Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türk İşaret Dili
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt Çıkış 1:1-40:38
  • Çıkış

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Çıkış
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Çıkış

Çıkış

1 Ailelerini alarak Yakup’la birlikte Mısır’a gelen İsrailoğullarının isimleri şunlardır:+ 2 Ruben,+ Şimeon,+ Levi,+ Yahuda,+ 3 İssakar,+ Zebulun,+ Benyamin,+ 4 Dan,+ Naftali,+ Gad+ ve Aşer.+ 5 Yakup’un soyundan+ olan tüm canların sayısı yetmişti; Yusuf o sırada Mısır’daydı.+ 6 Sonra Yusuf öldü;+ tüm kardeşleri ve kendi neslinden olanlar da öldü. 7 Ve İsrailoğulları çocuklar sahibi olup sayıca artmaya başladı. Olağanüstü bir hızla çoğalıyor ve güçleniyorlardı; öyle ki ülke onlarla dolmaya başlamıştı.+

8 Bu arada, Mısır’ın başına Yusuf’u tanımayan yeni bir kral geçti.+ 9 Halkına, “Bakın, İsrailoğulları bizden daha kalabalık ve daha güçlü”+ dedi. 10 “Gelin, akıllıca davranıp bir şeyler yapalım,+ yoksa daha da çoğalacaklar. Olur da bir savaş çıkarsa, düşmanlarımızla birleşip bizimle savaşır ve ülkeden çıkıp giderler.”

11 Dolayısıyla, İsrailoğullarını ağır işlerde baskıyla çalıştırsınlar diye başlarına angarya memurları koydular.+ İsrailoğulları Firavuna ambar şehirleri inşa ettiler; bu şehirler Pitom ve Raamses’ti.+ 12 Fakat İsrailoğullarına ne kadar baskı yaptılarsa, onlar o kadar çoğaldı ve her tarafa yayıldı. Mısırlılar İsrailoğulları yüzünden dehşet içindeydi.+ 13 Böylece İsrailoğullarını gaddarca köleleştirdiler.+ 14 Onları killi harç+ ve kerpiç yapımında ağır koşullarda çalıştırdılar, tarlalarda her türlü zahmetli işi yaptırdılar;+ bütün ağır işlerde onları köle olarak gaddarca kullanıp İsrailoğullarına hayatı zehir ettiler.+

15 Bir gün Mısır kralı, Şifra ve Pua adlı İbrani ebelerle+ konuştu 16 ve hatta şunu emretti: “İbrani kadınların doğum yapmalarına yardım ederken onları doğum oturağında gördüğünüzde, çocuk erkekse öldüreceksiniz, kızsa yaşayacak.” 17 Fakat ebeler Tanrı’dan* korkan+ insanlardı; Mısır kralının dediğini yapmadılar,+ erkek çocukları sağ bıraktılar.+ 18 Bir süre sonra, Mısır kralı ebeleri çağırıp “Neden böyle yaptınız, neden erkek çocukları sağ bıraktınız?”+ diye sordu. 19 Ebeler Firavuna “Çünkü İbrani kadınlar Mısırlı kadınlar gibi değil” diye karşılık verdi. “Onlar güçlü kuvvetli kadınlar, daha ebe gelmeden doğuruyorlar.”

20 Bundan dolayı Tanrı ebelere iyilik etti.+ İsrailoğulları da gitgide çoğaldılar ve güçlendikçe güçlendiler. 21 Ebeler Tanrı korkusuyla davrandıkları için daha sonra Tanrı onları ev bark sahibi etti.+ 22 Sonunda Firavun tüm halkına “Yeni doğan her erkek çocuğu Nil Irmağına atacaksınız, kızları sağ bırakacaksınız” diye emretti.+

2 Levi evinden bir adam gidip bir Levi kızıyla evlenmişti.+ 2 Kadın hamile kalıp bir erkek çocuk doğurdu. Bebeğin çok güzel olduğunu görerek onu üç ay+ gizledi.+ 3 Ve çocuğu daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca,+ papirüsten bir sepet aldı, katran ve ziftle+ sıvayıp onu içine koydu. Sonra sepeti Nil Irmağı kıyısındaki sazlar+ arasına bıraktı. 4 Çocuğun ablası+ uzakta durup olacakları izlemeye koyuldu.

5 O sırada Firavunun kızı yıkanmak için ırmağa geldi. Hizmetindeki kızlar da ırmağın kıyısında yürüyorlardı. Ve Firavunun kızı sazların arasındaki sepeti gördü. Onu getirmesi için hemen hizmetçisini gönderdi.+ 6 Sepeti açınca, ağlayan çocuğu gördü. “Bu İbrani çocuklarından biri” dedi; yine de ona acıdı.+ 7 O zaman çocuğun ablası, Firavunun kızına, “Gidip İbrani kadınlardan bir sütanne çağırayım mı? Çocuğu senin için emzirir” dedi. 8 O da “Git çağır” diye karşılık verdi. Kız hemen gidip çocuğun annesini+ çağırdı. 9 Firavunun kızı kadına, “Bu çocuğu al, benim için emzir, sana ücretini+ veririm” dedi. Kadın da çocuğu alıp emzirdi. 10 Ve çocuk büyüyünce, kadın onu Firavunun kızına getirdi; böylece çocuk onun oğlu oldu.+ Firavunun kızı, “Onu sudan çıkardım” diyerek çocuğun adını Musa* koydu.+

11 Musa güçlü kuvvetli bir adam oldu. Bir gün kardeşlerinin yaptığı ağır işi görmek için onların yanına gitti.+ Bir Mısırlının İbrani kardeşlerinden birini dövdüğünü gördü.+ 12 Etrafına bakındı, kimseyi görmeyince Mısırlıya vurup onu öldürdü ve kuma gizledi.+

13 Ertesi gün yine gitti ve iki İbraniyi kavga ederken gördü. Haksız olana, “Neden arkadaşına vuruyorsun?”+ dedi. 14 Bunun üzerine adam “Kim seni başımıza yönetici ve hâkim atadı?+ Mısırlıyı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek niyetindesin?”+ dedi. O zaman Musa korktu ve “Olay duyulmuş” diye düşündü.+

15 Firavun da olanları duydu ve Musa’yı öldürtmek istedi,+ fakat Musa Firavundan kaçıp+ Midyan+ diyarına gitti. Orada bir kuyunun başına gelip oturdu. 16 Midyan kâhininin+ yedi kızı vardı. Onlar her zamanki gibi babalarının sürüsünü suvarmak için kuyuya gelip su çektiler, yalakları doldurdular.+ 17 Her zaman olduğu gibi çobanlar da gelip kızları kovdular. Bunun üzerine Musa kızların yardımına koştu ve sürülerini suvardı.+ 18 Kızlar eve dönünce, babaları Reuel+ “Bugün nasıl oldu da böyle çabuk döndünüz?” diye sordu. 19 Kızlar “Mısırlı bir adam+ bizi çobanların elinden kurtardı” dediler. “Üstelik bizim için su çekip sürüyü suvardı.” 20 O zaman adam kızlarına, “Peki o nerede? Neden onu bırakıp geldiniz? Gidip çağırın, gelsin ekmek yesin” dedi.+ 21 Böylece Musa Reuel’in yanında kalmaya razı oldu. Reuel de kızı Tsippora’yı+ Musa’ya verdi. 22 Ve sonra Tsippora bir erkek çocuk doğurdu; Musa, “Gurbette bir yabancı oldum”+ diyerek çocuğa Gerşom*+ adını verdi.

23 Yıllar geçti, bu arada Mısır kralı öldü.+ Fakat İsrailoğulları kölelik yüzünden inlemeye devam ediyordu ve feryatları dinmiyordu.+ Köle olarak çektikleri eziyetten ötürü Tanrı’ya durmadan yakarıyorlardı.+ 24 Ve Tanrı onların iniltilerini+ duydu,+ İbrahim, İshak ve Yakup’la yaptığı ahdi andı;+ 25 İsrailoğullarına baktı ve çektiklerini gördü.

3 Musa, Midyan kâhini olan kayınbabası+ Yetro’nun+ sürüsüne çobanlık ediyordu. Bir gün sürüyü çölün batısına doğru güderken, Tanrı’nın dağına,+ Horeb’e+ geldi. 2 Ve Yehova’nın meleği, bir çalının+ ortasından yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa bakarken, çalının yandığı halde kül olup bitmediğini fark etti. 3 Bunun üzerine “Ne muazzam bir olay! Çalı neden yanıp bitmiyor, gidip bakayım”+ diye düşündü. 4 Yehova, onun ne olduğunu anlamak için oraya yöneldiğini görünce çalının ortasından “Musa! Musa!” diye seslendi, o da “Efendim” diye karşılık verdi.+ 5 Tanrı “Buraya yaklaşma” dedi, “Ayağından çarıklarını çıkar, çünkü bastığın yer kutsal topraktır.”+

6 Ona, “Ben babanın Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı, Yakup’un Tanrısıyım”+ dedi. Bunun üzerine Musa yüzünü gizledi, çünkü Tanrı’ya bakmaya korkuyordu. 7 Ardından Yehova “Şunu bil ki” dedi, “Mısır’daki halkımın ıstırabını gördüm, angaryacılar yüzünden nasıl feryat ettiklerini duydum; çektikleri acıları çok iyi biliyorum.+ 8 İnip onları Mısırlıların elinden kurtaracağım,+ o memleketten çıkarıp güzel ve ferah bir diyara, süt ve bal akan bir diyara,+ Kenanlıların, Hititlerin, Amorilerin, Perizzilerin, Hivilerin ve Yebusilerin topraklarına götüreceğim.+ 9 İşte İsrailoğullarının feryadı Bana erişti; Mısırlıların onlara çektirdiği eziyeti+ görüyorum. 10 Şimdi gel seni Firavuna göndereyim; ve halkım İsrailoğullarını Mısır’dan çıkar.”+

11 Fakat Musa Tanrı’ya, “Ben kimim ki Firavuna gideyim, İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarayım?”+ diye karşılık verdi. 12 Bunun üzerine Tanrı, “Ben seninle olacağım”+ dedi. “Seni Benim gönderdiğime işaret şu olacak:+ Sen halkı Mısır’dan çıkardıktan sonra, bu dağda Bana ibadet edeceksiniz.”+

13 Fakat Musa Tanrı’ya şöyle sordu: “İsrailoğullarına gidip ‘Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi’ dersem, onlar da bana ‘O’nun ismi+ nedir?’ diye sorarlarsa, ne diyeceğim?” 14 Bunun üzerine Tanrı, Musa’ya “NE OLMAYI İSTERSEM BEN O OLURUM”*+ dedi. Sonra şunu ekledi: “İsrailoğullarına şöyle diyeceksin: ‘Beni size, “BEN O OLURUM” gönderdi.’”+ 15 Ve yine Musa’ya şunları söyledi:

“İsrailoğullarına de ki, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı; İbrahim’in Tanrısı,+ İshak’ın Tanrısı,+ Yakup’un Tanrısı+ Yehova gönderdi.’ Devirler boyu ismim budur+ ve nesiller boyu bu isimle anılacağım.+ 16 Git, İsrail’in ihtiyarlarını topla; onlara ‘Atalarınızın Tanrısı Yehova, İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrısı bana göründü’+ de. Ve şunu söyle: ‘Sizinle ilgileneceğim,+ Mısır’da size yapılanları görmezden gelmeyeceğim. 17 Ve diyorum ki, sizi Mısırlıların eziyetinden kurtarıp+ Kenanlıların, Hititlerin, Amorilerin,+ Perizzilerin, Hivilerin, Yebusilerin memleketine,+ süt ve bal akan bir diyara+ götüreceğim.’

18 İsrail’in ihtiyarları senin sözünü dinleyecek;+ onlarla birlikte Mısır kralına gideceksin. Krala, ‘İbranilerin+ Tanrısı Yehova bizimle konuştu;+ lütfen izin ver de üç günlük yol gidip çölde Tanrımız Yehova’ya kurban sunalım’ diyeceksiniz.+ 19 Ama iyi biliyorum ki, Mısır kralı mecbur bırakılmadıkça gitmenize izin vermeyecek.+ 20 Bu yüzden Ben elimi+ Mısır’a karşı kaldıracağım ve yapacağım şaşılacak işlerle onu vuracağım. O zaman Firavun sizi gönderecek.+ 21 Bu halkın Mısırlılardan itibar görmesini sağlayacağım; böylece memleketten eli boş çıkmayacaksınız.+ 22 Her kadın komşusundan ve evinde misafir kalan kadından, gümüş ve altın eşyalar, giysiler isteyecek; oğullarınızı ve kızlarınızı bunlarla giydirip kuşatacaksınız. Mısırlıların elinde avcunda ne varsa alıp götüreceksiniz.”+

4 Musa şu karşılığı verdi: “Peki, bana inanmayıp ‘Yehova sana görünmedi’ derler ve sözümü dinlemezlerse+ ne olacak?” 2 Yehova “Elinde ne var?” diye sordu, o da “Değnek”+ dedi. 3 “Onu yere at” dedi. Musa da değneği yere attı ve değnek yılan oldu.+ Musa yılandan kaçtı. 4 O zaman Yehova Musa’ya “Elini uzat, onu kuyruğundan tut” dedi. Musa elini uzatıp yılanı tuttu; yılan elinde değnek oldu. 5 Ve Tanrı, “Bunu yaparsan, atalarının Tanrısı,+ İbrahim’in Tanrısı,+ İshak’ın Tanrısı,+ Yakup’un Tanrısı+ Yehova’nın sana göründüğüne inanırlar”+ dedi.

6 Sonra Yehova “Elini koynuna sok” dedi. Musa da elini koynuna soktu. Çıkardığında baktı ki elini cüzam sarmış, kar gibi bembeyaz+ olmuştu. 7 Tanrı “Elini yine koynuna sok” dedi. Musa elini koynuna soktu. Çıkardığında eli eski haline dönmüştü.+ 8 Ve Tanrı “Olur da sana inanmazlarsa” dedi, “Gösterdiğin ilk işareti önemsemezlerse, ikincisinde mutlaka inanacaklar.+ 9 Yine de bu iki işarete inanmaz ve seni dinlemezlerse,+ Nil Irmağından biraz su alıp toprağa dök. Irmaktan aldığın su, kuru toprakta kana dönecek.”+

10 O zaman Musa, Yehova’ya “Bağışla beni Yehova” dedi, “Ama ben iyi konuşabilen biri değilim. Bu kulun ne dün ne önceki gün, ne de Sen onunla konuştuğundan beri öyle biri oldu; ben ağzı dili tutuk bir adamım.”+ 11 Bunun üzerine Yehova, “İnsana ağzı veren kim? İnsanı dilsiz, sağır, kör ya da görür yapan kim? Ben Yehova, değil miyim?” diye sordu.+ 12 “Şimdi git; sen konuşurken Ben seninle birlikte olacağım; ne söylemen gerektiğini sana öğreteceğim.”+ 13 Fakat Musa “Beni bağışla Yehova” dedi, “Ne olur başka birini gönder; amacını onun eliyle yerine getir.” 14 O zaman Yehova Musa’ya kızdı ve şunları söyledi: “Ağabeyin, Levioğlu Harun+ yok mu? Bilirim, o iyi konuşur. Üstelik seni karşılamaya geliyor. Seni gördüğüne çok sevinecek.+ 15 Onunla konuş ve ne söylemesi gerektiğini anlat.+ Siz konuşurken Ben seninle ve onunla* birlikte olacağım;+ size ne yapacağınızı öğreteceğim.+ 16 Senin adına halkla o konuşacak; o senin ağzın olacak,+ sen de onun için Tanrı gibi olacaksın.+ 17 Bu değneği elinde tutacak, mucizeleri onunla yapacaksın.”+

18 Böylece Musa kayınbabası Yetro’nun yanına döndü.+ “İzin ver, Mısır’daki kardeşlerimin yanına döneyim; hayattalar mı değiller mi, göreyim”+ dedi. Yetro ona “Selametle git” dedi.+ 19 Musa Midyan’dayken Yehova ona “Git, Mısır’a dön; canını almak için peşine düşenlerin hepsi öldü”+ dedi.

20 Musa karısını ve oğullarını eşeğe bindirdi; Mısır diyarına doğru yola çıktı. Tanrı’nın değneğini de eline aldı.+ 21 Ve Yehova, Musa’ya “Sana mucizeler yapma gücü verdim” dedi. “Mısır’a döndüğünde bunların tümünü Firavunun önünde yapacaksın.+ Fakat Ben onun inatçı yüreğini yumuşatmayacağım+ ve halkı salıvermeyecek.+ 22 Firavuna diyeceksin ki, Yehova şöyle söylüyor: ‘İsrail Benim oğlumdur, ilk oğlum.+ 23 Ve sana diyorum ki, oğlumu salıver, bana ibadet etsin. Eğer onu salıvermeyi reddedersen, Ben de senin çocuğunu, ilk oğlunu öldürürüm.’”+

24 Sonra Yehova yolda, konaklama yerinde,+ Musa’nın karşısına çıktı;+ onu öldürmek istedi.+ 25 Sonunda Tsippora+ bir çakmaktaşı alıp oğlunu sünnet etti+ ve “Sen bana kan güveyisin” diyerek sünnet derisini onun ayaklarına attı. 26 Böylece Tanrı onu bıraktı. Tsippora sünnetten ötürü “Sen bana kan güveyisin” dedi.

27 Ve Yehova Harun’a, “Musa’yı karşılamak için çöle git” dedi.+ Harun da gitti; Musa’yla Tanrı’nın dağında+ karşılaşıp onu öptü. 28 Musa kendisini gönderen+ Yehova’nın tüm sözlerini ve yapmasını emrettiği tüm mucizeleri Harun’a anlattı.+ 29 Sonra Musa ile Harun gidip İsrailoğullarının tüm ihtiyarlarını bir araya topladılar.+ 30 Harun, Yehova’nın Musa’ya söylediği her şeyi anlattı,+ Musa da halkın gözü önünde o mucizeleri yaptı.+ 31 O zaman halk inandı.+ Yehova’nın İsrailoğullarıyla ilgilendiğini+ ve çektikleri ıstırabı+ gördüğünü işitince, eğilip yere kapandılar.+

5 Musa ile Harun Firavunun huzuruna çıkıp şöyle söylediler:+ “İsrail’in Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Halkımı salıver de çölde Bana bayram yapsın.’”+ 2 Fakat Firavun “Yehova kim ki+ sözünü dinleyip İsrail’i salıvereyim?+ Yehova’yı tanımam,+ İsrail’i de salıvermem”+ dedi. 3 Musa ile Harun, “İbranilerin Tanrısı bizimle konuştu” dediler.+ “İzin ver de çölde üç günlük yol gidip Tanrımız Yehova’ya kurban sunalım,+ bizi salgın hastalıkla ya da kılıçla vurmasın.”+ 4 Bunun üzerine Mısır kralı, “Musa, Harun! Niçin halkı işinden alıkoyuyorsunuz?+ İşinizin başına dönün”+ dedi. 5 “Bakın, bu diyarda bunca insan var+ ve siz onları işlerinden alıkoyuyorsunuz.”+

6 Firavun hemen o gün, halkın başındaki görevlilere ve angaryacılara+ şu emri verdi: 7 “Bundan böyle halka kerpiç+ için samanı siz toplayıp vermeyeceksiniz. Samanlarını gidip kendileri toplasınlar. 8 Ayrıca, şimdiye dek hangi miktarda kerpiç yapmalarını istediyseniz, yine aynısını isteyeceksiniz, miktarı azaltmayacaksınız. Çünkü onlar tembel;+ ‘Gitmek istiyoruz! Tanrımıza kurban sunmak istiyoruz!’+ diye bu yüzden bağrışıyorlar. 9 İşlerini ağırlaştırın ki başlarını kaldıramasınlar ve yalan sözlere+ kulak asmasınlar.”

10 Angaryacılar+ ve halkın başındaki görevliler gidip halka şöyle söylediler: “Firavun diyor ki, ‘Artık size saman vermeyeceğim. 11 Nereden bulursanız bulun, gidip saman getirin; işiniz de biraz bile hafifletilmeyecek.’”+ 12 Bunun üzerine halk saman yapmak için anız toplamak üzere tüm Mısır diyarına dağıldı. 13 Fakat angaryacılar “İşlerinizi bitirin; saman verildiğinde olduğu gibi, herkes günlük işini bitirecek” diyerek onlara baskı yapıp duruyordu.+ 14 Ve Firavunun angaryacılarının, İsrailoğulları arasından seçip onların başına koyduğu görevliler,+ “Neden dün ve bugün önceden olduğu gibi emredilen miktarda kerpiç+ yapmadınız?” diyerek dövüldüler.+

15 Bunun üzerine İsrailoğullarının görevlileri+ Firavunun huzuruna çıkıp feryat ettiler: “Neden kullarına böyle davranıyorsun? 16 Kullarına saman verilmiyor, fakat ‘Kerpiç yapın!’ deniyor; kabahat senin halkında olduğu halde bu kulların dövülüyor.”+ 17 Ancak Firavun “Siz tembelsiniz, tembel!”+ dedi, “Bu yüzden ‘Gitmek istiyoruz! Yehova’ya kurban sunmak istiyoruz’ diyorsunuz.+ 18 Haydi işinizin başına dönün! Size saman verilmeyecek, yine de aynı sayıda kerpiç yapacaksınız.”+

19 İsrailoğullarının görevlileri, “Hiç kimsenin günlük kerpiç sayısında en ufak bir azalma bile olmayacak” sözü üzerine başlarının fena halde dertte olduğunu anladılar.+ 20 Firavunun yanından çıktıktan sonra, orada kendilerini bekleyen Musa ve Harun’la+ karşılaştılar. 21 Onlara “Yehova yaptığınızı görsün ve hükmünü versin;+ sizin yüzünüzden Firavun ve kulları bizden nefret etti,+ bizi öldürmeleri için ellerine kılıç verdiniz” dediler.+ 22 Bunun üzerine Musa Yehova’ya seslenip+ “Yehova, neden bu halka kötülük ettin?+ Neden beni gönderdin?”+ dedi. 23 “Firavun, Senin adına konuşmak için huzuruna çıktığımdan+ beri bu halka kötülük yapıyor;+ Sen ise halkını kurtarmak için hiçbir şey yapmadın.”+

6 Yehova, Musa’ya şu karşılığı verdi: “Şimdi Firavuna neler yapacağımı göreceksin;+ elimin gücü karşısında onları salıverecek; gücümü görünce onları memleketinden kovacak.”+

2 Sonra Tanrı şöyle dedi: “Ben Yehova’yım.+ 3 İbrahim’e,+ İshak’a+ ve Yakup’a+ Mutlak Güce Sahip Tanrı+ olarak göründüm, fakat Kendimi onlara Yehova ismimle+ tanıtmadım.+ 4 Kenan topraklarını, yabancı olarak oturdukları gurbet diyarını onlara vermek için kendileriyle ahit yaptım.+ 5 Ve şimdi, Mısırlıların köle olarak çalıştırdığı İsrailoğullarının iniltilerini işittim,+ ahdimi andım.+

6 Bu nedenle İsrailoğullarına şu sözlerimi ilet: ‘Ben Yehova’yım; Mısırlıların üzerinize koyduğu yükten ve onlara kölelikten sizi kurtaracağım.+ Elimi uzatacağım ve ağır hükümlerle sizi geri alacağım.+ 7 Sizi Kendi halkım+ yapacağım ve Tanrınız+ olacağım. Ve sizi Mısır’ın yükünden kurtaranın Tanrınız Yehova olduğunu anlayacaksınız.+ 8 İbrahim’e, İshak’a ve Yakup’a vermek üzere elimi kaldırıp ant ettiğim+ topraklara sizi getireceğim. O toprakları size mülk olarak vereceğim.+ Ben Yehova’yım.’”+

9 Musa bu sözleri İsrailoğullarına aktardı; fakat cesaretleri kırılmış olduğundan ve ağır bir kölelik boyunduruğu altında olduklarından onu dinlemediler.+

10 O zaman Yehova Musa’ya şunu dedi: 11 “Mısır kralının,+ Firavunun huzuruna çık; ona İsrailoğullarını memleketten salıvermesini söyle.”+ 12 Fakat Musa Yehova’ya, “İşte, İsrailoğulları beni dinlemedi,+ Firavun hiç dinler mi?+ Çünkü ben iyi konuşamıyorum”*+ karşılığını verdi. 13 Yine de Yehova Musa’yla Harun’u, halkı Mısır’dan çıkarma emrini İsrailoğullarına ve Mısır Firavununa iletmekle görevlendirdi.+

14 İsrailoğullarının aşiret reisleri: İsrail’in ilk oğlu Ruben’in+ oğulları Hanok, Pallu, Hetsron ve Karmi.+ Ruben kabilesinin aileleri bunlardır.+

15 Şimeon’un oğulları: Yemuel, Yamin, Ohad, Yakin, Tsohar ve Kenanlı bir kadından olan Şaul.+ Şimeon kabilesinin aileleri bunlardır.+

16 Aile ataları+ olarak Levi’nin+ oğulları: Gerşon, Kohat ve Merari.+ Levi yüz otuz yedi yıl yaşadı.

17 Aile başları+ olarak Gerşon’un oğulları: Libni ve Şimei.+

18 Kohat’ın oğulları: Amram, Yitshar, Hebron ve Uzziel.+ Kohat yüz otuz üç yıl yaşadı.

19 Merari’nin oğulları: Mahli ve Muşi.+

Soylarına göre, Levioğullarının aileleri bunlardır.+

20 Amram babasının kız kardeşi Yokebed’le evlendi.+ Yokebed, Harun ve Musa’yı doğurdu.+ Amram yüz otuz yedi yıl yaşadı.

21 Yitshar’ın oğulları: Korah,+ Nefeg ve Zikri.

22 Uzziel’in oğulları: Mişael, Elsafan ve Sitri.+

23 Harun, Amminadab’ın kızı, Nahşon’un+ kız kardeşi Elişeba’yı aldı. Elişeba ona Nadab, Abihu, Eleazar ve İtamar’ı doğurdu.+

24 Korah’ın oğulları: Assir, Elkana ve Abiasaf.+ Korahoğullarının aileleri bunlardır.+

25 Harun’un oğlu Eleazar,+ Putiel’in kızlarından birini aldı. O, Eleazar’a Finehas’ı+ doğurdu.

Ailelerine göre Levioğulları kabilesinin aşiret reisleri bunlardır.+

26 Yehova’nın “İsrailoğullarını Mısır’dan ordular halinde çıkarın”+ dediği Harun ile Musa’nın soy kaydı budur.+ 27 İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmak için, Mısır kralıyla, Firavunla konuşan Musa ile Harun bunlardır.+

28 Yehova, Mısır diyarında Musa’yla konuştu.+ 29 O gün Yehova Musa’ya, “Ben Yehova’yım;+ sana söylediğim her şeyi Mısır kralına, Firavuna söyle” dedi. 30 Musa ise Yehova’ya, “Fakat ben iyi konuşamıyorum, Firavun beni hiç dinler mi?” diye karşılık verdi.+

7 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Bak, seni Firavunun karşısında Tanrı gibi yaptım;+ kardeşin Harun da peygamberin olacak”+ dedi. 2 “Sana emredeceğim her şeyi ona anlatacaksın;+ ağabeyin Harun da Firavuna söyleyecek+ ve Firavun İsrailoğullarını memleketten salıverecek.+ 3 Ben Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmayacağım+ ve Mısır diyarında pek çok alamet ve mucize gerçekleştireceğim.+ 4 Firavun sizi dinlemeyecek;+ Ben de elimi Mısır’a karşı kaldıracağım ve ordularımı,+ halkım+ İsrailoğullarını+ Mısır’a ağır hükümler vererek oradan çıkaracağım.+ 5 Elimi Mısır’a karşı kaldırdığımda Mısırlılar anlayacak ki Ben Yehova’yım+ ve İsrailoğullarını onların arasından Ben çıkaracağım.”+ 6 Musa ve Harun Yehova’nın kendilerine emrettiği gibi yaptılar.+ Tam söylendiği gibi yaptılar.+ 7 Firavunla konuştukları sırada Musa seksen, Harun seksen üç yaşındaydı.+

8 Sonra Yehova, Musa ile Harun’a, 9 “Firavun ‘Bir mucize yapın da görelim’+ derse, Harun’a değneğini+ alıp Firavunun önünde yere atmasını söyle. Değnek büyük bir yılan olacak”+ dedi. 10 Böylece Musa ve Harun gidip Firavunun huzuruna çıktılar ve Yehova’nın emirlerini tam olarak yerine getirdiler. Harun değneğini Firavun ile hizmetkârlarının önünde yere attı, değnek büyük bir yılan oldu. 11 Firavun da bilge adamlarını ve büyücülerini+ çağırdı. Mısır’ın büyücü rahipleri de büyüleriyle aynısını yaptılar.+ 12 Hepsi değneklerini yere attı ve her değnek büyük bir yılan oldu. Ancak Harun’un değneği onların değneklerini yuttu. 13 Ne var ki, Firavunun inatçı yüreği yumuşamadı;+ Yehova’nın söylemiş olduğu gibi onları dinlemedi.

14 Yehova Musa’ya, “Firavunun yüreği duyarsız.+ Halkı salıvermeyi reddediyor”+ dedi. 15 “Sabah Firavuna git. O Nil Irmağına gidecek.+ Sen suyun kenarında durup onu karşıla,+ yılana dönüşen değnek de elinde olsun.+ 16 Ona şöyle söyle: Beni sana İbranilerin Tanrısı Yehova gönderdi;+ ‘Halkımı salıver, çölde Bana ibadet etsinler’+ diyor. Fakat sen şu ana dek itaat etmedin. 17 Yehova diyor ki,+ ‘Benim Yehova olduğumu şununla anlayacaksın:+ Elimdeki değnekle Nil Irmağının sularına vuracağım+ ve ırmağın suyu kana dönecek.+ 18 Nil Irmağındaki balıklar ölecek;+ ırmak kokacak+ ve Mısırlılar tiksinip ırmaktan su içemeyecekler.’”+

19 Sonra Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Harun’a de ki, ‘Değneğini al, elini Mısır sularına, ırmaklarına, Nil kanallarına, sazlıklara,+ havuzlara doğru uzat+ da sular kan olsun.’ Tüm Mısır diyarında, ağaç kapların ve taş kapların içinde kan olacak.” 20 Musa ve Harun hemen öyle yaptılar,+ Yehova’nın emrini+ eksiksiz şekilde yerine getirdiler. Harun Firavun ile hizmetkârlarının gözü önünde+ değneğini kaldırıp Nil Irmağının sularına vurdu ve sular kana döndü.+ 21 Irmaktaki balıklar öldü+ ve ırmak kokmaya başladı; Mısırlılar Nil Irmağından su içemediler.+ Tüm Mısır diyarı kana dönmüştü.

22 Ancak Mısır’ın büyücü rahipleri de büyüleriyle aynısını yaptılar;+ böylece, Yehova’nın söylediği gibi+ Firavunun inatçı yüreği yumuşamadı+ ve onları dinlemedi. 23 Dönüp evine gitti; olanlara yine aldırmadı.+ 24 Tüm Mısırlılar içecek su bulmak için Nil Irmağının çevresini kazmaya başladılar, çünkü ırmağın suyunu içemiyorlardı.+ 25 Ve Yehova’nın Nil Irmağını vurmasının üzerinden yedi gün geçti.

8 Ve Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Firavuna git ve ona de ki, ‘Yehova şöyle diyor: Halkımı salıver, Bana ibadet etsinler.+ 2 Eğer onları salıvermeyi yine reddedersen, tüm topraklarına bela olarak kurbağalar göndereceğim.+ 3 Nil Irmağı kurbağa kaynayacak; her yerden çıkacaklar ve evine, yatak odana, yatağına, hizmetkârlarının evlerine girecekler; insanların üzerine sıçrayacaklar, fırınlarına, hamur teknelerine girecekler.+ 4 Senin, halkının ve tüm hizmetkârlarının üstüne çıkacaklar.’”+

5 Daha sonra Yehova Musa’ya, “Harun’a şöyle söyle” dedi, “Elindeki değneği+ ırmaklara, Nil kanallarına, sazlıklara doğru uzat, tüm Mısır diyarı üzerinde kurbağalar çıkart.” 6 Harun da elini Mısır’ın sularına doğru uzattı; kurbağalar çıktı ve gitgide diyarı kaplamaya başladılar. 7 Fakat büyücü rahipler de büyüleriyle aynısını yaptılar; memlekette kurbağalar çıkardılar.+ 8 Sonra Firavun Musa’yla Harun’u çağırıp “Yehova’ya yalvarın,+ kurbağaları benden ve halkımdan uzaklaştırsın; halkınızı Yehova’ya kurban sunması için salıvermeye razıyım”+ dedi. 9 Musa şu karşılığı verdi: “Kurbağalar senden ve evlerinden çekilip sadece Nil Irmağında kalsın diye, senin için, hizmetkârların ve halkın için ne zaman yalvarayım, lütfen sen söyle.” 10 Firavun “Yarın” dedi. Musa da “Dediğin olacak” diye karşılık verdi, “Böylece anlayacaksın ki, Tanrımız Yehova gibisi yoktur.+ 11 Ve kurbağalar senden, senin evlerinden, hizmetkârlarından ve halkından uzaklaşacak. Sadece Nil Irmağında kalacaklar.”+

12 Böylece Musa’yla Harun Firavunun huzurundan ayrıldı ve Musa, Firavunun başına getirdiği kurbağa belasından dolayı Yehova’ya yalvardı.+ 13 Yehova Musa’nın isteğini yerine getirdi;+ kurbağalar evlerde, avlularda ve tarlalarda ölüp gittiler. 14 Halk kurbağaları yığınlar halinde topladı. Memleket kokmaya başladı.+ 15 Firavun memleketin kurbağalardan kurtulup rahatladığını görünce, Yehova’nın dediği gibi, yüreğinin duyarsızlığını sürdürdü+ ve onları dinlemedi.+

16 O zaman Yehova Musa’ya, “Harun’a şöyle söyle” dedi, “Değneğini+ uzat ve toprağa vur, tüm Mısır diyarında yerin toprağı tatarcık olsun.” 17 Böyle yaptılar. Harun elindeki değneği uzatıp toprağa vurdu; insanların ve hayvanların üzerine tatarcıklar üşüştü. Bütün Mısır diyarının toprağı tatarcık oldu.+ 18 Büyücü rahipler de büyüleriyle aynısını yapmaya çalıştılar,+ tatarcıklar çıkarmak istediler, fakat yapamadılar.+ İnsanların ve hayvanların üzerine tatarcıklar üşüşmüştü. 19 Büyücü rahipler “Bu işte Tanrı’nın+ parmağı+ var!” dediler. Fakat Yehova’nın dediği gibi Firavunun inatçı yüreği yumuşamadı+ ve onları dinlemedi.

20 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Sabah erkenden kalk, Firavunun karşısına çık”+ dedi. “O suya gidecek. Ona de ki, Yehova şöyle söylüyor: ‘Halkımı salıver, Bana ibadet etsinler.+ 21 Eğer salıvermezsen, senin, hizmetkârlarının, halkının üzerine ve evlerinin içine atsineği+ göndereceğim. Mısırlıların evleri ve yaşadıkları topraklar atsineğinden geçilmeyecek. 22 O gün, halkımın yaşadığı Goşen diyarını ayrı tutacağım, orada hiç atsineği olmayacak.+ Böylece anlayacaksın ki Ben Yehova’yım ve yeryüzünde Tanrı Benim.+ 23 Kendi halkımla senin halkını ayıracağım.+ Yarın bu işaret görülecek.’”

24 Yehova böyle yaptı. Atsinekleri, Firavunun evini, hizmetkârlarının evlerini ve tüm Mısır diyarını sürüler halinde istila etti.+ Memleket atsinekleri+ yüzünden mahvoldu. 25 Sonunda Firavun Musa’yla Harun’u çağırıp “Gidin, Tanrınıza bu memlekette kurban sunun” dedi.+ 26 Fakat Musa “Bu uygun olmaz” dedi, “Çünkü Tanrımız Yehova’ya kurban sunmamız Mısırlılar için iğrenç bir şeydir.+ İğrenç saydıkları bu şeyi gözlerinin önünde yaparsak, bizi taşlamazlar mı? 27 Tanrımız Yehova’nın söylediği gibi, çölde üç günlük yol gidip O’na kurban sunacağız.”+

28 Bunun üzerine Firavun şu karşılığı verdi: “Sizi salıveriyorum.+ Çölde Tanrınız Yehova’ya kurban sunun.+ Yalnız çok uzağa gitmeyeceksiniz. Şimdi benim için yalvarın.”+ 29 Musa “Şimdi huzurundan ayrılıyorum” dedi, “Yehova’ya yalvaracağım ve yarın atsinekleri Firavundan, hizmetkârlarından ve halkından uzaklaşacak. Ancak Firavun, Yehova’ya kurban sunmak için halkımızı salıvermeyerek bizi yine aldatmasın.”+ 30 Sonra Musa Firavunun huzurundan ayrıldı ve Yehova’ya yalvardı.+ 31 Yehova Musa’nın isteğini yerine getirdi;+ atsinekleri Firavundan, hizmetkârlarından ve halkından uzaklaştı.+ Tek bir tane bile kalmadı. 32 Fakat Firavun yüreğinin duyarsızlığını yine sürdürdü ve halkı salıvermedi.+

9 Ve Yehova Musa’ya “Firavunun huzuruna çık” dedi, “Ona diyeceksin ki,+ ‘İbranilerin Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: Halkımı salıver, Bana ibadet etsinler. 2 Fakat onları salıvermezsen ve tutmaya devam edersen,+ 3 Yehova’nın eli+ otlaklardaki hayvanlarını+ kırıp geçirecek. Atlara, eşeklere, develere, sığırlara ve davarlara çok ağır bir salgın hastalık verecek.+ 4 Fakat Yehova İsrail’in hayvanlarıyla Mısır’ın hayvanlarını ayıracak; İsrailoğullarına ait olanlardan hiçbiri ölmeyecek.’”+ 5 Yehova vakti de belirleyip “Ben Yehova, bu diyarda bunu yarın yapacağım”+ dedi.

6 Ve ertesi gün Yehova dediğini yaptı; Mısırlıların bütün hayvanları ölmeye başladı,+ fakat İsrailoğullarının hiçbir hayvanı ölmedi. 7 Firavun hizmetkârlarını gönderdi ve İsrailoğullarının tek bir hayvanının bile ölmediğini öğrendi. Yine de yüreğinin duyarsızlığını sürdürdü,+ halkı salıvermedi.

8 Sonra Yehova Musa’yla Harun’a, “Avuçlarınıza ocaktan+ kurum doldurun” dedi, “Musa, Firavunun önünde kurumu göğe savuracak. 9 Bu kurum, tüm Mısır topraklarını toz gibi kaplayacak ve tüm memlekette, insanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar+ çıkacak.”

10 Bunun üzerine onlar ocaktan kurum alıp Firavunun önünde durdular; Musa kurumu göğe savurdu, insanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar+ çıktı. 11 Büyücü rahipler çıbanlardan ötürü Musa’nın karşısına çıkamadılar; çünkü kendilerinin ve tüm Mısırlıların vücudunda çıbanlar vardı.+ 12 Fakat Yehova, Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmadı. Yehova’nın Musa’ya söylediği gibi, Firavun onları dinlemedi.+

13 O zaman Yehova Musa’ya şunu söyledi: “Sabah erkenden kalk, Firavunun önüne çık.+ Ona diyeceksin ki, ‘İbranilerin Tanrısı Yehova şöyle diyor: Halkımı salıver, Bana ibadet etsinler.+ 14 Yoksa bu kez senin, hizmetkârlarının ve halkının üzerine öyle belalar yağdırırım ki, tüm dünyada Benim gibisi olmadığını+ öğrenirsin. 15 Çünkü elimi kaldırıp seni, halkını salgın hastalıkla vursaydım, şimdiye dek yeryüzünden silinip gitmiş olurdun.+ 16 Fakat, gücümü sana göstermek için ve ismim tüm yeryüzünde duyurulsun diye,+ işte bu yüzden+ seni hayatta bıraktım. 17 Hâlâ mı halkıma tepeden bakıp onları salıvermiyorsun?+ 18 O halde Ben yarın bu vakitlerde dolu yağdıracağım; Mısır kurulduğundan beri görülmemiş, ağır bir dolu olacak.+ 19 Şimdi hizmetkârlarını gönder, tüm hayvanlarını ve dışarıda sana ait ne varsa barınaklara soksunlar. Çünkü dolu+ yağdığında, barınaklara girmeyip dışarıda kalan tüm insanlar ve hayvanlar ölecek.’”

20 Firavunun hizmetkârları arasında Yehova’nın uyarısından korkanlar kendi hizmetkârlarını ve hayvanlarını hemen barınaklara soktular.+ 21 Fakat Yehova’nın uyarısına kulak asmayanlar hizmetkârlarını ve hayvanlarını dışarıda bıraktılar.+

22 Ve Yehova Musa’ya, “Elini göğe doğru uzat,+ tüm Mısır diyarına, insanların, hayvanların ve memleket topraklarındaki bütün bitkilerin üzerine dolu+ yağsın” dedi. 23 Musa değneğini göğe uzattı; Yehova gök gürlemeleri ve dolu gönderdi;+ yere ateş yağdı. Yehova Mısır topraklarına dolu yağdırdı. 24 Doluyla birlikte ateş de yağıyordu. Dolu taneleri o kadar ağırdı ki, Mısırlılar millet olalı memleketlerinde böylesini görmemişti.+ 25 Dolu tüm Mısır diyarını vurdu. Dışarıda olan her şeyi, insanı, hayvanı ve bütün bitkileri vurdu. Tüm ağaçları paramparça etti.+ 26 Sadece İsrailoğullarının yaşadığı Goşen diyarına dolu yağmadı.+

27 Sonunda Firavun adam gönderip Musa’yla Harun’u çağırdı; onlara “Bu kez günah işledim”+ dedi, “Yehova haklı,+ ben ve halkım kabahatliyiz. 28 Yehova’ya yalvarın da bu kadar gök gürültüsü ve dolu yetsin artık.+ O zaman sizi salıvereceğim, burada daha fazla kalmayacaksınız.” 29 Musa şu karşılığı verdi: “Şehirden çıkar çıkmaz ellerimi Yehova’ya açacağım.+ Gök gürültüleri kesilecek, artık dolu yağmayacak; böylece dünyanın Yehova’ya ait olduğunu anlayacaksın.+ 30 Yine de biliyorum ki, sen ve hizmetkârların o zaman bile Yehova Tanrı’dan korkmayacaksınız.”+

31 Keten ve arpa mahvolmuştu; çünkü arpa başaklanmış, keten de çiçeklenmişti.+ 32 Daha sonra yetiştiğinden buğday ve kızılbuğday+ zarar görmemişti. 33 Musa Firavunun huzurundan ayrılıp şehirden çıktı ve ellerini Yehova’ya açıp dua etti. Gök gürültüleri ve dolu kesildi, yağmur durdu.+ 34 Firavun yağmurun, dolunun ve gök gürültülerinin kesildiğini görünce, yüreğinin duyarsızlığını sürdürerek+ yine günah işledi; o da hizmetkârları da böyle davrandılar. 35 Firavunun inatçı yüreği yumuşamadı; Yehova’nın Musa aracılığıyla söylediği gibi, İsrailoğullarını salıvermedi.+

10 O zaman Yehova Musa’ya “Firavuna git” dedi. “Çünkü Ben, Firavun ve hizmetkârlarının yüreklerinin duyarsızlığını sürdürmelerine izin verdim ki,+ bu alametleri onun önünde gerçekleştireyim.+ 2 Sen de, Mısır’a neler yaptığımı ve aralarında gerçekleştirdiğim alametleri oğluna, oğlunun oğluna anlatacaksın;+ böylece anlayacaksınız ki, Ben Yehova’yım.”+

3 Ve Musa’yla Harun Firavunun huzuruna çıkıp ona şöyle dediler: “İbranilerin Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Daha ne kadar Bana boyun eğmeyi reddedeceksin?+ Halkımı salıver, Bana ibadet etsinler. 4 Halkımı salıvermemekte ısrar edersen Ben de yarın senin ülkenin topraklarına çekirgeler göndereceğim.+ 5 Toprağın üzerini öyle bir kaplayacaklar ki, yeri görmek mümkün olmayacak. Doludan ne kurtulduysa, size ne kaldıysa onlar yiyip bitirecek. Memleketinizdeki tüm filizlenen ağaçları yiyecekler.+ 6 Senin evlerin, hizmetkârlarının evleri ve tüm Mısırlıların evleri çekirgelerle dolacak; öyle ki, ne ataların ne de atalarının ataları yeryüzünde var oldukları günden beri böyle bir şey gördü.’”+ Sonra Musa dönüp Firavunun yanından ayrıldı.+

7 Hizmetkârları Firavuna “Bu adam daha ne kadar bizim için tuzak olacak?”+ dedi, “Adamları salıver, Tanrıları Yehova’ya ibadet etsinler. Mısır harap oldu,+ hâlâ farkında değil misin?” 8 Böylece, Musa’yla Harun tekrar Firavunun huzuruna getirildi. Firavun onlara “Gidin, Tanrınız Yehova’ya ibadet edin”+ dedi. Sonra “Kimler gidecek?” diye sordu. 9 Musa “Genç yaşlı hepimiz gideceğiz” diye karşılık verdi; “Oğullarımızla, kızlarımızla;+ davarlarımız ve sığırlarımızla gideceğiz,+ çünkü Yehova’nın onuruna bayram yapacağız.”+ 10 O zaman Firavun “Sizi çoluk çocuğunuzla göndereyim,+ Yehova da yardımcınız olsun, öyle mi!” dedi, “İşte bakın, sizin niyetiniz kötü.+ 11 Hayır, olmaz! Sadece siz erkekler gidebilirsiniz; gidin Yehova’ya ibadet edin, zaten yapmak istediğiniz de bu.” Böylece Musa’yla Harun Firavunun huzurundan kovuldular.+

12 O zaman Yehova Musa’ya “Elini Mısır topraklarına doğru uzat”+ dedi, “Çekirgeler çıksın, diyarı kaplasın; memleketin tüm bitkilerini, doludan geriye kalan her şeyi yiyip bitirsinler.”+ 13 Musa hemen değneğini Mısır topraklarına doğru uzattı; Yehova o gün boyunca ve bütün gece bir doğu rüzgârı+ estirdi. Sabah olunca doğu rüzgârı çekirgeler getirdi. 14 Bütün memlekette çekirgeler çıktı ve Mısır topraklarını kapladı.+ Büyük bir felakete yol açtılar.+ Daha önce böyle bir çekirge istilası görülmemişti; bundan sonra da görülmeyecekti. 15 Toprağın üzerini tamamen kapladılar.+ Memleket kapkara oldu.+ Diyarın tüm bitkilerini ve doludan geriye kalan ağaçların tüm meyvelerini yiyip bitirdiler.+ Bütün Mısır diyarında, ağaçlarda ve bitkilerde yeşillikten eser kalmadı.+

16 Firavun Musa’yla Harun’u aceleyle çağırdı; “Tanrınız Yehova’ya ve size karşı günah işledim.+ 17 Ne olur bu seferlik günahımı bağışlayın;+ Tanrınız Yehova’ya yalvarın da bu ölümcül belayı üzerimden kaldırsın”+ dedi. 18 Musa da Firavunun huzurundan çıkıp Yehova’ya yalvardı.+ 19 Yehova rüzgârı sert bir batı rüzgârına döndürdü; bu rüzgâr çekirgeleri sürükleyip Kızıldeniz’e döktü. Mısır topraklarında tek bir çekirge kalmadı. 20 Fakat Yehova Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmadı;+ ve Firavun İsrailoğullarını salıvermedi.

21 Yehova o zaman Musa’ya “Elini göğe uzat,+ tüm Mısır diyarını zifiri karanlık kaplasın” dedi. 22 Musa hemen elini göğe uzattı ve tüm Mısır diyarı üç gün koyu karanlığa gömüldü.+ 23 İnsanlar birbirini göremedi; üç gün boyunca kimse yerinden kımıldayamadı. Fakat İsrailoğullarının yaşadığı yerler aydınlıktı.+ 24 Bunun üzerine Firavun Musa’yı çağırıp “Gidin, Yehova’ya ibadet edin”+ dedi, “Yalnız davarınız, sığırınız alıkonacak. Çoluk çocuğunuz da sizinle gidebilir.”+ 25 Fakat Musa şu karşılığı verdi: “Elimize kurbanlar, yakılan sunular da vermelisin ki Tanrımız Yehova’ya sunalım.+ 26 Hayvanlarımızı da yanımıza alacağız.+ Tek bir hayvan kalmayacak, çünkü Tanrımız Yehova’ya ibadet etmek için kurban olarak bu hayvanlardan sunacağız.+ Yehova’ya ibadet ederken neler sunacağımızı bilmiyoruz, oraya varmadan da bilemeyiz.”+ 27 Fakat Yehova Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmadı; ve Firavun onları salıvermeye razı olmadı.+ 28 Musa’ya “Defol karşımdan!”+ dedi, “Sakın bir daha gözüme gözükme, bir daha karşıma çıkarsan ölürsün.”+ 29 Bunun üzerine Musa “Öyle olsun; bir daha karşına çıkmayacağım”+ dedi.

11 Yehova Musa’ya “Firavunun ve Mısır’ın başına bir bela daha getireceğim” dedi. “Ondan sonra sizi buradan gönderecek.+ Sahip olduğunuz her şeyle birlikte gönderecek, sizi buradan adeta kovacak.+ 2 Halka söyle, kadın erkek herkes, komşusundan gümüş ve altın eşyalar istesin.”+ 3 Ve Yehova, İsrailoğullarına Mısırlıların gözünde itibar kazandırdı,+ Musa da Firavunun hizmetkârlarıyla tüm halkın gözünde büyük bir adam oldu.+

4 Ve Musa şöyle söyledi: “Yehova diyor ki, ‘Gece yarısı Mısır’ı bir uçtan bir uca geçeceğim.+ 5 Tahtta oturan Firavunun ilk çocuğundan el değirmeni çeviren hizmetçinin ilk çocuğuna dek Mısır’da tüm ilk doğanlar+ ve hayvanların ilk yavruları ölecek.+ 6 Tüm Mısır diyarında büyük bir feryat kopacak; böylesi şimdiye dek ne görüldü ne de bir daha görülecek.+ 7 Fakat, Yehova’nın İsrailoğullarını Mısırlılardan nasıl ayrı tuttuğunu+ görmeniz için, İsrailoğullarından ve hayvanlarından hiçbirine bir köpek bile havlamayacak.’+ 8 Tüm bu hizmetkârların yanıma gelip önümde eğilerek+ ‘Sen de, ardından gelen halk da buradan gidin’ diyecekler. Ben de gideceğim.” Ve Musa büyük bir öfkeyle Firavunun yanından çıktı.

9 O zaman Yehova Musa’ya “Firavun sizi dinlemeyecek,+ böylece Ben Mısır diyarında başka mucizeler de gerçekleştireceğim”+ dedi. 10 Musa’yla Harun Firavunun önünde tüm bu mucizeleri yaptılar.+ Fakat Yehova Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmadı; ve Firavun İsrailoğullarını ülkesinden göndermedi.+

12 Yehova Mısır’da Musa ile Harun’a şunları söyledi: 2 “Bu ay sizin için ayların başlangıcı, yılın ilk ayı olacak.+ 3 Tüm İsrail topluluğuna şöyle söyleyin: Bu ayın onuncu günü ailelerine göre kendilerine kuzu+ alacaklar; her ev halkı için bir kuzu alınacak. 4 Eğer ev halkı için kuzu fazlaysa, o zaman aile reisi onu yakın komşusuyla kendi evinde paylaşacak; herkesin yiyeceği miktar kişi* sayısına göre hesaplanacak. 5 Kuzu sağlıklı,+ erkek ve bir yaşında olacak.+ Hayvanı genç koçlardan veya keçilerden seçebilirsiniz. 6 Bu ayın on dördüne+ kadar hayvana bakacaksınız; tüm İsrail cemaati onu akşamleyin, karanlık tam çökmeden*+ kesecek. 7 Kuzunun kanından alıp, yendiği evin kapısının yan sövelerine ve üst sövesine sürecekler.+

8 Eti o gece yiyecekler.+ Et ateşte kızartılıp acı otlar+ ve mayasız ekmekle+ yenecek. 9 Kuzunun hiçbir kısmını çiğ ya da haşlanmış, suda pişirilmiş olarak yemeyeceksiniz; başı, paçaları ve iç kısımlarıyla birlikte ateşte kızartacaksınız. 10 Ondan sabaha bırakmayacaksınız; sabaha kalanı ateşte yakacaksınız.+ 11 Kuzuyu, beliniz kuşanmış,+ çarıklarınız ayağınızda,+ değneğiniz elinizde, aceleyle yiyeceksiniz. Bu Yehova’nın Fıshıdır.*+ 12 Ben o gece Mısır diyarından geçeceğim,+ bütün ilk doğan çocukları ve hayvanların ilk yavrularını öldüreceğim.+ Mısır’ın tüm tanrılarına hükümlerimi infaz edeceğim.+ Ben Yehova’yım.+ 13 Bulunduğunuz evlerin üzerindeki kan sizin işaretiniz olacak. Kanı görünce sizi atlayacağım.+ Ben Mısır’ı vururken, siz bu beladan zarar görmeyeceksiniz.

14 Bu günü anacaksınız ve nesiller boyu Yehova’nın onuruna bayram olarak kutlayacaksınız. Devirler boyu bir kanun olarak bu günü kutlayacaksınız. 15 Yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz. Birinci gün ekşi hamuru evlerinizden kaldıracaksınız, çünkü bu birinci günle yedinci gün arasında+ kim mayalı bir şey yerse, o can İsrail toplumunda yaşatılmayacak.+ 16 Birinci gün kutsal toplantı yapılacak, yedinci gün de kutsal toplantı yapılacak.+ O günlerde hiçbir iş yapılmayacak.+ Sadece herkes* için gereken yiyecek hazırlanacak.+

17 Mayasız Ekmek Bayramını+ kutlayacaksınız, çünkü tam o gün ordularınızı Mısır’dan çıkaracağım. Bu günü nesilden nesle kutlayacaksınız; bu kutlama, devirler boyu bir kanun olacak. 18 Birinci ayın on dördüncü gününün akşamından yirmi birinci günün akşamına kadar mayasız ekmek yiyeceksiniz.+ 19 Yedi gün boyunca evlerinizde ekşi hamur bulunmayacak. Yerli ya da aranızda yaşayan yabancı+ olsun mayalı bir şeyi tadan can İsrail topluluğunda yaşatılmayacaktır.+ 20 Mayalı hiçbir şey yemeyeceksiniz. Bütün evlerinizde mayasız ekmek yenilecek.”

21 Musa hemen İsrail’in bütün ihtiyarlarını çağırdı;+ onlara şöyle dedi: “Ailelerinize göre, kendiniz için küçükbaş hayvanlardan seçin; onu Fısıh kurbanı olarak keseceksiniz.+ 22 Sonra bir demet zufaotu+ alıp leğendeki kana batıracaksınız; onu kapının üst sövesine ve iki yan sövesine süreceksiniz. Sabaha kadar hiç kimse kapıdan dışarı çıkmayacak. 23 Yehova Mısırlıları belayla vurmak için geçerken kapının üst ve yan sövelerinde kanı görünce o kapıyı atlayacak; Yehova felaketin evinize girmesine, sizi vurmasına izin vermeyecek.+

24 Siz ve oğullarınız devirler boyu+ bu düzenlemeye+ uyacaksınız. 25 Ve Yehova’nın söylediği gibi, size vereceği topraklara vardığınızda bu ibadeti yerine getireceksiniz.+ 26 Oğullarınız size ‘Bu ibadetin anlamı nedir?’ diye sorduklarında,+ 27 ‘Bu Yehova için Fısıh kurbanıdır.+ O, Mısırlıları belayla vurduğunda Mısır’daki İsrailoğullarının evlerini atladı, evlerimizi esirgedi’ diyeceksiniz.”

Sonra halk eğilip yere kapandı.+ 28 Böylece İsrailoğulları gidip Yehova’nın Musa’yla Harun’a emrettiklerini eksiksiz yerine getirdiler.+ Tam söylendiği gibi yaptılar.

29 Ve gece yarısı Yehova, tahtta oturan Firavunun ilk çocuğundan zindandaki tutsağın ilk çocuğuna dek Mısır’daki tüm ilk doğanları+ ve hayvanların ilk yavrularını öldürdü.+ 30 Firavun gece kalktı; tüm hizmetkârları ve Mısırlılar da kalktılar. Mısırlılar arasında büyük bir feryat koptu,+ çünkü içinde ölü olmayan tek bir ev yoktu. 31 Firavun geceleyin hemen Musa’yla Harun’u çağırdı,+ “Kalkın, halkımın arasından çıkıp gidin” dedi, “Siz ve İsrailoğulları gidin, dediğiniz gibi Yehova’ya ibadet edin.+ 32 Söylediğiniz gibi+ davarınızı, sığırınızı da alın ve gidin. Bana da hayırdua edin.”

33 Mısırlılar ülkeden bir an önce+ ayrılmaları için halkı zorladılar, “Yoksa hepimiz öleceğiz” diyorlardı.+ 34 Dolayısıyla İsrailoğulları hamur teknelerini giysilerine sarıp omuzlarına alarak mayasız hamurlarını yanlarında götürdüler. 35 İsrailoğulları Musa’nın dediğini yaptılar; Mısırlılardan gümüş ve altın eşyalar, giysiler istediler.+ 36 Yehova Mısırlıların gözünde halka itibar kazandırdı,+ böylece Mısırlılar onlara istediklerini verdiler.+ İsrailoğulları onların elinde avcunda ne varsa alıp götürdüler.+

37 Halk Ramses’ten+ Sukkot’a doğru yola çıktı.+ Çocukların dışında, yaya olarak altı yüz bin erkek vardı.+ 38 Başka halklardan+ büyük bir topluluk da onlarla birlikte çıktı; ayrıca yanlarında davar, sığır, pek çok hayvan vardı. 39 Mısır’dan getirdikleri hamurdan mayasız pideler yaptılar; hamur mayalanmamıştı. Çünkü Mısır’dan kovulmuşlar, kendilerine azık hazırlayacak vakitleri olmamıştı.+

40 Böylece, Mısır’da+ yaşamış olan İsrailoğullarının gurbette+ geçirdikleri süre dört yüz otuz yıl oldu.*+ 41 Tam dört yüz otuz yılın sonunda, aynı gün, Yehova’nın bütün orduları Mısır diyarından çıktı.+ 42 Bu gece, onları Mısır diyarından çıkardığı için Yehova’nın onuruna kutlanacak bir gecedir. Tüm İsrailoğullarının nesiller boyu Yehova’nın onuruna kutlayacağı bir gecedir.+

43 Sonra Yehova Musa’yla Harun’a şunları söyledi: “Fısıhla+ ilgili kanun şudur: Hiçbir yabancı Fısıh kurbanından yemeyecek.+ 44 Satın alınan köleyi sünnet edeceksin.+ Ancak o zaman ondan yiyebilir. 45 Diyara yerleşen biri ve ücretli işçi ondan yemeyecek. 46 Fısıh kurbanı aynı evde yenecek, hiçbir parçası evden çıkarılıp başka bir yere götürülmeyecek. Ve hiçbir kemiğini kırmayacaksınız.+ 47 Tüm İsrail topluluğu Fıshı kutlayacak.+ 48 Aranızda yaşayan bir yabancı Yehova’nın Fıshını kutlamak isterse, ev halkındaki her erkek önce sünnet edilsin,+ ancak o zaman Fıshı kutlayabilir. Çünkü artık diyarın yerlisi gibi olmuştur. Fakat sünnetsiz hiç kimse Fısıh kurbanından yemeyecek. 49 Yerli için de aranızda yaşayan yabancı için de kanun tektir.”+

50 Böylece, tüm İsrailoğulları Yehova’nın Musa’yla Harun’a emrettiklerini eksiksiz yerine getirdiler. Tam söylendiği gibi yaptılar.+ 51 Ve tam o gün Yehova tüm İsrailoğullarını Mısır diyarından ordular halinde+ çıkardı.

13 Yehova Musa’ya ayrıca şunu söyledi: 2 “İsrailoğulları arasında ilk doğan* her erkek çocuğu ve hayvanların ilk erkek yavrusunu Bana ayırın. Onlar Benimdir.”+

3 Sonra Musa halka, “Mısır’dan, köleler evinden çıktığınız bu günü anın”+ dedi, “Çünkü Yehova güçlü eliyle sizi oradan çıkardı.+ Bu yüzden mayalı hiçbir şey yemeyeceksiniz.+ 4 Bugün Abib* ayında buradan çıkıyorsunuz.+ 5 Yehova, sana vereceğine dair atalarına yemin ettiği+ süt ve bal akan diyara;+ Kenanlıların, Hititlerin, Amorilerin, Hivilerin ve Yebusilerin diyarına+ seni götürdüğünde, bu ayda bu ibadeti yerine getireceksin. 6 Yedi gün mayasız ekmek yiyeceksin;+ yedinci gün Yehova’nın onuruna bir bayram olacak.+ 7 Yedi gün boyunca mayasız ekmek yenecek.+ Çevrende mayalı hiçbir şey görülmeyecek.+ Sınırlarının içinde hiç ekşi hamur bulunmayacak.+ 8 O gün oğluna, ‘Mısır’dan çıkarken Yehova’nın benim için yaptıklarından dolayı bunu yapıyorum’ diyeceksin.+ 9 Bu anma, elinin üzerinde bir işaret ve alnının üzerinde bir hatırlatıcı gibi olacak;+ böylece Yehova’nın kanunu hep dilinde olacak;+ çünkü Yehova güçlü eliyle seni Mısır’dan çıkardı.+ 10 Ve her yıl bu vakit bu kanunu yerine getireceksin.+

11 Yehova sana ve atalarına yemin etmiş olduğu gibi+ seni Kenanlıların diyarına getirdiğinde, sana o toprakları verdiğinde,+ 12 ilk doğan her çocuğu ve sana ait hayvanın ilk yavrusunu+ Yehova’ya adayacaksın.+ İlk doğan erkekler Yehova’ya aittir.+ 13 Eşeğin ilk yavrusuna bedel olarak bir kuzu vereceksin; bedelini ödemezsen boynunu kıracaksın.+ Oğulların arasında her ilk doğanın bedelini vereceksin.+

14 Ve olur da, ileride oğlun sana ‘Bunun anlamı nedir?’ diye sorarsa,+ ona şöyle diyeceksin: ‘Yehova güçlü eliyle bizi Mısır’dan,+ köleler evinden çıkardı.+ 15 Firavun bizi bırakmamakta inat etti;+ Yehova da Mısır diyarındaki tüm ilk doğan çocukları+ ve hayvanların ilk yavrularını öldürdü.+ Bunun için hayvanların ilk doğan tüm erkek yavrularını Yehova’ya kurban olarak sunuyorum;+ oğullarım arasından ilk doğanın da bedelini veriyorum.’+ 16 Bu kanun elinin üzerinde bir işaret ve başında alın bağı gibi olacak,+ çünkü Yehova güçlü eliyle bizi Mısır’dan çıkardı.”+

17 Firavun halkı salıverdiğinde Tanrı, “Savaşmak zorunda kalınca pişman olup Mısır’a geri dönebilirler”+ diyerek onları daha kısa olan Filistî diyarı yolundan götürmedi. 18 Onları Kızıldeniz yakınındaki çölden dolaştırarak götürdü.+ İsrailoğulları savaş düzeni* içinde Mısır’dan çıktılar.+ 19 Musa Yusuf’un kemiklerini de yanına aldı. Çünkü Yusuf, “Tanrı mutlaka size elini uzatacak;+ o zaman kemiklerimi buradan götürün” diye İsrailoğullarına yemin verdirmişti.+ 20 Ve Sukkot’tan ayrılıp çöl kenarındaki Etam’da konakladılar.+

21 Yehova, onların gece ve gündüz yol alabilmeleri için, gündüz bir bulut sütunuyla yol göstererek,+ gece ise bir ateş sütunuyla yollarını aydınlatarak önlerinden gidiyordu.+ 22 Gündüz bulut sütunu, gece de ateş sütunu halkın önünden ayrılmadı.+

14 Yehova Musa’ya şunları dedi: 2 “İsrailoğullarına söyle; dönüp Migdol ile deniz arasındaki Pi-hahirot önünde, Baal-tsefon’a doğru konaklasınlar.+ Baal-tsefon karşısında, deniz kıyısında konaklayacaksınız. 3 O zaman Firavun İsrailoğulları için ‘Diyarda yollarını kaybettiler, çöl onları yuttu’ diyecek.+ 4 Ben Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmayacağım,+ o da İsrailoğullarının peşine düşecek. Ve Ben, Firavun ile tüm kuvvetlerini bozguna uğratarak Kendimi yücelteceğim.+ Mısırlılar anlayacak ki, Ben Yehova’yım.”+ Ve tam böyle yaptılar.

5 Mısır kralına İsrailoğullarının kaçtığı haber verildi. Firavun ve hizmetkârları hemen fikir değiştirdiler;+ “Biz ne yaptık?” dediler, “İsrail’i salıvererek elimizdeki köleleri+ kaçırdık.” 6 Firavun savaş arabalarını hazırlattı ve adamlarını yanına aldı.+ 7 En iyi altı yüz savaş arabasıyla+ birlikte Mısır’ın tüm savaş arabalarını da aldı; her bir arabaya savaşçılar koydu. 8 Yehova Mısır kralı Firavunun inatçı yüreğini yumuşatmadı;+ Firavun Mısır’dan zaferle*+ çıkan İsrailoğullarının peşine düştü. 9 Mısırlılar onların peşine düştüler; Firavunun tüm savaş arabaları, atlıları+ ve ordusu Baal-tsefon’a doğru, Pi-hahirot önünde deniz kıyısında konaklayan İsrailoğullarına yetişti.+

10 Firavun yaklaşırken, İsrailoğulları başlarını kaldırıp baktılar, Mısırlıların arkalarından geldiğini gördüler ve çok korktular; Yehova’ya feryat etmeye başladılar.+ 11 Musa’ya “Mısır’da mezar yok muydu da, bizi buraya, çölde ölmeye getirdin?”+ dediler, “Bizi Mısır’dan çıkararak başımıza ne işler açtın? 12 Mısır’dayken sana ‘Bırak bizi, Mısırlılara hizmet edelim’ demedik mi? Çölde ölmektense Mısırlılara hizmet etmek bizim için daha iyi olurdu.”+ 13 Bunun üzerine Musa halka “Korkmayın!”+ dedi, “Pes etmeyin; bugün Yehova’nın sizi nasıl kurtaracağını görün.+ Bugün gördüğünüz Mısırlıları bir daha asla görmeyeceksiniz.+ 14 Yehova sizin için savaşacak;+ siz ise sessizce durup bekleyeceksiniz.”

15 Yehova Musa’ya “Neden bana feryat edip duruyorsun?”+ dedi, “İsrailoğullarına söyle, her şeylerini toplasınlar. 16 Ve sen, değneğini kaldır,+ elini denizin üzerine uzat, suları yar;+ İsrailoğulları denizin içinden, kuru topraktan geçsinler.+ 17 Mısırlıların inatçı yüreğini yumuşatmayacağım+ ve peşinize düşecekler. Firavunu, tüm ordusunu, savaş arabalarını ve atlılarını bozguna uğratarak Kendimi yücelteceğim.+ 18 Firavunu, savaş arabalarını ve atlılarını bozguna uğratarak Kendimi yücelttiğimde Mısırlılar anlayacak ki, Ben Yehova’yım.”+

19 Ve İsrail topluluğunun önünden giden Tanrı’nın meleği+ yer değiştirip arkalarına geçti; önlerindeki bulut sütunu da yer değiştirip arkalarında durdu.+ 20 Mısırlılarla İsrail topluluğunun arasına girdi.+ Sütun, bir tarafta karanlık bir bulutken diğer tarafta geceyi aydınlatıyordu.+ Böylece Mısırlılar bütün gece İsrailoğullarına yaklaşamadılar.

21 Ve Musa elini denizin üzerine uzattı;+ Yehova bütün gece kuvvetli doğu rüzgârıyla suları geri itti; sular yarıldı+ ve deniz yatağı kuru toprağa döndü.+ 22 İsrailoğulları denizin ortasında kuru topraktan geçmeye başladı,+ onlar geçerken sular sağ ve sol yanlarında duvar oldu.+ 23 Mısırlılar arkalarından gitmeye kalktılar; Firavunun tüm atları, savaş arabaları ve atlıları peşlerinden+ deniz yatağına girmeye başladı. 24 Sabah nöbeti* vaktinde Yehova ateş ve bulut sütunundan+ Mısır ordusuna baktı ve onları kargaşaya düşürdü.+ 25 Arabalarının tekerleklerini çıkardı, bu yüzden onları güçlükle sürdüler.+ Ve aralarında, “İsrailoğullarından kaçalım, çünkü Yehova onlar için Mısırlılarla savaşıyor”+ demeye başladılar.

26 Sonunda Yehova Musa’ya “Elini denizin üzerine uzat”+ dedi, “Sular dönüp Mısırlıların, savaş arabalarının ve atlılarının üzerine kapansın.” 27 Musa hemen elini denizin üzerine uzattı ve sabaha karşı deniz eski haline dönmeye başladı. Mısırlılar ise sulardan kaçmaya çalışıyordu, fakat Yehova onları silkeleyip denizin içine attı.+ 28 Sular döndü+ ve İsrailoğullarının peşinden denize giren Firavunun ordusunun savaş arabalarını ve atlılarını örttü.+ Onlardan tek kişi bile sağ kalmadı.+

29 İsrailoğulları ise deniz yatağının ortasında kuru toprakta yürüyüp gitmişlerdi;+ sular sağ ve sol yanlarında onlara duvar olmuştu.+ 30 Böylece Yehova o gün İsrailoğullarını Mısırlıların elinden kurtardı;+ onlar Mısırlıların kıyıya vurmuş cesetlerini gördüler.+ 31 İsrailoğulları, Yehova’nın Mısırlılara karşı kaldırdığı elinin gücünü de gördü; halk Yehova’dan korkmaya başladı. Yehova’ya ve kulu Musa’ya iman etti.+

15 O zaman Musa ve İsrailoğulları Yehova’ya şu ilahiyi söylediler:+

“Yehova’ya ilahi söyleyeyim, çünkü yüceldikçe yüceldi.+

Atı da binicisini de denize attı.+

2 Yah* gücüm, kuvvetim,+ çünkü O beni kurtarır.+

O benim Tanrım, O’na övgüler sunacağım;+ babamın+ Tanrısı, O’nu yücelteceğim.+

3 Yehova yiğit savaşçıdır.+ İsmi Yehova’dır.+

4 Firavunun savaş arabalarını ve ordusunu denize attı,+

Seçme savaşçılarını Kızıldeniz’e gömdü.+

5 Kabaran sular üzerlerini örttü;+ taş gibi dibe indiler.+

6 Sağ elinin gücü ne muazzam,+ ey Yehova!

Sağ elin, ey Yehova, düşmanı ezer geçer.+

7 Öyle büyüksün ki, Sana karşı ayaklananları yere çalarsın;+

Gazabını gönderirsin, anız gibi yanıp giderler.+

8 Burnunun soluğuyla+ sular yığıldılar;

Bir bent olup durdular;

Kabaran sular denizin bağrında katılaşıp kaldı.

9 Düşman, ‘Peşlerine düşüp+ yakalayacağım!’+ dedi.

‘Ganimeti paylaşacağım,+ gözüm gönlüm doyacak!

Kılıcımı çekeceğim! Onları kendi ellerimle kovacağım!’+

10 Nefesini üfledin,+ deniz üzerlerini örttü;+

Engin sularda kurşun gibi battılar.+

11 Tanrılar arasında Senin gibi kim var ey Yehova?+

Kim Senin gibi kutsallıkta üstün?+

Sen harikalar yaparsın,+ Senden korkmalı herkes;+ övgü ilahileri söylemeli.+

12 Sağ elini uzattın,+ yer onları yuttu.+

13 Kurtardığın+ halka vefalı sevginle rehberlik ettin.

Ve gücünü göstererek onları kutsal mekânına götüreceksin.+

14 Halklar işitecek,+ telaşa kapılacaklar;+

Filistiye ahalisini doğum sancıları tutacak.+

15 O zaman Edom emirleri dehşete kapılacak;

Moab’ın zorba yöneticilerini titreme alacak.+

Bütün Kenan halklarının cesareti kırılacak.+

16 Onların üzerine korku ve dehşet çökecek.+

Senin halkın+ yanlarından geçene dek ey Yehova,

Var ettiğin halk+ geçip gidinceye dek,+

Bileğinin gücünden ötürü taş kesilecekler.

17 Ey Yehova, onları getirip mülkün olan dağda,+

Kendine mesken olarak hazırladığın yerde,+

Ellerinle kurduğun kutsal mekânda+ oturtacaksın ey Yehova.

18 Yehova devirler boyu, sonsuza dek saltanat sürecek.+

19 Firavunun savaş arabalarıyla atları+ ve atlıları deniz yatağına girince,+

Yehova denizin sularını üzerlerine geri getirdi,+

İsrailoğulları ise denizin ortasında kuru topraktan yürüyüp geçti.”+

20 Ve Harun’un kız kardeşi,+ peygamber Miryam eline bir tef aldı;+ tüm kadınlar da tef çalıp dans ederek peşinden gittiler.+ 21 Miryam erkeklere şu dizelerle karşılık veriyordu:+

“Yehova’ya ilahi söyleyin,+ çünkü yüceldikçe yüceldi.+

Atı da binicisini de denize attı.”+

22 Sonra Musa İsrailoğullarıyla birlikte Kızıldeniz’den ayrıldı. Şur Çölüne+ girdiler; çölde üç gün yol gittiler, fakat su bulamadılar.+ 23 Ve Mara’ya+ geldiler, acı olduğu için Mara’nın suyunu içemediler. Bu nedenle buraya Mara*+ dendi. 24 Halk “Ne içeceğiz?” diyerek Musa’ya söylenmeye başladı.+ 25 Bunun üzerine Musa Yehova’ya feryat etti.+ Yehova ona bir ağaç gösterdi; Musa onu suya attı ve su tatlı oldu.+

Tanrı orada onlara bir kural ve kanun verdi; onları orada sınadı.+ 26 “Tanrın Yehova’nın sözünü dikkatle dinlersen” dedi, “O’nun gözünde doğru olanı yaparsan, O’nun emirlerine kulak verirsen ve tüm kurallarına uyarsan,+ Mısırlıların başına getirdiğim hastalıkların hiçbirini senin başına getirmeyeceğim;+ çünkü Ben Yehova’yım, sana şifa veren Benim.”+

27 Sonra Elim’e geldiler; burada on iki pınar ve yetmiş hurma ağacı vardı.+ Su kıyısında konakladılar.

16 Sonra Elim’den ayrıldılar;+ tüm İsrail topluluğu Mısır’dan çıkışlarından sonraki ikinci ayın on beşinci günü Elim ile Sina arasındaki Sin Çölüne geldi.+

2 Ve tüm topluluk çölde Musa ile Harun’a söylenmeye başladı.+ 3 “Keşke ölümümüz Mısır’da Yehova’nın elinden olsaydı;+ et+ kazanlarının başında otururken, doyasıya ekmek yerken ölseydik. Siz tüm cemaati açlıktan öldürmek için bu çöle getirdiniz” deyip duruyorlardı.+

4 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Ben sizin için gökten ekmek yağdıracağım”+ dedi. “Herkes her gün+ çıkıp kendi payını toplayacak, böylece Benim kanunuma uyup uymayacaklarını görmek için onları sınayacağım.+ 5 Altıncı gün,+ toplamış olduklarını hazırlayacaklar; o gün toplayacakları, günlük miktarın iki katı olacak.”+

6 Ve Musa’yla Harun tüm İsrailoğullarına, “Akşama, sizi Mısır’dan çıkaranın Yehova olduğunu anlayacaksınız”+ dedi. 7 “Sabah da Yehova’nın ihtişamını+ göreceksiniz. Çünkü Yehova Kendisine karşı söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki bize söyleniyorsunuz?” 8 Musa şöyle devam etti: “Yehova size akşam et, sabah da doyasıya yemeniz için ekmek verince bunu göreceksiniz. Çünkü Yehova Kendisine karşı söylenmelerinizi işitti. Biz kimiz ki? Siz bize değil, Yehova’ya karşı söyleniyorsunuz.”+

9 Ve Musa, Harun’a “Tüm İsrail topluluğuna şunu söyle” dedi, “Yehova’nın huzuruna yaklaşın, çünkü söylenmelerinizi duydu.”+ 10 Harun İsrailoğullarına bu sözleri söyler söylemez herkes dönüp çöle baktı ve Yehova’nın ihtişamı bulutta göründü.+

11 O zaman Yehova Musa’ya şunları söyledi: 12 “İsrailoğullarının söylenmelerini işittim.+ Onlara de ki, ‘Akşam vakti* et yiyeceksiniz, sabah da ekmeğe doyacaksınız+ ve anlayacaksınız ki Tanrınız Yehova Benim.’”+

13 Ve akşam olduğunda bıldırcınlar+ gelmeye başladı, konakladıkları yeri sardı. Sabah da konaklama yerinin çevresini çiy kapladı.+ 14 Bir süre sonra çiy kalkınca, çöl üzerinde yerde ince, pul pul bir şey+ görüldü; topraktaki kırağı+ gibi inceydi. 15 İsrailoğulları bunu görünce birbirlerine “Bu ne?” diye sordular, çünkü onun ne olduğunu bilmiyorlardı. Bunun üzerine Musa onlara “Bu, Yehova’nın size yemeniz için verdiği ekmektir”+ dedi. 16 “Yehova’nın emri şudur: ‘Herkes yiyeceği kadar toplasın. Çadırınızdaki canların sayısına göre ve kişi başına bir omer*+ toplayacaksınız.’” 17 İsrailoğulları böyle yaptılar; kimisi çok kimisi az topladı. 18 Omerle ölçtüklerinde çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu.+ Herkes yiyeceği kadar toplamıştı.

19 Sonra Musa onlara “Kimse sabaha bundan bir parça bile bırakmasın”+ dedi. 20 Ancak, Musa’yı dinlemediler. Bazıları ondan sabaha bırakınca, kurtlanıp koktuğunu+ gördüler; Musa onlara kızdı.+ 21 Her sabah+ herkes yiyeceği kadar topluyordu. Güneş ortalığı ısıttığında eriyordu.

22 Altıncı gün iki kat,+ kişi başına iki omer ekmek topladılar. Ve halkın beyleri gelip Musa’ya böyle yaptıklarını söylediler. 23 Musa onlara “Yehova şöyle söyledi” dedi, “Yarın Sebt kutlanacak, Yehova için kutsal Sebt günü olacak.+ Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın.+ Artanı ayırın, sabaha saklayın.” 24 Musa’nın emrettiği gibi, kalanı sabaha sakladılar; ne koktu ne de kurtlandı.+ 25 Musa “Onu bugün yiyin” dedi, “Çünkü bugün Yehova için Sebttir.+ Bugün kırda onu bulamayacaksınız. 26 Altı gün toplayacaksınız, fakat yedinci gün Sebttir.+ O gün ekmek olmayacak.” 27 Yine de yedinci gün bazıları ondan toplamak için çıktılar, ancak bulamadılar.

28 Bunun üzerine Yehova, Musa’ya “Emirlerime ve kanunlarıma uymayı daha ne kadar reddedeceksiniz?”+ dedi. 29 “Unutmayın, Yehova size Sebti verdi.+ Bu nedenle altıncı gün size iki günlük ekmek veriyor. Herkes kendi yerinde kalsın.+ Yedinci gün kimse bulunduğu yerden ayrılmasın.” 30 Ve halk yedinci gün Sebti kutladı.+

31 İsrail evi bu ekmeği “man”* diye adlandırdı. Kişniş tohumu gibi beyazdı, tadı ise ballı yufka gibiydi.+ 32 Sonra Musa “Yehova şunu emretti” dedi, “Nesiller boyu korunması+ için ondan bir omer saklansın ki, sizi Mısır’dan çıkardığımda çölde size yedirdiğim ekmeği görsünler.”+ 33 Bu nedenle Musa, Harun’a “Bir testi al” dedi, “İçine bir omer man doldur ve nesiller boyu saklanması için onu Yehova’nın huzuruna koy.”+ 34 Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, Harun saklanması için onu Sandığın*+ önüne koydu. 35 İsrailoğulları bir yerleşim yerine gelinceye dek,+ kırk yıl boyunca man yediler.+ Man, onların Kenan diyarının sınırlarına varıncaya dek yedikleri yiyecek oldu.+ 36 Bir omer, efanın* onda biridir.

17 Tüm İsrail topluluğu Yehova’nın emrine göre+ bir yerden öbürüne göç ederek Sin Çölünü+ geçti ve Refidim’e+ gelip konakladı. Ancak, halk içecek su bulamadı.

2 “Bize içecek su ver” diyerek Musa’yla tartışmaya başladılar.+ Musa da, “Neden benimle tartışıyorsunuz? Neden hep böyle Yehova’yı sınıyorsunuz?”+ dedi. 3 Fakat halk susuz kalmıştı ve su istiyordu; Musa’ya “Neden bizi Mısır’dan çıkardın? Bizi, oğullarımızı, hayvanlarımızı susuzluktan öldürmek için mi?” diye söylenip duruyorlardı.+ 4 Sonunda Musa “Ben bu halkla ne yapacağım? Neredeyse beni taşlayacaklar!”+ diye Yehova’ya feryat etti.

5 Bunun üzerine Yehova, Musa’ya “Halkın önüne geç”+ dedi, “Yanına İsrail’in ihtiyarlarından birkaçını al; Nil Irmağına vurduğun değneği+ de eline alıp yürü. 6 İşte Ben Horeb’de kayanın üzerinde olacağım, orada senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, su çıkacak ve halk içecek.”+ O da İsrail ihtiyarlarının gözü önünde bunu yaptı. 7 Musa o yerin adını Massa*+ ve Meriba*+ koydu; çünkü İsrailoğulları onunla tartışmış, “Yehova bizimle mi, değil mi?”+ diyerek Yehova’yı sınamışlardı.+

8 Ve Amalekoğulları+ gelip Refidim’de İsrailoğullarına savaş açtılar.+ 9 Bunun üzerine Musa, Yeşu’ya+ “Bizim için adamlar seç ve çık,+ Amalekoğullarıyla savaş” dedi. “Yarın ben elimde Tanrı’nın değneğiyle+ tepede duracağım.” 10 Yeşu, Musa’nın tüm söylediklerini yerine getirip+ Amalekoğullarıyla savaştı. Musa, Harun ve Hur+ da tepeye çıktılar.

11 Musa elini yukarı kaldırdığında İsrailoğulları üstün geliyordu;+ elini indirdiğinde ise Amalekoğulları üstün geliyordu. 12 Musa’nın kolları yorulunca bir taş getirip koydular ve Musa üzerine oturdu. Bir yanında Harun diğer yanında Hur, onun ellerini desteklediler. Güneş batıncaya dek elleri öyle kaldı. 13 Böylece Yeşu Amalekoğullarını ve onlarla birlikte olanları kılıcıyla yenilgiye uğrattı.+

14 Yehova sonra Musa’ya “Hatırlanması için bunu kitaba yaz”+ dedi, “Yeşu’nun da kulağına koy, Amalek adını gökler altından silip atacağım.”+ 15 Ve Musa bir sunak yapıp adını Yehova-nissi* koydu. 16 “Çünkü Yah’ın+ tahtına+ el uzatıldı, Yehova’nın nesiller boyunca+ Amalekoğullarıyla savaşı olacak” dedi.

18 Musa’nın kayınbabası, Midyan kâhini Yetro,+ Yehova’nın Musa ve halkı İsrail için yaptıklarını, İsrailoğullarını Mısır’dan nasıl çıkardığını duydu.+ 2 Ve Yetro Musa’nın karısı Tsippora’yı (onu oraya Musa göndermişti) 3 ve iki oğlunu+ alıp yola çıktı. Çocuklardan birinin ismi Gerşom’du;*+ Musa “Gurbette bir yabancı oldum” diyerek ona bu ismi vermişti. 4 Diğerinin adı Eliezer’di;*+ çünkü Musa, “Babamın Tanrısı benim yardımcımdır, O beni Firavunun kılıcından kurtardı”+ demişti.

5 Böylece Yetro, Musa’nın oğulları ve karısıyla birlikte, Tanrı’nın dağına, Musa’nın konakladığı çöle vardı.+ 6 Ve Musa’ya “Ben kayınbaban Yetro,+ karın ve iki oğlunla birlikte yanına geliyorum” diye haber gönderdi. 7 Musa hemen kayınbabasını karşılamaya çıktı; önünde eğildi ve onu öptü.+ Birbirlerine hal hatır sorup çadıra girdiler.

8 Musa, Yehova’nın İsrailoğulları uğrunda Firavuna ve Mısır’a yaptığı her şeyi;+ yolda karşılaştıkları tüm sıkıntıları,+ fakat Yehova’nın kendilerini nasıl kurtardığını+ kayınbabasına anlattı. 9 Yetro, Yehova’nın İsrailoğulları için yaptığı iyiliklere ve onları Mısır’ın elinden kurtarmasına çok sevindi.+ 10 “Sizi Mısır’ın elinden, Firavunun elinden kurtaran Yehova’ya şükürler olsun! Halkını Mısır’ın elinden O kurtardı”+ dedi. 11 “Şimdi anlıyorum ki, Yehova tüm tanrılardan büyüktür.+ Mısırlılar size küstahça davrandığında olanlar bunu açıkça gösteriyor.” 12 Sonra Musa’nın kayınbabası Yetro, Tanrı için, yakılan sunu ve kurbanlar getirdi.+ Harun ve İsrailoğullarının tüm ihtiyarları gelip Tanrı’nın önünde Musa’nın kayınbabası Yetro ile ekmek yediler.+

13 Ve ertesi gün Musa her zaman olduğu gibi halkın davalarına bakmak için oturdu;+ insanlar sabahtan akşama dek onun önünde bekliyorlardı. 14 Kayınbabası, Musa’nın yaptıklarını görünce, “Halkın işlerine böyle mi bakıyorsun?” diye sordu; “Neden hüküm vermek için sadece sen oturuyorsun ve tüm halk sabahtan akşama dek senin önünde duruyor?” 15 Musa kayınbabasına, “Çünkü halk Tanrı’nın hükmünü öğrenmek için bana gelir”+ dedi. 16 “Bir davaları olduğunda,+ davayı bana getirirler; iki taraf arasında ben hükmederim. Tanrı’nın kararlarını ve kanunlarını bildiririm.”+

17 Bunun üzerine kayınbabası Musa’ya, “Böyle yapman iyi değil” dedi. 18 “Sen de yanındaki bu insanlar da yorulursunuz, çünkü bu iş senin için ağır bir yük;+ tek başına kaldıramazsın.+ 19 Şimdi sözümü dinle.+ Sana bir öğüt vereyim; Tanrı da seni destekleyecek.+ Tanrı’nın önünde halkı sen temsil et,+ davaları Tanrı’ya sen götür.+ 20 Kurallar ve kanunlar konusunda onları uyar.+ İzlemeleri gereken yolu ve yapmaları gerekeni onlara göster.+ 21 Halkın arasından yetenekli,+ Tanrı’dan korkan,+ güvenilir+ ve haksız kazançtan nefret eden+ adamlar seç. Onları halkın, biner,+ yüzer, ellişer ve onar kişilik grupların başına koy.+ 22 Tüm sıradan davalarda halk için onlar hüküm versin. Tüm büyük davaları sana getirsinler,+ fakat küçük davalara kendileri baksınlar. Böylece işini hafiflet; onlar da seninle birlikte yükü taşısınlar.+ 23 Böyle yaparsan (ve bu Tanrı’nın emriyse), dayanabilirsin, bu insanlar da selametle yerlerine döner.”+

24 Musa kayınbabasının sözünü dinledi; söylediklerinin hepsini hemen yaptı.+ 25 Tüm İsrailoğulları arasından yetenekli adamlar seçti. Onları halkın; biner, yüzer, ellişer ve onar kişilik grupların başına koydu.+ 26 Onlar sıradan davalarda halk için hüküm verdiler. Zor davaları Musa’ya getiriyor,+ fakat küçük davalara kendileri bakıyorlardı. 27 Sonra Musa kayınbabasını uğurladı;+ o da memleketine gitti.

19 İsrailoğulları Mısır diyarından çıkışlarının üçüncü ayında,+ aynı gün Sina Çölüne+ vardılar. 2 Refidim’den ayrılmış,+ Sina Çölüne girmişlerdi; çölde konakladılar.+ Dağın önünde konak yeri kurdular.+

3 Ve Musa Tanrı’nın huzuruna çıktı. Yehova ona dağdan seslenip+ “Yakup evine, İsrailoğullarına şunları söyle” dedi. 4 “‘Mısırlılara ne yaptığımı,+ sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.+ 5 Ve şimdi, sözüme tam olarak itaat eder+ ve ahdime+ bağlı kalırsanız, tüm halklar arasında siz Benim özel halkım olursunuz;+ çünkü tüm yeryüzü Benimdir.+ 6 Benim için bir kâhinler krallığı ve kutsal bir millet olacaksınız.’+ İsrailoğullarına bunları söyleyeceksin.”

7 Musa gelip halkın ihtiyarlarını+ çağırdı; Yehova’nın kendisine emrettiği bütün bu şeyleri onlara bildirdi.+ 8 Tüm halk bir ağızdan “Yehova’nın bütün söylediklerini yapacağız”+ dedi. Musa da halkın cevabını hemen Yehova’ya iletti.+ 9 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Senin yanına koyu bir bulut+ içinde geleceğim ki, seninle konuştuğumu halk duysun+ ve daima sana inansın”+ dedi. Ve Musa halkın dediklerini Yehova’ya iletti.

10 Sonra Yehova ona “Halka git” dedi, “Onları bugün ve yarın arındır; giysilerini yıkasınlar.+ 11 Üçüncü güne hazır olsunlar, çünkü üçüncü gün, Ben Yehova, tüm halkın gözü önünde Sina Dağına ineceğim.+ 12 Halk için çepçevre bir sınır çizeceksin ve onlara diyeceksin ki, ‘Sakın dağa çıkmayın, eteklerine ayak basmayın. Dağa ayak basan mutlaka öldürülecek.+ 13 Kimse o kişiye el sürmeyecek; ya taşlanacak ya da mızrakla vurulacak. İnsan olsun hayvan olsun sağ kalmayacak.’+ Ancak boru çalınınca+ dağa yaklaşabilirler.”

14 Sonra Musa dağdan halkın yanına indi; onları arındırmaya başladı; halk giysilerini yıkadı.+ 15 Onlara “Üçüncü gün için hazırlanın.+ Karılarınızla ilişkide bulunmayın”+ dedi.

16 Ve üçüncü günün sabahında gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başladı.+ Dağın üzerinde koyu bir bulut+ vardı ve çok güçlü bir boru sesi+ duyuluyordu. Konaklama yerindeki tüm halk titriyordu.+ 17 Musa Tanrı’nın önüne çıkmaları için halkı konak yerinden alıp getirdi; halk dağın eteğinde durdu.+ 18 Sina Dağı her yandan tütüyordu,+ çünkü Yehova ateş içinde dağa inmişti;+ dağdan ocak dumanı gibi duman çıkıyordu.+ Bütün dağ şiddetle sarsılıyordu.+ 19 Ve boru sesi gittikçe yükseldi; o zaman Musa konuştu, Tanrı güçlü bir sesle ona karşılık verdi.+

20 Böylece Yehova Sina Dağına indi. Sonra Yehova Musa’yı dağın tepesine çağırdı, o da çıktı.+ 21 Yehova Musa’ya “Aşağı in, halkı uyar” dedi, “‘Yehova’yı görmek için sınırı geçmeye çalışmayın, yoksa ölürsünüz’ de.+ 22 ‘Her zaman Yehova’nın önüne yaklaşan kâhinler de kendilerini arındırsınlar+ ki Yehova onlara öfkelenmesin.’”+ 23 Bunun üzerine Musa Yehova’ya “Halk dağa çıkamaz” diye karşılık verdi. “Çünkü Sen, ‘Dağ için sınır koy ve onu kutsal kıl’ diyerek bizi uyarmıştın.”+ 24 Fakat Yehova ona “Haydi aşağı in” dedi, “Harun’u alıp buraya çık; ancak kâhinlere ve halka ‘Yehova’nın huzuruna çıkmak için sınırı geçmeye çalışmayın’ de ki, onlara öfkelenmeyeyim.”+ 25 Musa da halkın yanına inip bu sözleri onlara iletti.+

20 Ve Tanrı şunları söyledi:+

2 “Seni Mısır diyarından, köleler evinden çıkaran+ Tanrın Yehova Benim.+ 3 Karşımda Benden başka tanrın olmayacak.+

4 Kendine oyma put yapmayacaksın; yukarıda göklerde, aşağıda yerde veya yerden aşağıda, sularda olanlara benzer bir şekil yapmayacaksın.+ 5 Onların önünde eğilmeyeceksin ve onlara kulluk etmeyeceksin.+ Çünkü Ben, Tanrın Yehova, tam bağlılık+ isteyen* bir Tanrı’yım. Benden nefret eden babaların suçunun cezasını oğullarına, üçüncü ve dördüncü nesle çektiren,+ 6 fakat Beni seven ve emirlerime uyanların binlerce nesline vefalı sevgi gösteren Tanrı’yım.+

7 Tanrın Yehova’nın adını boş yere ağza almayacaksın,+ çünkü Yehova, adını boş yere ağza alanı cezasız bırakmaz.+

8 Sebt gününün kutsallığını unutmadan,+ 9 altı gün çalış, bütün işini yap.+ 10 Fakat yedinci gün Tanrın Yehova için Sebttir.+ O gün hiçbir iş yapmayacaksın; sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanın ve şehrinde yaşayan yabancı hiçbir iş yapmayacak.+ 11 Çünkü Yehova gökleri, yeri, denizi ve içlerindeki her şeyi altı günde yarattı+ ve yedinci günü dinlenme günü yaptı.+ Bu nedenle Yehova Sebt gününü kutsadı, onu kutsal bir gün olarak ayırdı.+

12 Annene ve babana saygılı ol ki,+ Tanrın Yehova’nın sana vermekte olduğu toprakta ömrün uzun olsun.+

13 Adam öldürmeyeceksin.+

14 Zina yapmayacaksın.+

15 Çalmayacaksın.+

16 Komşun hakkında yalan şahitlik yapmayacaksın.+

17 Komşunun evine göz dikmeyeceksin. Komşunun karısına,+ erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.”+

18 Tüm halk, şimşekleri, dağdan yükselen dumanı görüyor, gök gürlemelerini ve boru sesini duyuyordu. Bütün bunları görünce korkudan titreyip uzakta durdular.+ 19 Musa’ya “Bizimle sen konuş, seni dinleyelim; fakat Tanrı bizimle konuşmasın, yoksa öleceğiz” dediler.+ 20 Musa halka “Korkmayın” dedi, “Çünkü Tanrı sizi sınamak için geldi;+ böylece O’ndan daima korkacaksınız ve günah işlemeyeceksiniz.”+ 21 Halk uzakta durdu, fakat Musa Tanrı’nın bulunduğu koyu bulut kümesine yaklaştı.+

22 Yehova Musa’ya şöyle dedi:+ “İsrailoğullarına diyeceksin ki, ‘Sizinle gökten konuştuğumu gördünüz.+ 23 Altın, gümüş ilahlar yapıp onları Benimle bir tutmayacaksınız.+ 24 Benim için topraktan+ bir sunak yapacaksın; yakılan sunularını, paylaşma kurbanlarını, davarını, sığırını kurban olarak onun üzerinde sunacaksın.+ Adımın anılması için seçtiğim her yerde yanında olup sana bereket vereceğim.+ 25 Benim için taştan sunak yaparsan, onu yontma taşlardan yapmayacaksın. Keski kullanırsan onun kutsallığını bozmuş olursun.+ 26 Edep yerlerin gözükmesin diye, sunağın üzerine çıkmak için basamak yapmayacaksın.”

21 “Ve onlara şu hükümleri bildireceksin:+

2 İbrani bir köle satın alırsan,+ altı yıl kölelik edecek, yedinci yıl bedel ödenmeksizin özgür bırakılacak.+ 3 Eğer yalnız geldiyse yalnız gidecek. Karısı varsa, karısı da onunla birlikte gidecek. 4 Eğer köle, efendisi tarafından bir kadınla evlendirilmişse ve oğulları, kızları olmuşsa, kadın ve çocukları efendisinin olacak,+ köle yalnız gidecek.+ 5 Ancak, köle ‘Efendimi, karımı, oğullarımı seviyorum, onlardan ayrılıp özgür kalmak istemiyorum’ diyorsa,+ 6 efendisi onu Tanrı’nın huzuruna getirecek. Kapıya veya sövesine yaklaştırıp kulağını bizle delecek ve köle ömür boyu onun olacak.+

7 Bir adam kızını köle olarak satarsa,+ kız, erkek kölelerin usulüne göre özgür bırakılmayacak. 8 Efendisi kızı beğenmez, onu cariye+ yapmak yerine bir bedel karşılığında vermek isterse, onu başka milletlerden olanlara satamaz; zaten kıza hainlik etmiştir. 9 Eğer efendisi köle kızı oğluna alacaksa, ona bir kız evladın haklarını sağlayacak.+ 10 Sonra başka bir kadın daha alırsa, öncekinin yiyecek ve giyecek ihtiyaçları karşılanacak;+ evlilikten doğan hakları kısıtlanmayacak.+ 11 Eğer bu üç koşul yerine getirilmezse, kadın hiçbir bedel ödenmeksizin özgür bırakılacak.

12 Kim birine vurur ve vurduğu adam ölürse, kendisi de mutlaka öldürülecek.+ 13 Fakat, olayda kasıt yoksa ve Tanrı buna izin vermişse,+ onun kaçabileceği bir yer belirleyeceğim.+ 14 Bir kimse komşusuna çok öfkelenir ve düzen kurup onu öldürürse,+ sunağıma gelip sığınsa bile onu alıp öldüreceksin.+ 15 Ana babasına vuran mutlaka öldürülecektir.+

16 Adam kaçıran+ ve onu satan+ veya yanında alıkoyan mutlaka öldürülecektir.+

17 Ana babasına lanet eden mutlaka öldürülecektir.+

18 Kavga ederlerken bir adam komşusuna taşla veya çapayla vurursa, komşusu ölmez fakat yatağa düşerse, 19 sonra kalkıp değnekle dışarıda gezebilirse, vuran kişi cezalandırılmayacak. Ancak yaralı tamamen iyileşene dek, onun çalışamadığı süre içinde uğradığı kaybı karşılayacak.

20 Bir adam, erkek veya kadın kölesini değnekle döver+ ve köle ölürse, mutlaka öcü alınacak.+ 21 Fakat köle bir iki gün yaşarsa sahibinden öç alınmayacak, çünkü ona aittir.

22 Bir kavgada adamlar gebe bir kadına çarparsa, ölümcül bir durum olmaz fakat kadın erken doğum yaparsa,+ suçlu kişi, kadının kocasının istediği tazminatı hâkimlerin+ de kararıyla mutlaka ödeyecektir. 23 Fakat kaza ölüme yol açarsa, o zaman cana karşılık can vereceksin;+ 24 göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak,+ 25 yanığa yanık, yaraya yara, bereye bere.+

26 Bir adam erkek veya kadın kölesinin gözüne vurur ve sakatlarsa, gözüne karşılık köleyi özgür bırakacaktır.+ 27 Eğer efendi, erkek ya da kadın kölesine vurup dişini kırarsa, dişine karşılık köleyi özgür bırakacaktır.

28 Bir öküz, bir adamı veya kadını tos vurup öldürürse, öküz mutlaka taşlanacak+ ve eti yenmeyecek. Öküzün sahibi cezalandırılmayacaktır. 29 Fakat bir öküzün öteden beri tos vurma huyu varsa, sahibi de uyarılmasına rağmen öküzüne göz kulak olmamışsa ve hayvan bir adam veya kadını öldürürse, öküz taşlanacak, sahibi de öldürülecektir. 30 Eğer öküzün sahibinden fidye talep edilirse, o, kendi canı için belirlenen+ miktara göre kurtarma bedelini ödeyecek. 31 Öküz bir çocuğa tos vurmuşsa, çocuk erkek veya kız olsun, öküzün sahibi hakkında bu hüküm uygulanacaktır.+ 32 Öküz bir erkek veya kadın köleye tos vurursa, öküzün sahibi, kölenin efendisine otuz şekel+ verecek ve öküz taşlanacak.

33 Bir kimse bir çukuru açık bırakır veya çukur kazıp üzerini kapatmazsa, bir öküz veya eşek de oraya düşerse,+ 34 çukurun sahibi zararı ödeyecektir.+ Hayvanın bedelini sahibine verecek ve ölü hayvan kendisinin olacak. 35 Eğer bir adamın öküzü, başka birinin öküzünü yaralar ve öküz ölürse, öküzlerin sahipleri canlı öküzü satıp parasını paylaşacak. Ölü öküzü de paylaşacaklar.+ 36 Eğer öküzün eskiden beri tos vurma huyunun olduğu biliniyorsa, fakat sahibi ona göz kulak olmamışsa,+ öküze karşılık öküz verecek;+ ölü hayvan ise onun olacak.”

22 “Bir adam öküz veya koyun çalıp onu keser veya satarsa, bir öküz yerine beş öküz, bir koyun yerine dört koyun verecek.+

2 (Eğer hırsız+ bir eve girerken yakalanırsa+ ve vurulup öldürülürse, öldüren kan dökmekten suçlu olmayacak.+ 3 Ama olay güneş doğduktan sonra olmuşsa, öldüren kan dökmekten suçlu olacak.)

Hırsız verdiği zararı mutlaka karşılayacak. Hiçbir şeyi yoksa, çaldıklarına karşılık kendisi satılacak.+ 4 Öküz, eşek, koyun, çaldığı her ne ise, yanında canlı olarak bulunursa iki katını verecek.

5 Bir adam yük hayvanlarını otlatmaya çıkarır ve başkasının tarlasına veya bağına salarak tarlanın veya bağın ürününü yiyip bitirmelerine sebep olursa, kendi tarlasının veya bağının ürününün en iyileriyle zararı karşılayacak.+

6 Yakılan bir ateş dikenlere sıçrar, sonra demetlere veya ekine yayılırsa ya da tarla yanıp kül olursa,+ yangını çıkaran zararı mutlaka karşılayacak.

7 Bir adam, komşusuna para veya eşya emanet eder+ ve bunlar komşusunun evinden çalınırsa, hırsız yakalandığında iki katını ödeyecek.+ 8 Eğer hırsız yakalanmazsa, ev sahibi Tanrı’nın önüne getirilecek+ ve komşusunun malına el uzatıp uzatmadığı anlaşılacak. 9 Bu tür suçlarda,+ kayıp öküz, eşek, koyun, giysi veya başka herhangi bir kayıp hakkında her iki tarafın da ‘Bu benim!’ dediği durumlarda, dava Tanrı’nın önüne getirilecek.+ Tanrı’nın suçlu bulduğu kişi, komşusuna zararın iki katını ödeyecek.+

10 Bir adam, komşusuna eşek, öküz, koyun veya başka bir hayvan emanet ederse ve hayvan ölür, sakatlanır veya kimse görmeden alınıp götürülürse, 11 hayvanın emanet edildiği kişi, komşusunun malına el uzatmadığına dair Yehova’nın adıyla yemin+ edecek.+ Hayvanın sahibi bu yemini kabul edecek ve komşusu bir şey ödemeyecek. 12 Fakat hayvan onun yanındayken çalınmışsa, sahibine bedelini ödeyecek;+ 13 bir vahşi hayvan tarafından parçalanmışsa,+ bunun kanıtını getirecek.+ Vahşi hayvan tarafından parçalanan için bedel ödemeyecek.

