Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g96 Ocak s. 8-9
  • Neden Yaşlanıp Ölüyoruz?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Neden Yaşlanıp Ölüyoruz?
  • Uyanış!—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Bozuk Bir Mekanizma
  • Yanıt Nedir?
  • Sonsuza Dek Yaşamak Üzere Tasarlanmış
    Uyanış!—1996
  • Neden Yaşlanıyoruz?
    Uyanış!—2006
  • Yaşlanmayı Önleyebilir misiniz?
    Uyanış!—2006
  • Sonsuz Yaşam Gerçekten Mümkün mü?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
Daha Fazla
Uyanış!—1996
g96 Ocak s. 8-9

Neden Yaşlanıp Ölüyoruz?

DR. LEONARD HAYFLİCK’İN kabul ettiği gibi, “yaşla ilgili değişikliklerin hücrenin kendi içinde meydana geldiğini keşfetmenin dışında, bugün yaşlanmanın asıl nedeni hakkında yüz yıl öncesine göre pek fazla bilgiye sahip değiliz.” Hatta şunu da söylüyor: “Yaşlanmak için geçerli herhangi bir neden göremiyoruz.”

Yaklaşık 30 yıl önce gerçekleştirilen laboratuvar deneylerinde, bir fetüsten alınan normal insan hücreleri en uygun koşullar altında üretildiğinde ölümün yaklaşık 50 bölünmeden sonra meydana geldiği görülmüştür. Diğer taraftan çok yaşlı bir kişiden alınan hücreler ise, ölmeden önce ancak iki ila on kez bölünmüştür. Böylece, National Geographic Society tarafından yayımlanan The Incredible Machine adlı kitap şu gözlemde bulunuyor: “Deneysel kanıtlar ölümün hepimizde doğuştan programlanmış olduğu görüşünü desteklemektedir.”

Bununla birlikte, hücre bölünmesinin durması kaçınılmaz mıdır? Hayır, değildir. Yaşlanma konusunda uzman olan iki profesörün, Robert M. Sapolsky ve Caleb E. Finch’in öne sürdüğü fikir şöyledir: “Yeryüzündeki canlıların başlangıçta yaşlanmama durumunda olduğu anlaşılıyor.” Bugün bile, bazı anormal insan hücrelerinin yaşlanmaması tuhaf bir gerçektir.

İnsandan insana ilk kalp naklini gerçekleştiren Dr. Christiaan Barnard tarafından basıma hazırlanan The Body Machine adlı kitap şu açıklamada bulundu: “‘Ölümsüz hücrelerin’ bulunuşu, anormal oldukları anlaşılana kadar, yaşlanmayla ilgilenen biyologlar için büyük bir baş ağrısıydı.” Evet, bazı kanser hücresi türleri göründüğü kadarıyla sürekli bir kültür ortamında sonsuz bölünmeler yoluyla saklanabilir! The World Book Encyclopedia şu yorumda bulunuyor: “Bilim adamları bu tür anormal hücrelerin nasıl hayatta kaldıklarını saptayabilirse, hücrenin yaşlanma süreci hakkında anlayış kazanabilirler.” Böylece, bugün göründüğü kadarıyla bazı kanser hücreleri laboratuvarda sonsuza dek bölünerek çoğalabiliyor, fakat normal hücre kültürleri yaşlanıp ölüyor.

Bozuk Bir Mekanizma

İnsanın yaşlanması ve ölümü, The Body Machine’in ifade ettiği gibi, “[normal] hücre topluluklarındaki bölünerek çoğalma kapasitesinin yitirilişi”nin mi sonucudur? Eğer öyleyse, kitabın dediği gibi, “insanın yaşam süresini uzatma girişimi olarak, sınırlı bir yineleme kapasitesini kontrol eden bu mekanizmanın değiştirilmesi için onun bulunup anlaşılması önemlidir.”

Önceki makaleden anımsayabileceğiniz gibi, Dr. Hayflick ‘bizleri döllenmeden doğuma, daha sonra da cinsel olgunluğa ve yetişkinliğe kadar götüren mucizelerden’ söz etmişti. Ardından, ‘bu mucizeleri aynı biçimde sonsuza dek sürdürecek, daha da basit olacak bir mekanizmaya’ değindi.

Yıllar boyu süren ortak çabalara rağmen, bilim adamları yaşamı sonsuza dek koruyacak bir mekanizma bulmakta başarısız kalmışlardır. The Incredible Machine adlı kitabın kabul ettiği gibi, “yaşlanmanın nedenleri bir sır olmaya devam ediyor.”

Aslında, yaşlanma ve ölümün nedeni bir sır değildir. Yanıt vardır.

Yanıt Nedir?

Yanıtı bilen, ‘bizleri döllenmeden doğuma kadar götüren mucizelerden’ de sorumlu Kişi, hikmeti tam olan Yaratıcımız Yehova Tanrı’dır. Mukaddes Kitap O’nun hakkında, “hayatın kaynağı sendedir,” der. “Bilin ki, RAB, o Allahtır; bizi yaratan odur.”—Mezmur 36:9; 100:3.

Yehova Tanrı’nın, sizi eşsiz bir birey yapmak üzere sanki talimatlardan oluşan bir kitap yazarak rahimdeki gelişmenizi nasıl harikulade biçimde programladığını bir düşünün! Mukaddes Kitapta bir mezmur yazarı şöyle yazdı: ‘Böbreklerimi sen teşkil ettin; anam karnında beni ördün. Gizli yerde yaratıldığım zaman, bedenim (kemiklerim) sana gizli değildi.’ ‘Gözlerin cenin halimi bile gördü ve onun bütün kısımları senin kitabında yazılıydı.’ (Mezmur 139:13, 15, 16) Harikulade biçimde tasarlanmış insan yapısının salt bir rastlantı ürünü olmadığı açıktır!

Bununla birlikte, eğer Yehova Tanrı bizi sonsuza dek yaşayabilmemiz için kusursuz yarattıysa, neden yaşlanıp ölüyoruz? Bunun yanıtı, Tanrı’nın yeryüzünde güzel bir yere yerleştirdiği ilk insan Âdem’e koyduğu bir yasakta bulunuyor. Tanrı ona şöyle emretmişti: “Bahçenin her ağacından istediğin gibi ye; fakat iyilik ve kötülüğü bilme ağacından yemiyeceksin; çünkü ondan yediğin günde mutlaka ölürsün.”—Tekvin 2:16, 17.

Ne oldu? Âdem, Gökteki Babasına itaat edeceğine, karısı Havva’ya katılıp ağacın meyvesinden yiyerek itaatsizlik etti. Bencilce davranarak isyancı bir meleğin sahte vaadine kapıldılar. (Tekvin 3:1-6; Vahiy 12:9) Böylece, Tanrı’nın uyardığı gibi, öldüler. Âdem ve Havva sonsuza dek yaşama amacıyla tasarlandılarsa da, bu, Tanrı’ya itaat etme koşuluna bağlıydı. İtaatsizlik ederek günah işlediler. Sonra, günahkârlar olarak, vücutlarındaki ölüme neden olan bozukluğu soylarının tümüne aktardılar. “Böylece ölüm de bütün insanlara geçti.”—Romalılar 5:12; Eyub 14:4.

Böyle olmakla birlikte bu, yaşlanmayı ve ölümü yenmek için hiçbir ümidin olmadığı anlamına gelmez. Hikmeti tam olan Yaratıcımızın herhangi bir genetik düzensizliği iyileştirip yaşamımızı sonsuza dek sürdürecek enerjiyi sağlayabileceğine inanmak zor olmasa gerek. Fakat bunu nasıl yapacak? O’nun sonsuz yaşamla ilgili vaatlerinden yararlanmak üzere biz ne yapmalıyız?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş