Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g99 Ekim s. 28-30
  • Dünyaya Bakış

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dünyaya Bakış
  • Uyanış!—1999
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Sigara Milyarlara Mal Oluyor
  • Kalbinizi Koruyun
  • Bir Kaçış Yolu Olarak Yüksek Sesli Müzik
  • Yok Olan Diller
  • Bebeğinizle Konuşun
  • Öfkeli Sürücülerden Kaçının
  • Çocuk Aldırma Sonucu Yaralanma ve Ölüm
  • Mesajınız Yerine Ulaşsın
  • Aşırı Yemek Gıda Zehirlenmesi Riskini Artırıyor
  • Gülme Kıtlığı
  • Tıbbi Tedavi Hakkı Korundu
  • 2000 Yılına Hazırlık
  • Uyku Hastalığı Geri Dönüyor
  • Zinde Kalmak
  • Havada Bilgisayar Tehlikesi
  • Hasta Bizzat Karar Verme Hakkına Sahiptir
    Kan Hayatınızı Nasıl Kurtarabilir?
  • Sağlıksız Yaşam Tarzları Nelere Mal oluyor?
    Uyanış!—1997
  • Dünyaya Bakış
    Uyanış!—1996
  • Sağlıklı Anneler, Sağlıklı Bebekler
    Uyanış!—2009
Daha Fazla
Uyanış!—1999
g99 Ekim s. 28-30

Dünyaya Bakış

Sigara Milyarlara Mal Oluyor

Berner Oberländer adlı gazetenin bildirdiğine göre, sigara içenlerin sayısı birçok ülkede giderek azalırken, İsviçre’de aynı kalmaya devam ediyor. Nüfusun yaklaşık üçte biri sigara içiyor. Her yıl 8.000’i aşkın kişi sigarayla bağlantılı nedenlerle ölüyor. Bu sayı, AIDS, eroin, kokain, alkol, yangınlar, otomobil kazaları, cinayetler ve intiharlar sonucu ölenlerin toplamından daha fazladır. İsviçre’de Federal Kamu Sağlığı Dairesi tarafından sunulan bir araştırmanın sonucu, tütün tüketiminin 1995’teki toplumsal maliyetinin 10 milyar İsviçre frankı (altı milyar Amerikan dolarından fazla) olduğunu ortaya koydu. Araştırma, hastalanan içicilerin ve onlarla birlikte yaşayanların ilaç ve hastane maliyetlerini, üretim kaybını, yaşam kalitesindeki düşüşü ve bu nedenle ölenlerin aile üyelerinin çektiklerini belirlemeye çalıştı.

Kalbinizi Koruyun

Ontario (Kanada) Kalp ve Felç Vakfından bir kardiyolog ve aynı kurumun sözcüsü olan Dr. Anthony Graham, “biz hep daha sıcak havaların kalp krizi riskini artırdığını bilirdik, ama şimdi biliyoruz ki soğuk hava da aynı riski taşıyor” diyor. The Globe and Mail gazetesinde bildirildiğine göre, Fransa’da 250.000 erkeği kapsayan on yıllık bir araştırma gösterdi ki, hava sıcaklığında ortalama on derecelik bir yükselme ya da azalma, “ilk kalp krizi riskini yüzde 13 oranında artırıyor.” Sıcaklık düşünce kalp daha çok ve daha hızlı çalışıyor, çünkü kan, vücut ısısını korumak için deriden daha derin bölgelere çekiliyor. İnsanlar kendilerini aşırı yorduğunda ya da uygun şekilde giyinmediğinde bu risk daha da artıyor. Dr. Graham şöyle uyarıyor: “Beş ay televizyon karşısında oturduktan sonra birden dışarı fırlayıp soğukta kar küreyemezsiniz. Kendinizi buna yavaş yavaş hazırlamalısınız.”

Bir Kaçış Yolu Olarak Yüksek Sesli Müzik

Polonya’da haftalık çıkan Przyjaciółka adlı yayındaki habere göre, doktorların aşırı yüksek sesli müziğin “tüm beden üzerindeki olumsuz etkisi” konusundaki uyarılarına rağmen yanlarında müzik setleri olmadan yapamayan gençlerin sayısının giderek arttığı görülüyor. Neden? Bazıları bu aletleri “kendilerini çevreden soyutlamak için kullanıyorlar.” Gazete, “kulaklığını takan bir genç artık ana-babasının dırdırını dinlemek ya da bir şey yapması istendiğinde karşılık vermek zorunda değildir,” diyor. Aşırı yüksek sesli müziğin “bitkinlik, baş ağrısı, dikkat eksikliği ya da uykusuzluğa” da yol açabileceğine dikkat çeken Przyjaciółka, ana-babalara çocuklarının müzik setlerini kullanmalarını yasaklamak yerine, onlara ölçülü olmayı öğretmelerini öneriyor. Gazete bir öneride bulunarak, “ara sıra çocuklarınızın walkman’lerini ödünç alın” diyor. “Böylece onların kulakları biraz olsun dinlenmiş olacak ve siz de onların dünyasını daha yakından tanıyacaksınız.”

Yok Olan Diller

Kendi kültüründe Alaska Eyak dilini konuşan son kişi olan Şef Marie Smith Jones şöyle diyor: “Çocuklarıma bu dili öğretmediğim için kimi zaman kendime öyle kızıyorum ki.” Eğilimler dünya çapında konuşulan tahminen 6.000 dilin yüzde 40-50’sinin gelecek yüzyılda yok olabileceğini gösteriyor. Bir dönem 250 dilin konuşulduğu Avustralya’da şu anda konuşulan dil sayısı takriben 20’ye düşmüş durumda. Neden bu eğilim görülüyor? Newsweek dergisi, “İngilizce’nin ve diğer ‘büyük’ dillerin yayılmasıyla,” bu dillerin “unutulmaya mahkûm edildiğini” ileri sürüyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nce yayımlanan Atlas of the World’s Languages in Danger of Disappearing (Dünyada Yok Olma Tehlikesi Bulunan Diller Atlası) adlı yayının editörü Profesör Stephen Wurm şunları ekliyor: “Çoğu kez ‘küçük dillerin,’ azınlık dillerinin, değersiz oldukları için unutulması gerektiği yönünde bir görüş vardır.”

Bebeğinizle Konuşun

Londra’da çıkan Daily Telegraph bir haberinde, bebeklerle günde hiç olmazsa 30 dakika konuşmanın, onların zekâ ve dil becerilerini belirgin biçimde artırdığını bildiriyor. Araştırmacılar dokuz aylık 140 bebeği kapsayan bir çalışma yaptılar. Bu grubun yarısının ana-babasına, bebekleriyle en iyi nasıl konuşabilecekleri konusunda öğüt verilirken, diğerlerine böyle bir öneri yapılmadı. Haberde belirtildiğine göre yedi yıl sonra, “[konuşulan grubun] ortalama zekâ seviyesi öteki grubun bir yıl üç ay önündeydi” ve dil becerileri “belirgin biçimde yüksekti.” Araştırmacı Dr. Sally Ward, toplumda görülen başlıca değişiklikler nedeniyle ana-babaların bebekleriyle bugün eskiye oranla daha az konuştuklarına inanıyor. Örneğin, bugün daha çok anne bir işte çalışıyor ve birçok evde video kasetleri sohbetlerin yerini almış durumda.

Öfkeli Sürücülerden Kaçının

Fleet Maintenance & Safety Report dergisi, deneyimli bir araba yarışçısının şu öğüdünü aktardı: “Aşırı saldırgan sürücüler hafife alınmamalı.” Soğukkanlılığı korumak ve istenmeyen durumlardan kaçınmak, öfkeli sürücülerden kaynaklanan tehlikeleri azaltmaya yardımcı olabilir. Güvenliğe öncelik verenler aşağıdaki önerilerde bulunuyorlar:

◼ Araba kullanırken her zaman nazik olun.

◼ Eğer güvenli biçimde yapabilecekseniz, saldırgan bir sürücünün yolundan çekilin.

◼ Hiçbir zaman başka bir arabayla kapışıp arkasına kadar sokularak veya hızlanarak sürücüsüne meydan okumayın.

◼ El kol hareketlerine karşılık vermeyin ve yanlış anlaşılabilecek hareketlerden kaçının.

◼ Öfkeli bir sürücüyle göz temasından kaçının.

◼ Bir başka sürücünün karşısına çıkmak için arabayı kenara çekmeyin.

Çocuk Aldırma Sonucu Yaralanma ve Ölüm

Meksiko kentinde, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Komisyonu başkanı Francisco Javier Serna Alvarado, Meksika’da her yıl yaklaşık 500.000 çocuk aldırma vakası olduğunu söylüyor. El Universal gazetesinin haberine göre, bu vakaların büyük bir yüzdesinde anne yaşamını yitiriyor ve başka birçok vaka da tıbbi müdahale, hatta hastaneye kaldırılmayı gerektiren ciddi komplikasyonlarla sonuçlanıyor. Meksika’da annelerde görülen üçüncü büyük ölüm nedeni yasalara aykırı çocuk aldırmadır. Bazı vakalarda kaba saba yöntemler kullanılıyor; örneğin keskin uçlu nesneler, çocuk düşürmeye yarayacak ilaçlar ya da bitkisel çaylar, hatta kendini merdivenlerden aşağı atmak. Söz konusu habere göre, bu vakalar çoğu kez, “ciddi kan kaybı, rahmin delinmesi, kısırlık, enfeksiyonlar ve rahmin işlevini yitirmesi” gibi durumlarla sonuçlanıyor.

Mesajınız Yerine Ulaşsın

Ses uzmanı Dr. Lillian Glass, mesajınız ne kadar önemli olursa olsun, çoğu insan konuşma tarzınızı beğenmiyorsa, sizi dinlemek istemeyecektir, diyor. Güney Afrika’da çıkan The Citizen adlı gazetenin haberine göre, sözleri gevelemek, dilbilgisi kurallarına pek uymamak, tekdüze bir ses tonu, çok hızlı ve kaba saba konuşmak ve sohbeti tekeline almak gibi etkenler dinleme hevesini kırıyor. Diğer yandan, kendilerini rahat hissetmeleri için insanlara gülümserseniz, net ve yavaş konuşursanız, göz teması kurarsanız ve sözlerini kesmeden, görüşlerini dikkatle dinlerseniz genellikle sizi dinleyeceklerdir. Makale “konuşmadan önce düşünün” dedikten sonra ekliyor: “Böylece kendinizden daha emin bir şekilde konuşacaksınız.”

Aşırı Yemek Gıda Zehirlenmesi Riskini Artırıyor

Meksika Salvador Zubirán Ulusal Beslenme Enstitüsü’nden Dr. Adolfo Chávez’e göre, biri aşırı yiyorsa gıda zehirlenmesi riski artıyor. Kendisi, yediğimiz gıdalarda bulunan bakterilerin normal olarak mide özsuyunda yok edildiğini söylüyor. Fakat ölçüsüzce yedikten sonra, midede büyük miktarda yiyecek birikmesi mide asidini bastırıyor ve midenin bakterileri öldürme gücünü zayıflatıyor. Dr. Chávez şöyle diyor: “Bir kişi 15 Meksika dürümü yiyorsa ve bunlardan birine bakteri bulaşmışsa, yediği miktardan ötürü büyük olasılıkla zehirlenecektir. Eğer bu kişi yalnızca bir tane dürüm yeseydi, buna bakteri bulaşmış bile olsaydı, sorun olmayabilirdi.”

Gülme Kıtlığı

Geçenlerde İsviçre’de yapılan Uluslararası Mizah Kongresinde ortaya konulan kanıtlara göre, ekonomik sıkıntıların yaşandığı 1950’lerde, insanlar günde ortalama 18 dakika gülüyordu, oysa şimdi 1990’ların refah döneminde bu süre 6 dakikadır. Neden böyle bir düşüş var? Londra’da çıkan Sunday Times gazetesinin açıklaması şöyle: “‘Parayla saadet olmaz’ sözünü haklı çıkaran bu eğilimin suçlusu, uzmanlara göre, maddiyat, kariyer ve kişisel başarı elde etme yönündeki sürekli uğraştır.” Böylece, yazar Michael Argyle şu sonuca varıyor: “Paraya çok fazla değer verenler daha doyumsuz ve ruh sağlığı daha bozuk kişiler oluyor. Bunun nedeni belki de paranın yalnızca yüzeysel doyumlar vermesidir.”

Tıbbi Tedavi Hakkı Korundu

El Salvador Adalet Yüksek Mahkemesi geçenlerde, Sosyal Güvenlik Hastanesinde tedavi görmek isteyen hastalardan kan bağışı talep eden kuralın yasalara aykırı olduğunu ilan etti. Daha önceki hastane politikası gereğince, cerrahi müdahaleden önce hastaların iki ünite kan getirmesi şarttı. Şimdi ise Sosyal Güvenlik Hastanesinde tedavi görmek isteyenler yasal olarak kan vermemeyi seçme hakkına sahipler.

2000 Yılına Hazırlık

The Wall Street Journal’a göre, “2000 yılı teknolojik kaos getirebilir, fakat [ABD] Federal Rezerv Sistemi her ne olursa olsun Amerikalıların yeni binyılda erzak satın alabilecek durumda olmasını garantiye almak istiyor. Merkez bankası, tüketicilerin bankalarına ya da bankamatiklere üşüşmesi halinde piyasaya sürmek üzere 50 milyar dolar daha para sipariş etti.” Bu ek para Eylül 1999 sonuna doğru hazır olmalı. Yılları tanımlamak üzere yalnızca son iki sayıyı kullanan eski bilgisayarlar 2000 yılını 1900 olarak görebiliyor. Kimi uzmanlar, bazı bilgisayarların Y2K olarak bilinen aksaklık nedeniyle çalışmamasından korkuyorlar. Bu sorun yoğun ve çok zaman alan bir yeniden programlama ile çözülebilirdi, fakat birçok banka ve şirket bu programlama işine ancak yeni başladılar. Habere göre, “binyılın sonunu Mukaddes Kitap peygamberliğindeki felaketin işareti ve toplumun muhtemel çöküşü olarak gören evangelist dinsel gruplar nedeniyle, parasal kilitlenme hakkında halkın kaygısı daha da artmıştır.”

Uyku Hastalığı Geri Dönüyor

1974’te Angola üç uyku hastalığı vakası bildirdi. Geçenlerde Dünya Sağlık Örgütü vaka sayısını en azından 300.000 olarak tahmin etti. Binlerce, belki milyonlarca kişi de risk altında bulunuyor. Uyku hastalığı, çeçe sineğinin ısırığı sonucunda ortaya çıkıyor. Sinek, asalağı almış bir insanın kanını emdikten sonra, bir sonraki kurbanına doğru uçuyor. Tarlalarda çalışan ya da nehirde çamaşır yıkayan insanlar ve özellikle annelerinin sırtına bağlanmış bebekler de tehlikeye açıktır. Kurbanlarda ilk önce baş ağrısı, ateş ve kusma görülüyor. Geceleri uyuyamadıklarından gün boyu uyukluyorlar. Asalak, merkezi sinir sistemini ve sonuçta beyni istila ediyor. Sonuç ise, aklını yitirme, koma ve ölüm. Asalağın bulaşmasıyla ilgili bu döngünün kırılması ve hastaların tedavisi çok pahalı ve zor. Londra’da çıkan The Daily Telegraph’ın haberine göre, yaklaşık 90 dolarlık tedavi bedeli “Angola’da küçük bir servet sayılır.”

Zinde Kalmak

Kanada Sağlık Bakanlığı tarafından kısa zaman önce yayımlanan The Physical Activity Guide (Fiziksel Etkinlik Rehberi) adlı yayın, “sağlığınızı düzeltmek için aşırı yorucu fiziksel etkinlikler gerekmez” diyor. The Toronto Star’da yazıldığına göre, “her gün toplam bir saat olmak üzere, 10’ar dakikalık basit hareketler yaparak sağlığınızı ve kalbinizi iyileştirebilirsiniz” diyor. Ne gibi faaliyetler salık veriliyor? Yürüme, merdiven çıkma, bahçede çalışma ve gerinme. Sayılan faaliyetler arasında evi silip süpürme gibi gündelik işler de var ve bunlar vücuda elastikiyet kazandırıyor. Söz konusu rehberin önerisine göre, bir günde toplam 60 dakika hedefine “fiziksel etkinlikleri gündelik olağan programınıza sokarak ulaşabilirsiniz.” Kanada Aile Hekimleri Birliği başkanı Dr. Francine Lemire şöyle diyor: “Araştırmalar, eğer hareket etmiyorsanız, taşıdığınız sağlık riskinin sigara içenlerinkine denk olabileceğini gösteriyor.”

Havada Bilgisayar Tehlikesi

Avustralya’da Sydney kentinde çıkan The Daily Telegraph, “Uzmanlar, dizüstü bilgisayar, cep telefonu, diskçalar ya da oyun bilgisayarı gibi kişisel nitelikte küçük bir elektronik aletin, günün birinde bir uçakta terörist bombası kadar büyük bir faciaya yol açacağına inanıyorlar” diyor. “Yeni bir rapor, ticari uçaklarda yolcuların kişisel elektronik aletler kullanması nedeniyle ortaya çıkan ve felaketle sonuçlanabilecek uçuş sorunlarına ilişkin 50 olayı belgeliyor.” Verilen örneklerden biri Avustralya’nın Melbourne Havalimanına inişe geçen bir uçakla ilgiliydi. Otomatik pilota bağlı olan uçak ansızın 30 derece kadar eğimle sola doğru yattı. Fakat kimse kontrol aletlerine dokunmamıştı. Bir araştırma, pilotun tüm elektronik cihazların kapatılması yönündeki uyarısına rağmen üçüncü sıradaki yolculardan birinin dizüstü bilgisayar kullandığını ortaya çıkardı. Bu tür aletler uçağın, uçuş sırasında tırmanışa ya da inişe geçmesine, rota değiştirmesine ve hatta basınç kaybetmesine yol açmıştır. Kişisel elektronik aletlerden yayılan sinyaller, uçağın otomatik seyir sistemleri tarafından toplanabilir ve onları etkileyebilir. Ön sıralarda oturan yolcular, uçağın elektronik bölümünün tam üzerinde bulunduklarından daha büyük sorun yaratırlar.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş