Krallar Birinci Kitap
Yunanca Septuagint’e göre KRALLAR ÜÇÜNCÜ KİTAP
1 Kral Davut yaşça ilerlemiş, ihtiyarlamıştı.+ Üzerine örtüler örtüyorlardı fakat ısınamıyordu. 2 Bunun üzerine hizmetkârları ona “Efendimiz kral için genç bir kız aransın”+ dediler. “Krala hizmet eder,+ bakıcısı olur+ ve koynunda yatar,+ efendimiz kral da ısınır.”+ 3 Böylece tüm İsrail topraklarında güzel bir kız aradılar, sonunda Şunemli+ Abişag’ı+ buldular ve krala getirdiler. 4 Kız olağanüstü güzeldi;+ kralın bakıcısı oldu ve ona hizmet etti, fakat kral onunla birlikte olmadı.
5 Bu arada, Haggit+ oğlu Adoniya+ “Kral ben olacağım!”+ diyerek gözünü yükseklere dikti.+ Kendisine bir araba yaptırdı. Atlı adamlar ve önü sıra koşacak elli adam tuttu.+ 6 Babası hiçbir zaman onu üzmemiş, “Neden böyle yaptın?” dememişti.+ Adoniya çok yakışıklıydı.+ Abşalom’dan sonra doğmuştu. 7 Adoniya, Tseruya oğlu Yoab ve kâhin Abiatar’la+ görüşmeye başladı; onlar da kendisine destek verip yardım ettiler.+ 8 Ancak kâhin Tsadok,+ Yehoyada oğlu Benaya,+ Natan+ peygamber, Şimei,+ Rei ve Davut’un yiğitleri+ Adoniya’nın yanında yer almadılar.+
9 Bir süre sonra Adoniya, kral oğlu olan tüm kardeşlerini+ ve kralın hizmetkârı olan tüm Yahuda erkeklerini davet edip En-rogel+ civarındaki Tsohelet taşının yanında besili hayvanlar, sığırlar ve koyunlar kurban etti.+ 10 Ancak Natan peygamberi, Benaya’yı, Davut’un yiğitlerini ve kardeşi Süleyman’ı çağırmadı. 11 Bunun üzerine Natan,+ Süleyman’ın annesi+ Bat-şeba’ya,+ “Haggit+ oğlu Adoniya’nın kral olduğunu duydun mu? Efendimiz Davut’un bundan haberi yok” dedi. 12 “Bak, şimdi sana bir akıl vereyim;+ böylece hem kendi canını hem de oğlun Süleyman’ın canını kurtarırsın.+ 13 Kalk, Kral Davut’un huzuruna çık. Ona şöyle de: ‘Efendim kral, “Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak, tahtıma o oturacak” diye kuluna yemin eden sen değil miydin?+ Öyleyse niçin Adoniya kral oldu?’ 14 Sen kralla konuşurken arkandan ben girerim ve sözlerini doğrularım.”+
15 Bat-şeba kralın yattığı odaya+ girdi. Kral çok yaşlıydı,+ Şunemli Abişag+ ona hizmet ediyordu. 16 Bat-şeba kralın önünde eğilip yere kapandı;+ kral bunun üzerine “Bir dileğin mi var?”+ diye sordu. 17 Kadın da “Efendim”+ dedi, “Sen bu kuluna ‘Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak, tahtıma o oturacak’ diye Tanrın Yehova’nın önünde yemin etmiştin.+ 18 Oysa şimdi Adoniya+ kral oldu ve efendim kralın bundan haberi yok.+ 19 Adoniya, kralın tüm oğullarını,+ kâhin Abiatar’ı+ ve ordu komutanı Yoab’ı+ davet edip çok sayıda besili hayvan, boğa ve koyun kurban etti; fakat hizmetkârın Süleyman’ı çağırmadı.+ 20 Efendim kral, şimdi tüm İsrail’in gözü senin üzerinde;+ efendimin kendisinden sonra tahtına kimin oturacağını söylemesini bekliyorlar.+ 21 Efendim kral uyuyup atalarına katılır katılmaz+ ben ve oğlum Süleyman düşman gibi görüleceğiz.”
22 Bat-şeba kralla konuşurken Natan peygamber geldi.+ 23 Krala “Natan peygamber geldi” dediler. Natan kralın huzuruna girip önünde yere kapandı.+ 24 “Efendim kral” dedi, “Sen, ‘Benden sonra kral olacak kişi Adoniya’dır, tahtıma o oturacak’ dedin mi?+ 25 Çünkü Adoniya bugün gitmiş, kralın tüm oğullarını, ordu komutanlarını ve kâhin Abiatar’ı+ çağırıp çok sayıda besili hayvan, boğa ve koyun kurban etmiş.+ Karşılıklı yiyip içiyor ve ‘Yaşasın Kral Adoniya!’+ diyorlar. 26 Fakat bu hizmetkârın, kâhin Tsadok,+ Yehoyada oğlu Benaya+ ve hizmetkârın Süleyman davet edilmedi.+ 27 Bu iş efendim kralın kararıysa, demek ki efendim kral kendisinden sonra tahtına kimin oturacağını bu hizmetkârına bildirmedi.”+
28 Bunun üzerine Kral Davut, “Bana Bat-şeba’yı+ çağırın” dedi. Bat-şeba içeri girip kralın önünde durdu. 29 Kral “Canımı+ tüm sıkıntılardan+ kurtaran+ Yehova’nın hakkı için+ yemin+ ediyorum ki” dedi, 30 “Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak, benim yerime tahta o oturacak diye sana İsrail’in Tanrısı Yehova’nın önünde ettiğim yemini bugün yerine getireceğim.”+ 31 Bat-şeba “Efendim Kral Davut, ömrün uzun olsun!”+ diyerek kralın önünde eğilip yere kapandı.+
32 Kral Davut hemen “Bana kâhin Tsadok’u,+ Natan peygamberi ve Yehoyada oğlu Benaya’yı+ çağırın” dedi; onlar da kralın huzuruna geldiler. 33 Kral, “Yanınıza adamlarımı alın,+ oğlum Süleyman’ı benim katırıma bindirip+ Gihon’a+ götürün” diye emretti. 34 “Kâhin Tsadok ve Natan peygamber onu orada İsrail’in kralı olarak meshetsin;+ boru çalıp+ ‘Yaşasın Kral Süleyman!’+ deyin. 35 Sonra onun peşinden buraya gelin; içeri girip tahtıma otursun. Benim yerime o kral olacak, onu İsrail’in ve Yahuda’nın önderi yapacağım.” 36 Yehoyada oğlu Benaya hemen krala “Amin!”+ diye karşılık verdi, “Efendim kralın Tanrısı Yehova da bu kararı desteklesin.+ 37 Yehova, efendim kralın yanında olduğu gibi+ Süleyman’ın da yanında olsun;+ onun tahtını efendim Kral Davut’un tahtından da büyük+ yapsın.”
38 Kâhin Tsadok,+ Natan+ peygamber, Yehoyada oğlu Benaya,+ Keretiler+ ve Peletiler+ gittiler, Süleyman’ı Kral Davut’un katırına+ bindirip Gihon’a+ götürdüler. 39 Kâhin Tsadok çadırdan+ yağ boynuzunu+ alıp Süleyman’ı meshetti,+ boru çaldılar, tüm halk “Yaşasın Kral Süleyman!” diye bağırdı.+ 40 Sonra halk flüt+ çalarak onun peşinden saraya doğru çıktı. Öyle büyük bir sevinç+ vardı ki seslerinden yer yerinden oynadı.+
41 Adoniya ve yanındaki davetliler yemeklerini bitirdiklerinde+ haykırışları duydular. Yoab boru sesini duyunca “Kentten gelen bu kargaşa+ sesi de ne?” diye sordu. 42 Tam o konuşurken kâhin Abiatar’ın oğlu Yonatan+ geldi. Adoniya ona “Yaklaş, sen yiğit bir adamsın, müjde getirirsin”+ dedi. 43 Fakat Yonatan Adoniya’ya, “Müjde getirmedim!” diye karşılık verdi. “Çünkü efendimiz Kral Davut, Süleyman’ı kral yaptı.+ 44 Kâhin Tsadok’u, Natan peygamberi, Yehoyada oğlu Benaya’yı, Keretileri ve Peletileri Süleyman’la beraber gönderdi, onu kralın katırına bindirdiler.+ 45 Sonra kâhin Tsadok ve Natan peygamber onu Gihon’da kral olarak meshettiler,+ oradan sevinç içinde ayrıldılar; kent ayağa kalktı. Duyduğunuz gürültü işte buydu.+ 46 Ardından Süleyman kraliyet tahtına oturdu.+ 47 Kralın hizmetkârları da efendimiz Kral Davut’a iyi dileklerde bulunmaya gelip, ‘Tanrın, Süleyman’ın adını senin adından da haşmetli kılsın, onun tahtını senin tahtından da büyük yapsın!’+ dediler. Bunun üzerine kral yatağının üzerine kapandı.+ 48 ‘İsrail’in Tanrısı Yehova’ya şükrolsun!+ Bugün tahtıma oturacak birini verdi ve bunu gözlerimle+ gördüm’ dedi.”
49 Adoniya’nın yanındaki tüm davetlileri bir titreme aldı, herkes kalkıp kendi yoluna gitti.+ 50 Adoniya Süleyman’dan korktu. Bu yüzden gidip sunağın boynuzlarına sarıldı.+ 51 Durumu Süleyman’a bildirdiler; “Adoniya Kral Süleyman’dan çok korkuyor, ‘Kral Süleyman önce bu hizmetkârını kılıçla öldürmeyeceğine yemin etsin’ diyerek sunağın boynuzlarına sarıldı” dediler. 52 O zaman Süleyman “Yiğit bir adam olduğunu göstersin, kılına zarar gelmez;+ fakat içinde kötülük varsa+ öldürülecek”+ dedi. 53 Kral Süleyman adam gönderdi, onu sunaktan indirdiler. Sonra Adoniya gelip Kral Süleyman’ın önünde eğildi, Süleyman da ona “Evine git” dedi.+
2 Davut’un günleri sayılıydı, ölümü yakındı.+ Oğlu Süleyman’a emirler verdi: 2 “Yakında ben de herkesin gittiği yere gideceğim;+ sen güçlü ol+ ve erkekçe davran.+ 3 Musa’nın kanununda yazılana göre+ Tanrın Yehova’nın yolunda yürüyerek,+ yasalarına, emirlerine, hükümlerine,+ hatırlatmalarına uyarak O’na karşı yükümlülüğünü yerine getir ki, yaptığın her işte ve gittiğin her yerde sağgörülü davranasın. 4 Ve Yehova benim hakkımda söylediği sözü+ gerçekleştirsin. O, ‘Eğer oğulların+ yollarına dikkat eder, bütün yürekleriyle+ ve bütün canlarıyla yolumda sadakatle+ yürürlerse,+ senin soyun İsrail tahtından inmeyecek’ demişti.+
5 Tseruya oğlu Yoab’ın bana ve İsrail ordularının iki komutanına, Ner oğlu Abner’e+ ve Yeter+ oğlu Amasa’ya+ ne yaptığını+ iyi biliyorsun. Onları öldürdü; barış zamanında savaştaymış gibi kan döktü,+ belindeki kemeri, ayağındaki çarıkları kanla lekeledi. 6 Sen ne yapacağını bilirsin;+ onun ak saçlı başı ölüler diyarına+ huzur içinde inmesin.+
7 Gileadlı Barzillay’ın+ oğullarına vefalı ol, her zaman sofranda yerleri olsun;+ çünkü ben kardeşin Abşalom’dan kaçtığımda+ onlar da bana böyle yardım etti.+
8 Yakınında yaşayan Benyaminoğullarından Bahurimli+ Gera’nın oğlu Şimei+ de var. Mahanaim’e+ gittiğim gün bana ağır sözlerle lanet etmişti.+ Gerçi beni karşılamak için Ürdün Irmağına+ indi, ben de ‘Seni kılıçla öldürmeyeceğim’ diye Yehova’nın önünde yemin ettim.+ 9 Fakat sen onu cezasız bırakma,+ çünkü hikmetlisin+ ve ona ne yapman gerektiğini bilirsin. Onun ak saçlı+ başı ölüler diyarına kanlı insin.”+
10 Sonra Davut uyuyup atalarına katıldı+ ve Davut Şehrinde+ gömüldü. 11 Davut İsrail’de kırk yıl+ saltanat sürdü. Hebron’da+ yedi yıl,+ Yeruşalim’de otuz üç yıl+ saltanat sürmüştü.
12 Ve Süleyman babası Davut’un tahtına oturdu;+ krallığı gitgide güçlendi.+
13 Bir süre sonra Haggit oğlu Adoniya, Süleyman’ın annesi Bat-şeba’ya+ geldi. Kadın ona “Hayrola?”+ dedi, o da “Hayırdır” diye karşılık verdi. 14 Adoniya “Seninle konuşmak istediğim bir şey var” deyince, kadın “Söyle”+ dedi. 15 Adoniya söze başladı: “Sen de biliyorsun ki krallık benim olacaktı, tüm İsrail benim kral olmamı bekliyordu.+ Fakat durum değişti ve kardeşim kral oldu; bu Yehova’nın işiydi.+ 16 Şimdi senden bir dileğim var. Beni geri çevirme.”+ Kadın da “Söyle” dedi. 17 Adoniya, “Ne olur kral Süleyman’a söyle, o senin dileğini geri çevirmez, Şunemli+ Abişag’ı+ bana eş olarak versin” dedi. 18 Bunun üzerine Bat-şeba “Peki, senin için kralla konuşurum” diye karşılık verdi.
19 Bat-şeba Adoniya+ için konuşmak amacıyla Kral Süleyman’ın huzuruna çıktı. Kral annesini karşılamak için hemen ayağa kalktı,+ önünde eğildi,+ sonra tahtına oturdu; annesi sağında otursun+ diye onun için de bir taht koydurdu. 20 Kadın “Senden küçük bir dileğim var, beni geri çevirme” dedi. Kral “Söyle anne, seni geri çevirmem” diye karşılık verdi. 21 Bat-şeba da, “Şunemli Abişag, kardeşin Adoniya’ya eş olarak verilsin” dedi. 22 Bunun üzerine Kral Süleyman annesine “Neden Adoniya’ya sadece Şunemli Abişag’ı istiyorsun?” dedi. “Krallığı da iste,+ çünkü o benim ağabeyim,+ hatta sadece onun için değil, kâhin Abiatar+ ve Tseruya+ oğlu Yoab+ için de iste.”
23 Kral Süleyman Yehova’nın önünde yemin ederek “Adoniya canına susamış ki bunu söyledi,+ ben de bunu ona ödetmezsem Tanrı bana aynısını hatta daha beterini yapsın”+ dedi. 24 “Krallığımı güçlendiren,+ beni babam Davut’un tahtına oturtan+ ve söylediği gibi+ bana bir hanedan+ veren Yehova’nın hakkı için+ Adoniya bugün öldürülecek.”+ 25 Kral Süleyman’ın emri Yehoyada oğlu Benaya’nın+ eliyle derhal yerine getirildi; Benaya Adoniya’yı vurup öldürdü.+
26 Kral, kâhin Abiatar’a+ “Anatot’a,+ tarlalarına dön!” dedi. “Ölümü hak ettin,+ fakat bugün seni öldürmeyeceğim. Çünkü babam Davut’un önünde+ Ulu Rab Yehova’nın+ sandığını taşıdın ve babamın sıkıntı çektiği onca zaman sen de sıkıntı çektin.”+ 27 Böylece Süleyman Abiatar’ı Yehova’nın hizmetinden, kâhinlik görevinden uzaklaştırdı; ve Yehova’nın Şilo’da+ Eli evi+ hakkında bildirdiği hüküm yerine geldi.
28 Yoab+ olan biteni duyunca Yehova’nın çadırına kaçıp+ sunağın boynuzlarına sarıldı;+ çünkü o, Abşalom’u desteklemeye yanaşmadıysa+ da Adoniya’yı+ desteklemişti. 29 Kral Süleyman’a “Yoab Yehova’nın çadırına kaçtı, sunağın yanında duruyor” dediler. O zaman Süleyman Yehoyada oğlu Benaya’ya “Git onu öldür”+ dedi. 30 Benaya da Yehova’nın çadırına gidip Yoab’a, “Kralın emri, dışarı çık!” dedi. Fakat Yoab “Hayır! Burada+ öleceğim” diye cevap verdi. Bunun üzerine Benaya bu sözleri krala iletip “Yoab bana cevap olarak böyle söyledi” dedi. 31 Kral da ona “Söylediği gibi yap, onu öldür ve göm; haksız yere döktüğü+ kanları+ benim üzerimden ve babamın evinin üzerinden temizle” dedi. 32 “Yehova döktüğü kanların hesabını ondan mutlaka soracak;+ çünkü kendisinden daha doğru ve daha iyi+ iki adamı, İsrail ordusunun komutanı+ Ner oğlu Abner’i+ ve Yahuda ordusunun+ komutanı Yeter oğlu Amasa’yı+ babam Davut’un haberi olmadan+ kılıçla vurup öldürdü. 33 Onların kanından devirler boyunca Yoab ve soyu sorumlu olsun;+ fakat Yehova Davut’a+ ve onun soyuna, evine ve tahtına devirler boyunca barış versin.”+ 34 Bunun üzerine Yehoyada oğlu Benaya gitti+ ve onu bulup öldürdü.+ Yoab kırda, evinin bulunduğu yerde gömüldü. 35 Kral onun yerine ordunun başına+ Yehoyada oğlu Benaya’yı+ getirdi, Abiatar’ın yerine de kâhin Tsadok’u atadı.+
36 Son olarak, kral adam gönderip Şimei’yi+ çağırdı ve ona “Kendine Yeruşalim’de bir ev yap, orada otur, şehirden hiçbir yere çıkma” dedi. 37 “Şehirden çıkıp Kidron Vadisini+ geçtiğin gün bil ki mutlaka öleceksin.+ Dökülen kanından sen sorumlu olacaksın.”+ 38 Şimei de krala “Peki efendim kral, hizmetkârın söylediğin gibi yapacak” dedi ve uzun zaman Yeruşalim’de oturdu.
39 Üç yıl sonra Şimei’nin iki kölesi,+ Gat kralı+ Maaka oğlu Akiş’in+ yanına kaçtı. Şimei’ye gelip “Kölelerin Gat’ta” diye haber verdiler. 40 Şimei de derhal kalkıp eşeğine palan vurdu, kölelerini bulmak için Gat’a, Akiş’in yanına gitti. Böylece şehirden çıktı ve kölelerini Gat’tan getirdi. 41 Süleyman’a “Şimei Yeruşalim’den çıktı, Gat’a gidip döndü” dediler. 42 Bunun üzerine kral adam gönderip Şimei’yi çağırttı.+ “Yehova’nın önünde sana ant ettirip, şehirden çıkıp herhangi bir yere gittiğin gün bil ki mutlaka öleceksin diye uyarmadım mı?+ Sen de bana ‘Peki, dediğin gibi yapacağım’ demedin mi?+ 43 O halde neden Yehova’nın önünde ettiğin andı+ tutmadın ve sana verdiğim kesin emre itaat etmedin?”+ 44 Sonra şöyle dedi: “Babam Davut’a yaptığın tüm kötülükleri iyi biliyorsun;+ Yehova mutlaka o kötülükleri senin başına getirecek.+ 45 Fakat Kral Süleyman nimetler görecek+ ve Davut’un tahtı Yehova’nın önünde sonsuza dek sarsılmadan duracak.”+ 46 Ve Kral, Yehoyada oğlu Benaya’ya emir verdi; o da gitti, Şimei’yi vurup öldürdü.+
Krallık Süleyman’ın idaresinde gitgide güçlendi.+
3 Süleyman, Mısır kralı Firavunun kızıyla+ evlendi ve Firavunla hısım+ oldu; kızı Davut Şehrine+ getirdi; Yehova’nın evinin,+ Yeruşalim’i çevreleyen surların+ ve kendi evinin+ inşasını bitirene kadar kızın orada oturmasını istedi. 2 O günlerde henüz Yehova’nın ismine bir ev inşa edilmediğinden+ halk yüksek yerlerde*+ kurban kesiyordu. 3 Süleyman babası Davut’un yasalarının rehberliğinde yürüyerek+ Yehova’yı sevdiğini+ gösteriyordu. Fakat kurbanlarını ve yakılan sunularını yüksek yerlerde+ sunuyordu.
4 Kral kurban kesmeye yine Gibeon’a+ gitti; orası yüksek yerlerin+ en önemlisiydi. Süleyman o sunakta, yakılan kurban olarak bin hayvan sundu.+ 5 Gibeon’da, Yehova Süleyman’a gece bir rüyada+ göründü.+ “Sana ne vermemi dilersin?”+ diye sordu. 6 Süleyman da, “Babam kulun Davut Senin yolunda sadakatle, doğrulukla ve dürüst+ bir yürekle yürüdü, Sen de ona büyük bir vefa gösterdin”+ dedi. “Ona hep vefalı davrandın ve bugün tahtına oturan bir oğul verdin.+ 7 Tanrım Yehova, şimdi bu kulunu babam Davut’un yerine kral yaptın; fakat ben daha çocuğum,+ neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum.+ 8 Bu kulun Senin seçtiğin halkın,+ sayılamayacak+ kadar büyük bir kalabalığın önünde duruyor. 9 Senin halkına hükmedebilsin,+ doğruyu yanlışı ayırt edebilsin+ diye kuluna itaatli bir yürek ver. Yoksa Senin bu halkına hükmetmenin+ zorluğuna kim dayanabilir?”+
10 Süleyman böyle bir dilekte bulunduğu için Yehova çok hoşnut oldu.+ 11 Ve ona şöyle dedi: “Madem bunu diledin; kendine uzun ömür veya zenginlik+ dilemedin, düşmanlarının canını da istemedin, fakat davalarda hüküm verebilmek için anlayış+ diledin, 12 Ben de dediğini yapacağım.+ Yüreğine öyle bir hikmet ve anlayış vereceğim ki,+ benzeri ne senden önce görülmüştür, ne de senden sonra görülecektir.+ 13 Ayrıca sana dilemediğin şeyleri de vereceğim;+ ömrün boyunca hem zenginlik+ hem de ihtişam bağışlayacağım, krallar içinde senin gibisi olmayacak.+ 14 Baban Davut gibi+ kurallarıma ve emirlerime uyarak+ yolumda yürürsen, ömrünü de uzatacağım.”+
15 Süleyman uyandığında+ bunları bir rüyada gördüğünü anladı. Sonra Yeruşalim’e döndü; Yehova’nın ahit sandığının+ önüne gelip paylaşma+ sunuları ve yakılan kurbanlar sundu; tüm hizmetkârlarına+ bir şölen+ düzenledi.
16 Bir gün iki fahişe+ gelip kralın huzuruna çıktılar.+ 17 Kadınlardan biri “Bağışla efendim”+ diyerek anlatmaya başladı; “Bu kadınla birlikte aynı evde oturuyoruz, evde onun yanında doğum yaptım. 18 Ben doğurduktan üç gün sonra bu kadın da doğum yaptı. Beraberdik; evde bizden başka kimse yoktu, yalnız ikimiz vardık. 19 Sonra bu kadın uykusunda oğlunun üzerine yatmış ve çocuk ölmüş. 20 Gece yarısı kalkmış; bu kulun uyurken oğlumu koynumdan alıp yanına yatırmış, ölen oğlunu da benim yanıma koymuş. 21 Sabah oğlumu emzirmek+ için uyandığımda ne göreyim, çocuk ölmüştü. Ancak aydınlıkta dikkatle bakınca onun benim çocuğum olmadığını gördüm.” 22 Diğer kadın ise “Hayır, yaşayan benim oğlum, ölü olan senin oğlun!” dedi. Bu sırada ilk kadın “Hayır, ölü olan senin oğlun, yaşayan benim oğlum” diyordu. Kralın önünde böyle konuşup durdular.+
23 En sonunda kral şöyle dedi: “Bu kadın ‘Yaşayan benim oğlum, ölü olan senin oğlun!’ diyor; diğeri ‘Hayır, ölü olan senin oğlun, yaşayan benim oğlum!’ diyor.” 24 Ve “Bana bir kılıç getirin” diye emretti.+ Krala bir kılıç getirdiler. 25 Kral “Sağ olan çocuğu ikiye bölün, bir yarısını bu kadına, diğer yarısını öbür kadına verin” dedi. 26 Bunun üzerine, yaşayan çocuğun annesi krala “Bağışla+ efendim! Çocuğu ona versinler, onu sakın öldürmeyin” dedi (çünkü oğlu+ için yüreği yanıyordu).+ Bu arada öbür kadın “Ne benim ne de senin olsun, çocuğu bölsünler!”+ diyordu. 27 O zaman kral, “Çocuğu öldürmeyin, ona verin. Annesi odur” dedi.
28 Tüm İsrail kralın verdiği hükmü duydu;+ kraldan çok korktular,+ çünkü hüküm vermek üzere Tanrı’nın hikmetine+ sahip olduğunu gördüler.
4 Kral Süleyman tüm İsrail’in kralıydı.+ 2 Yönetimde yetki verdiği kişiler+ şunlardı: Tsadok+ oğlu kâhin Azarya; 3 Yazmanlar+ Şişa’nın oğulları Elihoref ve Ahiya; saray tarihçisi, Ahilud oğlu Yehoşafat.+ 4 Ordunun başında+ Yehoyada oğlu Benaya+ vardı, Tsadok ve Abiatar+ kâhindi; 5 Natan+ oğlu Azarya bölge idarecilerinden sorumluydu, kralın yakın dostu+ olan Natan oğlu Zabud kâhindi. 6 Ahişar kral evinin kâhyasıydı, Abda oğlu Adoniram+ zorunlu hizmette çalışanların başındaydı.+
7 Süleyman’ın tüm İsrail’de on iki bölge idarecisi vardı, kralın ve ev halkının yiyeceğini onlar sağlardı. Her birine yılda bir ay erzak sağlama sırası gelirdi.+ 8 İsimleri şöyleydi: Efraim’in dağlık bölgesinde+ Hur’un oğlu; 9 Makaz’da, Şaalbim,+ Beyt-şemeş+ ve Elon-beyt-hanan’da Deker’in oğlu; 10 Arubbot’ta Hesed’in oğlu (onun bölgesi tüm Soko ve Hefer diyarıydı);+ 11 bütün Dor dağlık bölgesinde+ Abinadab’ın oğlu (Süleyman’ın kızı Tafat’ı aldı); 12 Taanak’ta,+ Megiddo’da+ ve Yizreel’in+ aşağısındaki Tsaretan’a+ komşu tüm Beyt-şean+ bölgesinde, Beyt-şean’dan Abel-mehola’ya+ ve Yokmeam+ bölgesine kadar Ahilud oğlu Baana; 13 Ramot-gilead’da+ Geber’in oğlu (onun bölgesi Gilead’da+ Manasse oğlu Yair’in+ obaları, Başan’daki+ Argob bölgesi,+ surlu ve kapıları bakır sürgülü altmış büyük şehirdi); 14 Mahanaim’de+ İddo oğlu Ahinadab; 15 Naftali’de+ Ahimaats (Süleyman’ın kızı Basemat’ı aldı);+ 16 Aşer+ ve Bealot’ta Huşay oğlu Baana; 17 İssakar’da+ Parua oğlu Yehoşafat; 18 Benyamin’de+ Ela oğlu Şimei;+ 19 Gilead+ topraklarında, Amorilerin kralı+ Sihon’un+ ve Başan kralı+ Og’un+ topraklarında Uri oğlu Geber; ayrıca ülkede (tüm diğer bölge idarecilerinden sorumlu) bir yönetici vardı.
20 Yahuda ve İsrail halkı deniz kıyısındaki kum gibi çoktu,+ yiyip içiyorlardı ve sevinç içindeydiler.+
21 Süleyman da Irmaktan*+ Filistî diyarına, oradan Mısır sınırına kadar tüm krallıklara egemen oldu. Onlar Süleyman’a ömrü boyunca armağanlar getirdiler ve hizmet ettiler.+
22 Süleyman’ın ev halkının günlük yiyeceği şunlardı: altmış kor*+ un, otuz kor ince un, 23 on besi sığırı, otlaklardan getirilmiş yirmi sığır, yüz koyun, bunların yanı sıra geyikler,+ ceylanlar,+ karacalar ve besili guguk kuşları. 24 Tifsah’tan Gazze’ye+ kadar Irmağın+ batısındaki her şey, tüm krallar Süleyman’ın buyruğu altındaydı; egemen olduğu tüm topraklarda,+ her yerde barış+ vardı. 25 Yahuda+ ve İsrail halkı, Dan’dan Beer-şeba’ya+ kadar herkes Süleyman’ın ömrü boyunca güven içinde yaşadı;+ hepsi kendi asması ve kendi incir ağacı altında oturdu.+
26 Süleyman’ın on iki bin atlısı vardı; savaş arabalarının+ atları için olan ahırlar kırk bin bölmeliydi.+
27 Bölge idarecileri,+ her biri kendi sırasının geldiği ayda Kral Süleyman’a ve sofrasında yer verilen herkese yiyecek sağlardı. Hiçbir şeyi eksik etmezlerdi. 28 Her biri görevine göre,+ gerek duyulan her yere koşum atları+ ve diğer atlar için arpa ve saman getirirdi.
29 Tanrı Süleyman’a deniz kıyısındaki kum gibi+ muazzam bir hikmet+ ve anlayış,+ yüreğine de engin bir kavrayış+ vermeye devam etti. 30 Süleyman’ın hikmeti Doğuluların+ ve Mısır’ın+ bütün bilgeliğinden+ daha büyüktü. 31 Onun gibisi yoktu; Ezrahoğlu Etan’dan+ ve Mahol’un oğulları Heman,+ Kalkol+ ve Darda’dan da hikmetliydi; ünü çevredeki tüm milletlere yayıldı.+ 32 Üç bin özdeyiş söyledi;+ bin beş ezgisi+ vardı. 33 Lübnan’daki sedir ağacından+ duvarda biten zufaotuna+ kadar ağaçlar hakkında, hayvanlar,+ kuşlar,+ balıklar+ ve diğer canlılar,+ hepsi hakkında söyleyecek bir sözü vardı. 34 Süleyman’ın hikmetini dinlemek için tüm milletlerden insanlar geliyordu;+ hatta onun hikmetini duyan yeryüzünün tüm kralları ona adamlarını gönderiyordu.+
5 Babasının ardından kral olarak Süleyman’ın meshedildiğini duyan Sur+ kralı Hiram,+ ona hizmetkârlarını+ gönderdi; çünkü Hiram Davut’u severdi.+ 2 Süleyman da buna karşılık Hiram’a şu haberi gönderdi:+ 3 “Biliyorsun, Babam Davut Tanrısı Yehova’nın ismine bir ev inşa edemedi, çünkü Yehova çevresindeki düşmanlarını ayaklarının altına serene dek babam onlarla savaştı.+ 4 Fakat şimdi Tanrım Yehova bana her taraftan rahatlık verdi.+ Ne bir başkaldıran var ne de kötü bir olay.+ 5 Ben de Tanrım Yehova’nın ismine bir ev yapmayı düşünüyorum;+ Yehova, babam Davut’a ‘Senin yerine tahtına oturtacağım oğlun, Benim ismime evi o yapacak’ diye vaat etmişti.+ 6 Şimdi emir ver de benim için Lübnan’da sedir ağaçları+ kessinler; hizmetkârlarım senin hizmetkârlarınla beraber çalışsın. Hizmetkârlarının ücretini söyleyeceğin gibi öderim, çünkü biliyorsun, bizde Saydalılar+ gibi ağaç kesmesini bilen yok.”
7 Hiram+ Süleyman’ın sözlerini duyunca çok sevindi ve “Bu kalabalık halkı+ yönetmesi için Davut’a hikmetli+ bir oğul veren Yehova’ya bugün şükrolsun”+ dedi. 8 Ve Süleyman’a şöyle cevap gönderdi: “Yolladığın haberi aldım. Sedir ve ardıç+ tomrukları konusunda her arzunu yerine getireceğim. 9 Hizmetkârlarım onları Lübnan’dan+ denize indirir. Ben onlardan sallar yapıp söyleyeceğin yere deniz yoluyla getiririm+ ve orada çözerim, sen de götürürsün; ev halkım için yiyecek vermekle sen de benim arzumu yerine getirmiş olursun.”+
10 Böylece Hiram Süleyman’ın arzusuna göre ona sedir ve ardıç tomrukları vermeye başladı. 11 Süleyman da Hiram’ın ev halkının erzak ihtiyacı için yirmi bin kor+ buğday ve dövülmüş zeytinden çıkarılmış yirmi kor yağ+ verdi. Süleyman Hiram’a bunu her yıl verirdi.+ 12 Yehova da vaat ettiği gibi Süleyman’a hikmet bağışladı;+ Hiram ile Süleyman arasında barış vardı, ikisi antlaşma yaptılar.
13 Kral Süleyman İsrailoğullarından zorunlu hizmette+ çalışacak adamlar topladı; sayıları otuz bindi. 14 Onları her ay on bin kişi olmak üzere sırayla Lübnan’a gönderirdi. Bir ay Lübnan’da iki ay evlerinde kalırlardı;+ zorunlu hizmette+ çalışanların+ başında Adoniram+ vardı. 15 Süleyman’ın yetmiş bin yük taşıyanı,+ dağda+ seksen bin taş kesicisi+ vardı.+ 16 Ayrıca+ Süleyman’ın, işin başında duran, çalışanları denetleyen üç bin üç yüz idarecisi+ vardı. 17 Kral, evin temelini+ yontma taşlarla+ atmak için büyük, değerli taşlar+ çıkarmalarını emretti. 18 Böylece Süleyman’ın ve Hiram’ın işçileri ve Geballılar+ taşları kestiler, evin inşası için tomrukları ve taşları hazırladılar.
6 İsrailoğullarının Mısır diyarından çıkışının dört yüz sekseninci yılıydı.+ Süleyman, İsrail kralı olmasının dördüncü yılında,+ ikinci ay+ olan Ziv ayında+ Yehova’nın evini inşa etmeye başladı.+ 2 Kral Süleyman’ın Yehova için inşa ettiği evin+ uzunluğu altmış arşın,*+ genişliği yirmi arşın, yüksekliği otuz arşındı.+ 3 Evin ana binasının* önündeki sundurmanın+ genişliği evin genişliğine eşit olup yirmi arşındı; sundurmanın uzunluğu on arşındı.
4 Eve, duvarın içine doğru daralan pencereler+ yaptı. 5 Ayrıca evi çepçevre saran bir yapı inşa etti. Bu yapı, evin, yani ana bölüm ile iç odanın+ duvarlarına çepçevre bitişikti; içinde odalar+ vardı. 6 En alt kattaki yan odaların genişliği beş arşın, orta kattakilerin altı arşın, üçüncü kattakilerin yedi arşındı; çünkü evin duvarlarını, dış tarafta çepçevre girinti bırakarak yaptı,+ böylece kirişler evin duvarlarına girmeyecekti.+
7 Evin yapımında kullanılan taşlar+ çıkarıldıkları yerde hazırlanmıştı. İnşaat sırasında evin+ içinde ne çekiç ne balta ne de demir bir alet sesi duyuldu. 8 En alt kattaki yan odaların girişi+ evin sağ yanındaydı; orta kata, orta kattan da üçüncü kata döner bir merdivenle çıkılıyordu. 9 Süleyman evi inşa etmeye devam etti ve işi kısım kısım bitirdi.+ Evin üstünü sedir ağacından kirişler ve tahtalarla kapattı.+ 10 Evi çepçevre saran yan odaları+ beşer arşın yüksekliğinde yaptı; yan odalarla ev arasında sedir ağacından bağlantılar vardı.+
11 Bu arada Süleyman’a+ Yehova’dan şu söz geldi:+ 12 “Eğer yasalarıma uyarsan,+ hükümlerimi yerine getirirsen+ ve emirlerime tam olarak itaat edip onların rehberliğinde yürürsen,+ Ben de senin hakkında ve özellikle inşa ettiğin bu evle ilgili baban Davut’a söylediğim sözü mutlaka gerçekleştireceğim;+ 13 İsrailoğullarının arasında oturacağım+ ve halkım İsrail’i hiç bırakmayacağım.”+
14 Süleyman evin inşasına kısım kısım devam etti.+ 15 Evin duvarlarını içeriden sedir ağacından tahtalarla kapladı. Evi yerden tavan merteklerine kadar içeriden tahtayla kapladı ve evin zeminine ardıç keresteleri döşedi.+ 16 Evin arka kısmında, yerden tavan merteklerine kadar sedir ağacıyla kaplı, yirmi arşınlık bir bölme ayırdı; böylece evin iç odasını,+ En Kutsal Yeri+ yaptı. 17 Evin ön kısmındaki+ ana bölümün+ uzunluğu kırk arşındı. 18 Evin içindeki sedir ağacından kaplamalarda acıkarpuz+ ve çiçek+ çelenkleri şeklinde oyma motifler vardı. Her yer sedir ağacındandı; hiç taş görünmüyordu.
19 Yehova’nın ahit+ sandığını+ koymak için evin arka kısmındaki iç+ odayı hazırladı. 20 İç odanın uzunluğu yirmi arşın, genişliği yirmi arşın,+ yüksekliği yirmi arşındı; odayı saf altınla kapladı,+ sunağı+ sedir ağacıyla kapladı. 21 Süleyman evin içini saf altınla+ kapladı,+ iç odanın önüne+ altından bir zincir+ çekti; iç odayı altınla kapladı. 22 Bütün evi, evin her yanını altınla kapladı,+ iç odanın hemen önündeki sunağı+ da tamamen altınla kapladı.+
23 Sonra, iç odada halep çamından* iki kerubi+ yaptı, her biri on arşın boyundaydı.+ 24 Kerubinin bir kanadının uzunluğu beş arşın, diğer kanadının uzunluğu beş arşındı. Kanatları bir uçtan öbür uca on arşındı.+ 25 İkinci kerubi de on arşındı. İki kerubinin ölçüsü de biçimi de aynıydı. 26 Bir kerubinin boyu on arşındı, diğeri de öyleydi. 27 Kerubileri iç odaya yerleştirdi, kanatları açıktı.+ Bir kerubinin kanadı bir duvara, diğerinin kanadı öbür duvara değiyordu; diğer kanatlarının ucu da odanın ortasında birbirine değiyordu.+ 28 Kerubileri de altınla kapladı.+
29 İç odanın ve ön odanın bütün duvarlarına kerubi,+ hurma ağacı+ ve çiçek+ motifleri oydu. 30 Evin, iç odanın ve ön odanın zeminini+ altınla kapladı. 31 İç odanın girişine halep çamından+ kapı+ yaptı: kenar sütunları, söveler; duvarın beşte biri. 32 Kapının iki kanadı da halep çamındandı; üzerlerine kerubi, hurma ağacı ve çiçek motifleri oyup onları altınla kapladı; altını kerubi ve hurma ağacı motifleri üzerinde dövdü. 33 Ana bölümün girişini de aynı şekilde yaptı; söveler halep çamından olup kareydi. 34 Çift kanatlı kapı ise ardıç ağacındandı.+ Kapının her iki tarafında katlanır kanatlar vardı ve bunlar miller üzerinde dönüyordu.+ 35 Üzerlerine kerubi, hurma ağacı ve çiçek motifleri oydu; onları+ altın varakla kapladı.
36 İç avlunun+ duvarını üç sıra+ yontma taş, bir sıra sedir ağacından kirişlerle inşa etti.
37 Dördüncü yılda, ay takvimine göre Ziv ayında+ Yehova’nın evinin temeli+ atıldı. 38 Ev, on birinci yılda, ay takvimine göre sekizinci ay olan Bul ayında, planına göre,+ bütün ayrıntılarıyla bitirildi;+ böylece evi yedi yılda inşa etti.
7 Süleyman kendi evini on üç yılda+ inşa etti ve bütün evi bitirdi.+
2 Sonra Lübnan Ormanı denilen evi+ inşa etmeye başladı. Evin uzunluğu yüz arşın, genişliği elli arşın, yüksekliği otuz arşındı; ev, sedir ağacından dört sıra direk üzerine kurulmuştu, direklerin üzerine sedir ağacından kirişler+ yerleştirilmişti. 3 Ev sedir ağacıyla kaplanmıştı+ ve kırk beş direğin taşıdığı kirişlerin üstündeydi. Sayıları bir sırada on beşti. 4 Binada üç sıra pencere vardı; pencereler çerçeveliydi ve ışıklık+ olarak üç kata da karşılıklı yerleştirilmişti. 5 Bütün girişler ve kapı söveleri+ çerçeveli olup dört köşeydi, birbirine bakan pencerelerin yüzleri de üç katta aynı şekildeydi.
6 Sütunlu Sundurmayı elli arşın uzunluğunda ve otuz arşın genişliğinde yaptı; onun önünde, sütunları ve saçağı olan bir başka sundurma daha vardı.
7 Hüküm verirken oturacağı Taht Eyvanını,+ yani hüküm eyvanını yaptı;+ onu zeminden tavan merteklerine kadar sedir ağacıyla kapladılar.+
8 Oturacağı ev ise Eyvandan biraz uzaktaydı ve diğer avluya+ bakıyordu. İşçiliği onunla aynıydı. Ayrıca Süleyman eş olarak aldığı Firavunun kızı+ için de bu Eyvan gibi bir ev yapmaya başladı.
9 Temellerinden duvar semerlerine kadar tüm bu binalar ve dışarıda büyük avluya+ kadar olan her yer değerli+ taşlarla inşa edildi. Taşlar ölçülerine göre taş testereleriyle kesilmiş, iç ve dış yüzleri yontulmuştu. 10 Değerli taşlarla, on arşın ve sekiz arşın uzunluğunda çok büyük taşlarla temel atıldı. 11 Onların üzerinde belirli ölçülere göre yontulmuş değerli taşlar ve sedir ağacından kirişler vardı. 12 Büyük avluyu çevreleyen duvar üç sıra+ yontulmuş taş, bir sıra sedir ağacından kirişlerle yapılmıştı; Yehova’nın evinin+ iç avlusunda+ ve sundurmada+ da böyleydi.
13 Kral Süleyman haber gönderip Sur’dan Hiram’ı+ getirtti. 14 Naftali kabilesinden dul bir kadının oğlu olan bu adamın babası da Surlu+ bir bakır işçisiydi;+ her tür bakır işinde hünerli,* anlayışlı+ ve bilgiliydi. Hiram, Kral Süleyman’ın yanına geldi ve onun bütün işini yapmaya başladı.
15 Bakırdan iki sütun döktü,+ her birinin yüksekliği on sekiz arşındı, iki sütunun+ da çevresi ölçü ipiyle on iki arşındı. 16 Sütunların üzerine koymak için bakırdan iki dökme sütun başlığı yaptı.+ Bir sütun başlığının yüksekliği beş arşındı, diğer sütun başlığının yüksekliği de beş arşındı. 17 Sütunların üzerindeki başlıklarda+ ağlar, burma zincir şeklinde süsler vardı;+ bir başlıkta yedi, diğer başlıkta yedi taneydi. 18 Ağın üzerine, sütun başlıklarını saracak şekilde iki sıra nar yaptı; diğer sütun başlığını da aynı şekilde yaptı.+ 19 Sundurmanın önündeki sütunlar üzerinde bulunan başlıklar zambak şeklindeydi,+ başlığın bu kısmı dört arşındı. 20 Bunlar iki sütunun üzerinde, ağ motifinin sardığı şişkin kısmın yukarısındaydı; her başlıkta sıra sıra iki yüz nar+ vardı.
21 Mabedin sundurmasına+ ait sütunları+ dikti. Sağdaki sütunu yerleştirdi ve ona Yakin* adını verdi, sonra soldaki sütunu yerleştirdi, ona da Boaz* adını verdi. 22 Sütunların başlıkları zambak şeklindeydi. Sütunların yapımı adım adım tamamlandı.
23 Dökme havuzu yaptı;+ ağzı yuvarlak olup bir uçtan öbür uca on arşındı; yüksekliği beş arşındı ve çevresi ölçü ipiyle otuz arşındı.+ 24 Havuz, ağzının altındaki iki sıra acıkarpuz+ motifleriyle+ birlikte dökülmüştü. Bu motifler havuzu çepçevre, bir arşına on tane sığacak şekilde sarıyordu.+ 25 Havuz on iki boğa üzerinde duruyordu;+ üçü kuzeye, üçü batıya, üçü güneye, üçü de doğuya bakıyordu. Havuz onların üzerindeydi, sağrıları havuzun ortasına doğruydu.+ 26 Havuzun kalınlığı dört parmaktı;*+ ağzı kâse ağzına benzer şekilde, zambak çiçeği şeklinde yapılmıştı.+ İki bin bat*+ su alırdı.+
27 Bakırdan on araba yaptı,+ her arabanın uzunluğu dört arşın, genişliği dört arşın, yüksekliği üç arşındı. 28 Arabalar şöyle yapılmıştı: Yan levhaları vardı, yan levhalar kafesli bir çerçeve içindeydi. 29 Çerçeve içindeki yan levhaların üzerinde aslan,+ boğa+ ve kerubi+ motifleri vardı, kafesin çubuklarının üzeri de böyleydi. Aslanların ve boğaların yukarısında ve aşağısında sarkık çelenk+ motifleri vardı. 30 Her arabanın bakırdan dört tekerleği ve bakırdan dört dingili vardı; bunların desteği arabanın dört köşebendiydi. Destekler kazanın altından başlıyordu, her biri üzerlerindeki çelenk motifleriyle beraber dökülmüştü. 31 Kazan, içeriden desteklere ve yukarıya ağız kısmına kadar (. . .) arşındı;* arabanın ağzı yuvarlaktı, boynunun yüksekliği bir buçuk arşındı, arabanın ağzında da oymalar vardı. Boyun levhaları yuvarlak değil dört köşeydi. 32 Dört tekerlek yan levhaların altındaydı, tekerleklerin destekleri arabanın yanlarında, alttaydı; her tekerleğin yüksekliği bir buçuk arşındı. 33 Tekerlekler savaş arabası tekerleği+ biçiminde yapılmıştı; destekleri, çemberleri, çubukları ve göbekleri, hepsi dökümdü. 34 Her arabanın dört köşesinde birer destek vardı; bunlar arabayla bütündü. 35 Arabanın boyun kısmında yarım arşın yüksekliğinde bir halka vardı; üzerindeki kenar çubukları ve boyun levhaları arabayla bir bütündü. 36 Boyun levhalarına ve kenar çubuklarının üzerindeki plakalara çeşitli büyüklüklerde kerubi, aslan ve hurma ağacı motifleri oydu,+ çepçevre çelenklerle bezedi.+ 37 On arabayı+ da böyle yaptı; hepsi aynı şekilde döküldüğünden+ aynı biçimde ve aynı ölçüdeydiler.
38 Bakırdan on kazan yaptı.+ Her kazan kırk bat su alırdı ve dört arşındı. Her arabada bir kazan vardı, on araba da böyleydi. 39 Sonra beş arabayı evin sağ tarafına, beş arabayı da evin sol tarafına koydu;+ havuzu evin sağ tarafına, güneydoğu yönüne koydu.+
40 Sonra Hiram+ kazanları,+ kürekleri+ ve leğenleri+ yaptı. Böylece Hiram Yehova’nın evi için Kral Süleyman’a yaptığı bütün şu işleri bitirdi:+ 41 İki sütun,+ sütunların üzerinde kâse biçiminde başlıklar,+ sütunların üzerindeki yuvarlak başlıkları saran ağ motifleri,+ 42 iki sütunun üzerindeki kâse biçimli başlıkları saran iki ağ motifi için, her ağda iki sıra nar olmak üzere dört yüz nar;+ 43 on araba,+ arabaların üzerinde on kazan,+ 44 bir havuz+ ve havuzun altında on iki boğa;+ 45 kovalar, kürekler, leğenler ve Kral Süleyman’a Yehova’nın evi için parlatılmış bakırdan yaptığı tüm takımlar.+ 46 Kral bunların dökümü için, Sukkot+ ile Tsaretan+ arasındaki Ürdün Havzasında*+ kilden kalıplar kullandı.
47 Takımlar+ o kadar çoktu ki Süleyman onları tartmadı.+ Kullanılan bakırın hesabı tutulmadı.+ 48 Süleyman Yehova’nın evine ait bütün takımları, altın sunağı+ ve üzerine huzur ekmeğinin konacağı altın masayı;+ 49 iç odanın önünde beşi sağa, beşi sola konacak saf altından+ şamdanları,+ altından goncaları,+ kandilleri+ ve fitil maşalarını;+ 50 saf altından kazanları, fitil makaslarını,+ leğenleri,+ tasları+ ve ateş kaplarını;+ iç odanın, yani En Kutsal Yerin+ ve ana binanın+ kapıları+ için altından mil yuvalarını yaptı.
51 Sonunda Kral Süleyman’ın Yehova’nın eviyle ilgili yapması gereken tüm iş tamamlandı;+ Süleyman babası Davut’un adayıp kutsadığı şeyleri+ oraya getirmeye başladı; gümüşü, altını ve eşyaları Yehova’nın evinin hazinesine koydu.+
8 O zaman Süleyman,+ Yehova’nın ahit sandığını+ Davut Şehri+ Sion’dan+ çıkarmak için İsrail ihtiyarlarını,+ İsrailoğullarının bütün kabile başlarını,+ aşiret beylerini+ Yeruşalim’e topladı.+ 2 İsrail’in bütün erkekleri ay takvimine göre yedinci ay+ olan Etanim ayında, bayramda,+ Kral Süleyman’ın yanına toplandı. 3 İsrail’in bütün ihtiyarları geldi; kâhinler de sandığı+ yerinden aldılar.+ 4 Yehova’nın sandığını, Toplanma Çadırını+ ve çadırdaki tüm kutsal takımları mabede getirdiler. Onları kâhinler ve Levioğulları+ taşıdı.+ 5 Kral Süleyman ve çağrıya uyup yanına toplanmış olan tüm İsrail topluluğu sandığın önündeydi; sayılamayacak kadar çok+ koyun ve sığır kurban ettiler.+
6 Sonra kâhinler Yehova’nın ahit sandığını+ En Kutsal Yere, evin iç odasına taşıyıp kerubilerin kanatları+ altındaki yerine+ koydular.
7 Kerubilerin kanatları sandığın konulduğu yerin üzerinde açık duruyordu, böylece sandığın ve sırıklarının üzerini örtüyorlardı.+ 8 Fakat sırıklar+ öyle uzundu ki, uçları iç odanın önündeki Kutsal Yerden görülüyordu; ancak dışarıdan görülmüyordu. Bugün hâlâ oradadırlar.+ 9 Sandıkta iki taş levhadan+ başka bir şey yoktu; Musa onları Horeb’de, Yehova Mısır diyarından çıkan+ İsrailoğullarıyla ahit yaptığında+ sandığa koymuştu.+
10 Kâhinler kutsal mekândan çıkınca, bulut+ Yehova’nın evini doldurdu. 11 Kâhinler+ buluttan ötürü orada kalıp hizmet edemediler,+ çünkü Yehova’nın ihtişamı+ Yehova’nın evini doldurmuştu.+ 12 O zaman Süleyman şöyle söyledi: “Ey Yehova, Sen söylediğin gibi koyu karanlıkta+ oturursun; 13 ben Sana devirler boyunca+ oturman için yüce bir mesken, kalıcı bir yer+ inşa ettim.”+
14 Sonra kral halka döndü ve tüm İsrail cemaati için hayırdua etti;+ o sırada bütün cemaat ayakta duruyordu. 15 Süleyman şunları söyledi: “Babam Davut’la konuşan+ ve sözünü bizzat gerçekleştiren+ İsrail’in Tanrısı Yehova’ya şükrolsun.+ O demişti ki, 16 ‘Halkım İsrail’i Mısır’dan çıkardığım günden beri, ismimi taşıyacak+ bir ev+ inşa etmek için İsrail kabileleri içinde bir şehir seçmedim;+ fakat halkım İsrail’in önderi olması için Davut’u seçeceğim.’+ 17 Babam Davut’un yüreğinde İsrail’in Tanrısı Yehova’nın ismine bir ev inşa etme arzusu vardı.+ 18 Fakat Yehova babam Davut’a şöyle dedi: ‘İsmime bir ev inşa etmeyi yürekten arzuluyorsun; bunu arzulamakla iyi ediyorsun.+ 19 Ancak evi sen yapmayacaksın; doğacak* olan oğlun, o Benim ismime ev yapacak.’+ 20 Ve Yehova söylediği sözü yerine getirdi;+ bu sayede Yehova’nın dediği gibi babam Davut’un yerine geçtim, İsrail tahtına oturdum+ ve İsrail’in Tanrısı Yehova’nın ismine bir ev inşa ettim;+ 21 ve böylece Yehova’nın atalarımızla, onları Mısır diyarından çıkarırken yaptığı ahdin+ bulunduğu sandık için orada yer hazırladım.”
22 Süleyman Yehova’nın sunağının önünde,+ tüm İsrail cemaatinin karşısında durdu ve ellerini göğe açıp+ dua etti; 23 ve şöyle dedi: “Ey İsrail’in Tanrısı Yehova,+ yukarıda göklerde ve aşağıda yerde Senin gibi Tanrı yok;+ Senin yolunda tüm yürekle yürüyen+ kullarına+ vefanı+ gösterirsin ve onlarla yaptığın ahde bağlı kalırsın. 24 Sen babam Davut kuluna verdiğin sözü tuttun; ağzından çıkan sözü bugün bizzat gerçekleştirdin.+ 25 Ey İsrail’in Tanrısı Yehova, babam Davut kuluna verdiğin sözü tut; ona ‘Eğer oğulların yollarına dikkat eder, senin gibi yolumda yürürlerse, İsrail tahtında senin soyundan bir erkek asla eksik olmayacak’+ demiştin. 26 Ey İsrail’in Tanrısı, ne olur babam Davut kuluna verdiğin söz+ gerçekleşsin.
27 Fakat Tanrı yeryüzünde oturur mu?+ İşte gökler,+ evet göklerin göğü+ bile Seni alamaz;+ benim inşa ettiğim bu ev+ nedir ki? 28 Ey Tanrım Yehova, bugün kulunun duasına+ ve lütuf dileğine+ kulak ver, yakarışını ve Senin önündeki duasını dinle.+ 29 Gözlerin gece gündüz bu ev üzerinde, ‘İsmimi taşıyacak’+ dediğin yer üzerinde olsun+ ve bu yere doğru dua eden kulunun duasını işit.+ 30 Kulunun ve bu yere doğru dua eden halkın İsrail’in yakarışına kulak ver.+ Oturduğun yerden, göklerden işit;+ işit ve bağışla.+
31 Bir adam komşusuna karşı günah işlerse,+ komşusu da ona masum olduğuna dair lanet+ yemini ettirirse ve suçlu adam o lanetli durumda Senin bu evdeki sunağına gelirse, 32 o zaman göklerden işit, harekete geç ve kullarını yargıla; suçluyu suçlu çıkarıp yaptıklarını onun başına getir,+ doğru kişiyi aklayıp+ doğruluğuna göre ödüllendir.+
33 Halkın İsrail Sana karşı günah işlediği için+ düşmana yenildiğinde,+ Sana döner,+ adını yüceltir,+ bu evde dua edip+ Senden lütuf dilerse,+ 34 o zaman göklerden işit ve halkın İsrail’in günahını bağışla,+ atalarına verdiğin topraklara+ onları geri getir.+
35 Halkın Sana karşı günah işlediği için+ gökler kapanıp hiç yağmur yağmadığında,+ onlara sıkıntı verdiğin için+ bu yere doğru dua edip+ adını yüceltirler ve günahlarından dönerlerse, 36 o zaman göklerden işit ve kullarının, halkın İsrail’in günahını bağışla. Çünkü Sen yürümeleri gereken doğru yolu+ onlara öğretirsin;+ halkına miras olarak verdiğin topraklara yağmur yağdır.+
37 Ülkede kıtlık,+ salgın hastalık+ olduğunda, ürünler yanıklıkla* ve küfle+ mahvolduğunda, çekirge,+ hamamböceği+ çıktığında, düşman şehir kapılarına dayandığında, her tür bela ve her tür hastalıkta, 38 bir kişi veya tüm halkın İsrail,+ ellerini bu eve doğru açıp+ dua eder,+ lütuf dilerse+ (çünkü herkes kendi yüreğindeki derdi bilir),+ 39 o zaman göklerden,+ kalıcı meskeninden+ işit ve bağışla,+ harekete geç+ ve herkese tuttuğu yola göre karşılığını ver;+ çünkü Sen insanın yüreğindekileri bilirsin+ (evet insanoğullarının yüreğini yalnız Sen bilirsin).+ 40 Böylece, atalarımıza verdiğin topraklar+ üzerinde yaşadıkları günler boyunca halkın Senden korksun.+
41 Halkın İsrail’den olmayan ve Senin isminden ötürü uzak bir memleketten gelen+ yabancı da,+ 42 gelip bu eve doğru dua ederse+ (çünkü büyük ismini,+ uzattığın elini ve kolunun kuvvetini+ duyacaklar), 43 göklerden, kalıcı meskeninden+ işit ve o yabancının tüm dileklerini yerine getir;+ böylece yeryüzündeki tüm milletler Senin ismini bilsin,+ halkın İsrail gibi Senden korksun ve yaptığım bu evin+ Senin ismini taşıdığını anlasın.
44 Halkın Senin gösterdiğin yoldan+ düşmanlarıyla savaşmaya gittiğinde,+ seçtiğin bu şehre+ ve Senin ismine inşa ettiğim bu eve doğru,+ Yehova adını anarak dua ederlerse,+ 45 göklerden onların duasını ve lütuf dileğini işit, onlar için adaleti yerine getir.+
46 Sana karşı günah işlediklerinde+ (çünkü günah işlemeyen insan yoktur),+ kızıp onları düşmanlarının eline bırakırsan, düşmanları onları tutsak alıp kendi ülkelerine götürürse, yakın olsun uzak olsun+ 47 o ülkede+ halkının aklı başına gelir,+ yollarından döner+ ve ‘Günah işledik,+ yanlış yaptık,+ kötü davrandık’+ diyerek Senden lütuf dilerlerse,+ 48 kendilerini tutsak alıp götüren düşmanların ülkesinde tüm yürekleriyle ve tüm canlarıyla Sana dönerlerse+ ve atalarına verdiğin topraklara, seçtiğin bu şehre ve ismine inşa ettiğim bu eve doğru dua ederlerse,+ 49 göklerden, kalıcı meskeninden+ onların duasını ve lütuf dileklerini işit, onlar için adaleti yerine getir.+ 50 Sana karşı günah işlemiş+ halkını ve Sana karşı işledikleri tüm suçları+ bağışla;+ onları tutsak edenlerin yüreğini yumuşat+ 51 (çünkü onlar Senin Mısır’dan, demir fırını içinden+ çıkardığın halkındır,+ mirasındır),+ 52 gözlerin lütuf dileyen kulunun ve halkın İsrail’in üzerinde olsun,+ Sana her seslendiklerinde onları dinle.+ 53 Çünkü ey Ulu Rab Yehova, atalarımızı Mısır’dan çıkarırken kulun Musa aracılığıyla+ söylediğin gibi Sen onları Kendi halkın olarak yeryüzündeki tüm milletlerden ayırdın.”+
54 Süleyman diz çöküp+ ellerini göğe açmıştı.+ Yehova’ya duasını ve yakarışını bitirince Yehova’nın sunağının önünden kalktı; 55 ayakta durdu+ ve yüksek sesle tüm İsrail cemaati için hayırdua etti:+ 56 “Söz verdiği gibi halkı İsrail’e rahatlık veren+ Yehova’ya şükrolsun.+ Kulu Musa aracılığıyla verdiği bütün güzel vaatlerin+ hiçbiri boş çıkmadı.+ 57 Tanrımız Yehova atalarımızın yanında olduğu gibi+ bizim de yanımızda olsun.+ Bizi yüzüstü bırakmasın ve terk etmesin,+ 58 O’nun yolunda yürümemiz,+ atalarımıza verdiği emirlere,+ kurallara,+ hükümlere+ uymamız için yüreğimizi Kendisine yöneltsin.+ 59 Yehova’dan bu lütuf dileğim Tanrımız Yehova tarafından gece gündüz hatırlansın da,+ kulu ve halkı İsrail için her gün+ adaleti yerine getirsin; 60 yeryüzündeki tüm milletler anlasın ki+ gerçek Tanrı* Yehova’dır.+ O’ndan başkası yoktur.+ 61 Bugün olduğu gibi O’nun kurallarına ve emirlerine uyarak Tanrınız Yehova’ya tüm yürekle+ bağlı olun.”
62 Kral ve onunla beraber bütün İsrailoğulları Yehova’nın önünde çok sayıda kurban kestiler.+ 63 Süleyman Yehova’ya sunması gereken paylaşma kurbanlarını,+ yirmi iki bin sığır ve yüz yirmi bin koyun sundu.+ Böylece kral ve tüm İsrailoğulları Yehova’nın evini hizmete açtı.+ 64 Yehova’nın önündeki bakır sunak,+ yakılan kurbanları, tahıl sunularını ve paylaşma kurbanlarının yağını+ almadığından, yakılan kurbanları, tahıl sunularını ve paylaşma kurbanlarının yağını sunmak için o gün kral, Yehova’nın evinin önündeki avlunun orta kısmını da kutsadı.+ 65 Süleyman ve onunla beraber tüm İsrail halkı, Hamat girişinden+ Mısır Vadisine+ kadar ülkenin her yerinden gelmiş büyük bir cemaat,+ Tanrımız Yehova’nın önünde yedi gün ve bir yedi gün daha,+ toplam on dört gün bayram yaptılar.+ 66 Süleyman sekizinci gün halkı gönderdi;+ onlar da krala hayırdua edip evlerine sevinçle+ döndüler, Yehova’nın, kulu Davut ve halkı İsrail için yaptığı tüm iyiliklerden+ dolayı yürekleri sevinç ve neşeyle coşuyordu.+
9 Süleyman Yehova’nın evini, kral evini+ ve yapmak istediği tüm güzel şeyleri+ tamamladıktan+ sonra, 2 Yehova ona Gibeon’daki gibi bir kez daha göründü.+ 3 Yehova, “Duanı,+ lütuf dileğinle yakarışını işittim” dedi. “Devirler boyunca adımı taşısın+ diye inşa ettiğin bu evi kutsal kıldım;+ gözlerim+ ve yüreğim hep orada olacak.+ 4 Sana gelince, eğer emrettiğim her şeyi yaparak+ baban Davut gibi+ doğru*+ bir yürekle ve dürüstlükle+ yolumda yürürsen,+ kurallarıma+ ve hükümlerime+ uyarsan, 5 Ben de baban Davut’a söz verip ‘Senin soyun İsrail tahtından inmeyecek’ dediğim gibi, İsrail’de krallığını ve tahtını devirler boyu sabit kılarım.+ 6 Fakat siz ve oğullarınız Benim yolumdan döner,+ size verdiğim emirlere ve yasalara uymazsanız, gidip başka ilahlara kulluk eder,+ onların önünde eğilirseniz, 7 Ben de İsrail’i ona verdiğim topraklardan söküp atarım;+ ismim için kutsadığım bu evi de gözümün önünden silip atarım.+ İsrail tüm halkların diline düşer+ ve alay konusu olur. 8 Bu ev harabeye döner.+ Yanından geçenler bakakalır,+ ıslık çalıp ‘Yehova bu ülkeyi ve evi neden bu hale getirdi?’ derler.+ 9 Sonra da derler ki, ‘Onlar, atalarını Mısır diyarından çıkaran Tanrıları Yehova’yı terk ettiler,+ başka ilahlara bağlandılar,+ onlara kulluk edip önlerinde eğildiler. İşte bu yüzden Yehova başlarına bu felaketi getirdi.’”+
10 Ve yirmi yılın sonunda, Kral Süleyman iki evi, Yehova’nın evini+ ve kral evini+ bitirdiğinde, 11 Hiram’a Celile bölgesinde+ yirmi şehir verdi (Sur kralı Hiram+ Süleyman’a dilediği kadar sedir ve ardıç tomruğu,+ altın vererek yardım etmişti).+ 12 Ve Hiram Sur’dan çıkıp Süleyman’ın verdiği şehirlere bakmaya gitti, fakat onları beğenmedi.+ 13 Bunun üzerine Süleyman’a “Kardeşim, bana bu şehirleri mi verdin?” dedi. O şehirlere bugün hâlâ Kabul Diyarı* denir.
14 Bu arada Hiram krala yüz yirmi talant* altın gönderdi.+
15 Süleyman Yehova’nın evinin,+ kendi evinin, Millo’nun,*+ Yeruşalim surlarının,+ Hatsor’un,+ Megiddo’nun+ ve Gezer’in+ inşasında, zorunlu hizmet için topladığı adamları+ çalıştırdı. 16 (Mısır kralı Firavun gelip Gezer’i ele geçirmiş ve ateşe vermişti, şehirde oturan Kenanlıları+ da öldürmüştü. Ve orayı kızına,+ yani Süleyman’ın karısına düğün hediyesi olarak vermişti.) 17 Süleyman Gezer’i ve Aşağı Beyt-horon’u,+ 18 Baalat’ı,+ ülke sınırları içinde, çölde bulunan Tamar’ı, 19 kendisine ait olan bütün ambar+ şehirlerini, savaş arabası şehirlerini ve atlılar için olan şehirleri+ inşa etti. Yeruşalim’de, Lübnan’da ve egemenliği altındaki tüm topraklarda yapmak istediği güzel şeyleri+ tamamladı. 20 İsrailoğullarından olmayan, Amoriler,+ Hititler,+ Perizziler,+ Hiviler+ ve Yebusilerden+ artakalan tüm halka gelince,+ 21 Süleyman İsrailoğullarının tamamen yok edemediği+ o halkların memlekette kalmış olan çocuklarını zorunlu hizmette köle olarak çalıştırdı;+ bu hâlâ böyledir. 22 Süleyman İsrailoğullarından hiçbirini köle yapmadı;+ onlar savaşçılar, kralın hizmetkârları, yöneticiler, yaverleri, arabacılarının ve atlılarının başlarıydı.+ 23 Süleyman’ın inşa işinde, idarecilerin başında olan ve çalışanları denetleyen beş yüz elli kişi vardı.+
24 Ve Firavunun kızı,+ Davut Şehrinden+ çıkıp kralın kendisi için inşa ettiği eve geldi. Kral, Millo’yu+ o zaman yaptı.
25 Süleyman Yehova için yaptığı sunakta yılda üç+ kez yakılan kurbanlar ve paylaşma kurbanları sunardı;+ Yehova’nın önündeki sunaktan kurban dumanları yükselirdi.+ Süleyman evi bitirmişti.+
26 Kral Süleyman’ın bir gemi filosu vardı, onları Edom topraklarında, Kızıldeniz kıyısında Elot+ yakınlarında bulunan Etsyon-geber’de inşa ettirmişti.+ 27 Bu filoda Süleyman’ın hizmetkârlarının yanı sıra Hiram’ın gönderdiği hizmetkârlar,+ denizi iyi bilen gemiciler de bulunurdu. 28 Ofir’e+ gidip oradan dört yüz yirmi talant altın+ alır ve Kral Süleyman’a getirirlerdi.
10 Seba+ kraliçesi Süleyman’ın ününü ve dolayısıyla Yehova’nın yüce ismini duymuştu.+ Bu nedenle zor sorularla onu sınamaya geldi.+ 2 Kraliçe Yeruşalim’e, pelesenk yağı,+ büyük miktarda altın ve değerli taş yüklü develerle,+ çok büyük bir kervanla+ geldi; Süleyman’ın huzuruna çıktı ve yüreğinden geçen her şeyi onunla konuştu.+ 3 Süleyman da bütün sorularına cevap verdi.+ Kralın bilmediği, ona cevap veremediği hiçbir şey olmadı.+
4 Süleyman’ın her konudaki hikmetini,+ inşa ettiği evi,+ 5 sofrasındaki yiyecekleri,+ hizmetindekilerin sofrada oturuşunu, uşaklarının yemek sırasındaki hizmetini, giyim kuşamlarını, kralın içkilerini+ ve Yehova’nın evinde düzenli olarak sunduğu yakılan kurbanları görünce Seba kraliçesinin nefesi kesildi.+ 6 Ve krala “Senin işlerin ve hikmetin hakkında ülkemde duyduğum sözler doğruymuş”+ dedi. 7 “Gelip kendi gözlerimle görene kadar söylenenlere inanmamıştım; oysa bana anlatılanlar bunların yarısı bile değilmiş!+ Senin hikmetin ve zenginliğin, duyduklarımı kat kat aşıyor.+ 8 Adamlarına ne mutlu!+ Her zaman senin huzurunda bulunan, hikmetini dinleyen bu hizmetkârlarına+ ne mutlu!+ 9 Senden hoşnut olan,+ seni İsrail tahtına oturtan+ Tanrın Yehova’ya şükrolsun;+ Yehova İsrail’e ebedi sevgi beslediğinden,+ adil+ ve doğru hükümler+ vermen için seni kral yaptı.”+
10 Sonra krala yüz yirmi talant altın,+ çok büyük miktarda pelesenk yağı+ ve değerli taş verdi.+ Seba kraliçesinin Kral Süleyman’a verdiği miktarda pelesenk yağı bir daha gelmedi.
11 Hiram’ın Ofir’den altın+ getiren filosu,+ oradan çok sayıda sandalağacı kerestesi+ ve değerli taş+ da getirdi. 12 Kral, sandalağacı kerestelerinden Yehova’nın evi+ ve kral evi için destekler, ayrıca ilahiciler için lirler+ ve telli+ sazlar yaptı. Bu miktarda sandalağacı kerestesi bir daha ne geldi ne de görüldü.
13 Kral Süleyman, Seba kraliçesine cömert+ hediyeler ve bunların yanı sıra onun beğenip istediği her şeyi verdi. Sonra kraliçe hizmetkârlarıyla beraber ülkesine döndü.+
14 Süleyman’a bir yılda gelen altının ağırlığı+ altı yüz altmış altı talanttı.*+ 15 Bundan başka gezgin tacirlerden, tüccarlardan, bütün Arap+ krallarından+ ve ülkedeki valilerden sağlanan gelir de vardı.
16 Kral Süleyman katışık altından iki yüz büyük kalkan yaptı+ (her bir büyük kalkan için altı yüz şekel altın kullandı),+ 17 katışık altından üç yüz de küçük kalkan yaptı (her bir küçük kalkan için üç mina* altın kullandı).+ Sonra kral bunları Lübnan Ormanı denilen eve+ koydu.
18 Kral bunlardan başka, fildişinden+ büyük bir taht+ yaptı ve onu saf altınla kapladı.+ 19 Tahta altı basamakla çıkılıyordu, tahtın arkasında kemerli bir sayvan vardı, tahtın yanlarında kolları vardı, kolların yanında da iki aslan+ heykeli duruyordu.+ 20 Altı basamakta, her iki yanda toplam on iki aslan duruyordu. Başka hiçbir krallıkta böylesi yapılmamıştı.+
21 Kral Süleyman’ın tüm içki kâseleri altından, Lübnan Ormanı denilen evin+ tüm kapları saf altındandı.+ Gümüşten yapılmış hiçbir şey yoktu; Süleyman’ın döneminde gümüşün değeri yoktu. 22 Kralın Tarşiş+ gemilerinden oluşan filosu denizde Hiram’ın filosuyla beraberdi. Tarşiş gemileri filosu üç yılda bir altın,+ gümüş, fildişi,+ maymun ve tavuskuşu yüklü olarak gelirdi.
23 Kral Süleyman dünyanın diğer tüm krallarından daha zengin+ ve daha hikmetliydi.+ 24 Dünyanın bütün halkları Tanrı vergisi hikmetini+ dinlemek için Süleyman’ın huzurunda bulunmayı isterdi. 25 Her yıl ona hediye+ olarak altın ve gümüş+ eşya, giysi, silah,+ pelesenk yağı, at ve katır+ getirirlerdi.+
26 Süleyman savaş arabaları ve küheylanlar ediniyordu; bin dört yüz savaş arabası, on iki bin küheylanı oldu;+ onları savaş arabası şehirlerinde ve Yeruşalim’de kendi yakınında tutuyordu.+
27 Kral Süleyman’ın döneminde gümüş Yeruşalim’de taş kadar çok,+ sedir ağaçları da Şefela’daki firavuninciri* ağaçları kadar boldu.+
28 Süleyman’ın atları Mısır’dan getirilirdi; kralın tüccarları atları sürü olarak belirli bir bedelle alırdı.+ 29 Mısır’dan bir savaş arabası altı yüz gümüşe, bir at yüz elli gümüşe getirtilirdi; tüm Hitit+ ve Aram kralları bunları Süleyman’ın tüccarları eliyle getirtirdi.
11 Kral Süleyman, Firavunun kızının+ yanı sıra Moablılardan,+ Ammonlulardan,+ Edomlulardan,+ Saydalılardan+ ve Hititlerden+ birçok yabancı kadın sevdi.+ 2 Bunlar Yehova’nın İsrailoğullarına “Onların arasına karışmayacaksınız,+ onlar da sizin aranıza karışmayacaklar; yoksa kendi tanrılarının peşinden gitmeniz için yüreklerinizi çelerler”+ dediği milletlerdendi. Ancak Süleyman onlara sevgiyle bağlandı.+ 3 Yedi yüz karısı vardı, bunlar soylu kadınlardı, üç yüz de cariyesi vardı; eşleri yavaş yavaş+ onun yüreğini çeldi. 4 Süleyman yaşlandığında,+ eşleri onun yüreğini çelerek+ başka tanrıların peşinden gitmesine neden oldular.+ O, Tanrısı Yehova’ya babası Davut gibi tüm yüreğiyle bağlı kalmadı.+ 5 Süleyman Saydalıların tanrıçası Aştoret’in+ ve Ammonluların iğrenç putu Milkom’un+ peşinden gitmeye başladı. 6 Ve Süleyman Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı,+ babası Davut gibi bütün yüreğiyle Yehova’nın yolundan gitmedi.+
7 Süleyman Moaboğullarının iğrenç putu Kemoş+ ve Ammonoğullarının iğrenç+ putu Molek için Yeruşalim’e bakan+ dağda+ bir yüksek yer inşa etti.+ 8 Kendi tanrılarına buhur sunan ve kurban kesen+ bütün yabancı eşleri+ için böyle yaptı.
9 Yehova Süleyman’a çok öfkelendi,+ çünkü o kendisine iki kez görünen+ İsrail’in Tanrısı Yehova’yı bırakmıştı.+ 10 Yehova ona başka tanrıların peşinden gitmemesini emretmiş,+ fakat Süleyman bu emre uymamıştı. 11 Bunun üzerine Yehova Süleyman’a şöyle dedi: “Madem böyle yaptın, ahdime ve yasalarıma bağlı kalmadın, Ben de krallığı senden çekip alacağım ve hizmetkârına vereceğim.+ 12 Ancak baban Davut’un hatırına+ bunu sen hayattayken yapmayacağım.+ Krallığı oğlunun elinden çekip alacağım.+ 13 Yine de krallığın tümünü almayacağım.+ Kulum Davut’un hatırına+ ve seçtiğim şehir Yeruşalim’in uğruna+ bir kabileyi oğluna bırakacağım.”
14 Yehova Süleyman’a+ karşı bir isyancı,+ kral soyundan Edomlu Hadad’ı çıkardı; o Edom’da+ yaşıyordu. 15 Davut Edom’u yenilgiye uğratınca,+ ordu komutanı Yoab ölenleri gömmek için gelmiş ve Edom’daki tüm erkekleri öldürmüştü.+ 16 (Yoab Edom’daki bütün erkekleri ortadan kaldırana kadar tüm İsrail’le beraber orada altı ay kalmıştı.) 17 Hadad küçükken babasının hizmetkârlarından bazı Edomlularla birlikte kaçıp Mısır’a gelmişti. 18 Midyan’dan+ ayrılıp Paran’a+ gitmişler ve orada yanlarına adam toplamışlardı, sonra Mısır kralı Firavuna geldiler; Firavun ona ev verdi. Ayrıca tayın bağladı ve toprak verdi. 19 Firavun, Hadad’ı o kadar sevdi ki,+ onu karısı Kraliçe Tahpenes’in kız kardeşiyle evlendirdi.+ 20 Hadad’ın, Tahpenes’in kız kardeşinden bir oğlu oldu; Genubat adı verilen çocuk Tahpenes’in yanında, Firavunun evinde sütten kesildi.+ Genubat Firavunun evinde, onun oğullarıyla büyüdü.
21 Hadad Davut’un uyuyup atalarına katıldığını,+ ordu komutanı Yoab’ın da öldüğünü+ Mısır’da duydu. Bunun üzerine Firavuna “İzin ver de+ memleketime gideyim” dedi. 22 Fakat Firavun ona “Benim yanımda bir eksiğin mi var da memleketine gitmek istiyorsun?” dedi. Hadad “Hiçbir eksiğim yok; ama ne olur bırak gideyim” diye cevap verdi.
23 Tanrı ona karşı bir isyancı+ daha çıkardı; bu, efendisi Tsoba+ kralı Hadadezer’den+ kaçan Elyada oğlu Rezon’du. 24 Davut Tsoba erkeklerini öldürdüğünde+ Rezon kendine yandaş toplayarak yağmacı bir çete kurmuş ve onların reisi olmuştu. Şam’a+ gidip oraya yerleştiler ve orada yönetimi ele geçirdiler. 25 Hadad’ın yaptığı kötülüğün yanı sıra, Rezon da Süleyman’ın ömrü boyunca İsrail’in düşmanı oldu,+ Aram’da hüküm sürdüğü dönemde hep İsrail’den nefret etti.+
26 Efraim kabilesinden Tseredalı Nebat oğlu Yeroboam+ da Kral Süleyman’a başkaldırdı.+ O, kralın hizmetkârlarından biriydi;+ annesinin adı Tserua’ydı ve kadın duldu. 27 Krala başkaldırması şöyle oldu: Süleyman Millo’yu inşa etmişti+ ve babası Davut’un şehrindeki+ surların gediğini kapatmıştı. 28 Yeroboam cesur ve yiğit bir adamdı.+ Süleyman bu gencin çalışkanlığını+ görünce, onu Yusuf evinden+ zorunlu hizmette+ çalışanların başına getirdi.+ 29 Bir gün Yeroboam Yeruşalim’den ayrıldığında, yolda karşısına Şilolu+ peygamber Ahiya+ çıktı; Ahiya’nın üzerinde yeni bir giysi vardı. İkisi kırda yalnızdı. 30 Ahiya üzerindeki yeni giysiyi tutup on iki+ parçaya ayırdı.+ 31 Ve Yeroboam’a şöyle dedi:
“On parçayı kendine al; çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova dedi ki, ‘Krallığı Süleyman’ın elinden alıyorum; on kabileyi sana vereceğim.+ 32 Kulum Davut’un hatırına+ ve tüm İsrail kabilelerinin şehirleri arasından seçtiğim Yeruşalim uğruna,+ bir kabileyi+ ona bırakacağım. 33 Çünkü Beni terk ettiler+ ve Saydalıların tanrıçası Aştoret’in,+ Moab’ın tanrısı Kemoş’un+ ve Ammonoğullarının tanrısı Milkom’un+ önünde eğildiler. Süleyman’ın babası Davut gibi gözümde doğru olanı yaparak, yasalarıma uyup hükümlerimi yerine getirerek yolumda yürümediler. 34 Fakat seçtiğim kulum Davut’un hatırına (çünkü o emirlerime ve yasalarıma uydu) ondan tüm krallığı almayacağım, hayatının sonuna dek onu önder olarak bırakacağım.+ 35 Krallığı onun oğlunun elinden alacağım ve on kabileyi sana vereceğim.+ 36 Onun oğluna da bir kabile vereceğim ki, ismimi taşıması için seçtiğim şehir+ olan Yeruşalim’de kulum Davut’un ocağı* hiç sönmesin.+ 37 Seçtiğim kişi sensin, gönlünün istediği gibi saltanat süreceksin;+ İsrail’in kralı olacaksın. 38 Sen her emrime itaat edersen, kulum Davut gibi+ yasalarıma ve emirlerime uyarak yolumda yürür ve gözümde doğru olanı yaparsan, Ben de senin yanında olurum,+ Davut’a verdiğim gibi sana da kalıcı bir hanedan veririm+ ve İsrail’i veririm. 39 Davut’un soyundan gelenleri kötü davranışları yüzünden alçaltacağım,+ fakat bu hep böyle sürmeyecek.’”+
40 Ve Süleyman Yeroboam’ı öldürmek için fırsat kollamaya başladı.+ Bu yüzden Yeroboam kalkıp Mısır’a, Mısır kralı Şişak’ın+ yanına kaçtı+ ve Süleyman’ın ölümüne dek orada kaldı.
41 Süleyman’ın dönemindeki diğer olaylar, tüm işleri ve hikmeti Süleyman’ın tarih kitabında yazılıdır. 42 Süleyman Yeruşalim’de, tüm İsrail’in kralı olarak kırk yıl saltanat sürdü.+ 43 Sonra Süleyman uyuyup atalarına katıldı+ ve babası Davut’un Şehrinde gömüldü.+ Yerine oğlu Rehoboam+ kral oldu.
12 Rehoboam+ Şekem’e gitti, çünkü tüm İsrail onu kral yapmak için Şekem’e+ gelmişti. 2 Nebat oğlu Yeroboam+ olan biteni Mısır’da duydu (Kral Süleyman yüzünden kaçmış ve Mısır’a yerleşmişti).+ 3 Haber yollayıp onu çağırdılar. Sonra Yeroboam ile tüm İsrail cemaati Rehoboam’ın yanına gelip şöyle dediler:+ 4 “Baban bize ağır bir boyunduruk yükledi, sen babanın bizden istediği ağır işi ve üzerimize yüklediği ağır boyunduruğu+ hafiflet,+ biz de sana hizmet edelim.”+
5 Bunun üzerine Rehoboam onlara “Şimdi gidin, üç gün sonra gelin”+ dedi. Halk da yanından ayrıldı. 6 Kral Rehoboam babası Süleyman hayattayken onun hizmetinde olan yaşlı adamlara danışıp+ “Bu halka ne cevap vermemi önerirsiniz?”+ dedi. 7 Onlar da kendisine şöyle dediler: “Eğer bugün sen bu halkın hizmetkârı olur, onlara hizmet eder+ ve güzel sözlerle+ karşılık verirsen, onlar da daima senin hizmetkârın olurlar.”+
8 Ancak Rehoboam yaşlı adamların öğüdünü bırakıp, beraber büyüdüğü,+ hizmetindeki genç adamlara danıştı.+ 9 Onlara “Siz ne öğüt verirsiniz?”+ diye sordu, “Babanın üzerimize yüklediği boyunduruğu hafiflet, diyen bu halka ne cevap verelim?”+ 10 Beraber büyüdüğü genç adamlar da ona şöyle dediler: “Sana gelip ‘Baban bize ağır bir boyunduruk yükledi, fakat sen yükümüzü hafiflet’ diyen bu halka diyeceksin ki,+ ‘Benim küçük parmağım babamın belinden daha kalın olacak.+ 11 Babam size ağır bir boyunduruk yükledi; ben ise boyunduruğunuzu daha da ağırlaştıracağım.+ Babam sizi kamçılarla cezalandırdı, ben ise sizi kancalı kırbaçlarla* cezalandıracağım.’”+
12 Rehoboam’ın “Üçüncü gün yanıma gelin” sözü üzerine Yeroboam ve tüm halk üçüncü gün kralın yanına geldiler.+ 13 Ve kral yaşlı adamların öğüdünü bırakıp+ halka sert bir cevap+ verdi. 14 Genç adamların verdiği öğüde göre+ konuşarak halka şöyle dedi: “Babam size ağır bir boyunduruk yükledi, ben ise yükünüzü daha da artıracağım. Babam sizi kamçılarla cezalandırdı, ben ise sizi kancalı kırbaçlarla cezalandıracağım.”+ 15 Ve kral halkı dinlemedi;+ çünkü olayların seyri Yehova’nın eliyle değişmişti.+ Yehova, Şilolu Ahiya+ aracılığıyla Nebat oğlu Yeroboam’a söylediği sözü gerçekleştirmek için+ bunu yapmıştı.
16 Tüm İsrail kralın kendilerini dinlemediğini görünce ona şöyle karşılık verdiler: “Davut’ta ne payımız var?+ Yesse’nin oğlunda mirasımız yok. Ey İsrail, ilahlarına dön!+ Ey Davut, şimdi sen de kendi evine bak!”+ Bunun üzerine İsrail çadırlarına döndü. 17 Yahuda şehirlerinde oturan İsrailoğullarına gelince, Rehoboam onlar üzerinde hüküm sürmeye devam etti.+
18 Kral Rehoboam zorunlu hizmette çalışanların+ başında bulunan Adoram’ı+ bir görev için gönderdiğinde tüm İsrail onu taşlayıp+ öldürdü. Kral Rehoboam zar zor savaş arabasına binip Yeruşalim’e kaçtı. 19 İsrailliler Davut evine karşı bugün hâlâ asidir.+
20 İsrailoğulları Yeroboam’ın döndüğünü duyar duymaz haber gönderip onu toplantıya çağırdılar ve kendisini tüm İsrail’in kralı yaptılar.+ Yahuda kabilesi dışında hiçbiri Davut evini desteklemedi.+
21 Süleyman oğlu Rehoboam Yeruşalim’e varınca,+ İsrail eviyle savaşıp krallık yetkisini yeniden ele geçirmek için tüm Yahuda evinden ve Benyamin kabilesinden+ hemen yüz seksen bin seçme savaşçı topladı. 22 Bunun üzerine Tanrı adamı+ Şemaya’ya+ Tanrı’dan şu söz geldi: 23 “Yahuda kralı Süleyman oğlu Rehoboam’a, tüm Yahuda evine, Benyamin’e ve halkın geri kalanına de ki, 24 Yehova şöyle söylüyor: Kardeşleriniz İsrailoğullarına saldırmayacak,+ onlarla savaşmayacaksınız. Herkes kendi evine dönsün, çünkü bu iş Benim isteğimle oldu.”+ Onlar da Yehova’nın sözünü dinlediler+ ve Yehova’nın sözüne göre evlerine döndüler.+
25 Yeroboam Efraim’in dağlık bölgesinde bulunan Şekem’i+ yeniden inşa etti ve orada oturdu. Sonra oradan çıkıp Penuel’i+ de inşa etti. 26 Yeroboam yüreğinden “Şimdi krallık yeniden Davut evine geçecek”+ diye geçiriyordu.+ 27 “Eğer bu halk kurban sunmak için Yehova’nın Yeruşalim’deki evine gitmeye devam ederse,+ tekrar efendileri Yahuda kralı Rehoboam’a bağlanırlar; beni öldürüp+ Yahuda kralı Rehoboam’a dönerler.” 28 Kral adamlarına danışıp+ iki altın buzağı+ yaptı ve halka “Yeruşalim’e gitmek sizin için çok zahmetli. Ey İsrail, seni Mısır diyarından çıkaran+ Tanrın işte bu!”+ dedi. 29 Buzağılardan birini Beytel’e,+ diğerini Dan’a+ koydu. 30 Bu iş günaha yol açtı;+ halk Dan’daki buzağıya tapınmak için oraya kadar gitmeye başladı.
31 Yeroboam yüksek yer tapınakları+ yaptı ve halk arasından Levioğullarından olmayan kâhinler seçti.+ 32 Beytel’de inşa ettiği sunakta, kendi yaptığı buzağılara kurbanlar sunmak için sekizinci ayın on beşinci gününde Yahuda’daki+ gibi bir bayram başlattı; ve kendi yaptığı yüksek yerlerin kâhinlerini Beytel’de+ göreve getirdi. 33 Sekizinci ayın on beşinci gününde (bu ayı kendisi seçmişti)+ Beytel’de yaptığı sunakta sunular sundu. İsrailoğulları için bir bayram başlattı ve sunaktan kurban dumanları yükselsin diye sunular sundu.+
13 Bir Tanrı adamı+ Yehova’nın emriyle+ Yahuda’dan Beytel’e gelmişti; Yeroboam da kurban dumanı sunmak*+ için sunağın+ yanında duruyordu. 2 Tanrı adamı, Yehova’nın emriyle sunağa seslendi. “Sunak, ey sunak” dedi, “Yehova şöyle söylüyor: Davut evinde Yoşiya isimli bir oğul doğacak!+ O, senin üzerinde kurban dumanı sunan yüksek yer kâhinlerini senin üzerinde kurban edecek ve üzerinde insan kemikleri yakacak.”+ 3 Ve Tanrı adamı o gün bir işaret+ bildirerek şöyle dedi: “Yehova’nın söylediği işaret şudur: Sunak yarılacak, üzerindeki yağlı küller saçılacak.”
4 Kral Yeroboam, Tanrı adamının Beytel’deki sunak için söylediği sözleri duyar duymaz, sunağın üzerinden eliyle onu gösterip adamlarına “Tutun!”+ diye emretti. Fakat o anda, Tanrı adamına doğru uzattığı eli kurudu, elini geri çekemedi.+ 5 Ve Tanrı adamının Yehova’nın emriyle bildirdiği işarete göre sunak yarıldı, üzerindeki yağlı küller saçıldı.+
6 Bunun üzerine kral, Tanrı adamına “Ne olur Tanrın Yehova’ya yakar,* elim iyileşsin diye O’na dua et”+ dedi. Tanrı adamı da Yehova’ya yakardı,+ böylece kralın eli iyileşti ve eski haline döndü.+ 7 Kral Tanrı adamına “Benimle eve gel, yemek ye, dinlen,+ sana bir hediye vereyim”+ dedi. 8 Fakat Tanrı adamı krala şöyle karşılık verdi: “Bana evinin yarısını bile versen+ seninle gelmem,+ bu yerde ekmek yemem, su içmem. 9 Çünkü bana Yehova’nın emriyle ‘Ekmek yemeyeceksin,+ su içmeyeceksin, gittiğin yoldan geri dönmeyeceksin’ denildi.” 10 Ve Tanrı adamı Beytel’e geldiği yoldan değil başka bir yoldan geri döndü.
11 Beytel’de yaşlı bir peygamber+ oturuyordu. Oğulları gelip Tanrı adamının o gün Beytel’de yaptığı her şeyi ve krala söylediklerini ona anlattılar. 12 Babaları “Peki hangi yoldan gitti?” diye sordu. Oğulları da Yahuda’dan gelen Tanrı adamının gittiği yolu ona gösterdiler. 13 Bunun üzerine adam “Benim için eşeğe palan vurun” dedi. Oğulları da eşeğe palan vurdu+ ve yaşlı peygamber yola çıktı.
14 Yaşlı peygamber Tanrı adamının peşinden gitti ve onu büyük bir ağacın altında+ otururken buldu. “Yahuda’dan gelen Tanrı adamı sen misin?”+ diye sordu. O da “Evet” deyince, 15 “Benimle eve gel de ekmek ye” dedi. 16 Fakat Tanrı adamı “Seninle dönemem ve evine gelemem” diye cevap verdi. “Bu yerde seninle ekmek yiyemem, su içemem.+ 17 Çünkü bana Yehova’nın emriyle+ ‘Orada ekmek yemeyecek, su içmeyeceksin. Gittiğin yoldan geri dönmeyeceksin’+ dendi.” 18 Bunun üzerine yaşlı peygamber “Ben de senin gibi peygamberim” diye cevap verdi. “Bir melek+ bana Yehova’nın emriyle ‘Onu yolundan çevir, evine götür, ekmek yesin su içsin’ dedi.” Böylece onu kandırdı.+ 19 Tanrı adamı da onunla birlikte evinde ekmek yiyip su içmek için döndü.+
20 Sofrada otururlarken, Tanrı adamını geri getiren peygambere Yehova’nın sözü+ geldi; 21 o da Yahuda’dan gelmiş Tanrı adamına, “Yehova şöyle söylüyor” dedi, “Madem Yehova’nın buyruğuna karşı geldin+ ve Tanrın Yehova’nın emrini tutmadın,+ 22 ekmek yemeyeceksin su içmeyeceksin dediği yere ekmek yiyip su içmek için geri döndün, cesedin atalarının mezarına gömülmeyecek.”+
23 Yoldan çevirip getirdiği peygamber yiyip içtikten sonra yaşlı adam onun için eşeğe palan vurdu 24 ve Tanrı adamı yola koyuldu. Fakat yolda karşısına çıkan bir aslan+ onu öldürdü.+ Tanrı adamının cesedi yola serilip kalmıştı; cesedin bir yanında eşek, diğer yanında aslan duruyordu. 25 Oradan geçenler yola serilmiş cesedi ve cesedin yanında duran aslanı gördüler. Sonra yaşlı peygamberin oturduğu şehre gelip gördüklerini anlattılar.
26 Onu yolundan döndüren peygamber bunu duyar duymaz “Bu, Yehova’nın buyruğuna karşı gelen Tanrı adamıdır”+ dedi; “Yehova saldırıp öldürsün diye onu aslana verdi. Yehova, Tanrı adamına söylediği gibi yaptı.”+ 27 Oğullarına “Benim için eşeğe palan vurun” dedi; onlar da dediği gibi yaptılar.+ 28 Peygamber yola çıktı ve Tanrı adamının yola serili cesedini buldu; bir yanında eşek diğer yanında aslan duruyordu. Aslan cesedi yememiş ve eşeğe saldırmamıştı.+ 29 Peygamber, Tanrı adamının cesedini kaldırıp eşeğin sırtına yükledi ve onu geri getirdi; yas tutmak ve onu gömmek için kendi şehrine geldi. 30 Onun cesedini kendi mezarına koydu. “Vah kardeşim!” diyerek onun için dövündüler.+ 31 Onu gömdükten sonra yaşlı peygamber oğullarına “Öldüğümde beni Tanrı adamının gömüldüğü mezara gömün. Kemiklerimi onun kemiklerinin yanına koyun”+ dedi. 32 “Tanrı adamının Yehova’nın emriyle Beytel’deki sunağa+ ve Samiriye+ şehirlerindeki bütün yüksek yer tapınaklarına+ karşı söyledikleri mutlaka yerine gelecek.”+
33 Bu olaydan sonra Yeroboam kötü yolundan dönmedi, halkın arasından yüksek yer kâhinleri seçmeye devam etti.+ İsteyen herkese “Yüksek yer kâhini olsun” diyerek yetki veriyordu.+ 34 Bu durum Yeroboam evi için günaha yol açtı+ ve yeryüzünden silinip yok edilmelerine sebep oldu.+
14 O sıralarda Yeroboam’ın oğlu Abiya hastalandı.+ 2 Bunun üzerine Yeroboam karısına “Lütfen kalk Şilo’ya git” dedi. “Kılık değiştir+ de benim karım olduğun anlaşılmasın. Peygamber Ahiya+ orada. Bana bu halkın kralı olacağımı o söylemişti.+ 3 Yanına on somun ekmek,+ çörekler ve bir çömlek+ bal al, ona git.+ Çocuğa ne olacağını sana mutlaka söyleyecektir.”+
4 Yeroboam’ın karısı da öyle yaptı. Kalkıp Şilo’ya+ gitti ve Ahiya’nın evine geldi. Yaşlandığı için Ahiya’nın gözleri artık görmüyordu.+
5 Yehova Ahiya’ya şöyle demişti: “Yeroboam’ın karısı sana oğlu için danışmaya geliyor, çünkü çocuk hasta. Ona ne diyeceğini Ben söyleyeceğim. Kadın geldiğinde kim olduğunu gizleyecek.”+
6 Ahiya, kadın kapıdan içeri girerken ayak seslerini duyunca “Yeroboam’ın karısı, içeri gel”+ dedi; “Ben sana ciddi bir haber vermekle görevlendirildim. Neden kim olduğunu gizliyorsun? 7 Gidip Yeroboam’a de ki, İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: ‘Seni halkım İsrail’e önder yapmak için halkının içinden alıp yükselttim,+ 8 krallığı Davut evinden çekip aldım+ ve sana verdim. Fakat sen, emirlerime itaat eden ve gözümde doğru olanı yaparak tüm yüreğiyle Benim yolumda yürüyen kulum Davut gibi olmadın.+ 9 Senden öncekilerin hepsinden daha kötü işler yaptın; kalkıp kendine başka bir tanrı+ ve dökme putlar+ yapıp Beni öfkelendirdin,+ Bana sırt çevirdin.+ 10 Bu yüzden Ben de Yeroboam evine felaket getiriyorum; Yeroboam evinden her erkeği,+ İsrail’de sefil ve aşağı olanı+ da söküp atacağım; insan gübre bulaşmış bir yeri nasıl temizlerse,+ Ben de Yeroboam evini öyle silip süpüreceğim.+ 11 Yeroboam’ın evinden şehirde öleni köpekler yiyecek,+ kırda öleni göklerin kuşları yiyecek;+ bunu Yehova söyledi.’
12 Sana gelince, kalk evine git. Şehre ayak bastığında çocuk ölecek. 13 Tüm İsrail onun için ağlayacak+ ve onu gömecek, Yeroboam evinden yalnız o mezara gömülecek; çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova, Yeroboam evinden yalnız onda iyi bir şey buldu.+ 14 Yehova İsrail’e bir kral çıkaracak.+ Bu kral o gün Yeroboam evini söküp atacak; bu hemen şimdi bile olabilir.+ 15 Yehova İsrail’i suda sallanan bir kamış gibi yere çalacak;+ atalarına verdiği bu güzel topraklardan+ İsrail’i sökecek+ ve onları Irmak+ ötesine savuracak,+ çünkü kendilerine kutsal direkler*+ yaptılar ve Yehova’yı öfkelendirdiler.+ 16 O, Yeroboam’ın hem kendi işlediği hem de İsrail’i sürüklediği günahlar+ yüzünden İsrail’i bırakacak.”+
17 Yeroboam’ın karısı yola çıktı ve Tirtsa’ya+ geldi. Kadın evin eşiğine vardığında çocuk öldü. 18 Yehova’nın, kulu Ahiya peygamber aracılığıyla söylediği gibi onu gömdüler ve tüm İsrail onun için ağladı.
19 Yeroboam’ın yaptığı diğer işler, nasıl savaştığı+ ve nasıl hüküm sürdüğü,+ İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır. 20 Yeroboam yirmi iki yıl saltanat sürdükten sonra uyuyup atalarına katıldı;+ yerine oğlu Nadab+ kral oldu.
21 Süleyman oğlu Rehoboam+ da Yahuda’da kral olmuştu. Tahta geçtiğinde kırk bir yaşındaydı ve Yehova’nın, ismini taşıması+ için İsrail’in tüm kabileleri içinden seçtiği+ Yeruşalim şehrinde+ on yedi yıl saltanat sürdü. Annesi Ammonlu Naama’ydı.+ 22 Yahuda Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı;+ işledikleri günahlarla+ O’nu, onca günah işleyen atalarından daha çok kıskandırdılar.+ 23 Onlar da her yüksek tepede+ ve gür yapraklı her ağacın altında,+ kendilerine yüksek yerler yaptılar,+ kutsal direkler+ ve dikili taşlar+ yaptılar. 24 Ülkede tapınak oğlanları* bile vardı.+ Yehova’nın İsrailoğullarının önünden kovduğu milletlerin tüm iğrenç işlerini yaptılar.+
25 Ve Kral Rehoboam’ın beşinci yılında Mısır kralı Şişak+ Yeruşalim’e saldırdı. 26 Yehova’nın evinin ve kral evinin hazinelerini,+ her şeyi alıp götürdü.+ Süleyman’ın yapmış olduğu bütün altın kalkanları aldı.+ 27 Kral Rehoboam da onların yerine bakırdan kalkanlar yapıp kral evinin kapı muhafızlarına,+ koşucu askerlerin komutanlarına+ teslim etti. 28 Kral, Yehova’nın evine her geldiğinde koşucu askerler kalkanları taşır, sonra kendi muhafız odalarına geri götürürlerdi.+
29 Rehoboam’ın dönemindeki diğer olaylar ve tüm işleri Yahuda krallarının tarih kitabında+ yazılıdır. 30 Rehoboam ile Yeroboam arasında daima savaş vardı.+ 31 Sonra Rehoboam uyuyup atalarına katıldı ve Davut Şehrinde atalarının yanına gömüldü;+ annesi Ammonlu Naama’ydı.+ Onun yerine oğlu Abiyam+ kral oldu.
15 Nebat+ oğlu Kral Yeroboam’ın+ on sekizinci yılında Abiyam Yahuda kralı oldu.+ 2 Yeruşalim’de üç yıl saltanat sürdü; annesi, Abişalom’un+ torunu Maaka’ydı.+ 3 Abiyam kendisinden önce babasının işlediği bütün günahları sürdürdü; Tanrısı Yehova’ya atası Davut gibi tüm yüreğiyle bağlı değildi.+ 4 Fakat Tanrısı Yehova, Davut’un hatırına+ ondan sonra oğlunu tahta geçirerek ve Yeruşalim’i koruyarak+ orada ocağının* sönmemesini+ sağladı. 5 Çünkü Davut Yehova’nın gözünde doğru olanı yapmış, Hititli Uriya meselesi+ dışında ömrü boyunca O’nun hiçbir emrinden çıkmamıştı.+ 6 Rehoboam ömrü boyunca Yeroboam ile savaş halindeydi.+
7 Abiyam’ın dönemindeki diğer olaylar ve tüm işleri Yahuda krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ Abiyam ile Yeroboam arasında da savaş vardı.+ 8 Sonra Abiyam uyuyup atalarına katıldı ve Davut Şehrinde+ gömüldü; yerine oğlu Asa+ kral oldu.
9 İsrail kralı Yeroboam’ın yirminci yılında, Asa Yahuda kralı oldu. 10 Yeruşalim’de kırk bir yıl saltanat sürdü; büyükannesi Abişalom’un+ torunu Maaka’ydı.+ 11 Asa atası Davut gibi Yehova’nın gözünde doğru olanı yaptı.+ 12 Tapınak oğlanlarını ülkeden kovdu+ ve atalarının yaptığı+ bütün iğrenç putları+ yok etti. 13 Hatta büyükannesi Maaka’yı+ ana kraliçelikten aldı,+ çünkü kutsal direk tapınması için korkunç bir put yapmıştı; Asa onun korkunç putunu kesip+ Kidron Vadisinde+ yaktı.+ 14 Yüksek yerleri+ kaldırmadı.+ Ancak Asa ömrü boyunca Yehova’ya tüm yürekle bağlı kaldı.+ 15 Babasının ve kendisinin adayıp kutsadığı şeyleri, altını, gümüşü ve çeşitli eşyaları Yehova’nın evine getirdi.+
16 Asa ile İsrail kralı Baaşa+ arasındaki savaş ömürleri boyunca sürdü. 17 İsrail kralı Baaşa Yahuda üzerine yürüdü ve Yahuda kralı Asa’nın topraklarına giriş çıkışı engellemek için+ Rama’da+ bir inşa işine başladı. 18 Bunun üzerine Asa Yehova’nın evinin hazinesinde ve kral evinin hazinesinde kalan bütün gümüşü ve altını hizmetkârlarının eline verip Şam’da+ yaşayan Aram kralı,+ Hezyon oğlu Tabrimmon oğlu Ben-hadad’a+ gönderdi. Asa ona şöyle dedi: 19 “İkimizin arasında, senin babanla benim babam arasında bir antlaşma var. Sana hediye+ olarak gümüş ve altın gönderiyorum. Şimdi İsrail kralı Baaşa ile antlaşmanı boz ki topraklarımdan çekilsin.”+ 20 Ben-hadad Kral Asa’yı dinledi ve ordusunun komutanlarını İsrail şehirleri üzerine gönderdi; İyon’a,+ Dan’a,+ Abel-beyt-maaka’ya,+ Kinneret bölgesine ve Naftali+ topraklarının sınırlarına dek her yere saldırdı. 21 Baaşa bunu duyar duymaz Rama’nın+ inşasından vazgeçti ve Tirtsa’da+ kaldı. 22 Kral Asa da tüm Yahuda’ya+ bir çağrı yaptı, kimse muaf tutulmadı; Baaşa’nın, Rama’nın inşasında kullandığı taşları ve keresteleri alıp götürdüler. Kral Asa onlarla Benyamin topraklarındaki Geba+ ve Mitspa+ şehirlerinin inşasına başladı.
23 Asa’nın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey, tüm büyük işleri ve inşa ettiği şehirler Yahuda krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ Asa yaşlılığında+ ayaklarından hastalandı.+ 24 Sonra uyuyup atalarına katıldı+ ve atası Davut’un şehrinde atalarının yanına gömüldü;+ yerine oğlu Yehoşafat+ kral oldu.
25 Yeroboam oğlu Nadab’a+ gelince, o Yahuda kralı Asa’nın ikinci yılında İsrail kralı oldu ve iki yıl saltanat sürdü. 26 Yehova’nın gözünde kötü olanı+ yapıp babasının izinden yürüdü+ ve onun İsrail’i sürüklediği günahları sürdürdü.+ 27 İssakar evinden Ahiya oğlu Baaşa+ ona karşı düzen kurdu; Nadab tüm İsrail’le birlikte Filistîlere ait olan Gibbeton’u+ kuşattığı sırada Baaşa onu öldürdü. 28 Yahuda kralı Asa’nın üçüncü yılında Nadab’ı öldüren Baaşa onun yerine kral oldu.+ 29 Kral olur olmaz Yeroboam evinden herkesi öldürdü. Yehova’nın, kulu Şilolu Ahiya aracılığıyla söylediği gibi, Yeroboam evinden nefes alan kimse bırakmadı, hepsini yok etti.+ 30 Çünkü Yeroboam hem kendisi günah işlemiş+ hem de İsrail’i günaha sürüklemişti ve kötü işleriyle İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirmişti.+ 31 Nadab’ın dönemindeki diğer olaylar ve tüm işleri İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ 32 Asa ile İsrail kralı Baaşa arasındaki savaş ömürleri boyunca sürdü.+
33 Yahuda kralı Asa’nın üçüncü yılında, Ahiya oğlu Baaşa, Tirtsa’da tüm İsrail’in kralı oldu, yirmi dört yıl saltanat sürdü.+ 34 O da Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı,+ Yeroboam’ın izinden yürüdü+ ve onun İsrail’i sürüklediği günahları sürdürdü.+
16 Yehova’dan Hanani+ oğlu Yehu’ya+ Baaşa hakkında şu söz geldi: 2 “Mademki seni halkım İsrail’e önder yapmak için+ topraktan kaldırdığım+ halde Yeroboam’ın izinden yürüdün+ ve halkım İsrail’i günaha sürükledin, onlar da günahlarıyla Beni öfkelendirdiler,+ 3 Ben de Baaşa’nın ve evinin kökünü kazıyacağım, ve bu evi Nebat oğlu Yeroboam’ın evi gibi yapacağım.+ 4 Baaşa evinden şehirde öleni köpekler yiyecek, kırda öleni göklerin kuşları yiyecek.”+
5 Baaşa’nın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey ve tüm büyük işleri İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ 6 Sonra Baaşa uyuyup atalarına katıldı ve Tirtsa’da+ gömüldü; yerine oğlu Elah kral oldu. 7 Yehova’nın Hanani oğlu peygamber Yehu aracılığıyla Baaşa ve evi hakkında+ söylediği ‘Yeroboam’ın evi gibi olsun’ sözleri gerçekleşti; çünkü Baaşa O’nun gözünde her kötülüğü yapmış, yaptığı şeylerle+ Yehova’yı öfkelendirmiş+ ve Nadab’ı öldürmüştü.+
8 Yahuda kralı Asa’nın yirmi altıncı yılında, Baaşa oğlu Elah Tirtsa’da İsrail kralı oldu; iki yıl krallık yaptı. 9 Elah Tirtsa’daki kral evinin kâhyası+ Artsa’nın evinde içip+ sarhoş olduğu sırada, savaş arabalarının yarısının başında bulunan hizmetkârı Zimri+ ona karşı düzen kurdu. 10 Eve girdi, vurup onu öldürdü+ ve yerine kral oldu. Yahuda kralı Asa’nın yirmi yedinci yılıydı. 11 Zimri tahta geçip hüküm sürmeye başlar başlamaz Baaşa evinden olan herkesi öldürdü. Arkadaşlarından olsun, kan güdecek+ akrabalarından olsun hiçbir erkek+ bırakmadı. 12 Zimri tüm Baaşa evini yok etti,+ böylece Yehova’nın Baaşa hakkında peygamber Yehu+ aracılığıyla söyledikleri gerçekleşti.+ 13 Çünkü Baaşa ile oğlu Elah+ hem kendileri onca günah işlemiş hem de İsrail’i günaha sürüklemişlerdi. Ve işe yaramaz putlarıyla İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirmişlerdi.+ 14 Elah’ın dönemindeki diğer olaylar ve tüm işleri İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.+
15 Yahuda kralı Asa’nın yirmi yedinci yılında, Zimri Tirtsa’da yedi gün krallık yaptı.+ İsrail halkı Filistîler’e ait olan Gibbeton’a+ saldırmak için ordugâh kurmuştu. 16 Ordugâhtaki halk “Zimri düzen kurup kralı öldürdü” haberini duydu. Ve aynı gün ordugâhta tüm İsrailoğulları ordu komutanı Omri’yi İsrail kralı yaptı.+ 17 Omri ve tüm İsrailoğulları Gibbeton’dan çıkıp Tirtsa’yı kuşattılar.+ 18 Zimri şehrin ele geçirildiğini görünce, kral evinin kulesine çıkıp kendisi içerdeyken kral evini ateşe verdi ve öldü.+ 19 Yehova’nın gözünde kötü olanı yaparak günah işlemiş,+ İsrail’i günaha sürükleyen Yeroboam’ın izinden yürüyüp onun işlediği günahları bırakmamıştı.+ 20 Zimri’nin yaptığı diğer işler ve kurduğu düzen İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.+
21 O dönemde İsrail ikiye bölündü.+ Halkın bir kısmı Ginat oğlu Tibni’nin peşinden gidip onu kral yapmak istedi, diğerleri ise Omri’nin peşinden gitti. 22 Sonunda Omri’nin tarafında olan halk, Ginat oğlu Tibni’nin tarafında olanlara üstün geldi; böylece Tibni öldü, Omri kral oldu.
23 Yahuda kralı Asa’nın otuz birinci yılında, Omri İsrail kralı oldu; altı yıl Tirtsa’da olmak üzere on iki yıl saltanat sürdü. 24 Şemer’den iki talant gümüşe Samiriye dağını satın aldı ve dağda bir şehir inşa etmeye başladı. O şehre, dağın sahibi Şemer’in adından dolayı Samiriye adını verdi.+ 25 Omri Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı; kendisinden önceki herkesten daha kötü işler yaptı.+ 26 Nebat oğlu Yeroboam’ın izinden yürüdü+ ve onun gibi İsrail’i günaha sürükledi; işe yaramaz putlarıyla İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirdi.+ 27 Omri’nin dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey ve tüm büyük işleri İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ 28 Sonra Omri uyuyup atalarına katıldı ve Samiriye’de gömüldü; yerine oğlu Ahab+ kral oldu.
29 Omri oğlu Ahab, Yahuda kralı Asa’nın otuz sekizinci yılında İsrail kralı oldu ve Samiriye’de+ yirmi iki yıl saltanat sürdü. 30 Omri oğlu Ahab, Yehova’nın gözünde kendisinden öncekilerin hepsinden daha kötü şeyler yaptı.+ 31 Nebat oğlu Yeroboam’ın işlediği günahları sürdürmesi+ yetmezmiş gibi,+ bir de Saydalıların+ kralı Etbaal’in kızı İzebel’le+ evlendi+ ve gidip Baal’e+ kulluk etti, onun önünde eğildi. 32 Bundan başka Ahab Samiriye’de inşa ettiği Baal evinde+ Baal için bir sunak yaptı; 33 ve bir kutsal direk+ dikti. Ahab, kendisinden önceki tüm İsrail krallarına göre, İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirecek+ daha çok şey yaptı.
34 Onun döneminde Beytelli Hiel Eriha’yı inşa etti. Yehova’nın Nun oğlu Yeşu aracılığıyla söylediği gibi,+ şehrin temelini atmasının bedelini ilk çocuğu Abiram’ın canıyla, kapılarını yapmasının bedelini en küçük çocuğu Segub’un canıyla ödedi.
17 Gilead+ ahalisinden Tişbeli İlya,+ Ahab’a şöyle dedi: “Hizmet ettiğim+ İsrail’in Tanrısı Yehova’nın hakkı için,+ ben emretmedikçe+ bu yıllarda toprağa ne çiy düşecek ne de yağmur yağacak!”+
2 Ve ona Yehova’dan şu söz geldi:+ 3 “Buradan ayrıl, doğuya dön ve Ürdün Irmağının doğusundaki Kerit Vadisinde gizlen.+ 4 Vadideki dereden su içeceksin+ ve kuzgunlara+ emredeceğim, orada sana yiyecek getirecekler.”+ 5 İlya hemen yola çıktı ve Yehova’nın söylediği gibi yaptı,+ Ürdün Irmağının doğusundaki Kerit Vadisine gitti. 6 Kuzgunlar sabah akşam ona ekmek ve et getiriyorlardı, vadideki dereden de su içiyordu.+ 7 Fakat toprağa hiç yağmur yağmadığından bir süre sonra dere kurudu.+
8 O zaman ona Yehova’dan şu söz geldi:+ 9 “Kalk, Sayda’nın Tsarefat+ şehrine git ve orada otur. Ben oradaki dul bir kadına emredeceğim, sana yiyecek verecek.” 10 İlya da kalkıp Tsarefat’a gitti ve şehrin kapısına geldi; gerçekten de orada dul bir kadın odun topluyordu. İlya kadına seslenip, “Ne olur bir kapta su getir de bir yudum içeyim”+ dedi. 11 Kadın su getirmeye giderken İlya, “Ne olur bir lokma da ekmek getir”+ diye seslendi. 12 Bunun üzerine kadın “Tanrın Yehova’nın hakkı için,+ hiç pidem+ yok” dedi, “Fakat küpte bir avuç unum,+ testide de birazcık yağım+ var; şuradan iki parça odun topluyorum, içeri girip kendime ve oğluma yiyecek hazırlayacağım, ölmeden önce son kez yeriz.”+
13 O zaman İlya ona “Korkma”+ dedi. “Git, dediğin gibi yap. Fakat önce elinde olandan bana küçük bir pide yapıp getir,+ kendin ve oğlun için sonra yaparsın. 14 Çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: ‘Yehova’nın toprağa yağmur yağdıracağı güne kadar küpte un tükenmeyecek, testide yağ bitmeyecek.’”+ 15 Kadın gidip İlya’nın dediği gibi yaptı; İlya ile kadının ve ev halkının günlerce yiyeceği oldu.+ 16 Yehova’nın İlya aracılığıyla söylediği gibi küpte un tükenmedi, testide yağ bitmedi.+
17 Bu olaydan sonra bir gün ev sahibi kadının oğlu hastalandı; çocuğun durumu çok ağırlaştı ve sonunda öldü.+ 18 Bunun üzerine kadın İlya’ya “Benden ne istedin Tanrı adamı?”+ dedi, “Günahımı bana hatırlatmak+ ve oğlumu öldürmek için mi geldin?” 19 İlya ona “Oğlunu bana ver” dedi. Sonra çocuğu kadının kucağından alıp yukarı, damda kendi kaldığı odaya çıkardı+ ve kendi yatağına yatırdı.+ 20 Yehova’ya yakarıp “Ey Tanrım Yehova”+ dedi, “Yanında misafir kaldığım bu dulun oğlunu öldürerek ona da mı zarar veriyorsun?” 21 Üç defa çocuğun üzerine kapandı+ ve Yehova’ya yakarıp, “Tanrım Yehova, lütfen bu çocuğa yeniden can ver”+ dedi. 22 Yehova İlya’yı dinledi+ ve çocuk canlanıp yaşama döndü.+ 23 İlya çocuğu damdaki odadan eve indirdi ve “Bak oğlun yaşıyor” diyerek annesine verdi.+ 24 Kadın İlya’ya “Şimdi anlıyorum ki sen bir Tanrı adamısın+ ve Yehova’nın senin ağzından bildirdiği sözler doğru”+ dedi.
18 Aradan uzun zaman geçti,+ üçüncü yılda, İlya’ya Yehova’dan şu söz geldi: “Git, Ahab’ın karşısına çık, çünkü toprağa yağmur yağdıracağım.”+ 2 İlya da Ahab’ın karşısına çıkmak için yola koyuldu; o sırada Samiriye’de kıtlık şiddetliydi.+
3 Bu arada Ahab kral evinin kâhyası+ olan Obadya’yı çağırdı. (Obadya Yehova’dan çok korkardı.+ 4 Bu yüzden, İzebel+ Yehova’nın peygamberlerini+ öldürdüğünde Obadya yüz peygamberi ellişer ellişer mağarada gizlemiş, onlara ekmek ve su sağlamıştı.)+ 5 Ahab Obadya’ya “Ülkedeki tüm su kaynaklarını ve vadileri dolaş” dedi, “Belki yeşil ot+ buluruz da atlarla katırları kurtarırız ve daha fazla hayvan telef olmaz.”+ 6 Böylece dolaşacakları toprakları aralarında paylaştılar. Ahab bir yöne, Obadya başka bir yöne gitti.+
7 Obadya yoluna devam ederken karşısına İlya çıktı.+ Obadya onu hemen tanıdı ve yere kapanıp+ “Sen misin efendim+ İlya?” diye sordu. 8 İlya “Benim” dedi, “Git efendine+ İlya burada de.” 9 Fakat Obadya “Ne günah işledim+ ki bu hizmetkârını öldürsün diye Ahab’ın eline veriyorsun?” diye karşılık verdi. 10 “Tanrın Yehova’nın hakkı için,+ efendimin adam gönderip seni aratmadığı bir millet ya da krallık kalmadı. O krallık ve millet ‘O burada değil’ dedikten sonra bile seni bulamadıklarına dair yemin ettirdi.+ 11 Ve şimdi sen ‘Git, efendine İlya burada de’ diyorsun. 12 Ben senden ayrılınca Yehova’nın ruhu+ seni alıp bilmediğim bir yere götürecek; ben gidip Ahab’a haber vereceğim, fakat o seni bulamayacak ve beni öldürecek.+ Oysa bu hizmetkârın gençliğinden beri Yehova’dan korkar.+ 13 İzebel Yehova’nın peygamberlerini öldürdüğünde benim ne yaptığımı, Yehova’nın peygamberlerinden yüz kişiyi ellişer ellişer mağarada nasıl sakladığımı,+ onlara ekmek ve su sağladığımı+ efendime anlatmadılar mı? 14 Şimdi sen ‘Git efendine İlya burada de’ diyorsun. Beni mutlaka öldürür.”+ 15 Fakat İlya “Hizmet ettiğim göklerin* hâkimi+ Yehova’nın hakkı için,+ bugün onun karşısına çıkacağım” dedi.
16 Obadya gidip Ahab’ı buldu ve olanları ona anlattı; Ahab da İlya’yı karşılamaya çıktı.
17 Ahab İlya’yı görür görmez, “İsrail’in başına lanet getiren adam, sen misin?”+ dedi.
18 İlya ona “İsrail’in başına laneti+ ben değil, sen ve babanın evi getirdiniz”+ diye cevap verdi; “Çünkü Yehova’nın emirlerini bıraktınız+ ve Baallerin peşinden gittiniz.+ 19 Şimdi haber gönderip tüm İsrail’i ve İzebel’in+ sofrasında yeri olan dört yüz elli Baal peygamberini+ ve dört yüz Aşera*+ peygamberini Karmel Dağında+ yanıma topla.” 20 Ahab da tüm İsrailoğullarına haber gönderdi ve peygamberleri+ Karmel Dağında bir araya topladı.
21 İlya halkın önünde durup “Daha ne kadar iki tarafa yalpalayacaksınız?”+ diye sordu; “Eğer Tanrı Yehova ise O’nun peşinden gidin,+ Baal ise onun peşinden gidin.” Fakat halktan hiç ses çıkmadı. 22 İlya şöyle devam etti: “Baal’in dört yüz elli peygamberi var, ama Yehova’nın peygamberi olarak yalnız ben kaldım.+ 23 Şimdi bize iki genç boğa verilsin; boğalardan birini onlar alıp kessin, parçalara ayırıp odunların üzerine yerleştirsinler, fakat ateş koymasınlar. Ben de diğer boğayı hazırlayıp odunların üzerine yerleştireceğim, fakat ateş koymayacağım. 24 Siz kendi tanrınıza yakarın,+ ben de Yehova’ya yakaracağım; hangisi ateşle+ cevap verirse gerçek Tanrı odur.”+ Bunun üzerine halk “Peki, öyle olsun” dedi.
25 İlya Baal peygamberlerine “Boğayı seçin ve önce siz hazırlayın, çünkü çoğunluksunuz” dedi, “Tanrınıza yakarın, fakat boğayı yakmayın.” 26 Onlar da İlya’nın verdiği boğayı aldılar ve onu hazırladılar; “Ey Baal, bize cevap ver!” diyerek sabahtan öğlene kadar Baal’e yakardılar. Fakat ne bir ses vardı+ ne de bir cevap.+ Ve yaptıkları sunağın çevresinde sıçrayıp durdular. 27 Öğlen olunca, İlya onlarla alay etmeye+ başladı: “Avazınız çıktığı kadar bağırın, ne de olsa o bir tanrı,+ belki ilgilenmesi gereken bir mesele var; ya da ihtiyaç gidermek için helaya gitmesi gerekmiştir;+ belki de uyuyor, uyandırmak gerek!”+ 28 Avazları çıktığı kadar bağırdılar; kanlarını akıtıncaya dek âdetlerine göre kendilerini hançerlerle ve mızraklarla yaraladılar.+ 29 Öğlen geçti, onlar tahıl sunusu vaktine dek peygamber gibi davrandılar;*+ fakat hâlâ ne bir ses vardı ne de bir cevap; aldıran yoktu.+
30 En sonunda İlya tüm halka “Yanıma gelin” dedi. Tüm halk yanına toplandı. Sonra İlya Yehova’nın yerle bir edilmiş sunağını+ onardı. 31 Yehova’nın “İsmin İsrail olacak”+ dediği+ Yakup’un oğullarının kabile sayısına göre on iki taş aldı. 32 O taşlarla Yehova’nın adına+ bir sunak yaptı+ ve sunağın çevresine iki ölçek* tohum ekilecek büyüklükte bir hendek açtı. 33 Sonra odunları dizdi,+ genç boğayı kesip parçalara ayırdı ve odunların üzerine yerleştirdi. “Dört küp su doldurun, yakılan sununun ve odunların üzerine dökün” dedi. 34 Sonra “Tekrar dökün” dedi, dediği gibi yaptılar. “Bir kez daha dökün” dedi, üçüncü kez döktüler. 35 Böylece su sunağın çevresine aktı ve hendeği doldurdu.
36 Tahıl sunusu vakti geldiğinde+ İlya peygamber sunağa yaklaşıp “Ey İbrahim’in,+ İshak’ın+ ve İsrail’in+ Tanrısı Yehova!” dedi; “Bugün bilsinler ki İsrail’de Tanrı Sensin,+ ben Senin kulunum ve tüm bu şeyleri Senin sözünle+ yapıyorum. 37 Bana cevap ver ey Yehova, cevap ver; böylece bu halk bilsin ki, Sen Yehova, gerçek Tanrısın+ ve onların yüreğini Kendine döndüren+ Sensin.”
38 Bunun üzerine Yehova’nın ateşi+ indi; alevler yakılan sunuyu,+ odunları, taşları, toprağı yedi ve hendekteki suyu yalayıp yuttu.+ 39 Halk bunu görür görmez yere kapandı.+ “Gerçek Tanrı Yehova! Gerçek Tanrı Yehova!” dediler. 40 O zaman İlya onlara “Baal’in peygamberlerini yakalayın! Bir teki bile kaçmasın!” dedi. Onları yakaladılar, İlya onları Kişon Vadisine+ götürdü ve orada öldürdü.+
41 Sonra İlya Ahab’a “Git; ye, iç;+ çünkü sağanak yağmur sesi var”+ dedi. 42 Ahab yiyip içmek için oradan ayrıldı. İlya da Karmel’in tepesine çıktı, yere çömeldi+ ve başını dizlerinin arasına aldı.+ 43 Hizmetkârına “Lütfen git deniz tarafına bak” dedi. O da gidip baktı ve “Bir şey yok” dedi. İlya onu aynı sözlerle yedi kez gönderdi.+ 44 Hizmetkâr yedinci gidişinde, “İşte! Denizden avuç kadar küçük bir bulut yükseliyor”+ dedi. O zaman İlya hizmetkârına “Gidip Ahab’a şunu söyle” dedi, “Arabanı hazırla!+ Aşağı in de sağanağa yakalanma!” 45 O sırada gökyüzünü kara bulutlar kapladı, rüzgâr çıktı+ ve şiddetli bir yağmur başladı.+ Ahab arabasına binip Yizreel’e+ doğru yola koyuldu. 46 İlya da giysisinin eteklerini toplayıp kuşağına soktu+ ve Yizreel’e kadar Ahab’ın önü sıra koştu;+ çünkü Yehova’nın eli onun üzerindeydi.+
19 Ahab+ İlya’nın yaptığı her şeyi, bütün peygamberleri nasıl kılıçtan geçirdiğini+ İzebel’e+ anlattı. 2 Bunun üzerine İzebel İlya’ya bir haberci gönderip şöyle dedi: “Eğer onların başına gelenin aynısını yarın bu vakit ben de sana yapmazsam, tanrılar bana aynısını+ hatta daha beterini yapsın!”+ 3 İlya korktu ve canını kurtarmak+ için kaçıp Yahuda+ bölgesindeki Beer-şeba+ şehrine geldi. Hizmetkârını orada bıraktı. 4 Kendisi çölde bir günlük yol gitti; sonunda gelip bir çalının dibine oturdu.+ Ölmek isteyerek “Artık yeter! Ey Yehova, canımı al,+ çünkü ben atalarımdan daha iyi değilim” dedi.
5 Sonra çalının+ dibine uzandı ve uykuya daldı. Fakat aniden bir melek+ ona dokunup+ “Kalk, yemek ye” dedi. 6 İlya baktı ki, başucunda bir testi su ve kızgın taşların üzerinde bir pide+ var. Yedi içti, tekrar yattı. 7 Sonra Yehova’nın meleği+ yine gelip ona dokundu, “Kalk, yemek ye, çünkü önünde zorlu bir yolculuk var”+ dedi. 8 İlya da kalkıp yedi içti; yediklerinin verdiği güçle kırk gün,+ kırk gece yol alıp Tanrı’nın dağı olan Horeb’e+ vardı.
9 Ve geceyi geçirmek için bir mağaraya+ girdi; orada ona Yehova’dan şu söz geldi: “Burada ne işin var İlya?”+ 10 O şöyle cevap verdi: “Göklerin hâkimi Yehova Tanrı için kıskançlık duyuyorum;+ çünkü İsrailoğulları ahdine bağlı kalmadılar,+ sunaklarını yerle bir ettiler,+ peygamberlerini kılıçtan geçirdiler.+ Bir tek ben kaldım,+ benim de canımı almak için peşimdeler.”+ 11 Bunun üzerine ona “Dışarı çık, dağda Yehova’nın huzurunda dur”+ dedi. İşte Yehova geçiyordu;+ çok güçlü bir rüzgâr Yehova’nın önünde dağları yarıyor,+ kayaları parçalıyordu. Yehova rüzgârda değildi. Rüzgârdan sonra deprem oldu.+ Yehova depremde değildi. 12 Depremden sonra bir ateş çıktı.+ Yehova ateşte de değildi. Ateşten sonra sakin, hafif bir ses duyuldu.+ 13 İlya sesi duyar duymaz giysisiyle yüzünü örttü+ ve çıkıp mağaranın ağzında durdu; ses ona “Burada ne işin var İlya?”+ dedi. 14 O da “Göklerin hâkimi Yehova Tanrı için kıskançlık duyuyorum” dedi, “Çünkü İsrailoğulları ahdine bağlı kalmadılar,+ sunaklarını yerle bir ettiler, peygamberlerini kılıçtan geçirdiler. Bir tek ben kaldım, benim de canımı almak için peşimdeler.”+
15 Yehova “Geri dön, çöl yolundan Şam’a+ git; oraya varınca Hazael’i+ Aram kralı olarak meshet”+ dedi, 16 “Nimşi’nin+ torunu Yehu’yu+ İsrail kralı olarak, Abel-meholalı+ Şafat oğlu Elişa’yı+ da kendi yerine peygamber olarak meshet.+ 17 Hazael’in kılıcından kurtulanı+ Yehu öldürecek,+ Yehu’nun kılıcından kurtulanı Elişa öldürecek.+ 18 Ben İsrail’de Baal’in önünde diz çökmemiş+ ve onu öpmemiş+ yedi bin kişi bıraktım.”+
19 İlya oradan ayrıldı ve Şafat oğlu Elişa’yı buldu; o saban sürüyordu;+ önünde on iki çift öküz vardı, kendisi de on ikinci çiftin arkasındaydı. İlya ona doğru gitti ve peygamber giysisini+ üzerine attı. 20 Bunun üzerine Elişa öküzleri bırakıp İlya’nın arkasından koştu. Ona “Lütfen izin ver, annemi babamı öpeyim,+ sonra seninle geleyim” dedi. İlya da “Git, dön; bir diyeceğim yok” dedi. 21 Bunun üzerine Elişa geri döndü, bir çift öküzü alıp kurban etti,+ saban ve boyunduruğu+ yakıp öküzlerin etini kaynattı ve halka dağıttı, yediler. Sonra kalkıp İlya’nın peşinden gitti ve ona hizmet etmeye başladı.+
20 Aram kralı Ben-hadad+ tüm ordusunu topladı, ayrıca yanına otuz iki kral alarak,+ atlar+ ve savaş arabaları+ ile gidip Samiriye’yi+ kuşattı+ ve şehre saldırdı. 2 Sonra, şehirde bulunan İsrail kralı Ahab’a ulaklarla+ şu haberi gönderdi: “Ben-hadad diyor ki, 3 Gümüşün ve altının benim, en güzel karıların ve oğulların da benim.”+ 4 Bunun üzerine İsrail kralı, “Dediğin gibi efendim kral, ben ve bana ait her şey senin”+ diye cevap yolladı.
5 Sonra ulaklar tekrar gelip şu haberi getirdiler: “Ben-hadad diyor ki, ‘Sana gümüşünü, altınını, karılarını ve oğullarını bana vereceksin demiştim. 6 Fakat şimdi sana kendi hizmetkârlarımı gönderiyorum; yarın bu zamanlarda gelip senin evini ve hizmetkârlarının evlerini didik didik edecekler, değer verdiğin ne varsa+ el koyup götürecekler.’”
7 Bunun üzerine İsrail kralı memleketin tüm ihtiyarlarını+ çağırıp, “Bu adam karılarımı, oğullarımı, gümüşümü ve altınımı istedi, karşı çıkmadım” dedi, “Fakat lütfen bakın, nasıl başımızı belaya sokmaya çalışıyor.”+ 8 O zaman bütün ihtiyarlar ve tüm halk krala “Onu dinleme, razı olma” dediler. 9 Kral da Ben-hadad’ın ulaklarına şu karşılığı verdi: “Efendim krala deyin ki, bu hizmetkârına ilk yolladığın haberdeki isteklerini yaparım, fakat bunu yapamam.” Ulaklar yola çıkıp bu sözü Ben-hadad’a ilettiler.
10 Ben-hadad da ona haber gönderdi: “Arkamda öyle büyük bir halkla geleceğim ki, Samiriye’nin toprağı onların avuçlarını bile doldurmayacak,+ eğer bunu yapmazsam tanrılar aynısını+ hatta daha beterini+ benim başıma getirsin!” 11 İsrail kralı da şöyle cevap verdi: “Ona deyin ki, savaş için kemerini kuşanan,+ onu çözen gibi övünmesin.”+ 12 Ben-hadad bu sözü duyduğu sırada çardak altında krallarla içki içiyordu;+ hemen hizmetkârlarına “Hazırlanın!” diye emretti. Onlar da şehre saldırmaya hazırlandılar.
13 O sırada bir peygamber İsrail kralı Ahab’a+ yaklaşıp, “Yehova şöyle söylüyor”+ dedi, “Tüm bu büyük kalabalığı görüyor musun? Onları bugün senin eline vereceğim ve anlayacaksın ki Ben Yehova’yım.”+ 14 Ahab da “Kimin aracılığıyla?” diye sordu, peygamber “Vilayet yöneticilerinin emrindeki gençler aracılığıyla, Yehova böyle diyor” dedi. Son olarak Ahab “Savaşı kim başlatacak?” diye sordu, peygamber “Sen!” dedi.
15 Ahab vilayet yöneticilerinin emrindeki gençleri saydı, iki yüz otuz iki kişiydiler;+ sonra tüm İsrail ordusunu saydı, yedi bin kişiydi. 16 Öğlen Ben-hadad kendi tarafında olan otuz iki kralla beraber çardakta sarhoşken,+ İsrailoğulları şehirden çıktı. 17 Önce vilayet yöneticilerinin emrindeki gençler+ çıktı; bunun üzerine Ben-hadad hemen adam gönderdi, onlar da “Samiriye’den adamlar çıkıyor” diye haber getirdiler. 18 O zaman Ben-hadad “İster barış ister savaş için gelmiş olsunlar onları sağ yakalayacaksınız”+ dedi. 19 Şehirden çıkanlar vilayet yöneticilerinin emrindeki gençlerdi; arkalarından da ordu geliyordu. 20 Her biri karşısına çıkanı vurup öldürmeye başladı. Aramiler+ kaçtı,+ İsrailoğulları onları kovaladı; ve Aram kralı Ben-hadad ata binip atlılarla birlikte kaçtı. 21 İsrail kralı çıktı, atları ve savaş arabalarını kırıp geçirdi,+ Aramilere büyük kayıplar verdirdi.
22 Sonra peygamber+ İsrail kralına yaklaşıp şöyle dedi: “Git, güç topla.+ Düşün ve ne yapacağına karar ver;+ çünkü gelecek yılın başında Aram kralı sana tekrar saldıracak.”+
23 Aram kralının hizmetkârları da krallarına “Onların Tanrısı dağlar Tanrısı”+ dediler, “Bu yüzden bizden daha güçlüydüler. Bu sefer onlarla ovada savaşalım ve kim daha güçlüymüş görelim. 24 Şimdi sen kralları+ görevlerinden al, onların yerine valiler ata.+ 25 Kaybettiğin her askerin, kaybettiğin her atın ve savaş arabasının yerine yenisini koyarak ordunu toparla; onlarla ovada savaşalım ve kim daha güçlüymüş görelim.”+ Ben-hadad da onları dinledi ve dediklerini yaptı.
26 Yılın başında Ben-hadad Aramileri+ toplayıp İsrailoğullarıyla savaşmak için Afek’e+ gitti. 27 İsrailoğulları da toplandılar, hazırlıklarını tamamlayıp+ onların karşısına çıkmak üzere yola koyuldular. Aramiler karşısında ordugâh kuran İsrailoğulları iki küçük keçi sürüsü gibiydi; Aramiler ise diyarı doldurmuştu.+ 28 Sonra Tanrı adamı+ İsrail kralına yaklaşıp “Yehova şöyle söylüyor” dedi, “Madem Aramiler, Yehova dağlar Tanrısı, ovalar Tanrısı değil dediler, Ben de bütün bu büyük kalabalığı senin eline vereceğim,+ anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.”+
29 Onların karşısına ordugâh kurup yedi gün konakladılar.+ Yedinci gün savaş başladı; İsrailoğulları Aramileri vurdu, bir günde yüz bin yaya askeri öldürdüler. 30 Kalanlar Afek+ şehrine kaçtı; ve onlardan yirmi yedi bin kişinin üzerine surlar yıkıldı.+ Ben-hadad da sonunda şehre kaçtı+ ve bir evin arka odasına+ saklandı.
31 Hizmetkârları ona, “Duyduk ki İsrail kralları merhametliymiş”*+ dediler, “Lütfen izin ver, belimize+ çul saralım,+ başımıza ip bağlayalım ve İsrail kralına gidelim. Belki canını bağışlar.”+ 32 Böylece, bellerine çul sardılar, başlarına ip bağladılar ve İsrail kralına gelip “Hizmetkârın Ben-hadad, canımı bağışla diye yalvarıyor” dediler. İsrail kralı da “Ben-hadad hayatta mı? O benim kardeşim” dedi. 33 Adamlar+ da bu sözü kralın kararının bir işareti olarak görüp “Evet, Ben-hadad kardeşin” dediler. Kral, “Gidip onu getirin” dedi ve Ben-hadad gelince onu hemen savaş arabasına aldı.+
34 Ben-hadad krala şöyle dedi: “Babamın senin babandan aldığı şehirleri+ geri vereyim; babamın Samiriye’de yaptığı gibi sen de kendine Şam’da çarşılar kur.”
Ahab “Böyle bir antlaşma+ yaptıktan sonra Ben de seni bırakırım” dedi.
Böylece antlaşma yaptılar ve Ahab onu bıraktı.
35 Peygamber oğullarından*+ biri Yehova’nın sözüyle+ arkadaşına “Lütfen bana vur” dedi. Fakat arkadaşı ona vurmak istemedi. 36 Bunun üzerine arkadaşına, “Madem Yehova’nın sözünü dinlemedin, yanımdan ayrıldıktan sonra bir aslan seni öldürecek” dedi. Adam onun yanından ayrıldıktan sonra karşısına bir aslan+ çıktı ve onu öldürdü.+
37 Peygamber oğullarından olan adam başka birini buldu ve ona “Lütfen bana vur” dedi. O da vurup onu yaraladı.
38 Sonra peygamber tanınmamak için+ gözleri üzerine bir sargı bağlayarak gidip kralın geçeceği yolda durdu. 39 Kral geçerken peygamber ona seslenip şöyle dedi:+ “Bu hizmetkârın savaşın tam ortasındaydı, bir adam saflardan ayrılıp bana birini getirdi, ‘Bu adama dikkat et. Kaçacak olursa onun yerini+ sen alırsın+ ya da bir talant gümüş ödersin’+ dedi. 40 Ve bu hizmetkârın oraya buraya koşuştururken adam ortadan kayboldu.” İsrail kralı “O halde senin alacağın hüküm öyle olacak; kararı kendin söyledin”+ dedi. 41 Bunun üzerine adam hemen gözündeki sargıyı çıkardı, İsrail kralı da onu tanıdı, o peygamberlerden biriydi.+ 42 Krala “Yehova şöyle söylüyor” dedi, “Mademki yok edilmesine karar verdiğim adamın gitmesine izin verdin,+ onun yerini sen,+ onun halkının yerini senin halkın alacak.”+ 43 Bunun üzerine İsrail kralı yüzü asık ve üzgün+ bir şekilde yoluna devam edip Samiriye’ye,+ evine gitti.
21 Yizreelli Nabot’un Yizreel’de,+ Samiriye kralı Ahab’ın sarayının yanında bir bağı vardı. 2 Ahab Nabot’a “Bağını+ bana ver+ de sebze+ bahçesi+ yapayım, çünkü evime yakın” dedi, “Karşılığında sana daha iyi bir bağ veririm ya da istersen+ bedelini parayla öderim.” 3 Fakat Nabot Ahab’a “Atalarımdan miras kalan mülkü+ sana vermem mümkün değil,+ Yehova’nın gözünde doğru olmaz”+ diye karşılık verdi. 4 Ahab, Yizreelli Nabot’un “Atalarımdan miras kalan mülkü sana vermem” demesi yüzünden yüzü asık ve üzgün bir şekilde evine geldi. Sırtını dönüp yattı+ ve yemek yemedi.
5 Sonunda karısı İzebel+ gelip “Neden üzgünsün?+ Yemek bile yemiyorsun” dedi. 6 O da şöyle karşılık verdi: “Yizreelli Nabot’a ‘Bağını bana sat ya da istersen sana onun yerine daha iyi bir bağ vereyim’ dedim. Fakat o ‘Bağımı sana vermem’+ dedi.” 7 Karısı İzebel “Sen İsrail kralı değil misin?”+ dedi, “Kalk, yemek ye, keyfin yerine gelsin. Yizreelli Nabot’un bağını sana ben vereceğim.”+ 8 Ve İzebel Ahab adına mektuplar yazdı,+ onları Ahab’ın mührüyle mühürleyip+ Nabot’un yaşadığı şehirdeki ihtiyarlara+ ve ileri gelenlere gönderdi. 9 Şunları yazdı:+ “Bir oruç ilan edin ve Nabot’u halkın önünde baş yere oturtun. 10 Karşısına da iki+ serseri+ oturtun. ‘Sen Tanrı’ya ve krala küfrettin!’+ diyerek onun aleyhinde şahitlik etsinler.+ Sonra onu şehirden çıkarıp taşlayın, ölsün.”+
11 Şehrin erkekleri, orada oturan ihtiyarlar ve ileri gelenler İzebel’in dediği gibi yaptılar, gönderdiği mektuplarda yazılanları yerine getirdiler.+ 12 Oruç ilan ettiler+ ve Nabot’u halkın önünde baş yere oturttular. 13 Sonra iki serseri gelip onun karşısına oturdu. Serseriler “Nabot Tanrı’ya ve krala küfretti!”+ diyerek halkın önünde onun aleyhinde şahitlik ettiler. Ardından Nabot’u şehrin dışına çıkarıp taşladılar ve öldü.+ 14 İzebel’e de “Nabot taşlandı ve öldü”+ diye haber gönderdiler.
15 İzebel Nabot’un taşlanıp öldüğünü duyar duymaz Ahab’a “Kalk, Yizreelli Nabot’un sana satmayı reddettiği bağı mülk edin;+ çünkü o artık hayatta değil, öldü” dedi. 16 Ahab Yizreelli Nabot’un öldüğünü duyunca bağı mülk edinmek için hemen oraya indi.+
17 Ve Tişbeli İlya’ya+ Yehova’dan şu söz geldi:+ 18 “Kalk, İsrail kralı Ahab’ı karşılamaya in. O şimdi Samiriye’de,+ mülk edinmeye gittiği Nabot’un bağında. 19 Ona diyeceksin ki, ‘Yehova şöyle söylüyor: Hem öldürdün+ hem de malını mülk mü edindin?’+ De ki, ‘Yehova şöyle söylüyor: Köpekler Nabot’un kanını yaladıkları yerde+ senin de kanını yalayacaklar.’”+
20 Ve Ahab İlya’ya “Beni buldun mu düşmanım?”+ dedi. İlya da “Evet, seni buldum” diye karşılık verdi, “‘Sen ki Yehova’nın gözünde kötü olan işleri+ yapmaya kendini adadın, 21 Ben de senin başına felaket getiriyorum,+ senin kökünü kazıyacağım+ ve Ahab evinden her erkeği,+ İsrail’de sefil ve aşağı olanı da söküp atacağım. 22 Senin evini Nebat oğlu Yeroboam+ ve Ahiya oğlu Baaşa’nın evi+ gibi yapacağım, çünkü beni öfkelendirdin ve İsrail’i günaha sürükledin.’+ 23 Yehova İzebel hakkında da şöyle söylüyor: ‘Yizreel’deki tarlada İzebel’i köpekler yiyecek.+ 24 Ahab’ın evinden şehirde öleni köpekler yiyecek, kırda öleni göğün kuşları yiyecek.+ 25 Yehova’nın gözünde kötü olanı yapmaya kendini adayan ve karısı İzebel+ tarafından kışkırtılan+ Ahab gibisi+ şimdiye dek görülmedi. 26 O, Yehova’nın İsrailoğullarının önünden kovduğu Amorilerin yaptığı gibi,+ iğrenç putların+ peşinden giderek tiksindirici işler yaptı.’”
27 Ahab bu sözleri duyunca giysisini yırtıp çula sarındı,+ oruç tuttu, çulda yattı ve üzgün üzgün dolaştı.+ 28 Ve Tişbeli İlya’ya Yehova’dan şu söz geldi: 29 “Ahab önümde nasıl alçakgönüllülük gösterdi gördün mü?+ Madem önümde alçakgönüllü oldu, Ben de bu felaketi o hayattayken getirmeyeceğim.+ Onun evine felaketi oğlunun zamanında getireceğim.”+
22 Aram ile İsrail arasında üç yıl boyunca savaş olmadı. 2 Üçüncü yıl Yahuda kralı Yehoşafat+ İsrail kralının yanına indi. 3 İsrail kralı hizmetkârlarına “Ramot-gilead’ın+ aslında bize ait olduğunu biliyor musunuz?” dedi, “Oysa biz orayı Aram kralının elinden almaya çekiniyoruz.” 4 Ve Yehoşafat’a “Benimle beraber Ramot-gilead’da+ savaşmaya gelir misin?” diye sordu. Yehoşafat da İsrail kralına “Beni kendin gibi say, halkımı kendi halkın,+ atlarımı da kendi atların say” diye karşılık verdi.
5 Ancak Yehoşafat, İsrail kralına “Lütfen her şeyden önce Yehova’ya danış”+ dedi. 6 İsrail kralı da yaklaşık dört yüz peygamberi bir araya toplayıp+ “Ramot-gilead’a savaş açayım mı, yoksa vaz mı geçeyim?” diye sordu. “Git,+ Yehova orayı kralın eline verecek” dediler.
7 Fakat Yehoşafat “Burada Yehova’nın başka peygamberi yok mu? Bir de onun aracılığıyla danışalım”+ dedi. 8 İsrail kralı, Yehoşafat’a “Evet, Yehova’nın görüşünü sorabileceğimiz biri daha var,+ İmla oğlu Mikaya” dedi, “Fakat ben ondan nefret ederim,+ çünkü benim hakkımda iyi değil kötü şeyler bildirir.”+ Ancak Yehoşafat “Kral böyle söylemesin”+ dedi.
9 İsrail kralı bir saray memurunu+ çağırıp “Çabuk İmla oğlu Mikaya’yı getir”+ dedi. 10 İsrail kralı ile Yahuda kralı Yehoşafat, kraliyet giysileri içinde,+ Samiriye kapısının girişindeki harman yerinde, tahtlarında oturuyorlardı; tüm peygamberler onların önünde peygamberlik ediyordu.+ 11 Ve Kenaana oğlu Tsedekiya yaptığı demir boynuzları alıp şöyle dedi: “Yehova diyor ki,+ ‘Aramilere bu boynuzlarla vurup onları tamamen yok edeceksin.’”+ 12 Tüm diğer peygamberler de aynı sözü söyleyip “Ramot-gilead’a git, zafer senin olsun. Yehova orayı mutlaka kralın eline verecek”+ diyorlardı.
13 Mikaya’yı çağırmaya giden haberci “Bak, peygamberlerin hepsi krala iyi şeyler söyledi. Lütfen sen de onlar gibi iyi sözler söyle” dedi.+ 14 Fakat Mikaya, “Yehova’nın hakkı için,+ Yehova bana ne derse onu söylerim”+ dedi. 15 Sonra kralın huzuruna çıktı. Kral, “Mikaya, Ramot-gilead’a savaş açalım mı, yoksa vaz mı geçelim?” diye sordu. Mikaya da “Git, zafer senin olsun. Yehova orayı muhakkak kralın eline verecek”+ dedi. 16 Bunun üzerine kral “Bana sadece doğruyu söylemen için sana daha kaç defa Yehova’nın adıyla ant içireyim?”+ dedi. 17 Bunun üzerine Mikaya şöyle karşılık verdi: “Tüm İsraillileri dağlarda, çobanı olmayan koyunlar+ gibi dağılmış+ görüyorum. Yehova da ‘Bunların efendisi yok. Hepsi selametle evlerine dönsün’+ diyor.”
18 İsrail kralı, Yehoşafat’a “Ben sana hakkımda iyi şeyler değil kötü şeyler bildirir, dememiş miydim” dedi.+
19 Mikaya “O halde şimdi Yehova’nın sözünü dinle” dedi,+ “Yehova’yı tahtında otururken görüyorum,+ göklerin tüm ordusu sağında ve solunda ayakta duruyor.+ 20 Ve baktım, Yehova, ‘Ahab’ı Ramot-gilead’a saldırsın da ölsün diye kim kandıracak?’ dedi. Kimi şöyle, kimi böyle diyordu,+ 21 sonunda bir ruh+ çıkıp Yehova’nın önünde durdu ve ‘Ben onu kandırırım’ dedi. Yehova ‘Nasıl?’ diye sordu.+ 22 O da ‘Gider Ahab’ın tüm peygamberlerinin dilinde aldatıcı bir ruh olurum’+ dedi. Tanrı ‘Onu kandırırsın ve başarırsın.+ Git öyle yap’ dedi.+ 23 Ve şimdi, Yehova senin tüm bu peygamberlerinin diline aldatıcı bir ruh koydu;+ Yehova senin hakkında felaket bildirdi.”+
24 Kenaana oğlu Tsedekiya Mikaya’ya yaklaşıp yüzüne bir tokat attı+ ve “Yehova’nın ruhu seninle konuşmak için nasıl oldu da benden sana geçti?” dedi.+ 25 Bunun üzerine Mikaya, “Saklanmak için evin arka odasına+ kaçtığın gün nasıl olduğunu görürsün” diye cevap verdi.+ 26 O zaman İsrail kralı, “Mikaya’yı alıp şehir yöneticisi Amon’a ve kral oğlu Yoaş’a götürün” dedi.+ 27 “Onlara deyin ki, kral+ bu adamı hapse atmanızı+ ve kendisi selametle dönene dek ona çok az ekmek+ ve su vermenizi emrediyor.”+ 28 Mikaya “Eğer sen selametle dönersen, Yehova da benimle konuşmamış demektir.+ Ey halklar, bunu hepiniz duyun”+ dedi.
29 Ve İsrail kralı ile Yahuda kralı Yehoşafat Ramot-gilead’a çıktılar.+ 30 İsrail kralı, Yehoşafat’a “Ben kılık değiştirip savaşa öyle gireceğim,+ fakat sen kendi giysilerini giy”+ dedi. Ve İsrail kralı kılık değiştirip+ savaşa girdi.+ 31 Aram kralı da savaş arabalarının başındaki otuz iki+ komutana “Ne küçüğe ne büyüğe, yalnızca İsrail kralına saldıracaksınız” diye emretmişti.+ 32 Savaş arabalarının başındaki komutanlar Yehoşafat’ı görünce kendi kendilerine “İşte İsrail kralı” dediler+ ve dönüp ona saldırdılar; Yehoşafat feryat edip yardım istedi.+ 33 Komutanlar onun İsrail kralı olmadığını anlayınca peşini bıraktılar.+
34 Rastgele ok atan bir asker İsrail kralını zırhının ek yerinden vurdu. Bunun üzerine kral arabacısına “Dön, beni savaştan çıkar, çünkü ağır yaralandım” dedi.+ 35 O gün savaş giderek şiddetlendi; kralı Aramilerin karşısında arabada ayakta tutmak zorunda kaldılar. Kral akşama kadar can çekişti;+ yarasından akan kan savaş arabasının içine doldu.+ 36 Güneş batmak üzereyken ordugâhta “Herkes kendi şehrine, herkes kendi memleketine!” sesleri duyuldu.+ 37 Kral öldü. Onu Samiriye’ye getirdiler ve orada gömdüler.+ 38 Ve savaş arabasını Samiriye havuzunun yanında yıkarlarken Yehova’nın söylediği gibi+ köpekler gelip onun kanını yaladı+ (orada fahişeler yıkanırdı).
39 Ahab’ın dönemindeki diğer olaylar, tüm işleri, inşa ettiği fildişi ev+ ve tüm şehirler İsrail krallarının tarih kitabında+ yazılıdır. 40 Ahab uyuyup atalarına katıldı,+ yerine oğlu Ahazya+ kral oldu.
41 Asa oğlu Yehoşafat,+ İsrail kralı Ahab’ın dördüncü yılında Yahuda kralı olmuştu. 42 Yehoşafat kral olduğunda otuz beş yaşındaydı, Yeruşalim’de yirmi beş yıl saltanat sürdü; annesi Şilhi kızı Azuba’ydı. 43 Babası Asa’nın izinden gitti, o yoldan sapmadı ve Yehova’nın gözünde doğru olanı yaptı.+ Ne var ki yüksek yerler ortadan kaldırılmadı. Halk hâlâ oralarda kurban kesiyor ve kurban dumanı sunuyordu.+ 44 Yehoşafat İsrail kralıyla barış içinde kaldı.+ 45 Yehoşafat’ın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı büyük işler ve savaşlar Yahuda krallarının tarih kitabında+ yazılıdır. 46 Yehoşafat babası Asa’nın zamanından kalmış tapınak oğlanlarının+ hepsini ülkeden kovdu.+
47 O sıralarda Edom’da+ kral yoktu; başta bir kral naibi bulunuyordu.+
48 Yehoşafat Ofir’e gidip altın getirecek Tarşiş+ gemileri yaptı; fakat gemiler oraya gidemeden Etsyon-geber’de parçalandılar.+ 49 O zaman Ahab oğlu Ahazya, Yehoşafat’a “Senin hizmetkârlarınla beraber gemilerde benim hizmetkârlarım da gitsin” dedi, fakat Yehoşafat kabul etmedi.+
50 Yehoşafat uyuyup atalarına katıldı+ ve Davut Şehrinde+ atalarının yanına gömüldü. Yerine oğlu Yehoram+ kral oldu.
51 Ahab oğlu Ahazya,+ Yahuda kralı Yehoşafat’ın on yedinci yılında Samiriye’de İsrail kralı oldu ve saltanatı iki yıl sürdü. 52 O, Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı;+ babasının,+ annesinin+ ve İsrail’i suça sürükleyen+ Nebat oğlu Yeroboam’ın+ izinden yürüdü. 53 Babasının yaptıklarının hepsini o da yaptı. Baal’e+ kulluk etmeye, onun önünde eğilmeye ve İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirmeye+ devam etti.
[Dipnotlar]
1Kr 3:2 İbranice bama, tapınma amacıyla kurulan özel yerler.
1Kr 4:21 Fırat Irmağı.
1Kr 4:22 “Kor”, 220 litreye eşit bir ölçü birimi.
1Kr 6:3 Sözcük anlamıyla, “mabedinin”; muhtemelen “Kutsal Yer.” 5, 17, 33. ayetler için de geçerli.
1Kr 6:23 Ağacın türü tam olarak bilinmiyor; İbranice adı ets şemen (yağ ağacı).
1Kr 7:14 Ya da “hikmetli”
1Kr 7:21 Anlamı, “Pekiştirsin”
1Kr 7:21 Anlamı muhtemelen “Güçle”; diğer sütunun ismiyle beraber okunduğunda “Güçle Pekiştirsin”
1Kr 7:26 “Bat”, 22 litreye eşit bir ölçü birimi.
1Kr 7:31 İbranice metinde rakam eksiktir.
1Kr 7:46 Başlangıç 13:10’daki dipnota bakın.
1Kr 8:19 Sözcük anlamıyla, “belinden çıkacak”; üreme organlarına atfeder.
1Kr 8:37 Sıcak doğu rüzgârıyla ortaya çıkan ve ekinlerin kuruyup solmasına yol açan bir bitki hastalığı.
1Kr 8:60 Başlangıç 5:22’deki dipnota bakın.
1Kr 9:4 İbranice tom; mükemmellik, ahlaksal sağlamlık ve bütünlük ifade eder.
1Kr 9:13 Anlamı “İşe Yaramaz Diyar”
1Kr 9:15 Sözcük anlamıyla, “Höyük.” Muhtemelen kale benzeri bir yapı.
1Kr 10:14 Yaklaşık 23 ton.
1Kr 10:17 “Mina”, 570 gramlık ölçü birimi.
1Kr 10:27 Duta benzer yaprakları olan bir tür incir ağacı, Ficus sycomorus.
1Kr 11:36 Sözcük anlamıyla, “kandili”
1Kr 12:11 Sözcük anlamıyla, “akreplerle”
1Kr 13:1 İbranice ifade buhur yakmaya da atfedebilir.
1Kr 13:6 Sözcük anlamıyla, “Yehova’nın yüzünü yumuşat”
1Kr 14:15 Ya da “Aşeralar”
1Kr 14:24 Tapınaklarda fuhuş için kullanılan genç erkekler.
1Kr 15:4 Sözcük anlamıyla, “kandilinin”
1Kr 18:15 Sözcük anlamıyla, “gökteki orduların” ya da “gökteki kuvvetlerin”
1Kr 18:19 Ya da “kutsal direk”
1Kr 18:29 1. Samuel 18:10’daki dipnota bakın.
1Kr 18:32 Ya da “sea”, 7,33 litreye eşit ölçü birimi.
1Kr 20:31 Sözcük anlamı “vefalı sevgi” düşüncesi içerir.
1Kr 20:35 “Peygamber oğulları” ifadesiyle muhtemelen bir peygamber grubuna değiniliyor.