Samuel İkinci Kitap
Yunanca Septuagint’e göre KRALLAR İKİNCİ KİTAP
1 Saul öldükten sonra, Amalekoğulları karşısında kazandığı zaferden+ dönen Davut iki gün Tsiklag’da+ kaldı. 2 Üçüncü gün ordugâhtan, Saul’un yanından bir adam+ çıkageldi; giysilerini yırtmış,+ başına toprak saçmıştı.+ Davut’un yanına gelince önünde eğilip yere kapandı.+
3 Davut “Nereden geliyorsun?” diye sordu, o da “İsrail ordugâhından kaçtım” diye cevap verdi. 4 Davut “Neler oldu, anlat” dedi. O da “Askerler savaş alanından kaçtı, pek çok kişi vurulup öldü”+ dedi, “Saul’la+ oğlu Yonatan+ da öldü.” 5 Davut bunları anlatan genç adama “Saul’la oğlu Yonatan’ın öldüğünü nereden biliyorsun?”+ diye sordu. 6 Adam, “Bir rastlantı sonucu Gilboa Dağındaydım”+ dedi. “Saul oradaydı, mızrağına+ dayanmıştı. Peşindeki savaş arabaları ve atlılar da iyice yaklaşmıştı.+ 7 Arkasını dönüp beni görünce yanına çağırdı, ‘Emredin!’ dedim. 8 ‘Kimsin?’ diye sordu, ‘Amalekoğullarından+ biriyim’ dedim. 9 ‘Ne olur gel beni öldür; çok acı çekiyorum, can+ çekişiyorum’ dedi. 10 Ben de üzerine gidip onu öldürdüm;+ çünkü böylesine ağır yaralandıktan sonra yaşayamayacağını biliyordum. Ve buraya efendime getirmek için onun başındaki tacı,+ kolundaki bilekliği aldım.”
11 Bunun üzerine Davut giysisini tutup yırttı,+ yanındaki adamlar da aynısını yaptı. 12 Saul için, oğlu Yonatan için, Yehova’nın halkı ve İsrail evi için+ herkes akşama dek dövünüp ağladı,+ oruç tuttu;+ çünkü kılıçla öldürülmüşlerdi.
13 Davut bunları anlatan gence “Nerelisin?” diye sordu. O da “Burada yaşayan bir yabancının, Amalekoğullarından+ bir adamın oğluyum” dedi. 14 Davut, “Yehova’nın mesihine+ el kaldırıp onu öldürmekten nasıl korkmadın?”+ dedi. 15 Ve Davut adamlarından birini çağırıp “Gel şunu öldür!” dedi. O da adamı vurup öldürdü.+ 16 Davut “Dökülen kanının sorumluluğu sana ait olsun”+ dedi. “Çünkü ‘Yehova’nın mesihini öldürdüm’+ diye kendi ağzınla aleyhinde tanıklık ettin.”+
17 Ve Davut Saul’la oğlu Yonatan+ için bir ağıt yaktı;+ 18 “Yay”+ adını verdiği bu ağıtın Yahudaoğullarına+ öğretilmesini emretti. Yaşar kitabında+ yazılı olan bu ağıt şöyledir:
19 “Ey İsrail, güzelliğin yüksek yerlerinde öldürüldü.+
Yiğitler nasıl da yere serildi!
20 Bunu Gat’ta anlatmayın,+
Aşkelon sokaklarında duyurmayın+ ki,
Filistî kızları sevinmesin,
Sünnetsizlerin kızları bayram etmesin.+
21 Ey Gilboa Dağları,+ üzerinize ne çiy ne de yağmur düşsün, tarlalarınızda kutsal sunular yetişmesin;+
Çünkü yiğitlerin kalkanı orada kirlendi,
Saul’un kalkanı da kirlendi ve artık yağla meshedilmiş kalkan kalmadı.+
22 Katledilenlerin kanını, yiğitlerin etini,
Yonatan’ın yayı hiç esirgemezdi,+
Saul’un kılıcı hiç boşa savrulmazdı.+
23 Saul’la Yonatan+ hayatları boyunca tatlı ve sevimliydiler,
Ölürken bile ayrılmadılar.+
Kartallardan daha çevik,+
Aslanlardan daha güçlüydüler.+
24 Ey İsrail kızları!
Size gösterişli kırmızılar giydiren,
Giysinizi altın süslerle bezeyen+ Saul için ağlayın.
26 Senin için kederliyim kardeşim Yonatan,
Dostluğun benim için ne hoştu!+
Sevgin benim için kadınların sevgisinden öteydi.+
27 Yiğitler nasıl da yere serildi!+
Savaş silahları nasıl da yok oldu.”
2 Sonra Davut Yehova’ya danışıp+ “Yahuda şehirlerinden birine çıkayım mı?” diye sordu. Yehova “Çık” dedi. Davut “Hangisine çıkayım?” diye sordu, “Hebron’a”+ cevabını aldı. 2 Böylece Davut iki karısıyla, Yizreelli Ahinoam+ ve Karmelli Nabal’ın karısı Abigail’le+ birlikte oraya çıktı. 3 Davut, adamlarını+ da aileleriyle birlikte götürdü; hepsi Hebron bölgesindeki şehirlerde yaşamaya başladılar. 4 Sonra Yahuda halkı+ gelip Davut’u Yahuda evinin kralı+ olarak meshetti.+
Ardından Davut’a “Saul’u Yabeş-gileadlılar gömdü” diye haber getirdiler. 5 Bunun üzerine Davut, Yabeş-gilead halkına+ ulaklar gönderip “Efendiniz Saul’u gömerek+ ona vefanızı+ gösterdiğiniz için Yehova sizden razı olsun”+ dedi. 6 “Yehova size vefasını ve sadakatini+ göstersin. Bunu yaptığınız için ben de size iyilik edeceğim.+ 7 Şimdi güçlü ve yiğit olun.+ Efendiniz Saul öldü ama Yahuda evi kral olarak beni meshetti.”+
8 Bu arada Saul’un ordu komutanı Ner oğlu Abner,+ Saul’un oğlu İş-boşet’i+ yanına aldı, ırmağı geçirip Mahanaim’e+ götürdü. 9 Onu Gilead’ın,+ Aşurilerin, Yizreel’in,+ Efraim’in,+ Benyamin’in+ ve tüm İsrail’in kralı yaptı. 10 Saul’un oğlu İş-boşet İsrail kralı olduğunda kırk yaşındaydı ve iki yıl saltanat sürdü. Sadece Yahuda evi+ Davut’un ardınca gitti. 11 Davut, Hebron’da Yahuda evine yedi yıl altı ay krallık yaptı.+
12 Ve Ner oğlu Abner ile Saul oğlu İş-boşet’in hizmetkârları Mahanaim’den+ Gibeon’a+ gittiler. 13 Tseruya+ oğlu Yoab’la+ Davut’un hizmetkârları da Gibeon Havuzu kenarına varıp onlarla karşı karşıya geldiler. Gruplardan biri havuzun bir tarafında, diğeri de öbür tarafında oturdu. 14 Sonra Abner Yoab’a “Haydi, gençler kalkıp önümüzde dövüşsün” dedi. Yoab da “Peki kalksınlar” diye karşılık verdi. 15 Böylece Saul oğlu İş-boşet’in+ Benyaminoğullarından on iki adamıyla, Davut’un adamlarından on iki kişi kalkıp karşı karşıya dizildi. 16 Her biri karşısındakini başından yakaladı, böğrüne kılıcını sapladı ve birlikte yere serildiler. Gibeon’daki+ bu yere Helkat-hatsurim* adı verildi.
17 Ve o gün çok çetin bir çatışma oldu. Sonunda Abner’le+ İsrail erleri Davut’un adamları karşısında yenilgiye uğradı. 18 Tseruya’nın+ üç oğlu, Yoab,+ Abişay+ ve Asahel+ de oradaydı. Asahel kırdaki ceylanlar gibi hızlı koşardı.+ 19 Ve Asahel Abner’i kovalamaya başladı. Sağa sola sapmadan Abner’in peşinden gidiyordu. 20 Sonunda Abner arkasına bakıp “Asahel, sen misin?” diye sordu. O da “Benim” dedi. 21 Sonra Abner “Sağına veya soluna dön de gençlerden birini yakala; nesi varsa al”+ dedi. Fakat Asahel onun peşini bırakmak istemedi. 22 Ve Abner Asahel’e “Peşimi bırak” diye tekrar seslendi. “Neden seni vurup yere sereyim?+ Sonra ağabeyin Yoab’ın yüzüne nasıl bakarım?” 23 Fakat Asahel peşini bırakmayınca Abner mızrağının arka ucunu onun karnına sapladı,+ mızrak sırtından çıktı. Asahel olduğu yere yığılıp öldü. Asahel’in düşüp öldüğü yere gelenler orada kalakaldı.+
24 Yoab’la Abişay Abner’i kovalamaya devam etti. Güneş batarken Gibeon Çölüne+ giden yol üzerindeki Giah’a bakan Amma Tepesine vardılar. 25 Benyaminoğulları Abner’in çevresinde toplandı ve tek vücut olup bir tepede durdular. 26 Abner Yoab’a seslenerek “Kılıç daha ne kadar can alacak,+ sonsuza dek mi?” dedi. “Sonunda bunun ne büyük acıya yol açacağını görmüyor musun?+ Kardeşlerinin peşini bırakmalarını adamlarına ne zaman söyleyeceksin?”+ 27 Bunun üzerine Yoab “Bunu söylememiş olsaydın,+ Tanrı’nın* hakkı için,+ sabaha kadar kimse kardeşinin peşini bırakmayacaktı” dedi. 28 Yoab boru çaldı,+ herkes durdu ve İsrailoğullarının peşini bıraktılar. Böylece aralarındaki çatışmayı tamamen bitirdiler.
29 Abner’le adamları bütün gece Araba+ boyunca ilerlediler, Ürdün Irmağını geçip+ vadiden yukarı çıktılar ve sonunda Mahanaim’e+ vardılar. 30 Yoab, Abner’in peşini bırakıp döndükten sonra adamlarını bir araya topladı. Davut’un adamlarından Asahel ve on dokuz kişi eksikti. 31 Davut’un adamlarının Benyaminoğullarından ve Abner’in adamlarından öldürdükleri ise üç yüz altmış kişiydi.+ 32 Asahel’i+ götürüp Beytlehem’de+ babasının mezarına gömdüler.+ Sonra Yoab’la adamları yola çıkıp bütün gece yürüdüler ve gün ışırken Hebron’a+ vardılar.
3 Saul eviyle Davut evi arasındaki savaş uzun süre devam etti.+ Davut gittikçe güçleniyor,+ Saul evi ise zayıflıyordu.+
2 Bu arada Davut’un Hebron’da+ oğulları oldu.+ İlk oğlu, Yizreelli Ahinoam’dan+ doğan Amnon’du.+ 3 İkinci oğlu, Karmelli Nabal’ın eşi Abigail’den+ doğan Kileab,+ üçüncüsü Geşur kralı Talmay’ın+ kızı Maaka’dan doğan Abşalom’du.+ 4 Dördüncüsü Haggit’ten+ doğan Adoniya,+ beşincisi Abital’den doğan Şefatya’ydı.+ 5 Altıncısı, karısı Egla’dan doğan İtream’dı.+ Bunlar Davut’un Hebron’da doğan oğullarıydı.
6 Saul eviyle Davut evi arasındaki savaş sürüyor ve Abner+ Saul’un evindeki konumunu gittikçe güçlendiriyordu. 7 Saul’un Ritspa+ adında bir cariyesi vardı, Ayya’nın+ kızıydı. Bir gün İş-boşet,+ Abner’e “Neden babamın cariyesiyle yattın?”+ dedi. 8 Abner İş-boşet’in sözlerine çok kızdı+ ve “Ben burada Yahudalı bir köpek+ başı mıyım?” dedi. “Baban Saul’un evine, kardeşlerine, yakın dostlarına bugüne kadar hep vefalı kaldım; senin Davut’un eline düşmene izin vermedim, sen ise bir kadın yüzünden benden hesap soruyorsun. 9 Yehova’nın Davut’a yemin ettiği gibi+ yapmazsam, 10 krallığı Saul evinden alıp Davut’un tahtının Dan’dan Beer-şeba’ya kadar+ İsrail ve Yahuda’ya hâkim olmasını sağlamazsam, Tanrı Abner’e aynısını, hatta daha beterini yapsın.”+ 11 İş-boşet Abner’den korktuğu için ona tek bir söz bile söyleyemedi.+
12 Ve Abner hemen Davut’a ulaklar gönderip “Bu ülke kime ait?” dedi. “Benimle bir antlaşma yap, ben de tüm İsrail’in senin tarafına geçmesi için seni desteklerim.”+ 13 Davut “Pekâlâ! Seninle antlaşma yapacağım, yalnız senden bir şey istiyorum” dedi. “Beni görmeye geldiğinde, Saul’un kızı Mikal’i+ de getir, yoksa benimle görüşemezsin.”+ 14 Sonra Davut, Saul oğlu İş-boşet’e+ ulaklar gönderip “Yüz Filistî’nin sünnet derisi+ karşılığında nişanlandığım Mikal’i, karımı bana ver” dedi. 15 Bunun üzerine İş-boşet adam gönderip Mikal’i kocası Laiş oğlu Paltiel’den+ aldırdı. 16 Fakat kocası Mikal’in peşinden geldi, Bahurim’e+ kadar ağlaya ağlaya onun arkasından yürüdü. Ama Abner “Geri dön!” deyince adam geri dönüp gitti.
17 Bu arada Abner, İsrail ihtiyarlarına haber göndererek “Siz dün de önceki gün de,+ hep Davut’un kralınız olmasını istiyordunuz” demişti. 18 “Şimdi harekete geçin, çünkü Yehova Davut’a ‘Halkım İsrail’i, Filistîlerin ve tüm düşmanlarının elinden kulum Davut+ aracılığıyla kurtaracağım’ dedi.” 19 Abner Benyaminoğullarıyla+ da konuştu. Sonra İsrail’in ve Benyamin evinin tüm isteklerini anlatmak üzere Hebron’a, Davut’un yanına gitti.
20 Abner yirmi adamıyla birlikte Hebron’a Davut’un yanına varınca Davut Abner’le adamları için bir ziyafet verdi.+ 21 Sonunda Abner Davut’a “Tüm İsrail’i efendim kralın tarafına toplamak için kalkıp gideyim” dedi. “Seninle antlaşma yaparlar, böylece sen de gönlünün istediği gibi+ bütün memleketin kralı olursun.” Davut Abner’i gönderdi, o da oradan selametle+ ayrıldı.
22 Bu arada Davut’un adamlarıyla Yoab bir akından dönmüşler ve yanlarında çok miktarda ganimet+ getirmişlerdi. Abner ise o sırada Hebron’da, Davut’un yanında değildi, çünkü Davut onu göndermiş, o da selametle gitmişti. 23 Yoab+ yanındaki orduyla şehre girince ona, “Ner+ oğlu Abner+ kralın yanına geldi, sonra kral onu gönderdi, o da selametle yoluna gitti” diye haber verdiler. 24 Bunun üzerine Yoab krala gidip “Sen ne yaptın?”+ dedi. “Abner sana gelmiş. Neden gitmesine izin verdin? 25 Ner oğlu Abner’in seni kandırmak, gelişini, gidişini,+ yaptığın her şeyi öğrenmek için geldiğini+ sen de biliyorsun.”
26 Sonra Yoab Davut’un yanından ayrıldı ve Abner’in arkasından ulaklar gönderdi. Ulaklar onu Sira Sarnıcından geri döndürdüler.+ Fakat Davut’un bundan haberi yoktu. 27 Abner Hebron’a+ dönünce, Yoab baş başa konuşmak+ için onu şehir kapısına götürdü. Kardeşi Asahel’in kanını döktüğü için+ onu orada karnından vurup öldürdü.+ 28 Davut sonradan bunu duyunca “Yehova biliyor ki Ner oğlu Abner’in kanından ben ve krallığım asla sorumlu değiliz”+ dedi. 29 “Bu suçun hesabı Yoab ve babasının evinden sorulsun.+ Yoab’ın evinden+ akıntılı,+ cüzamlı,+ iplik eğiren adamlar,+ kılıçla ölenler, ekmeğe muhtaç olanlar hiç eksik olmasın.”+ 30 Yoab’la kardeşi Abişay’ın+ Abner’i öldürmesinin+ nedeni, kardeşleri Asahel’i Gibeon’da savaşta öldürmüş olmasıydı.+
31 Davut Yoab’a ve yanındakilere “Giysilerinizi yırtın,+ çul kuşanıp+ Abner için dövünün!” dedi. Kral da cenazenin ardı sıra yürüdü. 32 Abner’i Hebron’da gömdüler. Kral, Abner’in mezarının başında ağlayıp feryat etti, bütün halk da ağlamaya başladı.+ 33 Kral, Abner için ağıt yakıp şöyle dedi:
“Abner bir akılsız+ gibi mi ölmeliydi?
34 Sen ki, ellerin bağlanmamış,+
Ayakların prangaya vurulmamıştı.+
Ama kötülük çocukları karşısında yere serilenler+ gibi düştün.”
Bunun üzerine halk onun için yine ağlamaya başladı.+
35 O gün bitmeden bütün halk gelip Davut’u teselli etmek için ona ekmek yedirmek istedi,+ fakat Davut yemin ederek “Eğer güneş batana kadar+ ekmek ya da başka bir şey yersem, Tanrı bana aynısını, hatta daha beterini yapsın”+ dedi. 36 Herkes olanları gördü ve kralın yaptığını doğru buldu. Kralın yaptığı her şey gibi bu da halkın gözünde doğruydu.+ 37 Bütün halk, tüm İsrail o gün anladı ki, Ner oğlu Abner’in ölümünden kral sorumlu değildi.+ 38 Kral hizmetkârlarına “Şunu bilin ki, bugün İsrail’de bir önder, büyük bir adam öldü!”+ dedi. 39 “Kral olarak meshedilmiş+ olduğum halde ben bugün güçsüz kaldım. Bu Tseruya oğulları+ başa çıkamayacağım kadar zorlu.+ Yehova kötülük yapana kötülüğünü ödetsin.”+
4 Abner’in Hebron’da öldüğünü+ duyunca Saul’un oğlunun+ eli ayağı titredi,+ İsrailliler de dehşete düştü. 2 Saul’un oğlunun iki adamı vardı; akıncı bölüklerinin+ başı olan bu adamlardan birinin adı Baanah, diğerinin adı Rekab’dı. Onlar Benyaminoğullarından Beerotlu Rimmon’un oğullarıydı (Beerot,+ Benyamin kabilesine ait sayılırdı. 3 Beerotlular Gittaim’e+ kaçmışlardı, bugün hâlâ orada gurbet hayatı yaşarlar).
4 Saul oğlu Yonatan’ın,+ Mefiboşet isminde ayakları sakat bir oğlu vardı.+ Yizreel’den+ Saul’la Yonatan’ın haberi geldiğinde beş yaşındaydı. Dadısı onu kucağına alıp kaçırmış, fakat kadın telaş içinde koşarken çocuk düşüp topal kalmıştı.
5 Beerotlu Rimmon’un oğulları Rekab ve Baanah yola çıkıp günün en sıcak vaktinde İş-boşet’in+ evine vardılar; İş-boşet o sırada öğle uykusundaydı. 6 Buğday getiriyormuş gibi evin içine girdiler ve İş-boşet’i karnından bıçakladılar.+ Rekab’la kardeşi Baanah+ kimseye görünmeden kaçtılar. 7 Eve girdiklerinde İş-boşet odasında sedire uzanmıştı, onu bıçaklayarak öldürmüş,+ başını kesmişlerdi.+ Sonra onun başını alıp bütün gece Araba’ya giden yolda yürüdüler. 8 Sonunda Hebron’a varıp İş-boşet’in+ başını Davut’a götürdüler. Krala “İşte, senin canına kasteden+ düşmanın Saul’un+ oğlu İş-boşet’in başı!” dediler. “Yehova, Saul’dan ve onun çocuklarından efendim kralın öcünü bugün aldı.”+
9 Ancak Davut, Beerotlu Rimmon’un oğulları Rekab’la kardeşi Baanah’a şöyle dedi: “Canımı+ tüm sıkıntılardan kurtaran+ Yehova’nın hakkı için+ derim ki, 10 ‘Saul öldü’ diyerek haber getiren adam+ bana müjde verdiğini sanmıştı. Bu habere karşılık benden ödül beklerken onu tutup Tsiklag’da öldürdüysem,+ 11 doğru birini evinde, yatağında öldüren kötü adamları+ nasıl öldürmem? Şimdi onun kanının hesabını sizden sormaz mıyım?+ Sizi yeryüzünden silip atmaz mıyım?”+ 12 Davut adamlarına emretti; onları öldürüp+ ellerini ayaklarını kestiler ve Hebron’daki havuzun yanına astılar.+ İş-boşet’in başını alıp Hebron’a, Abner’in mezarının olduğu yere+ gömdüler.
5 Tüm İsrail kabileleri bir araya toplanıp Hebron’a,+ Davut’un yanına gelerek+ “Bak, biz senin etin kemiğiniz”+ dediler. 2 “Dün de, önceki gün de,+ Saul kralımızken bile İsrail’e savaşlarda önderlik eden sendin.+ Yehova sana, ‘Halkım İsrail’i sen güdeceksin,+ İsrail’e sen önder+ olacaksın’ dedi.” 3 Böylece tüm İsrail ihtiyarları+ Hebron’a kralın yanına toplandı ve Kral Davut Hebron’da, Yehova’nın önünde onlarla bir antlaşma yaptı.+ Onlar da Davut’u İsrail kralı+ olarak meshettiler.+
4 Davut kral olduğunda otuz yaşındaydı. Kırk yıl+ saltanat sürdü. 5 Hebron’da yedi yıl altı ay Yahuda kralı olarak,+ Yeruşalim’de+ otuz üç yıl bütün İsrail ve Yahuda’nın kralı olarak saltanat sürdü. 6 Kralla adamları Yeruşalim’de oturan Yebusilere+ karşı sefere çıktılar. Yebusiler Davut’a “Buraya giremeyeceksin! Seni körlerle topallar kovacak”+ dediler. “Davut buraya giremez” diye düşünüyorlardı. 7 Fakat Davut Sion Kalesini+ ele geçirdi; orası Davut Şehridir.+ 8 Ve o gün, “Yebusileri kim yenilgiye uğratırsa,+ su tünelinden+ geçip Davut’un nefret ettiği o körleri ve topalları da bulup vursun” dedi. Bu yüzden “Körlerle topallar bu eve girmeyecek” denir. 9 Ve Davut kalede yaşamaya başladı; oraya Davut Şehri adı verildi. Davut Millo’dan*+ başlayarak tüm o çevrede ve iç kesimlerde inşa işine girişti. 10 Böylece Davut gitgide güçlendi,+ göklerin* hâkimi Yehova Tanrı+ onunlaydı.+
11 Sur kralı Hiram,+ Davut’a ulaklarla+ birlikte, sedir tomrukları,+ marangozlar ve duvar ustaları gönderdi. Onlar da Davut’a ev yapmaya başladılar.+ 12 Davut Yehova’nın kendisini İsrail kralı olarak desteklediğini+ ve halkı İsrail uğruna+ onun krallığını yücelttiğini+ anladı.
13 Bu arada, Hebron’dan geldikten sonra Davut’un Yeruşalim’de birçok cariyesi+ ve karısı+ oldu; onlardan birçok oğlu ve kızı oldu. 14 Yeruşalim’de doğan çocuklarının adları şöyleydi: Şammua,+ Şobab,+ Natan,+ Süleyman,+ 15 İbhar, Elişua,+ Nefeg,+ Yafia,+ 16 Elişama,+ Elyada ve Elifelet.+
17 Filistîler Davut’un İsrail kralı olarak meshedildiğini duydu+ ve onu aramaya başladı. Davut bunu duyunca sarp bir yere+ indi. 18 Filistîler Refaim Ovasına+ gelip civarda dolanmaya başladılar. 19 Davut Yehova’ya danışıp,+ “Filistîlerin karşısına çıkayım mı? Onları elime verecek misin?” diye sordu. Yehova “Evet karşılarına çık, Filistîleri eline vereceğim”+ dedi. 20 Böylece Davut Baal-peratsim’e+ gidip onları yenilgiye uğrattı. Ve şöyle dedi: “Sular nasıl her şeyi yarıp geçerse, Yehova da önümde düşman saflarını yarıp geçti.”+ Bundan ötürü oranın adını Baal-peratsim*+ koydu. 21 Filistîler putlarını+ orada bıraktı. Davut’la adamları da onları alıp götürdü.+
22 Daha sonra Filistîler bir kez daha+ Refaim Ovasına+ gelip civarda dolanmaya başladılar. 23 Bunun üzerine Davut Yehova’ya danıştı,+ fakat Tanrı bu kez ona şöyle dedi: “Karşılarına çıkmayacaksın; arkalarından dolaşıp baka* çalılarının önünde+ saldırıya geçeceksin. 24 Baka çalılarının üst dallarından yürüyüş sesleri duyduğun zaman kararlılıkla harekete geçeceksin,+ çünkü Yehova o sırada Filistî ordusunu yere sermek için senin önün sıra gitmiş olacak.”+ 25 Davut Yehova’nın kendisine emrettiği gibi yaptı;+ böylece Filistîleri Geba’dan+ Gezer’e+ kadar kovalayıp bozguna uğrattı.+
6 Davut İsrail’deki tüm seçme yiğitleri tekrar topladı;+ otuz bin kişiydiler. 2 Davut ve yanındaki herkes, kerubiler üzerinde oturan+ göklerin hâkimi+ Yehova adıyla+ anılan Tanrı’nın sandığını getirmek+ için kalkıp Baale-yahuda’ya+ gitti. 3 Tanrı’nın sandığını götürmek üzere Abinadab’ın tepedeki evinden+ alıp yeni bir arabaya+ koydular. Abinadab’ın oğulları Uzza’yla Ahyo+ yeni arabanın önünden gidiyordu.
4 Böylece Tanrı’nın sandığını tepeden, Abinadab’ın evinden alıp taşımaya başladılar. Ahyo sandığın önünden yürüyordu. 5 Davut’la tüm İsrail evi, ardıç ağacından yapılmış çeşitli çalgılarla, lirlerle,+ telli sazlarla,+ teflerle,+ çıngıraklarla* ve zillerle+ Yehova’nın önünde bu olayı kutluyordu. 6 Nakon’un harman yerine kadar geldiler. Orada öküzler arabayı devirecek gibi oldu ve Uzza+ elini uzatıp Tanrı’nın sandığını tuttu.+ 7 Bunun üzerine Yehova Uzza’ya çok öfkelendi.+ Yaptığı bu saygısızlıktan ötürü onu orada yere serdi.+ Böylece Uzza orada Tanrı’nın sandığının yanında öldü.+ 8 Davut çok öfkelendi; çünkü Yehova Uzza’ya ani bir hüküm vermişti.* Orası bugüne kadar Perets-uzza* olarak bilinir.+ 9 Davut o gün Yehova’dan çok korktu+ ve “Yehova’nın sandığı yanıma nasıl getirilecek?” dedi.+ 10 Bu yüzden Yehova’nın sandığını Davut Şehrine,+ yanına getirtmek istemedi. Onu Gatlı Obed-edom’un+ evine taşıttı.+
11 Yehova’nın sandığı Gatlı Obed-edom’un evinde üç ay kaldı. Yehova Obed-edom’a ve ev halkına bereket+ verdi.+ 12 Sonunda Kral Davut’a “Yehova, sandığından ötürü Obed-edom’un evini ve ona ait her şeyi bereketli kıldı” diye haber geldi. Bunun üzerine Davut gidip Tanrı’nın sandığını Obed-edom’un evinden aldı ve onu sevinçle Davut Şehrine getirdi.+ 13 Yehova’nın sandığını taşıyanlar+ altı adım atınca Davut bir öküz ve besili bir hayvan kurban etti.+
14 Davut keten efod+ giymişti ve Yehova’nın önünde büyük bir coşkuyla oynuyordu. 15 Davut’la tüm İsrail evi Yehova’nın sandığını+ sevinç nidaları,+ boru sesleri+ eşliğinde getiriyorlardı. 16 Yehova’nın sandığı Davut Şehrine girdiğinde, Saul’un kızı Mikal+ pencereden baktı. Kral Davut’un Yehova’nın önünde oynayıp zıpladığını görünce, içinden+ onu hor gördü.+ 17 Sonunda Yehova’nın sandığını getirip Davut’un onun için kurduğu çadırdaki yerine yerleştirdiler.+ Ardından Davut Yehova’nın huzurunda, yakılan kurbanlar+ ve paylaşma kurbanları+ sundu. 18 Davut yakılan kurbanları ve paylaşma kurbanlarını sunmayı bitirince, göklerin hâkimi Yehova’nın adıyla+ halk için hayırdua etti.+ 19 Ve kadın erkek bütün halka, tüm İsrail topluluğuna birer somun ekmek, birer parça hurma pestili ve üzüm pestili dağıttı.+ Sonra herkes evine gitti.
20 Ardından Davut kendi evindekiler için hayırdua etmek üzere evine döndü.+ Saul’un kızı Mikal+ onu karşılamaya çıktı ve “İsrail kralı bugün itibarını ne kadar da artırdı böyle!”+ dedi. “Kullarının hizmetçi kızları önünde ahmak biri gibi soyundu!”+ 21 Bunun üzerine Davut Mikal’e şöyle dedi: “Ben Yehova’nın önünde sevindim. Yehova ki, halkı İsrail’e önder olarak babanı ve onun ev halkını değil beni seçti.+ Yehova’nın önünde bunu kutlayacağım.+ 22 Kendimi daha da alçaltacağım,+ küçük düşüreceğim. Ama sözünü ettiğin o hizmetçi kızların gözünde itibarımı artıracağım.”+ 23 Ve Saul’un kızı Mikal’in+ ölene kadar çocuğu olmadı.
7 Kral artık kendi evine yerleşmişti+ ve Yehova onu çevresindeki tüm düşmanlardan kurtarıp rahata kavuşturmuştu.+ 2 Kral bir gün Natan+ peygambere “Bak, ben sedir ağacından yapılmış bir evde+ yaşıyorum, fakat Tanrı’nın sandığı bezden bir çadırda+ duruyor” dedi. 3 Bunun üzerine Natan “Yüreğinden ne geçiyorsa yap,+ çünkü Yehova seninle” diye karşılık verdi.
4 O gece Natan’a Yehova’nın sözü+ geldi: 5 “Kulum Davut’a gidip de ki, Yehova şöyle diyor: ‘Oturmam için Bana sen mi ev yapacaksın?+ 6 İsrailoğullarını Mısır’dan çıkardığım günden bugüne kadar bir evde oturmadım.+ Hep çadırlarda,+ geçici meskenlerde+ dolaşıp durdum.+ 7 İsrailoğulları arasında dolaştığım+ bunca zaman boyunca, halkımı gütmesini emrettiğim İsrail kabilelerinden birine “Neden Bana sedir ağacından bir ev yapmadınız?” diye tek bir söz söyledim mi?+ 8 Şimdi kulum Davut’a de ki, göklerin hâkimi Yehova şöyle diyor: “Seni sürü güttüğün otlaklardan alıp+ halkım İsrail’in önderi+ yaptım. 9 Her nereye gidersen seninle olacağım,+ düşmanlarını önünden söküp atacağım+ ve sana dünyanın büyük adamlarınınki gibi büyük bir nam kazandıracağım.+ 10 Halkım İsrail için bir yer+ belirleyip onları oraya yerleştireceğim.+ Yaşadıkları yeri yurt edinecekler ve artık onları rahatsız eden olmayacak. Kötülük çocukları önceden yaptıkları gibi onları bir daha ezmeyecek;+ 11 halkım İsrail’in başına hâkimler+ koyduğum günden bu yana yaptıkları gibi onlara sıkıntı vermeyecekler. Seni bütün düşmanlarından kurtarıp rahata kavuşturacağım.+
Yehova sana dedi ki, Yehova senin için bir ev yapacak.+ 12 Ömrünün sonuna gelip+ de atalarına katıldığında,+ senden sonra soyundan, çocuklarından birini çıkaracağım ve onun krallığını pekiştireceğim.+ 13 Adıma ev yapacak olan odur.+ Ben de onun kraliyet tahtını devirler boyu pekiştireceğim.+ 14 Ben onun babası+ olacağım, o da Benim oğlum+ olacak. Yanlış yaptığında onu insanların değneğiyle,+ âdemoğullarının vuruşlarıyla terbiye edeceğim. 15 Ama senin önünden kaldırdığım Saul’dan esirgediğim+ vefalı sevgimi ondan esirgemeyeceğim. 16 Senin evin ve krallığın devirler boyu duracak, tahtın devirler boyu ayakta kalacak.’”+
17 Natan bütün bu sözleri ve görüntüyü Davut’a bildirdi.+
18 Bunun üzerine Kral Davut Yehova’nın önüne gelip diz çöktü ve “Ey Ulu Rab Yehova, ben kimim,+ ailem kim ki, benim için bunca şey yaptın?” dedi. 19 “Ey Ulu Rab Yehova, bu önemsiz bir şeymiş gibi kulunun evinin geleceğinden de söz ettin. Ve bu sözün insanlar için bir kanun oldu,+ ey Ulu Rab Yehova.+ 20 Sen kulunu iyi tanırsın,+ Davut başka ne diyebilir, Sana ne söyleyebilir, ey Ulu Rab Yehova? 21 Kendi sözün uğruna+ ve yüreğinin arzusuna göre+ bütün bu büyük işleri yaptın ki kulun da bunları bilsin.+ 22 İşte bundan dolayı Ulu Rab Yehova, Sen gerçekten büyüksün!+ Senin gibisi yok!+ Kulaktan duyduğumuz birçok tanrı olsa da Senden başka Tanrı yok!+ 23 Yeryüzünde halkın İsrail gibi bir millet var mı?+ Onları Kendi halkın yapmak,+ onlar uğruna korkunç ve büyük işler+ yaparak nam salmak+ için İsrail’i bedelle kurtardın. Mısır’dan bedelle kurtardığın+ bu halk uğruna, diğer milletleri ve ilahlarını kovdun. 24 İsrail devirler boyu Senin halkın+ olsun diye onların yerini pekiştirdin ve onların Tanrısı oldun,+ ey Yehova.
25 Ey Yehova Tanrım, bu kulun ve evi hakkında söylediğin sözü sonsuza dek tut; söylediğin gibi yap.+ 26 ‘Göklerin hâkimi Yehova, İsrail’in Tanrısıdır’+ densin ve bu şekilde adın devirler boyu yüceltilsin.+ Ve kulun Davut’un evi Senin önünde ayakta kalsın.+ 27 Çünkü ey İsrail’in Tanrısı, göklerin hâkimi Yehova, ‘Senin için bir ev yapacağım’+ diyerek kuluna bir vahiy verdin. Bundan dolayı kulun önünde dua etme cesareti buldu.+ 28 Ey Ulu Rab Yehova, Sen gerçek Tanrısın. Sözlerin yerine gelsin;+ çünkü kuluna bu iyiliği vaat ettin.+ 29 Ne olur kulunun evini bereketli kıl ki,+ devirler boyu Senin önünde dursun.+ Çünkü ey Ulu Rab Yehova, bunu Sen vaat ettin ve verdiğin bereketle bu kulunun evi sonsuza dek bereketli olsun.”+
8 Daha sonra Davut Filistîleri+ yenilgiye uğrattı, onlara boyun eğdirdi;+ Meteg-amma’yı Filistîlerin elinden aldı.
2 Ardından Moablıları+ bozguna uğrattı. Onları sıra halinde yere yatırıp ölçü ipiyle ölçtü. Sıranın iki ölçü ipi uzunluğundaki kısmını öldürüp bir ölçü ipi uzunluğundaki kısmını sağ bıraktı.+ Ve Moablılar Davut’a kul+ olup haraç ödemeye başladılar.+
3 Tsoba kralı+ Rehob oğlu Hadadezer,+ Fırat bölgesini+ yeniden denetimi altına almaya giderken Davut onu bozguna uğrattı. 4 Onun bin yedi yüz atlısıyla yirmi bin yaya askerini ele geçirdi.+ Davut atlardan+ yüz savaş arabasına yetecek kadarını ayırıp kalanını topal etti.*+
5 Tsoba kralı Hadadezer’in yardımına Şam’dan Aramiler+ gelince, Davut onlardan da yirmi iki bin kişiyi kılıçtan geçirdi.+ 6 Sonra da Aramilerin Şam’daki topraklarına askeri birlikler+ yerleştirdi. Ve Aramiler Davut’a kul olup haraç ödemeye başladılar.+ Yehova Davut’u gittiği her yerde destekledi.+ 7 Davut Hadadezer’in adamlarının üzerindeki altın kalkanları da alıp Yeruşalim’e getirdi.+ 8 Kral Davut ayrıca Hadadezer yönetimindeki Betah ve Berotay şehirlerinden çok miktarda bakır ele geçirdi.+
9 Hamat kralı+ Toi, Hadadezer’in bütün ordusunu Davut’un bozguna uğrattığını duydu.+ 10 Bunun üzerine Toi, oğlu Yoram’ı Kral Davut’un hatırını sormaya+ ve Hadadezer’le savaşıp yendiği için onu kutlamaya gönderdi. (Çünkü Hadadezer ile Toi arasında sürekli savaş vardı.) Yoram giderken, yanında çeşit çeşit gümüş, altın ve bakır eşya da götürdü.+ 11 Kral Davut boyun eğdirdiği bütün milletlerden aldığı gümüş ve altınla birlikte bunları da Yehova’ya adadı.+ 12 Aram’dan, Moab’dan,+ Ammonoğullarından, Filistîlerden,+ Amalek’ten+ ve Tsoba kralı Rehob oğlu Hadadezer’den aldığı ganimeti+ de adamıştı. 13 Davut Tuz Vadisinde+ on sekiz bin Edomluyu öldürdükten sonra geri döndüğünde büyük bir üne kavuştu.+ 14 Edom’a askeri birlikler yerleştirdi.+ Evet, bütün Edom’a birlikler yerleştirdi ve Edomlular Davut’a kulluk etmeye başladı.+ Yehova Davut’u gittiği her yerde destekliyordu.+
15 Davut bütün İsrail’de saltanat sürüyor,+ tüm halkını adalet ve doğrulukla+ yönetiyordu.+ 16 Tseruya oğlu Yoab+ ordunun başındaydı, Ahilud oğlu Yehoşafat+ saray tarihçisiydi. 17 Ahitub oğlu Tsadok+ ve Abiatar oğlu Ahimelek+ kâhindi; Seraya ise yazmandı. 18 Yehoyada oğlu Benaya,+ Keretilerin+ ve Peletilerin+ başındaydı. Davut’un oğulları ise kâhindi.*+
9 Davut, “Saul evinden hayatta olan kimse var mı? Yonatan’ın hatırı için+ ona vefa+ göstereyim” dedi. 2 Saul evinden Tsiba+ adında bir hizmetkâr vardı. Onu Davut’un yanına çağırdılar. Kral, “Tsiba sen misin?” dedi. O da “Benim efendim” diye karşılık verdi. 3 Kral, “Saul evinden hayatta kalan kimse var mı?” diye sordu, “Tanrı rızası için ona vefa göstermek isterim.”+ Tsiba krala “Yonatan’ın ayakları sakat bir oğlu var”+ dedi. 4 Kral “Nerede?” diye sordu. Tsiba “Lo-debar’da,+ Ammiel oğlu Makir’in+ evinde” diye cevap verdi.
5 Kral Davut hemen adam gönderip onu Lo-debar’dan, Ammiel oğlu Makir’in evinden getirtti. 6 Saul oğlu Yonatan’ın oğlu Mefiboşet Davut’un önüne gelince hemen yüzüstü yere kapandı.+ Davut “Mefiboşet!” deyince “Emredin efendim” dedi. 7 Davut “Korkma, baban Yonatan’ın hatırı için+ sana vefa+ göstermek istiyorum” dedi. “Büyükbaban Saul’un tüm topraklarını sana geri vereceğim+ ve her zaman soframda yemek yiyeceksin.”+
8 Bunun üzerine Mefiboşet yere kapanıp “Bu kulun ne ki, benim gibi ölü bir köpeğe+ lütfediyorsun?” dedi. 9 Kral, Saul’un uşağı Tsiba’yı çağırdı ve ona “Saul’a ve evine ait ne varsa efendinin torununa veriyorum”+ dedi. 10 “Sen, oğulların ve hizmetçilerin, toprağı onun için işleyip ürünü toplayacaksınız. Topladıklarınız, efendinin torununun evi için yiyecek olacak. Fakat efendinin torunu Mefiboşet her zaman benim soframda yemek yiyecek.”+
Tsiba’nın on beş oğlu ve yirmi hizmetçisi vardı.+ 11 Tsiba krala “Efendim kral kuluna ne emrettiyse bu kulun aynen yapacak” dedi. “Mefiboşet+ benim soframda* her zaman kral oğullarından biri gibi yemek yiyor.” 12 Mefiboşet’in Mika+ isminde küçük bir oğlu vardı. Tsiba’nın evinde yaşayan herkes Mefiboşet’in hizmetindeydi. 13 Mefiboşet Yeruşalim’de yaşıyordu, her zaman kralın sofrasında yemek yiyordu.+ İki ayağı da sakattı.+
10 Ve sonra Ammonoğullarının+ kralı öldü, yerine oğlu Hanun kral oldu.+ 2 Bunun üzerine Davut, “Nahaş bana vefalıydı, ben de oğlu Hanun’a vefa göstereyim”+ dedi. Sonra ona babası için başsağlığı dilemek üzere hizmetkârlarını+ gönderdi ve adamlar Ammon topraklarına vardı. 3 Ammonoğullarının ileri gelenleri, efendileri Hanun’a “Davut sana başsağlığı dileyen bu adamları senin önünde babanı onurlandırmak için mi gönderdi sanıyorsun?” dediler. “Davut onları casusluk etsinler,+ her tarafı araştırıp şehri yıksınlar diye gönderdi.”+ 4 Bunun üzerine Hanun Davut’un hizmetkârlarını tutup sakallarının yarısını tıraş etti+ ve giysilerini orta yerinden kalça hizasına kadar kesip onları geri gönderdi.+ 5 Durumu haber alan Davut onları karşılamak üzere hemen adam gönderdi; çünkü çok utanıyorlardı. Kral onlara, “Sakallarınız iyice uzayana kadar Eriha’da+ kalın, sonra dönersiniz” dedi.
6 Bu sırada Ammonoğulları Davut’un nefretini uyandırdıklarını anladılar+ ve haber gönderip Beyt-rehob+ ile Tsoba’dan+ yirmi bin Arami yaya askeri, Maaka kralıyla+ bin adamını ve İştob’dan on iki bin askeri ücretle tuttular. 7 Davut bunu duyunca Yoab’la yiğitleri, bütün orduyu oraya gönderdi.+ 8 Ammonoğulları çıkıp şehir kapısının girişinde savaş düzeni aldı. Tsoba ve Rehob’dan+ gelmiş olan Aramilerle birlikte İştob’dan gelenler ve Maaka da açık arazide savaş düzenine geçti.+
9 Yoab hücum kuvvetlerinin önde ve arkada mevzilendiğini görünce, İsrail’in seçme yiğitlerinden bazılarını ayırıp Aramilerin karşısına yerleştirdi.+ 10 Geri kalanları da Ammonoğullarının+ karşısına yerleştirsin diye kardeşi Abişay’ın+ komutasına verdi. 11 Ve ona “Aramiler baskın çıkarsa sen bana yardıma gelirsin, fakat Ammonoğulları baskın çıkarsa ben sana yardıma gelirim”+ dedi. 12 “Güçlü ol! Tanrımızın şehirleri ve halkımız uğruna+ cesur olalım.+ Yehova da gözünde doğru olanı yapsın.”+
13 Yoab’la yanındakiler saldırıya geçince Aramiler onlardan kaçtı.+ 14 Onların kaçtığını gören Ammonoğulları da Abişay’dan kaçıp şehre girdi.+ Bunun üzerine Yoab Ammonoğullarıyla savaşmayı bırakarak Yeruşalim’e gitti.+
15 Aramiler İsrailoğulları karşısında bozguna uğradıklarını görünce bir araya toplandılar. 16 Hadadezer+ adam gönderip Irmak bölgesindeki Aramileri getirtti.+ Onlar Hadadezer’in ordu komutanı Şobak’ın+ komutasında Helam’a geldiler.
17 Davut durumu haber alır almaz bütün İsrailoğullarını topladı ve Ürdün Irmağını geçip Helam’a geldi. Aramiler savaş düzeni alıp Davut’la savaşmaya başladılar.+ 18 Ve İsrailoğullarının önünden kaçtılar.+ Ve Davut onların yedi yüz arabacısını, kırk bin atlısını vurdu;+ ordu komutanı Şobak’ı da vurup orada öldürdü.+ 19 Hadadezer’in hizmetindeki tüm krallar+ İsrailoğullarına yenildiklerini+ görünce hemen İsrail’le barış yaparak onların hizmetine geçtiler.+ Aramiler de korkup bir daha Ammonoğullarına yardım etmeye kalkışmadı.+
11 Yılın başında,*+ kralların sefere çıktığı dönemde+ Davut Yoab’la adamlarını ve tüm İsrail ordusunu Ammonoğullarını yok etmeye+ ve Rabba’yı kuşatmaya+ gönderdi. Fakat kendisi Yeruşalim’de kaldı.
2 Akşam vakti Davut yatağından kalkıp kral evinin damında+ dolaşmaya başladı. Damdan bakarken, yıkanan bir kadın gördü;+ kadın çok güzeldi.+ 3 Davut onun kim olduğunu öğrenmek için adam gönderdi.+ “Adı Bat-şeba”+ dediler, “Eliam’ın+ kızı, Hititli+ Uriya’nın+ karısı.” 4 Bunun üzerine Davut onu getirtmek için ulaklar gönderdi.+ Kadın yanına geldi;+ o sırada kirliliğinden arınma dönemindeydi.+ Davut onunla yattı;+ ve sonra kadın evine döndü.
5 Kadın gebe kaldı ve Davut’a “Gebe kaldım” diye haber gönderdi. 6 Bunun üzerine Davut “Hititli Uriya’yı bana gönder” diye Yoab’a haber yolladı. Yoab da Uriya’yı Davut’a gönderdi. 7 Uriya gelince Davut ona Yoab’ın ve ordunun ne durumda olduğunu, savaşın nasıl gittiğini sordu. 8 Sonunda “Haydi evine git de biraz dinlen”*+ dedi. Uriya saraydan çıkınca kral arkasından bir armağan gönderdi. 9 Ne var ki Uriya evine gitmedi, kralın diğer hizmetkârlarıyla birlikte sarayın girişinde yattı. 10 Davut’a “Uriya evine gitmedi” dediler. Bunun üzerine Davut Uriya’ya “Sen yoldan gelmedin mi? Neden evine gitmedin?” diye sordu. 11 O zaman Uriya “Sandık+ da, İsrail ve Yahuda halkı da çardaklarda kalıyor; efendim Yoab’la efendimin hizmetkârları+ kırlarda konaklıyor” dedi. “Bu durumda ben nasıl evime giderim? Nasıl yiyip içer, karımla birlikte olurum?+ Senin canın, başın üzerine yemin ederim+ ki bunu yapamam.”
12 O zaman Davut “Bugün de kal, yarın seni gönderirim” dedi. Böylece Uriya o gün ve ertesi gün Yeruşalim’de kaldı. 13 Sonra Davut, huzurunda yiyip içsin diye Uriya’yı çağırdı ve onu sarhoş etti.+ Ne var ki, akşam olunca Uriya yine kendi evine gitmedi, efendisinin hizmetkârlarıyla birlikte yattığı yere gitti. 14 Ertesi sabah Davut Yoab’a bir mektup yazıp+ Uriya eliyle gönderdi. 15 Mektupta “Uriya’yı çarpışmanın en şiddetli olduğu ön saflara koyun+ ve yanından çekilin ki vurulup ölsün”+ diyordu.+
16 Böylece, Yoab şehri kuşatırken, Uriya’yı yiğit adamların bulunduğu yere koydu.+ 17 Şehrin adamları çıkıp Yoab’a saldırınca Davut’un hizmetkârlarından ölenler oldu, Hititli Uriya da öldü.+ 18 Yoab savaşta olup bitenleri Davut’a bildirmek için bir ulak gönderdi. 19 Ve ulağa şunları emretti: “Krala savaşta olup bitenleri anlattıktan sonra, 20 kral öfkelenirse ve ‘Savaşmak için şehre neden o kadar yaklaştınız? Surların üzerinden size ok atacaklarını bilmiyor muydunuz? 21 Yerubbeşet+ oğlu Abimelek’i+ öldüren kimdi? Tebets’te+ surların tepesinden üzerine bir değirmen taşı atıp onu öldüren bir kadın değil miydi?+ Neden surlara o kadar yaklaştınız?’ derse, ‘Hizmetkârın Hititli Uriya da öldü’+ dersin.”
22 Ulak gidip Yoab’ın söylediği her şeyi Davut’a bildirdi. 23 “Adamlar bizden üstün çıktılar” dedi. “Şehirden çıkıp kırda üzerimize saldırdılar. Ama biz onları kapının girişine kadar geri püskürttük. 24 Okçular surların üzerinden hizmetkârlarına ok yağdırdı,+ kralın hizmetkârlarından bazıları öldü. Hizmetkârın Hititli Uriya da öldü.”+ 25 Bunun üzerine Davut ulağa şöyle dedi: “Yoab’a de ki, ‘Bunu dert edinme, çünkü savaşta kılıç insan ayırmaz.+ Şehre daha da şiddetle saldırın ve onu yerle bir edin.’+ Bu sözlerle Yoab’a cesaret ver.”
26 Bat-şeba kocası Uriya’nın öldüğünü duydu ve efendisi+ için yas tuttu.+ 27 Yas dönemi+ bitince Davut hemen adam gönderip kadını sarayına getirtti ve kadın Davut’un karısı oldu.+ Bir süre sonra ona bir oğul doğurdu. Fakat Davut’un yaptığı şey Yehova’nın gözünde+ kötüydü.+
12 Ve Yehova Davut’a Natan’ı+ gönderdi. Natan Davut’un yanına gidip+ şunları anlattı: “Bir şehirde iki adam vardı; biri zengin öbürü yoksuldu. 2 Zengin adamın birçok koyunu ve sığırı vardı;+ 3 fakat yoksul adamın, satın aldığı küçük bir dişi kuzudan başka bir şeyi yoktu.+ Bakıp beslediği bu kuzu, adamın yanında çocuklarıyla birlikte büyüyordu. Adamın lokmasından yer, tasından içer ve koynunda uyurdu. Kuzu adamın kızı gibi olmuştu. 4 Derken bir gün zengin adama bir misafir geldi. Adam gelen yolcuya sunmak için kendi koyunlarına ve sığırlarına kıyamadı. Gidip yoksul adamın kuzusunu aldı ve misafiri için hazırladı.”+
5 Bunu duyan Davut adama çok öfkelendi;+ Natan’a “Yehova’nın hakkı için,+ bunu yapan adam ölümü hak etmiştir!”+ dedi. 6 “Merhamet göstermediği+ ve böyle bir şey yaptığı için o dişi kuzu karşılığında dört kat+ bedel ödemeli.”+
7 Bunun üzerine Natan Davut’a “O adam sensin!” dedi. “İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle diyor: ‘Seni İsrail kralı olarak meshettim+ ve Saul’un elinden kurtardım.+ 8 Sana efendinin evini verdim,+ onun eşlerini+ de koynuna verdim. İsrail ve Yahuda aşiretlerini de sana verdim.+ Bunlar az gelseydi, bunun gibi daha neler verirdim.+ 9 Neden Yehova’nın sözünü küçümsedin ve O’nun gözünde kötü olanı+ yaptın? Hititli Uriya’yı kılıçla öldürdün.+ Onu Ammonoğullarının kılıcıyla öldürüp karısını kendine aldın.+ 10 Beni küçümseyip Hititli Uriya’nın karısını kendine aldığın için evinden kılıç+ hiçbir zaman ayrılmayacak.’+ 11 Yehova şöyle diyor: ‘Başına getireceğim felaket senin kendi evinden çıkacak.+ Gözünün önünde eşlerini elinden alacağım ve onları başka birine vereceğim;+ o da güpegündüz karılarınla yatacak.+ 12 Sen gizlice+ yaptın ama Ben bu şeyi tüm İsrail’in ortasında, herkesin gözü önünde+ yapacağım.’”+
13 Ve Davut Natan’a “Yehova’ya karşı günah işledim”+ dedi.+ O zaman Natan “Yehova da senin günahını bağışladı.+ Ölmeyeceksin”+ dedi. 14 “Yine de, böyle bir şey yaparak Yehova’ya saygısızlık ettiğin+ için, doğan oğlun mutlaka ölecek.”+
15 Sonra Natan evine gitti.
Ve Yehova, Uriya’nın karısının Davut’a doğurduğu çocuğun hastalanmasına neden oldu.+ 16 Davut çocuk için Tanrı’ya yakarıp oruç tuttu.+ Evine gidip bütün gece yerde yattı.+ 17 Evindeki ihtiyarlar başına toplanıp onu yerden kaldırmak istediler, fakat o kalkmak istemedi, onlarla birlikte yemek de yemedi.+ 18 Yedinci gün çocuk öldü. Fakat Davut’un hizmetkârları çocuğun öldüğünü söylemeye korktular. Çünkü “Çocuk hayattayken onunla konuştuğumuzda bizi dinlemiyordu; şimdi ona nasıl ‘Çocuk öldü’ diyelim? Kendine kötü bir şey yapar” diyorlardı.
19 Davut hizmetkârlarının fısıldaştığını görünce çocuğun öldüğünü anladı. Hizmetkârlarına, “Çocuk öldü mü?” diye sordu. Onlar da “Evet, öldü” diye cevap verdiler. 20 Bunun üzerine Davut yerden kalkıp yıkandı, yağ süründü,+ kıyafetini değiştirip Yehova’nın evine+ gitti ve yere kapandı.+ Sonra evine dönüp yemek istedi, önüne hemen yemek getirdiler ve yedi. 21 Bunu gören hizmetkârları “Bütün bu yaptıkların ne demek oluyor?” diye sordular. “Çocuk hayattayken onun için oruç tuttun, ağladın. Ama çocuk ölür ölmez kalkıp yemek yemeye başladın.” 22 Davut “Evet, çocuk hayattayken oruç tuttum+ ve ağladım;+ çünkü ‘Kimbilir, belki Yehova bana lütfeder de çocuk yaşar’+ diye düşündüm. 23 Fakat şimdi öldü, neden oruç tutayım? Onu geri getirebilir miyim?+ Ben onun yanına gideceğim+ ama o bana geri dönmeyecek.”+
24 Ve Davut karısı+ Bat-şeba’yı teselli etti. Daha sonra yanına girip onunla birlikte oldu. Bir süre sonra Bat-şeba bir oğlan+ doğurdu ve adını Süleyman*+ koydular. Yehova onu çok sevdi.+ 25 Ve Natan+ peygamberi gönderdi. Yehova onu sevdiği için o da ona Yedidya* ismini verdi.
26 Yoab,+ Ammonoğullarının Rabba+ şehrine saldırılarını sürdürdü ve sonunda krallık şehrini ele geçirdi. 27 Sonra Davut’a ulaklar gönderip “Rabba’ya saldırdım+ ve sular şehrini ele geçirdim” dedi. 28 “Şimdi adamların geri kalanını topla ve şehre karşı ordugâh kurup onu ele geçir. Böylece şehri ele geçiren ben olmayayım ve şehir benim adımla anılmasın.”
29 Bunun üzerine Davut tüm adamlarını topladı ve Rabba’ya saldırıp orayı ele geçirdi. 30 Malkam’ın* başındaki tacı aldı.+ Bir talant altından yapılmış ve değerli taşlarla bezenmiş olan tacı Davut’un başına koydular. Davut şehirden yüklü miktarda ganimet+ alıp götürdü. 31 Halkı şehirlerinden çıkararak taş kesiminde, kesici demir aletler+ ve baltalarla yapılan işlerde ve tuğla yapımında çalıştırdı. Davut Ammonoğullarının bütün şehirlerinde böyle yaptı. En sonunda adamlarıyla birlikte Yeruşalim’e döndü.
13 Davut’un oğlu Abşalom’un+ güzel bir kız kardeşi vardı, adı Tamar’dı.+ Davut’un oğlu Amnon+ ona âşık oldu.+ 2 Tamar bakireydi ve Amnon’un ona yaklaşması+ olanaksız görünüyordu.+ Bu mesele Amnon’a öylesine dert oldu ki kız kardeşi Tamar yüzünden yataklara düştü.+ 3 Amnon’un Yehonadab+ adında bir arkadaşı vardı. Yehonadab Davut’un kardeşi Şimeah’ın+ oğluydu; çok akıllı bir adamdı. 4 Amnon’a “Ey kral oğlu! Neden her sabah böyle mahzun görünüyorsun? Anlat bana” dedi.+ Bunun üzerine Amnon “Kardeşim Abşalom’un kız kardeşi+ Tamar’a âşık oldum”+ dedi. 5 Yehonadab da “O halde yatağına girip hastaymış gibi yap”+ dedi. “Baban mutlaka seni görmeye gelecektir. Ona, ‘Ne olur, kız kardeşim Tamar gelip bana hasta yemeği hazırlasın. Yemeği gözümün önünde hazırlasın da onun elinden yiyeyim’ dersin.”+
6 Böylece Amnon yatıp hastaymış gibi yaptı,+ kral da onu görmeye geldi. Amnon krala “Ne olur kız kardeşim Tamar gelip gözümün önünde iki pide* pişirsin de onun elinden hasta yemeği yiyeyim” dedi. 7 Davut Tamar’a ulak gönderip “Haydi kardeşin Amnon’un evine git, ona hasta yemeği yap” dedi. 8 Tamar da evinde yatan kardeşi Amnon’a gitti.+ Hamur alıp yoğurdu, onun gözü önünde pide yaptı ve pideleri pişirdi. 9 En sonunda pideleri tavadan alıp Amnon’un önüne koydu, fakat Amnon yemek istemedi. “Herkesi buradan çıkarın!”+ dedi ve herkes dışarı çıktı.
10 Amnon Tamar’a “Yemeği içeriye, odama getir de hasta yatağımda senin elinden yiyeyim” dedi. Tamar da yaptığı pideleri alıp kardeşi Amnon’un odasına götürdü. 11 Tamar yemek yedirmek için ona yaklaşınca, Amnon kızı tuttu+ ve “Gel benimle yat+ kardeşim”+ dedi. 12 Ancak Tamar “Hayır, yapma kardeşim” dedi. “Beni kirletme,+ İsrail’de böyle şey olmaz.+ Bu alçaklığı+ yapma. 13 Sonra ben bu utançla nasıl yaşarım? Sen de İsrail’de akılsız bir adam durumuna düşersin. Lütfen kralla konuş, beni senden esirgemeyecektir.” 14 Fakat Amnon kızı dinlemek istemedi ve daha güçlü olduğundan onunla yattı,+ onu kirletti.+ 15 Sonra Amnon ondan öylesine nefret etti ki, bu nefret daha önce duyduğu sevgiden de güçlüydü. Bu yüzden “Çık git buradan!” dedi. 16 Kız ise “Bunu yapma kardeşim” dedi, “Beni kovman yapmış olduğun kötülükten de büyük bir kötülük.” Fakat Amnon onu dinlemek istemedi.
17 Ve hizmetindeki uşağı çağırıp “Şunu dışarı çıkar ve arkasından kapıyı sürgüle” dedi. 18 (Kızın üzerinde çizgili+ entari vardı; kralın bakire kızları böyle kolsuz üstlük giyerdi.) Uşak kızı dışarı çıkardı ve arkasından kapıyı sürgüledi. 19 Bunun üzerine Tamar başına kül+ saçtı ve üzerindeki çizgili entariyi yırttı. Ellerini başının üzerine koyarak+ yürümeye başladı, yürürken ağlıyordu.
20 Bunu gören Abşalom+ kız kardeşine “Sana bunu kardeşin Amnon+ mu yaptı?” diye sordu; “Peki kardeşim, sesini çıkarma. O senin kardeşin.+ Bu mesele yüreğine dert olmasın.” Ve Tamar, kardeşi Abşalom’un evinde yaşamaya başladı; kimseyle görüşmüyordu. 21 Kral Davut olup biteni duydu+ ve çok öfkelendi.+ 22 Abşalom ise Amnon’a iyi kötü hiçbir şey demedi. Çünkü kız kardeşi Tamar’ı kirlettiği için Amnon’dan nefret ediyordu.+
23 Bu olayın üzerinden iki yıl geçtikten sonra Abşalom kralın tüm oğullarını Efraim+ yakınlarındaki Baal-hatsor’a davet etti;+ orada Abşalom’un koyun kırkıcıları+ vardı. 24 Abşalom krala gelip “Bu kulun koyunlarını kırktırıyor; ne olur kral ve hizmetkârları da benimle birlikte gelsin” dedi. 25 Fakat kral, Abşalom’a “Hayır oğlum! Hepimiz gelmeyelim, sana yük oluruz” dedi. Abşalom ısrar ettiyse+ de kral gitmeyi kabul etmedi, ama ona hayırdua etti.+ 26 Sonunda Abşalom “Sen gelmiyorsan ne olur izin ver de kardeşim Amnon bizimle gelsin”+ dedi. Buna karşılık kral “O neden seninle gelsin?” diye sordu. 27 Abşalom ısrar edince+ kral, Amnon’u ve tüm kral oğullarını onunla gönderdi.
28 Abşalom adamlarına şöyle dedi: “Bakın, Amnon şarabın etkisiyle keyiflendiğinde+ size ‘Amnon’u vurun!’ diyeceğim. O zaman onu öldüreceksiniz. Korkmayın.+ Size emir veren benim! Güçlü olun ve yiğit adamlar olduğunuzu gösterin.” 29 Adamları Abşalom’un emrettiği gibi yaptı ve Amnon’u öldürdü.+ Kralın diğer oğulları ise katırlarına binip oradan kaçtı. 30 Onlar daha yoldayken Davut’a “Abşalom bütün kral oğullarını öldürdü; hiçbiri sağ kalmadı” diye haber geldi. 31 Bunun üzerine kral kalkıp giysilerini yırttı+ ve yere kapandı.+ Yanındaki tüm hizmetkârları da giysilerini yırttılar.+
32 Fakat Davut’un kardeşi Şimeah’ın+ oğlu Yehonadab+ şöyle dedi: “Efendim kral tüm evlatlarının, bütün gençlerin öldüğünü düşünmesin. Sadece Amnon öldü.+ Çünkü bu Abşalom’un emriyle oldu, kız kardeşi+ Tamar’ın kirletildiği+ gün bunu kararlaştırmıştı.+ 33 Bu yüzden efendim kral, ‘Bütün kral oğulları öldü’ lafına inanmasın. Sadece Amnon öldü.”
34 Bu arada Abşalom kaçmıştı.+ Şehirde gözcülük eden genç,+ arkadaki yoldan, dağ tarafından bir kalabalığın geldiğini gördü. 35 Bunun üzerine Yehonadab+ krala “İşte, kralın oğulları geldi. Kulunun dediği çıktı”+ dedi. 36 O sözünü bitirir bitirmez kralın oğulları içeri girdi ve feryat edip ağlamaya başladılar. Kralla tüm hizmetkârları da ağladı. 37 Abşalom ise kaçıp Geşur kralı+ Ammihud oğlu Talmay’ın+ yanına gitmişti. Davut oğlu için günlerce yas tuttu.+ 38 Geşur’a+ kaçan Abşalom üç yıl orada kaldı.
39 Zaman geçti, Davut Abşalom’u çok özledi. Amnon’un ölümünden dolayı duyduğu üzüntü artık geçmişti.
14 Tseruya+ oğlu Yoab+ kralın aklının Abşalom’da olduğunu anlamıştı.+ 2 Bu yüzden Tekoa’ya+ adam gönderip oradan hikmetli+ bir kadın getirtti. Kadına şöyle dedi: “Üzerine yas kıyafetleri giyip kendini yaslı göster. Yağ sürünme;+ ölen biri için günlerdir yas tutuyormuş gibi davran.+ 3 Kralın huzuruna çıkıp şunları söyle.” Ve sonra Yoab ne söylemesi gerektiğini kadına anlattı.+
4 Tekoalı kadın kralın huzuruna çıktı; eğilip yere kapandı+ ve “Yardım et+ ey kral!” dedi. 5 Kral “Derdin nedir?” diye sorunca kadın “Ben dulum,+ kocam öldü” dedi. 6 “Bu hizmetçinin iki oğlu vardı. Tarlada kavgaya tutuştular,+ onları ayıracak kimse yoktu.+ Sonunda biri diğerine vurdu ve onu öldürdü. 7 Ve şimdi tüm aile bu hizmetçine düşman kesildi. ‘Kardeşini vurup öldüren adamı bize teslim et ki diğerinin canına karşılık+ onu öldürelim+ ve bu mirasçıyı ortadan kaldıralım’ diyorlar. Ocağımın kalan közünü de söndürecekler. Kocamın adını da, geride kalan soyunu da yeryüzünden silecekler.”+
8 Kral kadına “Sen şimdi evine git, ben senin hakkında emir vereceğim”+ dedi. 9 Bunun üzerine Tekoalı kadın “Ey efendim kral! Bu günahın hesabı benim ve babamın evinden sorulsun.+ Kral ve onun tahtı suçsuz sayılsın” dedi. 10 Kral da “Eğer biri sana bir şey diyecek olursa onu bana getir; sana artık zarar veremezler” dedi. 11 Kadın şöyle dedi: “Kralım Tanrısı Yehova’yı ansın+ da kan güden+ daha fazla felakete yol açmasın; ve oğlum yok olup gitmesin.” Kral da “Yehova’nın hakkı için+ oğlunun kılına bile dokunamayacaklar”+ diye cevap verdi. 12 Kadın “Ne olur bu hizmetçin+ efendim krala bir iki söz daha söylesin”+ dedi. Kral da “Söyle!”+ dedi.
13 Kadın şunları söyledi: “O halde neden Tanrı’nın halkının+ zararına yol açacak bir karar aldın?+ Kral sözleriyle kendini suçlu çıkardı;+ çünkü sürgüne gönderdiği kişiyi geri getirmiyor.+ 14 Hepimiz ölüp gideceğiz;+ yere dökülen, bir daha toplanamayan sular gibi olacağız. Tanrı can almaz;+ sürgüne gönderilenin sürgünde Kendisinden uzakta kalmaması için sebepler bulur. 15 İnsanlar beni korkuttuğu için gelip krala bunları söyledim. Düşündüm ki, ‘Gidip kralla konuşayım, belki bu hizmetçisinin dileğini yerine getirir. 16 Çünkü, tek oğlumla beni Tanrı’nın verdiği mirastan mahrum bırakmak, yok etmek isteyenin elinden kurtarmak için kral bu kulunu dinler.’+ 17 Sonra da ‘Efendim kralın sözü beni rahatlatır’ dedim. Çünkü efendim kral, iyiyi kötüyü ayırt etmekte+ Tanrı’nın bir meleği gibidir.+ Tanrın Yehova seninle olsun.”
18 O zaman kral kadına “Şimdi sana bir soru soracağım, benden hiçbir şey saklama!”+ dedi. Kadın da “Buyur efendim kral, sor” dedi. 19 Kral “Bu işte Yoab’ın+ parmağı var mı?”+ diye sordu. Kadın “Senin başın için+ efendim kral, dediğin kesinlikle doğru” dedi. “Evet, bana emir veren ve hizmetçine bunları söyleten, hizmetkârın Yoab’dır.+ 20 Kulun Yoab meseleye farklı bir yönden bakman için bu işi yaptı. Fakat efendim Tanrı’nın bir meleği+ kadar hikmetli olduğundan memlekette olan biten her şeyi bilir.”
21 Bunun üzerine kral, Yoab’a “İstediğini yapacağım.+ Gidip o genci, Abşalom’u getir”+ dedi. 22 Yoab eğilip yere kapandı ve krala hayırdua etti.+ Sonra da “Bugün anladım ki, benden hoşnutsun.+ Çünkü efendim kral bu kulunun isteğini yerine getirdi” dedi. 23 Yoab kalkıp Geşur’a+ gitti ve Abşalom’u Yeruşalim’e+ getirdi. 24 Fakat kral, “Kendi evine gitsin. Benim huzuruma çıkmasın”+ dedi. Bu yüzden Abşalom kendi evine gitti ve kralla görüşemedi.
25 Tüm İsrail’de Abşalom gibisi yoktu, herkes onun yakışıklılığından+ söz ederdi. Tepeden tırnağa hiçbir kusuru yoktu. 26 Saçlarını kestiği zaman (her yılın sonunda saçlarını keserdi, çünkü çok ağır gelirdi)+ kesilen saçı tartardı. Saçları kraliyet ölçeğiyle iki yüz şekel* gelirdi. 27 Abşalom’un üç oğlu,+ bir kızı oldu. Kızının adı Tamar’dı; çok güzel bir kızdı.+
28 Abşalom Yeruşalim’de yaşadığı iki yıl boyunca kralın huzuruna hiç çıkmadı.+ 29 Sonunda Abşalom krala göndermek için Yoab’ı çağırttı, ama Yoab gelmek istemedi. Sonra ikinci kez haber gönderdi ama o yine gelmek istemedi. 30 En sonunda Abşalom hizmetkârlarına “Bakın, benim arazimin hemen yanında Yoab’ın arpa tarlası var” dedi. “Gidin, orayı ateşe verin.”+ Böylece Abşalom’un hizmetkârları tarlayı ateşe verdi.+ 31 Bunun üzerine Yoab kalkıp Abşalom’un evine gitti ve “Neden hizmetkârların tarlamı ateşe verdi?” diye sordu. 32 Abşalom da şöyle dedi: “Sana ‘Buraya gel de seni krala göndereyim’ diye haber gönderdim. ‘Neden Geşur’dan döndüm?+ Orada kalsaydım daha iyiydi. Şimdi kralla görüşmemi sağla ve eğer bir suçum varsa+ beni öldürsün’ dedim.”
33 Bunun üzerine Yoab krala gidip bunları anlattı. Kral Abşalom’u çağırdı, o da kralın huzuruna çıktı ve önünde eğilip yere kapandı. Sonra kral Abşalom’u öptü.+
15 Bundan sonra Abşalom kendisi için bir savaş arabası yaptırdı, önü sıra koşacak atlar ve elli adam hazırladı.+ 2 Erkenden kalkar,+ şehir kapısına+ giden yolun kenarında dururdu. Hüküm+ için davasını krala getiren bir adam gördüğünde onu yanına çağırır “Hangi şehirdensin?” diye sorardı. O da “Bu kulun İsrail’in filan kabilesinden” diye karşılık verirdi. 3 Abşalom adama “Bak sen davanda haklısın, söylediklerin doğru, fakat seni kral adına dinleyecek kimse yok”+ derdi. 4 Sonra Abşalom “Keşke ülkeye hâkim olarak beni atasalar”+ derdi, “O zaman davası ya da derdi olan bana gelirdi, ben de hakkını arardım.”+
5 Biri Abşalom’a yaklaşıp önünde eğilmek istediğinde o elini uzatıp adamı tutar+ ve öperdi. 6 Abşalom, davasını krala getiren İsraillilere böyle yapardı. Bu şekilde İsrail halkının gönlünü çeliyordu.+
7 Kırk yılın* sonunda Abşalom krala “Ne olur Yehova’ya adağımı yerine getirmek için Hebron’a+ gitmeme izin ver”+ dedi. 8 “Çünkü bu hizmetkârın Aram topraklarında, Geşur’da+ bulunduğu sırada bir adak adamıştı.+ ‘Eğer Yehova beni Yeruşalim’e geri döndürürse Yehova’ya kurban sunacağım’ demiştim.”+ 9 Kral “Selametle git”+ dedi. Abşalom da kalkıp Hebron’a gitti.
10 Sonra Abşalom İsrail’in tüm kabilelerine casuslarla+ şu haberi gönderdi: “Boru sesini duyunca ‘Abşalom Hebron’da+ kral oldu!’+ diye bağıracaksınız.” 11 Bu arada, Yeruşalim’den çağrılan ve olup bitenlerden hiç haberi olmayan+ iki yüz kişi de Abşalom’la birlikte gitmişti. 12 Abşalom kurbanlar sunduktan sonra Davut’un danışmanı+ Gilolu+ Ahitofel’i+ memleketi Gilo’dan+ çağırttı. Düzen kuranlar+ gitgide güçleniyor, Abşalom’un tarafına geçenlerin sayısı sürekli artıyordu.+
13 Bir süre sonra Davut’un yanına bir haberci gelip “İsrailoğulları Abşalom’un tarafına geçti”+ dedi. 14 Bunun üzerine Davut, Yeruşalim’de yanında bulunan tüm hizmetkârlarına hemen “Kalkın, kaçalım”+ dedi. “Yoksa Abşalom’un elinden kurtulamayacağız. Acele edin yoksa o hızlı davranıp bizi yakalar ve hepimize kötülük edip şehri kılıçtan geçirir.”+ 15 Kralın hizmetkârları da “Efendimiz kral neye karar verirse versin, kulları yanında olacak”+ dediler. 16 Böylece kral, beraberindeki tüm ev halkıyla yola çıktı.+ On cariyesini+ sarayla ilgilenmeleri için orada bıraktı. 17 Kral ve yanındakiler bir süre sonra Beyt-merhak’ta* durdular.
18 Tüm hizmetkârları kralın yanından geçiyordu; Keretiler ve Peletiler,+ Gat’tan+ beri onun* ardından gelen altı yüz Gatlı+ asker kralın önünden geçti. 19 Sonra kral, Gatlı İttay’a+ “Neden sen de geliyorsun?” dedi. “Geri dön+ ve kralın yanında kal. Sen yurdundan sürgün edilmiş bir yabancısın. 20 Daha dün geldin. Şimdi seni nasıl bizimle birlikte oradan oraya dolaştırırım?+ Kardeşlerini de alıp geri dön; Yehova vefasını+ ve sadakatini+ senden esirgemesin.” 21 Fakat İttay krala “Yehova’nın hakkı için ve senin başın için+ derim ki, ölmeye olsun yaşamaya olsun efendim kral nereye giderse bu hizmetkârı da oraya gidecek”+ dedi. 22 Buna karşılık Davut İttay’a+ “O halde yürü, sen de geç” dedi. Böylece Gatlı İttay ve adamları yanlarındaki çocuklarla birlikte geçti.
23 Kral, Kidron Vadisinde+ dururken tüm halk geçiyor, memleket ahalisi de yüksek sesle ağlıyordu.+ Vadiden geçen halk çöle doğru giden yolda ilerliyordu. 24 Tsadok’la+ birlikte Tanrı’nın ahit sandığını+ taşıyan+ Levioğulları+ da oradaydı. Halkın tümünün şehirden çıkıp vadiyi geçmesini beklerken, Tanrı’nın sandığını Abiatar’ın+ yanına koydular. 25 Fakat kral, Tsadok’a “Tanrı’nın sandığını+ şehre geri götürün”+ dedi. “Eğer Yehova benden hoşnutsa beni mutlaka geri getirecek, Ahit Sandığını ve bulunduğu yeri+ tekrar görmeme izin verecektir. 26 Ancak ‘Senden hoşnut değilim’ derse, bana dilediğini yapsın, razıyım.”+ 27 Sonra kral, kâhin Tsadok’a “Sen bir görensin”+ dedi. “Lütfen oğlun Ahimaats’ı ve Abiatar oğlu Yonatan’ı+ da yanınıza alın ve iki oğlunuzla birlikte selametle şehre dönün. 28 Sizden haber alana kadar kırdaki ırmak geçitlerinde oyalanıyor olacağım.”+ 29 Tsadok ve Abiatar da Tanrı’nın sandığını alıp Yeruşalim’e geri götürdüler ve orada kaldılar.
30 Davut, ağlaya ağlaya Zeytinlik Dağına+ doğru çıkıyordu. Başı örtülüydü+ ve yalınayak yürüyordu. Yanındaki herkesin de başı örtülüydü ve hepsi dağa çıkarken ağlıyordu.+ 31 Davut’a “Abşalom’la+ birlikte komplo kuranların arasında Ahitofel de var”+ diye haber getirdiler. Bunun üzerine Davut “Ey Yehova!+ Ne olur Ahitofel’in öğüdünü boşa çıkar”+ dedi.+
32 Davut, eskiden halkın Tanrı’ya tapındığı dağın tepesine vardığında Arklı+ Huşay’la+ karşılaştı. Adam giysisini yırtmış, başına toprak saçmıştı.+ 33 Davut ona “Eğer benimle gelirsen, bana yük olursun”+ dedi. 34 “Fakat şimdi şehre geri dön ve Abşalom’a ‘Ey kral, senin hizmetkârınım. Eskiden babanın hizmetkârıydım ama şimdi senin hizmetindeyim’+ de. O zaman benim için Ahitofel’in öğüdünü boşa çıkarırsın.+ 35 Kâhin Tsadok’la Abiatar da orada senin yanında olacaklar.+ Kralın evinde duyduğun her şeyi kâhin Tsadok’la Abiatar’a bildir.+ 36 Tsadok oğlu Ahimaats+ ve Abiatar oğlu Yonatan+ da orada, onların yanında olacak. Duyduğunuz her şeyi onlar aracılığıyla bana iletin.” 37 Böylece Davut’un dostu+ Huşay şehre gitti. Bu sırada Abşalom da Yeruşalim’e girdi.+
16 Davut dağın tepesini biraz aşınca+ Mefiboşet’in+ hizmetkârı Tsiba+ onu karşıladı. Palan vurulmuş iki eşeğe+ iki yüz somun ekmek,+ yüz parça üzüm pestili,+ yüz parça yaz meyvesi pestili+ ve bir küp şarap+ yüklemişti. 2 Kral, Tsiba’ya “Bütün bunları neden getirdin?”+ diye sordu. Tsiba “Eşekler kralın ev halkının binmesi için, ekmekler ve yaz meyvesi pestilleri adamlarının yemesi için,+ şarap da çölde+ yürümekten yorulanların+ içmesi için” dedi. 3 Kral “Efendinin oğlu nerede?”+ diye sordu. Tsiba da “Yeruşalim’de oturuyor. ‘İsrail halkı bugün babamın krallığını bana geri verecek’ diye düşünüyor”+ dedi. 4 Bunun üzerine kral, Tsiba’ya “Mefiboşet’in her şeyi senin olsun”+ dedi. Tsiba da “Önünde eğiliyorum+ efendim kral! Dilerim her zaman benden hoşnut olursun” dedi.
5 Sonra Kral Davut Bahurim’e+ geldi; orada Saul evinden Gera oğlu Şimei+ isimli bir adam lanetler okuyarak karşısına çıktı.+ 6 Kral Davut’a ve tüm hizmetkârlarına taş atmaya başladı; bütün adamlarıyla yiğitler, kralın sağında ve solundaydı. 7 Şimei lanet okuyor ve “Defol! Defol, eli kanlı,+ adi adam”+ diyordu. 8 “Yerine kral olduğun Saul’un evinde dökülen kanların hesabını Yehova senden soruyor. Yehova krallığı oğlun Abşalom’a veriyor. İşte belanı buldun, çünkü eli kanlı bir adamsın.”+
9 Sonunda Tseruya+ oğlu Abişay krala “Bu ölü köpek+ efendim krala nasıl lanet okur!”+ dedi. “Ne olur bırak da gidip şunun başını gövdesinden ayırayım.”+ 10 Fakat kral “Bundan size ne+ ey Tseruya oğulları?”+ dedi. “Bırak lanet okusun.+ Çünkü Yehova ona ‘Davut’a lanet oku’ demiş.+ Kim ‘Neden böyle yapıyorsun’ diyebilir?”+ 11 Davut, Abişay’la tüm hizmetkârlarına şöyle dedi: “Eğer kendi oğlum, benim öz oğlum canıma kastettiyse,+ bir Benyaminoğlu+ daha fazlasını yapmaz mı? Bırakın lanet okusun, çünkü bunu yapmasını Yehova söylemiş. 12 Belki Yehova bunu görür+ ve o lanet okusa da Yehova bana iyilik eder.”+ 13 Davut’la adamları yollarına devam etti. Şimei de dağın yamacında Davut’la aynı hizada yürüyor, lanet okuyor,+ taş toprak atıyordu.+
14 Bir süre sonra kralla yanındakiler yorulup durdular ve orada dinlendiler.+
15 Bu sırada Abşalom ve yanındakiler, tüm İsrail halkı Yeruşalim’e girdi.+ Ahitofel+ de yanlarındaydı. 16 Davut’un dostu+ olan Arklı+ Huşay,+ Abşalom’un yanına gelip “Kralım çok yaşa!+ Kralım çok yaşa!” dedi. 17 Abşalom da ona “Senin dostuna vefan bu kadar mı?” dedi. “Neden dostunla birlikte gitmedin?”+ 18 Huşay “Onunla gitmedim çünkü ben Yehova’nın ve bu halkın, İsrailoğullarının seçtiği adamın hizmetinde, onun yanında olacağım” dedi. 19 “Başka kime hizmet edeyim? Onun oğluna değil mi? Yine söylüyorum; babana hizmet ettiğim gibi sana da hizmet edeceğim.”+
20 Sonra Abşalom Ahitofel’e “Fikrinizi söyleyin,+ ne yapalım?” diye sordu. 21 Ahitofel Abşalom’a “Babanın sarayla ilgilensin diye orada bıraktığı+ cariyeleriyle yat”+ dedi. “Böylece tüm İsrail babanın+ nefretini uyandırdığını+ duyacak ve seninle birlikte olanlar cesaret kazanacak.”+ 22 Ve Abşalom için damda+ bir çadır kurdular; Abşalom tüm İsrail halkının gözü önünde+ babasının cariyeleriyle yattı.+
23 O günlerde Ahitofel’in öğütleri, Tanrı’dan gelen sözler gibi görülürdü. Ahitofel’in+ bütün öğütleri,+ Davut için de Abşalom için de öyleydi.
17 Ahitofel Abşalom’a “İzin ver de, on iki bin adam seçip bu gece Davut’un peşine düşeyim”+ dedi. 2 “Yorgun ve güçsüzken+ üzerine yürüyüp korku salarım. Böylece yanındaki herkes kaçar, ben de yalnız başına kaldığında kralı vurup öldürürüm.+ 3 Ve bütün halkı sana geri getiririm. Herkesin sana dönebilmesi için, peşinde olduğun o adamın ortadan kalkması gerek. O zaman tüm halk huzura kavuşacaktır.” 4 Abşalom’la tüm İsrail ihtiyarları bu sözleri doğru buldu.+
5 Yine de Abşalom “Arklı Huşay’ı+ da çağırın, bakalım o neler diyecek?” dedi. 6 Huşay Abşalom’un huzuruna çıktı. Abşalom ona “Ahitofel böyle diyor. Dediğini yapalım mı?” dedi. “Hayır dersen, ne yapacağımızı sen söyle.” 7 Huşay “Ahitofel’in verdiği öğüt bu kez iyi değil”+ dedi.
8 Sonra Huşay şunları söyledi: “Sen babanı ve adamlarını iyi tanırsın. Ne yiğit+ olduklarını bilirsin. Şimdi onlar kırda yavrularını kaybetmiş dişi ayı+ gibi öfkelidir.+ Ve baban usta bir savaşçıdır,+ geceyi halkın arasında geçirmez. 9 O şimdi bir oyuğa ya da başka bir yere gizlenmiştir.+ O önce davranır da gönderdiğin adamlara saldırırsa hemen ‘Abşalom’u destekleyenler yenilgiye uğruyor’ diye haber yayılacaktır. 10 Böylece aslan yürekli+ yiğitler bile korkuya kapılacak.+ Çünkü bütün İsrail babanın yiğit bir adam+ olduğunu, yanındakilerin de cesur yiğitler+ olduğunu biliyor. 11 Bu yüzden ben şu öğüdü veririm: Dan’dan Beer-şeba’ya kadar+ bütün İsrail, deniz kıyısındaki kum gibi+ bir kalabalık senin yanına toplansın. Sen de onlarla savaşa çık.+ 12 O zaman bulunduğu yerde+ üzerine yürürüz, toprağa düşen çiy damlaları+ gibi üzerine akın ederiz. Böylece onu da yanındaki adamları da ortadan kaldırır, tek kişiyi bile sağ bırakmayız. 13 Eğer şehirlerden birine çekilirse, tüm İsrail toplanıp gider, o şehri halatlarla vadiye sürükleriz, geride tek bir çakıl bile kalmaz.”+
14 Abşalom ve yanındaki İsrailoğulları “Arklı Huşay’ın öğüdü Ahitofel’in öğüdünden daha iyi”+ dediler. Ahitofel’in öğüdü iyi olmasına rağmen+ Yehova onu boşa çıkarmaya+ karar vermişti;+ böylece Yehova Abşalom’un başına yıkım getirecekti.+
15 Bunun ardından Huşay, kâhin Tsadok+ ve Abiatar’a “Ahitofel Abşalom’a ve İsrail ihtiyarlarına böyle öğüt verdi; bense şöyle öğüt verdim” dedi. 16 “Şimdi hemen Davut’a adam gönderip+ ‘Bu gece sakın çöldeki düzlüklerde konaklama; mutlaka ırmağın öte tarafına geç+ ki kral ve yanındaki halk yok olup gitmesin’+ deyin.”
17 Yonatan+ ve Ahimaats+ En-rogel’de+ bekliyordu; çünkü şehre girip görünmek istemiyorlardı. Bir hizmetçi kız onlara haber getirdi. Onlar da haberi Kral Davut’a iletmek için yola çıktılar. 18 Ancak bir genç onları görüp Abşalom’a haber verdi. Bu yüzden iki adam hızla kaçıp Bahurim’de+ bir adamın evine gitti. Adamın avlusunda bir kuyu vardı, kuyunun içine girdiler. 19 Adamın karısı da bir örtü alıp kuyunun ağzına serdi. Bir şey belli olmasın diye de üzerine kırık buğday yığdı.+ 20 Abşalom’un hizmetkârları eve gelip kadına “Ahimaats ve Yonatan nerede?” diye sordular. Kadın da “Buradan geçip ırmak tarafına gittiler”+ dedi. Adamlar onları bir süre daha aradı, bulamayınca+ Yeruşalim’e geri döndüler.
21 Onlar gidince adamlar kuyudan çıktı, Kral Davut’a gidip “Hepiniz kalkın, hemen ırmağı geçin” dediler. “Çünkü Ahitofel size karşı böyle böyle öğüt verdi.”+ 22 Davut ve yanındaki halk hemen kalkıp Ürdün Irmağını geçmeye başladı. Sabahın ilk ışıklarına kadar+ ırmağı geçmeyen bir kişi bile kalmamıştı.
23 Ahitofel ise verdiği öğüde uyulmadığını görünce+ eşeğine palan vurdu ve kalkıp şehrine, kendi evine gitti.+ Ev halkına+ talimatlar verdikten sonra kendini astı,+ öldü.+ Ve atalarının mezarına gömüldü.+
24 Davut Mahanaim’e+ geldi. Bu arada Abşalom yanındaki İsrailoğullarıyla birlikte Ürdün Irmağını geçti. 25 Abşalom ordunun başına Yoab’ın+ yerine Amasa’yı+ koymuştu. Amasa, İtra+ isimli İsrailli bir adamın oğluydu; annesi de Nahaş’ın kızı Abigail’di. Abigail,+ Yoab’ın annesi Tseruya’nın kız kardeşiydi. 26 Abşalom’la İsrailoğulları Gilead+ topraklarında ordugâh kurdular.
27 Davut Mahanaim’e gelince Ammonoğullarının+ Rabba+ şehrinden Nahaş oğlu Şobi, Lo-debarlı Ammiel+ oğlu Makir+ ve Rogelim+ şehrinden Gileadlı Barzillay,+ 28 Davut’la yanındakiler için döşekler, leğenler, çömlekler; buğday, arpa, un,+ kavrulmuş tahıl,+ bakla,+ mercimek+ ve kuru bakliyat; 29 bal,+ tereyağı,+ çökelek ve koyun getirdiler.+ “Halk kırda yorulmuş, aç ve susuz kalmıştır” diye düşünmüşlerdi.+
18 Davut yanındaki adamları saydı; üzerlerine yüzbaşılar ve binbaşılar atadı.+ 2 Adamlarının üçte birini+ Yoab’ın+ komutasına, üçte birini Yoab’ın kardeşi+ Tseruya oğlu Abişay’ın+ komutasına, üçte birini de Gatlı İttay’ın+ komutasına verdi. Sonra adamlarına “Ben de sizinle birlikte geleceğim” dedi. 3 Fakat adamlar “Sen gelme”+ dediler. “Çünkü hepimiz kaçsak bile umursamazlar;+ ordunun yarısı ölse umurlarında olmaz. Ama sen bizim gibi on bin adama bedelsin.+ Şehirde kalıp bize oradan yardım sağlaman+ daha iyi olur.” 4 Kral da “Nasıl istiyorsanız öyle olsun”+ dedi. Böylece kral şehir kapısının yanında durdu;+ adamları da yüzer ve biner kişilik birlikler halinde çıktılar.+ 5 Kral Davut, Yoab’a, Abişay’a ve İttay’a “Hatırım için o gence, Abşalom’a iyi davranın”+ diye emir verdi. Kralın komutanlara Abşalom hakkında verdiği emri herkes duydu.
6 Ve ordu İsrailoğullarının karşısına çıkmak için kıra doğru yola koyuldu. Savaş Efraim Ormanında yapıldı.+ 7 Sonunda İsrailoğulları+ Davut’un adamları karşısında yenilgiye uğradı.+ O gün büyük bir kıyım oldu, yirmi bin adam öldürüldü. 8 Savaş bütün o bölgeye yayıldı. Ve o gün kılıcın öldürdüğünden daha fazlasını orman yuttu.
9 Sonunda Abşalom Davut’un adamlarıyla karşı karşıya kaldı; bir katıra binmişti. Katır sık dalları olan çok büyük bir ağacın altından geçerken Abşalom başından ağaca takıldı ve katır yoluna devam edince Abşalom havada+ asılı kaldı. 10 Bunu gören bir adam Yoab’a+ “Abşalom’u gördüm, büyük bir ağaçta asılı kalmıştı” dedi. 11 Yoab adama “Madem onu gördün, neden hemen orada öldürmedin?” dedi. “Öldürseydin sana on parça gümüş ve bir kemer verirdim.”+ 12 Fakat adam Yoab’a “Avcuma bin parça gümüş koysan bile kralın oğluna el kaldırmam” dedi. “Kral hepimizin önünde sana, Abişay’a ve İttay’a ‘Abşalom’a hiçbiriniz zarar vermeyin’+ demedi mi? 13 Dediğin gibi yapsaydım krala hainlik etmiş olurdum ve bu mesele ondan gizli kalmazdı;+ sen de bana arka çıkmazdın.” 14 Yoab buna karşılık “Seninle vakit kaybedemem” dedi. Eline üç mızrak alıp o büyük ağacın dalları arasında asılı duran ve hâlâ hayatta olan Abşalom’un kalbine+ sapladı.+ 15 Sonra Yoab’ın on silahtarı geldi, Abşalom’un çevresini sardılar ve onu vurup öldürdüler.+ 16 Yoab İsrailoğullarını kovalayan adamlarını geri çağırmak için boru çaldı.+ Böylece adamları geri çekti. 17 Sonunda Abşalom’u alıp ormanda büyük bir çukura attılar ve üzerine büyük bir taş yığını yaptılar.+ İsrailoğulları ise evlerine kaçtı.
18 Abşalom hayattayken kendisi için Kral Ovasında+ bir sütun dikmişti.+ Çünkü “Adımı yaşatacak bir oğlum yok”+ diyordu. Bu yüzden sütuna kendi adını vermişti;+ o sütun hâlâ Abşalom Anıtı diye anılır.
19 Tsadok oğlu Ahimaats,+ Yoab’a “Lütfen izin ver de koşup krala haberi ulaştırayım” dedi. “Çünkü Yehova kralı düşmanlarının elinden kurtardı.”+ 20 Fakat Yoab “Bugün haberi sen götürme. Başka zaman götürürsün” dedi. “Kralın oğlu öldü, bu yüzden haberi sen götürmeyeceksin.”+ 21 Sonra Kuşî’ye,+ “Gidip gördüklerini krala anlat” dedi. Kuşî, Yoab’ın önünde eğildi ve koşmaya başladı. 22 Tsadok oğlu Ahimaats bir kez daha Yoab’a “Ne olursa olsun, bırak Kuşî’nin ardından ben de koşayım” dedi. Yoab “Oğlum, senin vereceğin bir haber olmadığına göre neden sen de gidesin?” dedi. 23 O yine de “Olsun, ne olur gitmeme izin ver” dedi. Yoab da “Peki git” dedi. Böylece Ahimaats havza*+ yolundan koşmaya başladı ve sonunda Kuşî’yi geçti.
24 Davut iki kapı arasında oturuyordu.+ Bu arada gözcü+ sur kapısının damına çıktı. Uzaklara bakınca tek başına koşan bir adam gördü. 25 Gözcü krala seslenip haber verdi; kral “Eğer yalnız başınaysa bir haber getiriyor demektir” dedi. Adam gitgide yaklaşıyordu. 26 Bu arada gözcü başka bir adamın daha koştuğunu gördü. Kapı görevlisine seslendi ve “Tek başına koşan bir adam daha var!” dedi. Kral “O da bir haberci olmalı” dedi. 27 Gözcü “Gördüğüm ilk adamın koşuşu+ Tsadok oğlu Ahimaats’ınkine+ benziyor” dedi. Kral da “O iyi bir adamdır,+ müjde getiriyordur”+ dedi. 28 Sonunda Ahimaats krala “Hayırlı haber!” diye seslendi ve kralın önünde eğilip yere kapandı. Sonra “Efendim kral, sana başkaldıranları bozguna uğratan+ Tanrın Yehova’ya şükrolsun”+ dedi.
29 Fakat kral “O genç, Abşalom iyi mi?” diye sordu. Ahimaats “Yoab, kralın hizmetkârını ve bu kulunu gönderirken büyük bir karışıklık vardı. Ama neler olduğunu bilmiyorum” dedi.+ 30 Kral “Kenara çekil, bekle” dedi. O da kenara çekilip bekledi.
31 Sonra Kuşî+ haberci geldi ve “Efendim krala müjdeler olsun!” dedi, “Yehova bugün seni asilerin elinden kurtardı.”+ 32 Fakat kral Kuşî’ye “O genç, Abşalom iyi mi?” diye sordu. Kuşî de “Efendim kralın bütün düşmanlarının ve ona karşı ayaklanan herkesin sonu o gencinki gibi olsun”+ dedi.
33 Kral altüst oldu ve şehir kapısının üzerindeki odaya+ çıkıp ağlamaya başladı. Odaya giderken “Oğlum Abşalom! Ah oğlum, oğlum+ Abşalom!” diyordu, “Ah oğlum, keşke senin yerine ben ölseydim Abşalom, canım oğlum!”+
19 Yoab’a “Kral ağlıyor! Abşalom için hâlâ yas tutuyor”+ diye haber geldi. 2 O gün kazanılan zafer halk için yasa döndü; çünkü herkes “Kral, oğlu için çok üzülüyor” diyordu. 3 Savaşta yenilip kaçan askerler şehre nasıl hırsız gibi girerse, o gün ordu da şehre+ öyle utanarak, sessizce girdi. 4 Kral yüzünü örtmüş yüksek sesle “Oğlum Abşalom! Oğlum Abşalom, oğlum benim!”+ diye ağlıyordu.
5 Sonunda Yoab saraya kralın yanına geldi ve “Bugün senin canını,+ oğullarının,+ kızlarının,+ eşlerinin+ ve cariyelerinin+ canını kurtaran bütün hizmetkârlarını utandırdın” dedi. 6 “Çünkü senden nefret edenleri sevdin, seni sevenlerden nefret ettin. Komutanlarının ve hizmetkârlarının senin için hiçbir değeri olmadığını gösterdin. Eminim sırf Abşalom hayatta kalsaydı ve hepimiz ölseydik, sana göre daha iyi olurdu. 7 Şimdi kalk, dışarı çıkıp hizmetkârlarını yüreklendir;+ Yehova’nın adı üzerine yemin ederim ki, eğer dışarı çıkmazsan bu gece yanında tek bir adam bile kalmaz.+ Bu da gençliğinden beri başına gelen tüm felaketlerden daha beter olur.” 8 Bunun üzerine kral çıkıp şehir kapısında oturdu.+ Tüm halka “Kral kapıda oturuyor” diye haber yayıldı. Onlar da kralın huzuruna geldi.
Bu arada, yenilen İsrailoğulları evlerine kaçmışlardı.+ 9 İsrail kabileleri arasında bir tartışma çıktı. Şöyle diyorlardı: “Kral bizi düşmanların elinden kurtarmıştı,+ Filistîlerin elinden kurtaran da oydu. Fakat şimdi Abşalom yüzünden memleketten kaçtı.+ 10 Başımıza kral olarak meshettiğimiz Abşalom+ ise savaşta öldü.+ Peki şimdi neden kralı geri getirmek için bir şey yapmıyorsunuz?”+
11 Kral Davut, kâhin Tsadok+ ve Abiatar’a+ adam gönderip şöyle dedi: “Yahuda ihtiyarlarıyla+ konuşun ve onlara deyin ki, ‘İsrail’de konuşulanlar kralın evine kadar ulaşmışken, neden kralı sarayına geri getirmek için bir şey yapmıyorsunuz? 12 Siz benim kardeşlerimsiniz, etim kemiğimsiniz.+ Kralı geri getirmek için neden bir şey yapmıyorsunuz?’ 13 Amasa’ya da şöyle deyin:+ ‘Sen benim etim kemiğimsin. Eğer seni Yoab’ın yerine ordu komutanı atamazsam,+ Tanrı bana aynısını hatta daha beterini yapsın.’”+
14 Bu sözlerle bütün+ Yahudaoğullarının yüreğini derinden etkiledi. Böylece krala “Hizmetkârlarınla birlikte geri dön” diye haber gönderdiler.
15 Kral geri dönmek üzere yola çıktı ve Ürdün Irmağına vardı. Yahudaoğulları da kralı karşılamak ve Ürdün Irmağını geçerken ona eşlik etmek için Gilgal’e+ geldiler. 16 Sonra Benyaminoğullarından Gera oğlu+ Bahurimli+ Şimei+ aceleyle gelip Yahudaoğullarıyla birlikte Kral Davut’u karşılamaya indi. 17 Yanında Benyaminoğullarından bin adam vardı. (Saul evinin hizmetkârı Tsiba+ da, on beş oğlu+ ve yirmi hizmetçisiyle, kraldan önce Ürdün Irmağına varmayı başardı. 18 Irmağı geçerlerken+ kralın ev halkına eşlik etmek ve onu hoşnut etmek için ırmağın sığ yerinden karşıya geçti.) Kral, Ürdün Irmağından geçmek üzereyken Gera oğlu Şimei kralın önünde yere kapandı.+ 19 Ve krala “Ne olur efendim kral, Yeruşalim’den ayrıldığın gün bu kulunun yaptığı hatayı anma ve beni suçlu sayma”+ dedi. “Kral bunu hesaba katmasın.+ 20 Bu kulun iyi biliyor ki, suç işledi. Bu yüzden bugün tüm Yusuf evinden,+ efendim kralı karşılamaya ilk ben geldim.”
21 Tseruya oğlu+ Abişay+ “Yaptığına karşılık Şimei’nin öldürülmesi gerekmez mi? Çünkü Yehova’nın mesihine lanet okudu”+ dedi. 22 Fakat Davut “Bundan size ne+ ey Tseruya oğulları? Bugün de mi bana karşı koymanız+ gerekiyor?” dedi. “Hiç böyle bir günde İsrail’de adam öldürülür mü?+ Ben bugün İsrail’in kralı olduğumu bilmiyor muyum?” 23 Sonra kral yemin ederek Şimei’ye “Ölmeyeceksin” dedi.+
24 Saul’un torunu Mefiboşet+ de kralı karşılamaya indi. Kralın gittiği günden selametle döndüğü güne kadar ayaklarını+ ve giysilerini yıkamamış, bıyığını+ kesmemişti. 25 Kralı karşılamaya Yeruşalim’e geldiğinde kral ona “Neden benimle gelmedin Mefiboşet?” diye sordu. 26 O da “Efendim kral, hizmetkârım+ beni aldattı” dedi. “Bu kulunun ayakları sakat olduğundan+ ‘Eşeğe palan vurayım da binip kralla birlikte gideyim’ demiştim. 27 Fakat hizmetkârım kralın önünde bana iftira attı.+ Ancak efendim Tanrı’nın bir meleği gibidir;+ gözünde doğru olanı yapsın. 28 Babamın tüm ev halkı efendim kralın önünde ölümü hak etmişken, sen bu kuluna kendi sofranda oturanlar arasında yer verdin.+ Başka bir şey dilemeye+ ne hakkım var ey kral?”
29 Kral da ona “Neden hâlâ lafı uzatıyorsun? Emrediyorum, sen ve Tsiba tarlayı paylaşın”+ dedi. 30 Buna karşılık Mefiboşet krala “Kralım selametle evine döndü ya, hepsini Tsiba alsın”+ dedi.
31 Gileadlı Barzillay+ da krala eşlik etmek, onunla birlikte Ürdün Irmağını geçmek için Rogelim’den geldi. 32 Barzillay çok yaşlıydı, seksen yaşındaydı.+ Çok varlıklı biriydi;+ krala Mahanaim’deyken+ yiyecek sağlayan oydu. 33 Kral, Barzillay’a “Benimle birlikte karşıya geç. Yeruşalim’de yiyeceğini ben sağlayacağım”+ dedi. 34 Fakat Barzillay krala “Daha kaç yıl ömrüm kaldı ki kralla birlikte Yeruşalim’e çıkayım?” dedi. 35 “Bugün seksen yaşındayım.+ Artık iyiyle kötüyü ayırt edemiyorum, yediğimin içtiğimin tadını alamıyorum,+ erkek ve kadın şarkıcıların+ sesini duyamıyorum.+ Neden bu kulun efendim krala daha fazla yük olsun?+ 36 Bu kulun, sana ancak Ürdün Irmağına kadar eşlik edebilir, kral neden bana bu kadar büyük bir ödül versin?+ 37 İzin ver de bu kulun geri dönsün; memleketimde, babamın ve annemin mezarı+ yakınlarında öleyim.+ Fakat işte kulun Kimham.+ Efendim kralla birlikte karşıya o geçsin, kral ona uygun gördüğü gibi davransın.”
38 Kral da “Tamam, benimle birlikte Kimham geçsin” dedi. “Ona senin uygun gördüğün gibi davranacağım. Benden dilediğin her şeyi yapacağım.” 39 Kralla birlikte tüm halk Ürdün Irmağını geçti. Kral, Barzillay’ı öptü+ ve ona hayırdua etti.+ O da memleketine döndü. 40 Kral Gilgal’e+ doğru yol alırken Kimham, tüm Yahuda halkı ve İsrailoğullarının yarısı, kralı karşıya geçirdi.
41 Sonra İsrailoğulları krala gelip şöyle dediler: “Neden+ kardeşlerimiz Yahudaoğulları, kralı, ev halkını, tüm adamlarını Ürdün Irmağından+ geçirip seni bizden kaçırdı?” 42 Yahudaoğulları İsrailoğullarına şöyle karşılık verdi: “Çünkü kral bizim yakın akrabamız.+ Neden buna bu kadar kızıyorsunuz? Kralın kesesinden mi yedik? Ya da bize armağanlar mı verildi?”
43 Yine de İsrailoğulları Yahudaoğullarına “Bizim kral üzerinde on pay+ hakkımız var” dediler. “Bu yüzden, Davut üzerinde bizim daha çok hakkımız var. O halde neden bizi küçümsediniz, kralımızı ilk biz geri götürmek istediğimizde neden bize öncelik+ vermediniz?” Fakat Yahudaoğullarının sözü İsrailoğullarınınkinden ağır bastı.
20 Orada Benyaminoğullarından Bikri oğlu Şeba+ isimli alçak bir adam+ vardı. Şeba boru çalıp+ “Yesse oğlu+ Davut’ta ne payımız var ne de mirasımız. Ey İsrail herkes kendi ilahlarına dönsün”+ dedi. 2 Bunun üzerine İsrailoğulları Davut’u bırakıp Bikri oğlu Şeba’yı izlemeye başladılar.+ Fakat Yahudaoğulları Ürdün Irmağından Yeruşalim’e kadar krallarının yanından ayrılmadılar.+
3 Davut, Yeruşalim’e sarayına geldi.+ Sarayla ilgilensinler diye bırakmış olduğu on kadını,+ cariyelerini alıp gözetim altında tutulan bir eve koydu. Orada yiyeceklerini sağladı ama onlarla ilişkiye girmedi.+ Kadınlar ölene dek o evde kapalı kaldılar; kocaları yaşadığı halde dul gibiydiler.
4 Kral, Amasa’ya+ “Üç gün içinde Yahudaoğullarını bana getir, sen de burada ol” dedi. 5 Amasa Yahudaoğullarını toplamaya gitti ancak kralın belirlediği zamanda dönmedi. 6 O zaman Davut Abişay’a+ “Bikri oğlu Şeba+ bize Abşalom’dan+ daha çok zarar verecek” dedi. “Efendinin hizmetkârlarını al,+ onun peşine düş ki, kendisine surlu şehirler bulup elimizden kurtulmasın.” 7 Böylece Yoab’ın+ adamları, Keretiler,+ Peletiler+ ve tüm yiğitler onun peşine düştü. Bikri oğlu Şeba’yı yakalamak için Yeruşalim’den çıktılar. 8 Gibeon’daki+ büyük taşın yakınlarına geldiklerinde Amasa+ karşılarına çıktı. Yoab giyinmiş, kemerini ve kılıcını beline kuşanmıştı; kılıcı kınında duruyordu. Fakat ilerlerken kılıç kınından çıktı.
9 Yoab Amasa’ya “Nasılsın kardeşim, iyi misin?”+ diye sordu. Sonra sağ eliyle Amasa’nın sakalından tutup onu öptü.+ 10 Amasa Yoab’ın elindeki kılıca karşı hazırlıklı değildi. Ve Yoab kılıcı onun karnına sapladı,+ öyle ki bağırsakları yere döküldü. Yoab’ın kılıcını tekrar saplamasına gerek kalmadı, Amasa öldü. Sonra Yoab ve kardeşi Abişay, Bikri oğlu Şeba’yı kovalamaya devam ettiler.
11 Yoab’ın adamlarından biri Amasa’nın yanında durup “Kim Yoab’ın tarafındaysa ve Davut’un emrindeyse+ Yoab’ı izlesin!” dedi. 12 Bu arada Amasa yolun ortasında kanlar içinde yatıyordu.+ Yoab’ın adamı, herkesin orada öylece kalakaldığını görünce Amasa’yı yoldan kaldırıp tarlaya taşıdı. Herkesin yine onun başına toplandığını+ gördü ve üzerine bir giysi attı. 13 Adam onu yoldan kaldırınca herkes Yoab’ın peşinden Bikri oğlu Şeba’yı+ kovalamaya devam etti.
14 Şeba tüm İsrail kabilelerinin topraklarından geçip Beyt-maaka’daki Abel’e+ geldi. Bikrioğulları bir araya toplandı ve onun peşinden şehre girdiler.
15 Yoab ve adamları Beyt-maaka’daki Abel’e gelip orayı kuşattılar ve şehrin savunma duvarına karşı kuşatma rampası kurdular.+ Yoab’ın yanındakiler şehrin surlarını yıkmak için altını kazmaya başladı. 16 Hikmetli bir kadın+ “Dinleyin, beni dinleyin!” diye şehirden seslendi. “Yoab’a söyleyin de buraya gelsin, onunla konuşayım.” 17 Yoab kadının yanına gitti. Kadın “Yoab sen misin?” dedi. O da “Benim” dedi. Kadın “Bu kulunun sözlerini dinle”+ dedi. Yoab da “Dinliyorum” dedi. 18 Kadın “Eskiden ‘Abel şehrine danışın, mesele hallolur’ derlerdi. 19 Ben İsrail’deki barışçı+ ve sadık+ kişileri temsil ediyorum. Siz İsrail’de bir şehri,+ bir anayı yok etmek istiyorsunuz. Yehova’nın halkını+ neden ortadan kaldırasınız?”+ 20 Yoab da, “Bu şehri harap etmeyi, ortadan kaldırmayı nasıl düşünürüm?” dedi. 21 “Mesele böyle değil. Efraim’in dağlık bölgesinden+ Bikri oğlu Şeba+ isimli bir adam Kral Davut’a başkaldırdı.+ Onu bana teslim edin,+ şehirden çekileyim.”+ Kadın “Tamam! Onun başını+ sana surun üzerinden atacağız” dedi.
22 Kadın hemen gidip halka akıl verdi.+ Onlar da Bikri oğlu Şeba’nın başını kesip Yoab’a attılar. Bunun üzerine Yoab boru çaldı+ ve herkes şehrin etrafından çekilip evine gitti. Yoab da Yeruşalim’e kralın yanına döndü.
23 Yoab tüm İsrail ordusunun başındaydı;+ Yehoyada+ oğlu Benaya,+ Keretilerin+ ve Peletilerin+ başındaydı. 24 Adoram+ zorunlu hizmette çalışanların başındaydı; Alihud oğlu Yehoşafat saray tarihçisiydi.+ 25 Şeva+ yazmandı;+ Tsadok+ ile Abiatar+ kâhindi. 26 Yairli İra da Davut’un kâhiniydi.*+
21 Davut’un zamanında peş peşe üç yıl kıtlık oldu+ ve Davut Yehova’ya danıştı. Yehova ona “Saul ve ev halkı kan dökmekten suçlu; çünkü Saul Gibeonluları öldürdü”+ dedi. 2 Bunun üzerine kral Gibeonluları+ çağırdı ve onlarla konuştu. (Gibeonlular İsrailoğullarından değildi. Onlar Amorilerden+ artakalan bir halktı. İsrailoğulları onlara yemin etmişti,+ ama Saul İsrailoğulları ve Yahudaoğulları için duyduğu kıskançlıktan+ ötürü onları vurup öldürmüştü.)+ 3 Davut Gibeonlulara “Sizin için ne yapayım? Yehova’nın halkına+ hayırdua etmeniz için nasıl kefarette bulunayım?”+ diye sordu. 4 Gibeonlular “Saul ve ev halkının yaptıklarına karşılık ne gümüş ne altın isteriz,+ ne de İsrail’de birini öldürmeye hakkımız var” dediler. Bunun üzerine kral “Ne isterseniz yapacağım” dedi. 5 Onlar da krala “Halkımızı ortadan kaldıran+ ve bizi İsrail topraklarında yaşatmamak için düzen kuran+ adamın 6 oğulları arasından bize yedi kişi verilsin”+ dediler. “Onların cesetlerini Yehova’nın seçilmiş kulu+ Saul’un Gibea+ şehrinde Yehova’nın önünde asalım.”+ Kral “Onları vereceğim” dedi.
7 Ancak Saul oğlu Yonatan’la Yehova’nın önünde birbirlerine ant içtiklerinden+ Davut, Saul oğlu Yonatan oğlu Mefiboşet’i+ esirgedi. 8 Böylece Saul’un, Ayya’nın kızı Ritspa’dan+ doğan Armoni ve Mefiboşet adlı iki oğlunu, Saul’un kızı Mikal’in,+ Meholalı Barzillay oğlu Adriel’den+ olan beş oğlunu aldı. 9 Onları Gibeonlulara teslim etti. Gibeonlular da onların cesetlerini dağda Yehova’nın önünde astılar.+ Hasadın ilk günlerinde, arpa hasadının başlangıcında+ öldürüldüler; yedisi birlikte öldü. 10 Ayya’nın+ kızı Ritspa bir çul aldı,+ kendisi için kayanın üzerine serdi. Hasadın başlangıcından göklerden yağmurların boşandığı zamana dek orada kaldı.+ Cesetleri gündüz vakti kuşlardan,+ geceleyin de yaban hayvanlarından+ korudu.
11 Sonra Davut’a Saul’un cariyesi Ayya kızı Ritspa’nın yaptıklarını anlattılar.+ 12 Davut Yabeş-gilead’a gidip oranın halkından+ Saul’un ve oğlu Yonatan’ın kemiklerini aldı.+ Filistîler Saul’u Gilboa’da öldürdükleri gün+ ikisini Beyt-şan meydanında+ asmışlardı;+ Yabeş-gileadlılar da onların cesetlerini oradan çalmıştı. 13 Davut, Saul’la oğlu Yonatan’ın kemiklerini oradan alıp getirdi. Ayrıca asılmış olan diğer adamların da kemiklerini aldılar.+ 14 Sonra kralın emretmiş olduğu gibi Saul’la oğlu Yonatan’ın kemiklerini Benyamin topraklarında Tsela’ya,+ Saul’un babası Kiş’in+ mezarının olduğu yere gömdüler. Ve Tanrı bundan sonra halkın memleket için yakarışlarını işitti.+
15 Filistîler+ İsrail’le tekrar savaşmaya başladı. Davut ve adamları gidip Filistîlerle çarpıştı; fakat Davut bitkin düştü. 16 Refaoğullarından+ İşbi-benob’un üç yüz şekel* ağırlığında bakırdan bir mızrağı+ vardı ve yeni bir kılıç kuşanmıştı. Davut’u vurup öldürmeyi tasarlıyordu. 17 Tseruya oğlu Abişay+ Davut’un yardımına geldi+ ve Filistî’yi vurup öldürdü. O zaman Davut’un adamları ona yemin edip “İsrail’in ocağını*+ söndürmemek+ için bir daha bizimle birlikte savaşa gelme”+ dediler.
18 Bir süre sonra Gob’da Filistîlerle bir daha savaş çıktı. Huşalı+ Sibbekay+ Refaoğullarından+ Saf’ı o zaman öldürdü.
19 Sonra Filistîlerle Gob’da tekrar bir savaş çıktı. Beytlehemli Yaare-oregim oğlu Elhanan,+ Gatlı Golyat’ı öldürdü. Golyat’ın elindeki mızrağın sapı dokumacı sırığı gibiydi.+
20 Derken Gat’ta tekrar savaş çıktı.+ Orada yine Refaoğullarından,+ elleri ve ayakları altışar parmaklı, toplam yirmi dört parmağı olan dev gibi bir adam vardı. 21 İsrailoğullarına durmadan meydan okuyordu.+ Sonunda Davut’un kardeşi Şimei’nin+ oğlu Yonatan+ onu vurup öldürdü.
22 Bu dördü Gat topraklarındaki Refaoğullarındandı;+ hepsi Davut ve adamları tarafından öldürüldü.+
22 Yehova kendisini tüm düşmanlarından+ ve Saul’un elinden kurtardığında,+ Davut Yehova’ya ilahi+ söyledi; 2 şöyle dedi:
3 Tanrım kayamdır,+ O’na sığınırım.
Kalkanım,+ güçlü kurtarıcım,*+ hisarım,+
Sığınacak yerim,+ kurtarıcımdır;+ zorbalıktan beni O kurtarır.+
7 Sıkıntıya düşünce hep Yehova’ya yakardım,+
Yardım için hep Tanrıma yakardım.+
Mabedinden duydu sesimi,+
Ve feryadım kulaklarına erişti.+
8 Yeryüzü ileri geri sallanmaya, sarsılmaya başladı,+
Göklerin temelleri yerinden oynadı+
İleri geri sallandılar; çünkü O öfkelenmişti.+
13 Önündeki parıltıdan kor alevleri savruluyordu.+
16 Yehova azarlayınca, burnundan çıkan soluk şiddetle vurunca,+
Denizlerin yatakları göründü,+
Yeryüzünün temelleri+ ortaya çıktı.
26 Vefalı kişiye vefa gösterir,+
Kusursuz yiğide de kusursuz davranırsın;+
27 Temiz insana Sen de temiz olduğunu gösterirsin,+
Düzenbaz adama ise düzen kurmanın ne olduğunu.+
33 Tanrım güçlü hisarımdır,+
O’dur yolumu kusursuz kılan.+
34 Ayaklarımı geyiklerinki gibi kılar,+
Beni yükseklerde dimdik tutar.+
38 Düşmanlarımı yok etmek için kovalarım,
Yok edene kadar da geri dönmem.+
39 Paramparça eder, ortadan kaldırırım onları,+ doğrulamazlar,+
Ayaklarımın altına serilir kalırlar.+
44 Beni halkımın suçlamalarından kurtaracaksın,+
Milletlerin başı olayım diye koruyacaksın;+
Tanımadığım bir halk bana hizmet edecek.+
46 O yabancıların benzi solacak,
Siperlerinden titreyerek çıkacaklar.+
48 Tanrı’dır öcümü alan,+
Halklara önümde boyun eğdiren,+
49 Ve beni düşmanlarımdan kurtaran.+
Üzerime saldıranlardan beni üstün kılar,+
Zorbaların elinden çeker alır.+
51 O kralını büyük işleriyle kurtarır,+
Mesihine, Davut’a ve onun soyuna+
Devirler boyu+ vefalı sevgi gösterir.”
23 Davut son olarak şunları söyledi:+
“Yesse oğlu Davut’un sözleri,+
Tanrı’nın yükselttiği yiğidin,+
Yakup’un Tanrısının mesihinin+ sözleri,
3 İsrail’in Tanrısı konuştu,
İsrail’in kayası bana dedi ki,+
‘Biri insanları doğrulukla+
Ve Tanrı korkusuyla yönettiği zaman,+
4 Her yer bulutsuz bir sabah gibi olur
Güneşin doğarken saçtığı ışıltılarla dolar.+
Işık ve yağmurla topraktan ot biter.’+
5 Benim ev halkım Tanrı’nın gözünde öyle değil mi?+
O benimle devirlerce sürecek bir ahit yaptı,+
Her bakımdan iyi hazırlanmış; güvence altına alınmış bir ahit.+
Odur benim kurtuluşum+ ve zevkim,
Tanrı onun büyüyüp gelişmesini sağlayacak.+
7 Onlara dokunmak isteyen,
Demir bir silah ya da mızrakla donanmış olmalı.
Dikenler tamamıyla yakılmalı.”+
8 Davut’un yiğitlerinin+ isimleri şöyleydi: Üçlerin başı Tahkemonoğlu Yoşeb-başşebet;+ o mızrağıyla bir kerede sekiz yüz adam öldürürdü. 9 Ondan sonra Ahohi oğlu Dodo+ oğlu Eleazar+ vardı. Davut’la birlikte Filistîlere meydan okuyan üç yiğitten biriydi. Filistîler savaş için bir araya geldiğinde İsrailoğulları geri çekilmişti.+ 10 Kolu yoruluncaya kadar Filistîleri vurup öldüren oydu; eli kılıcına yapışmış gibiydi.+ Yehova o gün büyük bir kurtuluş sağladı.+ Onun arkasından da halk ölenleri soymak için geri geldi.+
11 Ondan sonra Hararlı+ Age oğlu Şammah vardı. Filistîler Lehi’de mercimek+ ekili bir tarlada toplandıklarında İsrail halkı Filistîlerden kaçmıştı. 12 O ise arazinin ortasında durup orayı Filistîlerin eline bırakmadı ve onları öldürdü. Böylece Yehova, halkına büyük bir kurtuluş sağladı.+
13 Otuz komutandan üçü+ hasat zamanı Adullam Mağarasına,+ Davut’un yanına indiler. Filistîler Refaim Ovasında+ çadırlarla ordugâh kurmuştu. 14 Davut o sırada sarp bir yerdeydi.+ Ve Filistîlerin bir ordugâhı+ Beytlehem’deydi. 15 Bir ara Davut büyük bir hasretle “Ah keşke Beytlehem kapısındaki sarnıçtan biraz su içebilseydim!”+ dedi. 16 Bunun üzerine üç yiğit Filistî ordugâhına dalıp Beytlehem kapısındaki sarnıçtan su çekti ve Davut’a getirdi.+ Fakat o içmek istemedi ve suyu yere dökerek+ Yehova’ya sundu. 17 “Ey Yehova, böyle bir şeyi asla yapamam!”+ dedi. “Canlarını tehlikeye atarak oraya giden bu adamların kanını mı içeyim?”+ Davut suyu içmeye razı olmadı.
Üç yiğit bunları yapmıştı.
18 Tseruya+ oğlu Yoab’ın kardeşi Abişay+ da otuzların başıydı. Mızrağıyla savaşır üç yüz kişiyi yere sererdi; o da üçler kadar ünlendi.+ 19 Otuzlar arasında diğerlerinden daha üstün ve onların başı olmasına rağmen, ilk üçlerin arasında yer almıyordu.+
20 Kabtseel’de+ önemli işler yapmış güçlü bir adam olan Yehoyada+ oğlu Benaya,+ Moablı Ariel’in iki oğlunu öldürmüştü. Ayrıca karlı bir günde bir su çukuruna inip içindeki aslanı+ öldürdü.+ 21 Dev gibi bir Mısırlıyı yere serip öldüren de oydu.+ Mısırlının elinde mızrak olmasına rağmen Benaya bir değnekle onun üzerine yürüdü, adamın elindeki mızrağı çekip aldı ve onu kendi mızrağıyla öldürdü.+ 22 Bunları Yehoyada oğlu Benaya+ yapmıştı, o da üç yiğit kadar ünlenmişti.+ 23 Otuzlardan daha üstün olduğu halde, üçlerin arasında yer almıyordu. Davut onu kendi muhafızlarının başına atamıştı.+
24 Yoab’ın kardeşi Asahel+ otuzlar arasındaydı; ayrıca Beytlehemli Dodo’nun oğlu Elhanan,+ 25 Harodlu Şammah,+ Harodlu Elika, 26 Paltî Helets,+ Tekoalı İkkeş’in+ oğlu İra,+ 27 Anatotlu+ Abiezer,+ Huşalı+ Mebunnay, 28 Ahohioğlu+ Tsalmon, Netofalı Maharay,+ 29 Netofalı Baanah’ın oğlu Heleb,+ Benyaminoğullarından Gibealı Ribay’ın oğlu İttay,+ 30 Piratonlu Benaya,+ Gaaş+ vadilerinden Hidday, 31 Arbatlı Abi-albon, Barhumlu Azmavet,+ 32 Şaalbonlu Elyahba, Yaşen’in oğulları, Yonatan,+ 33 Hararlı Şammah, Hararlı Şarar oğlu Ahiam,+ 34 Maakatlı Ahasbay oğlu Elifelet, Gilolu Ahitofel+ oğlu Eliam, 35 Karmelli Hetsro,+ Arablı Paaray, 36 Tsobalı Natan’ın+ oğlu İgal, Gadlı Bani, 37 Tseruya oğlu Yoab’ın silahtarları, Ammonlu Tselek,+ Beerotlu Naharay; 38 Yitri+ İra, Yitri Gareb+ ve 39 Hititli Uriya+ vardı. Toplam otuz yedi kişiydi.
24 Yehova İsrail’e karşı yine+ çok öfkelendi. Çünkü biri* Davut’a “Git, İsrail ve Yahuda halkını say”+ diyerek onu kışkırtmıştı. 2 Kral, yanındaki ordu komutanı Yoab’a+ “Gidin, Dan’dan Beer-şeba’ya+ kadar bütün İsrail kabilelerini sayıp kaydedin+ ki halkın sayısını bileyim”+ dedi. 3 Yoab ise krala “Tanrın Yehova efendim kralın gözleri önünde halkının sayısını yüz kat artırsın” dedi, “Fakat efendim kral bunu neden istiyor?”+
4 Sonunda kralın sözü Yoab’ın ve ordu komutanlarının sözüne baskın çıktı.+ Yoab ve komutanları İsrail halkını sayıp kaydetmek+ üzere kralın huzurundan ayrıldılar. 5 Ürdün Irmağını geçip vadinin ortasındaki şehrin sağ tarafında, Aroer+ yakınlarında konakladılar. Oradan Gadoğullarının topraklarına+ ve Yazer’e+ geçtiler. 6 Sonra Gilead’a+ ve Tahtim-hodşi topraklarına vardılar. Oradan Dan-yaan’a gidip, Sayda+ civarına ulaştılar. 7 Sonra Sur Kalesine+ ve Hivilerle+ Kenanlıların şehirlerine gittiler. Sonunda da Yahuda’nın Necef+ bölgesindeki Beer-şeba’ya+ vardılar. 8 Bu şekilde ülkenin her yerini dolaştılar ve dokuz ay yirmi gün sonra Yeruşalim’e döndüler. 9 Yoab kaydettiği insanların sayısını krala bildirdi:+ İsrail’de eli kılıç tutan sekiz yüz bin cesur yiğit vardı, Yahuda’da ise eli kılıç tutan beş yüz bin kişi vardı.+
10 Bu şekilde halkı saydırdıktan sonra Davut içten içe rahatsız oldu.+ Ve Davut Yehova’ya “Bunu yapmakla çok büyük günah işledim”+ dedi. “Şimdi ne olur ey Yehova, bu kulunun suçunu bağışla;+ çünkü çok akılsızca davrandım.”+ 11 Ertesi sabah Davut kalktığında, Davut’un göreni+ Gad+ peygambere Yehova’nın sözü geldi: 12 “Gidip Davut’a de ki, ‘Yehova şöyle diyor: Önüne üç seçenek koyuyorum.+ Bunlardan birini seç ki sana onu yapayım.’”+ 13 Böylece Gad Davut’un yanına gelip+ “Ülkene yedi yıl kıtlık mı gelsin,+ düşmanlarından üç ay kaçmak mı istersin?+ Yoksa ülkende üç gün salgın hastalık mı olsun?”+ dedi. “Şimdi iyi düşün, beni gönderene ne cevap vereyim söyle.” 14 Davut Gad’a, “Çok sıkıntılıyım” dedi. “Ne olur Yehova’nın eline düşelim,+ çünkü O’nun merhameti büyüktür;+ insan eline düşmeyeyim.”+
15 O zaman Yehova, sabahtan başlayarak belirlenen zamana dek İsrail’in başına salgın hastalık+ getirdi ve Dan’dan Beer-şeba’ya+ kadar yetmiş bin kişi öldü.+ 16 Melek+ Yeruşalim’i yok etmek için elini uzatmışken Yehova bu felaketten vazgeçti.+ Halkın başına bela getiren meleğe, “Yeter! Artık elini indir” dedi. Yehova’nın meleği o sırada Yebusi+ Aravna’nın+ harman yeri yakınındaydı.
17 Ve Davut, meleğin halkın başına yıkım getirdiğini görünce Yehova’ya şöyle yakardı: “Günah işleyen, kötülük yapan benim. Ama bu koyunlar+ ne yaptı? Ne olur elini bana+ ve babamın evine karşı kaldır.”
18 O gün Gad Davut’un yanına geldi ve “Kalk, Yebusi Aravna’nın harman yerinde Yehova’ya bir sunak yap”+ dedi. 19 Davut kalkıp Yehova’nın emrine göre Gad’ın sözünü ettiği yere çıktı.+ 20 Aravna, kralın ve adamlarının kendisine doğru geldiğini görünce hemen koşup kralın önünde yere kapandı.+ 21 Sonra da “Efendim kral neden bu kuluna geldi?” diye sordu. Davut şöyle dedi: “Yehova’ya bir sunak yapmak için senden harman yerini satın almaya+ geldim ki, bu felaket+ halkın üzerinden kalksın.” 22 Aravna Davut’a “Efendim kral orayı alsın+ ve uygun gördüğü gibi sunular sunsun” dedi, “İşte, yakılan sunu olarak sığırlar ve odun olarak dövenlerle sığırların takımları var.+ 23 Ey kral, Aravna her şeyi sana veriyor.” Ve Aravna krala “Tanrın Yehova senden razı olsun!”+ dedi.
24 Fakat kral Aravna’ya “Hayır, kesinlikle bedelini ödeyerek alacağım”+ dedi, “Tanrım Yehova’ya bedelini ödemediğim yakılan kurbanlar sunamam.”+ Böylece Davut harman yerini ve sığırları elli şekel gümüşe satın aldı.+ 25 Ve orada Yehova’ya bir sunak yaparak+ yakılan kurbanlar ve paylaşma kurbanları sundu. Bundan sonra Yehova, memleket için yakarışları kabul etti+ ve İsrail’in başına gelen felaket sona erdi.
[Dipnotlar]
2Sa 2:16 Anlamı, “Çakmaktaşı Bıçaklar Tarlası”
2Sa 2:27 Başlangıç 5:22’deki dipnota bakın.
2Sa 5:9 Sözcük anlamıyla, “Höyük.” Muhtemelen kale benzeri bir yapı.
2Sa 5:10 Sözcük anlamıyla, “gökteki orduların” ya da “gökteki kuvvetlerin”
2Sa 5:20 Anlamı, “Yarıp Geçenlerin Efendisi”
2Sa 5:23 Mezmur 84:6’daki dipnota bakın.
2Sa 6:5 “Sistre” ya da “şakşak” olarak da bilinir.
2Sa 6:8 İbranice ifade “gedik açmak” anlamını taşır.
2Sa 6:8 Sözcük anlamıyla, “Uzza Gediği”
2Sa 8:4 Diz arkası kirişlerini keserek sakatlama yöntemi.
2Sa 8:18 Ya da “yüksek mevkilerdeydiler”
2Sa 9:11 Ya da “kralın sofrasında”
2Sa 11:1 Ya da “sonraki ilkbahar”
2Sa 11:8 Sözcük anlamıyla, “ayaklarını yıka”
2Sa 12:24 “Barış” anlamındaki bir sözcükten türemiştir.
2Sa 12:25 Anlamı, “Yah’ın Sevdiği”
2Sa 12:30 Muhtemelen Ammonoğullarının bir putu. Başka yerlerde Molek ya da Milkom olarak geçer.
2Sa 13:6 Sözcük anlamıyla, “kalp biçiminde pide”
2Sa 14:26 Toplam 2,3 kilogram.
2Sa 15:7 Muhtemelen, Davut’un meshedilmesinden sonraki 40. yıl; 1. Samuel 16:13’e bakın.
2Sa 15:17 Anlamı, “Uzaktaki Ev”
2Sa 15:18 19. ayette geçen İttay’ın.
2Sa 18:23 Başlangıç 13:10’daki dipnota bakın.
2Sa 20:26 Ya da “yüksek mevkideydi”
2Sa 21:16 Yaklaşık 3,5 kilogram.
2Sa 21:17 Sözcük anlamıyla, “kandilini”
2Sa 22:3 Sözcük anlamıyla, “kurtuluş boynuzum”
2Sa 22:11 Ya da “rüzgârın”
2Sa 23:1 Ya da “hoş sesli ilahicisi”
2Sa 24:1 Ya da “o”; 1. Tarihler 21:1’e bakın.