14 Bir kimse komşusundan bir hayvan ödünç alırsa+ ve hayvan, sahibi yanında değilken sakatlanır veya ölürse, onun bedelini mutlaka ödeyecek.+ 15 Fakat sahibi yanındaysa bir şey ödemeyecek. Eğer hayvan kiralanmışsa, zarar, ödenen kira bedeli içinde sayılacak.

16 Bir adam nişanlı olmayan bir kızı kandırır ve onunla birlikte olursa,+ mutlaka başlık parasını ödeyerek onunla evlenecek.+ 17 Babası kızı ona vermeyi kesinlikle reddederse, adam kızlar için verilen başlık parası ne kadarsa onu ödeyecek.+

18 Büyücü kadını yaşatmayacaksın.+

19 Hayvanla cinsel ilişkiye giren mutlaka öldürülecek.+

20 Yehova’dan başka bir tanrıya kurban sunan öldürülecek.+

21 Aranızda yaşayan yabancıya kötü muamele etmeyeceksin, onu ezmeyeceksin;+ çünkü siz de Mısır diyarında yabancıydınız.+

22 Dul ve yetime sıkıntı vermeyeceksiniz.+ 23 Onlara sıkıntı verirsen ve Bana feryat ederlerse, feryatlarını mutlaka duyacağım.+ 24 O zaman gazaplanıp+ sizi kılıçtan geçireceğim. Karılarınız dul, çocuklarınız yetim kalacak.+

25 Halkımdan birine, yanında sıkıntı çekene ödünç para verirsen,+ ona tefeci gibi davranmayacaksın. Ondan faiz almayacaksın.+

26 Komşunun üstündeki giysiyi rehin alırsan,+ güneş batmadan önce geri vereceksin. 27 Çünkü o tek giysisidir; bedeninin örtüsüdür.+ Neyle yatacak? Bana feryat ettiğinde onu dinleyeceğim, çünkü Ben lütufkârım.+

28 Tanrı’ya sövmeyeceksin;+ halkın beyine lanet okumayacaksın.+

29 Bereketli hasadından ve dolup taşan teknenden verirken tereddüt etmeyeceksin.+ Oğullarının ilkini Bana vereceksin.+ 30 Sığırın ve davarın için de usul şöyle olacak:+ Yedi gün anneleriyle kalacaklar;+ sekizinci gün Bana vereceksin.

31 Önümde kutsal kişiler olacaksınız;+ kırda vahşi hayvan tarafından parçalanmış olan eti yemeyeceksiniz,+ onu köpeklere atacaksınız.”+

23 “Yalan haber taşımayacaksın.+ Kötü adamla elbirliği ederek kötü niyetlerle şahitlik etmeyeceksin.+ 2 Kötü amaçlar peşinde olan çoğunluğu izlemeyeceksin.+ Bir anlaşmazlık durumunda tanıklık ederken çoğunluğa uyup adaleti saptırmayacaksın.+ 3 Düşkünü davasında kayırmayacaksın.+

4 Düşmanının kaybolan öküzüne veya eşeğine rastlarsan, onu sahibine mutlaka geri götüreceksin.+ 5 Senden nefret eden birinin eşeğini yükü altında çökmüş görürsen, öylece bırakıp gitmeyeceksin. Hayvanın yükünü hafifletmesi için sahibine yardım edeceksin.+

6 Yoksulun davasında adaleti saptırmayacaksın.+

7 Yalandan uzak duracaksın.+ Masum ve doğru adamı öldürmeyeceksin, çünkü Ben kötüyü suçsuz çıkarmam.+

8 Rüşvet almayacaksın, çünkü rüşvet, sağgörülü adamın gözünü kör eder, doğru adamın sözünü değiştirmesine neden olur.+

9 Aranızda yaşayan yabancıyı ezmeyeceksin,+ çünkü siz de Mısır diyarında yabancıydınız, bunun ne demek olduğunu bilirsiniz.+

10 Toprağını altı yıl ekip ürününü toplayacaksın.+ 11 Fakat yedinci yıl ekmeyeceksin, toprağını nadasa bırakacaksın+ ve halkının arasındaki yoksullar da tarlandan yiyecek; onların bıraktıklarını da yaban hayvanları yiyecek.+ Bağında ve zeytinliğinde de böyle yapacaksın.

12 Altı gün çalışacaksın;+ fakat yedinci gün çalışmayacaksın. Böylece o gün öküzün, eşeğin rahat edecek; hizmetçinin oğlu ve şehrindeki yabancı dinlenecek.+

13 Size söylediklerime uymaya çok dikkat edeceksiniz.+ Başka tanrıların adını anmayacaksınız, onların adı ağzınızdan duyulmayacak.+

14 Yılda üç defa Benim onuruma bayram kutlayacaksın.+ 15 Mayasız Ekmek Bayramını kutlayacaksın.+ Sana emrettiğim gibi, Abib ayının belirlenmiş vaktinde,+ yedi gün mayasız ekmek+ yiyeceksin; çünkü Mısır’dan o ayda çıktın. Kimse önüme eli boş gelmeyecek.+ 16 Tarladaki ekinin, emeğinin ilk ürünü+ için de Hasat Bayramını kutlayacaksın.+ Yıl sonunda, ürününü topladığında Ürün Toplama Bayramını kutlayacaksın.+ 17 Bütün erkeklerin yılda üç kez Rab Yehova’nın önüne gelecek.+

18 Bana sunulacak kurbanın kanını mayalı ekmekle sunmayacaksın. Ve Benim bayramımda sunulan kurbanın yağını sabaha dek bekletmeyeceksin.+

19 Toprağının ilk ürününün en iyisini Tanrın Yehova’nın evine getireceksin.+

Oğlağı annesinin sütünde pişirmeyeceksin.+

20 İşte Ben önün sıra bir melek+ gönderiyorum; seni yolda o koruyacak ve senin için hazırladığım yere götürecek.+ 21 Onun önünde davranışlarına dikkat et ve sözüne itaat et. Ona asilik etme, suçunu bağışlamaz.+ Bil ki o Benim adımı taşıyor. 22 Eğer onun sözüne tam olarak itaat eder ve söyleyeceğim her şeyi yaparsan,+ o zaman Ben senin düşmanlarına düşman olacağım ve sana sıkıntı verenlere sıkıntı vereceğim.+ 23 Meleğim önün sıra gidecek ve seni Amorilerin, Hititlerin, Perizzilerin, Kenanlıların, Hivilerin ve Yebusilerin topraklarına götürecek ve Ben onları yok edeceğim.+ 24 Onların tanrılarının önünde eğilmeyeceksin ve onlara kulluk etmeyeceksin. Onların putlarına benzer bir şey yapmayacaksın;+ onları mutlaka yere çalıp kıracaksın ve dikili taşlarını parçalayacaksın.+ 25 Tanrınız Yehova’ya kulluk edeceksiniz;+ O, ekmeğinizi ve suyunuzu bereketli kılacak.+ Aranızdan hastalıkları kaldıracağım.+ 26 Memleketinde ne düşük yapan ne de kısır bir kadın olacak.+ Ömrünü uzun edeceğim.+

27 Topraklarına ayak bastığın tüm halkları kargaşaya düşüreceğim ve bütün düşmanlarını önünden kaçıracağım;+ sen oraya varmadan onları Benim korkum saracak.+ 28 Senin önün sıra dehşet* salacağım;+ Hiviler, Kenanlılar ve Hititler önünden kaçacak.+ 29 Onları önünden bir yıl içinde kovmayacağım; yoksa memleket viran olur ve vahşi hayvanlar fazlasıyla çoğalır.+ 30 Sen çoğalıp diyarı tamamen mülk edininceye dek onları senin önünden azar azar kovacağım.+

31 Sana Kızıldeniz’den Filistîlerin denizine, çölden Irmağa* dek sınır çizeceğim;+ çünkü diyarda oturan halkları senin eline vereceğim ve onları önünden kovacaksın.+ 32 Onlarla ve tanrılarıyla antlaşma yapmayacaksın.+ 33 Onlar senin memleketinde barınmayacak, yoksa Bana karşı günah işlemene neden olurlar. Onların tanrılarına kulluk etmen senin için bir tuzak olur.”+

24 Ve sonra Musa’ya şunları dedi: “Sen, Harun, Nadab, Abihu+ ve İsrailoğulları ihtiyarlarından yetmiş kişi,+ Yehova’nın huzuruna çıkın. Uzakta durup yere kapanın. 2 Sadece Musa Yehova’ya yaklaşacak, diğerleri yaklaşmayacak ve halktan kimse onunla birlikte çıkmayacak.”+

3 Musa Yehova’nın bütün söylediklerini ve hükümlerini gelip halka anlattı.+ Tüm halk hep bir ağızdan “Yehova’nın bütün söylediklerini yapacağız” diye karşılık verdi.+ 4 Bunun üzerine Musa, Yehova’nın bütün söylediklerini yazdı.+ Sonra sabah erkenden kalkıp dağın eteğinde bir sunak yaptı ve İsrail’in on iki kabilesi için on iki sütun dikti.+ 5 Ve İsrailoğulları arasından gençler gönderdi; onlar yakılan sunular sundular ve paylaşma kurbanları+ olarak Yehova’ya boğalar kurban ettiler. 6 Musa kanın yarısını alıp kaplara koydu;+ yarısını da sunağın üzerine serpti.+ 7 Sonunda ahit kitabını+ alıp halka okudu.+ Onlar da “Yehova’nın bütün söylediklerini yapacağız ve O’na itaat edeceğiz”+ diye karşılık verdi. 8 Bunun üzerine Musa kanı alıp halkın üzerine serpti+ ve “Bu, Yehova’nın tüm bu sözlere göre sizinle yaptığı ahdin kanıdır”+ dedi.

9 Sonra Musa, Harun, Nadab, Abihu ve İsrailoğulları ihtiyarlarından yetmiş kişi dağa çıktı. 10 Ve İsrail’in Tanrısını gördüler.+ Ayaklarının altında sanki safir taşından bir döşeme vardı, gökler gibi berraktı.+ 11 Tanrı, İsrailoğullarının ileri gelenlerine+ dokunmadı. Onlar Tanrı’yı bir görüntüde gördüler+ ve yiyip içtiler.+

12 Yehova daha sonra Musa’ya “Dağa, huzuruma çık, orada kal” dedi, “Çünkü halka öğretmen için kanun ve emirlerimi yazdığım taş levhaları sana vereceğim.”+ 13 Bunun üzerine Musa’yla hizmetkârı Yeşu kalktı; Musa Tanrı’nın dağına çıktı.+ 14 İhtiyarlara da “Biz dönünceye dek burada bizi bekleyin”+ demişti, “İşte yanınızda Harun’la Hur+ var. Kimin bir meselesi olursa onlara gitsin.”+ 15 Böylece Musa dağa çıktı; bulut dağı örtmüştü.+

16 Yehova’nın ihtişamı+ Sina Dağının+ üzerindeydi; bulut altı gün boyunca dağın üzerinde kaldı. Tanrı yedinci gün bulutun içinden Musa’ya seslendi.+ 17 Yehova’nın ihtişamı İsrailoğullarına dağın doruğunda yakıp yok eden bir ateş+ gibi görünüyordu. 18 Sonra Musa bulutun içine girdi; dağın tepesine çıktı.+ Musa kırk gün kırk gece dağda kaldı.+

25 Ve Yehova Musa’ya şöyle dedi:+ 2 “İsrailoğullarına Bana sunulmak üzere bağış toplamalarını söyle. Yürekten veren herkesten Benim için bağış toplayacaksınız.+ 3 Onlardan bağış olarak şunları alacaksınız: Altın,+ gümüş,+ bakır;+ 4 erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı* ipler, keçi kılı,+ 5 kırmızı boyalı koç derileri, fok derileri ve akasya ağacı.+ 6 Kandil için yağ;+ mesh yağı+ ve güzel kokulu buhur+ için pelesenk yağı.+ 7 Efod*+ ve göğüslük+ için oniks ve kakma taşları. 8 Ve halk, aralarında bulunayım diye Bana kutsal bir mekân yapacak.+ 9 Kutsal Çadırı* ve eşyalarını sana göstereceğim örneğe göre yapacaksınız.+

10 Akasya ağacından+ bir sandık yapacaklar; uzunluğu iki buçuk arşın,* genişliği bir buçuk arşın ve yüksekliği bir buçuk arşın olacak. 11 Sandığı saf altınla kaplayacaksın,+ hem içten hem de dıştan kaplayacaksın; yukarı kısmına çepçevre altın bir kenar süsü yapacaksın.+ 12 Sandık için altından dört döküm halka yapacaksın; onları dört ayağın yukarısından sandığa takacaksın; halkaların ikisi sandığın bir yanında, ikisi diğer yanında olacak.+ 13 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kaplayacaksın.+ 14 Sırıkları yanlardaki halkalara geçireceksin; sandık onlarla taşınacak. 15 Sırıklar sandığın halkalarında kalacak; oradan çıkarılmayacak.+ 16 Hatırlatıcı olarak sana vereceğim levhaları sandığın içine koyacaksın.+

17 Ve saf altından bir kapak yapacaksın; uzunluğu iki buçuk arşın, genişliği bir buçuk arşın olacak.+ 18 Altından iki kerubi yapacaksın, onları kapağın iki ucuna dövme işi olarak yapacaksın.+ 19 Kerubilerin birini bir uçta, diğerini öteki uçta yap.+ Onları kapağın iki ucunda yapacaksınız. 20 Kerubilerin kanatları yukarıya doğru açık olacak ve kanatlar kapağın üzerini örtecek.+ Kerubiler karşılıklı duracak ve yüzleri kapağa bakacak. 21 Kapağı+ sandığın üzerine kapatacaksın. Ve hatırlatıcı olarak sana vereceğim levhaları sandığın içine koyacaksın. 22 Orada sana görüneceğim ve kapağın üstünden, Hatırlatma Sandığı üzerindeki kerubilerin arasından+ seninle konuşacağım,+ İsrailoğulları için vereceğim tüm emirleri sana bildireceğim.

23 Akasya ağacından bir masa+ yapacaksın; uzunluğu iki arşın, genişliği bir arşın ve yüksekliği bir buçuk arşın olacak. 24 Onu saf altınla kaplayacaksın ve çepçevre altın bir kenar süsü yapacaksın.+ 25 Masaya dört parmak genişliğinde* bir pervaz yapacaksın; pervazın çevresine altın bir kenar süsü yapacaksın.+ 26 Masa için altından dört halka yapacaksın ve onları dört ayağın üst kısmına, köşelere koyacaksın.+ 27 Halkalar pervaza yakın olacak; masayı taşımak için kullanılacak sırıkları tutacaklar.+ 28 Sırıkları akasya ağacından yapacaksın ve onları altınla kaplayacaksın. Masayı onlarla taşıyacaklar.+

29 Masa için sahanlar, taslar ve içecek sunularını dökmek için testiler ve kâseler yapacaksın. Bunları saf altından yapacaksın.+ 30 Masanın üzerine huzur ekmeklerini koyacaksın; ekmekler daima huzurumda duracak.+

31 Saf altından bir şamdan yapacaksın. Şamdanı dövme işi yapacaksın.+ Gövdesi ve ondan çıkan kolları, çanakları, tomurcukları ve goncaları olacak. 32 Üç kol bir yandan, üç kol da diğer yandan olmak üzere gövdeden altı kol çıkacak.+ 33 Üç kolun her birinde badem çiçeğininkine benzer üç çanak olacak, aralarında birer tomurcukla gonca bulunacak; diğer üç kolun da her birinde badem çiçeğininkine benzer üç çanak olacak, aralarında birer tomurcukla gonca bulunacak.+ Şamdandan çıkan altı kol bu şekilde olacak. 34 Şamdanın gövdesinde badem çiçeğininkine benzer dört çanak olacak; aralarında tomurcuklarla goncalar bulunacak.+ 35 İlk çift kolun altındaki tomurcuk, ikinci çift kolun altındaki tomurcuk ve üçüncü çift kolun altındaki tomurcuk gövdeden çıkacak. Şamdanın gövdesinden çıkan altı kol da böyle olacak.+ 36 Kollar ve tomurcuklar gövdeden çıkacak. Şamdan saf altından olacak; dövme işi olarak tek parça yapılacak.+ 37 Şamdan için yedi kandil yapacaksın; kandiller yakılacak ve şamdanın önündeki alanı aydınlatacak.+ 38 Fitil maşaları ve tablalar saf altından olacak.+ 39 Şamdan tüm bu takımıyla birlikte bir talant* saf altından yapılacak. 40 Bunları, dağda sana gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et.”+

26 “Kutsal Çadırı on parça bezden yapacaksın;+ onları bükümlü has ketenden, mavi ve kırmızı ipten ve erguvani yünden yapacaksın;+ üzerlerine nakış olarak kerubiler+ işleyeceksin. 2 On parçanın her biri yirmi sekiz arşın boyunda, dört arşın eninde olacak. Çadır bezinin tüm parçaları aynı ölçülerde olacak.+ 3 Beş parça birleştirilip bir takım oluşturulacak; diğer beş parça da birleştirilip bir takım oluşturulacak.+ 4 Bu takımlardan birinin son parçasının kenarına mavi ipten ilmekler yapacaksın; diğer takımın ucundaki parçaya da, öbürüyle birleşeceği yere aynısını yapacaksın.+ 5 Takımlardan birine elli ilmek yapacaksın; diğer takımın da ucuna, öbür takımla birleşeceği yere elli ilmek yapacaksın; ilmekler karşılıklı olacak.+ 6 Altından elli çengel yapacaksın; takımları bu çengellerle birleştireceksin; böylece çadır tek parça olacak.+

7 Kutsal Çadırın üzerindeki örtü için bezi keçi kılından+ yapacaksın; on bir parça olacak. 8 Her bir parçanın boyu otuz arşın,+ eni dört arşın olacak. On bir parça da aynı ölçülerde olacak. 9 Beş parçayı ayrı, altı parçayı ayrı birleştireceksin+ ve altıncı parçayı çadırın ön kısmında ikiye katlayacaksın. 10 Bu takımlardan birinin son parçasının kenarına elli ilmek yapacaksın; diğer takımın kenarına da, öbürüyle birleşeceği yere elli ilmek yapacaksın. 11 Ve elli bakır+ çengel yapacaksın; çengelleri ilmeklere geçirerek çadır bezini birleştireceksin, böylece tek parça olacak.+ 12 Çadır bezinin artan kısmı aşağı sarkacak. Artan yarım parça, çadırın arka kısmından aşağı sarkacak. 13 Ve çadır bezinin boydan olan fazlalığı çadırın yanlarından birer arşın sarkacak ve her iki yanı kapatacak.

14 Çadırın üzerine kırmızı boyalı koç derilerinden bir örtü, en üste de fok derilerinden bir örtü yapacaksın.

15 Çadır için akasya ağacından dikine duracak çerçeveler+ yapacaksın; 16 her bir çerçevenin boyu on arşın, eni bir buçuk arşın olacak. 17 Her bir çerçevede yan yana iki geçme olacak. Çadırın tüm çerçevelerinde bunu yapacaksın. 18 Böylece çadırın çerçevelerini yapacaksın; Necef’e, güneye bakan tarafı için yirmi çerçeve olacak.

19 Yirmi çerçevenin altına, üzerinde birer yuva olan kırk gümüş taban+ yapacaksın; böylece her çerçevenin altındaki iki geçme için iki taban olacak. 20 Çadırın diğer yanı, kuzey tarafı için de yirmi çerçeve+ ile 21 kırk gümüş taban yapacaksın; her çerçeve için iki taban olacak.+ 22 Çadırın batıya bakan arka tarafı için altı çerçeve yapacaksın.+ 23 Ve arka kısımda her iki köşede, destek olarak iki çerçeve yapacaksın.+ 24 Bunlar çift çerçeve şeklinde olacak; alt kısmı ayrık duracak ve tepede baştaki halkada birleşecekler. İki çerçeve de böyle olacak, köşe desteği görevi yapacaklar. 25 Böylece sekiz çerçeve ve her çerçeve için iki taban olmak üzere on altı gümüş taban olacak.

26 “Ve akasya+ ağacından kirişler yapacaksın; çadırın bir yanındaki çerçeveler için beş kiriş, 27 diğer yanındaki çerçeveler için beş kiriş ve batıya bakan arka taraftaki çerçeveler için beş kiriş olacak.+ 28 Çerçevelerin ortasındaki kiriş bir uçtan öbür uca geçecek.

29 Çerçeveleri altınla kaplayacaksın;+ kirişlerin geçirileceği halkaları altından yapacaksın, kirişleri de altınla kaplayacaksın. 30 Kutsal Çadırı dağda sana gösterilen plana göre yapacaksın.+

31 Erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplerden bir perde+ yapacaksın. Perdenin üzerine nakış olarak kerubiler+ işlenecek. 32 Perdeyi akasya ağacından yapılmış ve altınla kaplanmış dört direğin üzerine asacaksın. Direklerdeki askılar altından olacak ve direkler gümüşten yapılmış dört tabanın üzerinde duracak. 33 Perdeyi çengellerin alt tarafına asacaksın. Ve Hatırlatma Sandığını+ perdenin arkasındaki iç kısma getireceksin. Perde, Kutsal Yer+ ile En Kutsal Yeri+ ayıracak. 34 En Kutsal Yerde, Hatırlatma Sandığının üzerine kapağını koyacaksın.

35 Masayı perdenin önündeki bölüme koyacaksın; şamdan+ masanın karşısında, çadırın güneye bakan tarafında duracak; masayı kuzey tarafına koyacaksın. 36 Ve çadırın girişi için, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplerden dokuma bir perde+ yapacaksın. 37 Bu perde için akasya ağacından beş direk yapacaksın ve onları altınla kaplayacaksın. Direklerdeki askılar altından olacak. Ve direkler için bakırdan, beş tane dökme taban yapacaksın.”

27 Ve akasya ağacından bir sunak yapacaksın; beş arşın uzunluğunda, beş arşın genişliğinde olacak. Sunak+ kare şeklinde ve üç arşın yüksekliğinde olacak. 2 Dört köşesine boynuz+ yapacaksın; boynuzlar sunaktan çıkacak. Sunağı bakırla kaplayacaksın.+ 3 Sunak için, kürekler, leğenler, çatallar, ateş kapları ve yağlı küllerin konacağı kovalar yapacaksın; bütün takım bakırdan olacak.+ 4 Sunak için bir ızgara yapacaksın, bakırdan ağ biçiminde olacak;+ dört köşesine bakır halkalar yapacaksın. 5 Izgarayı pervazın alt kısmına, sunağın içine yerleştireceksin; ızgara sunağın ortasında olacak.+ 6 Sunak için sırıklar yapacaksın; sırıklar akasya ağacından olacak ve onları bakırla kaplayacaksın.+ 7 Sırıklar halkalara geçirilecek ve sunak taşınırken iki yanında olacaklar.+ 8 Sunağı içi boş bir sandık gibi, tahtadan yapacaksın. Tıpkı dağda sana gösterildiği gibi olacak.+

9 Ve Çadıra bir avlu+ yapacaksın. Avlunun Necef’e, güneye bakan tarafı bükümlü has ketenden perdeyle çevrilecek;+ uzunluğu yüz arşın olacak. 10 Yirmi direği ve yirmi tabanı bakırdan olacak. Direklerin askıları ve halkaları gümüşten olacak.+ 11 Kuzeye bakan taraf da aynı uzunlukta olacak; perde yüz arşın olacak. Yirmi direği ve yirmi tabanı bakırdan, direklerin askıları ve halkaları gümüşten olacak.+ 12 Avlunun eni olacak kenarına, batı tarafına yerleştirilecek perde elli arşın olacak. On direkle on tabanı olacak.+ 13 Gündoğusuna bakan tarafta da avlunun eni elli arşın olacak.+ 14 Kapının bir yanında on beş arşın uzunluğunda bir perde, üç direk ve üç taban olacak.+ 15 Öbür yanında da on beş arşın uzunluğunda bir perde, üç direk ve üç taban olacak.+

16 Avluya kapı olarak, yirmi arşın uzunluğunda dokuma bir perde yapacaksın; perde, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplerden dokunacak.+ Dört direği ve direkler için dört tabanı olacak.+ 17 Avlunun çevresindeki tüm direklere gümüş halkalar ve gümüş askılar yapılacak, fakat direklerin tabanı bakırdan olacak.+ 18 Avlunun uzunluğu yüz arşın,+ genişliği elli arşın ve bükümlü has ketenden dokunmuş perdenin yüksekliği beş arşın olacak; tabanlar bakırdan yapılacak. 19 Kutsal Çadırda, tüm hizmetlerde kullanılacak takımlar, çadırın ve avlunun bütün kazıkları bakırdan olacak.+

20 Ve İsrailoğullarına emret, aydınlatma için, kandiller devamlı yansın diye, dövülmüş zeytinden halis zeytinyağı getirsinler.+ 21 Harun’la oğulları, Toplanma Çadırında, Hatırlatma Sandığının önündeki perdenin+ dışında bulunan şamdanı Yehova’nın huzurunda akşamdan sabaha dek yanar durumda tutacaklar.+ Bu, İsrailoğullarının devirlerce, nesiller boyu+ yerine getireceği bir kanun olacak.”+

28 “Ve İsrailoğulları arasından ağabeyin Harun’la oğullarını yanına al. Harun’la+ oğulları Nadab, Abihu,+ Eleazar ve İtamar+ Bana kâhin olarak hizmet edecekler.+ 2 Kardeşin Harun’a güzel ve ihtişamlı bir görünüm kazandıracak kutsal giysiler yapacaksın.+ 3 Yüreğine hikmet verdiğim+ tüm hünerli adamlarla konuşacaksın; Harun’a, onu kutsal kılmak için giysiler yapsınlar ki, Bana kâhin olarak hizmet etsin.+

4 Yapacakları giysiler şunlardır: Göğüslük,+ efod,+ kolsuz üstlük,+ kareli dokunmuş entari, sarık+ ve kuşak.+ Bana kâhin olarak hizmet etmesi için ağabeyin Harun’a ve oğullarına bu kutsal giysileri yapacaklar. 5 Altın sırma, erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı iplik kullanacaklar.

6 Efodu altın sırma, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı ipliklerden yapacaklar; nakışçı işi olacak.+ 7 Efodun iki omuz parçası olacak; bunlar yukarıda iki uçtan efoda takılacak ve efod birleşecek.+ 8 Efodun üzerine sıkıca bağlamak üzere bir kuşak+ yapılacak. İşçiliği ve malzemesi efodunkiyle aynı olacak; altın sırmadan, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı ipliklerden yapılacak.

9 İki oniks+ taşı alacaksın ve üzerlerine İsrail’in oğullarının ismini+ oyarak+ yazacaksın. 10 Doğum sırasına göre, altısının ismini bir taşa, diğer altısının ismini de diğer taşa yazacaksın.+ 11 İsrail’in oğullarının isimlerini bu iki taşa mühür oyması gibi oyacaksın;+ mücevher işçiliğiyle yapılacak ve onları altın yuvalara yerleştireceksin.+ 12 Bu iki taşı, İsrail’in oğulları için anılma taşları olarak efodun omuz parçaları üzerine yerleştireceksin.+ Harun, anılmaları amacıyla onların isimlerini Yehova’nın önünde iki omzu üzerinde taşıyacak. 13 Altından yuvalar yapacaksın. 14 Ve saf altından iki zincir yapacaksın.+ Onları usta işi kordon olarak yapacaksın, ip gibi olan bu zincirleri yuvalara bağlayacaksın.+

15 Ve nakışçı işi bir hüküm göğüslüğü+ yapacaksın. Onun işçiliği de efodunkiyle aynı olacak. Altın sırma, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplikler kullanacaksın.+ 16 Göğüslük ikiye katlandığında, bir karış uzunluğunda, bir karış genişliğinde bir kare olacak.+ 17 Ve üzerine kakma taşlar yerleştireceksin; taşlar dört sıra olacak.+ Birinci sırada yakut,+ topaz+ ve zümrüt+ olacak. 18 İkinci sırada turkuvaz,+ safir+ ve jasp+ olacak. 19 Üçüncü sırada leşem* taşı, akik+ ve ametist+ olacak. 20 Dördüncü sırada krizolit,+ oniks+ ve yeşim olacak. Taşlar yataklarda altın yuvalarına yerleştirilecek.+ 21 Taşlar, İsrail’in oğullarının sayısına göre on iki tane olacak.+ Her bir taşın üzerine on iki kabileden+ birinin ismi mühür oyması gibi oyulacak.

22 Göğüslük için saf altından kordon gibi burma zincirler yapacaksın.+ 23 Göğüslük için iki altın halka yapacaksın+ ve bu iki halkayı göğüslüğün iki köşesine takacaksın. 24 İki altın kordonu göğüslüğün iki köşesindeki iki halkaya takacaksın.+ 25 Kordonların diğer iki ucunu da efodun ön tarafında, omuz parçaları üzerinde bulunan iki yuvaya geçireceksin.+ 26 İki altın halka yapacaksın ve onları göğüslüğün iki alt köşesine, efoda bakan iç tarafından kenarına takacaksın.+ 27 Ve iki altın halka yapacaksın; onları omuz parçalarının alt ucuna, dış taraftan takacaksın; efodun kuşağının yukarısında, birleşme yerine yakın olacaklar.+ 28 Ve göğüslüğü halkalarından, efodun alt halkalarına, kuşağın yukarısından mavi iple bağlayacaklar; böylece göğüslük efodun üzerinde yerinden oynamayacak.+

29 Harun Kutsal Yere girdiğinde, kalbinin üstündeki hüküm göğüslüğünde yazılı olan İsrail’in oğullarının isimlerini, anılmaları amacıyla daima Yehova’nın önünde taşıyacak. 30 Urim+ ve Tummim’i* hüküm göğüslüğünün içine koyacaksın; Harun, Yehova’nın huzuruna girdiğinde, bunlar onun kalbinin üzerinde olacak. Böylece Harun, İsrailoğullarıyla ilgili hükümleri daima Yehova’nın önünde kalbi üzerinde taşıyacak.+

31 Ve efodun altına giyilecek kolsuz üstlüğü tamamen mavi iplikten yapacaksın.+ 32 Üst kısmın ortasında bir açıklık olacak. Açıklığın etrafına dokumacı işi bir kenarlık yapılacak; açıklığın kenarları zırhınki gibi olacak ki, yırtılmasın.+ 33 Ve üstlüğün eteğine çepçevre erguvani yün, mavi ve kırmızı ipliklerden nar motifleri yapacaksın; aralarına altından çıngıraklar+ koyacaksın. 34 Kolsuz üstlüğün eteğinde çepçevre bir altın çıngırak bir nar motifi, bir altın çıngırak bir nar motifi olacak.+ 35 Harun hizmet ederken, ölmesin diye üstlüğü üzerinde olacak;+ kutsal mekâna, Yehova’nın huzuruna girip çıkarken çıngırakların sesi duyulacak.

36 Ve saf altından parlak bir levha yapacaksın; üzerine bir mühür oyması gibi ‘Kutsallık Yehova’nındır’ yazacaksın.+ 37 Onu sarığın üzerine mavi bir iple bağlayacaksın;+ sarığın ön kısmında olacak. 38 Ve bu levha Harun’un alnında duracak; böylece Harun, kutsal eşyalara, İsrailoğullarının adadıkları tüm kutsal armağanlara yönelik suçları taşıyacak.+ İsrailoğullarının Yehova’nın önünde onay kazanmaları için+ Harun bunu daima takacak.

39 Has ketenden kareli dokunmuş bir entari yapacaksın; has ketenden bir sarık+ ve dokumacı işi bir kuşak+ yapacaksın.

40 Harun’un oğulları için de entariler,+ kuşaklar ve onlara güzel ve ihtişamlı bir görünüm kazandıracak+ başlıklar+ yapacaksın. 41 Ağabeyin Harun’la oğullarına bunları giydireceksin. Onları meshedip+ yetkilendireceksin*+ ve kutsayacaksın; böylece Bana kâhin olarak hizmet edecekler. 42 Edep yerlerini örtmeleri için onlara keten donlar yap;+ boyları belden uyluğa dek inecek. 43 Harun’la oğulları Toplanma Çadırına girecekleri veya kutsal yerde hizmet etmek üzere sunağa yaklaşacakları zaman bunları giyecekler ki, bir suça yol açıp ölmesinler. Bu, kendisi ve soyundan gelenler için devirler boyu bir kanun olacak.”+

29 “Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için onları kutsamak üzere şunları yapacaksın: Sağlıklı+ genç bir boğa ve iki koç+ alacaksın. 2 Ve mayasız somunlar, yağla yoğrulmuş mayasız halka ekmekler ve yağlanmış mayasız yufka ekmekleri alacaksın.+ Ekmekleri ince buğday unundan yapacaksın. 3 Bunları bir sepete koyacaksın ve sepette sunacaksın;+ boğayı ve iki koçu da getireceksin.

4 Harun’la oğullarını Toplanma Çadırının girişine+ getireceksin ve onları suyla yıkayacaksın.+ 5 Sonra giysileri+ alacaksın, Harun’a entariyi, efodun altına giyilen kolsuz üstlüğü, efodu ve göğüslüğü giydireceksin. Efodun kuşağını sıkıca bağlayacaksın.+ 6 Sarığı da başına koyup üzerine adanmanın kutsal işaretini takacaksın.+ 7 Ve mesh yağını+ alıp başına dökerek onu meshedeceksin.+

8 Sonra Harun’un oğullarını alacaksın, entarileri giydireceksin.+ 9 Harun’a da oğullarına da kuşakları bağlayacaksın. Başlıklarını saracaksın ve kâhinlik onların olacak; bu, devirler boyu bir kanun olacak.+ Harun’la oğullarını böylece yetkilendireceksin.*+

10 Sonra Toplanma Çadırının önünde boğayı sunacaksın; Harun’la oğulları ellerini boğanın başına koyacaklar.+ 11 Toplanma Çadırının girişinde, Yehova’nın önünde boğayı keseceksin.+ 12 Boğanın kanından+ biraz alıp parmağınla sunağın boynuzlarına+ süreceksin. Kalan kanın tümünü sunağın dibine dökeceksin.+ 13 Sonra bağırsakları+ kaplayan tüm yağı,+ karaciğer üzerindeki yağı+ ve iki böbrekle üzerlerindeki yağı alacaksın; bunları sunakta yakacaksın.*+ 14 Fakat boğanın etini, derisini ve gübresini konaklama yerinin dışında yakacaksın.+ Bu günah sunusudur.

15 Sonra koçlardan birini alacaksın;+ Harun’la oğulları ellerini koçun başına koyacaklar.+ 16 Koçu keseceksin ve kanını alıp sunağın üzerine çepçevre serpeceksin.+ 17 Parçalara ayırıp bağırsaklarını ve paçalarını yıkayacaksın.+ Ve ayaklardan başa dek, hayvanın tüm parçalarını karşılıklı dizeceksin. 18 Koçun tümünü sunakta yakacaksın. Bu Yehova için yakılan sunu,+ hoş kokudur.+ Yehova’ya ateşte sunulan kurbandır.

19 Sonra diğer koçu alacaksın; Harun’la oğulları ellerini koçun başına koyacaklar.+ 20 Koçu keseceksin; kanından biraz alıp Harun’un sağ kulakmemesine ve oğullarının sağ kulakmemesine, sağ ellerinin başparmağına ve sağ ayaklarının başparmağına süreceksin.+ Kalan kanı sunağın üzerine çepçevre serpeceksin. 21 Sonra mesh yağından+ ve sunağın üzerindeki kandan biraz alıp Harun’un ve giysilerinin, onunla birlikte oğullarının ve giysilerinin üzerine serpeceksin. Böylece Harun’la giysileri ve onunla birlikte oğullarıyla giysileri kutsal olacak.+

22 Ve koçun yağını, kuyruk yağını,+ bağırsakları kaplayan yağı, karaciğer üzerindeki yağı, iki böbrekle üzerlerindeki yağı ve sağ budu+ alacaksın; bu, kâhinlik görevinin başlatılması için sunulan koçtur.+ 23 Ayrıca, Yehova’nın önündeki mayasız ekmek sepetinden bir somun, yağla yoğrulmuş bir halka ekmek ve bir yufka ekmeği alacaksın.+ 24 Ve tüm bunları Harun’un ve oğullarının avcuna koyup+ Yehova’nın önünde sallama sunusu olarak sallayacaksın.+ 25 Sonra bunları ellerinden alıp yakılan sunuyla birlikte sunakta Yehova’nın önünde hoş koku olarak yakacaksın.+ Bu Yehova için ateşte yakılan sunudur.+

26 Harun’un kâhinliğe başlaması için sunulan koçun döşünü alacaksın,+ Yehova’nın önünde sallama sunusu olarak sallayacaksın; bu senin payın olacak. 27 Harun’la oğullarının kâhinlik görevinin başlaması için kesilen koçtan+ alınıp sallama sunusu olarak sunulan döşü+ ve kutsal pay olan budu kutsayacaksın. 28 Bunlar Harun’la oğullarının olacak; İsrailoğulları devirler boyu bu düzenlemeye uyacak, çünkü bu kutsal paydır.+ İsrailoğulları tarafından sunulacak bu parçalar kutsal pay olacak. Paylaşma kurbanlarından+ Yehova’ya kutsal pay olarak verilecek.

29 Harun’un kutsal giysileri+ kendisinden sonra oğullarına kalacak;+ onlar bu giysiler içinde meshedilip+ yetkilendirilecekler.+ 30 Harun’un oğullarından, onun yerine geçip kutsal yerde hizmet etmek üzere Toplanma Çadırına girecek olan kâhin yedi gün+ boyunca bu giysileri giyecek.

31 Ve kâhinlik görevinin başlatılması için sunulan koçu alıp etini kutsal bir yerde haşlayacaksın.+ 32 Harun’la oğulları Toplanma Çadırının girişinde koçun etinden ve sepetteki ekmekten yiyecekler.+ 33 Onlar, yetkilendirilmeleri ve kutsanmaları için kefaret olarak sunulan bu sunulardan yiyecekler.+ Fakat başka hiç kimse bu sunulardan yiyemez, çünkü bunlar kutsaldır.+ 34 Koçun etinden ve ekmeklerden sabaha kalanı yakacaksın.+ Bunlar yenmeyecek, çünkü kutsaldır.

35 Harun ve oğullarıyla ilgili olarak sana emrettiğim tüm bu şeyleri yerine getireceksin.+ Onları kâhinlik görevi için yedi günde yetkilendireceksin.+ 36 Kefaret amacıyla günah sunusu olarak her gün bir boğa sunacaksın.+ Bu kefaretle, sunağı günahtan arındıracaksın ve meshedip+ kutsayacaksın. 37 Yedi gün boyunca sunak için kefaret olarak kurban sunacaksın ve onu kutsayacaksın;+ böylece çok kutsal bir sunak olacak.+ Sunağa dokunan kutsal olmalı.+

38 Ve düzenli olarak her gün sunakta bir yaşında iki koç sunacaksın.+ 39 Genç koçlardan birini sabah,+ diğerini de akşamleyin, karanlık tam çökmeden sunacaksın.+ 40 İlk koçla birlikte, onda bir efa* ince un+ sunacaksın; una, dörtte bir hin* ölçüsünde dövme zeytinin yağı katılmış olacak. Ve dökme sunusu+ olarak dörtte bir hin şarap da sunacaksın. 41 İkinci genç koçu akşamleyin, karanlık tam çökmeden sunacaksın. Onunla birlikte, hoş koku olarak sabahki tahıl sunusundan+ ve dökme sunusundan da sunacaksın; bu Yehova için ateşte yakılan sunudur. 42 Bu, Yehova’nın önünde, Toplanma* Çadırının girişinde nesiller boyu günlük+ yakılan sunu olacak; Ben size orada görüneceğim ve seninle orada konuşacağım.+

43 İsrailoğullarına görüneceğim o yer ihtişamımla kutsanacak.+ 44 Toplanma Çadırını ve sunağı kutsayacağım; Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için Harun’la oğullarını da kutsayacağım.+ 45 İsrailoğullarının arasında oturacağım ve onların Tanrısı olacağım.+ 46 Ve anlayacaklar ki, Ben onların Tanrısı Yehova’yım. Aralarında oturmak için onları Mısır diyarından Ben çıkardım.+ Ben onların Tanrısı Yehova’yım.”+

30 “Üzerinde buhur yakmak için, akasya ağacından bir sunak yapacaksın.+ 2 Bir arşın uzunluğunda ve bir arşın genişliğinde, kare biçiminde yapılacak; yüksekliği iki arşın olacak. Sunağın boynuzları olacak ve köşelerden çıkacak.+ 3 Buhur sunağını (üstünü, çepçevre yanlarını ve boynuzlarını) saf altınla kaplayacaksın. Ve ona çepçevre altın bir kenar süsü yapacaksın.+ 4 İki yanda iki altın halka yapacaksın. Bunları kenar süsünün aşağısında, yanlarda yapacaksın; karşılıklı iki yanda olacak ve sunağı taşımak için kullanılacak sırıkları tutacaklar.+ 5 Sırıkları akasya ağacından yapıp altınla kaplayacaksın.+ 6 Sunağı, Hatırlatma Sandığının önündeki perdenin+ ön tarafına, sandığın üzerindeki kapağın, sana görüneceğim yerin önüne koyacaksın.+

7 Harun sunağın üzerinde güzel kokulu buhur+ yakacak.+ Her sabah kandillerin+ yağını koyduğunda buhuru yakacak. 8 Ve akşamleyin, karanlık tam çökmeden kandilleri yaktığında buhuru da yakacak. Yehova’nın önünde nesiller boyu bu buhur daima tütecek. 9 Bu sunakta, emredilenin dışında bir buhur sunmayacaksınız;+ yakılan sunu veya tahıl sunusu sunmayacaksınız ve üzerine dökme sunusu dökmeyeceksiniz. 10 Harun yılda bir kez sunağın boynuzlarına kan sürerek kefarette bulunacak.+ Kefaret amacıyla sunulan günah sunusunun kanından+ biraz alıp sunak için kefarette bulunacak. Bu, nesiller boyunca yılda bir kez yapılacak. Sunak Yehova için çok kutsaldır.”

11 Yehova Musa’ya şunları da söyledi: 12 “İsrailoğullarının sayımını yaptığın zaman+ herkes Yehova’ya bir fidye verecek; sayıldıklarında canlarına karşılık bunu yapacaklar.+ Öyle ki sayım yapıldığında başlarına bela gelmesin.+ 13 Sayımdan geçen herkes kutsal mekân şekeliyle* yarım şekel verecek.+ (Bir şekel yirmi gera’ya* eşittir.) Yarım şekel Yehova’ya bağış olarak verilecek.+ 14 Yirmi ve daha yukarı yaşta olup kaydedilenler, Yehova’nın istediği bağışı sunacaklar.+ 15 Canlarınızın kefareti olarak+ Yehova’ya bu bağışı sunarken, zengin olan yarım şekelden fazla vermeyecek, yoksul da daha az vermeyecek.+ 16 Kefaret olarak ödenen gümüş parayı İsrailoğullarından alıp Toplanma Çadırının hizmeti için vereceksin;+ bu para canlarınızın kefareti, İsrailoğulları adına Yehova’nın önünde bir hatırlatıcı olacak.”

17 Ve Yehova, Musa’ya şöyle dedi: 18 “Yıkanmak için bakırdan bir kazan yapacaksın, ayağı da bakırdan olacak.+ Kazanı Toplanma Çadırıyla sunağın arasına koyacaksın ve suyla dolduracaksın.+ 19 Harun’la oğulları ellerini ve ayaklarını bu kazandaki suyla yıkayacaklar.+ 20 Toplanma Çadırına girecekleri zaman veya Yehova’ya ateşte yakılan sunu sunmak+ üzere hizmet için sunağa yaklaşacakları zaman yıkanacaklar ki ölmesinler. 21 Ellerini ve ayaklarını yıkayacaklar ki ölmesinler.+ Bu, Harun, oğulları ve onların soyundan olanlar için nesiller boyunca, devirden devre bir kanun olacak.”+

22 Sonra Yehova, Musa’ya şunları söyledi: 23 “En seçme baharatları+ alacaksın; tane halinde beş yüz ölçü mürrüsafi,+ bunun yarı ölçüsünde, iki yüz elli ölçü güzel kokulu tarçın,+ iki yüz elli ölçü hoş kokulu kamış,*+ 24 kutsal mekân şekeliyle+ beş yüz ölçü tarçın*+ ve bir hin zeytinyağı.+ 25 Bunlardan merhem kıvamında güzel kokulu bir yağ, kutsal mesh yağını yapacaksın. Aktar ustalığıyla+ hazırlanacak bu karışım kutsal mesh yağı olacak.+

26 Ve bu yağla Toplanma Çadırını,+ Hatırlatma Sandığını, 27 masayı ve bütün takımını, şamdanı ve bütün takımını, buhur sunağını, 28 yakılan sunu sunağını ve bütün takımını, kazanı ve ayağını meshedeceksin. 29 Çok kutsal olmaları için onları böyle kutsayacaksın.+ Bunlara dokunan kutsal olmalı.+ 30 Harun’la+ oğullarını da meshedeceksin,+ Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için onları kutsayacaksın.+

31 Ve İsrailoğullarına şunu diyeceksin: ‘Bu yağ, nesilleriniz boyunca Benim için kutsal mesh yağı olacak.+ 32 İnsan bedenine sürülmeyecek ve bu karışımın aynısından yapmayacaksınız, kutsaldır. Sizin için de hep kutsal olacak. 33 Kim bunun gibi bir yağ yaparsa veya herhangi birinin üzerine ondan dökerse halkının arasında yaşatılmayacak.’”+

34 Sonra Yehova, Musa’ya şöyle dedi: “Güzel kokulu baharatlar+ al; karagünlük, kokulu buhur, güzel kokulu kasnı ve saf akgünlük.+ Hepsi aynı miktarda olsun. 35 Bunlardan bir buhur,+ bir baharat karışımı yapacaksın; aktar ustalığıyla hazırlanıp tuz katılacak;+ katışıksız ve kutsal olacak. 36 Bir kısmını dövüp ince toz haline getireceksin ve bundan biraz alıp Toplanma Çadırındaki Hatırlatma Sandığının önüne,+ sana görüneceğim o yere+ koyacaksın. Bu buhur sizin için çok kutsal olacak. 37 Bu tarife göre hazırlanan buhurun aynısını kendiniz için yapmayacaksınız.+ Bunun Yehova için daima kutsal olduğunu unutmayacaksın.+ 38 Kim kokusu için bunun aynısından yaparsa halkının arasında yaşatılmayacaktır.”+

31 Yehova sonra Musa’ya şunları dedi: 2 “Bak, Yahuda kabilesinden Hur oğlu Uri oğlu Betsalel’i+ seçtim.+ 3 Onu ruhumla* dolduracağım, böylece hikmetli, anlayışlı, bilgili ve her türlü zanaatta hünerli olacak;+ 4 her türlü tasarımda; altın, gümüş ve bakır işçiliğinde;+ 5 taş kakmacılığında,+ her türlü ahşap işinde becerikli olacak.+ 6 Ben, Dan kabilesinden Ahisamak oğlu Oholiab’ı+ onun yanına veriyorum; hünerli olanları da daha hikmetli kılıyorum ki, sana emrettiğim her şeyi;+ 7 Toplanma Çadırını,+ Hatırlatma Levhaları için olan Sandığı+ ve üzerindeki kapağı,+ çadırın tüm takımlarını, 8 masayla takımlarını,+ saf altından şamdanla takımlarını,+ buhur sunağını,+ 9 yakılan sununun konulduğu sunağı ve tüm takımını,+ kazanı ve ayağını,+ 10 ince dokumadan giysileri, kâhin Harun’un kutsal giysilerini, oğullarının kâhinlik giysilerini,+ 11 mesh yağını, kutsal mekân için güzel kokulu buhuru yapsınlar.+ Her şeyi sana emrettiğim gibi yapacaklar.”

12 Ve Yehova Musa’ya şunu söyledi: 13 “İsrailoğullarına diyeceksin ki, ‘Sebt günüme mutlaka uyacaksınız,+ çünkü Sebt, Benimle sizin aranızda nesilleriniz boyunca bir işaret olacak; böylece sizi kutsal kılanın Ben Yehova olduğumu bileceksiniz.+ 14 Sizin için kutsal olduğundan, Sebt gününe uyacaksınız.+ Sebt gününün kutsallığını bozan mutlaka öldürülecek.+ Kim o gün iş yaparsa, o can halkının arasında yaşatılmayacak.+ 15 Altı gün iş yapılabilir, fakat yedinci gün Sebttir, tam bir dinlenme günüdür.+ Yehova için kutsaldır. Sebt günü iş yapan mutlaka öldürülecektir. 16 İsrailoğulları Sebte uyacak, nesiller boyunca bunu sürdürecekler. Bu, devirlerce sürecek bir ahittir.+ 17 Sebt Benimle İsrailoğulları arasında devirler boyu bir işaret olacak,+ çünkü Yehova gökleri ve yeri altı günde yarattı, yedinci gün çalışmayı bırakıp rahat etti.’”+

18 Ve Tanrı Sina Dağında Musa’ya söyleyeceklerini bitirince, ona hatırlatıcı olarak iki levhayı verdi;+ bunlar, Tanrı’nın parmağıyla+ yazılmış taş levhalardı.

32 Bu arada halk uzun süre geçtiği halde Musa’nın dağdan inmediğini görünce,+ Harun’un yanına toplandı; “Kalk, bize önümüzden gidecek bir ilah yap,+ çünkü Musa’ya, bizi Mısır diyarından çıkaran adama+ ne olduğunu bilmiyoruz” dediler. 2 Bunun üzerine Harun onlara “Karılarınızın, oğullarınızın ve kızlarınızın kulaklarındaki altın küpeleri+ çıkarıp bana getirin” dedi. 3 Ve kulaklarındaki altın küpeleri çıkarıp Harun’a getirdiler. 4 Harun altınları onlardan aldı; oymacı aletiyle şekil verip+ dökme bir buzağı heykeli yaptı.+ Ve halk “Ey İsrail, seni Mısır diyarından çıkaran Tanrın bu!”+ demeye başladı.

5 Harun bunu görünce onun önünde bir sunak yapmaya girişti. Sonra, “Yarın Yehova’nın onuruna bayramdır” diye halka duyurdu. 6 Ertesi gün erkenden kalktılar; yakılan sunular ve paylaşma kurbanları sundular. Halk ardından yiyip içmeye oturdu. Sonra kalkıp eğlenmeye başladılar.+

7 Bunun üzerine Yehova Musa’ya, “Aşağı in” dedi, “Çünkü Mısır’dan çıkardığın halk feci bir şey yaptı.+ 8 Gitmelerini emrettiğim yoldan çok çabuk saptılar.+ Kendilerine dökme bir buzağı heykeli yaptılar. Önünde eğiliyorlar ve ona kurbanlar sunup ‘Ey İsrail, seni Mısır diyarından çıkaran Tanrın bu!’+ diyorlar.” 9 Yehova devamen şunları söyledi: “Görüyorum ki bunlar dik başlı* bir halk.+ 10 Şimdi bırak, onlara gazabımı göstereyim, onları yok edeyim+ ve seni büyük bir millet yapayım.”+

11 Musa Tanrısı Yehova’ya yakardı*+ ve “Ey Yehova” dedi, “Muazzam gücünü kullanıp kuvvetli elinle Mısır diyarından çıkardığın halkına neden gazaplanıyorsun?+ 12 Neden Mısırlılar,+ ‘Tanrıları dağlarda öldürmek, yeryüzünden silmek için, kötü niyetle onları Mısır’dan çıkardı’ desinler?+ Gazabın dinsin,+ halkının başına getireceğin felaketten vazgeç.+ 13 Kulların İbrahim, İshak ve İsrail’i an; onlara, Kendi üzerine yemin edip+ ‘Sizin soyunuzu göklerin yıldızları kadar çoğaltacağım.+ Söz verdiğim tüm bu toprakları sizin soyunuza vereceğim+ ve devirler boyu onların mülkü olacak’+ demiştin.”

14 Ve Yehova halkının başına getireceğini söylediği felaketten vazgeçti.+

15 Sonra Musa döndü; elinde her iki tarafı da yazılı iki Hatırlatma Levhasıyla+ dağdan indi.+ Levhaların ön ve arka yüzü yazılıydı. 16 Levhalar Tanrı’nın elinden çıkmıştı; üzerlerine oyulmuş yazılar da Tanrı’nın yazısıydı.+ 17 Ve Yeşu halkın bağırışlarını, gürültüsünü duydu; Musa’ya “Konaklama yerinden savaş sesleri+ geliyor” dedi. 18 Fakat Musa,

“Duyduklarım ne zafer şarkısı,+

Ne de yenilenlerin ağıtları;

Duyduğum şarkıların ezgisi farklı” dedi.

19 Musa konaklama yerine yaklaşıp buzağıyı+ ve dans eden insanları görünce çok öfkelendi, elindeki levhaları dağın eteğinde hemen yere atıp parçaladı.+ 20 Sonra yaptıkları buzağıyı alıp yaktı, toz haline getirinceye dek ezdi.+ Ardından tozu suyun yüzüne savurdu+ ve İsrailoğullarına o suyu içirdi.+ 21 Ve Harun’a “Bu halk sana ne yaptı da onları böyle büyük bir günaha sürükledin?” dedi. 22 Harun “Efendim gazaplanmasın” dedi, “Sen de bilirsin ki bu halk kötülüğe eğilimlidir.+ 23 Bana gelip ‘Bize önümüzden gidecek bir ilah yap,+ çünkü Musa’ya, bizi Mısır diyarından çıkaran adama ne olduğunu bilmiyoruz’ dediler. 24 Ben de ‘Kimin altını varsa çıkarıp bana versin’ dedim. Altınları ateşe attım, ortaya bu buzağı çıktı.”

25 Musa halkın iyice yoldan çıkmış olduğunu gördü; Harun onların böyle dizginsizce davranmasına izin vermişti+ ve bu yüzden hasımları karşısında utanç verici duruma düşmüşlerdi.+ 26 Musa konaklama yerinin girişinde durup “Yehova’nın tarafında olanlar yanıma gelsin”+ dedi. Ve tüm Levioğulları onun yanına toplandı. 27 O zaman onlara şunları söyledi: “İsrail’in Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Her biriniz kılıcını beline kuşansın. Konak yerini bir girişten öbürüne boydan boya dolaşın; herkes kardeşini, komşusunu ve yakınını öldürsün.’”+ 28 Levioğulları+ Musa’nın dediğini yaptılar; o gün halktan üç bin kadar adam öldü. 29 Ve Musa onlara şöyle dedi: “Güçlü olun ve Yehova için bugün harekete geçin ki,+ size lütuf göstersin,+ çünkü bugün herkes kendi oğluyla, kendi kardeşiyle karşı karşıya.”+

30 Ertesi gün Musa halka “Çok büyük bir günah işlediniz”+ dedi, “Şimdi Yehova’nın huzuruna çıkacağım, belki günahınız için kefarette bulunabilirim.”+ 31 Ve Musa Yehova’nın yanına dönüp şunları dedi: “Ah ya Rab! Bu halk çok büyük bir günah işledi; kendilerine altından bir ilah yaptılar.+ 32 Onların günahını bağışla;+ eğer bağışlamazsan ne olur yazdığın kitaptan+ beni sil.”+ 33 Fakat Yehova, Musa’ya şu karşılığı verdi: “Kim Bana karşı günah işlediyse, kitabımdan onu sileceğim.+ 34 Şimdi git, halkı sana söylediğim yere götür. İşte, meleğim senin önünden gidecek+ ve günü gelince, İsrailoğullarını günahlarından ötürü mutlaka cezalandıracağım.”+ 35 Ve Yehova, Harun’a yaptırdıkları buzağıdan dolayı halkı belayla vurdu.+

33 Ve Yehova, Musa’ya şunları söyledi: “Kalk, Mısır diyarından çıkardığın halkla birlikte,+ İbrahim’e, İshak’a ve Yakup’a ‘Senin soyuna vereceğim’ diye yemin ettiğim topraklara git.+ 2 Senin önün sıra bir melek göndereceğim;+ Kenanlıları, Amorileri, Hititleri, Perizzileri, Hivileri ve Yebusileri önünüzden kovacağım.+ 3 Süt ve bal akan bir diyara+ gideceksiniz. Fakat sizi yolda yok etmemek için+ Ben aranızda gitmeyeceğim, çünkü siz dik başlı bir halksınız.”+

4 Halk bu kötü haberi duyunca yasa büründü;+ kimse süslerini takmadı. 5 Yehova, Musa’ya şöyle dedi: “İsrailoğullarına de ki, siz dik başlı bir halksınız.+ Aranıza bir an+ için bile gelsem sizi yok ederim. Öyleyse şimdi süslerinizi çıkarın da size ne yapacağıma karar vereyim.”+ 6 Böylece İsrailoğulları Horeb Dağında+ süslerini çıkardılar ve ondan sonra takmadılar.

7 Musa kendi çadırını söküp konaklama yerinin dışına, uzakta bir yere kurdu; çadırına toplanma çadırı adını verdi. Yehova’ya danışmak+ isteyen kişi çıkıp konak yeri dışındaki toplanma çadırına giderdi. 8 Ve Musa çadıra gitmek üzere çıktığında bütün halk kalkar,+ herkes kendi çadırının girişinde dururdu. Çadıra girinceye dek de arkasından bakarlardı. 9 Musa çadıra girer girmez bulut sütunu+ iner, çadırın girişinde dururdu ve Tanrı Musa’yla konuşurdu.+ 10 Bütün halk çadırın girişindeki bulut sütununu görürdü;+ herkes kalkıp kendi çadırının girişinde yere kapanırdı.+ 11 Ve Yehova, bir insanın arkadaşıyla konuşması gibi, Musa’yla yüz yüze konuşurdu.+ Musa konaklama yerine dönünce hizmetini gören yardımcısı+ Nun oğlu Yeşu+ çadırdan ayrılmazdı.

12 Musa Yehova’ya şunları söyledi: “Bana bu halka rehberlik et, diyorsun; fakat benimle birlikte kimi göndereceğini söylemedin. Üstelik bana, ‘Seni adınla tanıyorum,+ senden hoşnutum’ demiştin. 13 Ne olur, eğer benden hoşnutsan+ lütfen bana yolunu+ göster ki, Seni tanıyayım; böylece Seni hoşnut edebileyim. Unutma ki bu millet Senin halkın.”+ 14 Bunun üzerine Tanrı ona “Ben seninle birlikte geleceğim+ ve seni rahatlatacağım”+ dedi. 15 O zaman Musa “Sen bizimle gelmeyeceksen, bizi buradan çıkarma” dedi. 16 “Halkından ve benden hoşnut olduğun nasıl anlaşılacak? Bizimle birlikte gelmenle değil mi?+ Böylece halkının ve benim yeryüzündeki tüm halklardan ayrı tutulmamızla değil mi?”+

17 Yehova Musa’ya şu karşılığı verdi: “Söylediğin bu şeyi de yapacağım,+ çünkü senden hoşnutum, seni adınla tanıyorum.” 18 Bunun üzerine Musa “Lütfen bana ihtişamını göster”+ dedi. 19 Fakat O şu cevabı verdi: “Sana bütün iyiliğimi göstereceğim+ ve Yehova adını önünde bildireceğim.+ Lütuf göstermek istediğime lütfederim ve merhamet etmek istediğime merhamet ederim.”+ 20 Ve şunu ekledi: “Yüzümü göremezsin, çünkü insan Beni görüp de yaşayamaz.”+

21 Sonra Yehova “İşte yakınımda bir yer var” dedi, “Kayanın üzerinde dur. 22 Ben ihtişamımla geçerken seni kayadaki bir kovuğa koyacağım ve geçinceye dek seni elimle örteceğim. 23 Ve elimi çekince, Beni arkamdan göreceksin. Fakat yüzümü görmeyeceksin.”+

34 Sonra Yehova Musa’ya şunları söyledi: “Kendine öncekiler gibi iki taş levha yont.+ Kırdığın+ önceki levhalarda yazılı sözleri onlara yazacağım.+ 2 Sabaha hazır ol. Çünkü sabah Sina Dağına çıkacaksın. Orada dağın tepesinde Benim huzurumda dur.+ 3 Fakat seninle birlikte kimse çıkmasın ve dağın hiçbir yerinde kimse görülmesin.+ Dağın eteklerinde davar ve sığır da otlamasın.”+

4 Böylece Musa öncekiler gibi iki taş levha yonttu. Yehova’nın emrettiği gibi, sabah erkenden kalkıp Sina Dağına çıktı; iki taş levhayı da götürdü. 5 Yehova bulutta inip+ orada Musa’nın yanında durdu ve ona Yehova ismini bildirdi.+ 6 Yehova, Musa’nın önünden geçerek şunları söyledi: “Yehova, Yehova; merhametli,+ lütufkâr,+ çabuk öfkelenmeyen,+ vefalı sevgisi+ ve hakikati engin olan+ Tanrı. 7 Vefalı sevgisini binlerce nesle dek sürdürür;+ kabahati, suçu ve günahı bağışlar.+ Fakat suçluyu asla cezasız bırakmaz;+ babaların suçunun cezasını oğullara, torunlara, üçüncü ve dördüncü nesle çektirir.”+

8 Musa telaşla eğilip yere kapandı.+ 9 Ve “Ey Yehova” dedi, “Eğer gerçekten benden hoşnutsan, lütfen Sen de aramızda ol, bizimle gel+ Yehova. Çünkü bu halk dik başlıdır,+ suçumuzu ve günahımızı bağışla;+ bizi sahiplen.”+ 10 Tanrı şöyle karşılık verdi: “Sizinle bir ahit yapıyorum; sizin önünüzde, yeryüzünün hiçbir yerinde yapılmamış ve hiçbir milletin görmediği harika işler yapacağım.+ Aralarında bulunduğunuz tüm halklar Yehova’nın işlerini görecek, çünkü sizin için muhteşem şeyler yapacağım.+

11 Sen de, bugün sana verdiğim emirlere uy.+ Ben senin önünden Amorileri, Kenanlıları, Hititleri, Perizzileri, Hivileri ve Yebusileri kovacağım.+ 12 Gideceğin topraklardaki halklarla antlaşma yapmaktan sakın,+ çünkü bu sana yanı başında bir tuzak olur.+ 13 Onların sunaklarını yıkacaksınız, kutsal direklerini kesecek ve dikili taşlarını parçalayacaksınız.+ 14 Başka bir tanrının önünde eğilmeyeceksin,+ çünkü Yehova, tam bağlılık isteyen* bir Tanrı’dır; evet, O tam bağlılık ister.+ 15 Böylece diyarda oturanlarla antlaşma yapmaktan sakın; çünkü onlar tanrılarının peşinden giderek ahlaksızlık yaparlar+ ve tanrılarına kurban sunarlar.+ Muhakkak biri seni davet eder, sen de onun kurbanından yersin.+ 16 Ve oğullarına onların kızlarından alırsın;+ o kızlar tanrılarının peşinden giderek ahlaksızlık yaparlar ve oğullarının da o tanrıların ardından giderek ahlaksızlık yapmasına yol açarlar.+

17 Kendine tanrı diye dökme putlar yapmayacaksın.+

18 Mayasız Ekmek Bayramını kutlayacaksın.+ Sana emrettiğim gibi, Abib+ ayının belirlenmiş günlerinde, yedi gün mayasız ekmek yiyeceksin; çünkü Mısır’dan Abib ayında çıktın.

19 Bütün ilk doğanlar Benimdir.+ Sığırdan davara, tüm hayvanlarınızın ilk erkek yavrusu Benimdir.+ 20 Eşeğin ilk yavrusunun bedeli olarak bir kuzu vereceksin.+ Eğer bu bedeli ödemezsen, boynunu kıracaksın. Oğullarının her ilk doğanı için bedel ödeyeceksin.+ Kimse önüme eli boş gelmeyecek.+

21 Altı gün çalışacak, yedinci gün Sebte uyacaksın.+ Toprağı sürme vaktinde de hasat vaktinde de Sebte uyacaksın.+

22 Buğday hasadının ilk ürünüyle Haftalar Bayramını,+ yılın sonunda da Ürün Toplama Bayramını+ kutlayacaksın.

23 Bütün erkekleriniz yılda üç kez İsrail’in Tanrısı Rab Yehova’nın önüne gelecek.+ 24 Milletleri sizin önünüzden kovacağım+ ve topraklarınızı genişleteceğim.+ Yılda üç kez Tanrınız Yehova’nın huzuruna çıkmak* için gittiğinizde kimse topraklarınıza göz dikmeyecek.+

25 Benim için kestiğin kurbanın kanını mayalı ekmekle sunmayacaksın.+ Fısıh Bayramı kurbanından sabaha kalmayacak.+

26 Toprağının ilk ürününün en iyisini+ Tanrın Yehova’nın evine getireceksin.+

Oğlağı annesinin sütünde pişirmeyeceksin.”+

27 Yehova sonra Musa’ya “Bu sözleri yaz”+ dedi, “Çünkü seninle ve İsrail’le bu sözlere göre ahit yapıyorum.”+ 28 Musa orada Yehova’nın yanında kırk gün kırk gece kaldı. Ne ekmek yedi ne de su içti.+ O* da ahdin sözlerini, On Emri* levhalara yazdı.+

29 Musa elinde iki Hatırlatma Levhasıyla Sina Dağından indi;+ Tanrı’yla konuştuğundan dolayı yüzünün ışıldadığının+ farkında değildi. 30 Harun ve bütün İsrailoğulları Musa’nın yüzünün ışıldadığını görünce ona yaklaşmaya korktular.+

31 Musa onları yanına çağırdı. Halkın bütün beyleri Harun’la birlikte onun yanına geldiler. Musa onlarla konuştu. 32 Sonra tüm İsrailoğulları ona yaklaştılar; Musa Yehova’nın Sina Dağında kendisine verdiği tüm emirleri onlara bildirdi.+ 33 Musa halkla konuşmasını bitirdikten sonra yüzünü bir peçeyle örterdi.+ 34 Fakat konuşmak için Yehova’nın huzuruna girdiğinde peçeyi kaldırırdı; çıkıncaya dek örtmezdi.+ Sonra çıkar, kendisine emredilenleri İsrailoğullarına bildirirdi.+ 35 İsrailoğulları Musa’nın yüzünün ışıldadığını+ görürler, Musa da tekrar peçeyi örterdi;+ Tanrı’yla konuşmak üzere huzuruna girene dek çıkarmazdı.

35 Musa tüm İsrail topluluğunu bir araya çağırıp “Yehova’nın emrettiği, yapmanızı istediği şeyler şunlardır”+ dedi, 2 “Altı gün iş yapabilirsiniz,+ fakat yedinci gün sizin için kutsal olacak; Yehova’ya adanmış bir Sebt günü, tam bir dinlenme günü olacak. O gün iş yapan öldürülecek.+ 3 Sebt günü meskenlerinizde ateş yakmayacaksınız.”

4 Musa sonra tüm İsrail topluluğuna “Yehova’nın emri şudur” dedi, 5 “Yehova’ya sunulmak üzere aranızda bağış toplayacaksınız.+ Gönülden istekli+ olan herkes Yehova’ya sunmak için bağışlarını getirsin; bunlar altın, gümüş, bakır,+ 6 erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı ipler, keçi kılı,+ 7 kırmızı boyalı koç derileri, fok derileri, akasya ağacı, 8 kandil için yağ, mesh yağı ve güzel kokulu buhur+ için pelesenk yağı, 9 efod ve göğüslük+ için oniks ve kakma taşları+ olacak.

10 Aranızdaki tüm hünerli*+ kişiler gelip Yehova’nın emrettiği her şeyi yapsınlar. 11 Kutsal Çadırı ve tüm kısımlarını, örtüsünü, çengellerini, çerçevelerini, kirişlerini, direklerini ve tabanlarını; 12 Sandıkla+ sırıklarını+ ve kapağını;+ bölmenin perdesini;+ 13 masayla+ sırıklarını, tüm takımlarını ve huzur ekmeklerini;+ 14 aydınlatma için şamdanı,+ tüm takımlarını, kandillerini ve yağını;+ 15 buhur sunağıyla+ sırıklarını, mesh yağını, güzel kokulu buhuru+ ve çadırın girişindeki perdeyi; 16 yakılan sunu sunağıyla+ bakır ızgarasını, sırıklarını ve tüm takımlarını; kazanla+ ayağını; 17 avlunun perdelerini,+ direklerini, direklerin tabanlarını ve girişe takılacak perdeyi; 18 çadırın kazıklarını, avlunun kazıklarıyla iplerini;+ 19 kutsal mekândaki hizmette giyilecek ince dokumadan giysileri,+ kâhin Harun’un kutsal giysilerini+ ve oğullarının kâhinlik giysilerini yapsınlar.”

20 Böylece tüm İsrail topluluğu Musa’nın yanından ayrıldı. 21 Yüreğindeki arzuyla harekete geçen+ ve istekli bir tutum gösteren herkes Toplanma Çadırının yapımı, hizmeti ve kutsal giysiler için Yehova’ya sunulacak bağışı getirdi. 22 Erkekler, kadınlar, gönülden istekli olan herkes geliyordu. Süs iğneleri, küpeler, yüzükler, kadın takıları getirdiler; çeşit çeşit altın eşya getirip Yehova’ya sallama sunusu+ olarak sundular. 23 Elinde erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı ipler, keçi kılı, kırmızı boyalı koç derileri ve fok derileri olan herkes onları getirdi.+ 24 Bağış olarak getirdikleri gümüş ve bakırı Yehova’ya sundular; elinde işin yapılması için gerekli akasya ağacı olan herkes getirdi.

25 Tüm hünerli+ kadınlar elleriyle ip eğirdiler; erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı ipler getirdiler. 26 Yürekten istekli bütün hünerli kadınlar keçi kılı eğirdi.

27 Halkın beyleri efodla göğüslük+ için oniks ve kakma taşları; 28 pelesenk yağı, kandiller için yağ, mesh yağı ve kokulu buhur+ için de yağ getirdiler. 29 Yehova’nın Musa aracılığıyla yapılmasını emrettiği bütün işler için bağışta bulunmaya yürekten istekli olan her erkek ve kadın böyle yaptı; İsrailoğulları Yehova’ya gönüllü sunular getirdiler.+

30 Sonra Musa İsrailoğullarına “Bakın, Yehova Yahuda kabilesinden, Hur oğlu Uri oğlu Betsalel’i+ seçti” dedi, 31 “Onu ruhuyla doldurdu ki, hikmetli, anlayışlı, bilgili ve her türlü zanaatta hünerli olsun; 32 her türlü tasarımda, altın, gümüş ve bakır işçiliğinde;+ 33 taş kakmacılığında ve yaratıcılık gerektiren her türlü ahşap işinde becerikli olsun.+ 34 Tanrı ona öğretme yeteneği bağışladı ki, o ve Dan kabilesinden Ahisamak oğlu Oholiab+ bunları öğretsinler. 35 Ve onları hünerle donattı ki,+ bir zanaatçının; işlemecinin; erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı ipliklerle desenler yapan bir nakışçının+ ve dokumacının bütün sanatını uygulayabilsinler; her türlü işi ve tasarımı yapabilsinler.”

36 “Betsalel, Oholiab+ ve kutsal hizmetle ilgili bütün işlerin nasıl yapılacağı konusunda Yehova’nın hikmet+ ve anlayış+ verdiği hünerli kişilerin hepsi bu işte çalışacak; her şeyi Yehova’nın emrettiği gibi yapacaklar.”+

2 Musa Betsalel’i, Oholiab’ı ve Yehova’nın hikmet verdiği tüm hünerli kişileri,+ bu işte çalışmayı yürekten isteyen herkesi+ çağırdı. 3 Onlar, İsrailoğullarının kutsal hizmetle ilgili işler için getirdiği tüm bağışları+ Musa’dan aldılar; İsrailoğulları yine her sabah Musa’ya gönüllü bir sunu getiriyorlardı.

4 Ve bu kutsal işte çalışan tüm hünerli kişiler işlerini bırakıp teker teker Musa’ya gelmeye başladılar, 5 “Halk Yehova’nın yapılmasını emrettiği iş için gerekenden çok daha fazlasını getiriyor” dediler. 6 Bunun üzerine Musa “Ne erkek ne kadın, artık hiç kimse kutsal bağış olarak bir şey hazırlamasın” diye konaklama yerinde bir uçtan öbür uca bir duyuru yapmalarını emretti. Böylece halkın bağış getirmesine engel olundu. 7 Getirilenler işin tamamı için yeter de artardı.

8 Kutsal Çadırın+ yapımında çalışan tüm hünerli kişiler,+ on parçadan oluşan çadır bezini bükümlü has keten, erguvani yün, mavi ve kırmızı iplerden yaptılar. Bezin üzerine nakış olarak kerubiler işlendi. 9 Parçaların her biri yirmi sekiz arşın boyunda, dört arşın enindeydi. Çadır bezinin tüm parçaları aynı ölçülerdeydi. 10 Sonra beş parçayı birleştirdi;+ ardından diğer beş parçayı da birleştirdi. 11 Takımlardan birinin son parçasına, diğeriyle birleşeceği kenara mavi ipten ilmekler yaptı. Diğer takımın son parçasına, öbürüyle birleşeceği kenara da aynısını yaptı.+ 12 Takımlardan birine elli ilmek yaptı; diğer takımın da öbür takımla birleşeceği yere elli ilmek yaptı; ilmekler karşılıklıydı.+ 13 Elli altın çengel yaptı; takımları bu çengellerle birleştirdi; böylece çadır tek parça oldu.+

14 Kutsal Çadırın üzerindeki örtü için bezleri keçi kılından yaptı; on bir parçaydı.+ 15 Her parçanın boyu otuz arşın, eni dört arşındı. On bir parça da aynı ölçülerdeydi.+ 16 Sonra beş parçayı ayrı, altı parçayı ayrı birleştirdi.+ 17 Bu takımlardan birinin son parçasının kenarına, diğeriyle birleşeceği yere elli ilmek yaptı; bununla birleşecek olan diğer takımın kenarına da elli ilmek yaptı.+ 18 Ve takımları birleştirerek tek parça haline getirmek için elli bakır çengel yaptı.+

19 Sonra çadır için kırmızı boyalı koç derilerinden bir örtü ve en üste de fok derilerinden+ bir örtü yaptı.+

20 Çadır için akasya ağacından+ dikine duracak çerçeveler yaptı. 21 Her bir çerçevenin boyu on arşın, eni bir buçuk arşındı.+ 22 Her bir çerçevede yan yana iki geçme yaptı. Çadırın tüm çerçevelerinde aynısını yaptı.+ 23 Böylece çadırın çerçevelerini yaptı; çadırın Necef’e, güneye bakan tarafı için yirmi çerçeve yaptı.+ 24 Yirmi çerçevenin altına, üzerinde birer yuva olan kırk gümüş taban yaptı; her çerçevenin altındaki iki geçme için iki taban yaptı.+ 25 Çadırın diğer yanı, kuzey tarafı için de yirmi çerçeveyle+ 26 kırk gümüş taban yaptı; her çerçeve için iki taban yaptı.+

27 Çadırın batıya bakan arka tarafı için altı çerçeve yaptı.+ 28 Ve arka kısımda her iki köşede, destek olarak iki çerçeve yaptı.+ 29 Bunları çift çerçeve şeklinde yaptı; alt kısmı ayrık olup tepede baştaki halkada birleşiyorlardı. İki çerçeveyi, iki köşe desteğini de böyle yaptı.+ 30 Böylece toplam sekiz çerçeve oldu; her çerçeve için iki taban olmak üzere on altı gümüş taban yaptı.+

31 Ve akasya ağacından kirişler yaptı; çadırın bir yanındaki çerçeveler için beş kiriş,+ 32 diğer yanındaki çerçeveler için beş kiriş ve batıya bakan arka taraftaki çerçeveler için beş kiriş yaptı.+ 33 Sonra, çerçevelerin ortasından bir uçtan bir uca geçecek orta kirişi yaptı.+ 34 Çerçeveleri altınla kapladı; kirişlerin geçirileceği halkaları altından yaptı ve kirişleri de altınla kapladı.+

35 Erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplerden bir perde+ yaptı. Perdenin üzerine nakış olarak kerubiler+ işledi. 36 Sonra perde için akasya ağacından dört direk yaptı ve bunları altınla kapladı; direklerdeki askıları altından, tabanları da döküm olarak gümüşten yaptı.+ 37 Ve çadırın girişi için, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplerle dokumacı işi bir perde yaptı;+ 38 beş direk ve direkler için askılar yaptı. Direklerin başlıklarını ve halkalarını altınla kapladı, fakat beş tabanı bakırdan yaptı.+

37 Betsalel,+ Sandığı+ akasya ağacından yaptı. Uzunluğu iki buçuk arşın, genişliği bir buçuk arşın ve yüksekliği bir buçuk arşındı.+ 2 Sandığı içten ve dıştan saf altınla kapladı; ona çepçevre altın bir kenar süsü yaptı.+ 3 Sonra dört altın halka döküp dört ayağın yukarısından sandığa taktı; halkaların ikisi sandığın bir yanında, ikisi diğer yanındaydı.+ 4 Ardından akasya ağacından sırıklar yapıp bunları altınla kapladı.+ 5 Sırıkları yanlardaki halkalara geçirdi; sandık bunlarla taşınacaktı.+

6 Kapağı+ saf altından yaptı. Uzunluğu iki buçuk arşın, genişliği bir buçuk arşındı.+ 7 İki altın kerubi yaptı. Onları kapağın iki ucuna dövme işi olarak yaptı.+ 8 Kerubilerden biri bir uçta, diğeri de öteki uçtaydı. Kerubileri kapağın her iki ucunda yaptı.+ 9 Kerubilerin kanatları yukarıya doğru açıktı ve kanatlar kapağın üzerini örtüyordu.+ Kerubiler karşılıklı duruyor ve yüzleri kapağa bakıyordu.+

10 Sonra akasya ağacından masayı yaptı.+ Uzunluğu iki arşın, genişliği bir arşın ve yüksekliği bir buçuk arşındı.+ 11 Masayı saf altınla kapladı ve ona çepçevre altın bir kenar süsü yaptı.+ 12 Masaya dört parmak genişliğinde bir pervaz yaptı ve pervazın çevresine altın bir kenar süsü yaptı.+ 13 Sonra dört tane altın halka döktü ve bunları dört ayağın yukarısına, köşelere koydu.+ 14 Halkalar pervaza yakındı ve masayı taşımak için kullanılacak sırıkları tutacaklardı.+ 15 Sırıkları akasya ağacından yapıp altınla kapladı. Masa bunlarla taşınacaktı.+ 16 Sonra, masanın üzerinde duracak eşyaları; sahanları, tasları, içecek sunularını dökmek için kâseleri ve testileri yaptı; bunlar saf altındandı.+

17 Ve şamdanı+ saf altından yaptı. Şamdanı dövme işi yaptı. Gövdesi ve ondan çıkan kolları, çanakları, tomurcukları ve goncaları vardı.+ 18 Üç kol bir yandan, üç kol da diğer yandan olmak üzere gövdeden altı kol çıkıyordu.+ 19 Üç kolun her birinde badem çiçeğininkine benzer üç çanak vardı ve aralarında birer tomurcukla gonca bulunuyordu; diğer üç kolun da her birinde badem çiçeğininkine benzer üç çanak vardı ve aralarında birer tomurcukla gonca bulunuyordu. Şamdandan çıkan altı kol bu şekildeydi.+ 20 Şamdanın gövdesinde badem çiçeğininkine benzer dört çanak vardı; aralarında tomurcuklarla goncalar bulunuyordu.+ 21 İlk çift kolun altındaki tomurcuk, ikinci çift kolun altındaki tomurcuk ve üçüncü çift kolun altındaki tomurcuk gövdeden çıkıyordu. Şamdanın gövdesinden çıkan altı kol da böyleydi.+ 22 Kollar ve tomurcuklar gövdeden çıkıyordu. Şamdan saf altındandı ve dövme işi olarak tek parça yapılmıştı.+ 23 Sonra saf altından yedi kandilini, fitil maşalarını ve tablalarını yaptı.+ 24 Şamdanı ve tüm takımlarını bir talant saf altından yaptı.

25 Sonra akasya ağacından buhur sunağını+ yaptı.+ Sunak bir arşın uzunluğunda, bir arşın genişliğinde olup kare biçimindeydi ve yüksekliği iki arşındı. Köşelerden çıkan boynuzları vardı.+ 26 Buhur sunağını (üstünü, çepçevre yanlarını ve boynuzlarını) saf altınla kapladı. Ve ona çepçevre altın bir kenar süsü yaptı.+ 27 Kenar süsünün aşağısına, iki yanda iki altın halka yaptı; halkalar karşılıklı iki yandaydı ve sunağı taşımak için kullanılacak sırıkları tutacaklardı.+ 28 Sırıkları akasya ağacından yapıp altınla kapladı.+ 29 Sonra aktar ustalığıyla kutsal mesh yağını+ ve güzel kokulu katışıksız buhuru+ yaptı.

38 Yakılan sunu sunağını akasya ağacından yaptı; uzunluğu beş arşın, genişliği beş arşın olup kare şeklindeydi ve yüksekliği üç arşındı.+ 2 Sonra dört köşesine boynuzlar+ yaptı; boynuzlar sunaktan çıkıyordu. Ardından onu bakırla kapladı.+ 3 Ve sunağın takımlarını; kovalarını, küreklerini, leğenlerini, çatallarını ve ateş kaplarını yaptı. Bütün takımları bakırdan yaptı.+ 4 Sunak için bakırdan, ağ biçiminde bir ızgara yaptı ve pervazın alt kısmına, sunağın ortasına yerleştirdi.+ 5 Sonra, sırıkların geçirileceği dört döküm halkayı yaptı ve bunları bakır ızgaraya yakın bir şekilde sunağın köşelerine taktı. 6 Sırıkları akasya ağacından yapıp bakırla kapladı.+ 7 Sunağı taşımak için kullanılacak bu sırıkları yanlardaki halkalara geçirdi.+ Sunağı içi boş bir sandık gibi, tahtadan yaptı.+

8 Ardından bakır kazanı+ ve ayağını yaptı; onu yapılması gereken hizmetler için Toplanma Çadırının girişinde görevli kadın hizmetkârların+ aynalarından* yaptı.

9 Sonra avluyu yaptı.+ Avlunun Necef’e, güneye bakan tarafının perdesi bükümlü has ketendendi ve uzunluğu yüz arşındı.+ 10 Yirmi direği ve yirmi tabanı bakırdandı. Direklerin askıları ve halkaları gümüştendi.+ 11 Kuzeye bakan tarafın perdesi de yüz arşındı. Yirmi direği ve yirmi tabanı bakırdandı. Direklerin askıları ve halkaları gümüştendi.+ 12 Batı tarafının perdesi ise elli arşındı. On direğiyle on tabanı vardı.+ Direklerin askıları ve halkaları gümüştendi. 13 Gündoğusuna bakan taraf da elli arşındı.+ 14 Bir kanatta on beş arşın uzunluğunda bir perde, üç direk ve üç taban vardı.+ 15 Bu yanda olduğu gibi avlu kapısının diğer kanadında da perdenin uzunluğu on beş arşındı. Üç direk ve üç taban vardı.+ 16 Avlunun çepçevre bütün perdesi bükümlü has ketendendi. 17 Direklerin tabanları bakırdandı. Direklerin askıları, halkaları ve tepelerinin kaplaması gümüştendi; avlunun tüm direklerinin gümüş bağlantıları vardı.+

18 Avlunun kapısı olan perde, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı iplerden dokunmuştu.+ Uzunluğu yirmi arşındı; yüksekliği, avlu perdesinin yüksekliğine eşit olup beş arşındı.+ 19 Dört direğiyle bunların tabanları bakırdandı. Direklerin askıları, tepelerinin kaplaması ve halkaları gümüştendi. 20 Çadırın ve çevresindeki avlunun bütün kazıkları bakırdandı.+

21 Hatırlatma Sandığının+ bulunduğu Kutsal Çadırın yapımında kullanılan malzeme tek tek kayda geçirildi. Kayda geçirme hizmeti, Musa’nın emriyle, kâhin Harun’un oğlu İtamar’ın+ rehberliğinde Levioğulları+ tarafından yapıldı. 22 Yahuda kabilesinden Hur oğlu Uri oğlu Betsalel,+ Yehova’nın Musa’ya emrettiği her şeyi yaptı. 23 Dan kabilesinden Ahisamak oğlu Oholiab+ da onunla çalıştı. Oholiab nakış işleyen, erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı ipliklerle desen yapan bir zanaatçıydı.

24 Kutsal mekânın yapımında kullanılan altının tamamı sallama sunusu olarak verilen altındı;+ kutsal mekân şekeliyle+ yirmi dokuz talant yedi yüz otuz şekeldi.+ 25 Halktan sayımı yapılan kişilerin verdiği gümüş, kutsal mekân şekeliyle yüz talant bin yedi yüz yetmiş beş şekeldi. 26 Kayda geçen yirmi ve daha yukarı yaştaki altı yüz üç bin beş yüz elli kişinin+ adam başı+ verdiği yarım şekel,* kutsal mekân şekelinin yarısıydı.

27 Kutsal mekânın ve perdenin döküm tabanları için yüz talant gümüş kullanıldı. Her taban için bir talant olmak üzere yüz taban için yüz talant harcandı.+ 28 Bin yedi yüz yetmiş beş şekel gümüşle direklerin askıları yapıldı, tepeleri kaplandı ve bağlantıları yapıldı.

29 Sallama sunusu olarak verilen bakır, yetmiş talant iki bin dört yüz şekeldi. 30 Bununla, Toplanma Çadırının girişinin tabanları, bakır sunakla bakır ızgarası, sunağın tüm takımları, 31 çadırı çevreleyen avlunun tabanları, avlu kapısının tabanları, çadırın ve avlunun çepçevre tüm kazıkları+ yapıldı.

39 Giysileri+ erguvani yün, mavi ve kırmızı ipliklerden yapılmış+ ince dokumadan diktiler; bunlar kutsal yerde+ hizmet ederken giyilecekti. Böylece Harun için olan kutsal giysileri,+ tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptılar.

2 Efodu+ altın sırma, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı ipliklerden yaptı. 3 Altın levhalar dövülüp ince yapraklar haline getirildi; sonra o bunları, erguvani yün, has keten, mavi ve kırmızı ipliklerle birlikte işlemek+ için tel tel kesti. 4 İki omuz parçası yapıp efoda taktılar. Efod yukarıda iki uçtan birleştirildi. 5 Efodun üzerine sıkıca bağlanacak kuşağın da malzemesi ve işçiliği aynıydı; altın sırmadan, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı ipliklerdendi;+ tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibiydi.

6 Sonra İsrail’in oğullarının+ isimlerini üzerlerine mühür oymaları gibi oydukları oniks+ taşlarını altın yuvalara yerleştirdiler. 7 Ve tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, taşlar İsrail’in oğulları için anılma+ taşları olarak efodun omuz parçaları üzerine yerleştirildi. 8 Sonra nakışçı işi göğüslüğü+ yaptı; işçiliği efodunkiyle aynıydı; altın sırma, erguvani yün, bükümlü has keten, mavi ve kırmızı ipliklerdendi.+ 9 Göğüslük ikiye katlandığında kare oluyordu; katlandığında uzunluğu bir karış, genişliği bir karış olacak şekilde yaptılar.+ 10 Sonra üzerine dört sıra taş yerleştirdiler. Birinci sırada yakut, topaz ve zümrüt vardı.+ 11 İkinci sırada+ turkuvaz, safir+ ve jasp+ vardı. 12 Üçüncü sırada+ leşem* taşı, akik ve ametist vardı. 13 Dördüncü sırada+ krizolit, oniks+ ve yeşim vardı. Taşlar yataklarına altın yuvalar içinde yerleştirildi. 14 Taşlar İsrail’in oğullarının isimlerine göre on iki taneydi. Her bir taşın üzerine İsrailoğullarının on iki kabilesinden birinin ismi mühür oyması gibi oyulmuştu.+

15 Göğüslük için saf altından kordon gibi burma zincirler yaptılar.+ 16 İki altın yuva ve iki altın halka yapıp halkaları göğüslüğün iki köşesine taktılar.+ 17 İki altın kordonu göğüslüğün iki köşesindeki iki halkaya taktılar.+ 18 Kordonların diğer iki ucunu da efodun ön tarafında, omuz parçaları üzerinde bulunan iki yuvaya geçirdiler.+ 19 İki altın halka yaptılar ve onları göğüslüğün iki alt köşesine, efoda bakan iç tarafından kenarına taktılar.+ 20 İki altın halka yaptılar; onları omuz parçalarının alt ucuna, dış taraftan taktılar; halkalar efodun kuşağının yukarısında, birleşme yerine yakındı.+ 21 Ve tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, göğüslüğü halkalarından, efodun alt halkalarına, kuşağın yukarısından mavi iple bağladılar; böylece göğüslük efodun üzerinde yerinden oynamayacaktı.+

22 Sonra sadece mavi iplikten dokumacı işi olarak efodun altına giyilecek kolsuz üstlüğü+ yaptı. 23 Kolsuz üstlüğün ortasında zırhınki gibi bir açıklık vardı. Yırtılmaması için açıklığın etrafına bir kenarlık geçirilmişti.+ 24 Sonra üstlüğün eteğine birlikte bükülmüş erguvani yün, mavi ve kırmızı ipliklerden nar motifleri yaptılar.+ 25 Ve saf altından çıngıraklar yapıp kolsuz üstlüğün eteğindeki nar motiflerinin+ arasına, çepçevre bir çıngırak bir nar olacak şekilde koydular. 26 Tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, kolsuz üstlüğün eteğine çepçevre bir çıngırak bir nar, bir çıngırak bir nar motifi koydular;+ bu üstlük, hizmet ederken giyilecekti.

27 Sonra Harun ve oğulları için has ketenden,+ dokumacı işi entariler yaptılar. 28 Ve has ketenden sarığı,+ has ketenden süslü başlıkları,+ bükümlü has ketenden donları;+ 29 bükümlü has keten, erguvani yün, mavi ve kırmızı ipliklerden kuşağı+ dokumacı işi olarak, tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptılar.

30 Sonra adanmanın kutsal işareti olan parlak levhayı saf altından yaptılar; üzerine mühür oyması gibi bir yazıyla “Kutsallık Yehova’nındır” diye yazdılar.+ 31 Levhayı sarığın üzerine bağlamak için ona mavi bir ip taktılar;+ tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptılar.

32 Böylece Kutsal Toplanma Çadırının tüm işleri tamamlandı; İsrailoğulları her şeyi Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptılar.+ Tam söylendiği gibi yaptılar.

33 Sonra Kutsal Çadırın+ tüm kısımlarını Musa’ya getirdiler: çadır beziyle+ tüm takımlarını,+ çengellerini,+ çerçevelerini,+ kirişlerini,+ direklerini, tabanlarını;+ 34 kırmızı boyalı+ koç derilerinden örtüsünü, fok derilerinden örtüsünü,+ bölme perdesini;+ 35 Hatırlatma Sandığıyla+ sırıklarını+ ve kapağını;+ 36 masayla+ tüm takımlarını+ ve huzur ekmeklerini; 37 saf altından şamdanla+ üzerine yerleştirilecek kandilleri,+ tüm takımlarını+ ve kandil yağını;+ 38 altın sunağı,+ mesh yağını,+ güzel kokulu buhuru;+ çadırın giriş perdesini,+ 39 bakır sunakla+ sunağa ait bakır ızgarayı,+ sırıklarını+ ve tüm takımlarını;+ kazanı+ ve ayağını;+ 40 avlunun perdeleriyle+ direklerini,+ tabanlarını,+ avlu kapısı olan perdeyi,+ iplerini+ ve kazıklarını;+ Kutsal Toplanma Çadırında sunulacak hizmet için gereken tüm takımları;+ 41 kutsal mekânda hizmet ederken giyilecek ince dokumadan giysileri;+ kâhin Harun’un kutsal+ giysilerini ve oğullarının kâhinlik giysilerini+ getirdiler.

42 İsrailoğulları tüm hizmetleri Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yerine getirdi.+ 43 Musa yapılan bütün işe baktı; evet, her şeyi tam Yehova’nın emrettiği gibi yerine getirmişlerdi; söylenildiği gibi yapmışlardı. O zaman Musa onlara hayırdua etti.+

40 Sonra Yehova, Musa’ya şunları söyledi: 2 “Birinci ayın+ başında, ayın ilk günü, Kutsal Toplanma Çadırını kuracaksın.+ 3 Hatırlatma Sandığını+ oraya koyacaksın ve sandığı perdeyle gizleyeceksin.+ 4 Masayı+ getirip üzerini düzenleyeceksin; şamdanı+ getirip kandillerini+ yakacaksın. 5 Altın buhur sunağını+ Hatırlatma Sandığının önüne koyacaksın ve çadırın giriş perdesini+ takacaksın.

6 Yakılan sunu sunağını+ Kutsal Toplanma Çadırının girişinin önüne koyacaksın. 7 Kazanı Toplanma Çadırıyla sunak arasına koyacaksın ve suyla dolduracaksın.+ 8 Ve çepçevre avluyu+ yapacaksın; avlu kapısı olan perdeyi+ takacaksın. 9 Mesh yağını+ alıp çadırı ve içindeki her şeyi meshedeceksin.+ Çadırı ve tüm takımlarını kutsayacaksın, böylece kutsal olacaklar. 10 Yakılan sunu sunağını ve tüm takımlarını meshedip sunağı kutsayacaksın,+ böylece çok kutsal bir sunak olacak.+ 11 Kazanı ve ayağını meshedip kutsayacaksın.

12 Sonra Harun’la oğullarını Toplanma Çadırının girişine getirip suyla yıkayacaksın.+ 13 Harun’a kutsal giysileri+ giydireceksin ve onu meshedip+ kutsayacaksın; böylece Bana kâhin olarak hizmet edecek. 14 Ardından oğullarını getirip entarilerini giydireceksin.+ 15 Babalarını meshettiğin gibi onları da meshedeceksin,+ böylece Bana kâhin olarak hizmet edecekler. Meshedilmeleri, kâhinliklerinin devirden devre nesiller boyu sürmesini sağlayacak.”+

16 Musa her şeyi Yehova’nın kendisine emrettiği gibi yaptı.+ Tam söylendiği gibi yaptı.

17 Böylece ikinci yılın birinci ayında, ayın birinci günü Kutsal Çadır kuruldu.+ 18 Musa çadırı kurdu; tabanlarını+ yerleştirip çerçevelerini+ koydu; kirişlerini+ taktı ve direklerini+ dikti. 19 Üzerine çadır bezini+ yaydı, bezin üzerine de çadırın örtüsünü+ serdi. Her şeyi tam Yehova’nın kendisine emrettiği gibi yaptı.

20 Sonra Hatırlatma Levhalarını+ alıp sandığın+ içine koydu; sırıkları+ sandığa taktı ve kapağı+ sandığın üzerine koydu.+ 21 Sandığı Kutsal Çadıra getirdi ve bölme perdesini+ takıp sandığı gizledi;+ tam Yehova’nın emrettiği gibi.

22 Sonra masayı+ Toplanma Çadırına getirip perdenin dışına, çadırın kuzey tarafına yerleştirdi. 23 Yehova’nın huzurunda ekmekleri+ masanın üzerine dizdi; tam Yehova’nın emrettiği gibi.

24 Şamdanı+ Toplanma Çadırına getirip masanın karşısına, çadırın güney tarafına koydu. 25 Yehova’nın huzurunda kandilleri+ yaktı; tam Yehova’nın emrettiği gibi.

26 Sonra altın sunağı+ Toplanma Çadırına getirip perdenin önüne koydu ki, 27 üzerinde güzel kokulu buhur yakılabilsin;+ tam Yehova’nın emrettiği gibi.

28 Ve Kutsal Çadırın girişine perdeyi+ taktı.

29 Üzerinde yakılan sunu+ ve tahıl sunusu sunmak için, yakılan sunu sunağını+ Kutsal Toplanma Çadırının girişine koydu; tam Yehova’nın emrettiği gibi.

30 Sonra Toplanma Çadırıyla sunak arasına kazanı yerleştirdi; el ve ayakların yıkanması için suyla doldurdu.+ 31 Musa, Harun ve oğulları ellerini ve ayaklarını bu suyla yıkadılar. 32 Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, onlar Toplanma Çadırına girecekleri ve sunağa yaklaşacakları zaman yıkanırlardı.+

33 Son olarak, Kutsal Çadırın ve sunağın etrafına avluyu+ yaptı; avlu kapısı olan perdeyi+ taktı.

Böylece Musa işi tamamladı. 34 O zaman bulut+ Toplanma Çadırını örttü, Yehova’nın ihtişamı çadırı doldurdu. 35 Musa çadıra giremedi, çünkü bulut+ çadırın üzerindeydi, Yehova’nın ihtişamı çadırı doldurmuştu.+

36 İsrailoğulları tüm yolculukları boyunca,+ bulut Kutsal Çadırın üzerinden kalktığı zaman çadırlarını toplar ve yola devam ederlerdi. 37 Fakat bulut kalkmadıkça çadırlarını toplamazlardı; bulutun kalkacağı güne dek beklerlerdi.+ 38 Gündüzleri Yehova’nın bulutu Kutsal Çadırın üzerinde kalırdı; geceleri ise çadırın üzerinde bir ateş dururdu; yolculukları boyunca İsrail evi bunu görürdü.+

[Dipnotlar]

Çk 1:17 Başlangıç 5:22’deki dipnota bakın.

Çk 2:10 Anlamı “Sudan Kurtarılmış; Çıkarılmış”

Çk 2:22 Anlamı “Orada Bir Yabancı”

Çk 3:14 İbranice Ehyeh (Ben Olurum) ifadesi bitmemiş bir eylemi gösterir. Burada Tanrı’nın Kendi varlığı (Ben Ben’im) değil, başkaları için ne olmayı seçtiği kastedilir. Ek 1’e bakın.

Çk 4:15 Sözcük anlamıyla, “senin ağzınla ve onun ağzıyla”

Çk 6:12 Sözcük anlamıyla, “dudakları sünnetsiz biriyim.” 30. ayet için de geçerli.

Çk 12:4 Sözcük anlamıyla, “canların”

Çk 12:6 “Akşamleyin, karanlık tam çökmeden”, sözcük anlamıyla “iki akşam arasında”

Çk 12:11 “Fısıh”, İbranice pesah. Sözcük anlamı, “Üstünden atlamak, geçmek”

Çk 12:16 Sözcük anlamıyla, “her can”

Çk 12:40 Bazı eski çeviriler söz konusu yılların, İsrailoğullarının Kenan topraklarında yaşadıkları süreyi de kapsadığını belirtir.

Çk 13:2 Sözcük anlamıyla, “rahmi açan”

Çk 13:4 Anlamı “Yeşil Başaklar.” Başakların olgunlaşmış fakat henüz yumuşak olan hali. Abib ayı, martın ikinci yarısı ile nisanın ilk yarısına denk gelir. Yahudilerin Babil sürgününden sonra nisan olarak adlandırıldı. Ek 6’ya bakın.

Çk 13:18 “Savaş düzeni”; muhtemelen, ana bölük, öncü, artçı bölükler ve iki kanattan oluşan beş bölüklü bir ordununkine benzer düzen.

Çk 14:8 Sözcük anlamı “kalkmış el ile”

Çk 14:24 Gece saat 2 ile sabah 6 arasındaki zaman dilimi; İbranilere göre üçüncü ve son nöbet.

Çk 15:2 “Yehova” ismi için kullanılan “Yah” kısaltmasının ilk geçtiği yer.

Çk 15:23 Anlamı “Acılık”

Çk 16:12 Sözcük anlamıyla, “iki akşam arasında”

Çk 16:16 1 omer, 2,2 litre. Ek 5’e bakın.

Çk 16:31 Muhtemelen anlamı, “Bu ne?” (İbranice, man hu?) 15. ayete bakın.

Çk 16:34 Sözcük anlamıyla, “Tanıklık”, bir hatırlatıcı.

Çk 16:36 Bir efa 22 litredir. Ek 5’e bakın.

Çk 17:7 Anlamı, “Sınama; Deneme”

Çk 17:7 Anlamı, “Tartışma; Kavga; Çekişme”

Çk 17:15 Muhtemelen anlamı, “Yehova Sancağımdır”

Çk 18:3 Anlamı, “Orada Bir Yabancı”

Çk 18:4 Anlamı, “Tanrım Yardımcıdır”

Çk 20:5 Ya da “kıskanç”

Çk 23:28 Septuagint ve Vulgata çevirilerinde “eşekarıları”

Çk 23:31 Fırat Irmağı.

Çk 25:4 Kırmız böceğinden elde edilen “kırmız” adlı boyanın rengi.

Çk 25:7 Muhtemelen, ön ve arka parçaları olan, önlüğe benzer bir giysi. Ek 13’e bakın.

Çk 25:9 İsrailoğullarının ibadet amacıyla kullandığı seyyar çadır; “Toplanma Çadırı” olarak da bilinir.

Çk 25:10 Bir arşın 44,5 santimetre.

Çk 25:25 Ya da “bir el genişliği.” Ek 5’e bakın.

Çk 25:39 Bir talant, yaklaşık 34,2 kilogram. Ek 5’e bakın.

Çk 28:19 Bilinmeyen değerli bir taş.

Çk 28:30 Urim ve Tummim kutsal hükümlerin bildirilmesinde kullanılırdı. Bunlar muhtemelen kura taşlarıydı.

Çk 28:41 Sözcük anlamıyla “ellerini dolduracaksın.” Kâhin olarak hizmet edecek kişilerin eline tam yetki verilmesine atfen kullanılır.

Çk 29:9 Çıkış 28:41’deki dipnota bakın. 29, 33 ve 35. ayetler için de geçerli.

Çk 29:13 Ya da “dumanını sunacaksın”

Çk 29:40 Bir efa, 22 litre. Ek 5’e bakın.

Çk 29:40 Bir hin, 3,67 litre.

Çk 29:42 Ya da “Buluşma”

Çk 30:13 Ya da “kutsal şekel.” Toplanma Çadırında tutulan standart bir ağırlık; ölçünün tam olmasını vurgulamak için de kullanılmış olabilir. 2. Samuel 14:26’daki dipnotla karşılaştırın.

Çk 30:13 Ek 5’e bakın.

Çk 30:23 Ya da “azakeğeri”

Çk 30:24 Çin tarçını.

Çk 31:3 Sözcük anlamıyla, “Tanrı’nın ruhuyla”

Çk 32:9 Sözcük anlamıyla, “boynu sert”

Çk 32:11 Sözcük anlamıyla, “Yehova’nın yüzünü yumuşattı”

Çk 34:14 “Tam bağlılık isteyen”, sözcük anlamıyla, “kıskanç”

Çk 34:24 Sözcük anlamıyla, “yüzünü görmek”

Çk 34:28 Muhtemelen Yehova. 1. ayete bakın.

Çk 34:28 Sözcük anlamıyla, “On Söz”

Çk 35:10 Sözcük anlamıyla, “yüreği hikmetli”

Çk 38:8 Görüntüyü yansıtması için iyice parlatılmış metal aynalar.

Çk 38:26 “Yarım şekel”, İbranicede 1 beka.

Çk 39:12 28:19’daki dipnota bakın.

    Türk İşaret Dili Yayınları (2007-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türk İşaret Dili
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş