Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türk İşaret Dili
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt Yakup 1:1-5:20
  • Yakup

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yakup
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Yakup

Yakup’un Mektubu

1 Tanrı’nın ve Efendimiz İsa Mesih’in kulu+ Yakup’tan,+ dağılmış+ olan on iki kabileye,+

Selamlar!

2 Kardeşlerim, yaşadığınız çeşitli sınavları tam bir sevinçle karşılayın.+ 3 Bilin ki, bu şekilde sınanmış imanınız tahammül oluşturur.+ 4 Bırakın tahammül kendi işini tamamlasın; böylece hiçbir eksiği olmayan,+ tam ve her yönden sağlam kişiler olun.+

5 Eğer içinizde hikmeti eksik biri varsa,+ herkese cömertçe ve azarlamadan+ veren Tanrı’dan dilemeye devam etsin,+ kendisine verilecektir.+ 6 Fakat hiçbir şüpheye kapılmadan+ imanla dilesin,+ çünkü şüpheye kapılan kişi, denizde rüzgârın+ sürükleyip savurduğu bir dalga gibidir. 7 Gerçekten de, bu kişi Yehova’dan* herhangi bir şey alacağını sanmasın,+ 8 çünkü, her işinde istikrarsız,+ kararsız+ biridir.

9 Fakat yoksul olan kardeş yükseldiği için kıvanç duysun,+ 10 zengin+ olan da alçaldığı için; çünkü kır çiçeği gibi solup gidecek.+ 11 Güneş doğunca yakıcı sıcağıyla bitkileri kurutur; çiçekleri düşer, güzellikleri de solup gider. Zengin insan da hayattaki bütün uğraşlarıyla birlikte böyle geçip gidecek.+

12 Sınava dayanan insana ne mutlu!+ Çünkü Yehova tarafından uygun bulununca, O’nun Kendisini sevenlere+ vaat ettiği hayat tacını+ alacak. 13 Bir sınavla+ karşılaşınca kimse “Tanrı beni sınıyor” demesin. Çünkü Tanrı kimseyi kötü şeylerle sınamaz, Kendisi de böyle şeylerle sınanamaz. 14 Herkes kendi arzusu tarafından sürüklenip aldatılarak sınanır.+ 15 Arzu gebe kaldığında günah doğurur;+ günah da sonunda ölüme yol açar.+

16 Aldanmayın+ sevgili kardeşlerim. 17 Her iyi hediye+ ve her kusursuz armağan yukarıdan,+ göklerdeki ışıkların+ Babasından gelir; ve O sürekli değişen gölgeler gibi değişken değildir.+ 18 Kendisi, yarattığı varlıklar arasında bir ilk*+ olmamızı amaçladığından,+ bizi hakikat sözü+ aracılığıyla meydana getirdi.

19 Bunları iyi bilin sevgili kardeşlerim. Herkes dinlemeye hevesli olsun, fakat konuşmakta+ ve gazaplanmakta+ acele etmesin. 20 Çünkü insanın gazabı Tanrı’nın istediği doğrulukla+ sonuçlanmaz. 21 Bu nedenle, içinizdeki her tür pisliği ve istenmeyen bir fazlalık olan kötülüğü+ söküp atın ve canlarınızı kurtarabilecek+ olan sözün+ içinize ekilmesini yumuşak başlılıkla kabul edin.

22 Ancak, yanlış bir düşünüşle kendinizi kandırmayın,+ sözün dinleyicileri olmakla kalmayın, uygulayıcıları da olun.+ 23 Eğer biri sözün dinleyicisi olur da uygulayıcısı olmazsa,+ aynada yüzünün doğal haline bakan bir kişiye benzer. 24 Bu kişi kendine şöyle bir bakar, sonra gider ve nasıl biri olduğunu hemen unutur. 25 Fakat kusursuz özgürlük kanununa+ dikkatle bakan ve buna devam eden kişi, unutkan dinleyici değil gayretli uygulayıcı+ olduğundan, yaptığı işten dolayı mutlu+ olacaktır.

26 Doğru şekilde ibadet ettiğini düşünen+ biri diline gem vurmayıp+ yüreğini aldatmaya+ devam ediyorsa, onun ibadeti boştur.+ 27 Tanrımız ve Babamız açısından pak+ ve temiz ibadet,+ sıkıntı içindeki+ dul+ ve yetimlerle+ ilgilenmek ve bu dünyanın+ içinde lekesiz+ kalabilmektir.

2 Kardeşlerim, övüncümüz olan Efendimiz İsa Mesih’e+ imanınızı gösterirken bir yandan da adam mı kayırıyorsunuz?+ 2 Toplandığınız yere, altın yüzükler takmış, gösterişli giysiler giymiş bir adam gelirse;+ bir de kirli giysisiyle yoksul bir adam gelirse,+ 3 gösterişli giysileri olanı hoş karşılayıp+ “Sen şu iyi yere buyur” derseniz; yoksul olana da, “Sen ayakta dur” ya da “Şu benim ayak taburemin yanına çömel” derseniz, 4 aranızda sınıf ayrımı yapmış+ ve kötü hükümler+ veren hâkimler+ durumuna düşmüş olmaz mısınız?

5 Dinleyin sevgili kardeşlerim. Tanrı, dünyaya göre yoksul olanları+ iman yoluyla zenginleşsinler+ ve Kendisini sevenlere vaat ettiği krallığın+ mirasçıları olsunlar diye seçmedi mi? 6 Oysa sizler yoksulu aşağıladınız. Sizi ezip+ mahkemelere sürükleyenler+ zenginler değil mi? 7 Taşıdığınız+ o onurlu isme küfredenler+ onlar değil mi? 8 “Komşunu kendin gibi seveceksin”+ diyen ayetin ifade ettiği soylu kanuna*+ uyuyorsanız çok iyi. 9 Fakat adam kayırmaya+ devam ediyorsanız, günah işliyorsunuz ve suçlu olduğunuzu kanun+ ortaya seriyor.

10 Bütün Kanuna uyup da bir yerde yanlışa düşen, Kanunun tümüne karşı suçlu olmuştur.+ 11 Çünkü “Zina yapmayacaksın”+ diyen Tanrı, “Adam öldürmeyeceksin”+ de demiştir. O halde, zina yapmayıp adam öldürüyorsanız kanunu çiğnemiş oluyorsunuz. 12 Sizler, özgür bir toplumun kanunuyla yargılanacak kişiler gibi konuşmaya ve davranmaya devam edin.+ 13 Merhamet etmeyene verilecek hüküm de merhametsiz olacaktır.+ Ancak, merhamet hüküm karşısında zafer sevinci yaşar.

14 Kardeşlerim, birisi imanı olduğunu söylüyorsa+ fakat iyi işler yapmıyorsa,+ ne yararı var? Bu iman onu kurtarabilir mi?+ 15 Eğer bir kardeş ya da kız kardeş giyecekten ve günlük yiyecekten yoksunsa,+ 16 sizden biri onlara, “Haydi güle güle gidin, ısının, karnınızı doyurun” derse, fakat yaşamak için ihtiyacı olan şeyleri vermezse ne yararı var?+ 17 Dolayısıyla, işlerden yoksun bir iman+ da aslında ölüdür.

18 Fakat biri şöyle diyebilir: “Senin imanın var, benim de işlerim var. Sen bana imanını işler olmaksızın göster, ben de sana imanımı işlerimle göstereyim.”+ 19 Sen Tanrı’nın tek olduğuna inanıyorsun, değil mi?+ Çok iyi. Fakat buna cinler de inanıyor ve korkudan titriyorlar.+ 20 Ey boş adam, işlerden yoksun böyle bir imanın yararsız olduğunu öğrenmek ister misin? 21 Babamız İbrahim,+ oğlu İshak’ı sunak üzerinde sunduktan sonra, işleri sayesinde aklanmadı mı?+ 22 Görüyorsun ki, onun imanına işleri eşlik etti ve işleri imanının tamamlayıcısı oldu.+ 23 Dolayısıyla, “İbrahim Yehova’ya iman etti ve doğru bir kişi sayıldı”+ diyen ayet yerine geldi. Böylece ona “Yehova’nın dostu”+ dendi.

24 Görüyorsunuz ki, bir insanın aklanması+ için yalnızca iman yetmez,+ işler+ de gereklidir. 25 Aynı şekilde fahişe Rahab+ da, gelen ulakları konukseverlikle kabul edip başka bir yoldan gönderdikten sonra, işleri sayesinde aklanmamış mıydı?+ 26 Gerçekten de, ruhtan yoksun beden nasıl ölüyse,+ işlerden yoksun iman da öyle ölüdür.+

3 Bizim daha ağır bir hüküm giyeceğimizi bilerek,+ çoğunuz öğretmen+ olmayın kardeşlerim. 2 Çünkü hepimiz birçok kez hata yaparız.*+ Konuşurken hataya düşmeyen kimse,+ bütün bedenine gem vurabilen kusursuz+ biridir. 3 Bize itaat etmeleri için+ atların ağzına gem+ vurduğumuzda, bütün bedenlerini de kontrol altında tutmuş oluruz. 4 Güçlü rüzgârlarla yol alan kocaman gemilere bakın. Onlar bile, küçücük bir dümenle,+ dümencinin gönlünün dilediği yere yönlendirilirler.

5 Benzer şekilde, dil de küçük bir organdır, fakat büyük laflar ederek böbürlenir.+ Küçücük bir ateşin ne büyük bir orman yangını çıkarabileceğini düşünün! 6 Evet, dil bir ateştir.+ Dil bütün organlarımız arasında, başlı başına bir kötülük dünyasıdır. Çünkü dil bütün bedeni lekeler+ ve insanın tüm hayatını* ateşe verir; kendisi de ateşini Hinnom Vadisinden* alır. 7 İnsanlar, yaban hayvanlarının, kuşların, sürünen hayvanların ve denizdeki canlıların her türünü ehlileştirebilir ve ehlileştirmiştir de.+ 8 Fakat hiçbir insan dili ehlileştiremez. Öldürücü bir zehirle dolu olan dil, zapt edilemez bir zararlıdır.+ 9 Onunla Babamız+ Yehova’ya+ şükürler sunarız; ve yine onunla, Tanrı’ya benzer nitelikte yaratılmış+ insanlara lanet okuruz.+ 10 Dolayısıyla şükür ve lanet aynı ağızdan çıkar.

Kardeşlerim, bu böyle sürüp giderse doğru olmaz.+ 11 Bir su pınarının+ aynı gözünden, hem tatlı hem de acı su çıkar mı? 12 Kardeşlerim, incir ağacı zeytin ya da asma incir verebilir mi?+ Aynı şekilde tuzlu su da tatlı su veremez.

13 Aranızda kim hikmetli ve anlayışlı? İyi davranış tarzıyla, hikmetten kaynaklanan yumuşak başlı işleriyle+ bunu ortaya koysun. 14 Ancak, yüreklerinizde şiddetli bir kıskançlık+ ve kavgacılık+ varsa, boşuna övünmeyin+ ve hakikatin karşısında yalancı+ duruma düşmeyin. 15 Bu, yukarıdan gelen hikmet değildir;+ dünyevi,+ bedeni, şeytani+ hikmettir. 16 Nerede kıskançlık+ ve kavgacılık varsa, karışıklık ve her kötü şey de oradadır.+

17 Fakat yukarıdan gelen hikmet,+ her şeyden önce saf ve temizdir;+ ayrıca barışçıdır,*+ makuldür,+ itaate hazırdır, merhametle ve iyi meyvelerle doludur,+ ayrımcılık yapmaz,+ ikiyüzlü değildir.+ 18 Üstelik, doğruluk+ meyvesinin+ tohumu barışçı+ kimseler tarafından, huzur ortamında ekilir.+

4 Aranızdaki savaşlar, kavgalar nereden kaynaklanıyor?+ Bedeninizde sürekli çatışan güçlü arzulardan değil mi?+ 2 Siz arzu ediyorsunuz, ancak elde edemiyorsunuz. Katletmeye,+ kıskançlıkla arzulamaya+ devam ediyorsunuz, fakat yine elde edemiyorsunuz. Kavga etmeye,+ savaşmaya devam ediyorsunuz. Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan istemiyorsunuz. 3 İstiyorsunuz, fakat elde edemiyorsunuz; çünkü beden arzularını doyurmak için,+ yanlış bir amaçla istiyorsunuz.+

4 Siz zina yapanlar,+ şunu bilmiyor musunuz? Dünyayla dostluk, Tanrı’yla düşmanlık anlamına gelir.+ Öyleyse kim bu dünyanın dostu olmak isterse,+ kendini Tanrı’ya düşman eder.+ 5 “İçimizde yer etmiş olan haset ruhu+ durmadan farklı özlemler duyuyor” diyen ayet, sizce bunu boşuna mı söylüyor? 6 Ancak, Tanrı’nın bize gösterdiği lütuf daha büyüktür.+ Çünkü şöyle yazılıdır: “Tanrı kibirlilere karşıdır,+ fakat alçakgönüllülere lütuf gösterir.”+

7 Öyleyse Tanrı’ya boyun eğin,+ fakat İblis’e karşı koyun,+ sizden kaçacaktır.+ 8 Tanrı’ya yaklaşın, size yaklaşacaktır.+ Siz günahkârlar, ellerinizi temizleyin;+ siz kararsızlar+ yüreklerinizi arındırın.+ 9 Kederlenin, yas tutun ve ağlayın.+ Gülüşünüz yasa, sevinciniz hüzne dönüşsün.+ 10 Yehova’nın önünde kendinizi alçaltın,+ O sizi yükseltecektir.+

11 Birbiriniz aleyhinde konuşmayı bırakın kardeşlerim.+ Kardeşinin aleyhinde konuşan ya da onu yargılayan,+ kanun aleyhinde konuşmuş ve kanunu yargılamış olur. Eğer siz kanunu yargılıyorsanız, kanunun uygulayıcısı değil hâkimi olursunuz.+ 12 Kanun koyucu ve hâkim tektir.+ O, kurtarma ve yok etme gücüne sahiptir.+ Ya sen, kim oluyorsun da komşunu yargılıyorsun?+

13 “Bugün ya da yarın şu şehre gideceğiz, orada bir yıl geçireceğiz, iş yapıp para kazanacağız”+ diyen sizler, 14 yarın başınıza ne geleceğini bilemezsiniz.+ Sizler, kısa bir süre belirip kaybolan buğu gibisiniz.+ 15 Böyle diyeceğinize, “Yehova isterse+ yaşarız, şunu ya da bunu yaparız”+ demelisiniz. 16 Oysa siz kendinizi bir şey sanarak gururlanıyorsunuz.+ Böyle her gurur kötüdür. 17 Öyleyse, kim doğru olanı yapmayı bilir de yapmazsa,+ günah işlemiş+ olur.

5 Ey zenginler,+ şimdi gelin de, düşeceğiniz sefaletten+ ötürü ağlayın, feryat edin. 2 Servetiniz çürümüş ve giysilerinizi güve yemiş.+ 3 Altınınızı ve gümüşünüzü pas yiyip bitirmiş. Onların pası aleyhinize tanıklık edecek ve etinizi kemirecek. Son günlerde+ biriktirdiklerinizin+ ateşten farkı yok.+ 4 Bakın, tarlalarınızı biçen işçilerin hakkı olan,+ fakat sizin alıkoyduğunuz ücret, onlar adına haykırıyor+ ve yardım istiyor. Bu orakçıların feryadı,+ göklerin* hâkimi Yehova’nın kulağına dek geldi.+ 5 Sizler dünyada lüks içinde yaşadınız, zevk ve sefa sürdünüz.+ Kesim gününe kadar kendinizi besiye çektiniz ve yürekleriniz yağ bağladı.+ 6 Sizler doğruluktan ayrılmayan insanı mahkûm ettiniz, katlettiniz. O size karşı değil mi sanıyorsunuz?+

7 Öyleyse, Efendimizin hazır bulunacağı+ zamana dek sabredin kardeşlerim. Bakın, ilk yağmurlar ve son yağmurlar yağana dek,+ çiftçi toprağın değerli ürününü nasıl sabırla bekler. 8 Siz de sabredin.+ Yüreklerinizi kararlı kılın, çünkü Efendimizin hazır bulunuşu yakındır.+

9 Kardeşlerim, birbirinize karşı oflayıp puflamayın ki, hüküm giymeyesiniz.+ Bakın, Hâkim kapılarda duruyor.+ 10 Kardeşlerim, Yehova adına konuşan+ peygamberleri,+ sıkıntı çekmek+ ve sabretmek+ konusunda örnek alın.+ 11 Bakın, sıkıntıya tahammül edenlerin mutlu olduğunu söylüyoruz.+ Eyüp’ün tahammülünü+ işittiniz ve Yehova’nın belirlediği sonucu gördünüz.+ Yehova çok şefkatli ve merhametlidir.+

12 Her şeyden önce kardeşlerim, artık yemin etmeyi bırakın. Evet, ne göklerin, ne yerin, ne de başka bir şeyin adıyla ant için.+ Evet dediyseniz, Evet olsun, Hayır dediyseniz, Hayır olsun. Böylece, Tanrı sizi mahkûm etmesin.+

13 İçinizde sıkıntı çeken biri mi var? Dua etmeyi sürdürsün.+ Birinin keyfi yerinde mi? İlahiler söylesin.+ 14 İçinizden biri hasta mı?+ Cemaatin ihtiyarlarını+ çağırsın, ona Yehova’nın adıyla yağ sürüp+ kendisi için dua etsinler. 15 İmanla edilen dua, rahatsızlığı olan kişiyi iyileştirecek+ ve Yehova onu ayağa kaldıracaktır.+ Aynı zamanda, günahlar işlemişse bağışlanacaktır.+

16 Bu nedenle, birbirinize günahlarınızı açıkça itiraf edin+ ve birbiriniz için dua edin ki iyileşesiniz.+ Doğru bir insanın yakarışı etkili sonuçlar verir.+ 17 İlya da bizim gibi, duygulara sahip bir insandı.+ Yine de, yağmur yağmasın diye dua ettiğinde,+ toprağa üç yıl altı ay yağmur düşmedi. 18 Tekrar dua edince, göklerden yağmur yağdı ve toprak ürün verdi.+

19 Kardeşlerim, aranızdan biri hakikat yolundan saparsa ve başka biri onu geri döndürürse,+ 20 bilin ki, günahkârı yanlış yolundan döndüren+ onun canını ölümden kurtarmış+ ve birçok günahı örtmüş olacaktır.+

[Dipnotlar]

Yk 1:7 Ek 1’e bakın.

Yk 1:18 Ya da “ilk ürün”

Yk 2:8 Sözcük anlamıyla, “kral kanununa”

Yk 3:2 Sözcük anlamıyla, “tökezleriz”

Yk 3:6 Ya da “hayatın çarkını”

Yk 3:6 “Gehenna”; Ek 2’ye bakın.

Yk 3:17 Ya da “barış için uğraşır”

Yk 5:4 Sözcük anlamıyla, “gökteki orduların” ya da “gökteki kuvvetlerin”

    Türk İşaret Dili Yayınları (2007-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türk İşaret Dili
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş