Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • gh böl. 8 s. 66-74
  • Yaratıcı, “Uzay Gemisi Yeri” Canlarla Dolduruyor

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yaratıcı, “Uzay Gemisi Yeri” Canlarla Dolduruyor
  • Seni Mutlu Edecek İyi Haber
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • BALIK “CANLAR” VE UÇAN YARATIKLAR
  • YERYÜZÜNDE YAŞAYACAK CANLAR
  • YARATILIŞIN YERYÜZÜNDEKİ ŞAHESERİ
  • YARATICIMIZA TEŞEKKÜR ETMEK ÜZERE NEDENLERİMİZ VAR
  • TANRI’NIN İNSANI YARATMAKTAKİ AMACI
  • İnsanlar İçin Bir Zevk Cennetinde Harikulade Ümitler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
  • Tanrı, Erkek ve Kadınla İlgili Maksadını Açıklıyor
    İnsanın İyiliği İçin Tanrı’nın Şimdi Zafere Ulaşan “Ebedi Maksadı”
  • İnsan Tanrı İle Cennette Bulunduğu Zaman
    İnsanın İyiliği İçin Tanrı’nın Şimdi Zafere Ulaşan “Ebedi Maksadı”
  • Tekvin Kitabı Aslında Ne Diyor?
    Uyanış!—1989 (Bilimsel Seri 29-32)
Daha Fazla
Seni Mutlu Edecek İyi Haber
gh böl. 8 s. 66-74

Bölüm 8

Yaratıcı, “Uzay Gemisi Yeri” Canlarla Dolduruyor

1. (a) Yeryüzü, ay ve insan yapısı uzay gemileriyle nasıl karşılaştırılabilir? (b) Birçok insan yerimizi gerçekten takdir etmediğini nasıl gösteriyor? (Mezmur 10:4)

TANRI’NIN ‛dördüncü yaratma gününün’ sonuna doğru, yerin yüzeyinin şahane bir görünümü vardı. Çok renkliydi. Çok daha sonra yirminci yüzyılımızda bir astronot üzerinde hayat bulunmayan Ay’ın yüzeyinden bu manzaraya bakarak şöyle dedi:

“Yerimize üç yüz seksen dört bin kilometre uzaklıktayken, asırlar boyunca bombardıman edilmiş bir ufuktan bakıldığında, evrende yalnız gezegenimizin renkli olduğu görülüyor . . . . Ne şahane bir gezegeni paylaşıyoruz! . . . . İçimize hâkim olan şaşkınlık, sahip olduğumuzu takdir edemeyişimizden olmalı.”

Bu astronot, insan yapısı bir uzay gemisinin küçücük bölmelerinde ağırlıksız olarak yaşamanın, insanın “uzay gemisi Yer”de Tanrı’nın kendisine hazırladığı ortamda sahip olduğu hayata nasıl bir tezat teşkil ettiğini tecrübe yoluyla öğrendi. Bununla beraber, insanların çoğu sahip olduklarını takdir etmemekle kalmaz, bu yeri tasarlayan ve yapan Şahsı da tanımazlıktan gelirler. Birçok insan “yüreğinde: Yehova yoktur” diyen akılsız gibi olmayı tercih eder.—Mezmur 14:1.

BALIK “CANLAR” VE UÇAN YARATIKLAR

2. (a) Tanrı bizim “uzay gemi”mizi ne zaman canlarla doldurmaya başlamıştı? (b) “Can” nedir? (Vahiy 16:3) (c) Hangi canlar “beşinci gün”de yaratıldı?

2 Tanrı, bazı insanların teorilerinde ileri sürüldüğü gibi milyonlarca yıl önce değil, nispeten daha yakın zamanlarda kendi vakit cetveline uygun hareket ederek “uzay gemimiz”i canlarla doldurmaya başlamış, ilk “canlar”ı yaratmıştı. Burada Mukaddes Kitabın yaratılış kaydında görülen “can” sözcüğü (İbranice nefeş), ister balık, ister kuş, ister başka bir hayvan veya isterse insan olsun, soluk alan ve duyuları olan yaratıkları kasteder. Bu beşinci ‛yaratma gününde’ Tanrı balık ve kuş olan “canlar”ı meydana getirmişti.—Tekvin 1:20-23.

3. (a) İnsanlar, doğada uygulanmış olan prensipleri nasıl kullanabilirler? Fakat neyi kabul etmek zorunda kalıyorlar? (Eyub 12:7-10) (b) Kuşlar ve balıklar insana nasıl yarar sağladı?

3 Bu canlıların yapısında Tanrısal hikmet ne kadar zengince belirtilmiştir. İnsan onların yaratılışında uygulanmış prensipleri görerek bir dereceye kadar kopya edebilmiştir; örneğin, bir mürekkep balığının, suyu vücudundaki boşluğa çekip bir huniden dışarıya atarak ilerlemesindeki, yarasanın sonar sistemindeki ve bazı kuşların aerodinamik sistemlerindeki prensipler. Bununla beraber bu “canlar”da insanın henüz çözemediği daha birçok şaşırtıcı sır vardır. Tanrı, balıklar ve kuşların insana “yiyecek olacak”larını bildirdiği zaman bunlar, insanın yemek listesine lezzetli ilaveler sağlamalarının yanında yeryüzündeki meskenine güzel ve ilginç taraflar da katmışlardır.—Tekvin 9:2, 3.

YERYÜZÜNDE YAŞAYACAK CANLAR

4. (a) Tanrı “altıncı gün”de neleri yaratmıştı? Nasıl? (b) Hayvanlar insana hangi yönlerden hizmet etmektedir? (Tekvin 1:25)

4 Altıncı ‛yaratma gününün’ başlangıcında Yehova şöyle dedi:

“Yer, cinslerine göre yaşayan canları, sığırları, ve sürünen şeyleri, ve cinslerine göre yerin hayvanlarını çıkarsın.” (Tekvin 1:24)

Tanrı’nın görünmez ruhu, faaliyette olup hayvan “cinsleri”nin şaşkınlık verici çeşitliliğini meydana getirmişti. Bunlardan bazıları geçici olarak belirli bir amaca hizmet etmiş, diğerleri ise varlıklarını sürdürüp bugüne kadar insana yarar sağlamaya devam etmiştir. Evde zevk için beslenenlerin yanı sıra, bazı hayvanlardan çok farklı şekillerde yararlanılmaktadır: Ata binilir, gezilir, köpekler bekçilik yapar, fillerle nakliyat yapılır, öküzlerle toprak sürülür, koyunlardan yün elde edilir vb. Hayvan “canlar” gerçekten insanlığın yararına ve mutluluğuna hizmet etmiştir.

5. Tanrı’ya, bu yaratıklar için neden teşekkür etmeliyiz? (Mezmur 8:4, 6-9)

5 Yehova’ya bu cinsleri meydana getirdiği için muhakkak teşekkür etmeliyiz. Mezmur yazarı bunu şöyle ifade etti:

“RABBİN (Yehova’nın) inayetlerini ebediyen terennüm edeyim; . . . . Gökler senindir, yer de senin; dünya ve onun dolusu—onları sen kurdun.”—Mezmur 89:1, 11.

YARATILIŞIN YERYÜZÜNDEKİ ŞAHESERİ

6. (a) Yehova, yaratma işlerinde bulunurken yanında kim vardı? (Yuhanna 1:1-4) (b) Tanrı, yanında çalışan şahsa ne demişti? Bundan dolayı, insanın hayvanlarla nasıl bir ilişkisi olacaktı?

6 Yehova’nın yanında bütün yaratma faaliyeti boyunca bir yardımcı—bir “ustabaşı”—görünmez göklerdeki tüm melek oğulları arasında en çok sevdiği şahıs bulunmaktaydı. (Süleymanın Meselleri 8:30) Altıncı ‛yaratma gününün’ sonuna doğru Yehova yanında çalışan bu şahsa şöyle dedi:

“Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım; ve denizin balıklarına, ve göklerin kuşlarına, ve sığırlara, ve bütün yeryüzüne, ve yerde sürünen her şeye hâkim olsun.”—Tekvin 1:26-28.

7. (a) Tanrı insanı hangi süreçle yaratmıştı? (Eyub 33:4) (b) İnsanın evrim geçirerek meydana gelmediğini kanıtlayan nedir? (Mezmur 100:3)

7 Acaba Tanrı ve onun yanında çalışan şahıs, insanı karmaşık bir evrim süreci vasıtasıyla mı yapmışlardı? Hayır, durum bundan çok daha basitti; çünkü Mukaddes Kitap bize şunları söylüyor:

“(Yehova Tanrı) yerin toprağından adamı yaptı, ve onun burnuna hayat nefesini üfledi; ve adam yaşıyan can oldu.” (Tekvin 2:7)

Mukaddes Kitap insanın kıllı, hırıldayan ve maymuna benzer yaratıklardan geliştiğini söylemiyor. İnsan, güzelliğe ve müziğe karşı takdiri, geçmişe ve geleceğe bakma yeteneğini, iyiyi kötüden ayırt eden bir vicdanı ve inayet ve sevgi gibi harikulade nitelikleri rastlantı sonucu bir evrim geçirerek kazanamazdı! Yalnız daha yüksek zekâ sahibi bir Şahsiyet—Tanrı—bu gibi nitelikleri ona bağışlayabilirdi. Yehova Tanrı ilk insanı, “kuşlar, dört ayaklılar ve yerde sürünenler” gibi yeryüzünde daha önceleri yarattığı herhangi bir yaratığın suretinde değil, Kendi “suretinde” yaratmıştı. (Romalılar 1:23) Konuşma ve düşünme yeteneği olmayan hayvanlarla, zekâ ve ahlak sahibi bir yaratık olan insan hiç bir evrim sürecinin asla kapayamayacağı kadar birbirinden uzaktır.

8. (a) İlk insanın güzel konuşma yeteneğine sahip olduğunu gösteren nedir? (b) Tanrı’nın yarattığı bütün şeylerin niteliği nasıldı? (Tesniye 32:4)

8 Tanrı, adam uyurken ondan bir kaburga kemiği alıp bununla kadını, Havva’yı yaparak, çok güzel olan eşini Âdem’e sunduğu zaman, onun konuşma yeteneği sevincini dile getirmek üzere ilkel hırıltılar çıkarmakla sınırlı değildi. Kendiliğinden ilk şiirsel ifadeleri kullandı:

“Şimdi bu benim kemiklerimden kemik,

ve etimden ettir;

Buna Nisa denilecek,

Çünkü o İnsandan alındı.”

(Tekvin 2:21-23)

Böylece Tanrı “erkek ve dişi” olarak insanı yaratmakla yeryüzündeki yaratma işlerine son vermişti.

“Ve Allah yaptığı her şeyi gördü, ve işte, çok iyi idi. Ve akşam oldu ve sabah oldu, altıncı gün.”—Tekvin 1:31.

YARATICIMIZA TEŞEKKÜR ETMEK ÜZERE NEDENLERİMİZ VAR

9. İnsanın yapılışıyla ilgili hangi ayrıntılar Yaratıcımıza hamt etmemize neden olmalıdır?

9 Tanrı’nın yeryüzündeki yaratma işlerinin şaheseri olan insan, gerçekten “çok iyi”ydi. İlk erkekle kadının soyundan gelen bizler Tanrı’ya harikulade ustalığından dolayı devamlı şekilde müteşekkir olmalıyız. Duyularımızı kullanmakla aldığımız sevinçleri bir düşünün: Lezzetli yemeklerin tadı, bizi seven insanların dokunuşu, nefis manzaraların görüntüsü, kuşların veya müziğin şahane sesi, çiçeklerin ve yemeklerin kokusu! Tanrı en uygun şekilde bize bedenimizin diğer hayati kısımlarının yanı sıra iki göz, iki kulak ve iki de burun deliği vermişti. İş yapmak üzere on parmağımız mükemmel şekilde düzenlenmiş bulunuyor ve son derece iyi tasarlanmış olan otuz iki dişimiz yemekleri ısırıp çiğnememizi ve etrafımızdakilere gülümsememizi mümkün kılıyor. Sevincimizi ifade etmek üzere gülme ve nükteli konuşma yeteneğimiz (ki hayvanlarda yoktur), sahip olduğumuz nimetlerden bir diğeridir. Tanrı vergisi olan yürüme, koşma, atlama ve yüzme yeteneklerimiz sayesinde hayattan ne kadar büyük bir zevk alabiliriz! Yaratıcımızın bize verdiği bedenin harikulade özelliklerinden binde birini bile takdir edersek Kral Davud’un şu sözlerini ifade etmek isteriz:

“Ya RAB (Yehova), beni denedin ve bildin. Sana şükreylerim; çünkü heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım; işlerin aciptir; ve canım bunu pek iyi bilir.”—Mezmur 139:1, 14.

10. İnsanın çoğalma süreci Yehova’nın hikmetinin yüceliğini nasıl ortaya koyuyor? (Vaiz 11:5)

10 Tanrı’nın insana verdiği gerçekten harikulade hediyelerden bir tanesi de cinsine göre çoğalma yeteneğidir. Her ne kadar yaşadığımız bozuk dünyada cinsel hayat ahlaksız amaçlarla kötüye kullanılmışsa da, evli insanlar bunu Tanrı’nın amacına ve emirlerine uygun olarak kullandıklarında kirli değildir. İnsanda üreme olayı ne fevkalade bir süreçtir! Kadında iğne ucundan daha büyük olmayan yumurtacık, kendisinin 85.000’de bir ölçüsündeki bir erkeğin sperma hücresi tarafından dölleniyor. Bu mini mini taneciklerin birleşmesinden, zamanla, o birleşme anında meydana gelen bileşik “plan”a (DNA)’ya uygun olarak, ana ve baba olan iki kişiden kalıtım yoluyla aldığı niteliklerle tam bir insan gelişiyor. Günümüzdeki mimarların inşa edilecek bir bina için yaptıkları planlar bazen ciltler dolduruyor, fakat Tanrı, herhangi bir binadan daha karmaşık olan tüm insan bedenini yapmaya yarayan “plan”ı görülemeyecek kadar küçük bir hücre içine koyabilirdi. Kral Davud bir insan yaratmaya yarayan bu “plan”dan bahsederek Yehova’nın son derece küçük olanlar da dahil olmak üzere her şeyi görebileceğini söylüyor:

“Anam karnında beni ördün. Gözlerin beni cenin iken gördü; ve daha onlardan hiç biri yokken, benim için tayin olunan günlerin hepsi senin kitabında yazılmıştılar. Düşüncelerin de benim için ne değerlidir, ey Allah! Onların topu ne büyüktür.”—Mezmur 139:13, 16, 17.

11. Tanrı’ya, insan beyninin hangi yetenekleri için teşekkür etmeliyiz?

11 Tanrı’nın düşünceleri gerçekten değerlidir! Tanrı bize kendi düşüncelerini kavrama yeteneğinde bir beyin verdiğinden O’na çok müteşekkir olmalıyız. Beynimiz ne kadar şahane bir organdır! İnsanın beynindeki hafıza sistemi o kadar etkili ve karmaşıktır ki, aynı işi yapabilecek insan yapısı bir bilgisayarın büyüklüğü New York şehrindeki en yüksek binalardan olan Empire State Building kadar olmalıydı. (The World Book Encyclopedia, 1973, Cilt 2, s.459.) Gerçekten, Yehova belirli bir yeri en ekonomik şekilde kullanmayı bilir. Aynı zamanda biyokimyacılara göre, insan beyninin kapasitesi hayvanlarınkinden çok daha büyüktür. Tahmin edildiğine göre, beynimiz korkunç yeteneğiyle bir kişinin yetmiş veya seksen yıllık ömrü boyunca biriktirebileceğinin bir milyar katı bilgiyi saklayabilir. Tanrı, insanın yeryüzünde ebediyen yaşamasıyla ilgili amacına uygun olarak ona yeni öğrendiği şeyleri sonsuza kadar saklayabilen bir beyin vermişti! Zihnimizi “övülmeye değer” düşüncelerle doldurmaya devam etmemiz ne kadar önemlidir!—Filipililer 4:8.

TANRI’NIN İNSANI YARATMAKTAKİ AMACI

12. (a) Tanrı’nın insanı yaratmaktaki amacı neydi? (b) İnsanın tuttuğu yol harap edici olmasına rağmen bu yeryüzü ne duruma gelecek? Ne zaman? (İşaya 65:17, 18)

12 Tanrı’nın insanı yaratmakta bir amacı vardır ve biz o amaca uygun şekilde yaşamayı arzulamalıyız. Yehova ilk insan çiftini yarattığı zaman onları bereketlemiş ve şöyle demişti:

“Semereli olun, ve çoğalın, ve yeryüzünü doldurun ve onu tabi kılın; ve denizin balıklarına, ve göklerin kuşlarına, ve yer üzerinde hareket eden her canlı şeye hâkim olun.” (Tekvin 1:28)

Bununla beraber, altı bin yıl geçtikten sonra ne görüyoruz? Yerin bazı kısımları insanla doldu; fakat onların büyük çoğunluğu Yaratıcıları Yehova Tanrı’ya bağımlı olduklarını kabul etmiyor ve O’na tapınmıyorlar. Yeri tabi kılmak yerine, çevreyi kirletip onu ve üzerinde yaşayan birçok hayvan cinsini harap ediyorlar. Fakat Tanrı “yeri harap edenleri harap” etmeye ve kendi büyük ‛istirahat gününün’ sonunda amacına uygun olarak bütün yerin izzetli bir cennet haline gelmesini sağlamaya kararlı olduğunu beyan ettiğinden Kendisine müteşekkir olabiliriz.—Vahiy 11:18.

13. Tanrı’ya, verdiği hangi fevkalâde ümitten dolayı müteşekkir olmalıyız? (Mezmur 145:11, 15, 16)

13 “Uzay gemisi Yer”in geleceği için gerçekten parlak bir ümit var! İnsan için de öyle! Tanrı’nın yüce amacına göre, yerin, bütün diğer canlara hâkim olan âdil insan ırkıyla dolu bir cennet haline getirilmesiyle O’nun istirahat günü sona erecektir. Yehova’ya, ‛insanı suretinde’ yarattığı ve yeryüzünde yaşayan bizlere şimdi ve sonsuza kadar gerekli bütün şeyleri sağladığı için teşekkür edebiliriz.—Tekvin 1:27.

[Sayfa 66’daki resim]

Yerimiz, insan tarafından yapılan herhangi bir uzay gemisinden her bakımdan fevkalade üstündür

[Sayfa 69’daki resim]

İnsanı hayvandan büyük bir uçurum ayırır. Bu, “evrim kuramı”nın yanlış olduğunu kanıtlar

[Sayfa 73’teki resim]

Bir insanın hafızasına eş kapasitedeki bir bilgisayar gökdelen büyüklüğünde olmalıdır

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş