Özdeyişler
1 İsrail kralı,+ Davut oğlu+ Süleyman’ın+ özdeyişleri.+ 2 Bunlar, insanın hikmeti+ ve terbiyeyi+ öğrenmesi, derin anlam taşıyan sözleri kavraması,+ 3 sağgörü,+ doğruluk,+ adalet+ ve dürüstlük+ aşılayan terbiyeyi+ alması, 4 deneyimsiz kişinin akıllıca+ davranması, genç adamın bilgi+ kazanması ve düşünmeyi+ öğrenmesi içindir.
5 Hikmetli kişi dinler ve daha çok şey öğrenir.+ Anlayışlı adam sağlam rehberlik+ arayan kişidir; 6 öyle ki, özlü, düşündürücü sözleri,+ hikmetlilerin deyişlerini,+ bilmecelerini+ anlasın.
7 Bilgi Yehova korkusuyla başlar.+ Hikmeti ve terbiyeyi küçümseyenler akılsızlardır.+
8 Oğlum, babanın verdiği terbiyeyi dinle,+ annenin öğrettiği kanundan sapma.+ 9 Çünkü onlar senin başında bir zarafet çelengi,+ boynunda değerli bir gerdanlıktır.+
10 Oğlum, günahkârlar seni ayartmaya çalışırsa, onlara uyma.+ 11 Derlerse ki, “Bizimle gel. Kan dökmek için pusuya yatalım.+ Zevk için suçsuzlara pusu kuralım.+ 12 Onları ölüler diyarı+ gibi diri diri, çukura+ inenler gibi bütün bütün yutalım.+ 13 Çeşit çeşit değerli mallar+ bulalım. Evlerimizi ganimetle+ dolduralım. 14 Sen de bize katıl, payına düşeni al. Hepimizin kesesi bir olsun.”+ 15 Oğlum, sen onlarla aynı yoldan gitme.+ Tuttukları yola ayak basma.+ 16 Çünkü onlar kötülüğe koşar adım gider,+ kan dökmekte ayaklarına tezdirler.+ 17 Bir kanatlının gözü önünde ağ sermek işe yaramaz.+ 18 Bu yüzden de onların kanını dökmek için pusuya yatarlar;+ canlarına pusu kurarlar.+ 19 Haksız kazanç edinenlerin yolu böyledir.+ Bu yol, yolcusunu canından eder.+
20 Oysa gerçek hikmet+ sokakta haykırıyor.+ Meydanlarda sesini işittiriyor.+ 21 Gürültülü sokakların başında bağırıyor.+ Şehir kapılarının girişinde sözlerini duyuruyor:+
22 “Ey cahiller* ne zamana kadar cahilliği bırakmayacaksınız?+ Ey alaycılar, ne zamana kadar alaycılıktan zevk alacaksınız?+ Ey akılsızlar, ne zamana kadar bilgiden nefret edeceksiniz?+ 23 Ben yanlışınızı gösterdiğimde geri dönün.+ O zaman ruhum size akacak,+ sözlerimi anlamanızı sağlayacağım.+ 24 Mademki size seslendiğim halde beni reddedip durdunuz,+ elimi uzattığım halde kimse aldırmadı,+ 25 tüm öğütlerimi göz ardı ettiniz,+ yanlışınızı gösterdiğimde kabul etmediniz,+ 26 ben de felakete uğradığınızda güleceğim,+ korktuğunuz dehşet başınıza geldiğinde alay edeceğim;+ 27 dehşet fırtına gibi bastıracak, felaket kasırga gibi patlayacak;+ sıkıntılı, zor günler yaşayacaksınız.+ 28 Evet, o zaman bana seslenecekler, fakat cevap vermeyeceğim,+ beni arayacaklar, fakat bulamayacaklar;+ 29 çünkü bilgiden nefret ettiler,+ Yehova korkusunu seçmediler.+ 30 Öğüdümü tutmadılar,+ yanlışlarını gösterdiğimde saygısızlık ettiler.+ 31 Bu yüzden, tuttukları yolun meyvesini yiyecekler;+ kurdukları düzenlere doyacaklar.+ 32 Cahilleri kendi isyanları+ öldürecek,+ akılsızları kendi kayıtsızlıkları yok edecek.+ 33 Beni dinleyen ise güvenlik içinde yaşayacak;+ felaket korkusundan uzak, huzur içinde olacak.”+
2 Oğlum, sözlerimi+ kabul edersen, emirlerime değer verip onları aklında tutarsan;+ 2 böylece hikmete kulağını açarsan,+ ayırt edici+ olmaya yüreğini verirsen, 3 dahası, anlayışı+ yardıma çağırır, sağgörüye*+ seslenirsen 4 ve tüm bunları gümüş arar gibi arar,+ define araştırır gibi araştırırsan,+ 5 işte o zaman Yehova korkusunun+ ne olduğunu anlar, Tanrı bilgisini+ bulursun. 6 Çünkü hikmet+ Yehova’dan gelir; bilgi ve anlayış+ O’nun ağzından çıkar. 7 O, hikmetini* dürüst kişiler için saklar,+ doğruluk* yolunda yürüyenlere kalkan olur+ 8 ve bunu adalet yoluna bağlı kalarak yapar;+ vefalı kullarının yolunu gözetir.+ 9 Böylece sen de doğruluğu, adaleti ve dürüstlüğü, erdem yolunun* ne olduğunu anlarsın.+
10 Hikmet yüreğinde yer ettiğinde+ ve bilgi sana zevk verdiğinde,+ 11 düşünme yeteneği sana bekçilik eder,+ ayırt edici olman seni korur.+ 12 Seni kötü yoldan,+ sapıkça sözler söyleyenlerden,+ 13 karanlık yollarda yürümek üzere dürüstlük yolundan ayrılanlardan,+ 14 kötülük etmekten hoşlanan,+ kötülüğün sapıkça işlerinden zevk alanlardan;+ 15 eğri bir yol tutturup hayatlarını sahtekârlık üzerine kuranlardan;+ 16 tatlı sözlerle yaltaklanan yabancı kadından,+ Tanrısıyla ahdini unutan+ ahlaksız* kadından+ korur; 17 o kadın ki gençliğini paylaştığı hayat arkadaşını bırakmıştır.+ 18 Onun evinden ölüm çukuruna gidilir, tuttuğu yol ölümün tutsaklarının yanına iner.+ 19 Onunla ilişki kuranlardan hiçbiri geri gelmez, yaşayanların yürüdüğü yola bir daha dönemez.+
20 Bunları bil de erdemlilerin yolunda yürü+ ve doğruların yolundan ayrılma.+ 21 Çünkü yeryüzünde doğru insanlar yaşayacak,+ orada ancak temiz insanlar kalacak.+ 22 Kötülere gelince, onlar yeryüzünden silinecek,+ hainler dünyadan sökülüp atılacak.+
3 Oğlum, kanunumu unutma,+ emirlerime yürekten uy,+ 2 bu sayede çok günler görecek, uzun bir ömür süreceksin+ ve esenliğine* esenlik katılacak.+ 3 Vefa ve sadakat* seni bırakmasın.+ Bağla onları boynuna.+ Yaz onları yürek levhana.+ 4 Böylece Tanrı ve insanlar tarafından takdir edilirsin, sağgörülü biri olarak tanınırsın.+ 5 Bütün yüreğinle Yehova’ya güven+ ve kendi anlayışına dayanma.+ 6 Tuttuğun her yolda O’nu dikkate al,+ O da seni düze çıkarır.+
7 Kendini hikmetli görme.+ Yehova’dan kork, kötüden yüz çevir.+ 8 Böylece, bedenin* sağlık,+ kemiklerin kuvvet kazanır.+
9 Değerli şeylerinle+ ve ürününün turfandasıyla+ Yehova’yı yücelt. 10 O zaman ambarların ağzına kadar dolar,+ yeni şarabın teknelerinden taşar.+
11 Oğlum, Yehova’nın verdiği terbiyeyi reddetme;+ sana yanlışını göstermesinden nefret etme,+ 12 çünkü bir baba hoşnut olduğu oğluna nasıl yanlışını gösterirse,+ Yehova da sevdiğine öyle yapar.+
13 Hikmeti+ bulan adama, ayırt etmeyi+ öğrenen insana ne mutlu! 14 Çünkü hikmet kazanmak gümüş kazanmaktan iyidir. Hikmet altından daha yararlı,+ 15 mercanlardan daha değerlidir;+ zevk aldığın diğer şeylerin hiçbiri ona denk olmaz. 16 Onun sağ elinde uzun ömür,+ sol elinde onur ve servet var.+ 17 Onun yolları güzeldir, hepsi de barış yoludur.+ 18 Ona sarılanlar için hayat ağacıdır;+ ona sımsıkı tutunanlar+ mutlu sayılır.+
19 Yehova hikmetiyle yerin temelini attı,+ anlayışıyla gökleri pekiştirdi.+ 20 Bilgisiyle enginler yarıldı,+ bulutlu göklerden yağmur çiseliyor.+ 21 Oğlum, gözünü bunlardan ayırma.+ Kazandığın hikmeti* ve düşünme yeteneğini+ koru. 22 Onlar canına hayat verir,+ boynunda süs olur.+ 23 O zaman yürüdüğün yolda güvenlikte olursun,+ ayağın bir yere takılmadan yürürsün.+ 24 Yattığın zaman korkmazsın;+ uzanıp tatlı bir uykuya dalarsın.+ 25 Ansızın çöken dehşetten,+ kötülerin başına patlayacak fırtınadan+ korkmazsın. 26 Güvendiğin Yehova olur,+ ayağını kapana kısılmaktan O korur.+
27 Elinden geldiği sürece,+ ihtiyacı olandan iyiliğini esirgeme.+ 28 Sende varken komşuna, “Bugün git, sonra gel; yarın vereyim” deme.+ 29 Senin yanında güven duyana+ kötülük tasarlama.+ 30 Sana kötülük etmemiş biriyle yok yere tartışma.+
31 Şiddeti seven insana imrenme,+ onun izlediği yolları benimseme.+ 32 Çünkü hilekâr+ kişi Yehova’nın gözünde iğrençtir;+ O dürüst insanların+ yakınıdır. 33 Yehova’nın laneti kötülerin evi üzerindedir,+ doğruların oturduğu yeri ise O kutsar.+ 34 Alaycılara gelince,+ O da onlarla alay eder;+ fakat yumuşak başlılara lütfeder.+ 35 Hikmetliler onurlandırılır,+ akılsızlar ise rezillikle gurur duyar.+
4 Evlatlarım, baba terbiyesine+ kulak verin, anlayış+ kazanmak için dikkatle dinleyin. 2 Size değerli bir eğitim vereceğim.+ Kanunumdan ayrılmayın.+ 3 Çünkü ben de babamın has evladı,+ annemin narin oğlu, bir tanesiydim.+ 4 Babam beni eğitti,+ “Söylediklerime yürekten+ bağlan,+ emirlerime uy ki ömrün uzasın”+ dedi. 5 “Hikmet+ kazan, anlayış+ kazan. Ağzımdan çıkan sözleri unutma, onlardan sapma.+ 6 Hikmeti bırakma, o seni korur. Sev onu, o seni gözetir. 7 Hikmet en başta gelir;+ hikmet kazan. Başka ne kazanmış olursan ol, yanı sıra anlayış+ da kazan. 8 Ona büyük değer ver, seni yükseltir.+ Ona kollarını aç, seni yüceltir.+ 9 Başına zarafet çelengi koyar,+ sana güzellik tacı takar.”+
10 Dinle oğlum, söylediklerimi kabul et.+ O zaman ömrün uzun olur.+ 11 Seni hikmet yolunda eğiteceğim;+ doğruluğun izinden yürüteceğim.+ 12 Yürürken ayakların engele takılmaz,+ koşarken tökezlemezsin.+ 13 Terbiyeye sımsıkı sarıl,+ bırakma onu.+ İyi koru, o senin hayatındır.+
14 Kötülerin yoluna adım atma,+ alçakların yolunda yürüme.+ 15 Onların yolundan sakın,+ yanına bile uğrama;+ yolunu değiştir, geç git.+ 16 Çünkü onlar kötülük yapmazlarsa gözlerine uyku girmez,+ birini tökezletmezlerse uykuları kaçar.+ 17 Yedikleri kötülük ekmeği,+ içtikleri şiddet şarabıdır.+ 18 Doğruların yolu ise gün ışığına benzer; tan ışığı gibi gitgide parlayıp tam aydınlığa erişir.+ 19 Kötülerin yolu gece karanlığı gibidir;+ neden tökezlediklerini bilmezler.+
20 Oğlum, sözlerime dikkat et.+ Söylediklerime kulak ver.+ 21 Onları asla göz ardı etme,+ yüreğinin derinlerinde sakla.+ 22 Bu sözler, onları bulanlar için hayat,+ tüm bedenleri için sağlık demektir.+ 23 Her şeyden çok yüreğini koru,+ çünkü hayatın kaynakları ondan çıkar.+ 24 Hileli sözlerden uzak dur,+ dilin sahtekârlığa bulaşmasın.+ 25 Gözlerin dosdoğru ileri baksın,+ bakışların önündeki yoldan hiç ayrılmasın.+ 26 Yürüyeceğin yolu düzle,+ tuttuğun yollar sağlam olsun.+ 27 Sağa sola sapma.+ Kötülükten ayağını çek.+
5 Oğlum, hikmetime dikkat et.+ Ayırt etmeyi öğrenmek için kulağını bana ver ki,+ 2 her zaman sağlıklı düşünesin;+ dudakların da bilginin bekçisi olsun.+
3 Ahlaksız kadının ağzından bal damlar;+ dili yağdan yumuşaktır.+ 4 Fakat etkisi pelinotu gibi acıdır;+ iki ağzı keskin kılıç gibi deler geçer.+ 5 O kadının ayakları ölüm çukurunun yolunu tutar;+ adım adım ölüler diyarına gider.+ 6 Hayat yolu nedir, üzerinde düşünmez.+ İzlediği yol dolambaçlıdır, nereye gittiğini kendi de bilmez.+ 7 Öyleyse oğullarım, ağzımdan çıkanı dinleyin,+ sözümden ayrılmayın.+ 8 O kadının semtine uğrama, evinin kapısına yaklaşma+ ki, 9 itibarını başkaları almasın,+ yılların acıya mahkûm olmasın;+ 10 senin bileğinin gücüyle yabancılar sefa sürmesin,+ zahmetle* edindiklerin başkasının evine gitmesin.+ 11 Çünkü neden ileride etin bedenin mahvolsun+ da inim inim inleyesin,+ 12 “Terbiyeden nasıl da nefret ettim,+ yanlışım gösterildiğinde içimden nasıl da küçümsedim!”+ diyesin? 13 “Beni eğitenlerin sesine kulak vermedim,+ öğretmenlerimi dinlemedim.+ 14 Az daha bütün milletin, cemaatin gözü önünde her kötülüğe batacaktım.”+
15 Kendi sarnıcının suyundan, kendi kuyunun kaynağından iç.+ 16 Pınarlarından sular dışarılara mı akıp gitsin,+ akarsuyun şehrin meydanlarını mı sulasın? 17 Onlar yalnızca senin için olsun; yabancılarla paylaşman için değil.+ 18 Pınarın bereketli olsun,+ gençliğini paylaştığın karınla mutlu ol.+ 19 Sevimli bir geyik, zarif bir dağ keçisi+ gibi, her zaman onun memeleriyle mest ol.+ Daima onun aşkıyla kendinden geç.+ 20 Oğlum, neden yabancı kadınla kendinden geçesin, ahlaksız* kadını koynuna alasın?+ 21 Çünkü insanın yolu Yehova’nın gözü önündedir;+ O her adımını dikkatle gözler.+ 22 Kendi suçu kötü adamın yakasına yapışır,+ kendi günahının kemendi onu kıskıvrak yakalar.+ 23 Yaptığı akılsızlıkların çokluğu yüzünden yoldan çıkar,+ terbiyeyi kabul etmediği için ölür gider.+
6 Oğlum, eğer komşuna kefil oldun,+ yabancıyla el sıkışıp anlaştınsa,+ 2 ağzından çıkan sözlerle kapana kısılıp kendi sözlerinle tuzağa tutuldunsa,+ 3 komşunun eline düştün demektir;+ kendini kurtar oğlum, şöyle yap: gururu bırak, komşuna git, yalvar yakar.+ 4 Öyle ki, gözüne uyku girmesin, kırpma gözünü.+ 5 Avcının elinden bir ceylan gibi kurtul, tuzak kuranın elinden bir kuş gibi kurtar kendini.+
6 Ey tembel,+ git karıncaya bak;+ neler yaptığını gör de hikmet kazan. 7 Başında bir komutan, görevli ya da yönetici yokken, 8 yiyeceğini yazdan hazır eder,+ hasat vaktinde erzağını toplar. 9 Daha ne kadar yatacaksın,+ ey tembel? Ne zaman uykudan kalkacaksın?+ 10 Biraz daha uyuyayım, biraz daha kestireyim, ellerimi kavuşturup biraz daha yatayım derken,+ 11 yoksulluk bir haydut gibi,+ yokluk bir eşkıya gibi gelir üzerine.+
12 İşe yaramaz,+ zararlı adam, ağzında hileli sözlerle ortalıkta dolaşır;+ 13 kaşını gözünü oynatır,+ ayağıyla işaretler yapar, parmaklarıyla bir şeyler anlatır.+ 14 Fesat onun yüreğindedir.+ Her zaman kötülük kurar.+ Sürekli çekişme yaratır.+ 15 Bu yüzden felaketi ansızın gelecek,+ bir anda mahvolacak ve bir daha toparlanamayacak.+
16 Yehova’nın nefret ettiği+ altı şey var ve canının tiksindiği+ yedi şey var: 17 Yüksekten bakan gözler,+ yalancı dil,+ masum kanı döken eller,+ 18 hainlik tasarlayan yürek,+ kötülüğe koşa koşa giden ayaklar,+ 19 yalan soluyan yalancı şahit+ ve kardeşleri birbirine düşüren adam.+
20 Oğlum, babanın buyruğuna uy,+ annenin öğrettiği kanundan sapma.+ 21 Onları her zaman yüreğinin üzerine bağla,+ boynuna tak.+ 22 Yürürken sana yol gösterirler;+ yatarken başucunda nöbet tutarlar,+ uyandığında seninle ilgilenirler. 23 Çünkü kanun bir ışık,+ emir bir kandildir,+ yanlışı düzelten terbiye de hayata giden yoldur.+ 24 Seni kötü kadından,+ tatlı sözlerle yaltaklanan yabancı kadının dilinden bunlar korur.+ 25 Onun güzelliğini gönlün çekmesin,+ şehvetli bakışları aklını başından almasın.+ 26 Çünkü fahişe kadın yüzünden bir somun ekmeğe kalırsın;+ başkasının karısı yüzünden de değerli canından olursun.+ 27 Bir adam koynuna ateş alır da giysisi yanmaz mı?+ 28 Ya da korlar üzerinde yürür de ayakları kavrulmaz mı? 29 Başkasının karısıyla ilişkiye giren de böyle olur,+ o kadına dokunan cezasız kalmaz.+ 30 Hırsız aç karnını doyurmak için çalarsa insanlar onu hor görmez; 31 yine de yakalandığında çaldığının yedi katını öder; evinde değerli nesi varsa gider.+ 32 Bir kadınla zina yapanın yüreğinde sağduyu yoktur;+ bunu yapan kendi kendini mahveder.+ 33 Başını belaya sokar, saygınlığını kaybeder;+ utancı silinmez.+ 34 Çünkü kocanın kıskançlığı öfke doğurur;+ öç günü geldiğinde acımasız olur.+ 35 Kurtulmak için ne verirsen ver, gözü görmez; armağanın ne kadar büyük olursa olsun, razı gelmez.
7 Sözümü dinle oğlum,+ emirlerimi bir hazine gibi görüp aklında tut.+ 2 Emirlerime uy ki ömrün uzasın,+ kanunum da gözünün bebeği+ gibi olsun. 3 Onları parmaklarına bağla,+ yürek levhana yaz.+ 4 Hikmete,+ “Kız kardeşimsin”; anlayışa “Akrabamsın” de ki, 5 seni ahlaksız* kadından,+ tatlı sözlerle yaltaklanan yabancı kadından korusunlar.+ 6 Ben evimin penceresinden, kafesin+ arkasından aşağıya bakıyordum, 7 toy gençleri izliyordum;+ delikanlılar arasından, yüreği sağduyudan yoksun birine özellikle dikkat ettim.+ 8 O kadının evinin yakınındaki köşeden geçiyordu, onun oturduğu sokakta yürüyordu.+ 9 Akşamüstüydü; ortalık alacakaranlıktı,+ akşam karanlığı çökmek üzereydi. 10 Baktım, onu bir kadın karşıladı; fahişe kılıklı,+ yüreğinde türlü kurnazlıklar olan bir kadın. 11 Yaygaracı ve inatçı.+ Evinde durmaz.+ 12 Kâh sokakta, kâh meydanlardadır;+ her köşe başında pusuya yatar.+ 13 Genci tutup öptü.+ Gözünün içine bakarak dil döktü:
14 “Paylaşma kurbanları kesmem gerekiyordu.+ Bugün adaklarımı yerine getirdim.+ 15 O yüzden seni aramaya çıktım; seni bulup karşılamak istedim. 16 Sedirime Mısır keteninden+ rengârenk örtüler serdim. 17 Yatağıma mürrüsafi, sarısabır ve tarçın serptim.+ 18 Haydi gel, sabaha kadar aşkı kana kana içelim; sevişmenin zevkine varalım.+ 19 Nasılsa kocam evde değil; uzunca bir yolculuğa çıktı.+ 20 Yanına bir kese para aldı, ayın on dördünde* eve dönecek.”
21 Durmadan dil döküp genci baştan çıkardı.+ Tatlı diliyle onu kandırdı.+ 22 Kesime giden sığır gibi, akılsızlığının cezasını çekmek üzere prangaya vurulan adam gibi, onu hemen izledi delikanlı.+ 23 Tuzağa koşan kuş gibi kadının peşinden koştu,+ karaciğerini ok deşinceye kadar;+ ve bunun kendi canına mal olacağını bilemedi.+
24 Şimdi evlatlarım, beni dinleyin, ağzımdan çıkan sözlere dikkat edin.+ 25 Onun yoluna gitmeyi gönlünden geçirme, gezdiği yollarda dolaşma.+ 26 Çünkü o kadının yere yıktığı çok insan var,+ öldürdüğü kişiler de öyle çok ki.+ 27 Onun evi ölüler diyarına+ giden yoldur, ölülerin yattığı odalara iner.+
8 Hikmet seslenip durmuyor mu,+ anlayış sesini duyurmuyor mu?+ 2 Yüksek yerlerin başında,+ yol kenarında, kavşaklarda duruyor. 3 Kentin girişinde ve kapıların ağzında,+ giriş yerlerinde bağırarak sesleniyor:+
4 “Ey insanlar, size sesleniyorum, çağrım âdemoğullarınadır.+ 5 Siz deneyimsizler, akıllıca davranmayı öğrenin;+ siz anlayışsızlar, sağduyulu bir yürek edinin.+ 6 Dinleyin, çünkü en önemli şeylerden söz ediyorum,+ ağzımı doğruluğu anlatmak için açıyorum.+ 7 Hakikat sözleri dilimden düşmez;+ kötülüğü ise ağzıma almam, iğrenirim.+ 8 Ağzımdan çıkan her söz doğrudur;+ çarpıtılmış, eğri bir söz yoktur aralarında.+ 9 Ayırt etmeyi bilen için hepsi açıktır, bilgiyi bulan için doğru sözlerdir.+ 10 Gümüş yerine benden terbiye alın, has altın yerine de bilgiyi.+ 11 Çünkü hikmet mercanlardan daha değerlidir,+ insana zevk veren şeylerin hiçbiri ona denk olmaz.+
12 Ben hikmetim; sağgörünün* yanında barınırım;+ düşünme yeteneği ile bilgi edinirim.+ 13 Yehova korkusu kötüden nefret etmektir.+ Büyüklenmekten, gururdan,+ kötü yoldan ve bozuk sözler söyleyen ağızdan+ nefret ederim. 14 Öğütlerim iyidir,+ verdiğim akıl* işe yarar.+ Ben anlayış,+ kudret sahibiyim.+ 15 Krallar benim sayemde saltanat sürer, yöneticiler sayemde adil hükümler verir.+ 16 Hükümdarlar sayemde hüküm sürer,+ soylular sayemde adaletle yargılar.+ 17 Beni seveni ben de severim,+ arayan beni bulur.+ 18 Zenginlik ve saygınlık benim yanımdadır,+ doğruluk ve miras bırakılan değerler de.+ 19 Meyvem altından, saf altından daha iyidir; ürünüm de has gümüşten.+ 20 Doğruluk yolunda yürür,+ adalet yolundan şaşmam,+ 21 böylece beni sevenleri servet sahibi ederim,+ ambarlarını doldururum.+
22 Yehova yaratma işinin başında beni var etti;+ çağlar önceki, ilk eseri bendim.+ 23 Dünya var olmadan çok önce,+ en başta, çağlar öncesinde yerimi almıştım.+ 24 Henüz enginler, suları gür pınarlar yokken, büyük bir emek sonucu doğmuştum.+ 25 Dağlar yerine yerleştirilmeden,+ tepelerden önce, büyük emekle meydana getirilmiştim. 26 O henüz yeryüzünü,+ kırları, ilk verimli toprağı yapmamıştı.+ 27 Gökleri hazırladığında ben oradaydım;+ derin suların yüzünün ufukla çemberlenmesini buyurduğunda;+ 28 yukarıda bulut kümelerini pekiştirdiğinde,+ derin suların kaynaklarını güçlendirdiğinde,+ 29 sular buyruğundan öteye geçmesinler diye denizin sınırını belirlediğinde,+ yerin temellerini koyduğunda,+ 30 usta olarak O’nun yanında çalıştım;+ varlığımla her gün O’na zevk veriyordum,+ huzurunda her zaman sevinçliydim.+ 31 Yarattığı yeryüzünün verimli toprağı sevincim,+ insanoğullarıyla ilgili işler zevkimdi.+
32 Evlatlarım, şimdi beni dinleyin; benim yolumdan gidenler mutludur.+ 33 Verdiğim terbiyeyi dinleyin de hikmetli olun,+ onu asla göz ardı etmeyin.+ 34 Her gün kapılarımda uyanık durup beni dinleyen, eşiklerimde bekleyen adam mutludur.+ 35 Çünkü beni bulan hayat bulur,+ Yehova’dan lütuf görür.+ 36 Bana erişmeyen kendi canına kötülük eder;+ benden nefret edenlerin hepsi ölümü sever.”+
9 Gerçek hikmet+ evini yaptı;+ evi için yedi sütun yonttu. 2 Hayvanlar kestirdi, şarabına çeşni kattı; sofrasını da kurdu.+ 3 Kentin en yüksek yerlerinde çağrısını duyurmak için hizmetçi kızlarını gönderdi. 4 “Deneyimsiz olan bu tarafa gelsin”+ dedi. Yüreği sağduyudan yoksun+ olanlara da, 5 “Gelin, ekmeğimden yiyin, çeşnili şarabımdan siz de için”+ dedi. 6 “Deneyimsizlerin arasından ayrılın da ömrünüz uzasın,+ doğruca anlayış yolundan gidin.”+
7 Alaycıyı düzeltmeye kalkışan kendini küçük düşürür,+ kötü insana yanlışını gösterenin kendisi kabahatli çıkar.+ 8 Alaycıya yanlışını gösterme, yoksa senden nefret eder.+ Hikmetli kişiye yanlışını göster, seni sever.+ 9 Hikmetli kişiyi eğit, daha da hikmetli olur.+ Doğru kişiye öğret, bilgisine bilgi katar.
10 Hikmet Yehova korkusuyla başlar,+ En Kutsal Olan hakkındaki bilgi de anlayış kazandırır.+ 11 Benim sayemde çok günler görürsün,+ ömrüne ömür katılır.+ 12 Eğer hikmetli olursan, yararı sanadır;+ alaycı olursan da zararını sen çekersin.+
13 Aptal kadın yaygaracıdır.+ Onun aklı kıttır, hiçbir şeyden anlamaz.+ 14 Kentin yüksek yerinde, evinin kapısında bir iskemleye kurulur,+ 15 gelip geçenlere, dosdoğru yoluna gidenlere,+ 16 “Deneyimsiz olan bu tarafa gelsin”+ diye seslenir. Yüreği sağduyudan yoksun+ olanlara da, 17 “Çalınmış su tatlıdır,+ gizlice yenen ekmek de lezzetlidir”+ der. 18 Onun evine giren bilmez ki, ölümün tutsakları oradadır, o kadının çağırdıkları ölüler diyarının dibindedir.+
10 Süleyman’ın özdeyişleri.+
Akıllı oğul babasına sevinç verir;+ akılsız oğul ise anasına dert olur.+ 2 Kötünün hazineleri hiçbir işe yaramaz;+ oysa doğruluk ölümden kurtarır.+ 3 Yehova doğru insanı aç bırakmaz;+ doymak bilmeyen kötüleri ise geri çevirir.+
4 Tembelin eli onu yoksul eder;+ çalışkanın eli ise onu zengin eder.+
5 Yazın hasadı kaldıran oğul sağgörülüdür; biçim zamanı uyuyakalan oğul ise yüzkarasıdır.+
6 Doğru insan takdir toplar;+ kötülerin ağzı ise zorbalığı gizler.+ 7 Doğru insanın adı hayırduayla anılır,+ kötülerin adı ise silinir* gider.+
8 Yüreğinde hikmet olan, emirleri kabul eder;+ diliyle akılsızlık eden ise yerden yere vurulur.+
9 Doğruluk* yolunda yürüyen güvenlik içinde yaşar;+ dolambaçlı yollara sapan ise kendini belli eder.+
10 Kaş göz işareti yapan acıya yol açar,+ diliyle akılsızlık eden yerden yere vurulur.+ 11 Doğru insanın ağzı hayat pınarıdır;+ kötülerin ağzı ise zorbalığı gizler.+
12 Nefret kavga doğurur;+ oysa sevgi bütün suçları örter.+
13 Anlayışlı insanın dilinde hikmet bulunur;+ yüreği sağduyudan yoksun olanın ise sırtına değnek iner.+
14 Hazine gibi bilgi biriktiren hikmetlidir;+ akılsızı yıkımın eşiğine getiren ise dilidir.+
15 Zengin adamın serveti kendisi için hisardır.+ Düşkünün yoksulluğu da kendisi için yıkımdır.+
16 Doğru insanın yaptıkları hayata götürür;+ kötü insanın kazancı ise günah doğurur.+
17 Terbiyeyi benimseyen başkalarına hayat yolu olur;*+ düzeltilmeyi reddeden ise yoldan saptırır.+
18 Nefretini gizleyenin dili yalancıdır;+ iftira atan akılsızdır.+
19 Çok sözde hata eksik olmaz;+ dilini tutan sağgörülü davranır.+
20 Doğru insanın dili has gümüş gibidir;+ kötünün yüreği ise bir değer taşımaz.+
21 Doğru insan diliyle çok kişiyi güder;+ akılsızlar ise anlayış kıtlığından ölür.+
22 Yehova’nın bereketi insanı zengin eder+ ve O, bereketine keder katmaz.+
23 Edepsizlik akılsıza oyun gibi gelir,+ oysa hikmet ayırt edici insan içindir.+
24 Kötünün korktuğu başına gelir;+ fakat doğruların dileği gerçekleştirilir.+ 25 Kötü adam kasırgaya tutulmuş gibi yok olup gider;+ doğru adamın ise temeli asla sarsılmaz.+
26 Dişler için sirke, gözler için duman neyse, kendisini gönderenler için de tembel adam öyledir.+
27 Yehova korkusu ömrü uzatır;+ kötülerin yaşamı ise kısa sürer.+
28 Doğruların beklentisi sevinç verir;+ oysa kötülerin umudu boşa çıkar.+
29 Yehova’nın yolu temiz insan için korunma,+ hainlik edenler içinse yıkım demektir.+
30 Doğru insanı hiçbir şey sarsmayacak;+ kötüler ise yeryüzünde barınamayacak.+
31 Doğru kişinin dudakları hikmet meyvesi verir;+ fesat dil ise koparılacaktır.+
32 Doğruların dili iyi olanı bilir,+ kötülerin ağzı ise fesat saçar.+
11 Yehova hileli teraziden iğrenir;+ doğru ağırlık ise O’nu hoşnut eder.
2 Haddini bilmezlik baş gösterince utanç da gelir;+ hikmet ise haddini bilenlerdedir.+
3 Dürüst kişilere doğrulukları* yol gösterir;+ hainleri ise çarpık yolları yıkıma götürür.+
4 Gazap günü servet işe yaramaz;+ oysa doğruluk ölümden kurtarır.+
5 Temiz insanın doğruluğu onun yolunu düzler;+ kötü insan ise kendi kötülüğüne takılıp düşer.+ 6 Dürüst insanlar kendi doğruluklarıyla kurtulur;+ hainler ise kendi açgözlülükleriyle tuzağa düşer.+
7 Kötü adam ölünce ümidi yok olur;+ bel bağladığı güç de tükenir.+
8 Doğru kişi sıkıntıdan kurtulur;+ onun yerine kötü kişi sıkıntıya düşer.+
9 Doğru yoldan sapmış kişi diliyle başkalarını yıkar;+ doğrular ise bilgiyle kurtulur.+
10 Doğruların iyiliğinden ötürü kent bayram eder;+ kötüler yok olunca da sevinç çığlıkları yükselir.+
11 Doğruların bereketiyle* kent refaha erer;+ kötülerin diliyle ise yerle bir olur.+
12 Komşusunu küçümseyenin yüreği sağduyudan yoksundur+ fakat dilini tutanın anlayışı derindir.+
13 İftira atarak ortalıkta dolaşan,+ özel konuşmaları açığa vurur;+ güvenilir* insan ise meseleyi örter.+
14 Sağlam rehberliğe sahip olmayan toplum çöker;+ kurtuluş danışmanların çokluğuyla olur.+
15 Yabancıya kefil olan mutlaka zarar görür;+ oysa el sıkışmaktan kaçınanın derdi de olmaz.
16 Sevimli kadın saygınlık kazanır;+ zorbaların ise tek kazancı servettir.
17 İyiliksever sonuçta kendi canına iyilik eder;+ gaddar ise kendi yaptıkları yüzünden dışlanır.+
18 Kötü adamın aldığı ücret aldatıcıdır;+ doğruluk ekenin kazancı ise gerçektir.+
19 Doğruluktan şaşmamaya kararlı olan hayat yolundadır;+ kötülük peşinde olan ise ölüm yolundadır.+
20 Yehova bozuk yürekli olandan iğrenir;+ fakat temiz bir yaşam sürenlerden hoşlanır.+
21 Kötüler el ele verseler de cezasız kalmazlar;+ doğruların soyu ise mutlaka kurtulur.+
22 Domuzun burnunda altın halka nasılsa, sağduyuya sırt çeviren kadının güzelliği de öyledir.+
23 Doğruların arzuları yalnızca iyiliktir;+ kötülerin umutlarıysa gazap getirir.+
24 İnsan vardır cömertçe dağıtır, daha çoğuna sahip olur;+ insan vardır hakkıyla vermez, sonunda yoksul düşer.+
25 Cömert can bolluğa erer;+ başkasına bol bol su verenin kendisine de bol su verilir.+
26 Tahılı elinde tutana halk lanet yağdırır, tahılı satışa çıkaran ise hayırdua alır.+
27 İyilik peşinde olan takdir görmek ister;+ kötülük peşinde olan ise başına bela getirir.+
28 Servetine güvenen yıkılır;+ doğrular ise dalındaki yaprak gibi gelişir.+
29 Ev halkının başına lanet getirenin+ eline geçen hiçtir;*+ akılsız kişi de yüreğinde hikmet olanın hizmetkârı olur.
30 Doğru insanın ürünü hayat ağacıdır;+ hikmetli kişi canlar kazanır.+
31 Dünyada doğru insan bile yaptığının karşılığını alacaksa,+ kötü ve günahkâr daha da fazla almaz mı?+
12 Terbiyeyi seven bilgiyi sever;+ düzeltilmekten nefret eden ise akılsızdır.+
2 İyi insan Yehova’nın onayını kazanır;+ kötü fikirli insan ise O’nun tarafından suçlu çıkarılır.+
3 Kimse kötülükle yerini sağlamlaştıramaz;+ oysa doğru insanların kökü sarsılmaz.+
4 Faziletli kadın kocasının* baş tacıdır;+ utanç veren kadın ise kocasının iliğini kurutur.+
5 Doğruların düşüncesi haktan yanadır;+ kötülerin rehberliği ise aldatıcıdır.+
6 Kötülerin sözleri kan için pusuya yatar;+ fakat doğruların ağzı tehlikeden kurtarır.+
7 Kötüler yıkılıp giderler;+ doğruların evi ise ayakta kalır.+
8 Sağgörüyle konuşan övülür;+ yüreği fesat olan ise hor görülür.+
9 Tek hizmetkârı olup fazla itibar görmeyen insan, ekmeğe muhtaçken büyüklenenden iyidir.+
10 Doğru insan beslediği hayvanın canını gözetir;+ fakat kötülerin merhameti bile zalimcedir.+
11 Toprağını işleyen ekmeğe doyar;+ oysa değersiz şeyler peşinde koşanın yüreği sağduyudan yoksundur.+
12 Kötü kişi fena adamın ağındaki ava göz diker;+ fakat doğruların kökü ürün verir.+
13 Dudaklarının suçu kötüye tuzak olur;+ doğrular ise sıkıntıyı atlatır.+
14 İnsan, dilinin meyvesiyle iyiliğe doyar,+ elinin emeği de kendisine geri döner.+
15 Kendi tuttuğu yol ahmağın gözünde doğrudur;+ oysa hikmetli kişi öğüt dinler.+
16 Ahmak sinirlendiğini hemen belli eder;+ akıllı ise saygısızlığın üstünü örter.+
17 Doğruyu söyleyen güvenilirliğini ortaya koyar;+ yalancı şahit ise hile üretir.+
18 İnsan vardır, kılıç saplar gibi düşüncesizce konuşur;+ hikmetlilerin dili ise şifadır.+
19 Hakikatten şaşmayan dudaklar+ sonsuza dek kalır;+ yalancı dil ise bir an içindir.+
20 Kötülük tasarlayanın yüreği hilekârdır;+ barışı öğütleyenler ise sevinçlidir.+
21 Doğru insana hiç zarar gelmez;+ kötülerin ise başı beladan kurtulmaz.+
22 Yehova yalancı dilden iğrenir;+ fakat sadakat gösterenlerden hoşlanır.+
23 Akıllı adam bildiklerini saklı tutar;+ oysa akılsızın yüreği kendi ahmaklığını ortaya döker.+
24 Çalışkanın eli onu yetki sahibi eder;+ tembelin eli ise onu köleliğe iter.+
25 İçindeki kaygı insanın yüreğini karartır;+ iyi söz ise yüreği sevindirir.+
26 Doğru kişi bulunacağı çevreyi iyi araştırır; oysa kötülerin tuttuğu yol onları avare eder.+
27 Tembellik yüzünden insan avın peşine düşmez;+ çalışkanlık ise insanın büyük servetidir.
28 Doğruluk yolunda hayat vardır;+ o yolda ölüm yoktur.+
13 Babasından terbiye alan evlat hikmetlidir;+ azara kulak asmayan alaycıdır.+
2 Dilinin meyvesi insana iyilik tattırır;+ oysa hainlerin aklı fikri* zorbalıktadır.+
3 Ağzını tutan canını korur.+ Boşboğazlık eden yıkıma uğrar.+
4 Tembelin canı ister ama eli boş kalır.+ Çalışkanlar ise refaha kavuşur.+
5 Doğru insan yalandan nefret eder;+ kötüler ise utanılacak işlerle kendilerini rezil eder.+
6 Doğruluk temiz yaşayanı korur;+ kötülük ise günahkârı tepetaklak eder.+
7 Kişi var, hiçbir şeyi yokken kendini zengin gösterir;+ kişi var, büyük serveti varken kendini yoksul gösterir.
8 Zengin adamın serveti canı için fidyedir;+ yoksul ise sert söz işitmez.+
9 Doğruların ışığı sevinç saçar;+ kötülerin kandili ise söner.+
10 Haddini bilmezlikten yalnızca kavga çıkar;+ birbirine danışanlar ise hikmeti bulur.+
11 Havadan kazanılan servet erir gider;+ elinin emeğiyle toplayanın ise serveti çoğalır.+
12 Ertelenen beklentiler yüreği hasta eder;+ dileğin yerine gelmesi ise hayat ağacıdır.+
13 Söze değer vermeyenin rehinine el konur;+ kanundan* korkan ise ödüllendirilir.+
14 Hikmetlinin öğrettiği kanun yaşam pınarıdır,+ insanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.+
15 Sağgörü takdir kazandırır;+ hainlerin yolu ise çetindir.+
16 Akıllı kişi bilgiye göre davranır;+ akılsız ise ahmaklığını etrafa yayar.+
17 Kötü ulak yalnızca bela getirir;+ sadık elçi ise şifadır.+
18 Terbiyeye aldırmayana yokluk ve utanç gelir;+ düzeltilmeyi kabul eden ise onurlandırılır.+
19 Dileğinin yerine gelmesi insana zevk verir;+ fakat akılsız kötüye sırt çevirmekten nefret eder.+
20 Hikmetlilerle aynı yolda giden hikmetli olur;+ akılsızlarla ilişkide olan ise zarar görür.+
21 Felaket günahkârın peşini bırakmaz;+ oysa doğrular iyiliğin ödülünü görür.+
22 İyi adam evladının evladına miras bırakır; günahkârların serveti ise doğru insan için saklanır.+
23 Yoksulların sürülü tarlası bol ürün verir;+ ancak adaletsizlik yüzünden yok olup giden de vardır.+
24 Değneğini esirgeyen oğlundan nefret ediyor demektir;+ oğlunu seven ise terbiyesine dikkat eder.+
25 Doğru insan doyasıya yer;+ kötülerin ise karnı aç kalır.+
14 Hikmetli kadın kendi evini yapar;+ akılsız olan ise evini eliyle yıkar.+
2 Dürüstlük yolundan ayrılmayan Yehova’dan korkar;+ hileli yollara sapan ise O’nu hor görür.+
3 Kibrin sopası akılsızın ağzındadır;+ hikmetliyi koruyan da dudaklarıdır.+
4 Sığır yoksa yemlik temizdir; fakat öküzün kuvvetiyle ürün bol olur.
5 Güvenilir şahit yalan söylemez;+ yalancı şahit ise yalan solur.+
6 Alaycı kişi, hikmeti arasa da bulamaz; oysa anlayışlı insan için bilgi kolaydır.+
7 Akılsızdan uzak dur,+ çünkü onun ağzında bilgi bulamazsın.+
8 Akıllının hikmeti, tuttuğu yolu anlamaktır;+ akılsızın ahmakça düşünüşü ise aldatıcıdır.+
9 Ahmaklar suçu alaya alır;+ fakat dürüstler anlaşma içindedir.+
10 İnsanın yüreği canının acısını bilir;+ sevincini de başkası paylaşamaz.
11 Kötülerin evi yerle bir edilir;+ dürüstlerin çadırı ise kalkınır.+
12 Yol var ki, insana doğru görünür;+ fakat sonu ölümdür.+
13 Gülerken bile yürek sızlayabilir;+ sevincin sonu kederdir.+
14 Yüreği dönek kişi davranışlarının sonuçlarına doyar;+ iyi insan da yaptıklarının karşılığını bol bol görür.+
15 Deneyimsiz insan her söze inanır;+ sağgörülü kişi ise adımını tartarak atar.+
16 Hikmetli kişi korkar ve kötülükten yüz çevirir;+ akılsız ise öfkeden kudurur ve kendine fazla güvenir.+
17 Çabuk öfkelenen akılsızlık eder;+ aklını kullanandan nefret edilir.+
18 Deneyimsiz kişiler akılsızlığı sahiplenir;+ sağgörülüler ise bilgiyi taç gibi taşır.+
19 Fena adamlar iyilerin önünde, kötüler doğruların kapısında eğilecektir.+
20 Yoksuldan hemşerisi bile nefret eder;+ oysa zenginin dostu çok olur.+
21 Hemşerisini hor gören günah işler;+ mazlumlara iyi davranan ise mutludur.+
22 Kötülük tasarlayanlar yollarını şaşırmazlar mı?+ İyilik tasarlayanlar ise sadakat ve vefa görür.+
23 Her emek bir yarar getirir;+ boş lakırdı ise yoksulluğa götürür.
24 Hikmetlilerin tacı onların serveti olur; ahmakların akılsızlığı ise akılsızlıktan başka bir şey getirmez.+
25 Hakikati söyleyen şahit canlar kurtarır;+ hilekâr ise yalan solur.+
26 Yehova’dan korkan güçlü bir güven duyar;+ evlatlarının da sığınacak yeri olur.+
27 Yehova korkusu hayat pınarıdır,+ insanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.+
28 Tebaasının çokluğu kralın haşmetidir;+ nüfusun azlığı ise hükümdarın yıkımıdır.+
29 Çabuk öfkelenmeyenin anlayışı engindir;+ sabırsız kişi ise akılsızlığını herkese gösterir.+
30 Huzurlu yürek bedene hayat verir;+ kıskançlık ise iliği kemiği kurutur.+
31 Düşkünün hakkını yiyen, Yaratıcısına leke getirir;+ yoksulu kayıran ise O’nu yüceltir.+
32 Kötü insanı kendi kötülüğü yere yıkar;+ doğru insanın ise ahlakı* kendisine sığınak olur.+
33 Hikmet anlayışlı adamın yüreğinde barınır;+ akılsızların ortasında da kendini belli eder.
34 Doğruluk bir milleti yüceltir;+ günah ise halklar için utançtır.+
35 Kral sağgörülü hizmetkârından hoşlanır;+ fakat yüz kızartıcı işler yapana öfkelenir.+
15 Yumuşak cevap gazabı yatıştırır;+ acı söz ise öfkeyi alevlendirir.+
2 Hikmetlilerin dili bilgiyle iyilik yapar;+ akılsızların ağzından ise budalalık akar.+
3 Yehova’nın gözleri her yerdedir,+ iyileri de kötüleri de dikkatle izler.+
4 Dilin sakinliği hayat ağacıdır,+ çarpıklığı ise ruhu yaralar.+
5 Ahmak kişi babasının verdiği terbiyeyi küçümser;+ yanlışı gösterildiğinde kabul eden akıllıdır.+
6 Doğruların evinde ambarlar doludur;+ kötünün kazancı ise dışlanmasına yol açar.+
7 Hikmetlilerin dudakları bilgi dağıtır;+ fakat akılsızların yüreği buna yanaşmaz.+
8 Yehova kötülerin kurbanından iğrenir;+ doğruların duası ise O’nu hoşnut eder.+
9 Kötünün tuttuğu yol Yehova için iğrençtir;+ O, doğruluk peşinde olanı sever.+
10 Yoldan çıkana terbiye kötü gelir;+ düzeltilmekten nefret eden ise ölüme gider.+
11 Ölüler diyarı, helak yeri+ Yehova’nın gözü önündedir,+ nerede kaldı ki insanoğullarının yüreği!+
12 Alaycı kişi yanlışını göstereni sevmez.+ Hikmetlilerin yanına uğramaz.+
13 Sevinçli yürek yüzü neşelendirir;+ acılı yürek ise ruhu karartır.+
14 Anlayışlı yürek bilgi arar,+ akılsızların ağzı ise ahmaklık etmeye can atar.+
15 Mazlumun her günü kötüdür;+ fakat neşeli yürek sürekli ziyafettedir.+
16 Az malı olup Yehova korkusuyla yaşamak,+ çok malı olup huzursuz yaşamaktan iyidir.+
17 Sevginin olduğu yerde yenen sebze yemeği,+ nefretin olduğu yerde yenen besili sığırdan iyidir.+
18 Hemen parlayan insan çekişme yaratır;+ çabuk öfkelenmeyen ise kavgayı yatıştırır.+
19 Tembelin yolu dikenli çite benzer;+ doğrularınki ise düzlenmiş yol gibidir.+
20 Akıllı oğul babasına sevinç verir;+ akılsız ise annesini hor görür.+
21 Yüreği sağduyudan yoksun kişiye akılsızlık keyif verir;+ ayırt etmeyi bilen doğru yolda ilerler.+
22 Baş başa verilip konuşulmazsa tasarılar boşa çıkar;+ çok kişiye danışılması da başarı getirir.+
23 Ağzından çıkan cevap insana sevinç verir;+ yeri geldiğinde söylenen söz ne güzeldir!+
24 Aşağıya, ölüler diyarına inmesin diye,+ sağgörülü davranan için yaşam yolu yukarıya doğru gider.+
25 Yehova büyüklenenlerin evini yıkar;+ dul kadının toprağının sınırını ise pekiştirir.+
26 Kötünün planları Yehova için iğrençtir;+ hoş sözler ise O’nun gözünde temizdir.+
27 Haksız kazanç sağlayan ailesinin başına lanet getirir;+ rüşvetten nefret eden ise hayatta kalır.+
28 Doğruların yüreği vereceği cevabı iyice tartar;+ fakat kötülerin ağzı kötülük saçar.+
29 Yehova kötülerden uzaktır;+ fakat doğruların duasını işitir.+
30 Gözlerin ışıltısı+ yüreğin sevincidir;+ iyi haber+ de kemiklere şifadır.+
31 Hayat kazandıran terbiyeye+ kulak veren hikmetlilerin ortasında oturur.+
32 Terbiyeden kaçan,+ canına değer vermiyor demektir; oysa yanlışı gösterildiğinde kulak verenin yüreği sağduyu kazanır.+
33 Yehova korkusu terbiye eder, hikmet öğretir;+ alçakgönüllülük de saygınlık kazandırır.+
16 Yüreğindeki düşüncelere düzen vermek insanın elindedir;+ dilin vereceği cevap ise Yehova’dandır.+
2 Tuttuğu her yol insanın gözüne temiz görünür;+ fakat insan ruhunu tartan Yehova’dır.+
3 İşini Yehova’ya bırak,+ tasarıların mutlaka gerçekleşir.+
4 Yehova’nın yaptığı her şey Kendi amacı içindir;+ kötü adam da felaket günü için.+
5 Yüreği mağrur olan herkes Yehova için iğrençtir;+ el ele verseler de cezadan kurtulamazlar.+
6 Vefa ve sadakat suça kefaret olur;+ insan Yehova korkusuyla kötülükten yüz çevirir.+
7 Yehova kişinin tuttuğu yoldan hoşnutsa+ düşmanlarını bile onunla barıştırır.+
8 Doğrulukla elde edilen az şey,+ haksızlıkla elde edilen çok kazançtan iyidir.+
9 İnsanın yüreği gideceği yolu tasarlar;+ fakat adımlarını yönlendiren Yehova’dır.+
10 Kralın ağzında Tanrı’nın hükümleri olmalı;+ hüküm verirken ağzından haksız söz çıkmamalı.+
11 Doğru kantar ve terazi Yehova’nındır;+ torbadaki tüm ağırlıklar O’nun işidir.+
12 Kötülük etmek krallar için iğrençtir,+ çünkü taht doğrulukla pekiştirilir.+
13 Yüce bir kralı hoşnut eden, doğruluktan şaşmayan dudaklardır;+ o dürüst konuşanı sever.+
14 Kralın öfkesi ölüm habercisidir;+ fakat hikmetli adam onu yatıştırır.+
15 Kralın yüzündeki ışıltıda hayat vardır,+ lütfu da ilkbahar yağmurunun bulutu gibidir.+
16 Hikmet edinmek altından çok daha iyidir!+ Anlayış kazanmak da gümüşe yeğlenmeli.+
17 Kötüden uzak kalmak dürüstlerin yaşam yoludur.+ Yoluna dikkat eden canını korur.+
18 Gururun ardından yıkım,+ kibirli tutumun ardından düşüş gelir.+
19 Yumuşak başlılar arasında alçakgönüllü olmak,+ üstünlük taslayanlarla ganimet paylaşmaktan iyidir.+
20 Bir meseleyi sağgörüyle ele alanın işi iyi gider,+ Yehova’ya güvenen mutludur.+
21 Yüreğinde hikmet olana anlayışlı denir,+ tatlı dil ikna gücünü artırır.+
22 Sağgörü insan için bir hayat pınarıdır;+ ahmakların cezası ise kendi ahmaklıklarıdır.+
23 Hikmetlinin yüreği, ağzına sağgörü kazandırır;+ dilinin ikna gücünü artırır.+
24 Hoş sözler petek balı gibi,+ cana tatlı, kemiğe şifadır.+
25 Yol var ki, insana doğru görünür,+ fakat sonu ölümdür.+
26 Emekçi kendisi için emek çeker;+ çünkü boğaz derdi onu zorlar.+
27 İşe yaramaz adam yerin altından fesat bulup çıkarır,+ dudakları kasıp kavuran alev gibidir.+
28 Düzenbaz adam durmadan çekişmeyi körükler;+ iftiracı yakın dostları ayırır.+
29 Şiddete düşkün adam arkadaşını da ayartır,+ onu uygunsuz yola sürükler.+ 30 Düzen kurmak için göz kırpar.+ Sinsi sinsi gülüp kötülüğünü sonuna dek sürdürür.
31 Doğruluk yolunda giden için,+ ağarmış saçlar güzellik tacıdır.+
32 Çabuk öfkelenmeyen adam yiğitten,+ kendine* hâkim olan adam şehir fethedenden üstündür.+
33 Kura+ kucağa atılır, fakat onunla alınan her karar Yehova’dan gelir.+
17 Huzur içinde yenen bir lokma kuru ekmek,+ kavga eksik olmayan ve kurban etiyle dolu evden daha iyidir.+
2 Sağgörülü hizmetkâr utanılacak işler yapan oğula hâkim olur,+ evlatlarla birlikte mirastan pay alır.+
3 Gümüş için pota, altın için fırın vardır;+ yürekleri sınayan ise Yehova’dır.+
4 Kötülük yapan, fesatçının ağzının içine bakar.+ Yalancı da diliyle bela çıkarana kulak kesilir.+
5 Yoksulu alaya alan Yaratıcısına leke getirir.+ Başkasının felaketine sevinen cezasız kalmaz.+
6 Yaşlıların tacı torunlarıdır,+ oğulların güzelliği de babalarıdır.+
7 Doğru sözler nasıl akılsızın ağzına yakışmazsa,+ soylunun ağzına da yalan hiç yakışmaz.+
8 Sahibinin gözünde hediyesi, itibar kazandıran değerli bir taştır.+ Onunla nereye yönelse başarılı olur.+
9 Suçu kapatan sevgi kazanmak ister;+ işi diline dolayan ise yakın dostları ayırır.+
10 Anlayışlı adamı azarlamak,+ akılsıza yüz değnek vurmaktan daha etkilidir.+
11 Kötü adamın aklı fikri asiliktedir;+ ona gönderilen ulak da acımasız olur.+
12 Ahmaklığı üstünde bir akılsızla karşılaşmaktansa,+ yavrularından edilmiş bir ayıyla karşılaşmak daha iyidir.+
13 İyiliğe kötülükle karşılık verenin+ evinden kötülük eksik olmaz.+
14 Ağız dalaşı su sızıntısı gibi başlar;+ bu yüzden kavga patlak vermeden oradan uzaklaş.+
15 Kötü insanı aklayan+ da doğru insanı suçlayan+ da Yehova’nın gözünde iğrençtir.+
16 Neden akılsızın elinde hikmet edinmek için güç var?+ Onda sağduyulu bir yürek ne arar?+
17 Gerçek dost her zaman sever;+ o, sıkıntılı günler için doğmuş kardeştir.+
18 Yüreği sağduyudan yoksun kişi+ arkadaşlarının gözü önünde el sıkışıp kefil olur.+
19 Suçu seven kavgayı sever.+ Giriş kapısını yüksek yapan bela arar.+
20 Yüreği bozuk olan iyilik bulmaz;+ ağız değiştiren belaya düşer.+
21 Akılsızın babası olmak derttir;+ budalanın babası sevinç duymaz.+
22 Sevinçli yürek bedene şifadır;+ ruh ezikliği ise iliği kurutur.+
23 Kötü adam adaleti saptırmak+ için karşısındakinin koynundan rüşvet alır.+
24 Hikmet anlayışlı kişinin gözünün önündedir;+ oysa akılsızın gözü dünyanın öbür ucundadır.+
25 Akılsız oğul babasını üzer,+ kendisini doğurana da acı çektirir.+
26 Doğru insana ceza ödetmek iyi değildir.+ Soylu insana vurmak da doğru olmaz.+
27 Bilgili kişi dilini tutar;+ ayırt edici insan serinkanlıdır.+
28 Akılsız bile sustuğunda hikmetli sayılır;+ çenesini tutanın anlayışı vardır.
18 Kendini toplumdan ayıran bencil arzularının peşine düşer;+ her hikmetli* söze karşı çıkar.+
2 Akılsıza zevk veren, doğruyu yanlışı ayırt etmek değil,+ kendi içindekini ortaya dökmektir.+
3 Kötü adamın girdiği yere rezillik de girer;+ rezaletin olduğu yerde utanç+ da vardır.
4 İnsanın ağzından dökülen sözler derin sulardır.+ Hikmet pınarı da coşkun bir akarsudur.+
5 Kötüyü kayırmak da,+ doğru insandan adaleti esirgemek de iyi değildir.+
6 Akılsızın dili kavga çıkarır,+ ağzı da dayağı davet eder.+
7 Akılsızın kendi ağzı yıkımını getirir,+ kendi dili canına tuzak olur.+
8 İftiracının sözleri iştahla yutulan lokmalar gibidir;+ karna girer, en derine inerler.+
9 İşinde gevşek davranan+ da yıkım getirenin kardeşidir.+
10 Yehova ismi güçlü kuledir;+ doğru insan onun içine koşar ve korunur.+
11 Zenginin değerli malları onun güçlü kentidir;+ hayalinde onlar koruyucu bir sur gibidir.+
12 Mağrur yürek yıkım getirir;+ alçakgönüllülük ise saygınlık kazandırır.+
13 Dinlemeden cevap vermek+ akılsızlık ve utançtır.+
14 İnsanın ruhu güçlüyse hastalığına katlanabilir;+ fakat ezik ruha kim dayanabilir?+
15 Anlayışlı insanın yüreği bilgi edinir,+ hikmetlinin kulağı bilginin peşindedir.+
16 İnsanın hediyesi kendisine yer açar,+ onu büyük adamların önüne çıkartır.+
17 Davasında ilk konuşan haklı görünür;+ sonra başkası çıkıp onu sorgular.+
18 Kura, çekişmeleri durdurur,+ güçlüleri birbirinden ayırır.+
19 Gücendirilmiş kardeş surlu kentten daha zor kazanılır;+ öyle çekişmeler vardır ki, kale kapısının sürgüsü gibidir.+
20 Dilinin meyvesi insanın karnını doyurur,+ dudaklarının ürünü ona doyum sağlar.+
21 Ölüm ve hayat dilin elindedir;+ onu seven meyvesini yer.+
22 İyi eş+ bulan adam iyilik bulur,+ Yehova’dan lütuf görür.+
23 Yoksul sözünü yalvararak söyler;+ zengin ise sert karşılık verir.+
24 Öyle arkadaşlar vardır ki, birbirini paralamaya hazırdır;+ öyle dost vardır ki, kardeşten de yakındır.+
19 Doğruluk* yolundan ayrılmayan yoksul,+ diliyle sözü çarpıtandan da, akılsızdan da iyidir.+
2 İnsanın* bilgisiz olması iyi değildir;+ aceleyle adım atan günah işler.+
3 Kendi akılsızlığı insanı yoldan saptırır;+ sonra da yüreğinden Yehova’ya öfkelenir.+
4 Zenginlik dostları çoğalttıkça çoğaltır;+ yoksulluk ise insanı dostundan bile ayırır.+
5 Yalancı şahit cezasız kalmaz,+ yalan soluyan kaçıp kurtulamaz.+
6 Soylunun gözüne girmeye çalışan çoktur,+ hediye dağıtanla herkes dost olur.+
7 Yoksuldan kardeşleri bile nefret ederse,+ dostları daha da uzak durmaz mı?+ Yalvarmak için peşlerinden koşar ama dinleyen yoktur.+
8 Sağduyulu bir yürek edinen+ kendi canını sever. Ayırt edici olmaya dikkat eden iyilik bulur.+
9 Yalancı şahit cezasız kalmaz,+ yalan soluyan yok olur.+
10 Gösterişli bir yaşam akılsıza yakışmaz;+ soylulara hükmetmek hizmetkâra hiç mi hiç yakışmaz!+
11 İnsanın sağgörüsü öfkesini dizginler;+ kabahati görmezden gelmek kişinin güzelliğidir.+
12 Kralın gazabı yeleli genç aslanın kükremesi gibi,+ lütfu da otların üzerindeki çiy gibidir.+
13 Akılsız evlat babasının başına beladır;+ kavgacı kadın da akan bir dam gibi insanı kaçırtır.+
14 Ev ve servet insana atalardan mirastır;+ sağgörülü kadın ise Yehova’dandır.+
15 Tembellik insanı derin uykulara daldırır,+ haylaz insan aç kalır.+
16 Emre uyan canını korur;+ gideceği yolu önemsemeyen hayatından olur.+
17 Yoksula iyilik eden Yehova’ya ödünç vermiştir,+ karşılığını da O’ndan alır.+
18 Hâlâ ümit varken oğlunu cezalandır;+ onun ölümünü isteyecek duruma gelme.+
19 Tez öfkelenen kişi cezasını çekmelidir;+ onu kurtarırsan bil ki bunu hep yapman gerekir.+
20 Öğüt dinle, verilen terbiyeyi benimse ki,+ ileride hikmetli olasın.+
21 İnsanın yüreğinde pek çok tasarı vardır;+ fakat hiç değişmeyecek olan Yehova’nın amacıdır.+
22 İnsanı aranan biri yapan vefasıdır;+ yoksul kişi yalancıdan iyidir.+
23 Yehova korkusu yaşama götürür;+ insan gecelerini huzurlu geçirir,+ kötülük yanına bile uğramaz.+
24 Tembel elini sahana daldırır,+ ağzına götürmeye üşenir.+
25 Alaycıyı döv,+ deneyimsiz kişi akıllansın;+ anlayışlı insanı düzelt, bilgiyi kavrasın.+
26 Babasına kötü davranan, annesini kovan+ evlat bir utanç ve yüzkarasıdır.+
27 Oğlum, terbiyeye kulak asmazsan, bilgi kazandıran sözlerden sapıp yoldan çıkarsın.+
28 Alçak tanık adaletle alay eder;+ kötü adam için fesatlık yemek içmek gibidir.+
29 Alaycılar için hüküm,+ akılsızların sırtı için kötek hazırdır.+
20 Şarap alaycıdır,+ içki gürültücüdür,+ onunla yoldan çıkan akıllı değildir.+
2 Kralın dehşeti, yeleli genç aslanın kükremesi gibidir.+ Onu kızdıran kendi canına karşı günah işler.+
3 Kavgadan kaçınmak insan için onurdur;+ oysa ahmak olan hemen kavgaya atılır.+
4 Tembel kış geldi diye çift sürmez;+ biçim zamanı dilenir fakat eline bir şey geçmez.+
5 İnsanın yüreğindeki niyet derindeki sular gibidir;+ ayırt edici kişi onu çekip çıkarır.+
6 Vefasından söz edip duran insan ne çoktur;+ gelgelelim sadık birini kim bulabilir?+
7 Doğru kişi dürüstlük* yolunda yürür.+ Kendisinden sonra çocukları da mutlu olur.+
8 Hüküm tahtına+ oturan kral bakışlarıyla tüm kötülüğü dağıtır.+
9 Kim “Yüreğimi temizledim,+ günahımdan arındım” diyebilir?+
10 İki tür ağırlık ve iki tür ölçek;+ Yehova bunlardan iğrenir.+
11 Bir çocuk bile davranışlarıyla kendisini tanıtır; yaptıkları masum ve dürüst mü, değil mi, görülür.+
12 Duyan kulak ve gören göz; her ikisini de yapan Yehova’dır.+
13 Uykuyu sevme, yoksa fakir olursun.+ Uyanık dur ki, ekmeğe doyasın.+
14 Satın alan, “Bu mal kötü, çok kötü!” diyerek alır.+ Sonra da gidip övünür.+
15 Bol bol mercanın ve altının olabilir, ama en değerlisi bilgi dökülen dudaklardır.+
16 Yabancıya kefil olanın giysisini al;+ yabancı kadınla ilişkisi olandan aldığın rehini elinde tut.+
17 Sahtekârlıkla kazanılan ekmek insana tatlı gelir;+ fakat sonra ağzına çakıl dolmuş gibi olur.+
18 Planlar danışılarak sağlamlaştırılır;+ savaşını da sağlam rehberliğe göre sürdür.+
19 İftira atarak ortalıkta dolaşan, özel konuları açığa vurur;+ bu yüzden geveze adamla arkadaşlık etme.+
20 Annesine babasına lanet edenin+ kandili karanlık basarken söndürülecek.+
21 Başlangıçta tamah edilip alınan miras,+ sonunda hayırlı olmaz.+
22 “Bu kötülüğü ona ödeteceğim!” deme.+ Yehova’ya ümit bağla,+ O seni kurtarır.+
23 İki tür ağırlık kullanılmasından Yehova iğrenir;+ hileli terazi iyi değildir.+
24 Er kişinin adımlarını yönlendiren Yehova’dır.+ Âdemoğluna kalsa, gideceği yolu nasıl ayırt edebilir?+
25 Bir şeyi aceleyle “Adanmış”+ ilan etmek ve adakta bulunduktan sonra+ soruşturmaya kalkışmak insana tuzaktır.+
26 Hikmetli kral kötüleri darmadağın eder,+ döven tekerini üzerlerinden geçirir.+
27 İnsanın soluğu+ Yehova’nın kandilidir; onunla karnının en derinlerine kadar kişiyi araştırır.+
28 Vefa ve sadakat* kralı korur;+ tahtını vefa sayesinde elinde tutar.+
29 Genç erkeklerin tacı kendi güçleridir;+ yaşlı adamların ihtişamı ağarmış saçlarıdır.+
30 Yaralayan darbeler kötülüğü temizleyip yok eder;+ kötekler insanın içini arındırır.+
21 Kralın yüreği Yehova’nın elindedir.+ Su yolu gibi dilediği tarafa yönlendirir.+
2 Tuttuğu her yol insanın gözüne doğru görünür,+ fakat yürekleri tartan Yehova’dır.+
3 Yehova için hak ve adaletin yerine getirilmesi kurbandan makbuldür.+
4 Mağrur bakışlar, kibirli yürek;+ kötülerin kandili, günahtır.+
5 Çalışkanların tasarıları her zaman yarar sağlar;+ aceleciler ise er geç yoksulluğa düşer.+
6 Yalan dolanla elde edilen hazine uçup giden soluk gibidir,+ onun peşine düşen ölümüne susamıştır.+
7 Kötüleri kendi yağmacılıkları silip süpürecek;+ çünkü adaleti yerine getirmeye yanaşmadılar.+
8 Yoldan sapmış adamın işi dalaveredir;+ temiz insanın ise her işi dürüsttür.+
9 Dam köşesinde oturmak+ kavgacı kadınla aynı evi paylaşmaktan iyidir.+
10 Kötü adam kötülük yapmaya can atar;+ komşusuna lütuf göstermek istemez.+
11 Alaycının cezalandırıldığını gören deneyimsiz kişi hikmetli olur;+ kavrayışına derinlik katılan hikmetli kişi de bilgili olur.+
12 Adil Olan,* kötünün evini dikkatle gözler;+ onu tepetaklak felaketin içine düşürür.+
13 Kim düşkünün feryadına kulak tıkarsa+ kendisi de feryat edecek ve cevap alamayacak.+
14 Gizlice verilen hediye öfkeyi,+ koyna sokulan rüşvet+ şiddetli gazabı yatıştırır.
15 Adaleti yerine getirmek doğru kişi için sevinçtir;+ zararlı insanları ise bekleyen korkunç şeylerdir.+
16 Sağgörü yolundan ayrılan,+ ölümün tutsakları arasında yerini alacak.+
17 Zevk düşkünü yoksul olur;+ şaraba ve zeytinyağına düşkün kişi zengin olmaz.+
18 Kötü kişi doğru insanın fidyesi olur,+ hain de dürüstlerin.+
19 İnsanı canından bezdiren kavgacı kadınla yaşamaktansa çölde oturmak iyidir.+
20 Değerli hazineler ve zeytinyağı hikmetli kişinin evinde bulunur;+ akılsız ise onları har vurup harman savurur.+
21 Doğruluk ve vefa peşinde olan kişi,+ hayata, doğruluğa ve saygınlığa kavuşur.+
22 Hikmetli kişi kudretli adamın şehrine tırmanır ve onun güven kaynağı olan gücünü kırar.+
23 Ağzını ve dilini tutan canını sıkıntıdan korur.+
24 Haddini bilmeyen, övünüp duran kasıntı; öfkeyle küstahlık edene böyle denir.+
25 Tembelin arzusu onu ölüme götürür, çünkü çalışmaya eli varmaz.+ 26 Bütün gün arzularını ortaya döker; oysa doğru kişi hiçbir şeyi esirgemez, verir.+
27 Kötülerin kurbanı iğrençtir;+ hele bir yandan da edepsizlik yapıyorlarsa!+
28 Yalancı şahit yok olup gider,+ dinlemesini bilen ise sonsuza dek konuşabilir.+
29 Kötü adamın suratından küstahlık akar;+ doğru insan ise tuttuğu yoldan emindir.+
30 Yehova’ya karşı koyabilecek hikmet, anlayış ya da öğüt yoktur.+
31 At savaş günü için hazırlanır,+ fakat kurtuluşu sağlayan Yehova’dır.+
22 İyi ad büyük servetten üstün tutulmalıdır;+ saygınlık gümüş ve altından daha iyidir.+
2 Zenginle yoksul bir yerde birleşirler;+ ikisini de yaratan Yehova’dır.+
3 Akıllı kişi felaketi görüp gizlenir,+ deneyimsiz ise ileri gider ve cezasını çeker.+
4 Alçakgönüllülüğün ve Yehova korkusunun sonucu servet, onur ve yaşamdır.+
5 Yoldan sapmış adamın önünde dikenler ve tuzaklar vardır;+ canını korumak isteyen onlardan uzak durur.+
6 Çocuğu gitmesi gereken yola göre eğit;+ yaşlanınca da ondan ayrılmaz.+
7 Zengin adam yoksulların üzerinde hüküm sürer,+ borç alan da verenin kulu olur.+
8 Haksızlık eken zararını biçer,+ gazabının değneği yok olup gider.+
9 İyiliksever* insan takdir kazanır, çünkü yoksula kendi yiyeceğinden vermiştir.+
10 Alaycıyı kov, kavga biter; dava da kalmaz, utanç da.+
11 Yürek temizliğini seven+ tatlı dilli insan kralın dostluğunu kazanır.+
12 Yehova’nın gözleri bilginin koruyucusudur;+ fakat O, hainin+ sözlerini tersine çevirir.
13 Tembel, “Dışarıda aslan var!+ Şehir meydanında canımdan olurum” der.+
14 Ahlaksız kadının ağzı derin bir çukurdur.+ Yehova’nın lanetlediği kişi oraya düşer.+
15 Akılsızlık çocuğun yüreğinde yer etmiştir;+ terbiye değneği onu kendisinden uzaklaştırır.+
16 Malını çoğaltmak için yoksulun hakkını yiyenin+ ve zengine verenin sonu yoksulluk olur.+
17 Hikmetlilerin sözlerine kulak ver,+ onları dinle ki bilgimi yürekten benimseyesin.+ 18 Dilinden hiç düşmesinler+ diye onları yüreğinde tutman+ ne güzeldir!
19 Güvenini Yehova’ya bağlaman+ için bugün sana, evet sana bilgi veriyorum.
20 Şimdiye dek neden sana öğütler ve bilgiler yazdım?+ 21 Doğru sözlerin güvenilirliğini göresin, seni gönderene güvenilir sözlerle karşılık veresin diye değil mi?+
22 Yoksulu yoksul olduğu için soyma,+ mazlumu şehir kapısında ezme.+ 23 Çünkü onların davasını Yehova üstlenecek;+ onları soyanları canlarından edecek.+
24 Öfkeli insanla arkadaşlık etme,+ çabuk parlayan adamla birlikte olma. 25 Yoksa sen de onun gibi davranmaya alışırsın ve kendi canına tuzak kurmuş olursun.+
26 El sıkışanların,+ borca kefil olanların arasına katılma.+ 27 Ödeyecek bir şeyin yoksa, yatağını altından çekip alırlarsa iyi mi olur?
28 Atalarının koyduğu eski sınırın yerini değiştirme.+
29 İşinde usta birini gördün mü? O, sıradan insanların değil, kralların önünde duracak.+
23 Kralla yemeğe oturduğunda, önündekine çok dikkat et;+ 2 özellikle de midene düşkünsen, bıçak koy boğazına.+ 3 Onun lezzetli yiyeceklerine için gitse de belli etme, çünkü yalan dolan yemeğidir.+
4 Servet edinmek için didinip durma.+ Bunu aklından çıkar.+ 5 Var olmayan şeye+ hiç göz diktin mi? Çünkü er geç kartal gibi kanatlanıp havaya uçar.+
6 Gözünü cimrilik bürümüş+ kişinin yemeğini yeme, onun lezzetli yiyeceklerine için gitse de belli etme.+ 7 Çünkü içten pazarlıklıdır.+ Sana, “Buyur, ye iç” der; oysa yüreği senden yana değildir.+ 8 Yediğin lokma burnundan gelir, güzel sözlerin de boşa gider.+
9 Akılsıza söz söyleme,+ çünkü senin sözlerindeki sağgörüyü küçümser.+
10 Eski sınırının yerini değiştirme,+ yetimlerin tarlasına girme.+ 11 Çünkü onların Kurtarıcısı* güçlüdür; sana karşı davalarını O savunur.+
12 Terbiyeye yüreğini, bilgi kazandıran sözlere kulağını ver.+
13 Çocuktan terbiyeyi esirgeme.+ Onu değnekle döversen ölmez. 14 Onu değnekle döv ki, canını ölüler diyarına gitmekten kurtarasın.+
15 Oğlum, senin yüreğinde hikmet varsa,+ ben de yürekten sevinirim.+ 16 Dudaklarından doğru sözler dökülüyorsa,+ gönülden* kıvanç duyarım.
17 Yüreğin günahkârlara imrenmesin;+ Yehova korkusu her zaman içinde olsun.+ 18 Ancak o zaman bir geleceğin olur,+ ümidin boşa çıkmaz.+
19 Oğlum, dinle de hikmetli ol ve yüreğini doğru yoldan ayırma.+
20 Çok şarap içenlerin,+ ete düşkün oburların arasında olma.+ 21 Çünkü obur ve içkici insan yoksulluğa düşer,+ uyuşukluk da insana paçavra giydirir.+
22 Hayata gelmeni sağlayan babanı dinle,+ yaşlandığı için anneni hor görme.+ 23 Hakikati satın al,+ onu satma; hikmeti, terbiyeyi ve anlayışı da.+ 24 Doğru insanın babası elbette sevinçli olur;+ hikmetli evladın babası da sevinir.+ 25 Annen ve baban sevinsin, seni doğuran sevinç duysun.+
26 Oğlum, yüreğini bana ver; gözün de gittiğim yolda olsun; yolumu zevkle izle.+ 27 Çünkü fahişe derin bir çukurdur,+ ahlaksız kadın da dar bir kuyu. 28 Tıpkı bir soyguncu gibi pusuya yatar,+ hainlik eden erkekleri o çoğaltır.+
29 Ah vah eden kim? Kendini yiyip bitiren kim? Etrafıyla dalaşan kim?+ Dertlenen kim? Hiç uğruna yara bere alan kim? Gözleri kızaran kim? 30 Şarabın başından bir türlü kalkmayan,+ karışık şarap+ aramaya giden değil mi? 31 Şarabın kızıl rengine, kadehte ışıldamasına, boğazından aşağı süzülüvermesine bakma. 32 Sonunda yılan gibi ısırır,+ engerek gibi zehrini salar.+ 33 Gözlerin garip şeyler görür, yüreğinden sapıkça sözler dökülür.+ 34 Denizin ortasında uzanan, gemi direğinin tepesinde yatan adam gibi olursun.+ 35 “Beni dövdüler ama ağrı duymadım; bana vurdular ama anlamadım” dersin.+ “Bir ayılsam da yine içsem.”+
24 Kötülere imrenme,+ aralarına katılmaya can atma.+ 2 Onlar yüreklerinde soygunculuk tasarlar; ağızlarından bela eksik olmaz.+
3 Bir ev hikmetle kurulur,+ anlayışla* pekiştirilir.+ 4 Bilgi sayesinde odalar hoş ve değerli şeylerle dolar.+
5 Gücünü hikmetle kullanan yiğit adamdır.+ Bilgili insan gücüne güç katar.+ 6 Savaşını sağlam rehberliğe göre sürdür;+ kurtuluş danışmanların çokluğuyla olur.+
7 Ahmak için gerçek hikmet çok yükseklerdedir;+ şehir kapısında ağzını açmaz.
8 Kötülük tasarlayanın adı düzenbaza çıkar.+
9 Edepsizlik ahmaklıktan doğar ve günahtır;+ alaycı insan herkese itici gelir.+
10 Sıkıntılı günde cesaretin mi kırıldı?+ O zaman gücün de olmaz.
11 Ölüme götürülmekte olanları kurtar; öldürülmeye sendeleyerek gidenleri esirge.+ 12 “Bak bunu bilmiyorduk”+ dersen, yürekleri tartan anlamaz mı,+ senin içini okuyan bilmez mi,+ insana yaptıklarının karşılığını vermez mi?+
13 Oğlum, bal ye, iyidir; petek balı damağına tatlı gelir.+ 14 Hikmeti öğrenmek de senin için öyledir.+ Onu bulmuşsan bir geleceğin var demektir, ümidin boşa çıkmaz.+
15 Kötü adam gibi doğrunun mekânına karşı pusuya yatma,+ onun oturduğu yeri yağmalama.+ 16 Çünkü doğru insan yedi kere düşse de kalkar;+ kötüler ise felakete uğrayınca yıkılır.+
17 Düşmanın düştüğünde sevinme, ona çelme takıldı diye yüreğini sevinç kaplamasın;+ 18 yoksa Yehova bunu görür ve hiç hoş karşılamaz; o zaman ona olan öfkesi geçer.+
19 Kötülük yapanlar yüzünden kızma. Kötülere imrenme.+ 20 Çünkü kötülerin geleceği olmayacak;+ hepsinin kandili söndürülecek.+
21 Oğlum, Yehova’dan ve kraldan kork.+ Asilerin arasına karışma,+ 22 çünkü felaketleri ansızın gelir,+ yıkımları kaşla göz arasında olur.+
23 Şu sözler de hikmetliler içindir:+ Yargıda taraf tutmak iyi değildir.+
24 Kötüye “Sen doğrusun” diyeni+ halklar lanetleyecek, milletler kınayacak. 25 Ona yanlışını gösterenler ise esenlik bulacak,+ güzel nimetler tadacaklar.+ 26 Dosdoğru cevap vereni yanaklarından öperler.+
27 Dışarıda işini düzene sok, tarlada hazırlığını yap.+ Ondan sonra da aileni güçlendir.
28 Neden yokken komşun aleyhinde tanıklık etme.+ Yoksa kendi ağzınla akılsız durumuna düşersin.+ 29 “Bana yaptığının aynını ben de ona yapacağım.+ Yaptıklarını bir bir ödeteceğim” deme.+
30 Tembelin+ tarlasının, yüreği sağduyudan yoksun adamın+ bağının yanından geçtim. 31 Gördüm ki, her yanı deliceler bürümüş,+ ısırganlar kaplamış; taş duvar da yıkılmış.+
32 Öylece baktım, yüreğimden derin düşünceler geçirdim,+ gördüklerimden ibret aldım:+ 33 Biraz uyuyayım, biraz kestireyim, ellerimi kavuşturup biraz yatayım+ derken, 34 yoksulluk bir haydut gibi, yokluk bir eşkıya gibi gelir üzerine.+
25 Bunlar da Süleyman’ın özdeyişleridir+ ve Yahuda kralı Hizkiya’nın+ adamları tarafından derlenip kaydedilmiştir.
2 Tanrı’nın yüceliği bir işi sır olarak tutmasında,+ kralların yüceliği ise iyice araştırmalarındadır.+
3 Göklerin yüksekliğine,+ yerin derinliğine+ ve kralların yüreğindekilere akıl ermez.+
4 Gümüşü cürufundan ayır, tümüyle saf hale gelir.+
5 Kralın huzurundan kötü adamı uzaklaştır,+ tahtı doğrulukla pekişir.+
6 Kralın önünde kendini yükseltme,+ büyük adamların yerinde durma.+ 7 Çünkü tanıdığın bir soylunun önünde kralın seni aşağı indirmesindense+ “Yukarı buyur” demesi daha iyidir.+
8 Dava açmak için hemen atılma, çünkü sonunda komşun seni utandırırsa ne yapacağını şaşırırsın.+ 9 Davanı doğrudan komşunla görüş;+ biriyle yaptığın özel konuşmayı ortaya dökme,+ 10 yoksa bunu duyan seni utandırır; sonra zararlı sözlerini geri alamazsın.
11 Yerinde söylenen söz, gümüş oymalar içindeki altın elmalar gibidir.+
12 Altın küpe, has altından bir takı nasılsa, kulak veren için, yanlışını gösteren hikmetli kişi de öyledir.+
13 Hasat zamanı kar serinliği nasılsa,+ sadık elçi de kendisini gönderenler için öyledir, efendilerinin canına can katar.+
14 Yağmur bırakmayan bulut ve rüzgâr nasılsa, yalan+ hediyeyle övünen de öyledir.
15 Komutan sabırla ikna edilir; yumuşak dil kemiği kırabilir.+
16 Bal mı buldun?+ Yeteri kadar ye; çok yeme ki kusmayasın.+
17 Komşunun evine ayağını seyrek bas ki, senden usanıp nefret etmesin.
18 Komşusu aleyhinde yalan şahitlikte bulunan adam, ucu sivri bir ok, kılıç ya da gürz gibidir.+
19 Sıkıntılı günde hain adama güvenmek, kırık dişe ya da aksak ayağa güvenmek gibidir.+
20 Soğuk günde giysiyi çıkarmak, sodaya sirke katmaya ya da yüreği kederli olana şarkı söylemeye benzer.+
21 Senden nefret eden açsa, ekmek ver yesin; susamışsa, su ver içsin.+ 22 Böylece onun yüreğini alevli korlarla yumuşatırsın,*+ Yehova da seni ödüllendirir.+
23 Kuzey rüzgârı peşinden sağanağı sürükler;+ sırları açığa vuran dil de kızgın bakışları üzerine çeker.+
24 Dam köşesinde oturmak, kavgacı kadınla aynı evi paylaşmaktan iyidir.+
25 Yorgun cana soğuk su neyse,+ uzak ülkeden gelen iyi haber de öyledir.+
26 Bulandırılmış bir pınar, yıkılmış bir kuyu neyse, kötünün karşısında sendeleyen doğru kişi de öyledir.+
27 Çok fazla bal yemek iyi değildir;+ itibar peşinde koşmak da öyle değil mi?+
28 Kendine hâkim olmayan kişi, yıkılmış, duvarsız şehir gibidir.+
26 Yaza kar, hasat vaktine yağmur nasıl yakışmazsa,+ akılsıza da itibar yakışmaz.+
2 Kuşların kaçmasının, kırlangıçların uçuşmasının bir nedeni olduğu gibi, lanet de nedensiz gelmez.+
3 Kırbaç at için,+ yular+ eşek için, değnek de akılsızın sırtı içindir.+
4 Akılsıza onun akılsızlığına uyarak cevap verme, yoksa ondan farkın kalmaz.+
5 Akılsıza onun akılsızlığına uygun cevap ver, yoksa kendini akıllı sanır.+
6 İşleri akılsızın eline bırakanın, kendi ayağını sakatlayandan, kendi kendine zarar verenden farkı yoktur.+
7 Topal insan aksayan ayağıyla kuyuya inip su çıkarabilirse, akılsızın ağzından da özlü söz çıkar.+
8 Akılsıza itibar eden, taş yığınının içine taş gömen gibidir.+
9 Sarhoşun elindeki diken nasılsa, akılsızın ağzındaki özlü söz de öyledir.+
10 Akılsızı ya da yoldan geçeni ücretle tutan adam, oklarıyla her şeyi delik deşik eden okçu gibidir.+
11 Ahmaklığını tekrarlayan akılsız, kusmuğuna dönen köpek gibidir.+
12 Kendini akıllı sanan birini gördün mü?+ Ondan çok akılsızdan umut vardır.+
13 Tembel, “Yolda genç aslan var, meydanlarda aslan dolaşıyor” der.+
14 Kapı kendi milinde, tembel de yatağında dönüp durur.+
15 Tembel elini sahana daldırır, ama ağzına götürecek hali kalmamıştır. +
16 Tembel kendini akıllıca cevap veren yedi kişiden daha hikmetli görür.+
17 Yolda kendisini ilgilendirmeyen kavgaya öfkelenip karışan, köpeği kulaklarından tutana benzer.+
18 Ateşli oklarla+ ölüm saçan çılgın nasılsa, 19 komşusunu aldatıp sonra “Şakaydı” diyen adam da öyledir.+
20 Odun yoksa ateş söner; iftiracı yoksa ağız kavgası yatışır. +
21 Kor için kömür, ateş için odun neyse, kavgayı+ alevlendirmekte de kavgacı adam odur.
22 İftiracının sözleri iştahla yutulan lokmalar gibidir; karna girer, en derine inerler.+
23 Hararetli dudaklarla kötü yürek,+ gümüş sırlı çömlek parçasına benzer.
24 İçi nefret dolu kişi diliyle kendini belli etmez; fakat yüreğinde hile saklar.+ 25 Onun tatlı tatlı konuşmasına+ kanma;+ çünkü yüreğinde yedi iğrenç şey+ var. 26 Nefretini hileyle gizlemiştir, ama kötülüğü cemaatin içinde açığa çıkar.+
27 Çukur kazan, kazdığı çukura düşer;+ taş, yuvarlayanın üzerine geri gelir.+
28 Yalancı dil, yaraladığı insandan nefret eder;+ yaltaklanan ağız yıkıma yol açar.+
27 Yarınla övünme,+ çünkü gün neye gebedir bilmezsin.+
2 Seni kendi ağzın değil başkası övsün; kendi dudakların değil yabancı methetsin.+
3 Taş ağırdır, kum da ağırdır,+ ama ahmağın yol açtığı kızgınlık ikisinden de ağırdır.+
4 Öfke zalimdir, hiddet azgın sel gibidir;+ ya kıskançlığın karşısında kim durabilir?+
5 Yanlışın açıkça gösterilmesi,+ belli edilmeyen sevgiden iyidir.
6 Dostun açtığı yaralar sadakatinden ötürüdür;+ nefret edenden iyilik görmek* içinse yalvarmak gerekir.+
7 Karnı tok olan, bal peteğinin üzerine basıp geçer, aç olana ise her acı tatlı gelir.+
8 Yuvasından uzak düşen kuş nasılsa,+ yerinden yurdundan uzak düşen insan da öyledir.+
9 Yağ ve buhur+ yüreğe sevinç verir; candan öğüt veren dostun tatlılığı da öyledir.+
10 Kendi arkadaşını da babanın arkadaşını da terk etme; kendi sıkıntılı gününde kardeşinin evine gitme. Yakın komşu uzak kardeşten iyidir.+
11 Oğlum, hikmetli ol ve yüreğimi sevindir ki,+ bana meydan okuyana cevap vereyim.+
12 Akıllı kişi felaketi görüp gizlenir;+ deneyimsiz kişiyse ileri gider ve cezasını çeker.+
13 Yabancıya kefil olanın giysisini al,+ yabancı kadınla ilişkisi olandan aldığın rehini elinde tut.+
14 Sabah sabah bağırarak komşusuna hayırdua edenin sözü beddua sayılır.+
15 Dinmeyen yağmurda akan dam insanı evden kaçırır; kavgacı kadın da öyledir.+ 16 Onu tutmaya çalışmak, rüzgârı tutmak veya sağ elle zeytinyağını kavramak gibidir.
17 Demir demiri biler, insan da insanı.*+
18 İncir ağacını koruyan meyvesini yer;+ efendisini koruyan da onur kazanır.+
19 Su nasıl yüzü yüze gösterirse, yürek de insanı insana gösterir.
20 Ölüler diyarı ve helak yeri+ nasıl doymak bilmezse,+ insanın gözü de doymak bilmez.+
21 Pota gümüş için,+ fırın altın için neyse,+ övgü de insan için öyledir.+
22 Ahmağı kırık buğdayla birlikte dibekte tokmakla dövsen bile ahmaklıktan kurtulmaz.+
23 Davarının ne durumda olduğunu iyi bilmelisin. Aklın sürülerinde olsun;+ 24 çünkü servet kalıcı değildir,+ taç da nesiller boyu kalmaz.
25 Yeşil otlar kuruyunca yeni çimler çıkar, dağlardaki otlar toplanır.+ 26 Genç koçlar giysilerin içindir,+ tekelerle de tarla edinirsin. 27 Keçilerin sütü de hem senin hem de ev halkının beslenmesine, hizmetçi kızlarının geçimine yeter.+
28 Kötü adam, kovalayan yokken kaçar;+ doğrular ise genç aslanlar gibi yüreklidir.+
2 Kanun çiğnendiğinde ülke hükümdar üstüne hükümdar eskitir;+ fakat doğruyu ve ayırt etmeyi bilen adam sayesinde hükümdar uzun ömürlü olur.+
3 Düşkünün hakkını yiyen+ yoksul adam, yenecek her şeyi silip süpüren yağmur gibidir.
4 Kanuna sırt çevirenler kötü adama övgüler yağdırır,+ ancak kanuna uyanların öfkesini de üzerlerine çekerler.+
5 Kötüler adaleti anlayamaz; Yehova’nın rehberliğini arayanlar ise her şeyi anlayabilir.+
6 Doğruluk* yolundan ayrılmayan yoksul, zengin olduğu halde eğri yollara sapandan iyidir.+
7 Anlayışlı evlat kanuna uyar,+ oburlarla arkadaşlık edense kendi babasını küçük düşürür.+
8 Faizle+ ve tefecilikle servetini büyüten, aslında onu düşkünleri kayıran için biriktirir.+
9 Kanuna kulak tıkayanın+ duası bile iğrençtir.+
10 Dürüstleri kötü yola saptıran+ kendi kazdığı kuyuya düşer;+ temiz insan ise iyilik bulur.+
11 Zengin kendi gözünde hikmetlidir,+ fakat ayırt etmeyi bilen yoksul onun içini okur.+
12 Doğrular sevinçle coştuğunda+ her şey ne güzeldir; fakat kötüler başa geçtiğinde insanlar kılık değiştirip gizlenir.+
13 Suçlarını örtbas eden başarılı olamaz;+ onları itiraf edip bırakan ise merhamet görür.+
14 Her zaman korku duyana ne mutlu;+ yüreğini nasırlaştıransa belaya düşer.+
15 Sefalet çeken halkın başındaki kötü hükümdar, kükreyen aslana, saldırgan ayıya benzer.+
16 Gerçek anlayıştan yoksun önderin hileli işleri çoktur;+ haksız kazançtan nefret edenin+ ise ömrü uzar.
17 Birinin* kanından sorumlu kişi mezara kadar kaçacaktır.+ Onu kimse tutmasın.
18 Temiz bir yaşam süren kurtulur;+ eğri yollara sapan ise birden düşüverir.+
19 Toprağını işleyenin ekmeği kendine yeter;+ boş şeyler peşinde koşanın ise yoksulluk canına yeter.+
20 Sadık insan pek çok nimet görür;+ zengin olmak için acele eden ise masum kalamaz.+
21 Adam kayırmak iyi değildir,+ bir parça ekmek için suç işlemek de yiğide yakışmaz.
22 Gözünü hırs bürümüş adam değerli mal peşinde koşar durur;+ fakat yoksulluğun pençesine düşeceğini bilmez.
23 Birine yanlışını gösteren,+ sonunda onu pohpohlayandan daha itibarlı olur.
24 Annesinin babasının malını elinden alıp+ “Yaptığım suç değil” diyen kişi,+ yıkıcı adamın arkadaşıdır.
25 Küstah adam kavga çıkarır;+ Yehova’ya güvenen ise refaha kavuşur.+
26 Kendi yüreğine güvenen akılsızdır;+ hikmet yolunda yürüyen kurtulur.+
27 Yoksula veren yokluk görmez,+ ondan gözünü kaçıransa çok lanet alır.+
28 Kötüler başa geçtiğinde insanlar gizlenir;+ yok olduklarında da doğrular çoğalır.+
29 Yanlışı defalarca gösterildiği+ halde dik başlılık eden,*+ ansızın yıkılacak, toparlanamayacak.+
2 Doğrular çoğalınca halk sevinir;+ oysa kötü adam yönetici olunca halk ah eder.+
3 Hikmeti seven adam babasına sevinç verir;+ fahişelerle arkadaşlık edense değerli şeyleri mahveder.+
4 Kral ülkesini adaletle ayakta tutar;+ rüşvetçi ise onu yıkar.+
5 Arkadaşını pohpohlayan+ onun yoluna ağ sermiş olur.+
6 Kötünün suçunda tuzak vardır;+ doğru kişi ise mutludur, sevinçle haykırır.+
7 Doğru insan düşkünün davasıyla ilgilenir.+ Kötü adam ise bunu umursamaz.+
8 Küstahça konuşanlar kente ateş salar,+ hikmetliler ise öfkeyi yatıştırır.+
9 Hikmetli adamla davası olan akılsız kâh parlar, kâh güler, hiç rahat vermez.+
10 Kana susamış adamlar temiz insanlardan nefret eder;+ doğrular ise her birinin canını gözetir.+
11 Akılsız kişi öfkesini ortaya döker, hikmetli kişi ise sakinliğini sonuna kadar korur.+
12 Yalana kulak veren yöneticinin hizmetindeki herkes kötü olur.+
13 Yoksulla zalim bir yerde birleşirler:+ Her ikisinin de gözünün ışığı Yehova’dandır.+
14 Düşkünler için doğru hüküm veren kralın+ tahtı her zaman sağlam olur.+
15 Değnek ve terbiye hikmet kazandırır;+ kendi haline bırakılan çocuk ise annesini utandırır.+
16 Kötüler çoğalınca suç da çoğalır; fakat doğrular onların düşüşünü görecektir.+
17 Oğlunu terbiye et, o da sana huzur ve mutluluk verir.+
18 Gökten vahiy gelmezse halk dizginsiz kalır;+ fakat kanuna uyanlar mutludur.+
19 Hizmetkâr sadece sözle yola gelmez;+ çünkü anlasa da kulak asmaz.+
20 Söz söylemekte acele eden birini gördün mü?+ Ondan çok akılsızdan umut vardır.+
21 Çocukluğundan beri şımartılan kul, sonunda nankör olur.
22 Hiddete yenilen adam kavga çıkarır;+ öfkeye yatkın kişinin suçu çoktur.+
23 Kibir insanı alçaltır;+ alçakgönüllülük ise onur kazandırır.+
24 Hırsıza ortak olan kendi canından nefret ediyor demektir.+ Lanet andını* duysa da bildiğini anlatmaz.+
25 İnsan korkusu kişiye tuzak olur;+ fakat Yehova’ya güvenen korunur.+
26 Hükümdarın gözüne girmek isteyen* çoktur;+ fakat insanın hükmü Yehova’dandır.+
27 Adaletsiz kişi doğrular için iğrençtir;+ dürüst yaşayan da kötü insana iğrenç gelir.+
30 Yake oğlu Agur’un sözleri, önemli bilgiler.*+ Bu adamın İtiel’e, İtiel ile Ukal’a söyledikleri.
2 Ben herkesten daha akılsızım,+ insanoğlunun anlayışı yok bende;+ 3 hikmeti öğrenmedim;+ En Kutsal Olanın bilgisinden de yoksunum.+
4 Kim göklere çıktı da indi?+ Kim rüzgârı+ avuçlarına topladı? Kim suları bir örtüyle sarıp sarmaladı?+ Kim yerin uçlarına boydan boya sınır çekti?+ Biliyorsan söyle, onun adı ne,+ ya oğlunun adı?+
5 Tanrı’nın her sözü saftır.+ O, Kendisine sığınanlar için kalkandır.+ 6 O’nun sözlerine bir şey katma;+ yoksa seni azarlar ve yalancı çıkarsın.+
7 Senden iki şey diledim.+ Ölmeden bunları benden esirgeme.+ 8 Sahtekârlığı ve yalanı benden uzak tut.+ Ne yoksulluk ne de zenginlik+ ver. Payıma düşeni+ yiyebileyim ki, 9 tokluk içinde “Yehova da kim?”+ diyerek seni inkâr etmeyeyim+ ya da yokluğa düşüp çalarak Tanrımın adına leke sürmeyeyim.+
10 Efendisine gidip hizmetkârını karalama+ ki sana lanet etmesin ve suçlu duruma düşmeyesin.+
11 Öyle nesil var ki, babasına bela okur, annesine bile hayırdua etmez.+
12 Öyle nesil var ki, kendi gözünde tertemizdir,+ fakat aslında pisliğinden arınmamıştır.+
13 Öyle nesil var ki, kendini çok yükseklerde görür! Herkese tepeden bakar.+
14 Öyle nesil var ki, yeryüzünden düşkünleri silip süpürmek, insanların arasından yoksulları yok etmek+ için dişleri kılıç gibi, çeneleri keskin bıçak gibidir.+
15 Sülüğün iki kızı vardır, “Ver! Ver!” deyip dururlar. Hiç doymayan üç şey ve “Yeter!” demeyen dört şey vardır: 16 ölüler diyarı,+ kısır rahim,+ suya doymayan toprak+ ve “Yeter!” demeyen+ ateş.+
17 Babasıyla alay edenin, anne sözü dinlemeye dudak bükenin+ gözünü vadinin kuzgunları oyacak, kartal yavruları yiyecek.
18 Aklımın almadığı üç şey var, bir türlü anlayamadığım dört şey var: 19 göklerde kartalın yolu, kaya üzerinde yılanın yolu, denizin bağrında geminin yolu+ ve bir kızla erkeğin yolu.+
20 Zina yapan kadının yolu da şudur: Yemeğini yer ve ağzını siler, “Suç işlemedim” der.+
21 Üç şey var ki, yer altlarında sarsılır; dört şey var ki, yer onları kaldırmaz: 22 kölenin kral olması,+ akılsızın doyması,+ 23 nefret edilen kadının evlenmesi+ ve hizmetçinin hanımının yerini alması.+
24 Yeryüzünde dört küçük şey var ki, içlerinde hikmetle doğarlar:+ 25 karıncalar güçlü bir topluluk değildir,+ ama yiyeceklerini yazdan hazırlarlar;+ 26 kaya damanları*+ da kuvvetli bir topluluk değildir, ama yuvalarını kayaların üzerine kurarlar;+ 27 çekirgelerin+ kralı yoktur, ama hepsi bölük bölük ilerler;+ 28 kertenkele*+ her yere elleriyle tutunur ama kral saraylarında dolaşır.
29 Adım atışı görkemli üç şey var, yürüyüşü görkemli dört şey var: 30 hayvanların en kudretlisi, kimsenin yolundan döndüremediği aslan;+ 31 tazı, teke ve ordusunun başındaki kral.+
32 Eğer kendini yücelterek akılsızca davrandıysan,+ ya da bunu yapmayı aklına koyduysan, elini ağzına kapat.+ 33 Çünkü süt çalkalanırsa yağ çıkar, burun sıkılırsa kan çıkar, öfke boşalırsa da kavga çıkar.+
31 Kral Lemuel’in sözleri; annesinin onu eğitmek üzere+ verdiği önemli bilgiler.*+
2 Bak ne diyorum, oğlum benim, ne diyorum, rahmimin meyvesi,+ ne diyorum, adaklarımın ürünü:+
3 Gücünü kuvvetini kadınlara verme,+ kralları helak eden yollara girme.+
4 Krallara yaraşmaz ey Lemuel, şarap içmek krallara yaraşmaz; “Hani içki nerede?” demek yöneticilere yakışmaz.+ 5 Yoksa içip kanunu unuturlar, düşkünün hakkını çiğnerler.+ 6 İçkiyi ölümü yaklaşana,+ şarabı canı acıyana verin.+ 7 İçsin ki yoksulluğunu unutsun, artık derdini hatırlamasın.
8 Ağzını sesi çıkmayanlar için,+ ölümün eşiğindekileri+ savunmak için aç. 9 Ağzını aç da doğru hüküm ver, yoksulun ve mazlumun davasına bak.+
א [Alef]
10 Faziletli kadını kim bulabilir?+ O mercanlardan daha değerlidir.
ב [Bet]
11 Kocası ona yürekten güvenir, kazancı hiç eksilmez.+
ג [Gimel]
12 Ömrü boyunca kocasına kötülükle değil, iyilikle karşılık verir.+
ד [Dalet]
13 Yün ve keten arar; işini büyük bir zevkle, kendi eliyle yapar.+
ה [He]
14 Tüccar gemileri gibidir.+ Yiyeceğini uzaklardan getirir.
ו [Vav]
15 Henüz karanlıkken kalkar,+ ev halkına yiyeceğini, evdeki kızlara paylarına düşeni verir.+
ז [Zayin]
16 Bir tarla almayı hesap eder ve harekete geçer;+ elinin kazancıyla bir bağ kurar.+
ח [Het]
17 Kuvveti beline kuşak gibi sarar, kollarını sıvayıp işe girişir.+
ט [Tet]
18 Kazançlı işler yaptığının farkındadır; gece boyu kandili sönmez.+
י [Yod]
19 Elini örekeye koyar, iği avcunda tutar.+
כ [Kaf]
20 Düşküne elini uzatır, yoksula kollarını açar.+
ל [Lamed]
21 Karda kışta ev halkı için korkmaz, çünkü evindeki herkesin giysisi çift kattır.+
מ [Mem]
22 Kendisine yatak örtüleri+ yapar. Giysileri ketenden ve erguvani+ yündendir.
נ [Nun]
23 Yöre ihtiyarlarıyla birlikte şehir kapılarında+ oturan kocasını*+ herkes tanır.
ס [Sameh]
24 Gömlek+ yapıp satar, tacirlere kuşaklar verir.
ע [Ayin]
25 Güç ve görkemi giysi gibi kuşanmıştır;+ yarınlara gülerek bakar.+
פ [Pe]
26 Ağzını hikmetle açar,+ iyilik* yasası dilindedir.+
צ [Tsade]
27 Ev halkının gidişatına dikkat eder, tembellik ekmeği yemez.+
ק [Kof]
28 Oğulları kalkar, “Ne mutlu sana!” der;+ kocası da kalkar, onu över.+
ר [Reş]
29 Faziletli kızlar+ çok, ama sen hepsinden üstünsün,+ der.
ש [Şin]
30 Çekicilik aldatıcı,+ güzellik boş olabilir;+ fakat Yehova’dan korkan kadın övülmeyi hak eder.+
ת [Tav]
31 Elleriyle kazandığından kendisine de verin,+ yaptıkları şehir kapılarında bile ona övgü getirsin.+
[Dipnotlar]
Öz 2:3 Ya da “ayırt edici olmaya”
Öz 2:7 İbranice tuşiya; yararlı ya da etkili sonuçları olan “pratik hikmet”
Öz 2:7 İbranice tom; mükemmellik, ahlaksal sağlamlık ve bütünlük ifade eder.
Öz 2:9 Ya da “her iyi yolun”
Öz 2:16 Sözcük anlamıyla, “başka milletten”
Öz 3:2 İbranice şalom; huzur ve barış anlamına gelir.
Öz 3:3 Ya da “hakikat”
Öz 3:8 Sözcük anlamıyla, “göbeğin”
Öz 5:10 Ya da “acı çekerek”
Öz 7:20 Dolunay zamanında.
Öz 8:12 Ya da “akıllıca davranışın”
Öz 10:7 Sözcük anlamıyla, “çürür”
Öz 10:17 Ya da “hayat yolundadır”
Öz 11:3 İbranice tumma; mükemmellik, ahlaksal sağlamlık ve bütünlük ifade eder.
Öz 11:11 Ya da “hayırduasıyla”
Öz 11:13 Sözcük anlamıyla, “ruhu sadık”
Öz 11:29 Sözcük anlamıyla, “rüzgârdır”
Öz 12:4 Sözcük anlamıyla, “sahibinin”
Öz 13:2 İbranice nefeş.
Öz 13:13 Sözcük anlamıyla, “emirden”
Öz 16:32 Sözcük anlamıyla, “ruhuna”
Öz 20:28 Ya da “hakikat”
Öz 21:12 Yehova Tanrı.
Öz 22:9 Sözcük anlamıyla, “iyi gözlü”
Öz 23:11 Bedelle kurtarma fikri taşır.
Öz 23:16 Sözcük anlamıyla, “böbreklerimden”
Öz 24:3 Ya da “ayırt edici olmakla”
Öz 25:22 Sözcük anlamıyla, “başına alevli korlar yığarsın”
Öz 27:6 Ya da “nefret edenin öpücükleri”
Öz 27:17 Sözcük anlamıyla, “insanın yüzünü”
Öz 28:17 Sözcük anlamıyla, “bir canın”
Öz 29:1 Sözcük anlamıyla “boynunu sertleştiren”
Öz 29:24 Tanıklık çağrısını.
Öz 29:26 Sözcük anlamıyla, “yüzünü arayan”
Öz 30:1 “Önemli bilgiler”, İbranice Massa.
Öz 30:26 Kayalık yerlerde yaşayan, tavşana benzer bir hayvan.
Öz 30:28 Sakangur.
Öz 31:23 Sözcük anlamıyla, “sahibini”
Öz 31:26 Ya da “vefalı sevgi”