsrailoğulları onlara saldırmadılar, çünkü halkın beyleri, İsrail’in Tanrısı Yehova’nın önünde+ yemin etmişti.+ Halk bu yüzden beylere karşı söylenmeye başladı.+ 19 Bunun üzerine tüm beyler halka şunları söylediler: “Biz onlara İsrail’in Tanrısı Yehova’nın önünde yemin ettik, şimdi onlara zarar veremeyiz.+ 20 Ettiğimiz yemin yüzünden onları sağ bırakmalıyız, yoksa Tanrı’nın gazabına uğrarız.+ Fakat şunu yapalım: 21 Beyler olarak söz verdiğimiz gibi+ onları sağ bırakalım, tüm halk için odun getirsinler ve su çeksinler.”+
22 Yeşu onları çağırıp şöyle dedi: “Bu kadar yakınımızda yaşadığınız halde+ neden ‘Biz çok uzaklarda yaşıyoruz’+ diyerek bizi aldattınız? 23 Artık siz lanetlisiniz.+ Tanrımın evi için her zaman odun getiren ve su çeken+ köleler+ olacaksınız.” 24 Onlar Yeşu’ya şöyle cevap verdiler: “Bu kulların duydu ki, Tanrın Yehova, kulu Musa’ya tüm memleketi size vermesini ve orada yaşayan herkesi yok etmesini emretmiş;+ biz de canlarımız tehlikede olduğu için sizden çok korktuk.+ Bu yüzden böyle bir şey yaptık.+ 25 İşte biz burada, senin elindeyiz. Gözünde iyi ve doğru olan neyse, bize öyle yap.”+ 26 O da onlara dedikleri gibi yaptı ve öldürülmesinler+ diye onları İsrailoğullarının elinden kurtardı. 27 Böylece Yeşu o gün onları, halk için ve Yehova’nın seçeceği yerdeki+ sunağı için odun getiren ve su çekenler+ olarak tayin etti.+ Bugün hâlâ bu görevi yaparlar.
10 Yeruşalim kralı Adoni-tsedek, Yeşu’nun Ay+ şehrini ele geçirip yerle bir ettiğini,+ Eriha’ya+ ve kralına+ ne yaptıysa Ay şehrine ve kralına+ da aynısını yaptığını, Gibeon halkının da İsrailoğullarıyla barış yapıp+ onların arasında yaşadıklarını öğrendi 2 ve çok korktu,+ çünkü Gibeon bir kraliyet şehri gibi çok büyük bir şehirdi. Aslında Ay+ şehrinden daha büyüktü ve tüm adamları güçlü yiğitlerdi. 3 Yeruşalim kralı+ Adoni-tsedek, Hebron kralı+ Hoham’a, Yarmut kralı+ Piram’a, Lakiş kralı+ Yafia’ya ve Eglon kralı+ Debir’e haber gönderdi. 4 “Gelip bana yardım edin de Gibeon’a saldıralım, çünkü Yeşu’yla ve İsrailoğullarıyla barış yaptılar”+ dedi. 5 Böylece, Yeruşalim kralı, Hebron kralı, Yarmut kralı, Lakiş kralı ve Eglon kralı bir araya gelip bir ordu oluşturdular; Amorilerin+ bu beş kralı, Gibeon’la savaşmak üzere şehrin karşısına ordugâh kurdular.
6 Bunun üzerine, Gibeon adamları Gilgal’de ordugâhta+ bulunan Yeşu’ya şu haberi gönderdiler: “Kullarından yardım elini esirgeme.+ Hemen yanımıza gelip bizi kurtar, bize yardım et. Çünkü dağlık bölgede yaşayan Amorilerin tüm kralları bize karşı birleştiler.” 7 Böylece Yeşu, savaşçıları ve tüm cesur yiğitleriyle+ birlikte+ Gilgal’den yola çıktı.
8 Sonra Yehova Yeşu’ya şöyle dedi: “Onlardan korkma,+ çünkü onları eline vereceğim.+ Hiçbiri sana karşı koyamayacak.”+ 9 Gilgal’den ayrılıp gece boyunca ilerleyen Yeşu, aniden onların karşısına çıktı. 10 Yehova, İsrailoğullarının önünde onları kargaşaya düşürdü.+ İsrailoğulları da Gibeon’da düşmanı kırıp geçirdi+ ve Beyt-horon’a çıkan yol boyunca, Azeka+ ve Makkeda’ya+ kadar onları kovalayıp öldürdüler. 11 Onlar, Beyt-horon’dan iniş yolunda İsrailoğullarından kaçarken, Azeka’ya kadar Yehova göklerden başlarına büyük dolu taneleri+ yağdırdı ve öldüler. Dolu taneleri yüzünden ölenlerin sayısı, İsrailoğullarının kılıçla öldürdüklerinden fazlaydı.
12 Yehova Amorileri İsrailoğullarının eline düşürdüğü gün, Yeşu Yehova’yla konuşup İsrailoğullarının gözleri önünde şunları dedi:
“Ey güneş,+ Gibeon+ üzerinde dur,
Ve ay, sen de Ayyalon Ovası+ üzerinde!”
13 Böylece, millet düşmanlarından öç alıncaya kadar+ güneş olduğu yerde durdu ve ay yerinde kaldı. Evet, bütün bunlar Yaşar kitabında+ da yazılıdır. Güneş göğün ortasında kaldı ve neredeyse bütün bir gün batmadı.+ 14 Yehova’nın bir insanın sözünü dinlediği+ böyle bir gün daha olmadı; ne daha önce, ne de daha sonra. O gün İsrailoğulları için savaşan Yehova’ydı.+
15 Sonra Yeşu ve tüm İsrailoğulları Gilgal’deki ordugâha+ geri döndüler.
16 Bu arada o beş kral kaçmış+ ve Makkeda’daki+ mağaraya saklanmışlardı. 17 Yeşu’ya, “Beş kral Makkeda’da gizlendikleri mağarada bulundu”+ diye haber getirdiler. 18 Bunun üzerine Yeşu şöyle dedi: “Mağaranın ağzına büyük kayalar yuvarlayın ve onların başında beklemek üzere adamlar görevlendirin. 19 Fakat siz durmayın! Düşmanlarınızın peşinden gidin ve geride kalanları vurun.+ Kendi şehirlerine girmelerine izin vermeyin, çünkü Tanrınız Yehova onları sizin elinize verdi.”+
20 Yeşu ve İsrailoğulları, onları büyük bir yenilgiye uğratarak hepsini öldürdüler.+ Ellerinden kurtulanlar ise kaçıp surlu şehirlere+ sığındı. 21 Sonra bütün halk Yeşu’nun yanına, Makkeda’daki ordugâha zaferle döndü. Artık hiç kimse İsrailoğullarına karşı tek bir söz söyleyemedi.+ 22 Yeşu “Mağaranın ağzını açın ve oradaki beş kralı bana getirin” dedi. 23 Onlar da Yeşu’nun söylediğini yaparak bu beş kralı, Yeruşalim kralını,+ Hebron kralını,+ Yarmut kralını, Lakiş kralını+ ve Eglon kralını+ mağaradan çıkarıp ona getirdiler. 24 Yeşu, krallar kendisine getirildikten sonra İsrail erlerini çağırdı ve kendisiyle birlikte giden savaşçıların komutanlarına “Buraya gelin” dedi. “Ayaklarınızı bu kralların boyunlarına koyun.”+ Onlar da öne çıkıp ayaklarını kralların boyunlarına koydular.+ 25 Yeşu sonra da “Korkmayın, dehşete kapılmayın.+ Cesur ve güçlü olun, çünkü Yehova savaştığınız tüm düşmanlarınıza böyle yapacak”+ dedi.
26 Sonra Yeşu beş kralı vurup öldürdü ve her birini bir ağaca astı. Akşama kadar ağaçta asılı kaldılar.+ 27 Günbatımı vaktinde Yeşu’nun emriyle onları asıldıkları ağaçlardan indirdiler+ ve daha önce saklandıkları mağaraya attılar. Ardından mağaranın ağzına büyük kayalar yerleştirdiler; o kayalar bugün hâlâ orada durmaktadır.
28 Yeşu o gün Makkeda’yı+ ele geçirdi; kralını ve oradaki her canı kılıçtan geçirip yok etti.+ Hiç kimseyi sağ bırakmadı. Eriha kralına yaptıklarını Makkeda kralına+ da yaptı.
29 Sonra Yeşu’yla birlikte tüm İsrailoğulları Makkeda’dan Libna’ya geçtiler ve Libna’yla savaştılar.+ 30 Yehova Libna’yı ve kralını da İsrailoğullarının eline verdi. Şehri yenilgiye uğratıp oradaki her canı kılıçtan geçirdiler. Kimseyi sağ bırakmadılar. Eriha kralına yaptıklarını+ Libna kralına da yaptılar.
31 Sonra Yeşu ve tüm İsrailoğulları Libna’dan Lakiş’e+ geçip, şehrin karşısında ordugâh kurdular ve onlarla savaştılar. 32 Yehova Lakiş’i İsrailoğullarının eline verdi, ikinci günde orayı ele geçirdiler. Libna’da yaptıkları gibi, Lakiş’i yenilgiye uğratıp oradaki her canı kılıçtan geçirdiler.+
33 O zaman Gezer kralı+ Horam, Lakiş’e yardıma gitti. Yeşu onu da, halkını da öldürdü ve onlardan kimseyi sağ bırakmadı.+
34 Sonra Yeşu ve tüm İsrailoğulları Lakiş’ten Eglon’a+ geçip şehrin karşısında ordugâh kurdular ve onlarla savaştılar. 35 O gün orayı aldılar ve halkını bozguna uğratıp kılıçtan geçirdiler. Lakiş’te yaptıkları gibi, oradaki her canı o gün yok ettiler.+
36 Sonra Yeşu ve tüm İsrailoğulları Eglon’dan Hebron’a+ çıktılar ve onlarla savaştılar. 37 Orayı aldılar ve kralını, tüm kentlerini, oradaki her canı kılıçtan geçirdiler. Yeşu, Eglon’da yaptıkları gibi orada da kimseyi sağ bırakmadı. Hebron’u yenilgiye uğratıp oradaki her canı yok etti.+
38 Yeşu ve tüm İsrailoğulları son olarak Debir’e+ geri döndü ve onlarla savaştı. 39 Orayı, kralını ve tüm kentlerini ele geçirdi ve hepsini kılıçla yok etti. Oradaki her canı yok ederek+ kimseyi sağ bırakmadı.+ Hebron’da yaptıklarını, Libna’ya ve kralına yaptıklarını,+ Debir’e ve kralına da yaptı.
40 Böylece Yeşu, İsrail’in Tanrısı Yehova’nın emrettiği gibi,+ tüm dağlık bölgeyi,+ Necef’i,+ Şefela’yı,+ yamaçları+ ele geçirdi ve o toprakların tüm krallarını bozguna uğrattı. Hiç kimseyi sağ bırakmadı, nefes alan herkesi+ yok etti.+ 41 Yeşu, Kadeş-barnea’dan,+ Gazze’ye,+ Goşen+ topraklarına ve Gibeon’a+ kadar olan tüm bölgeyi vurdu. 42 Yeşu tüm bu kralları ve ülkelerini bir seferde ele geçirdi,+ çünkü onlar için savaşan İsrail’in Tanrısı Yehova’ydı.+ 43 Yeşu ve tüm İsrailoğulları bundan sonra, Gilgal’deki ordugâha+ geri döndüler.
11 Hatsor kralı Yabin olanları duyunca, Madon kralı+ Yobab’a, Şimron kralına, Akşaf kralına;+ 2 dağlık kuzey bölgede, Kinneret’in*+ güneyinde kalan düzlüklerde, Şefela’da+ ve batıda Dor+ dağlık bölgesinde bulunan krallara; 3 doğu ve batıdaki Kenanlılara,+ dağlık bölgedeki Amorilere,+ Hititlere,+ Perizzilere,+ dağlık bölgedeki Yebusilere,+ Mitspa+ topraklarındaki Hermon+ Dağının eteklerinde yaşayan Hivilere+ haber gönderdi. 4 Böylece ordularıyla birlikte geldiler. Yanlarında, deniz kıyısındaki kum kadar çok insan,+ pek çok at+ ve savaş arabası vardı. 5 Sonra tüm bu krallar kararlaştırdıkları gibi, İsrail’le savaşmak üzere Merom suları dolaylarında buluştular ve orada ordugâh kurdular.+
6 Bunun üzerine Yehova Yeşu’ya, “Onlar gözünü korkutmasın”+ dedi. “Çünkü onları yarın bu vakitlerde İsrail’in eline vereceğim, hepsi ölecek. Onların atlarını topal edeceksin+ ve at arabalarını ateşe vereceksin.”+ 7 Böylece Yeşu ve tüm savaşçılar, Merom suları dolaylarında aniden onların karşısına çıkıp saldırıya geçtiler. 8 Yehova onları İsrailoğullarının eline verdi;+ kalabalık bir şehir olan Sayda’ya,+ Misrefot-maim’e,+ doğuda Mitspe Ovasına+ kadar onları takip edip öldürdüler. Kimseyi sağ bırakmadılar.+ 9 Yeşu Yehova’nın onlar hakkında söylediklerini tam olarak yaptı: Atlarını topal etti,+ savaş arabalarını ateşe verdi.+
10 Bundan sonra Yeşu döndü;+ Hatsor’u+ ele geçirdi ve kralını kılıçla öldürdü.+ Çünkü Hatsor daha önce tüm bu krallıkların başıydı. 11 Oradaki tüm canları kılıçtan geçirip yok ettiler.+ Geriye hiçbir canlı kalmadı+ ve Yeşu Hatsor’u ateşe verdi. 12 Yeşu tüm bu kralları ve onların şehirlerini ele geçirdi, hepsini kılıçla öldürdü.+ Yehova’nın kulu Musa’nın emrettiği gibi+ onları yok etti.+ 13 Yeşu’nun yaktığı Hatsor dışında, İsrailoğulları höyükler üzerine kurulu şehirleri yakıp yıkmadı. 14 İsrailoğulları tüm bu şehirlerin mallarını ve hayvanlarını yağmaladılar.+ İnsanları ise kılıçtan geçirip yok ettiler.+ Nefes alan kimse kalmadı.+ 15 Yehova kulu Musa’ya ne emrettiyse, Musa da Yeşu’ya onları emretti.+ Yeşu da bunlara uydu ve Yehova’nın Musa’ya verdiği emirlerin hepsini eksiksiz yerine getirdi.+
16 Yeşu tüm bu toprakları, dağlık bölgeyi, Necef’i,+ Goşen+ topraklarını, Şefela’yı,+ Araba’yı,+ İsrail’in dağlık bölgesini ve ovalarını;*+ 17 Seir’e+ bakan Halak Dağından,+ Hermon Dağı+ eteklerinde bulunan Lübnan Ovasındaki Baal-gad’a+ kadar olan bölgeyi aldı ve krallarını tutsak ederek kılıçtan geçirdi.+ 18 Yeşu bu krallarla uzun süre savaştı. 19 Gibeon’da+ oturan Hiviler+ dışında hiçbir şehrin sakinleri İsrailoğullarıyla barış yapmadı. Tüm şehirler savaşla ele geçirildi.+ 20 Yehova onların yüreklerinin inadını sürdürmesine izin verdi.+ Böylece İsrailoğullarına savaş açtılar ve hepsi yok edildi, onlara merhamet gösterilmedi.+ Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi tamamen yok edildiler.+
21 Yeşu aynı zamanda dağlık bölgede, Hebron’da, Debir’de, Anab’da,+ Yahuda ve İsrail’in tüm dağlık bölgelerinde+ yaşayan Anakları+ öldürdü. Onları ve oturdukları şehirleri yok etti.+ 22 İsrailoğullarının memleketinde, Gazze,+ Gat+ ve Aşdod+ dışında bir yerde Anaklardan kimse kalmadı.+ 23 Böylece Yeşu, Yehova’nın Musa’ya vaat ettiği gibi tüm memleketi ele geçirdi+ ve İsrailoğullarının mirası olarak tüm kabilelere paylaştırdı.+ Böylece savaşlar bitti, memleket huzura kavuştu.+
12 Ürdün Irmağının doğusunda,+ Arnon Vadisinden+ Hermon Dağına+ kadar ve gündoğusu yönünde bütün Araba+ bölgesinde, İsrailoğullarının yenip topraklarını ele geçirdiği krallar şunlardır: 2 Heşbon’da+ oturan Amorilerin kralı Sihon:+ onun yönetiminde olan bölge, Arnon Vadisinin+ kenarında yer alan Aroer’den,+ vadinin ortasından başlayıp Ammonoğullarının sınırı olan Yabbok Vadisine+ kadar uzanıyor, Gilead’ın yarısını içine alıyordu. 3 Araba+ bölgesinde, doğuda Kinneret Gölünden,+ yine doğuda Beyt-yeşimot+ doğrultusundaki Araba Gölüne (Tuz Gölü)+ ve güneyde Pisga+ yamaçlarına kadar uzanan bölge de onun yönetimindeydi.
4 Aştarot+ ve Edrei’de+ oturan, Refaoğullarının+ sonuncularından Başan kralı Og;+ 5 onun yönettiği bölge, Hermon Dağını,+ Saleka’yı, bütün Başan’ı+ kapsıyordu; Geşurilerin+ ve Maakatlıların+ sınırına kadar uzanıp Gilead bölgesinin yarısını ve Heşbon+ kralı Sihon’un+ yönetim bölgesine kadar olan bütün toprakları içine alıyordu.
6 Yehova’nın kulu Musa ve İsrailoğulları bu kralları yenmişti.+ Yehova’nın kulu Musa sonra bu bölgeyi Rubenoğullarına,+ Gadoğullarına+ ve Manasse kabilesinin yarısına+ vermişti.
7 Yeşu ve İsrailoğullarının Ürdün Irmağının batı tarafında Lübnan+ Ovasındaki Baal-gad’dan,+ Seir’e+ bakan Halak Dağına+ kadar uzanan bölgede yendiği krallar şunlardır: (Yeşu daha sonra bu bölgeyi İsrail kabilelerine mülk olarak paylaştırdı.+ 8 Bu bölge, Hititlerin, Amorilerin,+ Kenanlıların, Perizzilerin, Hivilerin ve Yebusilerin+ yaşadığı dağlık bölgeyi, Şefela’yı, Araba’yı, yamaçları, çölü ve Necef’i+ kapsıyordu.)
9 Eriha kralı,+ Beytel yakınındaki Ay şehrinin kralı,+
10 Yeruşalim kralı,+ Hebron kralı,+
11 Yarmut kralı,+ Lakiş kralı,+
12 Eglon kralı,+ Gezer kralı,+
13 Debir kralı,+ Geder kralı,
14 Horma kralı, Arad kralı,
15 Libna kralı,+ Adullam kralı,
16 Makkeda kralı,+ Beytel kralı,+
17 Tappuah kralı, Hefer kralı,+
18 Afek kralı, Laşşaron kralı,
19 Madon kralı,+ Hatsor kralı,+
20 Şimron-meron kralı, Akşaf kralı,+
21 Taanak kralı, Megiddo kralı,+
22 Kedeş kralı, Karmel’deki Yokneam+ kralı,
23 Dor dağlık bölgesinde yaşayan Dor kralı,+ Gilgal’deki Goyim kralı,
24 Tirtsa kralı.
Toplam otuz bir kral.+
13 Yeşu artık yaşça ilerlemiş, ihtiyarlamıştı.+ Yehova ona “Sen artık ihtiyarladın, yaşın ilerledi; ve memlekette mülk edinilmesi gereken daha çok toprak var”+ dedi. 2 “Ele geçirilmesi gereken topraklar+ şunlar: Filistîlerin+ ve Geşurilerin+ yaşadığı tüm bölgeler 3 (Nil’in Mısır’ın doğusunda kalan kolundan, kuzeydeki Ekron+ sınırına kadar olan bölge eskiden Kenanlılara+ ait sayılırdı); Gazze,+ Aşdod,+ Aşkelon,+ Gat+ ve Ekron’daki+ beş müttefik Filistî beyinin+ yönetimindeki bölge ve Avvalıların+ bölgesi. 4 Kenan topraklarının güney kesiminin tamamı; Saydalılara+ ait olan Meara, Afek’e ve Amorilerin sınırına kadar olan bölge; 5 Geballıların+ toprakları, Hermon Dağının eteklerindeki Baal-gad’dan+ Hamat+ girişine kadar doğudaki tüm Lübnan toprakları. 6 Lübnan’dan+ Misrefot-maim’e+ kadar uzanan dağlık bölgede yaşayan herkesi, tüm Saydalıları+ İsrailoğullarının önünden Ben kovacağım.+ Bu bölgeleri sana emrettiğim gibi İsrail’e miras olarak paylaştıracaksın.+ 7 Şimdi bu toprakları dokuz kabileye ve Manasse kabilesinin yarısına miras olarak paylaştır.”+
8 Kabilenin diğer yarısı ile birlikte Rubenoğulları ve Gadoğulları, Musa’nın kendilerine Ürdün Irmağının doğusunda verdiği miraslarını aldılar. Yehova’nın kulu Musa’nın onlara verdiği yerler+ şunlardı: 9 Arnon Vadisinin+ kenarında, vadinin orta kesiminde yer alan Aroer+ şehrinden Dibon’a+ kadar uzanan tüm Medeba Yaylası;+ 10 Amorilerin Heşbon’da hüküm süren kralı Sihon’un, Ammonoğulları sınırına kadar olan tüm şehirleri;+ 11 Gilead, Geşurilerin+ ve Maakatlıların yaşadığı bölgeler, Hermon Dağının+ tüm çevresi, Saleka’ya+ kadar olan tüm Başan+ toprakları; 12 Başan’da Og’un+ (Refaoğullarından+ son kalan oydu) hüküm sürdüğü Aştarot’tan Edrei’ye+ kadar olan tüm kraliyet toprakları; Musa onları bozguna uğratmış ve topraklarından kovmuştu.+ 13 İsrailoğulları Geşurileri+ ve Maakatlıları yerlerinden kovmadı,+ onlar bugün hâlâ İsrail’de yaşıyor.
14 Musa sadece Levi kabilesine miras olarak pay vermedi.+ Onların payı+ Tanrı’nın kendilerine vaat etmiş olduğu gibi,+ halkın, İsrail’in Tanrısı Yehova için yakacağı sunular+ olacaktı.
15 Ve Musa, Ruben kabilesinin ailelerine miras olarak paylarını verdi. 16 Şu bölgeler onların oldu: Arnon Vadisinin kenarında, vadinin orta kesiminde yer alan Aroer+ şehrinden, Medeba çevresindeki tüm yaylaya+ kadar; 17 Heşbon+ ve yayladaki tüm kentleri,+ Dibon,+ Bamot-baal+ ve Beyt-baal-meon;+ 18 Yahats,+ Kedemot,+ Mefaat,+ 19 Kiryataim,+ Sibma,+ ovadaki dağda yer alan Tseret-şahar; 20 Beyt-peor, Pisga+ yamaçları, Beyt-yeşimot,+ 21 yayladaki tüm şehirler,+ Heşbon’da+ hüküm süren Amorilerin kralı Sihon’un tüm kraliyet toprakları. Musa onunla birlikte, memlekette oturan Sihon’un soylu beylerini, Midyan, Evi, Rekem, Tsur, Hur ve Reba+ beylerini bozguna uğratmıştı.+ 22 İsrailoğullarının kılıçtan geçirdiği adamlar arasında Beor oğlu falcı+ Balam+ da vardı. 23 Rubenoğullarının sınırı Ürdün Irmağıydı. Rubenoğulları+ kabilesindeki ailelere yerleşimleriyle birlikte miras olarak verilen şehirler bu bölgedeydi.
24 Musa Gad kabilesinin ailelerine de miras olarak paylarını verdi.+ 25 Şu bölgeler Gadoğullarının oldu: Yazer,+ Gilead’daki tüm şehirler,+ Rabba+ önlerindeki Aroer’e+ kadar Ammonoğulları+ topraklarının yarısı; 26 Heşbon’dan+ Ramat-mitspe’ye ve Betonim’e, Mahanaim’den+ Debir+ sınırına kadar olan bölge; 27 ovada yer alan Beyt-haram,+ Beyt-nimra,+ Sukkot,+ Tsafon, Heşbon+ kralı Sihon’un kraliyet topraklarının geri kalanı, Ürdün Irmağı sınır olacak şekilde Kinneret Gölüne+ kadar ırmağın doğu kıyılarında kalan bölge. 28 Gadoğullarının+ ailelerine yerleşimleriyle birlikte mülk olarak verilen şehirler buradaydı.
29 Musa Manasse kabilesinin yarısını oluşturan ailelere de miras olarak paylarını verdi.+ 30 Şu bölgeler onların oldu: Mahanaim’den+ başlayarak tüm Başan, Başan kralı Og’un+ hâkimiyetindeki tüm kraliyet toprakları ve Başan’da yer alan Yair’in+ tüm obaları dahil olmak üzere toplam altmış kent. 31 Başan’da Og’un kraliyet şehirleri olan Gilead topraklarının yarısı, Aştarot+ ve Edrei,+ Manasse’nin oğlu Makir’in soyunun+ oldu; bu bölgeler, aileler arasında paylaştırılmak üzere Makiroğullarının yarısına verildi.
32 Moab düzlüklerinde, Ürdün Irmağının doğusunda Eriha karşısında, Musa’nın onlara miras olarak verdiği yerler bunlardı.+
33 Musa, Levi kabilesine miras olarak bir pay vermedi.+ Onların mirası İsrail’in Tanrısı Yehova’ydı; bunu O vaat etmişti.+
14 İsrailoğullarının, Kenan+ topraklarında miras olarak aldığı yerler bunlardı. Kâhin Eleazar, Nun oğlu Yeşu ve İsrailoğullarının aşiret reisleri bu toprakları onlar arasında paylaştırdı.+ 2 Yehova’nın Musa aracılığıyla emrettiği gibi, dokuz kabile ve bir kabilenin yarısı+ için paylaştırma işi kurayla yapıldı.+ 3 Musa iki kabileye ve bir kabilenin yarısına miras olarak Ürdün Irmağının öte tarafında mülk vermişti.+ Levioğullarına miras olarak mülk vermedi.+ 4 Yusuf’un oğulları Manasse+ ve Efraim+ iki ayrı kabile+ oluşturdu ve memlekette Levioğullarına, oturmaları için şehirler,+ mallarıyla sürüleri için de otlaklar dışında bir pay verilmedi.+ 5 İsrailoğulları, Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi memleketi paylaştırdılar.
6 Yahudaoğulları Gilgal’de+ Yeşu’nun yanına geldiler ve Kenizzi+ Yefunne oğlu Kaleb,+ Yeşu’ya şöyle dedi: “Yehova’nın, Tanrı* adamı+ Musa’ya Kadeş-barnea’da+ benimle ve seninle ilgili söylediklerini+ sen de biliyorsun. 7 Yehova’nın kulu Musa beni Kadeş-barnea’dan bu toprakları keşfe+ gönderdiğinde kırk yaşındaydım; gördüklerimi ona açık yüreklilikle anlatmıştım.+ 8 Benimle birlikte gelen kardeşlerim yüzünden halkın yüreği yerinden oynadı.+ Fakat ben tüm yürekle Tanrım Yehova’nın yolundan gittim.+ 9 Ve Musa o gün yemin edip, ‘Ayak bastığın topraklar+ devirler boyu senin ve soyunun mirası olacak, çünkü sen Tanrım Yehova’nın yolundan asla ayrılmadın’+ demişti. 10 İşte, Yehova söz verdiği gibi+ beni yaşattı.+ Yehova bu vaadi Musa’ya kırk beş yıl önce, İsrailoğulları çölde+ giderken verdi ve ben bugün seksen beş yaşındayım. 11 Yine de bugün Musa’nın beni gönderdiği günkü kadar güçlüyüm.+ O gün güçlü olduğum gibi bugün de savaşabilecek güçteyim; gücüm kuvvetim sefere çıkmaya da dönmeye de yeter.+ 12 Şimdi, Yehova’nın o zaman vaat ettiği gibi bu dağlık bölgeyi bana ver.+ Orada Anakların+ yaşadığını ve büyük surlu şehirleri olduğunu+ o gün sen de duymuştun. Yehova yine benimle birlikte olacak+ ve Yehova’nın vaat ettiği gibi onları oradan kesinlikle kovacağım.”+
13 Bunun üzerine Yeşu, Yefunne oğlu Kaleb için hayırdua edip Hebron’u ona mülk olarak verdi.+ 14 Kenizzi Yefunne oğlu Kaleb, bütün yürekle İsrail’in Tanrısı Yehova’nın yolundan gittiği için Hebron bugüne kadar onun mülkü oldu.+ 15 Hebron’un önceki adı Kiryat-arba’ydı+ (Arba,+ Anaklar arasında en güçlü adamdı). Böylece savaşlar bitti, memleket huzura kavuştu.+
15 Yahudaoğulları kabilesinin ailelerine kurada+ çıkan bölge şuydu: Edom+ sınırına kadar olan topraklar, Tsin Çölü+ ve güney sınırına kadar Necef.+ 2 Güney sınırları Tuz Gölünün+ güney ucundaki körfezden başlıyordu; 3 güneye doğru Akrabbim+ yokuşuna inip Tsin Çölünü+ geçiyor, güneyde Kadeş-barnea’dan+ Hetsron ve Addar’a çıkıp Karka’nın çevresini dolanıyordu. 4 Sınır oradan Atsmon’a,+ sonra Mısır Vadisine+ uzanıyor ve denizde bitiyordu. Güney sınırları buydu.
5 Doğu sınırı Ürdün Irmağının döküldüğü yere kadar Tuz Gölünü kapsıyordu. Kuzey sınırı ise, Ürdün Irmağının döküldüğü yerde+ körfezden başlıyordu. 6 Sınır Beyt-hogla’ya+ çıkıyor, oradan Beyt-araba’nın+ kuzeyinden geçip Ruben oğlu Bohan’ın+ taşına kadar gidiyordu. 7 Sınır, Akor Ovasındaki+ Debir’e doğru çıkıp kuzeyde, vadinin güneyinde kalan Adummim yokuşuna bakan Gilgal’e+ dönüyordu. Oradan En-şemeş+ sularını geçip En-rogel’e+ kadar uzanıyordu. 8 Sonra, Yebusilerin+ şehri Yeruşalim’in+ güney yamacına bakan Hinnomoğlu Vadisine+ doğru çıkıp, kuzeyde Refaim Ovasında+ Hinnom Vadisinin batısına bakan dağın doruklarına kadar devam ediyordu. 9 Sınır, oradan Neftoah sularının kaynağına,+ Efron Dağındaki şehirlere; oradan da Baala’ya,+ yani Kiryat-yearim’e+ kadar uzanıyordu. 10 Sonra Baala’nın çevresini dolanıp batıda Seir Dağına, oradan da kuzeyde Yearim Dağının yamaçlarına, yani Kesalon’a uzanıyor; oradan Beyt-şemeş’e+ inip Timna’ya+ devam ediyordu. 11 Sınır kuzeyde Ekron+ yamaçlarına ve Şikkeron’a kadar uzanıp Baala Dağına ulaşıyor ve Yabneel’e varıyordu. Sınır denizde sona eriyordu.
12 Batı sınırını Büyük Deniz*+ kıyıları oluşturuyordu. Yahudaoğulları ailelerine verilen bölgenin tüm sınırları bunlardı.
13 Yeşu, Yehova’nın emri üzerine, Yefunne oğlu Kaleb’e+ pay olarak Yahudaoğullarının yaşadığı bölgedeki Kiryat-arba’yı (Arba, Anakların atasıydı), yani Hebron’u+ verdi. 14 Böylece Kaleb, üç Anakoğlunu,+ Şeşay,+ Ahiman ve Talmay’ı+ oradan kovdu. Bunlar Anak soyundandı.+ 15 Oradan da Debir+ halkı üzerine yürümek için harekete geçti. (Debir’in daha önceki adı Kiryat-sefer’di.)+ 16 Kaleb şöyle dedi: “Kim Kiryat-sefer’e saldırıp orayı ele geçirirse, kızım Aksa’yı+ ona eş olarak vereceğim.” 17 Bunun üzerine, Kaleb’in kardeşi Kenaz’ın+ oğlu Otniel+ orayı ele geçirdi. Kaleb de kızı Aksa’yı+ ona eş olarak verdi. 18 Kız eve giderken babasından tarla istesin diye kocasına baskı yaptı. Sonra eşeğin üzerindeyken el çırptı. Kaleb de kızına “Ne istiyorsun?”+ diye sordu. 19 Kız “Bana bir armağan ver” dedi. “Bana güneyde bir yer vermiştin. Gullot-maim’i* de ver.” Böylece babası ona Yukarı Gullot’u ve Aşağı Gullot’u verdi.+
20 Yahudaoğulları+ kabilesinin ailelerine göre aldıkları miras buydu.+
21 Güneyde Edom sınırına+ doğru Yahudaoğulları kabilesine ait olan şehirler şunlardı: Kabtseel,+ Eder, Yagur, 22 Kina, Dimona, Adada, 23 Kedeş, Hatsor, İtnan, 24 Zif, Telem,+ Bealot, 25 Hatsor-hadatta, Keriyot-hetsron (Hatsor), 26 Amam, Şema, Molada,+ 27 Hatsar-gadda, Heşmon, Beyt-pelet,+ 28 Hatsar-şual,+ Beer-şeba,+ Biziotya, 29 Baala,+ İyim, Etsem,+ 30 Eltolad, Kesil, Horma,+ 31 Tsiklag,+ Madmanna, Sansanna, 32 Lebaot, Şilhim, Ain+ ve Rimmon.+ Toplam yirmi dokuz şehir ve yerleşimleri.
33 Şefela’daki+ şehirler şunlardı: Eştaol,+ Tsora,+ Aşna, 34 Zanoah,+ En-gannim, Tappuah, Enam, 35 Yarmut,+ Adullam,+ Soko,+ Azeka,+ 36 Şaarayim,+ Aditaim, Gedera ve Gederotaim; on dört şehir ve yerleşimleri.
37 Tsenan, Hadaşa, Migdal-gad, 38 Dilean, Mitspe, Yokteel, 39 Lakiş,+ Botskat,+ Eglon,+ 40 Kabbon, Lahmam, Kitliş, 41 Gederot, Beyt-dagon, Naama ve Makkeda;+ on altı şehir ve yerleşimleri.
42 Libna,+ Eter,+ Aşan, 43 İfta, Aşna, Netsib, 44 Keila,+ Akzib+ ve Mareşah;+ dokuz şehir ve yerleşimleri.
45 Ekron’la+ birlikte çevre kentleri* ve yerleşimleri. 46 Ekron’dan batıya doğru Aşdod ve tüm yerleşimleri.
47 Güneyde Mısır Vadisine doğru ve Büyük Deniz kıyısında, Aşdod’la+ birlikte çevre kentleri ve yerleşimleri; Gazze’yle+ birlikte çevre kentleri ve yerleşimleri.+
48 Dağlık bölgede, Şamir, Yattir,+ Soko, 49 Danna, Kiryat-sanna (Debir), 50 Anab, Eştemo,+ Anim, 51 Goşen,+ Holon ve Gilo;+ on bir şehir ve yerleşimleri.
52 Arab, Duma, Eşan, 53 Yanim, Beyt-tappuah, Afeka, 54 Humta, Kiryat-arba (Hebron)+ ve Tsior; dokuz şehir ve yerleşimleri.
55 Maon,+ Karmel, Zif,+ Yutta, 56 Yizreel, Yokdeam, Zanoah, 57 Kain, Gibea ve Timna;+ on şehir ve yerleşimleri.
58 Halhul, Beyt-sur, Gedor, 59 Maarat, Beyt-anot ve Eltekon; altı şehir ve yerleşimleri.
60 Kiryat-baal+ (Kiryat-yearim)+ ve Rabba; iki şehir ve yerleşimleri.
61 Çölde Beyt-araba,+ Middin, Sekaka, 62 Nibşan, Tuz Şehri ve En-gedi;+ altı şehir ve yerleşimleri.
63 Yeruşalim’de+ oturan Yebusilere+ gelince, Yahudaoğulları onları kovamadı.+ Yebusiler bugün hâlâ Yeruşalim’de Yahudaoğullarıyla birlikte yaşıyor.
16 Kura+ sonucu Yusufoğullarına+ çıkan bölgenin sınırı, Eriha yakınlarında Ürdün Irmağından+ başlayıp Eriha’nın doğusundaki sular boyunca ilerliyor, Eriha’dan yukarı çıkarak çöle, dağlık Beytel+ bölgesine gidiyordu. 2 Luz+ yakınındaki Beytel’den geçerek Arklıların+ sınırına, Atarot’a uzanıyordu, 3 oradan batıya doğru inerek Yafletilerin sınırından geçip Aşağı Beyt-horon+ ve Gezer+ sınırına kadar gidiyordu. Sınır denizde son buluyordu.+
4 Yusufoğulları+ Manasse ve Efraim+ bu bölgeyi mülk edindiler.+ 5 Efraimoğulları ailelerinin miras olarak aldıkları bölgenin doğu sınırı, Atarot-addar’dan+ Yukarı Beyt-horon’a+ kadar çıkıyor, 6 denize kadar ulaşıyordu. Kuzey sınırı Mikmetat’tan+ başlayıp doğuda Taanat-şilo’dan geçerek Yanoah’a doğru devam ediyordu. 7 Yanoah’tan Atarot’a ve Naara’ya kadar giden sınır Eriha’ya+ ulaşıp Ürdün Irmağına varıyordu. 8 Tappuah’tan,+ batıdaki Kana Vadisine+ ilerliyor ve denizde son buluyordu.+ Efraimoğulları ailelerinin miras olarak aldıkları pay buydu. 9 Efraimoğullarına ayrılmış bazı şehirler,+ Manasseoğullarının miras olarak aldıkları şehirlerin ve yerleşimlerin arasında yer alıyordu.
10 Efraimoğulları, Gezer’de+ oturan Kenanlıları+ kovmadılar; oradaki Kenanlılar hâlâ onlarla birlikte yaşıyor+ ve onlara köle olarak hizmet ediyorlar.+
17 Ve Yusuf’un ilk doğan oğlu+ Manasse’nin+ kabilesi için kura çekildi.+ Manasse’nin ilk oğlu ve Gilead’ın+ atası olan Makir’e+ Gilead+ ve Başan verildi, çünkü o yiğit bir savaşçıydı.+ 2 Manasse’nin geri kalan oğulları için de ailelerine göre kura çekildi: Abiezeroğulları,+ Helekoğulları,+ Asrieloğulları, Şekemoğulları,+ Heferoğulları ve Şemidaoğulları.+ Bunlar Yusuf’un oğlu Manasse’nin oğulları ve onların aileleriydi. 3 Manasse oğlu Makir oğlu Gilead oğlu Hefer oğlu Tselofhad’ın+ oğulları yoktu, kızları vardı. Kızlarının isimleri de Mahla, Noa, Hogla, Milka ve Tirtsa’ydı.+ 4 Onlar kâhin Eleazar,+ Nun oğlu Yeşu ve beylerin karşısına çıkarak, “Yehova Musa’ya, kardeşlerimizin arasında bize de miras olarak bir pay vermesini emretti”+ dediler. Böylece, Yehova’nın emrine uygun olarak onlara babalarının kardeşleri arasında pay verildi.+
5 Manasse’ye, Ürdün Irmağının öte tarafındaki Gilead ve Başan toprakları dışında on pay düştü.+ 6 Çünkü Manasse’nin oğullarıyla birlikte kızları da mirastan pay aldılar. Gilead toprakları da Manasse’nin geri kalan oğullarının mülkü oldu.
7 Manasse’nin sınırı Aşer’den Şekem’e+ bakan Mikmetat’a+ uzanıyor, oradan En-tappuahlıların yaşadığı bölgeye doğru ilerliyordu. 8 Tappuah+ toprakları Manasse’nin oldu, fakat Manasse sınırındaki Tappuah şehri Efraimoğullarına aitti. 9 Sınır, Kana Vadisine doğru iniyor, güneyde Manasse topraklarında yer alan Efraim şehirlerinin+ bulunduğu vadiye doğru devam ediyordu. Manasse’nin sınırı vadinin kuzeyindeydi ve denizde son buluyordu.+ 10 Efraim güneyde, Manasse kuzeyde yer alıyor ve sınır denizde son buluyordu.+ Kuzeyinde Aşer, doğusunda İssakar yer alıyordu.
11 İssakar ve Aşer topraklarındaki Beyt-şean+ ve çevre kentleri, İbleam+ ve çevre kentleri, Dor+ halkı ve çevre kentleri, En-dor+ halkı ve çevre kentleri, Taanak+ halkı ve çevre kentleri, Megiddo+ halkı ve çevre kentleri, tepelik üç bölge Manasse’ye aitti.+
12 Manasseoğulları bu şehirleri mülk edinemediler.+ Kenanlılar bu topraklarda yaşamaya ısrarla devam ettiler.+ 13 İsrailoğulları güçlü oldukları zaman+ Kenanlıları köle olarak çalıştırdılar,+ onları tamamen kovmadılar.+
14 Yusufoğulları Yeşu’ya gelip şöyle dediler: “Yehova bizi şimdiye kadar bereketli kıldı ve kalabalık bir halk olduk;+ buna rağmen neden bize miras olarak tek kurayla+ tek pay veriyorsun?” 15 Bunun üzerine Yeşu, “Mademki kalabalık bir halksınız ve Efraim’in dağlık bölgesi+ size dar geliyor, ormanlık bölgeye gidin” dedi. “Perizzilerin+ ve Refaoğullarının+ topraklarındaki ağaçları kesip kendinize yer açın.” 16 Yusufoğulları buna karşılık “Dağlık bölge bize yetmiyor” dediler. “Ayrıca hem Beyt-şean+ ve çevre kentlerinde yaşayanların, hem de Yizreel Ovasındakilerin,+ ovada yaşayan tüm Kenanlıların demir tırpanlı savaş arabaları+ var.” 17 Yeşu da Yusufoğullarına, Efraim ve Manasse’ye şöyle dedi: “Siz çok kalabalık ve güçlü bir halksınız.+ Sadece tek pay almamalısınız.+ 18 Dolayısıyla, dağlık bölge de sizin olacak.+ Orası ormanlık olduğu için ağaçları keseceksiniz ve sınırınız orada bitecek. Demir tırpanlı savaş arabalarına sahip güçlü bir halk olsalar da+ Kenanlıları oradan kovacaksınız.”
18 Daha sonra tüm İsrailoğulları Şilo’da+ toplandı ve Toplanma Çadırını oraya kurdular;+ çünkü artık o toprakları ele geçirmişlerdi.+ 2 Fakat İsrailoğulları arasında payına düşen mirası henüz almamış olanlar vardı; bunlar toplam yedi kabileydi. 3 Yeşu İsrailoğullarına, “Atalarınızın Tanrısı Yehova’nın size verdiği toprakları mülk edinmekte+ daha ne kadar ihmalkâr davranacaksınız?”+ dedi. 4 “Kendinize her kabileden üç adam seçin de onları göndereyim. Kalkıp o topraklara gitsinler, miraslarını belirleyip kayda geçirsinler ve yanıma dönsünler.+ 5 Bölgeyi kendi aralarında yediye bölsünler.+ Yahuda güneyde+ kendi bölgesinde, Yusuf’un soyu da kuzeyde+ kendi bölgesinde kalacak. 6 Size gelince, o toprakları yedi bölge olarak belirleyip kayıtlara geçirecek ve kayıtları bana getireceksiniz. Buna göre Tanrımız Yehova’nın önünde sizin için kura+ çekeceğim. 7 Levioğullarının sizin aranızda bir payı olmayacak,+ çünkü onların payı Yehova’nın kâhinliğidir.+ Gad, Ruben+ ve Manasse kabilesinin yarısı,+ Ürdün Irmağının doğu yakasındaki bölgede Yehova’nın kulu Musa’nın kendilerine verdiği payları aldılar.”+
8 Böylece adamlar gitmek üzere hazırlandılar ve Yeşu toprakları bölgelere ayırıp kaydedecek olan adamlara şu emri verdi:+ “Gidin, o topraklarda dolaşarak bölgeleri belirleyin ve yanıma dönün. O zaman burada, Şilo’da+ Yehova’nın önünde sizin için kura çekeceğim.”+ 9 Bunun üzerine adamlar gidip o topraklarda dolaştılar; orayı yedi bölgeye ayırıp şehir şehir kayda geçirdiler.+ Sonra Şilo’daki konaklama yerinde bulunan Yeşu’nun yanına geldiler. 10 Ve Yeşu onlar için Şilo’da, Yehova’nın önünde kura çekti.+ Böylece Yeşu o toprakları İsrailoğullarına paylaştırdı.+
11 Benyaminoğulları+ kabilesi için ailelerine göre kura+ çekildi ve kurada onların payına, Yahudaoğullarıyla+ Yusufoğullarının+ toprakları arasında kalan bölge düştü. 12 Onların kuzey sınırı Ürdün Irmağından başlıyor, kuzeyde Eriha+ yamaçlarına doğru devam edip batıdaki dağlık bölgeye çıkıyor ve Beyt-aven Çölünde+ sona eriyordu. 13 Sınır oradan Luz’a+ devam ediyor, Luz’un, yani Beytel’in+ güney yamaçlarına ulaşıyordu. Oradan Atarot-addar’a+ inip Aşağı Beyt-horon’un+ güneyindeki dağa varıyordu. 14 Sınır batıdan güneye doğru, güneyde Beyt-horon’a bakan dağın etrafından dolanıp, Yahudaoğullarının şehri Kiryat-baal’de (Kiryat-yearim’de)+ son buluyordu. Bölgenin batı sınırı böyleydi.
15 Güney sınırı Kiryat-yearim’den başlıyor, batıya doğru devam ediyordu. Oradan Neftoah sularının kaynağına+ ilerliyordu. 16 Sınır, Refaim Ovasının+ kuzeyindeki, Hinnomoğlu Vadisine+ bakan dağın eteklerine kadar iniyor, oradan Hinnom Vadisine, Yebusi şehrinin+ güney yamaçlarına ve En-rogel’e+ kadar devam ediyordu. 17 Sınır kuzeyde En-şemeş’e, oradan da Adummim yokuşuna+ bakan Gelilot’a doğru devam ediyor, Ruben oğlu Bohan’ın+ taşına+ kadar uzanıyordu. 18 Araba bölgesinin kuzey yamacından geçip, bölgenin iç kısımlarına iniyordu. 19 Sınır, Beyt-hogla’nın+ kuzey yamacından geçip, Ürdün Irmağının güney ağzında yer alan Tuz Gölünün+ kuzeyindeki körfezde son buluyordu. Güney sınırı böyleydi. 20 Doğu sınırını Ürdün Irmağı çiziyordu. Benyaminoğullarının ailelerine göre aldıkları mirasın tüm sınırları buydu.
21 Benyaminoğulları kabilesine ailelere göre verilen şehirler şunlardı: Eriha,+ Beyt-hogla, Emek-ketsits, 22 Beyt-araba,+ Tsemaraim, Beytel,+ 23 Avvim, Para, Ofra,+ 24 Kefar-ammoni, Ofni ve Geba;+ on iki şehir ve yerleşimleri.
25 Gibeon,+ Rama, Beerot, 26 Mitspe,+ Kefira,+ Motsah, 27 Rekem, İrpeel, Tarala, 28 Tsela,+ Ha-elef, Yebusi şehri (Yeruşalim),+ Gibea+ ve Kiryat; on dört şehir ve yerleşimleri.
Benyaminoğullarının ailelerine göre mirası buydu.+
19 Sonra ikinci kura+ Şimeon için çekildi. Şimeonoğulları+ kabilesinin ailelerine göre aldıkları miras, Yahudaoğullarının miras olarak aldığı toprakların içindeydi.+ 2 Onların miras olarak aldıkları şehirler şunlardı: Şeba’yla birlikte Beer-şeba,+ Molada,+ 3 Hatsar-şual,+ Bala, Etsem,+ 4 Eltolad,+ Betul, Horma, 5 Tsiklag,+ Beyt-markabot, Hatsar-susa,+ 6 Beyt-lebaot+ ve Şaruhen; on üç şehir ve yerleşimleri. 7 Ain,+ Rimmon,+ Eter ve Aşan;+ yerleşimleriyle birlikte dört şehir. 8 Baalat-beer+ ve güneyde Rama’ya+ kadar tüm bu şehirler ve çevrelerindeki yerleşimler. Şimeonoğulları kabilesinin ailelerine göre aldığı miras buydu. 9 Yahudaoğullarının aldığı pay onlar için çok geniş olduğundan, Şimeonoğullarının mirası Yahudaoğullarının payından verildi.+ Böylece Şimeonoğullarının mülk edindiği yerler onların mirasının içinde yer aldı.+
10 Sonra üçüncü kura+ ailelerine göre Zebulunoğulları+ için çekildi. Onların sınırı Sarid’e kadar uzanıyordu. 11 Batıya doğru çıkan sınır Mareal’e ve Dabbeşet’e gidiyor, oradan Yokneam’a+ bakan vadiye ulaşıyordu. 12 Yine Sarid’den doğuya, gündoğusuna doğru Kislot-tabor sınırına varıp, oradan Daberat’a+ ve Yafia’ya çıkıyordu. 13 Oradan, gündoğusuna Gat-hefer+ ve Et-katsin’e doğru devam ediyor, Rimmon’a ve Neah’a uzanıyordu. 14 Sınır oradan dolanıp kuzeyde Hannaton’a yöneliyor ve İftah-el Vadisinde son buluyordu. 15 Diğer şehirler ise Kattat, Nahalal, Şimron,+ İdala ve Beytlehem’di;+ on iki şehir ve yerleşimleri. 16 Zebulunoğullarının ailelerine göre+ aldıkları miras buydu.+ Onlara verilen şehirler ve yerleşimleri bunlardı.
17 Dördüncü kura İssakar+ için, ailelerine göre İssakaroğulları için çekildi. 18 Onların sınırlarındaki şehirler şunlardı: Yizreel,+ Kesullot, Şunem,+ 19 Hafaraim, Şion, Anaharat, 20 Rabbit, Kişion, Ebets, 21 Remet, En-gannim,+ En-hadda, Beyt-patsets. 22 Sınır Tabor’a,+ Şahatsuma’ya ve Beyt-şemeş’e ulaşıyor, Ürdün Irmağında son buluyordu. Toplam on altı şehir ve yerleşimleri onlarındı. 23 İssakaroğulları kabilesinin ailelerine+ göre miras olarak aldıkları şehirler ve yerleşimleri bunlardı.
24 Beşinci kura,+ ailelerine göre Aşeroğulları+ kabilesi için çekildi. 25 Onların sınırlarındaki şehirler şunlardı: Helkat,+ Hali, Beten, Akşaf,+ 26 Allammelek, Amad ve Mişal.+ Sınır, batıda Karmel’e+ ve Şihor-libnat’a kadar uzanıyordu. 27 Oradan doğuya, Beyt-dagon’a doğru dönüp Zebulun’a,+ kuzeyde İftah-el Vadisine, Beyt-emek’e ve Neiel’e ulaşıyor, Kabul’un solundan 28 Ebron’a, Rehob’a, Hammon’a, Kana’ya ve kalabalık Sayda+ şehrine kadar devam ediyordu. 29 Sınır Rama’ya doğru dönüyor, surlarla çevrili Sur+ şehrine kadar gidiyordu. Oradan Hosa’ya dönen sınır Akzib+ bölgesindeki denizde son buluyordu. 30 Diğer şehirler ise Umma, Afek+ ve Rehob’du;+ toplam yirmi iki şehir ve yerleşimleri. 31 Aşeroğulları kabilesinin ailelerine göre+ mirası buydu. Onlara verilen şehirler ve yerleşimleri bunlardı.
32 Altıncı kura,+ ailelerine göre Naftalioğulları+ için çekildi. 33 Onların sınırları Helef’ten başlıyor, Tsaanannim’deki+ büyük ağaçtan, Adami-nekeb’e, Yabneel’e ve Lakkum’a kadar devam ediyor, Ürdün Irmağında son buluyordu. 34 Sınır batıda Aznot-tabor’a dönüyor, oradan Hukkok’a ulaşıp güneyde Zebulun+ sınırına varıyordu. Batıda Aşer’e+ kadar, doğuda ise Ürdün Irmağı dolaylarındaki Yahuda*+ toprağına kadar uzanıyordu. 35 Surlu şehirlerin isimleri şöyleydi: Tsiddim, Tser, Hammat,+ Rakkat, Kinneret,+ 36 Adama, Rama, Hatsor,+ 37 Kedeş,+ Edrei, En-hatsor, 38 İron, Migdal-el, Horem, Beyt-anat ve Beyt-şemeş;+ on dokuz şehir ve yerleşimleri. 39 Naftalioğulları kabilesinin ailelerine göre+ miras+ olarak aldıkları şehirler ve yerleşimleri bunlardı.
40 Yedinci kura,+ ailelerine göre Danoğulları+ kabilesi için çekildi. 41 Onlara düşen mirasın sınırlarındaki şehirler şunlardı: Tsora,+ Eştaol, İr-şemeş, 42 Şaalabbin,+ Ayyalon,+ İtla, 43 Elon, Timna,+ Ekron,+ 44 Elteke, Gibbeton,+ Baalat,+ 45 Yehud, Bene-berak, Gat-rimmon,+ 46 Me-yarkon ve Rakkon. Sınır Yafa+ önlerine kadar uzanıyordu. 47 Danoğullarına verilen bölge onlar için çok dardı.+ Bu yüzden Danoğulları Leşem’e+ gidip savaştılar ve orayı alıp halkını kılıçtan geçirdiler. Orayı mülk edindiler, orada yaşamaya başladılar ve ataları Dan’ın ismine göre Leşem’e Dan adını verdiler.+ 48 Danoğulları kabilesinin ailelerine göre mirası buydu. Onlara verilen şehirler ve yerleşimleri bunlardı.
49 Böylece memleketi bölgelere ayırıp mülk edinme işini bitirdiler. Daha sonra İsrailoğulları Nun oğlu Yeşu’ya kendi topraklarında bir miras verdiler. 50 Yehova’nın emriyle ona, Efraim’in dağlık bölgesinde kendi istediği+ yer olan Timnat-serah’ı+ verdiler. O da şehri inşa edip orada yaşamaya başladı.
51 Şilo’da,+ Toplanma Çadırının girişinde,+ Yehova’nın önünde, kâhin Eleazar, Nun oğlu Yeşu ve İsrailoğullarının aşiret reislerinin miras olarak kurayla paylaştırdığı+ yerler bunlardı. Böylece memleketi bölgelere ayırma işini bitirdiler.
20 Daha sonra Yehova Yeşu’ya şöyle dedi: 2 “İsrailoğullarına şunları söyle: ‘Size Musa aracılığıyla söylediğim gibi kendiniz için sığınma şehirleri+ belirleyin. 3 Böylece, kasıt olmadan adam* öldüren+ biri oraya kaçacak ve kan güdenden orada saklanacak.+ 4 O kişi bu şehirlerden birine kaçacak,+ şehir kapısının girişinde durup+ o şehrin ihtiyarlarına+ durumunu anlatacak. İhtiyarlar onu şehre kabul edecekler, ona yer verecekler ve adam orada yaşayacak. 5 Eğer kan güden, adam öldürenin peşinden gelirse, adam öldüreni onun eline vermeyecekler;+ çünkü o, komşusuna karşı önceden nefret beslememiş ve onu kasıt olmadan öldürmüştür.+ 6 Hüküm için meclisin önüne çıkana+ kadar şehirde kalacak; dönemin başkâhini+ ölünceye kadar da orada yaşayacak. Ondan sonra, adam öldüren kişi geri dönecek,+ kaçmış olduğu şehre ve evine gidecek.’”
7 Böylece Naftali’nin dağlık bölgesindeki Celile’de bulunan Kedeş’i,+ Efraim’in dağlık bölgesinde yer alan Şekem’i,+ Yahuda’nın dağlık bölgesinde yer alan Kiryat-arba’yı+ (Hebron’u) bu amaçla ayırdılar.* 8 Ürdün Irmağı dolaylarındaki Eriha’nın doğusunda, Ruben+ kabilesine ait yayladaki bozkırda bulunan Betser’i;+ Gad kabilesi topraklarında bulunan Gilead’daki Ramot’u+ ve Manasse kabilesi topraklarında bulunan Başan’daki Golan’ı+ ayırdılar.
9 Tüm İsrailoğulları ve aralarında yaşayan yabancılar için belirlenen şehirler bunlardı. Böylece, bir canı kasıt olmadan öldüren kişi,+ topluluk önüne çıkana kadar kan güden tarafından öldürülmemek için oraya kaçacaktı.+
21 Levioğullarının aşiret reisleri, kâhin Eleazar’a,+ Nun oğlu Yeşu’ya+ ve İsrail kabilelerinin aşiret reislerine geldiler. 2 Onlara, Kenan topraklarında bulunan Şilo’da+ şunları söylediler: “Yehova Musa aracılığıyla, oturmamız için şehirler ve onlarla birlikte hayvanlarımız için de otlaklar verilmesini emretmişti.”+ 3 Böylece, İsrailoğulları Yehova’nın emrine uygun olarak kendi paylarına düşen mirastan Levioğullarına+ otlaklarıyla birlikte şehirler verdiler.+
4 Kohatoğulları+ aileleri için kura çekildi ve Levioğullarından kâhin Harun’un oğullarına on üç şehir verildi. Kurayla verilen bu şehirler Yahuda+ kabilesi, Şimeonoğulları+ kabilesi ve Benyamin+ kabilesi topraklarındaydı.
5 Kohatoğullarının+ geri kalanı için çekilen kurada, Efraim+ kabilesi ile Dan+ kabilesi topraklarından ve Manasse kabilesinin yarısına+ ait topraklardan on şehir onlara verildi.
6 Gerşonoğullarına,+ İssakar+ kabilesi ailelerinin, Aşer+ kabilesinin, Naftali+ kabilesinin topraklarından ve Manasse kabilesinin yarısının+ Başan’daki topraklarından kurayla on üç şehir verildi.
7 Merarioğulları+ ailelerine, Ruben+ kabilesinin, Gad+ kabilesinin ve Zebulun+ kabilesinin topraklarından on iki şehir verildi.
8 Böylece Yehova’nın Musa aracılığıyla emrettiği gibi,+ İsrailoğulları bu şehirleri ve otlaklarını+ kurayla+ Levioğullarına verdi.
9 Yahuda kabilesi ve Şimeon kabilesi topraklarından, isimleri belirtilen şehirleri verdiler.+ 10 Ve bu şehirler Levi kabilesine ait Kohatoğlu ailelerinden Harunoğullarına verildi, çünkü ilk kura onlar için çekildi.+ 11 Böylece onlara Kiryat-arba’yı+ (Arba Anakların atasıydı),+ yani Yahuda’nın dağlık bölgesindeki+ Hebron’u+ ve çevresindeki otlakları verdiler. 12 Fakat şehrin tarlalarını ve yerleşimlerini Yefunne oğlu Kaleb’e mülk olarak verdiler.+
13 Kâhin Harun’un oğullarına, adam öldürenler+ için ayrılan sığınma şehri+ Hebron’u+ ve otlaklarını verdiler. Onlara ayrıca Libna+ ve otlaklarını, 14 Yattir+ ve otlaklarını, Eştemoa+ ve otlaklarını, 15 Holon+ ve otlaklarını, Debir+ ve otlaklarını, 16 Ain+ ve otlaklarını, Yutta+ ve otlaklarını, Beyt-şemeş+ ve otlaklarını verdiler; bu iki kabileden dokuz şehir verildi.
17 Benyamin kabilesi topraklarından verilen şehirler şunlardı: Gibeon+ ve otlakları, Geba+ ve otlakları, 18 Anatot+ ve otlakları, Almon+ ve otlakları; dört şehir.
19 Kâhin olan Harunoğullarına+ toplam on üç şehir ve otlakları verildi.+
20 Çekilen kurada, Levioğullarından Kohatoğullarının geri kalan ailelerine, Efraim kabilesi topraklarından şehirler düşmüştü.+ 21 Böylece onlara adam öldürenler+ için ayrılan sığınma şehrini,+ Efraim’in dağlık bölgesindeki Şekem’i+ ve otlaklarını+ verdiler. Onlara ayrıca Gezer+ ve otlaklarını, 22 Kibtsaim+ ve otlaklarını, Beyt-horon+ ve otlaklarını verdiler; dört şehir.
23 Dan kabilesi topraklarından Elteke ve otlaklarını, Gibbeton+ ve otlaklarını, 24 Ayyalon+ ve otlaklarını, Gat-rimmon+ ve otlaklarını verdiler; dört şehir.
25 Manasse kabilesinin yarısına ait topraklardan, Taanak+ ve otlaklarını, Gat-rimmon ve otlaklarını verdiler; iki şehir.
26 Kohatoğulları ailelerinin geri kalanına toplam on şehir ve otlakları verildi.
27 Levi ailelerinden olan Gerşonoğullarına,+ Manasse kabilesinin yarısına+ ait topraklardan, adam öldürenler için Başan’da ayrılmış sığınma şehri Golan’ı+ ve otlaklarını, Beeştera+ ve otlaklarını verdiler; iki şehir.
28 Ayrıca İssakar+ kabilesi topraklarından Kişion+ ve otlaklarını, Daberat+ ve otlaklarını, 29 Yarmut+ ve otlaklarını, En-gannim+ ve otlaklarını verdiler; dört şehir.
30 Aşer+ kabilesi topraklarından, Mişal+ ve otlaklarını, Abdon+ ve otlaklarını, 31 Helkat+ ve otlaklarını, Rehob+ ve otlaklarını verdiler; dört şehir.
32 Naftali+ kabilesi topraklarından, adam öldürenler+ için Celile’de ayrılmış sığınma şehri+ Kedeş’i+ ve otlaklarını, Hammot-dor+ ve otlaklarını, Kartan ve otlaklarını verdiler; üç şehir.
33 Gerşonoğulları ailelerine toplam on üç şehir ve otlakları verildi.
34 Levioğullarının geri kalanına, Merarioğulları+ ailelerine, Zebulun+ kabilesi topraklarından Yokneam+ ve otlakları, Kartan ve otlakları, 35 Dimna+ ve otlakları, Nahalal+ ve otlakları verildi; dört şehir.
36 Ruben+ kabilesi topraklarından, Betser+ ve otlakları, Yahats+ ve otlakları, 37 Kedemot+ ve otlakları, Mefaat+ ve otlakları verildi; dört şehir.
38 Gad+ kabilesi topraklarından, adam öldürenler için Gilead’da ayrılmış sığınma şehri Ramot’u+ ve otlaklarını, Mahanaim+ ve otlaklarını, 39 Heşbon+ ve otlaklarını, Yazer+ ve otlaklarını verdiler; toplam dört şehir.
40 Levioğlu ailelerinin geri kalanına, Merarioğlu+ ailelerine kurayla verilen şehirlerin toplam sayısı on ikiydi.
41 İsrailoğullarının mülkü olan topraklarda Levioğullarına otlaklarıyla+ birlikte kırk sekiz şehir+ verildi. 42 Bu şehirlerin hepsinin çevresinde otlakları vardı; tüm şehirler böyleydi.+
43 Yehova İsrailoğullarının atalarına yeminle vaat ettiği+ tüm toprakları onlara verdi. Onlar da o toprakları mülk edinip+ oraya yerleştiler. 44 Yehova, atalarına ettiği yemine+ uygun olarak onlara her taraftan rahatlık+ verdi ve düşmanlarından hiçbiri önlerinde duramadı.+ Yehova, tüm düşmanlarını onların eline verdi.+ 45 Yehova’nın İsrail evine verdiği bütün güzel vaatlerin hiçbiri boş çıkmadı, tümü gerçekleşti.+
22 O zaman Yeşu, Rubenoğullarını, Gadoğullarını ve Manasse kabilesinin yarısını+ çağırdı 2 ve onlara şöyle dedi: “Yehova’nın kulu Musa’nın size emrettiği her şeyi yaptınız,+ benim de bütün emirlerime itaat ettiniz.+ 3 Bütün bu süre boyunca+ kardeşlerinizi terk etmediniz ve Tanrınız Yehova’nın emirlerine uyma yükümlülüğünüzü yerine getirdiniz.+ 4 Tanrınız Yehova vaat ettiği gibi kardeşlerinizi artık rahata kavuşturdu.+ Şimdi dönün ve Yehova’nın kulu Musa’nın Ürdün Irmağının diğer tarafında size mülk olarak verdiği topraklardaki çadırlarınıza gidin.+ 5 Ancak Yehova’nın kulu Musa’nın emirlerine+ ve kanunlarına uymaya çok dikkat edin; Tanrınız Yehova’yı sevin,+ O’nun yolunda yürüyün,+ emirlerini tutun,+ O’na bağlı kalın,+ tüm yüreğinizle+ ve tüm canınızla+ O’na kulluk edin.”+
6 Böylece Yeşu hayırdua+ edip onları çadırlarına gönderdi. 7 Musa, Manasse kabilesinin yarısına miras olarak Başan’da+ toprak vermişti; Yeşu da kabilenin diğer yarısına Ürdün Irmağının batı+ yakasında toprak verdi. Böylece Yeşu onları da gönderirken hayırdua etti. 8 Şöyle dedi: “Büyük servetle, hayvan sürüleriyle, gümüş, altın, bakır, demirle ve bol bol giysiyle çadırlarınıza gidin.+ Kardeşlerinizle birlikte düşmanlarınızdan elde ettiğiniz ganimetten payınızı alın.”+
9 Sonra, Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısı, Gilead+ topraklarına gitmek üzere diğer İsrailoğullarından Kenan topraklarındaki Şilo’da ayrılıp geri döndüler. Yehova mülk edindikleri o topraklara onları Musa aracılığıyla yerleştirmişti.+ 10 Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısı Kenan topraklarında Ürdün Irmağı bölgesine geldikleri zaman, ırmağın kenarında çok büyük bir sunak+ yaptılar. 11 Sonra diğer İsrailoğullarına şu haber geldi:+ “Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısı Kenan topraklarının sınırında, Ürdün Irmağı bölgesinin İsrailoğullarına ait olan tarafında bir sunak yapmışlar.” 12 İsrailoğulları bunu duydukları zaman tüm İsrail topluluğu+ onlarla savaşmak+ üzere Şilo’da+ toplandı.
13 Böylece İsrailoğulları, Gilead’da bulunan Rubenoğullarına, Gadoğullarına ve Manasse kabilesinin yarısına kâhin Eleazar’ın oğlu Finehas’ı+ 14 ve her biri İsrail’in her kabilesinden aşiret reisi olan on beyi gönderdi.+ Bu beylerin her biri İsrail boylarının* aşiret reisleriydi.+ 15 Onlar da Gilead’da bulunan Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısına gelip+ şöyle dediler:
16 “Yehova’nın tüm halkı+ size şunları söylüyor: ‘İsrail’in Tanrısına bu sadakatsizliği nasıl yaparsınız?+ Neden bugün Yehova’nın yolunda yürümekten vazgeçip+ kendiniz için bir sunak+ yaptınız ve Yehova’ya isyan ettiniz? 17 Peor’da+ işlenen suç az mı geldi? Bugüne kadar kendimizi bu suçtan arındıramadık. O zaman Yehova’nın tüm halkı felakete uğramıştı.+ 18 Demek siz bugün Yehova’nın yolunda yürümekten vazgeçiyorsunuz. Fakat siz Yehova’ya bugün isyan ederseniz, yarın O tüm İsrail topluluğuna öfkelenecek.+ 19 Eğer mülk edinmiş olduğunuz topraklar temiz değilse,+ Yehova’nın çadırının kurulu+ olduğu, Yehova’nın mülkü+ olan topraklara gelin ve orada bizim yanımıza yerleşin. Böylece Yehova’ya isyan etmeyin ve Tanrımız Yehova’nın sunağından başka sunak yaparak bizi de isyankâr durumuna düşürmeyin.+ 20 Yok edilecek şeyle ilgili sadakatsizlik eden, Zerah oğlu Akan+ değil miydi? Bunun sonucunda Tanrı tüm İsrail topluluğuna öfkelenmedi mi?+ İşlediği suç sonucunda yok olan yalnız o değildi.’”+
21 Bunun üzerine Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısı, İsrail boylarının önderlerine+ şöyle karşılık verdiler:+ 22 “Kudretli+ Tanrı+ Yehova, kudretli Tanrı Yehova,+ O biliyor,+ İsrail de bilecek.+ Eğer bu yaptığımız Yehova’ya isyansa+ ve O’na sadakatsizlikse,+ bugün bizi esirgemesin. 23 Eğer yaptığımız bu sunak Yehova’nın yolunu terk etmek, yakılan sunular ve tahıl sunuları sunmak+ ya da paylaşma kurbanları vermek içinse, bunu Yehova ortaya çıkarır.+ 24 Oysa biz bunu başka bir kaygıyla yaptık. Gelecekte bir gün oğullarınız gelip bizim oğullarımıza ‘Sizin İsrail’in Tanrısı Yehova’yla ne ilginiz var? 25 Yehova sizinle, Rubenoğulları ve Gadoğullarıyla aramıza sınır olarak Ürdün Irmağını koydu. Sizin Yehova’yla bir işiniz yok!’+ derler diye çekindik. Böylece oğullarınız, bizim oğullarımızı Yehova korkusundan alıkoyar diye düşündük.+
26 Bu nedenle biz de ‘Önlem olarak kendimiz için bir sunak inşa edelim’ dedik. ‘Ama bu sunakta, yakılan sunu ya da kurban sunulmasın, 27 o, sizinle ve bizden sonraki nesillerle aramızda bir şahit olsun.+ Böylece Yehova’ya yakılan sunularla, kurbanlarla, paylaşma kurbanlarıyla+ ibadet edelim ve gelecekte bir gün çocuklarınız bizim çocuklarımıza “Sizin Yehova’yla bir işiniz yok!” demesinler.’ 28 Düşündük ki, ‘Gelecekte bir gün bize ya da bizden sonraki nesillere böyle diyecek olurlarsa, “Yehova’nın sunağını temsilen atalarımızın yaptığı sunağı görüyorsunuz. Bu sunak, yakılan sunu ya da kurban sunmak için değil, sizinle bizim aramızda şahit olsun diye yapıldı” deriz.’ 29 Yehova’ya isyan etmek, Yehova’nın yolunu terk etmek+ ve bunun için Tanrımız Yehova’nın kutsal çadırının önündeki sunaktan başka bir sunak yaparak, yakılan sunu, tahıl sunusu ve kurban sunmak aklımızdan bile geçmez.”+
30 Rubenoğulları, Gadoğulları ve Manasse kabilesinin yarısının söylediği sözler, kâhin Finehas’ın,+ topluluğun beylerinin,+ İsrail boylarının önderlerinin hoşuna gitti. 31 Bunun üzerine kâhin Eleazar’ın oğlu Finehas, Rubenoğullarına, Gadoğullarına ve Manasseoğullarına, “Şimdi Yehova’nın bizimle olduğunu biliyoruz”+ dedi. “Çünkü siz Yehova’ya bu sadakatsizliği yapmadınız. Böylece İsrailoğullarını Yehova’nın eline düşmekten kurtardınız.”+
32 Kâhin Eleazar’ın oğlu Finehas ve beyler, Gilead’daki Rubenoğullarının ve Gadoğullarının yanından ayrıldılar,+ Kenan topraklarındaki diğer İsrailoğullarına gidip işittiklerini onlara bildirdiler.+ 33 Bu sözler İsrailoğullarının hoşuna gitti ve İsrailoğulları Tanrı’ya şükrettiler.+ Böylece Rubenoğullarının ve Gadoğullarının yaşadıkları topraklara saldırıp oraları harap etmekten artık söz etmediler.
34 Rubenoğulları ve Gadoğulları sunağa bir isim* verdiler, çünkü “O sunak Yehova’nın gerçek Tanrı olduğuna dair aramızda şahittir”+ diyorlardı.
23 Yehova’nın, İsrail’i çevresindeki tüm düşmanlarından kurtarıp rahata kavuşturmasının+ üzerinden yıllar geçmişti. Artık yaşça ilerlemiş, ihtiyarlamış olan Yeşu,+ 2 ihtiyarları, önderleri, hâkimleri, görevlileri,+ tüm İsrail’i çağırdı,+ “Yaşım ilerledi, artık ihtiyarladım” dedi. 3 “Tanrınız Yehova’nın sizin uğrunuzda tüm bu milletlere yaptıklarını gördünüz.+ Evet, sizin için savaşan, Tanrınız Yehova’ydı.+ 4 Ürdün Irmağından, batıda Büyük Deniz’e kadar tüm milletleri o topraklardan söküp attım+ ve memleketi size kurayla+ verdim. Memlekette hâlâ başka halklar olsa da orası sizindir.+ 5 Tanrınız Yehova onları önünüzden kovdu+ ve sizin için onları buradan çıkardı; siz de Tanrınız Yehova’nın vaat ettiği gibi onların topraklarını mülk edindiniz.+
6 Musa’nın kanun kitabında+ yazılı olan her şeye uymak, onları yerine getirmek için çok cesur olun.+ O sözlerden sağa sola sapmayın.+ 7 Aranızda kalan bu milletlerle asla kaynaşmayın.+ Onların ilahlarının adını ağzınıza almayın,+ o isimlerle yemin etmeyin,+ onlara asla tapınmayın ve önlerinde eğilmeyin.+ 8 Bugüne kadar yaptığınız gibi Tanrınız Yehova’ya bağlı kalın.+ 9 Yehova sizin önünüzden büyük ve güçlü milletleri kovacak.+ (Bugüne kadar önünüzde kimse duramadı.)+ 10 Sizden bir kişi bin kişiyi kovalayacak,+ çünkü Tanrınız Yehova’nın vaat ettiği gibi, sizin için savaşacak olan+ O’dur.+ 11 Tanrınız Yehova’yı sevin+ ve canınızı daima koruyun.+
12 Fakat eğer izlediğiniz yoldan dönerseniz+ ve bu milletlerden+ artakalanlara, aranızda yaşayanlara bağlanırsanız, onlarla evlenip+ hısım olur, görüşüp kaynaşırsanız, 13 şundan emin olun ki, artık Tanrınız Yehova bu milletleri önünüzden kovmayacak.+ Onlar sizin için bir kapan, tuzak, böğrünüzde kırbaç ya da gözlerinizde diken gibi olacaklar;+ ve sonunda, Tanrınız Yehova’nın size verdiği bu güzel topraklardan silinip gideceksiniz.+
14 Evet, artık ben de herkesin gittiği yere gidiyorum.+ Sizler tüm yüreğinizle ve tüm canınızla biliyorsunuz ki, Tanrınız Yehova’nın size verdiği vaatlerden hiçbiri boş çıkmadı. Sizin için hepsi gerçekleşti. O’nun bütün sözleri yerine geldi.+ 15 Tanrınız Yehova’nın size verdiği vaatlerden hiçbiri boş çıkmadığı gibi,+ Yehova’nın söylediği tüm lanetler de başınıza gelecek ve sonunda Tanrınız Yehova’nın verdiği bu güzel topraklardan silinip gideceksiniz.+ 16 Tanrınız Yehova’nın sizinle yaptığı ahdi çiğnediğiniz, gidip başka ilahlara tapınıp onların önünde eğildiğiniz için tüm bunlar başınıza gelecek.+ Yehova size öfkelenecek+ ve O’nun size verdiği bu güzel diyardan silinip gideceksiniz.”+
24 Yeşu tüm İsrail kabilelerini Şekem’de+ toplayıp İsrail’in önderlerini, hâkimlerini, görevlilerini, tüm ihtiyarlarını+ çağırdı; hepsi gelip Tanrı’nın önünde durdular.+ 2 Yeşu tüm halka seslenip “İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle diyor” dedi. “‘İbrahim’in ve Nahor’un babası Terah+ gibi atalarınız+ uzun zaman önce Irmağın* öte tarafında+ yaşıyor ve başka ilahlara tapınıyorlardı.
3 Atanız İbrahim’i+ Irmağın+ öte tarafından alıp tüm Kenan topraklarını bir uçtan öbür uca dolaştırdım ve soyunu çoğalttım.+ Ona İshak’ı verdim.+ 4 İshak’a Yakup ve Esav’ı+ verdim. Esav’a mülk edinmesi için Seir Dağını verdim.+ Ve Yakup’la oğulları Mısır’a indiler.+ 5 Sonra Musa ile Harun’u gönderdim+ ve Mısır’ın başına belalar getirdim.+ Ve sizi oradan çıkardım.+ 6 Atalarınızı Mısır’dan çıkardığımda+ ve denize geldiğinizde, Mısırlılar savaş arabaları ve atlılarla atalarınızın peşinden+ Kızıldeniz’e kadar geldi. 7 Orada Yehova diye feryat etmeye başladılar.+ Ben de sizinle Mısırlılar arasına bir karanlık koydum+ ve denizi onların üzerine kapattım.+ Gözleriniz Mısır’da yaptıklarımı+ gördü ve yıllar boyu çölde yaşadınız.+
8 Sonunda sizi Ürdün Irmağının öte tarafında yaşayan Amorilerin topraklarına getirdim ve onlar sizinle savaştılar.+ Bunun üzerine, topraklarını mülk edinesiniz diye onları sizin elinize verip önünüzden yok ettim.+ 9 Sonra Moab kralı, Tsippor oğlu Balak,+ İsrail’le mücadeleye girişti+ ve Beor oğlu Balam’a haber gönderip size lanet etsin diye çağırttı.+ 10 Ben Balam’ı dinlemek istemedim.+ O zaman sizin için üst üste hayırdua etti.+ Böylece sizi onun elinden kurtardım.+
11 Sonra Ürdün Irmağını geçtiniz+ ve Eriha’ya vardınız.+ Amoriler, Perizziler, Kenanlılar, Hititler, Girgaşiler, Hiviler ve Yebusiler, bütün Eriha halkı sizinle savaştı. Ben onları sizin elinize verdim.+ 12 Sizin önünüzde onları yılgınlığa düşürdüm ve böylece onlar, Amorilerin iki kralı, siz kılıç ya da yay çekmeden,+ önünüzden kaçtılar.+ 13 Böylece emek vermediğiniz toprakları, inşa etmediğiniz şehirleri+ size verdim ve orada yaşamaya başladınız. Kurmadığınız bağların, dikmediğiniz zeytinliklerin mahsulünü yiyorsunuz.’+
14 Şimdi Yehova’dan korkun,+ O’na sadakatle ve içtenlikle kulluk edin.+ Atalarınızın Irmağın öte tarafında ve Mısır’da tapındığı ilahları atın;+ Yehova’ya kulluk edin. 15 Eğer sizin gözünüzde Yehova’ya kulluk etmek kötüyse, bugün kime tapınacağınıza karar verin.+ Irmağın öte tarafındaki atalarınızın ilahlarına mı,+ topraklarında yaşadığınız Amorilerin ilahlarına mı tapınacaksınız, karar verin.+ Fakat şunu bilin ki, ben ve ev halkım Yehova’ya kulluk edeceğiz.”+
16 Bunun üzerine halk şöyle cevap verdi: “Başka ilahlara tapınmak için Yehova’yı asla terk etmeyiz. 17 Bizi ve atalarımızı Mısır topraklarından çıkarıp+ kölelikten kurtaran,+ gözlerimizin önünde bu büyük mucizeleri yapan,+ bütün yolculuğumuz boyunca bizi gözeten ve geçtiğimiz tüm ülkelerin halklarından koruyan,+ Tanrımız Yehova’ydı. 18 Yehova bu topraklarda yaşayan tüm milletleri, Amorileri kovdu.+ Biz de Yehova’ya kulluk edeceğiz, çünkü Tanrımız O’dur.”+
19 Bunun üzerine Yeşu halka şöyle dedi: “Siz gerçekten Yehova’ya kulluk edebilecek misiniz? Çünkü O kutsal Tanrı’dır;+ tam bağlılık isteyen bir Tanrı’dır.+ İsyanınızı ve günahlarınızı bağışlamayacaktır.+ 20 Eğer Yehova’yı terk eder+ ve yabancı ilahlara tapınırsanız,+ O da, yapmış olduğu tüm bu iyiliklerden sonra, size sırt çevirecek, kötü davranacak ve sizi ortadan kaldıracaktır.”+
21 Buna karşılık halk “Hayır, biz yalnız Yehova’ya kulluk edeceğiz”+ dedi. 22 O zaman Yeşu, “Yehova’ya kulluk etmeyi kendi rızanızla seçtiğinize+ siz kendiniz şahitsiniz”+ dedi. Onlar da “Şahidiz” dediler.
23 “O halde, aranızdaki yabancı ilahları atın+ ve İsrail’in Tanrısı Yehova’ya yürekten bağlanın.” 24 Halk Yeşu’ya şöyle cevap verdi: “Tanrımız Yehova’ya kulluk edeceğiz ve O’nun sözünü dinleyeceğiz.”+
25 Böylece Yeşu o gün Şekem’de, halkla bir ahit yaptı, onlar için bir kanun ve hüküm+ belirledi. 26 Sonra Yeşu bu sözleri Tanrı’nın kanun kitabına+ kaydetti ve büyük bir taş alıp+ Yehova’nın kutsal mekânının yanındaki ulu ağacın+ altına dikti.
27 Ve Yeşu tüm halka şöyle dedi: “Bakın! Bu taş bizler için şahit olacak.+ Çünkü Yehova’nın bize söylediği tüm sözleri duydu ve Tanrınızı inkâr etmemeniz için bu taş size karşı şahitlik edecek.” 28 Ardından Yeşu tüm halkı gönderdi, herkes kendi mülküne gitti.+
29 Ve Yehova’nın kulu Nun oğlu Yeşu yüz on yaşında öldü.+ 30 Onu kendisine miras olarak verilen yerde, Efraim’in dağlık bölgesindeki Gaaş Dağının kuzeyinde, Timnat-serah’ta+ gömdüler. 31 İsrail, Yeşu’nun zamanında ve Yeşu’dan sonra yaşayan ihtiyarlar döneminde Yehova’ya kulluk etmeye devam etti.+ Bu ihtiyarlar Yehova’nın İsrail için yaptıklarının tümünü iyi bilen kişilerdi.+
32 İsrailoğulları Mısır’dan çıkarken yanlarına aldıkları Yusuf’un kemiklerini,+ Yakup’un yüz parça gümüşe+ Hamoroğullarından,+ Şekem’in babasından satın aldığı Şekem’deki tarlaya gömdüler. Ve o bölge miras olarak Yusufoğullarına verildi.+
33 Sonra Harun’un oğlu Eleazar da öldü.+ Onu oğlu Finehas’a+ ait tepeye gömdüler. Ona verilmiş olan bu tepe Efraim’in dağlık bölgesindeydi.
[Dipnotlar]
Yş 1:4 Sözü edilen Hititler bir zamanlar Vaat Edilmiş Topraklarda yaşamış bir halktı. Başlangıç 15:18-21 ile karşılaştırın.
Yş 1:4 Akdeniz.
Yş 2:11 Sözcük anlamıyla, “ruh”
Yş 2:12 Ya da “vefalı sevgi gösterdiysem”
Yş 3:4 Yaklaşık 890 metre.
Yş 5:9 Anlamı, “Ortadan Kaldırmak, Dürmek”
Yş 6:17 Ya da “yok edilmeye adanmış”
Yş 7:1 1. Tarihler 2:7’de “Akar”
Yş 7:26 Anlamı, “Felaket, Sıkıntı”
Yş 11:2 Celile Gölünün eski adı.
Yş 11:16 Ya da “Şefelasını”
Yş 14:6 Başlangıç 5:22’deki dipnota bakın.
Yş 15:12 Akdeniz.
Yş 15:19 Anlamı, “Su Kaynakları”
Yş 15:45 Ya da “yavru kentleri”, sözcük anlamıyla “kızları”
Yş 19:34 Söz konusu olan Yahuda kabilesi değil, Yahuda kabilesinden bir adamın ailesi.
Yş 20:3 Sözcük anlamıyla, “can”
Yş 20:7 Ya da “kutsadılar”
Yş 22:14 Sözcük anlamıyla, “binlerinin”
Yş 22:34 Sunağa verilen isim muhtemelen “Şahit”ti.
Yş 24:2 Fırat Irmağı.