Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türk İşaret Dili
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt Yuhanna 1:1-21:25
  • Yuhanna

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yuhanna
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Yuhanna

Yuhanna İncili

1 Başlangıçta+ Söz+ vardı, Söz Tanrı ile beraberdi+ ve Söz bir tanrıydı.*+ 2 O, başlangıçta+ Tanrı’yla beraberdi.+ 3 Her şey onun aracılığıyla var oldu+ ve tek bir şey bile onsuz var olmadı.

Onun aracılığıyla var olan 4 yaşamdı,+ yaşam da insanların ışığıydı.+ 5 Bu ışık karanlıkta parlıyor;+ karanlık onu alt edemedi.

6 Tanrı’nın temsilci olarak gönderdiği bir adam ortaya çıktı;+ adı Yahya idi.+ 7 Bu adam tanıklık+ etmeye gelmişti. Işığa tanıklık edecekti ki,+ her tür insan onun aracılığıyla iman etsin.+ 8 Kendisi o ışık değildi,+ fakat ışığa tanıklık+ edecekti.

9 Her tür insanı aydınlatan+ o gerçek ışık,+ dünyaya gelmek üzereydi.+ 10 O, dünyadaydı+ ve dünya onun aracılığıyla var olmuştu;+ fakat dünya onu tanımadı. 11 Kendi memleketine geldi, fakat kendi halkı onu kabul etmedi.+ 12 Ancak, kendisini kabul eden herkese+ Tanrı’nın çocukları+ olma hakkını verdi; çünkü onun ismine iman ettiler.+ 13 Onların doğumu ne kan bağına ne de bir insanın arzusuna ya da iradesine dayanır; onlar Tanrı’nın çocuklarıdır.+

14 Söz, insan olup+ aramızda yaşadı ve biz onun ihtişamını gördük; öyle ki, bir babanın biricik oğluna+ bağışladığı bir ihtişam. O, lütufla doluydu ve hep hakikati+ konuştu. 15 (Yahya onun hakkında tanıklık etmiş ve bunu yüksek sesle duyurmuştu. Şu sözleri söyleyen de oydu: “Ardımdan gelen önüme geçti, çünkü o benden önce vardı.”)+ 16 Nitekim biz hepimiz, onun bol bol+ sahip olduklarından yararlandık, evet, lütuf üzerine lütuf+ gördük. 17 Çünkü Kanun Musa aracılığıyla verildi,+ lütuf+ ve hakikat+ İsa Mesih aracılığıyla ortaya çıktı. 18 Tanrı’yı hiçbir insan görmemiştir;+ O’nu bize anlatan,+ Babamızın yanı başında*+ bulunan o biricik varlıktır.*+

19 Yahudiler Yahya’ya “Sen kimsin?”+ diye sormak için Yeruşalim’den kâhinler ve Levioğulları gönderdiğinde onun tanıklığı şöyle oldu: 20 “Ben Mesih değilim” diyerek,+ gerçeği inkâr etmeden açıkça konuştu. 21 “Peki o zaman İlya+ mısın?” diye sorduklarında, “Değilim” dedi. “Sen o Peygamber+ misin?” diye de sordular. “Hayır!” diye cevap verdi. 22 O zaman, “Sen kimsin? Bizi gönderenlere ne cevap verelim? Kendin hakkında ne diyorsun?”+ dediler. 23 Yahya şöyle dedi: “Ben, İşaya peygamberin dediği gibi, ‘Yehova’nın* yolunu düzleyin’ diye çölde yükselen bir sesim.”+ 24 Bu gönderilenler Ferisilerdendi. 25 Ona bazı sorular sordular; “Mademki sen Mesih, İlya veya o Peygamber değilsin, neden vaftiz+ ediyorsun?” 26 Yahya onlara şu cevabı verdi: “Ben suyla vaftiz ediyorum. Fakat aranızda+ biri duruyor ki, siz onu tanımıyorsunuz;+ 27 o ardımdan geliyor. Fakat ben onun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim.”+ 28 Bütün bunlar Yahya’nın halkı vaftiz ettiği yerde,+ Ürdün Irmağının öte yakasındaki Beytanya’da oldu.

29 Ertesi gün Yahya, İsa’nın kendisine doğru geldiğini görüp şöyle dedi: “İşte, dünyanın+ günahını ortadan kaldıran+ Tanrı Kuzusu!+ 30 ‘Ardımdan gelen biri var ki, önüme geçti, çünkü o benden önce vardı’,+ derken sözünü ettiğim kişi budur. 31 Ben onu tanımazdım, fakat İsrail onu açıkça tanısın diye,+ suyla vaftiz ederek geldim.” 32 Yahya şunu da belirtti: “Ruhun gökten güvercin gibi inip onun üzerinde kaldığını gördüm.+ 33 Ben onun kim olduğunu bilmiyordum; fakat halkı suyla vaftiz etmem için beni gönderen+ dedi ki, ‘Ruhun kimin üzerine inip kaldığını görürsen kutsal ruhla vaftiz edecek+ olan odur.’ 34 Ben de bunu görüp Tanrı’nın Oğlu budur diye tanıklık ettim.”+

35 Ertesi gün Yahya iki öğrencisiyle beraberdi, 36 İsa’yı yürürken görüp yine, “İşte, Tanrı Kuzusu!”+ dedi. 37 O iki öğrencisi de bunu duyup İsa’nın ardından gitti. 38 İsa geri dönüp peşinden geldiklerini görünce, “Ne istiyorsunuz?” dedi. Onlar da, “Rabbi, sen nerede kalıyorsun?” dediler. (“Rabbi”, öğretmen anlamına gelir.) 39 O zaman, “Gelin de görün” dedi. Bunun üzerine gidip onun nerede kaldığını gördüler.+ Onuncu* saat sularıydı; ve o gün onunla kaldılar. 40 Yahya’nın dediklerini duyup İsa’yı izleyen iki kişiden biri, Simun Petrus’un kardeşi Andreas’tı.+ 41 O önce kardeşi Simun’u buldu ve “Biz Mesih’i+ bulduk” dedi. (“Mesih”, meshedilmiş kişi+ anlamına gelir.) 42 Ve onu İsa’ya götürdü. İsa ona bakıp,+ “Sen Yuhanna oğlu+ Simun’sun;+ sana Kifas denecek” dedi. (“Kifas”ın Yunanca karşılığı “Petrus”tur.)*+

43 Ertesi gün İsa Celile’ye gitmek istedi ve Filipus’u+ bulup “Takipçim ol” dedi.+ 44 Filipus da, Andreas ve Petrus gibi Beytsayda+ şehrindendi. 45 Filipus, Natanael’i+ bulup şunları dedi: “Musa’nın Kanunda,+ Peygamberlerin de yazılarında+ söz ettiği kişiyi, Yusuf oğlu+ Nasıralı İsa’yı bulduk.” 46 Fakat Natanael, “Nasıra’dan iyi bir şey çıkabilir mi?”+ dedi. Filipus da ona, “Gel de gör” diye karşılık verdi. 47 İsa kendisine doğru gelen Natanael’i görüp onun hakkında şöyle dedi: “İşte, kendisinde hileden eser olmayan gerçek bir İsrailli.”+ 48 Natanael, “Beni nereden tanıyorsun?” diye sorunca, İsa şöyle cevap verdi: “Filipus seni çağırmadan önce, incir ağacının altındayken gördüm.” 49 Natanael şöyle karşılık verdi: “Öğretmen, sen Tanrı’nın Oğlusun,+ sen İsrail’in Kralısın.”+ 50 İsa, “Seni incir ağacının altında gördüğümü söyledim diye mi bana inanıyorsun? Bunlardan daha büyük şeyler göreceksin” dedi. 51 “Gerçek şu ki, sizler göğün açıldığını, Tanrı’nın meleklerinin+ İnsanoğlunun yanına inip çıktıklarını+ göreceksiniz.”

2 Üçüncü gün, Celile’nin Kana+ kasabasında bir düğün ziyafeti vardı. İsa’nın annesi+ oradaydı; 2 İsa ve öğrencileri de düğüne davetliydi.

3 Şarap azalınca annesi+ İsa’ya, “Şarapları kalmadı” dedi. 4 Fakat İsa ona,+ “Benden ne istiyorsun?”* diye karşılık verdi. “Benim vaktim henüz gelmedi.”+ 5 Annesi de orada hizmet edenlere, “Size ne derse onu yapın”+ dedi. 6 Yahudilerin arınma+ kuralları gereği, orada altı tane taş küp bulunuyordu. Bunların her biri iki ya da üç ölçek* su alırdı. 7 İsa, “Küpleri suyla doldurun” dedi. Adamlar bunları ağzına kadar doldurdu. 8 “Şimdi biraz alıp ziyafet reisine götürün” dedi, onlar da götürdüler. 9 Ziyafet reisi şaraba çevrilmiş suyu+ tattı, onun nereden geldiğini bilmiyordu, ama onu küpten alan hizmetçiler biliyordu. O zaman, ziyafet reisi güveyi çağırıp 10 ona şöyle dedi: “Başkaları önce iyi şarabı çıkarır,+ herkes çok içtiği zaman da kötüsünü getirir. Ama sen iyi şarabı şimdiye kadar saklamışsın.” 11 Celile’nin Kana kasabasındaki bu olayla İsa alametlerinin ilkini gerçekleştirmiş oldu. Gücünün ihtişamını orada açıkça gösterdi,+ öğrencileri de ona iman ettiler.

12 İsa bundan sonra, annesi, kardeşleri+ ve öğrencileriyle birlikte Kefernahum’a indi,+ fakat orada çok kalmadı.

13 Yahudilerin Fısıh Bayramı+ yaklaşıyordu; İsa da Yeruşalim’e çıktı.+ 14 Mabette sığır, koyun, güvercin+ satanları ve oturmuş para bozanları gördü. 15 İplerden bir kamçı yapıp, koyunları ve sığırlarıyla birlikte onların hepsini mabetten kovdu. Sarrafların paralarını yere döktü, tezgâhlarını devirdi.+ 16 Güvercin satanlara da, “Bunları buradan kaldırın! Artık Babamın evini+ ticarethaneye çevirmeyin!”+ dedi. 17 O zaman öğrencileri, “Senin evin için olan gayretim beni yiyip bitirecek”+ diye yazılmış sözleri hatırladılar.

18 Yahudiler ona şöyle sordular: “Bunları yapmaya yetkin olduğuna dair bize nasıl bir alamet+ göstereceksin?” 19 İsa onlara şöyle karşılık verdi: “Bu mabedi yıkın,+ ben onu üç günde yeniden yaparım.” 20 O zaman Yahudiler şöyle dedi: “Bu mabet kırk altı yılda inşa edildi; sen onu üç günde nasıl yeniden yaparsın?” 21 Fakat İsa mabet derken aslında kendi bedeninden söz ediyordu.+ 22 O diriltildiğinde, öğrencileri bunu sık sık söylediğini hatırladılar;+ böylece, Kutsal Yazılara ve İsa’nın dediklerine iman ettiler.

23 İsa Fısıh Bayramında Yeruşalim’deyken,+ gerçekleştirdiği alametleri gören+ birçok insan onun ismine iman etti.+ 24 Fakat İsa, onlara çok güvenmezdi,+ çünkü hepsini iyi tanıyordu. 25 Kimsenin ona biri hakkında bir şey söylemesine gerek yoktu; insanın içinde neler olduğunu kendisi gayet iyi bilirdi.+

3 Ferisilerden, Nikodimos+ adlı biri vardı; Yahudilerin yöneticilerinden olan bu adam, 2 gece vakti İsa’ya gelip+ şöyle dedi: “Öğretmen,+ senin Tanrı’dan gelmiş+ bir öğretmen+ olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle beraber olmadıkça,+ hiç kimse senin yaptığın alametleri gerçekleştiremez.”+ 3 İsa ona şu cevabı verdi:+ “Gerçek şu ki, bir kişi yeniden doğmadıkça+ Tanrı’nın krallığını göremez.”+ 4 Nikodimos, “Bir insan büyüdükten sonra nasıl yeniden doğabilir? Tekrar ana rahmine girip ikinci sefer doğabilir mi?” diye sorunca, 5 İsa şöyle cevap verdi: “Gerçek şu ki, bir kişi sudan+ ve ruhtan+ doğmadıkça Tanrı’nın krallığına giremez. 6 İnsandan doğmuş olan insandır, ruhtan doğmuş olan ruhtur.+ 7 Sana yeniden doğmanız gerektiğini+ söyledim diye şaşırma. 8 Rüzgâr dilediği yöne eser+ ve sen onun sesini duyarsın; fakat nereden gelip nereye gittiğini bilmezsin. Ruhtan doğmuş olan herkesin durumu da böyledir.”+

9 Nikodimos, “Bu nasıl olur?” diye sordu. 10 İsa şöyle karşılık verdi: “Sen İsrail halkının öğretmenlerinden değil misin? Nasıl olur da bunları bilmezsin?+ 11 Gerçek şu ki, biz bildiğimizi söylüyor ve gördüğümüze tanıklık ediyoruz;+ fakat sizler bizim tanıklığımızı kabul etmiyorsunuz.+ 12 Eğer size yerle ilgili şeyleri anlattığım halde inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri anlatırsam nasıl inanacaksınız?+ 13 Evet, insanlar arasında göğe çıkmış kimse yoktur,+ fakat gökten inmiş+ olan İnsanoğlu+ vardır. 14 Musa çölde yılanı+ yukarı kaldırdığı gibi, İnsanoğlu da yukarı kaldırılmalı ki,+ 15 ona iman eden herkes sonsuz yaşama sahip olsun.+

16 Tanrı dünyayı öyle sevdi ki,+ biricik oğlunu+ verdi; ona iman eden+ hiç kimse yok olmasın,+ hepsi sonsuz yaşama sahip olsun+ diye bunu yaptı. 17 Tanrı Oğlunu dünyayı mahkûm etsin diye değil,+ dünya onun aracılığıyla kurtulsun+ diye gönderdi. 18 Ona iman eden mahkûm olmayacaktır.+ İman etmeyen ise zaten mahkûm olmuştur, çünkü Tanrı’nın biricik oğlunun adına iman etmemiştir.+ 19 Hüküm şu esasa dayanır: Dünyaya ışık+ geldi,+ fakat insanlar ışığı değil karanlığı sevdiler,+ çünkü işleri kötüydü. 20 Kötü işler yapmayı alışkanlık edinen,+ ışıktan nefret eder ve yanlışları ortaya çıkmasın+ diye ışığa gelmez. 21 Fakat doğru olanı yapan ışığa gelir ki,+ işlerinin Tanrı’nın isteğine uygun olduğu açıkça görülsün.”

22 Bundan sonra İsa, öğrencileriyle birlikte Yahudiye bölgesine gitti; orada bir süre onlarla kaldı ve insanları vaftiz etti.+ 23 Yahya+ da Salim yakınlarındaki Aynun’da vaftiz ediyordu. Çünkü orada bol su+ vardı ve halk oraya gelip vaftiz ediliyordu.+ 24 Bu sırada Yahya henüz hapse atılmamıştı.+

25 Yahya’nın öğrencileri arınma+ konusunda bir Yahudiyle tartışmaya girdiler. 26 Yahya’ya gelip şöyle dediler: “Öğretmen, bak, Ürdün Irmağının öte yakasında birlikte olduğun ve hakkında tanıklık ettiğin kişi+ halkı vaftiz ediyor ve herkes ona gidiyor.”+ 27 Yahya şöyle cevap verdi: “İnsan kendisine gökten verilmedikçe+ hiçbir şey alamaz. 28 Ben Mesih olmadığımı,+ sadece onun önünden gönderildiğimi+ söylemiştim; buna siz de tanıksınız. 29 Gelin kiminse güvey odur.+ Ancak, orada durup güveye kulak veren sağdıç, onun sesini duyduğunda çok sevinir. Benim sevincim de işte böyle tamamlandı.+ 30 O büyümeye devam etmeli, fakat ben küçülmeliyim.”

31 Yukarıdan gelen, herkesin üzerindedir.+ Yerden olan yerdendir ve yerle ilgili şeyler konuşur.+ Gökten gelen, herkesin üzerindedir.+ 32 O gördüklerine ve duyduklarına tanıklık ediyor,+ fakat kimse onun tanıklığını kabul etmiyor.+ 33 Onun tanıklığını kabul eden, Tanrı’nın doğruyu söylediğine mührünü basmış olur.+ 34 Çünkü Tanrı’nın gönderdiği kişi Tanrı’nın sözlerini söyler;+ Tanrı da ruhunu esirgemeden verir.+ 35 Baba Oğlu sever+ ve her şeyi onun eline vermiştir.+ 36 Oğula iman edenin+ sonsuz yaşamı olur,+ Oğula itaat etmeyen ise yaşam görmeyecektir;+ Tanrı’nın gazabından kaçamaz.+

4 İsa’nın Yahya’dan daha çok öğrencisi olduğu ve daha çok kişiyi vaftiz ettiği+ Ferisilerin kulağına gitmiş, İsa da bunu haber almıştı 2 (aslında İsa kimseyi vaftiz etmiyordu, bu işi öğrencileri yapıyordu). 3 O zaman, yeniden Celile’ye gitmek üzere Yahudiye’den ayrıldı. 4 Bunun için Samiriye’den geçmesi gerekiyordu.+ 5 Sihar adlı Samiriye şehrine geldi; burası Yakup’un, oğlu Yusuf’a verdiği tarlanın+ yakınlarındaydı. 6 Yakup’un kuyusu+ da oradaydı. İsa yol yorgunu olduğundan kuyu başında öylece oturuyordu. Altıncı* saat sularıydı.

7 O sırada Samiriyeli bir kadın oraya su çekmeye geldi. İsa kadına, “Bana biraz su ver de içeyim” dedi. 8 (Öğrencileri yiyecek bir şeyler almak için şehre inmişlerdi.) 9 Samiriyeli kadın, “Ben Samiriyeli bir kadınım, sen ise Yahudisin; benden nasıl su istiyorsun?” dedi. (Yahudilerin Samiriyelilerle hiçbir alışverişleri olmazdı.)+ 10 İsa ona şu cevabı verdi: “Sen Tanrı’nın armağanının+ ne olduğunu ve ‘Bana biraz su ver de içeyim’ diyenin kim+ olduğunu bilseydin ondan isterdin, o da sana hayat suyu+ verirdi.” 11 Kadın şöyle dedi: “Efendim, su çekecek bir kovan bile yok, kuyu da çok derin. Bu hayat suyunu nereden bulacaksın? 12 Sen bu kuyuyu bize bırakan ve kendisiyle oğulları ve sığırları bu kuyudan su içmiş olan atamız Yakup’tan daha mı büyüksün?”+ 13 İsa “Bu sudan her içen yine susar” diye karşılık verdi. 14 “Oysa benim kendisine vereceğim sudan içen bir daha asla susamaz.+ Ona vereceğim su, sonsuz yaşam+ vermek için içinde fışkıran bir su pınarı+ olur.” 15 Kadın “Efendim” dedi, “Bana bu sudan ver de bir daha hiç susamayayım; hem o zaman sürekli buraya su çekmeye gelmem.”

16 İsa kadına, “Git kocanı çağır da gel” dedi. 17 Kadın, “Benim kocam yok” diye cevap verdi. İsa, “‘Kocam yok’ demekte haklısın” dedi. 18 “Çünkü senin beş kocan oldu ve şimdiki senin kocan değil; dediğin doğru.” 19 Kadın ona şöyle dedi: “Efendim, anlıyorum ki sen bir peygambersin.+ 20 Atalarımız bu dağda+ tapınmışlardır; fakat siz Tanrı’ya tapınılması gereken yerin Yeruşalim olduğunu söylersiniz.”+ 21 İsa ona şöyle dedi: “Bana inan, öyle bir zaman geliyor ki, Babaya ne bu dağda ne de Yeruşalim’de+ tapınacaksınız.+ 22 Siz tanımadığınıza tapınıyorsunuz,+ biz tanıdığımıza tapınıyoruz, çünkü kurtuluş Yahudilerdendir.+ 23 Bununla birlikte, Babaya gerçekten tapınanların ruhla+ ve hakikatle+ tapınacakları zaman geliyor ve aslında geldi. Çünkü Baba Kendisine böyle tapınanları arıyor.+ 24 Tanrı Ruhtur,+ O’na tapınanlar da ruhla ve hakikatle tapınmalıdır.”+ 25 Kadın ona şöyle dedi: “Mesih+ denilen kişinin geleceğini biliyorum.+ O geldiğinde bize her şeyi açıkça bildirecek.” 26 İsa, “Seninle konuşan ben oyum” dedi.+

27 Tam o sırada İsa’nın öğrencileri geldi. Onun bir kadınla konuşuyor olmasına şaşırdılar. Tabii hiçbiri, “Ondan ne istiyorsun?” ya da “Neden onunla konuşuyorsun?” demedi. 28 Kadın ise su testisini orada bırakıp şehre giderek insanlara şöyle dedi: 29 “Gelin de yaptığım her şeyi bana söyleyen adamı görün. Sakın bu Mesih olmasın?”+ 30 Onlar da şehirden çıkıp İsa’ya doğru gelmeye başladılar.

31 Bu arada öğrencileri İsa’ya, “Öğretmen,+ bir şeyler ye” diye ısrar ediyordu. 32 Fakat İsa, “Bende sizin bilmediğiniz bir yiyecek var” dedi. 33 O zaman öğrencileri, “Yoksa biri ona yiyecek mi getirdi?” diye aralarında konuşmaya başladılar. 34 İsa onlara şunu dedi: “Benim yiyeceğim,+ beni gönderenin isteğini yapmak+ ve O’nun verdiği işi tamamlamaktır.+ 35 Hasadın başlamasına daha dört ay var demiyor musunuz? Ben de size diyorum ki, başınızı kaldırın ve hasadı bekleyen şu ağarmış tarlalara bakın.+ 36 Ekini biçen daha şimdiden ücretini alıyor ve sonsuz yaşam için ürün topluyor ki,+ eken+ ve biçen birlikte sevinsinler.+ 37 Bu bakımdan, ‘Biri eker, diğeri biçer’ sözü doğrudur. 38 Ben sizi emek harcamadığınız ürünü biçmeye yolluyorum. Başkaları emek verdi+ ve onların emeğinden siz yararlanıyorsunuz.”

39 O şehirden olan Samiriyelilerin birçoğu, “Yaptığım her şeyi bana söyledi”+ diyen kadının anlattıklarından ötürü ona iman etti.+ 40 Samiriyeliler onun yanına gelip kendileriyle kalmasını rica ettiler. İsa da orada iki gün kaldı.+ 41 Sonuç olarak, başka birçok kişi daha söylediklerinden dolayı İsa’ya iman etti.+ 42 Onlar kadına, “Biz artık sırf senin anlattıklarından dolayı iman etmiyoruz. Çünkü bu adamın söylediklerini kendi kulaklarımızla duyduk+ ve onun gerçekten de dünyanın kurtarıcısı+ olduğunu biliyoruz” dediler.

43 İki gün sonra İsa Celile’ye gitmek üzere oradan ayrıldı.+ 44 Aslında bir peygamberin kendi memleketinde itibar görmediğini kendisi de söylemişti.+ 45 İsa Celile’ye geldiğinde Celileliler onu kabul ettiler; çünkü Yeruşalim’deki bayrama onlar da gitmiş+ ve orada yaptığı her şeyi görmüşlerdi.+

46 Sonra İsa tekrar Celile’nin Kana kasabasına,+ suyu şaraba çevirdiği yere geldi.+ Orada kralın bir hizmetkârı vardı. Oğlu Kefernahum’da hastaydı.+ 47 Bu adam, İsa’nın Yahudiye’den ayrılıp Celile’ye girmiş olduğunu işitince, gelsin de oğlunu iyileştirsin diye rica etmek için ona gelmişti; çünkü oğlu ölmek üzereydi. 48 Ancak İsa ona şöyle dedi: “Siz, alametler+ ve olağanüstü işler+ görmedikçe asla inanmayacaksınız.” 49 Kralın hizmetkârı İsa’ya, “Efendim, ne olur çocuğum ölmeden yetiş” dedi. 50 İsa adama, “Evine git,+ oğlun yaşıyor”+ dedi. Adam İsa’nın dediğine inandı ve gitti. 51 Daha yoldayken hizmetkârları onu karşılayıp çocuğun yaşadığını+ söylediler. 52 Adam çocuğun saat kaçta iyileşmeye başladığını sordu. “Dün yedinci* saatte ateşi düştü”+ dediler. 53 O zaman baba anladı ki bu, İsa’nın kendisine “Oğlun yaşıyor” dediği saatti.+ Böylece, kendisi ve tüm ev halkı iman etti.+ 54 İsa’nın Yahudiye’den Celile’ye gelişinde gerçekleştirdiği bu olay, oradaki ikinci alametiydi.+

5 Bundan sonra, Yahudilerin bir bayramı+ olacaktı ve İsa Yeruşalim’e çıktı. 2 Yeruşalim’deki Koyun Kapısı+ yakınlarında, İbranicede Beytzata adı verilen, beş sıra sütunlu bir havuz vardı. 3 Bu sıra sütunlu yollarda, hasta, kör, topal ve uzuvları körelmiş birçok insan yatıyordu. 4 *—— 5 Otuz sekiz yıldır hasta olan bir adam da oradaydı. 6 İsa bu adamı orada yatarken gördü ve uzun zamandır+ hasta olduğunu anladığından, “İyi olmak ister misin?” diye sordu.+ 7 Hasta adam ona şöyle dedi: “Efendim, su çalkalandığı zaman beni havuza sokacak kimsem yok. Ben tam gelirken başkası önümden iniveriyor.” 8 İsa, “Kalk, döşeğini topla, yürü” dedi.+ 9 Bunun üzerine adam hemen iyileşti, döşeğini topladı ve yürümeye başladı.

O gün Sebt günüydü.+ 10 Bu yüzden, Yahudiler iyileşen adama şöyle demeye başladılar: “Bugün Sebt günü, döşeğini kaldırman kanuna uygun değil.”+ 11 Fakat adam onlara şöyle cevap verdi: “Beni iyileştiren o adam ‘Döşeğini topla, yürü’ dedi.” 12 “Sana ‘Döşeğini topla, yürü’ diyen adam kim?” diye sordular. 13 Fakat iyileşen adam onun kim olduğunu anlayamamıştı, çünkü orası kalabalıktı ve İsa uzaklaşmıştı.

14 İsa daha sonra adamı mabette görüp “Bak işte iyileştin” dedi. “Artık günah işleme de başına daha kötü bir şey gelmesin.” 15 Adam gitti ve Yahudilere kendisini iyileştirenin İsa olduğunu söyledi. 16 Bundan dolayı Yahudiler İsa’ya eziyet etmeye+ başladılar, çünkü bunları Sebt gününde yapıyordu. 17 Fakat İsa onlara şöyle cevap verdi: “Babam bugüne dek hep çalıştı; ben de çalışıyorum.”+ 18 Bunun üzerine Yahudiler bir yolunu bulup onu öldürmek+ için daha çok uğraşmaya başladılar. Çünkü, Sebt kanununu çiğnemekle kalmayıp, Tanrı’nın kendi Babası olduğunu söyleyerek,+ kendisini Tanrı’ya eşit+ de görmüştü.

19 Bu nedenle, İsa onlara şöyle cevap verdi: “Gerçek şu ki, Oğul kendiliğinden hiçbir şey yapamaz, yalnızca Babasından gördüklerini yapar.+ O her ne yaparsa, Oğul da aynen öyle yapar. 20 Çünkü Baba Oğlu sever+ ve yaptığı her şeyi ona gösterir; ona bunlardan daha büyük işler de gösterecek ve siz şaşıracaksınız.+ 21 Baba ölüleri diriltip hayat verdiği+ gibi, Oğul da istediklerine hayat verir.+ 22 Çünkü Baba hiç kimseye hüküm vermez; bütün hüküm yetkisini Oğula vermiştir ki,+ 23 herkes Babaya saygı gösterdiği gibi Oğula da saygı göstersin.+ Oğula saygı göstermeyen, onu gönderen Babaya da saygı göstermez.+ 24 Şu gerçeği bilin, söylediklerimi işitip beni gönderene inanan, sonsuz yaşam elde eder+ ve hüküm giymez; bu kişi ölümden yaşama geçmiştir.+

25 Gerçek şu ki, ölülerin+ Tanrı’nın Oğlunun sesini işiteceği+ ve sözüne kulak verenlerin yaşam bulacağı+ zaman geliyor; o zaman şimdidir. 26 Çünkü Babada yaşam verme gücü olduğu+ gibi, Oğula da yaşam verme gücü bağışlamıştır.+ 27 Ayrıca ona hüküm verme yetkisini de bağışlamıştır,+ çünkü o İnsanoğludur.+ 28 Buna hayret etmeyin, çünkü mezarlarda* olan herkesin onun sesini işitip çıkacağı+ zaman geliyor. 29 O zaman, iyi işler yapanlar yaşam+ için, kötü işler yapanlar da hüküm+ için dirilmiş olacaklar. 30 Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. Nasıl duydumsa öyle hüküm veririm; verdiğim hüküm doğrudur,+ çünkü benim arzum kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini+ yapmaktır.

31 Eğer kendi hakkımda tanıklık eden yalnız ben olsaydım,+ benim tanıklığım doğru olmazdı.+ 32 Oysa benim hakkımda tanıklık eden başka biri var ve hakkımdaki tanıklığının+ doğru olduğunu biliyorum. 33 Siz Yahya’ya adamlar yolladığınızda, o hakikate tanıklık etti.+ 34 Yine de insanların tanıklığına dayandığım için değil, sizin kurtulmanız için bunları söylüyorum.+ 35 Bu adam, yanan ve ışık saçan bir kandildi ve sizler onun ışığı kısa bir süre size sevinç versin istediniz.+ 36 Fakat benim hakkımdaki tanıklık Yahya’nınkinden daha büyüktür. Babamın başarmam için bana verdiği işler, evet yaptığım bu işler+ beni Babamın yolladığına tanıklık ediyor. 37 Ayrıca beni gönderen Babam da benim hakkımda tanıklık etmiştir.+ Siz O’nun ne sesini duydunuz, ne de suretini gördünüz.+ 38 Ve O’nun sözü içinizde durmuyor, çünkü O’nun yolladığı kişiye inanmıyorsunuz.

39 Siz Kutsal Yazıları araştırıyorsunuz,+ çünkü sonsuz yaşama bunlar sayesinde sahip olacağınızı düşünüyorsunuz; benim hakkımda tanıklık eden de işte bu Yazılardır.+ 40 Buna rağmen, yaşama sahip olmak için bana gelmek istemiyorsunuz.+ 41 Ben insanlardan gelecek övgüyü istemem,+ 42 fakat çok iyi biliyorum ki, sizin içinizde Tanrı sevgisi yok.+ 43 Ben Babamın adına geldim,+ fakat siz beni kabul etmediniz; oysa başka biri kendi adına gelseydi onu kabul ederdiniz. 44 Birbirinizden övgü kabul edip+ de, tek Tanrı’nın övgüsünü+ kazanmaya çalışmıyorsanız nasıl iman edebilirsiniz? 45 Sizi Babamın önünde suçlayacağımı sanmayın, sizi suçlayan biri zaten var; o da ümit bağladığınız Musa’dır.+ 46 Aslında, siz Musa’ya inansaydınız bana da inanırdınız; çünkü o benim hakkımda yazmıştır.+ 47 Fakat onun yazdıklarına inanmıyorsanız,+ benim sözlerime nasıl inanacaksınız?”

6 İsa bundan sonra, Taberiye de denilen Celile Gölünün karşı yakasına geçti.+ 2 Onun hastalar üzerinde gerçekleştirdiği alametleri gören büyük bir kalabalık peşinden geliyordu.+ 3 Bunun üzerine İsa bir dağa çıktı;+ orada öğrencileriyle oturuyordu. 4 Yahudilerin Fısıh Bayramı+ yakındı. 5 Bu sırada, İsa başını kaldırıp büyük bir kalabalığın kendisine doğru geldiğini gördü. Filipus’a, “Bu insanları doyurmak için nereden ekmek alacağız?” dedi.+ 6 Ancak, onu denemek için böyle diyordu; çünkü aslında kendisi ne yapacağını biliyordu. 7 Filipus şöyle cevap verdi: “Her biri bir lokma yese, iki yüz dinarlık* ekmek bile yetmez.”+ 8 Öğrencilerinden biri, Simun Petrus’un kardeşi Andreas, İsa’ya şöyle dedi: 9 “Burada beş arpa ekmeğiyle+ iki küçük balığı olan bir çocuk var. Fakat bu kadar insan için bu nedir ki?”+

10 İsa, “Halk yemek yiyecek gibi otursun”+ dedi. Orası çayırlık bir yerdi ve hepsi yere oturdular. Yaklaşık beş bin erkek vardı.+ 11 İsa ekmekleri aldı, şükretti ve yere oturmuş olan halka dağıttı; aynı şekilde o balıklardan da istedikleri kadar dağıttı.+ 12 Halk doyduktan+ sonra İsa öğrencilerine, “Yemekten artanları toplayın, hiçbir şey israf olmasın” dedi. 13 Onlar da artanları topladılar; halkın yediği beş arpa ekmeğinden kalan parçalarla on iki sepet doldurdular.+

14 İnsanlar onun yaptığı bu alametleri görünce, “Dünyaya gelecek peygamber+ gerçekten de budur” demeye başladılar. 15 İsa, halkın kendisini tutup kral yapmaya niyetli olduğunu anladığından, yine oradan ayrılıp tek başına dağa çekildi.+

16 Akşam karanlığı çökerken öğrencileri göl kenarına indi.+ 17 Bir tekneye binip Kefernahum’a gitmek üzere yola çıktılar. O sırada karanlık bastırmıştı ve İsa daha yanlarına gelmemişti. 18 Güçlü bir rüzgâr çıktığından göl kabarmaya başlamıştı.+ 19 Üç dört mil* kadar kürek çekmişlerdi ki, İsa’yı suyun üzerinde yürürken gördüler; tekneye doğru yaklaşıyordu. Korkuya kapıldılar.+ 20 Fakat İsa onlara, “Korkmayın, benim!” dedi.+ 21 O zaman onu tekneye almak istediler. Ve tekne gitmeye çalıştıkları kıyıya hemen vardı.+

22 Ertesi gün, gölün öte yakasında duran kalabalık, orada hiçbir tekne göremedi, sadece küçük bir kayık vardı. İsa’nın tekneye binip öğrencileriyle gitmediğini, yalnızca öğrencilerin gittiğini anladılar. 23 Bu arada, Efendimizin şükrettiği ve ekmek yedikleri yerin yakınlarına Taberiye’den tekneler geldi. 24 İsa’yı da öğrencilerini de göremeyen kalabalık, İsa’yı aramak+ için kayıklara binip Kefernahum’a gitti.

25 Onu gölün karşı kıyısında bulunca, “Öğretmen,+ buraya ne zaman geldin?” diye sordular. 26 İsa şöyle cevap verdi: “Gerçek şu ki, siz beni alametler gördüğünüz için değil, o ekmeklerden yiyip doyduğunuz+ için arıyorsunuz. 27 Gelip geçici yiyeceği+ değil, sonsuz yaşam getiren+ kalıcı yiyeceği kazanmak için çalışın. Bunu size İnsanoğlu verecektir. Babamız Tanrı da onu onayladığını göstermek üzere mührünü basmıştır.”+

28 O zaman ona şöyle dediler: “Tanrı’nın istediği işleri yerine getirmek için ne yapalım?” 29 İsa, “Tanrı’nın istediği iş, O’nun gönderdiği kişiye+ iman etmenizdir”+ diye cevap verdi. 30 Onlar da şöyle karşılık verdiler: “Peki öyleyse, görüp sana inanmamız için nasıl bir alamet+ gerçekleştiriyorsun? Sen nasıl bir iş yapıyorsun? 31 Atalarımız çölde man yemişlerdi;+ yazıldığı gibi, Tanrı ‘Onlara yemeleri için gökten ekmek göndermişti.’”+ 32 İsa onlara şöyle dedi: “Gerçek şu ki, gökten gelen ekmeği size veren Musa değildi; size gökten gerçek ekmeği gönderen Babamdır.+ 33 Çünkü Tanrı’nın gönderdiği ekmek, gökten inip dünyaya yaşam veren kişidir.” 34 Onlar da İsa’ya, “Efendimiz, bize bu ekmeği her zaman ver”+ dediler.

35 İsa şöyle karşılık verdi: “Hayat ekmeği benim. Bana gelen artık acıkmaz ve bana iman eden artık susamaz.+ 36 Fakat ben size dedim ki, siz beni gördünüz ama bana inanmadınız.+ 37 Babamın bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni asla geri çevirmeyeceğim.+ 38 Çünkü ben gökten,+ kendi isteğimi değil beni gönderenin isteğini yerine getirmek için geldim.+ 39 Beni gönderenin isteği, bana verdiklerinin hiçbirini kaybetmemem ve onları son günde diriltmemdir.+ 40 Babamın isteği, Oğlu görüp iman eden her kişinin sonsuz yaşama+ sahip olmasıdır; ben onu son günde dirilteceğim.”+

41 O zaman, “Gökten gelen ekmek+ benim” dediği için Yahudiler onun aleyhinde söylenmeye başladılar:+ 42 “Bu Yusuf’un oğlu İsa değil mi?+ Anasını ve babasını tanırız. Şimdi nasıl olur da ‘Ben gökten geldim’ der?” 43 İsa onlara şöyle cevap verdi: “Kendi aranızda söylenmeyi bırakın. 44 Beni gönderen Babam çekmedikçe hiç kimse bana gelemez;+ ben onu son günde diriltirim.+ 45 Peygamberlerin yazılarında şöyle geçer: ‘Onların hepsini Yehova eğitecek.’+ Babamı dinleyen ve O’ndan eğitim alan herkes bana gelir.+ 46 Tanrı’nın gönderdiği Kişi dışında kimse Babamızı görmemiştir;+ Babamızı gören yalnızca odur.+ 47 Gerçek şu ki, kim iman ederse sonsuz yaşama sahip olur.+

48 Ben hayat ekmeğiyim.+ 49 Atalarınız çölde man yediler,+ yine de öldüler. 50 Herkes yesin ve ölmesin diye gökten gelen ekmek burada. 51 Gökten gelmiş olan hayat ekmeği benim; biri bu ekmekten yerse sonsuza dek yaşar. Aslında, dünyanın yaşamı uğruna+ vereceğim ekmek kendi bedenimdir.”+

52 O zaman Yahudiler aralarında tartışmaya başladılar. “Bu adam kendi bedenini biz yiyelim diye nasıl verebilir?” diyorlardı. 53 Bunun üzerine İsa onlara şöyle dedi: “Şu gerçeği bilin, İnsanoğlunun bedeninden+ yiyip kanından+ içmedikçe yaşama sahip olamazsınız.+ 54 Benim bedenimden yiyip kanımdan içenin sonsuz yaşamı olur ve ben onu son günde diriltirim.+ 55 Çünkü benim bedenim gerçek yiyecek ve kanım gerçek içecektir. 56 Benim bedenimden yiyen ve kanımdan içen benimle birlik içinde olur, ben de onunla birlik içinde olurum.+ 57 Yaşayan+ Babam beni gönderdiği ve ben Babam sayesinde yaşadığım gibi, benden beslenen de benim sayemde yaşayacak.+ 58 İşte gökten gelmiş olan ekmek. Atalarınızın zamanındaki gibi değil; onlar o ekmeği yediler, yine de öldüler. Bu ekmekle beslenen ise sonsuza dek yaşayacaktır.”+ 59 Kefernahum’da toplanmış halka hitap ederken İsa’nın söyledikleri bunlardı.

60 Öğrencilerinden birçoğu bunları işitince, “Bunlar çok ağır sözler, kim kabul edebilir?” diye konuştular.+ 61 İsa öğrencilerinin bu konuda söylendiğini bildiğinden onlara şöyle dedi: “Bu sözler sizi sarsıyor+ mu? 62 Öyleyse, İnsanoğlunun daha önce bulunduğu yer olan göklere çıktığını+ görürseniz ne olacak? 63 Yaşam veren ruhtur;+ bedenin hiçbir yararı yoktur. Size söylediğim sözler ruhtur+ ve yaşamdır.+ 64 Fakat bazılarınız var ki iman etmiyor.” Çünkü İsa kimlerin iman etmediğini ve kimin kendisine ihanet edeceğini başından beri biliyordu.+ 65 Şöyle devam etti: “Bu nedenle size, ‘Babamın izni olmadıkça kimse bana gelemez’+ dedim.”

66 Bundan dolayı, öğrencilerinden birçoğu onu bırakıp eski hayatlarına geri döndüler+ ve artık onunla dolaşmaz oldular.+ 67 Bunun üzerine İsa onikilere, “Yoksa siz de mi gitmek istiyorsunuz?” diye sordu. 68 Simun Petrus+ şöyle cevap verdi: “Efendimiz biz kime gidelim?+ Sonsuz yaşamın sözleri sende.+ 69 Şuna inandık ve öğrendik ki, Tanrı’nın Kutsal Kulu sensin.”+ 70 İsa onlara şöyle dedi: “On ikinizi de ben seçmedim mi?+ Ancak, içinizden biri iftiracı.”+ 71 Aslında, Simun İskariyot’un oğlu Yahuda’dan söz ediyordu; çünkü onikilerden biri olduğu halde kendisine ihanet edecekti.+

7 Bundan sonra İsa Celile’de dolaşmaya devam etti. Yahudiye’de dolaşmak istemiyordu, çünkü Yahudiler onu öldürmek için fırsat kolluyordu.+ 2 Bu sırada, Yahudilerin Çardaklar Bayramı+ yaklaşmıştı. 3 Kardeşleri+ ona şöyle dedi: “Bir süre buradan ayrılıp Yahudiye’ye git ki, yaptığın işleri öğrencilerin de görsünler. 4 Çünkü kendini açıkça tanıtmak isteyen biri gizlice iş yapmaz. Mademki bu işleri yapıyorsun, kendini dünyaya açıkça göster.” 5 Aslında kardeşleri+ ona iman etmiyordu.+ 6 Bunun üzerine İsa onlara şöyle dedi: “Benim zamanım henüz gelmedi,+ fakat sizin için zaman hep uygundur. 7 Dünyanın sizden nefret etmesi için bir neden yok; fakat onun işlerinin kötü olduğuna tanıklık ettiğimden dolayı benden nefret ediyor.+ 8 Siz bu bayrama gidin, ben şimdi gitmeyeceğim. Çünkü benim zamanım+ henüz dolmadı.”+ 9 Onlara böyle söyledikten sonra Celile’de kaldı.

10 Fakat kardeşleri bayrama gittikten sonra İsa da gitti; ancak açıkça değil gizlice.+ 11 Bu arada Yahudiler bayramda onu aramaya+ başladılar. “Bu adam nerede?” diyorlardı. 12 Onun hakkında halk arasında bir sürü fısıltı dolaşıyordu.+ Bazıları, “O iyi bir insan” diyordu. Başkaları da, “Hayır, hiç de değil, halkı saptırıyor” diyorlardı. 13 Tabii Yahudilerin korkusundan hiç kimse onun hakkında açıkça konuşamıyordu.+

14 Bayramın yarısı geçmişti; İsa mabede çıkıp halka Tanrı’nın sözünü öğretmeye başladı.+ 15 Bu yüzden Yahudiler şaşırdılar. “Bu adam okulunda okumadığı+ halde bütün bu yazıları nasıl bilir?”+ diyorlardı. 16 O zaman İsa onlara şöyle dedi: “Öğrettiklerim benim değil, beni gönderenindir.+ 17 Eğer biri O’nun isteğini yerine getirme arzusundaysa, bu öğretimin Tanrı’dan mı+ geldiğini, yoksa benim kendiliğimden mi konuştuğumu anlayacaktır. 18 Kendiliğinden konuşan kendini yüceltmek ister; fakat kendisini göndereni yüceltmek+ isteyen doğru kişidir ve onda haksızlık yoktur. 19 Size Kanunu veren Musa+ değil miydi? Fakat hiçbiriniz Kanuna uymuyorsunuz. Neden beni öldürmeye çalışıyorsunuz?”+ 20 Kalabalık şöyle cevap verdi: “Seni kim öldürmeye çalışıyor? Sende cin var.”+ 21 İsa şöyle karşılık verdi: “Tek bir iş yaptım+ ve hepiniz şaşkınlık içinde kaldınız. 22 Musa size sünneti verdi+ (aslında bu Musa’dan değil atalardan kalmadır),+ siz de Sebt günü birini sünnet edersiniz. 23 Eğer Musa kanunu çiğnenmesin diye birisi Sebt günü sünnet edilebilirse, ben bir adamı Sebt günü tamamen iyileştirdim+ diye neden öfkeden köpürüyorsunuz? 24 Görünüşe bakarak hükmetmeyi bırakın, adaletle hüküm verin.”+

25 Yeruşalim ahalisinden bazıları şöyle konuşmaya başladılar: “Öldürmeye çalıştıkları+ adam bu değil mi? 26 Bakın, herkesin içinde açıkça+ konuşuyor ve ona bir şey demiyorlar. Yoksa yöneticiler onun Mesih olduğunu gerçekten anladı mı?+ 27 Olamaz, çünkü biz bu adamın nereden olduğunu biliyoruz;+ Mesih geldiğinde kimse onun nereden olduğunu bilmeyecek.”+ 28 O zaman İsa mabette Tanrı’nın sözünü öğretirken sesini yükselterek şöyle dedi: “Beni hem tanıyorsunuz hem de nereden olduğumu biliyorsunuz.+ Ancak ben kendiliğimden gelmedim,+ beni gönderen gerçektir+ ve siz O’nu tanımıyorsunuz.+ 29 Ben O’nu tanıyorum,+ çünkü O’nun bir temsilcisiyim ve beni gönderen O’dur.”+ 30 Bunun üzerine, onu yakalamanın bir yolunu aramaya başladılar,+ fakat kimse ona el süremiyordu, çünkü henüz zamanı+ gelmemişti. 31 Yine de kalabalıktan birçok kişi ona iman etti.+ “Mesih geldiğinde bu adamın yaptığından daha mı çok alamet yapacak?” diyorlardı.+

32 Onun hakkındaki bu sözlerin kalabalık arasında kulaktan kulağa yayıldığını işiten Ferisiler, yüksek kâhinlerle bir olup onu yakalamaları için görevliler gönderdiler.+ 33 O zaman İsa şöyle dedi: “Beni gönderene gitmeden önce, kısa bir süre daha sizinle beraber olacağım.+ 34 Beni arayacaksınız,+ fakat bulamayacaksınız; bulunduğum yere de gelemezsiniz.”+ 35 Bunun üzerine Yahudiler aralarında şöyle konuşmaya başladılar: “Bu adam nereye gitmeye niyetleniyor ki biz onu bulamayalım? Acaba niyeti Yunanlıların arasına dağılmış+ olan Yahudilere mi gitmek? Yoksa bunları Yunanlılara mı öğretecek? 36 ‘Beni arayacaksınız fakat bulamayacaksınız, bulunduğum yere de gelemezsiniz’ derken acaba ne demek istedi?”

37 Bayramın büyük günü+ olan son gününde, İsa ayağa kalkıp yüksek sesle şunları dedi: “Susayan+ bana gelip su içsin. 38 Kutsal Yazıların dediği gibi, bana iman edenin+ ‘İçinden hayat suları akacaktır.’”+ 39 Ancak, o bunu kendisine iman edenlerin yakında alacağı ruh hakkında söyledi; çünkü İsa henüz yüceltilmediğinden+ o zamana dek ruh verilmemişti.+ 40 Kalabalıktan bazıları bu sözleri işitince, “Bu gerçekten de o Peygamber” demeye başladılar.+ 41 Başkaları da, “Bu Mesih”+ diyorlardı. Fakat bazıları “Mesih+ Celile’den çıkacak değil ya?”+ diyorlardı. 42 “Kutsal Yazılar, Mesih’in Davut’un soyundan+ geldiğini ve Davut’un yaşadığı köy+ olan Beytlehem’den+ çıkacağını söylemez mi?” 43 Dolayısıyla, kalabalıkta onun hakkında bir fikir ayrılığı doğdu.+ 44 Bazıları onu yakalamak istiyor, fakat hiç kimse ona el süremiyordu.

45 O sırada görevliler, yüksek kâhinlerle Ferisilerin yanına döndüler. Ferisiler, “Onu neden getirmediniz?” diye sordular. 46 Görevliler, “Onun gibi konuşan biri görülmemiştir”+ diye karşılık verdiler. 47 Ferisiler, “Yoksa sizi de mi aldattı?” dediler. 48 “Bakın, yöneticilerden ya da Ferisilerden ona iman eden kimse var mı?+ 49 Kanunu bilmeyen bu halksa lanetlidir.”+ 50 Ferisilerden biri olan ve daha önce İsa’ya gelen Nikodimos onlara şöyle dedi: 51 “Kanunumuza göre, bir insanı dinlemeden+ ve ne yaptığını öğrenmeden hüküm vermek doğru olur mu?” 52 Ona şöyle cevap verdiler: “Yoksa sen de mi Celile’densin? Araştır da gör, Celile’den hiç peygamber çıkmamıştır.”*+

* Bazı elyazmalarında 53. ayetten 8. bölümün 11. ayetine kadar olan aşağıdaki kısım yer almaktadır:

53 Sonra herkes evine gitti.

8 İsa ise Zeytinlik Dağına gitti. 2 Gün ağarırken tekrar mabette göründü ve bütün halk ona gelmeye başladı. O da oturup onlara Tanrı’nın sözünü öğretmeye koyuldu. 3 Yazıcılar ve Ferisiler, zina yaparken yakalanmış bir kadını ortaya getirip 4 İsa’ya şöyle dediler: “Öğretmen, bu kadın zina yaparken suçüstü yakalandı. 5 Musa kanununda böyle bir kadını taşlamamız buyurulmuştur. Sen ne dersin?” 6 Tabii onlar İsa’yı suçlayacak bir şey bulmak için, onu denemek amacıyla böyle söylüyorlardı. Fakat İsa eğilip, parmağıyla yere bir şeyler yazmaya başladı. 7 Onlar ısrarla sormaya devam edince doğrulup şöyle dedi: “İçinizde kim günahsızsa kadına ilk taşı o atsın.” 8 Sonra tekrar eğilip yere yazı yazmaya devam etti. 9 Fakat bunları işitenler, ihtiyarlardan başlayarak birer birer dışarı çıktılar; orada sadece İsa ve ortada duran kadın kaldı. 10 İsa doğrularak kadına, “Onlar nerede? Kimse seni mahkûm etmedi mi?” diye sordu. 11 Kadın, “Hayır efendim” dedi. İsa, “Ben de seni mahkûm etmeyeceğim. Şimdi git, artık günah işleme” dedi.

12 İsa yine halka seslendi: “Ben dünyanın ışığıyım.+ Beni izleyen asla karanlıkta yürümez,+ hayat ışığına sahip olur.” 13 O zaman Ferisiler, “Sen kendin hakkında tanıklık ediyorsun; senin tanıklığın doğru değil” dediler. 14 İsa’nın onlara cevabı şöyleydi: “Ben kendi hakkımda tanıklık etsem bile tanıklığım doğrudur,+ çünkü ben nereden geldiğimi ve nereye gittiğimi biliyorum.+ Fakat siz benim nereden gelip nereye gittiğimi bilmiyorsunuz. 15 Siz dış görünüşe bakarak hüküm veriyorsunuz;+ fakat ben kimseye hüküm vermem.+ 16 Ancak hüküm versem de, hükmüm doğrudur. Çünkü ben yalnız değilim. Beni gönderen Babam benimle beraberdir.+ 17 Ayrıca kendi Kanununuzda da, ‘İki kişinin tanıklığının doğru’+ olduğu yazılıdır. 18 Ben kendi hakkımda tanıklık ediyorum; beni gönderen Babam da benim hakkımda tanıklık ediyor.”+ 19 O zaman, “Senin Baban nerede?” demeye başladılar. İsa şöyle cevap verdi: “Siz ne beni ne de Babamı tanıyorsunuz.+ Eğer beni tanısaydınız, Babamı da tanırdınız.”+ 20 İsa bu sözleri söylerken hazine kaplarının+ bulunduğu avludaydı; mabette Tanrı’nın sözünü öğretiyordu. Fakat kimse onu yakalamaya kalkmadı;+ çünkü henüz zamanı gelmemişti.+

21 Onlara yine şöyle dedi: “Ben gidiyorum; siz beni arayacaksınız,+ yine de günahlarınızla öleceksiniz.+ Gittiğim yere siz gelemezsiniz.” 22 O zaman Yahudiler şöyle demeye başladı: “Yoksa kendini mi öldürecek? Baksanıza, ‘Gittiğim yere siz gelemezsiniz’ diyor.”+ 23 İsa şöyle devam etti: “Siz aşağıdaki âlemdensiniz, ben yukarıdaki+ âlemdenim. Siz bu dünyadansınız,+ ben bu dünyadan değilim.+ 24 Bu yüzden, günahlarınızla öleceksiniz dedim.+ Evet, benim o kişi olduğuma iman etmezseniz, günahlarınızla+ öleceksiniz.” 25 O zaman ona, “Sen kimsin?” demeye başladılar. İsa şu karşılığı verdi: “Size söylediklerimin hepsi boşa mı gitti? 26 Sizinle ilgili söyleyeceğim çok söz var; ayrıca, hakkında hüküm vereceğim çok şey var. Aslında, beni gönderen doğruyu söyler ve dünyada söylediklerim, O’ndan duyduklarımdır.”+ 27 Fakat onlar İsa’nın kendilerine Babadan söz ettiğini anlamadılar. 28 Sonra İsa şöyle dedi: “Siz İnsanoğlunu+ yukarı kaldırınca+ benim o kişi olduğumu,+ kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı+ anlayacaksınız; çünkü bunları Babamın bana öğrettiği gibi söylüyorum.+ 29 Beni gönderen benimledir. Beni kendi başıma bırakmadı, çünkü ben hep O’nu hoşnut eden şeyleri yapıyorum.”+ 30 İsa bunları söyleyince birçok kişi ona iman etti.+

31 İsa kendisine iman eden Yahudilere şunları dedi: “Siz benim sözlerime bağlı kalırsanız,+ gerçekten öğrencilerim olursunuz. 32 Siz hakikati+ bileceksiniz ve hakikat sizi özgür kılacak.”+ 33 Diğerleri ona şu cevabı verdi: “Biz İbrahim’in soyundanız+ ve hiç kimseye kölelik etmedik.+ Nasıl ‘Özgür olacaksınız’ dersin?” 34 İsa onlara şöyle dedi: “Gerçek şu ki, günah işleyen herkes günahın kölesidir.+ 35 Üstelik köle sonsuza dek ev halkı içinde kalmaz; oğul ise sonsuza dek kalır.+ 36 Bundan dolayı, Oğul sizi özgür kılarsa gerçekten özgür olursunuz.+ 37 Sizin İbrahim’in soyundan olduğunuzu biliyorum; fakat beni öldürmeye çalışıyorsunuz,+ çünkü sözlerim içinize işlemiyor. 38 Ben Babamın yanındayken gördüklerimi+ söylüyorum,+ siz de kendi babanızdan duyduklarınızı yapıyorsunuz.” 39 Onlar, “Bizim babamız İbrahim”+ diye cevap verdiler. İsa da şöyle dedi: “İbrahim’in çocuklarıysanız,+ İbrahim’in yaptıklarını yapın. 40 Fakat siz şimdi beni, Tanrı’dan işittiği hakikati size anlatan+ kişiyi öldürmeye çalışıyorsunuz. İbrahim böyle bir şey yapmadı.+ 41 Siz babanızın yaptıklarını yapıyorsunuz.” Onlar da, “Biz gayri meşru çocuklar değiliz; bizim tek Babamız var,+ O da Tanrı” dediler.

42 İsa onlara şöyle dedi: “Eğer babanız Tanrı olsaydı, beni severdiniz.+ Çünkü ben Tanrı’nın yanından geldim ve buradayım.+ Kendiliğimden gelmedim, beni O gönderdi.+ 43 Acaba söylediklerimi neden anlamıyorsunuz? Çünkü sözlerime katlanamıyorsunuz.+ 44 Siz babanız İblis’tensiniz+ ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz.+ O kendi yolunda yürümeye başladığında+ katil oldu; hakikat yolunda kalmadı. Çünkü içinde hakikat yoktur. Yalan söylediği zaman, karakterine uygun davranır; çünkü hem yalancıdır, hem de yalanın babasıdır.+ 45 Oysa ben hakikati söylediğim için siz bana inanmıyorsunuz.+ 46 Günah işlediğimi hanginiz kanıtlayabilir?+ Eğer hakikati söylüyorsam neden bana inanmıyorsunuz? 47 Tanrı’dan olan, Tanrı’nın sözlerini dinler.+ Oysa siz Tanrı’dan olmadığınız için O’nu dinlemiyorsunuz.”+

48 O zaman Yahudiler, “Sen Samiriyelisin,+ sende cin var+ diye boşuna mı söylüyoruz?” dediler. 49 İsa şu karşılığı verdi: “Bende cin yok. Ben Babama saygı gösteriyorum,+ fakat siz beni aşağılıyorsunuz. 50 Ben kendimi yüceltmeye uğraşmıyorum;+ uğraşan ve hüküm veren Biri vardır.+ 51 Gerçek şu ki, sözümü tutan asla ölüm görmeyecek.”+ 52 Yahudiler, “Sende cin olduğunu+ şimdi çok iyi anladık” dediler. “İbrahim de,+ peygamberler de öldüler;+ fakat sen, ‘Benim sözümü tutan asla ölümü tatmayacak’+ diyorsun. 53 Babamız İbrahim’den de büyük+ değilsin ya? O öldü, peygamberler de öldüler.+ Sen kim olduğunu sanıyorsun?” 54 İsa şöyle karşılık verdi: “Eğer ben kendimi yüceltseydim, benim yüceliğim bir hiç olurdu. Beni yücelten,+ Tanrımız dediğiniz Babamdır. 55 Ne var ki, siz O’nu tanımadınız.+ Fakat ben O’nu tanırım.+ Eğer O’nu tanımadığımı söyleseydim, sizin gibi yalancı olurdum. Ben O’nu tanırım ve sözünü tutarım.+ 56 Babanız İbrahim benim günümü görme beklentisiyle+ büyük bir sevinç duydu; onu gördü ve sevindi.”+ 57 O zaman Yahudiler, “Daha elli yaşında bile değilsin, İbrahim’i de mi gördün?” dediler. 58 İsa onlara, “Gerçek şu ki” dedi, “İbrahim var olmadan önce ben vardım.”+ 59 O zaman İsa’yı taşlamak+ için taş toplamaya başladılar; fakat İsa gizlendi ve mabetten çıktı.

9 İsa dolaşırken doğuştan kör bir adam gördü. 2 Öğrencileri, “Öğretmen,+ bu adamın kör doğması kimin günahı yüzünden?+ Kendisinin mi, ana babasının mı?”+ diye sordular. 3 İsa şöyle cevap verdi: “Ne bu adamın ne de ana babasının günahı yüzünden; fakat Tanrı’nın işleri onda görülsün diye böyle oldu.+ 4 Henüz gündüzken, beni gönderenin işlerini yapmalıyız;+ gece+ yaklaşıyor ve o zaman kimse çalışamaz. 5 Ben dünyada olduğum sürece, dünyanın ışığıyım.”+ 6 Bunları dedikten sonra yere tükürüp bir parça çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine koydu.+ 7 Adama, “Git, Siloam havuzunda+ yıka!”+ dedi (Siloam ‘Gönderilen’ anlamına gelir). Adam da gidip yüzünü yıkadı+ ve gözleri açılmış+ olarak geri döndü.

8 O zaman komşuları ve onu daha önce dilenci olarak görmeye alışmış olanlar, “Oturmuş dilenirken gördüğümüz adam bu değil mi?” demeye başladılar.+ 9 Bazıları “Evet o” diyorlardı. Başkaları da, “Hiç de değil, ona benzeyen biri” diyordu. Adam ise, “Ben oyum” diyordu. 10 Bunun üzerine, “Peki o zaman gözlerin nasıl açıldı?” diye sordular.+ 11 Adam şöyle cevap verdi: “İsa adlı kişi çamur yapıp gözlerime sürdü ve bana ‘Siloam’a gidip+ yıka’ dedi. Ben de gidip yüzümü yıkadım ve görmeye başladım.” 12 Buna karşılık, “O adam nerede?” diye sordular. “Bilmiyorum” dedi.

13 Önceden kör olan bu adamı alıp Ferisilere götürdüler. 14 Bu arada, İsa’nın çamur yapıp adamın gözlerini açtığı gün+ Sebt günüydü.+ 15 Bu sefer de Ferisiler ona nasıl görmeye başladığını sordu.+ Adam, “O, gözlerime çamur koydu, ben de yıkadım ve görmeye başladım” dedi. 16 Bunun üzerine Ferisilerden bazıları şöyle dedi: “O Tanrı’dan gelmiş biri değil, çünkü Sebt kurallarına+ uymuyor.” Başkaları da, “Günahkâr biri nasıl olur da böyle alametler yapabilir?”+ diyordu. Böylece aralarında bir fikir ayrılığı+ doğdu. 17 Yine kör adama dönüp, “Senin gözlerini açtığına göre, o adam hakkında sen ne diyorsun?” diye sordular. Adam, “Bence o bir peygamber” dedi.+

18 Ancak Yahudiler, adamın ana babasını çağırana kadar, onun kör olup da sonradan görmeye başladığına inanmadılar. 19 Onlara, “Doğuştan kör dediğiniz oğlunuz bu mu?” diye sordular. “Peki şimdi nasıl görüyor?” 20 Ana babası, “Biz onun oğlumuz olduğunu ve doğuştan kör olduğunu biliyoruz. 21 Fakat şimdi nasıl olup da gördüğünü ya da gözlerini kimin açtığını bilmiyoruz. Kendisine sorun. Yetişkin yaşa gelmiştir, kendisi söylesin” dediler. 22 Adamın ana babası Yahudilerin korkusundan+ böyle konuşuyordu. Çünkü Yahudiler, İsa’yı Mesih olarak kabul edenin havradan atılması+ konusunda anlaşmışlardı. 23 Bu nedenle ana babası, “Yetişkin yaşa gelmiştir, ona sorun” diyordu.

24 Bunun üzerine, önceden kör olan adamı ikinci sefer çağırıp “Tanrı hakkı için doğruyu söyle;+ biz bu adamın günahkâr olduğunu biliyoruz” dediler. 25 Adam şöyle karşılık verdi: “Onun günahkâr olup olmadığını bilemem. Bildiğim bir şey var, ben daha önce kördüm, şimdi ise görüyorum.” 26 O zaman, “Sana ne yaptı? Gözlerini nasıl açtı?” diye sordular. 27 Adam şu cevabı verdi: “Size anlatmıştım ya, herhalde dinlemediniz. Neden tekrar duymak istiyorsunuz? Yoksa siz de mi onun öğrencisi olmak istiyorsunuz?” 28 Bunun üzerine adama sövüp saymaya başladılar. “Onun öğrencisi sensin. Biz Musa’nın öğrencileriyiz. 29 Tanrı’nın Musa’yla+ konuştuğunu biliyoruz. Bu adama gelince, nereden yetki aldığını bilmiyoruz”+ diyorlardı. 30 Adam onlara şöyle dedi: “Gerçekten hayret,+ bu adam benim gözlerimi açtığı halde siz onun yetkisinin nereden olduğunu bilmiyorsunuz. 31 Tanrı’nın günahkârları dinlemediğini+ biliriz. Ama Kendisinden korkan ve isteğini yerine getiren kişiyi dinler.+ 32 Birinin çıkıp da doğuştan kör birinin gözlerini açtığı duyulmuş şey değildir. 33 Bu adam Tanrı’dan yetki almasaydı,+ hiçbir şey yapamazdı.” 34 “Tamamen günah içinde doğduğun+ halde bize ders mi vermeye kalkıyorsun?” dedikten sonra adamı dışarı attılar.+

35 İsa, adamı dışarı attıklarını duydu ve onu bulunca, “İnsanoğluna+ iman ediyor musun?” diye sordu. 36 Adam, “Efendim o kimdir, söyle de ona iman edeyim?” diye karşılık verdi. 37 İsa, “Sen onu gördün; üstelik şu anda onunla konuşuyorsun” dedi.+ 38 O zaman adam, “İman ediyorum efendim,” diyerek önünde eğildi.+ 39 İsa da, “Ben dünyaya şu hüküm+ için geldim: Görmeyenler görsün+ ve görenler kör olsun”+ dedi. 40 Yanında bulunan Ferisiler bunları duyunca, “Yoksa biz de mi körüz?”+ diye sordular. 41 İsa da, “Kör olsaydınız günahınız olmazdı. Fakat ‘Biz görüyoruz’ diyorsunuz.+ Bu yüzden günahınız+ olduğu gibi duruyor” dedi.

10 “Gerçek şu ki, koyun ağılına kapıdan+ girmeyip başka yerden tırmanan, hırsız ve yağmacıdır.+ 2 Fakat kapıdan giren,+ koyunların+ çobanıdır.+ 3 Kapıcı+ ona kapıyı açar, koyunlar+ onun sesini dinler; o da koyunlarına adlarıyla seslenerek onları alır götürür. 4 Kendisine ait olanların hepsini dışarı çıkarınca onların önünden yürür, koyunlar da onun peşinden gider.+ Çünkü onun sesini tanırlar.+ 5 Bir yabancının peşinden kesinlikle gitmezler, ondan kaçarlar.+ Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.”+ 6 İsa onlara bu misali verdi, fakat söylediklerinin ne anlama geldiğini anlamadılar.+

7 Bu nedenle İsa yine şöyle dedi: “Gerçek şu ki, ben koyunların kapısıyım.+ 8 Benim yerime gelenlerin tümü hırsız ve yağmacıydı.+ Fakat koyunlar onları+ dinlemedi. 9 Ben kapıyım.+ Kim benden girerse kurtulacak; içeri girip dışarı çıkacak ve otlak bulacak.+ 10 Hırsız+ sadece çalmak, katletmek ve telef etmek için gelir.+ Oysa ben, onlar yaşam bulsun, yaşama tam anlamıyla kavuşsun diye geldim. 11 Ben iyi çobanım.+ İyi çoban koyunları uğruna canını verir.+ 12 Ücretli+ adam ise, koyunların çobanı ve sahibi olmadığından, kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar. Kurt da onları kapar ve dağıtır.+ 13 Çünkü o adam ücretle tutulmuştur+ ve koyunlar için kaygılanmaz.+ 14 Fakat ben iyi çobanım. Tıpkı Babam beni tanıdığı, ben de Babamı tanıdığım gibi,+ 15 ben koyunlarımı tanırım,+ onlar da beni tanır.+ Koyunlar uğruna canımı veririm.+

16 Bu ağıldan+ olmayan başka koyunlarım+ da var. Onları da getirmeliyim, benim sesimi dinleyecekler,+ tek sürü, tek çoban+ olacak. 17 Babam beni sever,+ çünkü ben canımı veririm;+ şöyle ki, onu geri alayım. 18 Canımı kimse benden alamaz, ben kendiliğimden veririm; onu vermeye ve geri almaya yetkim vardır.+ Bu konuda Babamdan emir+ aldım.”

19 Bu sözler nedeniyle Yahudiler arasında yine bir fikir ayrılığı+ doğdu. 20 Birçokları, “Onda cin var,+ bu adam deli. Neden onu dinliyorsunuz?” diyordu. 21 Başkaları da, “Bunlar cinli bir adamın sözleri değil. Cin körlerin gözünü açabilir mi?” diyorlardı.

22 O sırada mevsim kıştı ve Yeruşalim’de Adama Bayramı* kutlanıyordu. 23 İsa, mabette Süleyman’ın Sıra Sütunları+ altında yürüyordu. 24 Yahudiler etrafını çevirip ona şöyle demeye başladılar: “Bizi daha ne kadar merakta bırakacaksın? Mesih’sen+ açıkça söyle.”+ 25 İsa da şöyle karşılık verdi: “Size söyledim ama inanmıyorsunuz. Babam adına yaptığım işler benim hakkımda tanıklık ediyor.+ 26 Fakat siz inanmıyorsunuz; çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz.+ 27 Koyunlarım+ benim sesimi dinler, ben onları tanırım, onlar da peşimden gelir.+ 28 Onlara sonsuz yaşam vereceğim+ ve asla yok olmayacaklar.+ Kimse onları elimden kapamayacak.+ 29 Babamın+ bana verdikleri, her şeyden değerlidir.+ Onları Babamın elinden kimse kapamaz.+ 30 Ben ve Babam biriz.”+

31 O zaman Yahudiler onu taşlamak için bir kez daha yerden taş aldılar.+ 32 İsa onlara şu karşılığı verdi: “Ben size Babamın isteğiyle birçok iyi iş gösterdim. Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz?” 33 Yahudiler, “Biz seni iyi bir işten dolayı değil, küfrettiğin+ için taşlıyoruz. Çünkü insan olduğun halde kendini tanrı yerine koydun”+ diye cevap verdiler. 34 İsa onlara şöyle söyledi: “Kendi Kanununuzda, ‘Siz ilahlarsınız dedim’+ diye yazılı+ değil mi? 35 Tanrı, Kendi sözünde mahkûm ettiği o kişilere ‘ilahlar’+ dediğine ve Kutsal Yazılar da geçerliliğini yitirmediğine+ göre, 36 siz Babanın kutsal kılıp dünyaya gönderdiği bana, Tanrı’nın Oğluyum+ dediğim için mi ‘küfrettin’ diyorsunuz? 37 Babamın istediği işleri+ yapmıyorsam bana inanmayın. 38 Fakat bunları yapıyorsam, bana inanmasanız da yaptığım işlere inanın ki,+ Babamın benimle benim de Babamla birlik içinde olduğumuzu anlayın+ ve unutmayın.” 39 O zaman yine onu yakalamaya çalıştılar,+ fakat ellerinden kurtuldu.+

40 İsa yine Ürdün Irmağının öte yakasına, Yahya’nın halkı vaftiz etmeye başladığı yere+ gitti ve orada kaldı. 41 Yanına birçok insan geldi. “Yahya tek bir mucize yapmadı, fakat bu adam hakkında dediği her şey doğru çıktı”,+ diyorlardı. 42 Orada birçokları ona iman etti.+

11 Beytanya’dan Lazar adlı bir adam hastaydı; Meryem ile kız kardeşi Marta+ o köyde yaşıyordu. 2 Efendimize güzel kokulu yağ+ sürüp ayaklarını saçlarıyla kurulayan+ Meryem buydu; hasta olan Lazar onun kardeşiydi. 3 Bu yüzden Lazar’ın kız kardeşleri, “Efendimiz gel de gör, sevgili dostun+ hasta” diye İsa’ya haber gönderdiler. 4 Fakat İsa bunu duyunca şöyle dedi: “Bu hastalık ölümle son bulmayacak, Tanrı’nın yüceltilmesiyle sonuçlanacak;+ böylece Tanrı’nın Oğlu da yüceltilecek.”

5 İsa, Marta’yla kız kardeşini ve Lazar’ı severdi. 6 Ancak, Lazar’ın hasta olduğunu duyunca, bulunduğu yerde iki gün daha kaldı. 7 Bundan sonra öğrencilerine, “Haydi yine Yahudiye’ye gidelim” dedi. 8 Öğrencileri de, “Öğretmen,+ Yahudiyeliler daha yeni seni taşlamaya çalışıyordu,+ yeniden oraya mı gideceksin?” dediler. 9 İsa şöyle cevap verdi: “Gün ışığı on iki saat sürmez mi? Biri gün ışığında+ yürürse bir yere çarpmaz, çünkü bu dünyanın ışığını görür. 10 Fakat geceleyin yürüyen+ bir yerlere çarpar, çünkü kendisinde ışık yoktur.”

11 Bunları söyledikten sonra, “Dostumuz Lazar dinlenmeye çekilmiştir. Fakat ben onu uykudan+ uyandırmak için gidiyorum” dedi. 12 O zaman öğrencileri, “Efendimiz, dinlenmeye çekildiyse iyileşecektir” dediler. 13 İsa onun ölümü hakkında konuşmuştu. Fakat onlar uykuda dinlenmekten bahsettiğini düşündüler. 14 O zaman İsa açıkça, “Lazar öldü”+ dedi. 15 “Orada olmadığıma sizin adınıza seviniyorum; böylece iman edebilirsiniz. Şimdi onun yanına gidelim.” 16 O zaman, İkiz* denilen Tomas diğer öğrencilere, “Biz de gidelim, onunla beraber ölelim” dedi.+

17 İsa oraya vardığında, o dört gündür mezardaydı.+ 18 Beytanya, Yeruşalim’e yaklaşık üç kilometre* uzaklıktaydı. 19 Yahudilerin birçoğu Marta ve Meryem’i kardeşlerinin ölümünden dolayı teselli etmeye+ gelmişti. 20 İsa’nın oraya gelmekte olduğunu öğrenen Marta onu karşılamaya çıktı. Meryem+ ise evde oturuyordu. 21 Marta İsa’ya, “Efendim, sen burada olsaydın kardeşim ölmezdi” dedi.+ 22 “Şu anda bile biliyorum ki, Tanrı’dan ne istersen+ sana verecektir.” 23 İsa ona, “Kardeşin kalkacak”+ dedi. 24 Marta da, “Biliyorum, son günde, dirilme+ sırasında kalkacak” dedi. 25 İsa, “Dirilme ve yaşam benim.+ Bana iman eden ölse de hayata gelir.+ 26 Yaşayan ve bana iman eden hiç ölmeyecek.+ Buna inanıyor musun?” dedi. 27 Marta, “Evet Efendim, inanıyorum ki sen dünyaya gelecek olan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin”+ diye karşılık verdi. 28 İsa’ya bunları söyledikten sonra koşup kız kardeşi Meryem’i çağırdı, kimseye belli etmeden, “Öğretmen+ burada, seni çağırıyor” dedi. 29 O da bunu duyunca hemen kalkıp İsa’nın yanına gitti.

30 Aslında İsa henüz köye gelmemişti. Hâlâ Marta’nın onu karşıladığı yerdeydi. 31 Evde Meryem’i teselli eden Yahudiler+ onun hızla kalkıp çıktığını görünce, mezara+ ağlamaya gittiğini sanarak peşinden gittiler. 32 İsa’nın bulunduğu yere varan Meryem onu görünce ayaklarına kapanarak, “Efendim” dedi, “Burada olsaydın kardeşim ölmezdi!”+ 33 Meryem’in ve onunla gelen Yahudilerin ağladığını görünce İsa’nın içi burkuldu, çok sıkıldı.+ 34 “Onu nereye yatırdınız?” dedi. “Efendimiz gel de gör” dediler. 35 İsa’nın gözünden yaşlar boşaldı.+ 36 O zaman Yahudiler, “Gördünüz mü onu ne çok seviyormuş!”+ demeye başladılar. 37 Fakat bazıları, “Körün gözlerini açan+ bu adam onun ölmesini engelleyemez miydi?” dediler.

38 İsa yine içi burkularak mezara+ geldi. Aslında bu bir mağaraydı ve önü taşla+ kapanmıştı. 39 İsa, “Taşı+ kaldırın” dedi. Ölenin kız kardeşi Marta, “Efendim bugün dördüncü gün, artık kokmuş olmalı” dedi. 40 İsa, “İman edersen Tanrı’nın yüceliğini göreceksin,+ dememiş miydim?” diye sordu. 41 O zaman taşı kaldırdılar. İsa gözlerini göğe dikerek,+ “Baba, beni dinlediğin+ için Sana şükrederim” dedi. 42 “Gerçi beni her zaman dinlediğini bilirim. Fakat etrafımdaki bu kalabalık için,+ beni Senin gönderdiğine inansınlar+ diye böyle söyledim.” 43 Bunları dedikten sonra, “Lazar! Dışarı çık!”+ diye bağırdı. 44 Ölü de, ayaklarında ve ellerindeki sargılarla+ dışarı çıktı; yüzüne bir bez sarılmıştı. İsa, “Onu çözün, bırakın gitsin” dedi.

45 O zaman, Meryem’in yanına gelmiş olan Yahudilerin birçoğu İsa’nın ne yaptığını gördüler ve ona iman ettiler.+ 46 Fakat bazıları Ferisilere gidip İsa’nın yaptıklarını anlattılar.+ 47 Bunun üzerine, yüksek kâhinler ve Ferisiler Sanhedrin’i* topladılar.+ “Ne yapacağız? Bu adam birçok alamet yapıyor” diyorlardı.+ 48 “Onu böyle kendi haline bırakırsak herkes ona iman edecek,+ Romalılar+ da gelip yerimizi,*+ milletimizi ortadan kaldıracak.” 49 Fakat içlerinden biri, o yıl başkâhin olan Kayafa+ şöyle dedi: “Siz hiçbir şeyin farkında değilsiniz. 50 Şunu anlamıyorsunuz; bütün bir milletin yok edilmemesi için,+ halk uğruna bir adamın ölmesi kendi yararınızadır.”+ 51 Ancak, bunu kendiliğinden söylememişti. Çünkü o yıl başkâhindi ve söyledikleri İsa’nın o millet için öleceğine, 52 sadece o millet için değil, Tanrı’nın dağılmış çocuklarını+ toplayıp birleştirmek+ için de öleceğine dair bir peygamberlikti. 53 Böylece o gün, onu öldürmeyi kararlaştırdılar.+

54 Bu yüzden İsa artık Yahudiler arasında+ dolaşmadı.+ Oradan ayrılarak çöle yakın bir yere gidip Efraim+ denilen şehre girdi. Öğrencileriyle orada kaldı. 55 Yahudilerin Fısıh Bayramı+ yaklaştığından birçok insan Fısıhtan önce arınma kurallarını yerine getirmek üzere+ kırsal bölgelerden Yeruşalim’e çıktı. 56 İsa’yı arıyorlardı; mabetteyken birbirlerine, “Ne dersiniz? Acaba bayrama hiç mi gelmeyecek?” diyorlardı. 57 Yüksek kâhinlerle Ferisiler onu yakalamak için, yerini bilen varsa söylesin diye emir vermişlerdi.

12 Bu yüzden İsa, Fısıhtan altı gün önce Beytanya’ya,+ Lazar’ı+ dirilttiği köye geldi. 2 Orada İsa için bir akşam yemeği hazırladılar. Marta+ hizmet ediyordu.+ İsa’yla sofrada oturanlardan+ biri de Lazar’dı. 3 O sırada Meryem, bir libre* güzel kokulu, saf hintsümbülü yağı+ getirdi. Bu çok pahalı yağı İsa’nın ayaklarına döktü ve sonra saçlarıyla kuruladı.+ Yağın güzel kokusu bütün evi doldurmuştu. 4 Fakat İsa’nın öğrencilerinden, ona ihanet edecek olan Yahuda İskariyot+ şöyle dedi: 5 “Neden bu güzel kokulu yağ+ üç yüz dinara* satılıp parası yoksullara verilmedi?”+ 6 Ancak o, yoksulları düşündüğünden değil, hırsız+ olduğu için böyle konuşuyordu. Çünkü para kutusu kendisindeydi+ ve içine konulandan çalıyordu. 7 O zaman İsa, “Kadını rahat bırakın da gömüleceğim gün için bu âdeti yerine getirsin.+ 8 Çünkü yoksullar her zaman sizinledir,+ fakat ben her zaman yanınızda olmayacağım” dedi.

9 O sırada Yahudilerden büyük bir kalabalık onun orada olduğunu öğrenip geldi; sadece İsa’yı değil dirilttiği+ Lazar’ı da görmek istiyorlardı. 10 O zaman yüksek kâhinler Lazar’ı da öldürmeyi kararlaştırdılar.+ 11 Çünkü onun yüzünden birçok Yahudi oraya gelip İsa’ya iman ediyordu.+

12 Ertesi gün, bayram için Yeruşalim’e gelmiş olan büyük bir kalabalık İsa’nın oraya doğru geldiğini işitince, 13 hurma dalları+ alıp onu karşılamaya çıktılar. “Yalvarırız kurtar!+ Yehova’nın adıyla gelen,+ İsrail’in kralı+ kutlu olsun!” diye bağırmaya başladılar.+ 14 İsa bir sıpa+ görüp üzerine bindi; çünkü önceden şöyle yazılmıştı: 15 “Korkma Sion kızı. Bak! Kralın bir sıpaya+ binmiş geliyor.”+ 16 İsa’nın öğrencileri başta bunları anlamamışlardı;+ fakat İsa yüceltildikten sonra,+ bu yazıların onun hakkında olduğunu ve ona bunların yapıldığını hatırladılar.+

17 Lazar’ı+ mezardan dışarı çağırıp dirilttiğinde yanında olan halk olanları herkese anlatmıştı.+ 18 Dolayısıyla yaptığı bu alameti+ işiten kalabalık onu karşılamaya çıkmıştı. 19 O zaman Ferisiler+ kendi aralarında şöyle konuştular: “Görüyorsunuz ki hiçbir sonuç elde edemedik. Bakın! Dünya onun peşine takıldı.”+

20 Bayramda tapınmaya gelenler arasında bazı Yunanlılar+ da vardı. 21 Bunlar Celile’nin Beytsayda şehrinden olan Filipus’a+ gelip, “Efendim, biz İsa’yı görmek istiyoruz”+ diye ricada bulundular. 22 Filipus gelip bunu Andreas’a söyledi, Andreas’la Filipus da gelip İsa’ya söylediler.

23 İsa onlara şöyle dedi: “İnsanoğlunun yüceltileceği zaman gelmiştir.+ 24 Gerçek şu ki, buğday tanesi toprağa düşüp ölmedikçe, tek tane olarak kalır. Fakat ölürse+ çok ürün verir. 25 Canını seven onu kaybeder, fakat bu dünyada canından+ nefret eden onu sonsuz yaşam için korur.+ 26 Biri bana hizmet edecekse peşimden gelsin, ben neredeysem hizmetçim de orada olacaktır.+ Biri bana hizmet ederse, Babam onu onurlandıracaktır.+ 27 İçim sıkılıyor.+ Peki ne diyeyim? ‘Baba, bu saati yaşamama izin verme’ mi?+ Fakat ben bu saat için geldim. 28 Baba, adını yücelt.” Bunun üzerine gökten bir ses geldi:+ “Adımı yücelttim, yine yücelteceğim!”+

29 O zaman çevrede duran ve bunu işiten kalabalık, “Gök gürledi” demeye başladı. Bazıları da, “Onunla bir melek konuştu” diyordu. 30 İsa şöyle cevap verdi: “Gelen bu ses, benim için değil sizin içindi.+ 31 Şimdi bu dünya yargılanıyor. Ve bu dünyanın hükümdarı+ kovulacak.+ 32 Ben ise yerden yukarı kaldırıldığımda,+ her tür insanı kendime çekeceğim.”+ 33 Aslında bunları ne şekilde öleceğine işaret etmek için söylüyordu.+ 34 O zaman kalabalık şöyle cevap verdi: “Bize Kanundan anlatılanlara göre Mesih sonsuza dek duracak.+ Sen nasıl İnsanoğlu yukarı kaldırılmalı+ diyorsun? Bu İnsanoğlu+ kim?” 35 İsa onlara şöyle dedi: “Işık aranızda kısa bir süre daha kalacak. Işığınız varken ışıkta yürüyün ki, üzerinize karanlık+ çökmesin. Karanlıkta yürüyen nereye gittiğini bilmez.+ 36 Işık sizinleyken, ışığın oğulları+ olmak için ışığa iman edin.”

İsa bunları dedikten sonra oradan ayrılıp onlardan saklandı. 37 Fakat, onların önünde birçok alamet gerçekleştirmiş olmasına rağmen kendisine iman etmiyorlardı. 38 Böylece, İşaya peygamberin şu sözleri gerçekleşiyordu: “Ey Yehova, duyduğumuz habere kim inandı?+ Yehova kolunun gücünü kime gösterdi?”+ 39 Onların neden inanamadıkları konusunda yine İşaya şöyle demişti: 40 “Gözlerini kör etti ve yüreklerini nasırlaştırdı+ ki, gözleriyle görmesinler, yürekleriyle anlamasınlar ve onları iyileştireyim diye yollarından dönmesinler.”+ 41 Onun ihtişamını gördüğünden+ İşaya Mesih hakkında bunları söylemişti. 42 Aslında yöneticilerden birçoğu bile ona iman etti.+ Fakat Ferisiler yüzünden, havradan atılmamak için onu kabul ettiklerini açıkça söylemediler.+ 43 Çünkü onlar insanların gözünde itibarlı olmayı, Tanrı’nın gözünde itibarlı olmaktan daha çok seviyorlardı.+

44 Ancak İsa yüksek sesle şöyle dedi: “Bana iman eden, yalnızca bana değil beni gönderene de iman etmiş olur.+ 45 Beni gören, beni göndereni de görmüş olur.+ 46 Ben dünyaya ışık olarak geldim+ ki, bana iman eden hiç kimse karanlıkta kalmasın.+ 47 Biri benim sözlerimi işitip onları tutmazsa onu ben mahkûm etmem. Çünkü ben dünyayı mahkûm etmeye değil+ kurtarmaya+ geldim. 48 Beni dikkate almayanı ve sözlerimi kabul etmeyeni mahkûm edecek olan var. Söylediğim söz+ onu son günde mahkûm edecek. 49 Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Babam, ne anlatacağım ve ne konuşacağım konusunda bana emir verdi.+ 50 Ayrıca, O’nun emrinin sonsuz yaşam+ demek olduğunu biliyorum. Bu nedenle, söylediğim sözler Babamın bana anlattığı gibidir. Evet, ben onları söylüyorum.”+

13 Fısıh bayramından önceydi. İsa dünyadan Babasına gideceği+ zamanın geldiğini+ biliyordu; dünyada kendisinin olanları hep sevmişti,+ sonuna kadar da sevdi. 2 Akşam yemeği sürüyordu ve İblis, daha önceden Simun oğlu Yahuda İskariyot’un yüreğine+ İsa’ya ihanet etme+ düşüncesini sokmuştu. 3 İsa, Babasının her şeyi kendi ellerine verdiğini,+ kendisinin Tanrı’dan geldiğini ve Tanrı’ya gideceğini biliyordu.+ 4 Yemekten kalktı, giysisini kenara koydu, bir havlu alıp beline doladı.+ 5 Sonra bir leğene su koydu, öğrencilerinin ayaklarını yıkayıp,+ beline doladığı havluyla kurulamaya başladı. 6 Sıra Simun Petrus’a geldiğinde o, “Efendim, sen benim ayaklarımı nasıl yıkarsın?”+ dedi. 7 İsa ona, “Benim ne yaptığımı şu anda anlamıyorsun, fakat sonradan anlayacaksın”+ diye cevap verdi. 8 Petrus, “Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın” deyince İsa, “Ayaklarını yıkamazsam+ yanımda yerin olmaz” dedi. 9 O zaman Simun Petrus, “Efendim, yalnız ayaklarımı değil ellerimle başımı da yıka” dedi. 10 İsa ise ona, “Yıkanmış+ olan kişi tümüyle temizdir; ayaklarından başka yerinin yıkanması gerekmez. Sizler de temizsiniz, fakat hepiniz değil” dedi. 11 O kendisine ihanet edecek olanı biliyordu.+ Bu nedenle “Hepiniz temiz değilsiniz” demişti.

12 Onların ayaklarını yıkayıp giysisini giydikten sonra yeniden sofraya oturunca şunları söyledi: “Size ne yaptığımı biliyor musunuz? 13 Siz bana ‘Öğretmen’+ ve ‘Efendi’+ diye hitap ediyorsunuz; doğru diyorsunuz, çünkü öyleyim.+ 14 Eğer ben Efendi ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadıysam,+ siz de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız.+ 15 Benim size yaptığımı siz de yapın diye bu örneği bıraktım.+ 16 Gerçek şu ki, hizmetkâr efendisinden büyük değildir. Gönderilen de kendisini gönderenden büyük değildir.+ 17 Mademki bunları biliyorsunuz, uygularsanız mutlu olursunuz.+ 18 Hepiniz için konuşmuyorum. Ben seçtiklerimi+ tanırım. Fakat ‘Ekmeğimi yiyen beni tekmelemeye kalktı’*+ diyen Kutsal Yazı yerine gelsin+ diye böyle oluyor. 19 Bunlar gerçekleştiğinde benim o kişi olduğuma inanasınız diye, size şimdiden, gerçekleşmeden önce söylüyorum.+ 20 Şunu bilin, benim gönderdiğimi kabul eden beni kabul etmiş olur.+ Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur.”+

21 Bunları dedikten sonra İsa’nın içi sıkıldı ve şunu açıkladı: “Gerçek şu ki, biriniz beni ele verecek.”+ 22 Öğrencileri kimden söz ettiğini anlamadıklarından şaşkınlıkla birbirlerine bakmaya başladılar.+ 23 Sofrada öğrencilerinden biri İsa’nın yanı başında oturmuştu. İsa onu severdi.+ 24 Simun Petrus ona başıyla işaret edip, “Kimden söz ettiğini sorsana” dedi. 25 O da İsa’nın göğsüne yaslanarak, “Efendimiz, o kim?” diye sordu.+ 26 O zaman İsa, “Lokmayı sahana banıp kime verirsem o” diye cevap verdi.+ Lokmayı sahana bandı ve Simun İskariyot’un oğlu Yahuda’ya verdi. 27 Lokmayı aldıktan sonra, Şeytan onun içine girdi.+ Bu yüzden İsa ona, “Yapacağını çabuk yap” dedi. 28 Ancak, sofrada oturanlardan hiçbiri hangi amaçla böyle dediğini anlamadı. 29 Aslında, para kutusu Yahuda’da olduğundan+ bazıları İsa’nın ona “Bayram için ihtiyaçlarımızı satın al” dediğini ya da yoksullara bir şey vermesini+ istediğini düşündüler. 30 Yahuda lokmayı aldıktan sonra hemen dışarı çıktı. Gece olmuştu.+

31 O dışarı çıkınca İsa şöyle dedi: “Şimdi İnsanoğlu yüceltiliyor,+ böylece Tanrı da yüceltiliyor. 32 Dolayısıyla, Tanrı onu yüceltecek,+ bir an önce yüceltecektir. 33 Sevgili çocuklar,+ bir süre daha sizinle beraberim. Beni arayacaksınız. Yahudilere dediğim gibi şimdi size de diyorum, ‘Gittiğim yere siz gelemezsiniz.’+ 34 Size birbirinizi sevin+ diye yeni bir emir veriyorum; siz de birbirinizi benim sizi sevdiğim gibi+ sevin. 35 Aranızda sevgi olursa,+ herkes benim öğrencilerim olduğunuzu bununla bilecek.”

36 Simun Petrus ona, “Efendimiz, nereye gidiyorsun?” diye sordu. İsa şöyle karşılık verdi: “Gittiğim yere siz şimdi gelemezsiniz, fakat sonra geleceksiniz.”+ 37 Petrus, “Efendim, neden şimdi senin peşinden gelemeyeyim? Senin uğruna canımı veririm”+ dedi. 38 İsa ona şöyle cevap verdi: “Sen benim uğruma canını mı vereceksin? Gerçek şu ki, sen beni üç kere inkâr etmeden horoz ötmeyecek.”+

14 “Yüreğiniz sıkılmasın.+ Tanrı’ya iman edin,+ bana da iman edin.+ 2 Babamın evinde kalacak çok yer var.+ Olmasaydı size söylerdim. Çünkü ben size yer+ hazırlamaya gidiyorum. 3 Ayrıca, gidip size yer hazırlarsam, tekrar geleceğim+ ve siz de benimle aynı yerde olun+ diye sizi yanıma alacağım.+ 4 Gittiğim yerin yolunu siz bilirsiniz.”

5 O zaman Tomas,+ “Efendimiz” dedi. “Biz senin nereye gittiğini bilmiyoruz.+ Yolu nasıl bilelim?”

6 İsa ona, “Yol,+ hakikat+ ve yaşam+ benim” dedi. “Benim aracılığım olmadan Babaya kimse gelemez.+ 7 Sizler beni tanıdıysanız, Babamı da tanırsınız. Artık O’nu tanıdınız ve gördünüz.”+

8 Filipus, “Efendimiz, bize Babayı göster, bu bize yeter” dedi.

9 İsa ona şöyle dedi: “Filipus, bunca zamandır sizinleyim, hâlâ beni tanımadın mı? Beni görmüş olan Babamı da görmüş olur.+ Nasıl ‘Bize Babayı göster’ dersin?+ 10 Benim Babamla, Babamın da benimle birlik içinde+ olduğuna inanmıyor musun? Sizlere söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Benimle birlik içinde olan Babam işlerini böyle yapıyor.+ 11 İnanın, Babam benimle ben de Babamla birlik içindeyiz. Buna hiç olmazsa yaptığım işlerden dolayı inanın.+ 12 Şu gerçeği bilin, bana iman eden yaptığım işleri kendisi de yapacak; bunlardan daha büyük+ işler de yapacak, çünkü ben Babama gidiyorum.+ 13 Ayrıca, benim adımla ne dilerseniz yapacağım ki, Oğul aracılığıyla Baba yüceltilsin.+ 14 Benim adımla her ne dilerseniz yapacağım.

15 Beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız.+ 16 Ben de Babamdan isteyeceğim ve sonsuza dek sizinle olması için başka bir yardımcı verecek.+ 17 Bu yardımcı, dünyanın elde edemeyeceği+ hakikat ruhudur.+ Dünya onu ne görür ne de bilir. Onu siz bilirsiniz, çünkü sizinle beraberdir ve içinizdedir.+ 18 Sizi öksüz bırakmayacağım.+ Yanınıza döneceğim. 19 Kısa bir süre sonra dünya artık beni görmeyecek.+ Fakat siz göreceksiniz;+ ben yaşadığım için siz de yaşayacaksınız.+ 20 O gün benim Babamla, sizin benimle ve benim de sizinle birlik içinde olduğumu anlayacaksınız.+ 21 Beni seven kişi, emirlerimi bilen ve onlara uyandır.+ Beni seveni Babam da sevecektir, ben de seveceğim; kendimi ona açıkça göstereceğim.”

22 Yahuda+ (İskariyot değil diğeri) ona şöyle dedi: “Efendimiz, ne oldu da kendini dünyaya değil bize açıkça göstermek istiyorsun?”+

23 İsa ona şunları dedi: “Beni seven sözümü tutar,+ Babam onu sever; biz ona geliriz ve onunla birlikte yaşarız.+ 24 Beni sevmeyen sözlerimi tutmaz; işittiğiniz sözler bana değil beni gönderen Babama aittir.+

25 Yanınızdayken bunları size söyledim. 26 Fakat yardımcı, yani Babamın benim adımla göndereceği kutsal ruh, size her şeyi o öğretecek ve size söylediklerimin hepsini aklınıza getirecek.+ 27 Size barış bırakıyorum, kendi barışımı veriyorum.+ Bunu size dünyanın verdiği şekilde vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkuyla sinmesin. 28 Size dediğimi duydunuz. Ben gidiyorum ve yine yanınıza döneceğim. Beni seviyorsanız Babama gittiğim için sevinirsiniz. Çünkü Baba benden büyüktür.+ 29 Size bunu olmadan önce söyledim ki,+ olduğunda inanasınız. 30 Artık sizinle çok fazla konuşmayacağım, çünkü bu dünyanın hükümdarı+ geliyor. O benim üzerimde hiçbir şekilde hâkimiyet kuramaz.+ 31 Dünya Babamı sevdiğimi bilsin diye, her şeyi Babamın bana emrettiği+ gibi yapıyorum. Şimdi kalkın, buradan gidelim.”

15 “Ben gerçek asmayım,+ Babam da bağcı.+ 2 Bende olup meyve vermeyen her dalı O koparıp atar.+ Meyve veren dalı da, daha çok meyve versin+ diye budayıp temizler.+ 3 Size söylediğim sözlerden ötürü siz zaten temizsiniz.+ 4 Benimle birlik içinde kalın, ben de sizinle birlik içinde kalacağım.+ Asmada kalmayan bir dal kendi başına meyve veremeyeceği gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz.+ 5 Ben asmayım, siz dallarsınız. Benimle birlik içinde kalan, benim de kendisiyle birlik içinde kaldığım kişi çok meyve verir.+ Çünkü bensiz hiçbir şey yapamazsınız. 6 Bende kalmayan kişi, bir dal gibi kesilip atılır ve kurur. Bu dalları toplarlar, ateşe atıp yakarlar.+ 7 Siz benimle birlik içinde kalırsanız ve sözlerim içinizde durursa, her ne dilerseniz gerçekleşecektir.+ 8 Çok meyve vermeniz ve öğrencilerim olduğunuzu göstermeniz, Babamı yüceltir.+ 9 Baba beni sever,+ ben de sizi severim; siz de aynı şekilde benim sevgimde kalın. 10 Ben Babamın emirlerine uyup+ sevgisinde kaldığım gibi, siz de emirlerime uyarsanız+ benim sevgimde kalırsınız.

11 Bunları sevincim sizde de olsun ve sevinciniz tam olsun+ diye söyledim. 12 Emrim şudur: Benim sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin.+ 13 Dostları uğruna canını veren birinin sevgisinden+ daha büyük sevgi kimsede yoktur. 14 Emrettiklerimi yaparsanız, benim dostlarım olursunuz.+ 15 Ve size artık hizmetkâr demem, çünkü hizmetkâr efendisinin ne yaptığını bilmez. Size dostlarım+ dedim, çünkü Babamdan duyduğum her şeyi size bildirdim.+ 16 Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim ve görevlendirdim ki, her zaman çok meyve verin+ ve meyveniz kalıcı olsun, Babam da benim adımla dilediğiniz her şeyi size versin.+

17 Bu emirleri birbirinizi sevmeniz için veriyorum.+ 18 Dünya sizden nefret ederse, bilin ki sizden önce benden nefret etti.+ 19 Siz dünyaya ait olsaydınız, dünya kendisinin olanı severdi.+ Siz dünyaya ait değilsiniz,+ fakat ben sizi dünyadan seçip aldım. Bu yüzden dünya sizden nefret ediyor.+ 20 Size dediğim sözü unutmayın. Bir hizmetkâr efendisinden büyük değildir. Bana zulmettilerse, size de zulmedecekler.+ Benim sözümü tuttularsa, sizin sözünüzü de tutacaklar. 21 Size bütün bunları benim adımdan dolayı yapacaklar, çünkü beni göndereni tanımıyorlar.+ 22 Eğer gelip onlarla konuşmuş olmasaydım, günahları olmazdı.+ Fakat şimdi günahları için hiçbir özürleri yok.+ 23 Benden nefret eden, Babamdan da nefret eder.+ 24 Onların arasında kimsenin yapamayacağı işleri yapmamış olsaydım,+ günahları olmazdı.+ Oysa bunları gördükleri halde, benden de Babamdan da nefret ettiler.+ 25 Fakat bu, kendi Kanunlarında yazılı olan ‘Benden sebepsiz yere nefret ettiler’+ sözünün gerçekleşmesi içindir. 26 Size Babamdan göndereceğim yardımcı,+ yani Babamdan çıkan hakikat ruhu gelince, o benim hakkımda tanıklık edecek,+ 27 sonra da siz tanıklık edeceksiniz.+ Çünkü başından beri benimle beraberdiniz.”

16 “Bunları sendeleyip geri çekilmeyesiniz+ diye söylüyorum. 2 İnsanlar sizi havralardan atacaklar.+ Aslında, öyle bir zaman geliyor ki, sizi öldüren herkes Tanrı’ya hizmet ettiğini sanacak.+ 3 Bütün bunları Babamı ve beni tanımadıkları için yapacaklar.+ 4 Yine de, vakti geldiğinde size anlattıklarımı hatırlayabilesiniz diye bunları söylüyorum.+

Ancak, bunları size başta söylemedim, çünkü sizinle beraberdim. 5 Şimdi, beni gönderene gidiyorum.+ Fakat hiçbiriniz ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sormuyorsunuz. 6 Söylediklerimden ötürü yüreğiniz kederle doldu.+ 7 Ne var ki, size gerçeği söylüyorum. Benim gitmem sizin yararınızadır. Çünkü eğer gitmezsem yardımcı+ size asla gelmez. Ama gidersem onu size gönderirim. 8 O gelince, dünyaya günah hakkında, doğruluk hakkında ve hüküm+ hakkında ikna edici kanıtlar verecek. 9 İlk önce günah+ hakkında; çünkü bana iman etmiyorlar.+ 10 Sonra doğruluk+ hakkında; çünkü ben Babama gidiyorum ve beni artık görmeyeceksiniz. 11 Ayrıca hüküm hakkında;+ çünkü bu dünyanın hükümdarına hüküm verilmiştir.+

12 Aslında size daha çok söyleyeceklerim var, fakat şu anda bunları kaldıramazsınız.+ 13 Ancak o, hakikat ruhu+ gelince, her hakikati anlamanız için size yol gösterecek. Çünkü o kendiliğinden konuşmayıp duyduklarını söyleyecek ve size ilerideki şeyleri bildirecek.+ 14 O beni yüceltecek,+ çünkü benden aldıklarını size aktaracak.+ 15 Babamın olan her şey benimdir.+ Bu nedenle, ‘Benden aldıklarını size aktaracak’ dedim. 16 Kısa bir süre sonra beni artık görmeyeceksiniz+ ve yine kısa bir süre sonra göreceksiniz.”

17 O zaman öğrencilerinden bazıları aralarında şöyle konuştular: “‘Kısa bir süre sonra beni görmeyeceksiniz ve yine kısa bir süre sonra göreceksiniz, çünkü Babama gidiyorum’ derken acaba ne demek istiyor?” 18 Ayrıca şöyle diyorlardı: “‘Kısa bir süre sonra’ demekle ne anlatmak istiyor? Neden bahsettiğini anlamıyoruz.” 19 İsa kendisine soru sormak istediklerini bildiğinden+ onlara şöyle dedi: “Birbirinize sorup durduğunuz nedir? ‘Kısa bir süre sonra beni görmeyeceksiniz ve yine kısa bir süre sonra göreceksiniz’ dememi mi konuşuyorsunuz? 20 Gerçek şu ki, siz ağlayıp feryat edeceksiniz, dünya sevinecek; evet, kederleneceksiniz,+ fakat kederiniz sevince dönüşecek.+ 21 Bir kadın doğum yapacağı zaman kederlenir; çünkü vakti gelmiştir.+ Fakat çocuk doğunca, dünyaya bir can getirmenin verdiği sevinçle, çektiği sıkıntıyı hatırlamaz olur. 22 Dolayısıyla, şu anda siz de elbette kederlisiniz; fakat sizi tekrar gördüğümde yürekleriniz sevinçle dolacak+ ve sevincinizi kimse bozamayacak. 23 O gün+ bana hiçbir şey sormayacaksınız. Gerçek şu ki, Babadan benim adımla ne dilerseniz+ verecektir.+ 24 Şu ana kadar benim adımla hiçbir şey dilemediniz. Dileyin, alacaksınız; böylece sevinciniz tam olsun.+

25 Bunları size misaller vererek anlattım.+ Fakat artık misallerle konuşmayacağım zaman geliyor. O zaman size Baba hakkında açıkça bilgi vereceğim. 26 O gün benim adımla dilekte bulunacaksınız; sizin için Babadan ben ricada bulunacağım demiyorum. 27 Baba sizi seviyor, çünkü siz beni sevdiniz+ ve Babanın temsilcisi olarak geldiğime inandınız.+ 28 Ben Babanın yanından çıkıp dünyaya geldim. Şimdi de dünyadan ayrılıyorum, Babaya gidiyorum.”+

29 Öğrencileri şöyle dedi: “İşte şimdi açıkça konuşuyorsun, misaller kullanmıyorsun. 30 Senin her şeyi bildiğini şimdi anlıyoruz;+ kimsenin sana soru sormasına gerek kalmıyor.+ Tanrı’nın yanından geldiğine bu nedenle inanıyoruz.”+ 31 İsa onlara şu karşılığı verdi: “Şimdi mi inanıyorsunuz? 32 İşte, her birinizin kendi evine dağılıp+ beni yalnız bırakacağı vakit geliyor ve aslında geldi bile. Yine de ben yalnız değilim, çünkü Baba benimle.+ 33 Tüm bunları benim aracılığımla barışa kavuşun diye söyledim.+ Bu dünyada sıkıntı çekeceksiniz, fakat cesur olun! Ben dünyayı yendim.”+

17 İsa bunları söyledikten sonra gözlerini göğe kaldırıp+ şöyle dedi: “Baba, vakit geldi; oğlunu yücelt ki, oğlun da Seni yüceltsin.+ 2 Çünkü Sen, kendisine verdiklerinin hepsini+ sonsuz yaşama+ kavuştursun diye, ona bütün insanlık üzerinde yetki verdin.+ 3 Sonsuz yaşama kavuşmak için,+ tek gerçek Tanrı+ olan Seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i+ tanımaları*+ gerekir. 4 Bana verdiğin işi bitirerek+ Seni yeryüzünde yücelttim.+ 5 Şimdi Baba, dünya var olmadan önce ben yanındayken olduğu gibi,+ Sen de beni yanında yücelt.

6 Dünyadan bana verdiğin kişilere Senin adını açıkça bildirdim.+ Senindiler, onları bana verdin ve Senin sözünü tuttular. 7 Bana verdiğin her şeyin Senden geldiğini artık anladılar. 8 Çünkü bana verdiğin sözleri onlara ilettim.+ Onlar bu sözleri kabul ettiler ve Senin temsilcin olarak geldiğimi kesinlikle anladılar.+ Beni Senin gönderdiğine de inandılar.+ 9 Onlar için rica ediyorum; dünya için değil,+ bana verdiklerin için rica ediyorum; çünkü onlar Senin. 10 Benim olan her şey Senin, Seninkiler de benim.+ Ben onlar tarafından yüceltildim.

11 Ayrıca, ben artık dünyada olmayacağım, fakat onlar dünyada+ ve ben Sana geliyorum. Kutsal Baba, bizim gibi onlar da bir olsun+ diye, bana verdiğin Kendi adın uğruna onları gözet.+ 12 Ben onlarla birlikteyken, bana verdiğin Kendi adın uğruna onları gözettim.+ Onları korudum ve yıkıma giden o adam*+ dışında hiçbiri yok olmadı;+ o da kutsal yazı yerine gelsin diye oldu.+ 13 Fakat şimdi ben Sana geliyorum ve bunları dünyadayken söylüyorum ki, benim sevincim onlarda da tam anlamıyla olsun.+ 14 Senin sözünü onlara ilettim, fakat dünya onlardan nefret etti.+ Çünkü ben dünyaya ait olmadığım gibi, onlar da dünyaya ait değiller.+

15 Senden dileğim, onları bu dünyadan alman değil, kötü olandan ötürü gözetmendir.+ 16 Ben dünyaya ait olmadığım gibi,+ onlar da dünyaya ait değildir.+ 17 Onları hakikat yoluyla kutsa;+ Senin sözün+ hakikattir.+ 18 Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim.+ 19 Ben onlar uğruna kutsallığımı koruyorum ki, onlar da hakikat yoluyla kutsal olsunlar.+

20 Ey Baba, Sana yalnız onlar için değil, onların sözüyle+ bana iman edenler için de yalvarıyorum. 21 Böylece hepsi bir olsun,+ ben Seninle, Sen benimle birlik içinde olduğumuz+ gibi onlar da bizimle birlik içinde olsun+ ve dünya beni Senin gönderdiğine inansın.+ 22 Onlar da bizim gibi bir olsun diye,+ bana verdiğin onuru onlara da verdim. 23 Ben onlarla birlik içindeyim, Sen de benimle birlik içindesin; bu sayede, onlar tam bir birliğe kavuşur,+ dünya beni Senin gönderdiğini ve onları da beni sevdiğin gibi sevdiğini anlar. 24 Baba, dileğim bana verdiklerin hakkındadır; dilerim onlar da benim bulunduğum yerde olsunlar+ ve böylece beni nasıl yücelttiğini görsünler. Çünkü Sen beni daha dünya kurulmadan+ önce+ severdin. 25 Ey adil+ Baba, dünya aslında Seni tanımadı;+ fakat ben Seni tanıyorum; onlar beni Senin gönderdiğini anladılar.+ 26 Ben de Senin adını onlara bildirdim+ ve bildireceğim ki, bana duyduğun sevgi onlarda da olsun, ben de onlarla birlik içinde olayım.”+

18 İsa bunları dedikten sonra öğrencileriyle dışarı çıkıp Kidron Vadisinin+ öte tarafına geçti. Orada bir bahçe vardı. Öğrencileriyle birlikte bu bahçeye girdi.+ 2 Ona ihanet eden Yahuda da bu yeri bilirdi. Çünkü İsa birçok kez öğrencileriyle orada buluşmuştu.+ 3 Bu sırada Yahuda, yanında bir bölük asker, yüksek kâhinlerin ve Ferisilerin görevlileriyle çıkageldi; ellerinde meşaleler, kandiller ve silahlar vardı.+ 4 Başına neler geleceğini bilen+ İsa öne çıktı ve “Kimi arıyorsunuz?” diye sordu. 5 “Nasıralı+ İsa’yı” diye cevap verdiler. İsa, “Benim” dedi. Ona ihanet eden Yahuda+ da yanlarında duruyordu.

6 İsa “Benim” deyince, geri geri gidip+ yere düştüler. 7 İsa, “Kimi arıyorsunuz?” diye tekrar sordu. “Nasıralı İsa’yı” dediler. 8 İsa, “‘Benim’ dedim ya!” diye karşılık verdi. “Mademki aradığınız benim, onları bırakın.” 9 Bunları söyledi ki, “Bana verdiklerinin bir tekini bile kaybetmedim” sözleri gerçekleşsin.+

10 O sırada Simun Petrus yanında taşıdığı kılıcı çekip başkâhinin hizmetkârına vurdu ve adamın sağ kulağını kesti.+ Hizmetkârın adı Malhus’tu. 11 Fakat İsa Petrus’a şöyle dedi: “Kılıcını kınına sok.+ Babamın bana verdiği kâseyi içmeyeyim mi?”+

12 O zaman askerler, komutan ve Yahudilerin görevlileri İsa’yı yakalayıp bağladılar. 13 Onu önce Hanna’ya götürdüler; Hanna o yıl başkâhin olan Kayafa’nın kayınpederiydi.+ 14 Kayafa da, Yahudilere halkın uğruna bir tek adamın ölmesinin kendilerinin yararına olacağını öğütleyen kişiydi.+

15 O sırada Simun Petrus ve başka bir öğrenci, İsa’yı izliyordu.+ Bu öğrenci başkâhinin tanıdığı olduğundan İsa’yla birlikte başkâhinin avlusuna girdi. 16 Fakat Petrus kapının dışında duruyordu.+ O zaman, başkâhinin tanıdığı olan öğrenci dışarı çıktı, kapıya bakan kızla konuşup Petrus’u içeri soktu. 17 Hizmetçi kız Petrus’a, “Sen de bu adamın öğrencilerinden değil misin?” diye sordu. Petrus, “Hayır, değilim” dedi.+ 18 O sırada hizmetkârlar ve görevliler orada duruyorlardı. Hava soğuk olduğundan kömür ateşi+ yakmış ısınıyorlardı. Petrus da onlarla beraber ısınıyordu.

19 Yüksek kâhin, İsa’ya öğrencileri ve öğrettikleri hakkında sorular sordu. 20 İsa ona şöyle cevap verdi: “Ben dünyaya her şeyi açıkça söyledim. Her zaman bütün Yahudilerin bir arada olduğu yerlerde, havrada ve mabette öğrettim.+ Hiçbir şeyi gizlice konuşmadım. 21 Neden beni sorguya çekiyorsun? Konuştuklarımı duyan kimselere sor. İşte onlar ne dediğimi biliyorlar.” 22 İsa bunları deyince, yanında duran görevlilerden biri yüzüne tokat+ atıp, “Yüksek kâhine böyle mi cevap verilir?” dedi. 23 İsa da buna karşılık, “Eğer yanlış konuşuyorsam yanlışımı göster; yok eğer söylediklerim doğruysa bana neden vuruyorsun?” dedi. 24 Sonra Hanna onu bağlı olarak başkâhin Kayafa’ya gönderdi.+

25 O sırada Simun Petrus orada durmuş ısınıyordu. “Sen de onun öğrencilerinden değil misin?” dediler. O ise inkâr edip “Değilim” dedi.+ 26 Başkâhinin hizmetkârlarından, Petrus’un kulağını kestiği adamın+ bir akrabası, “Ben seni bahçede onunla birlikte görmemiş miydim?” dedi. 27 Ancak Petrus yine inkâr etti. Tam o anda, bir horoz öttü.+

28 Sonra İsa’yı Kayafa’nın yanından alıp vali konağına götürdüler.+ Günün erken saatleriydi. Murdar olmayıp+ Fısıh yemeğini yiyebilmek için kendileri vali konağına girmediler. 29 Bu yüzden Pilatus dışarıya, karşılarına çıkıp, “Bu adamı neyle suçluyorsunuz?”+ diye sordu. 30 “Bu adam suçlu olmasaydı onu sana getirmezdik” diye karşılık verdiler. 31 Pilatus, “Onu alıp götürün, kendi kanununuza göre yargılayın” dedi.+ Yahudiler, “Yasalara göre biz kimseyi öldüremeyiz”+ dediler. 32 Onların böyle konuşması, İsa’nın, kendi ölüm şekline işaret eden sözlerinin yerine gelmesi içindi.+

33 O zaman Pilatus yeniden vali konağına girip İsa’yı çağırdı. “Sen Yahudilerin kralı mısın?” diye sordu.+ 34 İsa, “Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa başkalarından benim hakkımda bir şeyler mi duydun?” dedi.+ 35 Pilatus, “Ben Yahudi miyim? Kendi milletin ve yüksek kâhinler seni bana getirdi.+ Söyle, ne yaptın?” dedi. 36 İsa şu cevabı verdi:+ “Benim krallığım bu dünyaya ait değil.+ Krallığım bu dünyaya ait olsaydı, hizmetçilerim Yahudilerin eline verilmemem için mücadele ederdi.+ Fakat benim krallığım buradan değil.” 37 Bunun üzerine Pilatus, “Peki o zaman sen kral mısın?” dedi. İsa şöyle karşılık verdi: “Kral olduğumu sen kendin söylüyorsun.+ Ben bunun için doğdum, hakikate şahitlik etmek+ için dünyaya geldim. Hakikatin tarafında yer alan+ herkes benim sesime kulak verir.”+ 38 Pilatus ona, “Hakikat nedir?” dedi.

Bunu dedikten sonra yine Yahudilerin karşısına çıkıp onlara şöyle dedi: “Ben onda bir suç görmüyorum,+ 39 ayrıca Fısıh zamanı sizin için birini serbest bırakmam âdettir.+ Sizin için Yahudilerin kralını serbest bırakmamı ister misiniz?” 40 O zaman onlar yine bağırmaya başladı. “Bu adamı değil, Barabbas’ı bırak!” diyorlardı. Barabbas dedikleri adam bir hayduttu.+

19 Bunun üzerine Pilatus İsa’yı alıp kırbaçlattı.+ 2 Askerler de dikenlerden bir taç örüp başına geçirdiler ve üzerine erguvani bir kaftan giydirdiler.+ 3 Yanına gelip, “Selam sana ey Yahudilerin kralı!” demeye başladılar. Bir yandan da yüzünü tokatlıyorlardı.+ 4 Pilatus yeniden dışarı çıkıp kalabalığa, “İşte! Onda bir suç bulmadığımı+ bilesiniz diye onu dışarı size getiriyorum” dedi. 5 İsa dışarı çıktı, başında dikenli taç, üzerinde erguvani kaftan vardı. Pilatus onlara, “İşte o adam!” dedi. 6 Ancak, yüksek kâhinlerle görevliler onu görünce, “Direğe ger! Direğe ger!” diye bağırmaya başladılar.+ Pilatus, “Onu alıp kendiniz direğe gerin, çünkü ben onda hiçbir suç görmüyorum” dedi.+ 7 Yahudiler şöyle karşılık verdi: “Bizim bir kanunumuz var;+ bu kanuna göre o ölmeli. Çünkü kendisinin Tanrı’nın oğlu olduğunu söylüyor.”+

8 Pilatus bu sözleri duyunca daha da korktu. 9 Yeniden vali konağına girip İsa’ya, “Sen neredensin?” diye sordu. Fakat İsa hiç cevap vermedi.+ 10 O zaman Pilatus, “Bana bir şey demeyecek misin?+ Seni serbest bırakmaya da direğe germeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun?” dedi. 11 İsa şöyle karşılık verdi: “Sana gökten bağışlanmış olmasaydı, bana bir şey yapmaya yetkin olmazdı.+ Bu nedenledir ki, beni senin eline veren adamın günahı daha büyük.”

12 Pilatus onu serbest bırakmanın bir yolunu arıyordu. Fakat Yahudiler bağırmaya devam ettiler. “Bu adamı serbest bırakırsan, Sezar’ın dostu değilsin. Kral olduğunu söyleyen her adam Sezar aleyhine konuşmuş olur” diyorlardı.+ 13 Bu sözleri duyan Pilatus, İsa’yı dışarı getirtti. İbranice Gabbata denilen, Taş Döşeme adlı yerde yargı kürsüsüne oturdu. 14 O gün Fısha hazırlık günüydü.+ Altıncı* saat sularıydı. Pilatus Yahudilere, “İşte kralınız!” dedi. 15 Ancak onlar, “Öldür! Öldür! Direğe ger!” diye bağrışıyorlardı. Pilatus, “Kralınızı direğe mi gereyim?” diye sordu. Yüksek kâhinler, “Bizim Sezar’dan başka kralımız yok” diye cevap verdiler.+ 16 O zaman Pilatus, direğe gerilmesi için İsa’yı onların eline teslim etti.+

Ve İsa’yı alıp götürdüler. 17 İşkence direğini* kendisi taşıyarak+ Kafatası denilen yere çıktı.+ Buraya İbranice Golgota denirdi.+ 18 Onu orada direğe gerdiler;+ iki yanında iki adam vardı, İsa ortalarındaydı.+ 19 Pilatus bir de yafta yazıp işkence direği üzerine astı. Yaftada, “Nasıralı İsa, Yahudilerin Kralı” yazılıydı.+ 20 İsa’nın direğe gerildiği yer şehre yakın+ olduğundan, Yahudilerin birçoğu bu yaftayı okudu. Yafta İbranice, Latince ve Yunanca olarak yazılmıştı. 21 Ancak, Yahudilerin yüksek kâhinleri Pilatus’a şöyle dediler: “‘Yahudilerin Kralı’ yazma, ‘Yahudilerin Kralıyım’ dediğini yaz.” 22 Pilatus ise, “Ne yazdıysam odur” dedi.

23 Askerler İsa’yı direğe gerince üstündeki giysileri aldılar, her askere bir parça olmak üzere dörde pay ettiler. İçine giydiği mintanı da aldılar. Mintanı dikişsizdi, boydan boya tek parça dokunmuştu.+ 24 O zaman aralarında konuştular, “Gelin bunu yırtmayalım, kimin olacağına karar vermek için kura çekelim” dediler. Bu olanlar, kutsal yazıların yerine gelmesi içindi. Çünkü şöyle yazılıdır: “Giysilerimi aralarında paylaştılar. Elbisem için kura çektiler.”+ Gerçekten de askerler böyle yaptı.

25 İsa’nın işkence direğinin yanında, annesi+ ve teyzesi duruyordu; Klopas’ın karısı Meryem+ ve Mecdelli Meryem+ de oradaydı. 26 İsa, annesinin ve sevdiği öğrencisinin+ orada durduğunu görünce annesine, “İşte oğlun!” dedi. 27 Sonra da öğrencisine, “İşte annen!” dedi. O günden sonra, o öğrenci İsa’nın annesini kendi evine aldı.

28 Ve İsa her şeyin başarıyla tamamlandığının bilinciyle, kutsal yazıların yerine gelmesi için, “Susadım” dedi.+ 29 Orada ekşi şarap dolu bir kap duruyordu. Ekşi şaraba daldırılmış bir süngeri zufaotu sapına takıp İsa’nın ağzına uzattılar.+ 30 İsa şarabı tadınca, “İşte tamamlandı!”+ dedi ve başını eğip ruhunu teslim etti.+

31 Hazırlık Günü+ olduğundan, Yahudiler, cesetler Sebt günü işkence direğinde kalmasın+ diye bacaklarının kırılıp kaldırılmasını Pilatus’tan rica ettiler (çünkü o gün büyük Sebt günüydü).+ 32 Askerler geldi, önce ilk adamın, sonra da onunla birlikte direğe gerilmiş diğer adamın bacaklarını kırdılar. 33 Fakat İsa’ya geldiklerinde, onun zaten ölmüş olduğunu görünce bacaklarını kırmadılar. 34 Yine de askerlerden biri, onun böğrüne mızrak sapladı,+ o anda kan ve su çıktı. 35 Buna tanıklık eden, olanları gören kişidir ve tanıklığı doğrudur. Ayrıca bu kişi, siz de inanın diye doğruları söylediğini bilir.+ 36 Aslında bunlar, “Hiçbir kemiği kırılmayacak” diyen ayet yerine gelsin diye olmuştur.+ 37 Yine başka bir ayet de, “Bedenini deldikleri kişiye bakacaklar” der.+

38 Tüm bunlardan sonra, İsa’nın öğrencilerinden olup Yahudilerin korkusundan+ bunu gizli tutan Arimatealı Yusuf, Pilatus’tan İsa’nın bedenini kaldırmak için izin istedi; Pilatus ona izin verdi.+ O da gelip İsa’nın bedenini kaldırdı.+ 39 İsa’nın yanına ilk kez geceleyin gelmiş olan Nikodimos da bir bağ mürrüsafi ve sarısabır getirdi; hepsi yüz libre* kadardı.+ 40 Böylece onlar İsa’nın bedenini alıp, Yahudilerin cenaze âdetine göre hoş kokulu otlarla beraber bezlere sardılar.+ 41 Bu arada, İsa’nın direğe gerildiği yerde bir bahçe vardı; orada içine henüz kimsenin konulmadığı yeni bir mezar+ bulunuyordu. 42 O sıralar Yahudiler bayrama hazırlık+ telaşındaydı. Mezar yakınlarda olduğundan İsa’yı oraya koydular.

20 Haftanın ilk günü,+ Mecdelli Meryem erkenden mezara geldi; ortalık henüz ışımamıştı. Taşın mezarın önünden kaldırılmış olduğunu gördü.+ 2 Bunun üzerine koşup Simun Petrus’a ve İsa’nın sevdiği+ diğer öğrenciye geldi. Onlara, “Efendimizi mezardan+ alıp götürmüşler, nereye koyduklarını bilmiyoruz” dedi.

3 O zaman Petrus+ ve diğer öğrenci dışarı çıkıp mezara yöneldiler. 4 İkisi birlikte koşmaya başladı; fakat öbür öğrenci daha hızlı koşup Petrus’un önüne geçti ve mezara ilk önce o vardı. 5 Eğilip içeri bakınca yerde duran sargıları gördü,+ fakat içeri girmedi. 6 Sonra onun peşinden Simun Petrus da geldi ve mezarın içine girdi. O da yerdeki sargıları+ gördü. 7 İsa’nın başına konulan bez de oradaydı, fakat diğer sargılarla beraber değil ayrı bir yerde dürülü olarak duruyordu. 8 O zaman, mezara ilk önce varmış olan öğrenci de içeri girdi. O da her şeyi gördü ve iman etti. 9 İsa’nın diriltilmesi gerektiğini gösteren ayeti henüz anlamamışlardı.+ 10 Sonra bu öğrenciler evlerine geri döndüler.

11 Ancak Meryem hâlâ mezarın dışında bekliyor ve ağlıyordu. Ağlarken, eğilip mezardan içeri baktı. 12 Beyazlar içinde iki melek+ gördü; biri İsa’nın bedeninin yatırıldığı yerin başında, diğeri de ayakucunda oturuyordu. 13 Melekler kadına “Neden ağlıyorsun?” dediler. O da, “Efendimi alıp götürmüşler. Nereye koyduklarını da bilmiyorum” dedi. 14 Bunları dedikten sonra arkasına döndü ve ayakta duran İsa’yı gördü. Fakat onun İsa olduğunu anlamadı.+ 15 İsa ona “Neden ağlıyorsun? Kimi arıyorsun?” dedi.+ Meryem onu bahçıvan sanıp, “Efendim, onu sen götürdüysen, nereye koyduğunu söyle de gidip alayım” dedi. 16 İsa, “Meryem!” diye seslendi.+ Meryem dönüp bakınca, “Rabbuni!”+ dedi (Bu söz İbranicede “Öğretmenim!” demektir). 17 İsa ona şunları söyledi: “Tamam, bana sarılmayı bırak artık; henüz Babamın yanına çıkmadım. Sen şimdi doğruca kardeşlerime+ gidip, benim Babamın, sizin Babanızın, benim Tanrımın+ ve sizin Tanrınızın+ yanına çıkacağımı+ söyle.” 18 Mecdelli Meryem öğrencilere gidip “Efendimizi gördüm” diyerek olanları haber verdi, onun kendisine söylediklerini anlattı.+

19 O gün haftanın birinci günüydü.+ Geç vakit, öğrencileri Yahudilerin korkusundan+ kapıları kilitlemiş otururlarken İsa göründü,+ aralarında durup “Size selam olsun” dedi.+ 20 Sonra, onlara ellerini ve böğrünü gösterdi.+ Öğrencileri Efendilerini gördüklerine çok sevindiler.+ 21 İsa onlara yine, “Size selam olsun” dedi. “Babam beni gönderdiği gibi,+ ben de sizi gönderiyorum.”+ 22 Bunu dedikten sonra onlara doğru üfleyerek, “Kutsal ruhu alın” dedi.+ 23 “Siz kimin günahlarını bağışlarsanız,+ onun günahları bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız, onun günahları bağışlanmamış olarak kalır.”+

24 Onikilerden biri, İkiz denilen Tomas,+ İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi. 25 Diğer öğrenciler ona, “Biz Efendimizi gördük!” dediler. Fakat Tomas, “Ellerinde çivi izlerini görmedikçe, parmağımla çivi izlerine dokunmadıkça ve elimi böğrüne+ değdirmedikçe kesinlikle inanmam”+ dedi.

26 Bundan sekiz gün sonra İsa’nın öğrencileri yine evdeydi. Bu sefer Tomas da yanlarındaydı. Kapılar kilitli olmasına rağmen İsa yanlarına geldi, ortalarında durdu, “Size selam olsun” dedi.+ 27 Sonra Tomas’a, “Parmağını koy, ellerime bak; elini+ böğrüme değdir ve artık imansızlık etme, imanlı ol” dedi. 28 Tomas, “Efendim, Tanrım!”*+ dedi. 29 İsa da, “Beni gördüğün için mi inandın? Görmediği halde inananlara ne mutlu!”+ dedi.

30 Tabii İsa öğrencileri önünde başka birçok alamet de gerçekleştirdi. Fakat onlar bu kitaba yazılmamıştır.+ 31 Yazılanlar, İsa’nın Tanrı’nın Oğlu Mesih olduğuna iman etmeniz ve bu imanla,+ onun adıyla hayata kavuşmanız için yazılmıştır.+

21 Bundan sonra İsa Taberiye Gölü kenarında öğrencilerine yine göründü; onlara görünmesi şöyle oldu: 2 Simun Petrus ve İkiz+ denilen Tomas, Celile’nin Kana kasabasından Natanael,+ Zebedi’nin oğulları+ ve İsa’nın iki öğrencisi daha beraberlerdi. 3 Simun Petrus onlara, “Ben balığa çıkıyorum” dedi. “Biz de seninle geliyoruz” dediler. Dışarı çıkıp tekneye bindiler, fakat o gece boyunca hiçbir şey yakalayamadılar.+

4 Gün ağarırken İsa kıyıda duruyordu. Tabii öğrencileri onun İsa olduğunu anlamadı.+ 5 İsa onlara, “Çocuklar, yiyecek bir şeyiniz yok mu?” dedi. “Hayır!” dediler. 6 “Ağı teknenin sağ tarafına atın, bir şeyler bulursunuz”+ dedi. Ağı attılar, öyle çok balık dolmuştu ki ağı çekemez oldular.+ 7 O zaman İsa’nın sevdiği öğrenci,+ Petrus’a,+ “Bu Efendimiz!” dedi. Simun Petrus onun Efendileri olduğunu duyunca üzerine gömleğini geçirdi (çünkü üstünde bir şey yoktu), suya atladı. 8 Fakat diğer öğrenciler, balık ağını çekerek kayıkla geldiler, çünkü kıyıdan uzaklıkları yüz metre bile değildi.*

9 Karaya çıktıklarında, üzerinde balık olan bir kömür ateşi+ gördüler; ayrıca ekmek de vardı. 10 İsa onlara, “Yakaladığınız balıklardan getirin” dedi. 11 O zaman Simun Petrus koşup tekneye bindi ve büyük balıklarla dolu ağı kıyıya çekti. Ağda yüz elli üç balık vardı. Bu kadar çok balık olmasına rağmen ağ parçalanmamıştı. 12 İsa onlara, “Gelin, kahvaltı edin”+ dedi. Öğrencilerden hiçbiri ona “Sen kimsin?” diye sormaya cesaret edemiyordu, çünkü onun Efendileri olduğunu anlamışlardı. 13 İsa gelip ekmeği aldı, onlara verdi.+ Aynı şekilde balığı da verdi. 14 Böylece İsa diriltilmesinin ardından onlara üçüncü seferdir+ görünüyordu.

15 Kahvaltılarını ettikten sonra İsa, Simun Petrus’a, “Yuhanna oğlu Simun, beni bunlardan çok seviyor* musun?”+ diye sordu. Petrus da ona, “Evet Efendimiz, seni sevdiğimi* bilirsin”+ dedi. O zaman İsa, “Kuzularımı otlat”+ dedi. 16 İsa Petrus’a ikinci kez, “Yuhanna oğlu Simun, beni sever*+ misin?” diye sordu. Petrus, “Evet Efendimiz, seni sevdiğimi* bilirsin” dedi. İsa da, “Küçük koyunlarımı güt”+ dedi. 17 Sonra üçüncü kez, “Yuhanna oğlu Simun, beni sever* misin?” diye sordu. Petrus İsa’nın kendisine üç sefer “Beni sever misin?” diye sormasına üzüldü. “Efendimiz sen her şeyi bilirsin;+ seni sevdiğimi* iyi bilirsin” dedi. İsa da ona, “Küçük koyunlarımı+ otlat” dedi. 18 “Gerçek şu ki, gençken kendin giyinir kuşanır dilediğin yere giderdin. Fakat yaşlanınca ellerini uzatacaksın, seni başka biri giydirip kuşatacak+ ve istemediğin yere götürecek.”+ 19 Bunu Petrus’a, onun Tanrı’yı nasıl bir ölümle+ yücelteceğine+ işaret etmek için söyledi. Sonra, “Ardımdan gelmeye+ devam et” dedi.

20 Petrus dönünce İsa’nın sevdiği öğrencinin+ arkalarından geldiğini gördü. Bu, akşam yemeğinde İsa’nın göğsüne yaslanıp, “Efendimiz, sana ihanet eden kim?” diye soran öğrenciydi. 21 Petrus onu görünce İsa’ya, “Efendimiz o ne olacak?” diye sordu. 22 İsa da, “Ben gelene+ kadar onun kalmasını istiyorsam sana ne? Sen ardımdan gelmeye devam et” dedi. 23 Bunun üzerine, kardeşler arasında bu öğrencinin ölmeyeceği söylentisi yayıldı. Ancak, İsa Petrus’a onun ölmeyeceğini söylememişti. “Ben gelene kadar onun kalmasını+ istiyorsam sana ne?” demişti.

24 Tüm bunlara tanıklık eden ve bunları yazan öğrenci işte budur.+ Onun tanıklığının doğru olduğunu biliyoruz.+

25 Aslında, İsa’nın yaptığı daha birçok şey vardır ki, her ayrıntısı yazılsaydı, yazılan kitaplar sanırım dünyaya sığmazdı.+

[Dipnotlar]

Yhn 1:1 Ek 14’e bakın.

Yhn 1:18 Sözcük anlamıyla, “bağrında.” Özel ve ayrıcalıklı bir konuma atfeder.

Yhn 1:18 Ya da “tanrısal varlık”

Yhn 1:23 Ek 1’e bakın.

Yhn 1:39 Gün doğuşu esas alınarak “on”; bugünün saatiyle öğleden sonra dört suları.

Yhn 1:42 Kifas ya da Petrus, “Kaya” anlamına gelir.

Yhn 2:4 Yunanca metinde, bir ölçüde sevgi ve şefkat ifade eden “kadın” hitabı bulunmaktadır.

Yhn 2:6 Muhtemelen bat; 22 litreye denk gelir. Ek 5’e bakın.

Yhn 4:6 Gün doğuşu esas alınarak “altı”; bugünün saatiyle öğle üzeri on iki suları.

Yhn 4:52 Gün doğuşu esas alınarak “yedi”; bugünün saatiyle öğlen bir suları.

Yhn 5:4 Matta 17:21’deki dipnota bakın.

Yhn 5:28 Sözcük anlamıyla, “anma mezarları”

Yhn 6:7 Ek 5’e bakın.

Yhn 6:19 “Yirmi beş, otuz stadion.” Bir stadion (185 m), bir Roma milinin sekizde birine eşittir. Ek 5’e bakın.

Yhn 10:22 Yahudilerin Suriye-Yunan egemenliğinden kurtulmasının ve Yeruşalim’deki mabedin Yehova’ya yeniden adanmasının anıldığı bayram, İbranice hanukka. Ek 6’ya bakın.

Yhn 11:16 Yunanca, “Didimos”

Yhn 11:18 Asıl metinde “yaklaşık on beş stadion.” Ek 5’e bakın.

Yhn 11:47 Matta 26:59’daki dipnota bakın.

Yhn 11:48 Mabet kastediliyor.

Yhn 12:3 Ek 5’e bakın.

Yhn 12:5 Ek 5’e bakın.

Yhn 13:18 Sözcük anlamıyla, “bana topuğunu kaldırdı”

Yhn 17:3 Ya da “bilgi edinerek tanımaları.” Yunanca fiil sürekli bir eyleme işaret eder.

Yhn 17:12 Sözcük anlamıyla, “yıkım oğlu”

Yhn 19:14 Gün doğuşu esas alınarak “altı”; bugünün saatiyle öğle üzeri on iki suları.

Yhn 19:17 Ek 17’ye bakın.

Yhn 19:39 Ek 5’e bakın.

Yhn 20:28 Yehova’nın Sözcüsü ve Temsilcisi anlamında.

Yhn 21:8 Sözcük anlamıyla, “yaklaşık iki yüz arşındı.” Ek 5’e bakın.

Yhn 21:15 Yunanca agape’den.

Yhn 21:15 Yunanca philia’dan. Dostlar arasındaki sevgi.

Yhn 21:16 Yunanca agape’den.

Yhn 21:16 Yunanca philia’dan.

Yhn 21:17 Yunanca philia’dan.

Yhn 21:17 Yunanca philia’dan.

    Türk İşaret Dili Yayınları (2007-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türk İşaret Dili
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş